Etiket arşivi: aydınlanma

MİLLİ MERKEZ İZMİR KURULTAYI


Dostlar
,

Türker Ertürk paşamız (kendi isteğiyle E. Tuğamiral),
AYDINLANMA savaşımımıza son derece ciddi katkılar veriyor.

“Kendi isteğiyle emekli” olarak sivil savaşıMı seçmesi çok anlamlıdır.

Çocukluğundan beri gönül verdiği ve 30+ yıl giydiği denizci üniformasını “gönüllü” (?) çıkarmak kolay değildir.

TSK içinde yeterince etkili – yararlı olamayacağını saptamak acıdır ve
çağımız Türkiye’sinin koşulları bakımından önemli ipucudur.

  • Milli Merkez’in partileşmesi...

Ciddi bir sorunsal (Problematik)..

Bir yandan zaman baskısı bir yandan son derece kritik bir adım ve yılların birikimini “heba” etme riski..

Sanırız “bir süre” daha gözlemek ve tartışmak gerekecek..

Hepimize kolay gelsin..

“Sabırlı aceleci” olabilir miyiz?

Tarihsel koşulların olgunlaşmasının zorunlu olduğunu hepimiz deneyimlerimizle biliyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
25.6.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

==============================

İZMİR KURULTAYI

portresi_sade

TÜRKER ERTÜRK

Geçtiğimiz Pazar, Milli Merkez’in Balçova’da yapılan İzmir Kurultayı’na katıldım. Kurultay, gösterilen ilgi, katılım, canlılık ve organizasyon açısından gerçekten görkemliydi ve mükemmeldi. Kurultay’da çok renklilik egemendi. Geçmişte birbirine siyasal rakip olanların hatta aralarında husumet yaşayan insanların, ülkemizin halen yaşadığı ağır yaşamsal tehdit nedeni ile nasıl bir araya geldiğini görebiliyordunuz.

Salon sağcısı, solcusu, merkezde olanı, Milliyetçisi, Demokratı ve Ülkücüsü ile
yan yana ve omuz omuza gelmiş Atatürk’te birleşmiş, ellerinde Al Bayrağımız “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atıyorlar ve ülkenin sorunlarına
çözüm üretebilmek için ter döküyorlardı.

Salonda iğne atsanız yere düşmeyecek durumdaydı. Sanırım İzmir’in bu mevsimde nasıl sıcak olduğunu bilirsiniz. İşte o günlerden birini yaşadık. Dev salonda iklimlendiriciler tam takat (güç) çalışıyordu ama o sıcağa ne dayanabilirdi ki ve
salonu dolduran ateşli yurtseverlerin yaydığı sıcaklığı ne soğutabilirdi ki!

Buram buram terledik

İnsanlar o sıcakta ve Pazar günü denize gitmek, İzmir ve çevresinin güzelliklerini
ailesi ile birlikte yaşamak varken niçin geldi ve bu kurultay salonunu doldurarak
buram buram terledi ve sıkıntı çekti. Emin olun dünyanın veya ülkemizin en popüler şarkıcısının o salonda konseri olsaydı salonu dolduramazdınız.

Böyle bir il kurultayını Meclis’te grubu bulunan hiçbir muhalefet partisi bu canlılıkta ve katılım düzeyinde hele hele bu sıcakta asla yapamazdı. Zaten bugüne dek yaptıkları,
bu saptamayı doğrular niteliktedir. AKP bu tasnife dahil değildi. Elden para, kumanya, çocuğunu işe alacağız yalanı, devletin, belediyelerin ve ihale verilen yüklenicilerin (mütteahitlerin) finansmanı ile ikna edilerek bindirilen ve taşınan kıtalarla bir de
onlar yapabilirdi.

Bizi bir araya AKP getirdi

İnanır mısınız bilmem ama Balçova’da yapılan Milli Merkez İzmir Kurultayı’nda salonunu dolduran ve geçmişte farklı siyasal eğilimleri bulunan insanları
bir araya getiren güçte AKP idi esasında.

AKP’nin 11 yıllık icraatı, Cumhuriyetimize ve kurucu ideolojisine düşmanlığı,

– emperyalizmle işbirlikçiliği ve taşeronluğu,
– Milli varlıklarımızın haraç mezat satılışı
ve yabancılara peş keş çekilmesi,

ülkemizin bir terör üssü haline getirilmesi, dinin referans yapılarak özgürlüklerimizin ve yaşam tarzlarımızın kısıtlanması, adım adım ortaçağ karanlığına doğru yol alışımız ve diktatörlük girişimleri gerçekte bizleri bir araya getiren ana nedendi.

Kurultay’da bana da konuşma sansı verdiler. Ben de özetle şunları anlatmaya çalıştım.

  • Artık Erdoğan meşruiyetini yitirmişolup derhal istifa etmelidir.
  • Bu durumda iktidarda kalmaya çalışmak ülkemizi bir felakete doğru götürmek demektir.

Yüzde 75’i emperyalizmin projeleri!

Taksim’de başlayan ve tüm ülkeye yayılan halk hareketi zaman zaman yavaşlasa bile nedensellik ortadan kaldırılmadıkça tümüyle durmayacaktır.

Çünkü bu isyan AKP’nin 11 yıllık icraatı sonucunda oluşan bir birikimin sonucudur.
Taksim, bu birikimin oluşturduğu kolektif bilinci tetiklemiştir.

Toplumun Erdoğan’a kızgınlığının arkasını dolduran kişisel nefret değildir.
Erdoğan ve AKP’ye kızgınlığın gerçek nedeni, icraatının % 75’ini oluşturan emperyalizmin O’nun önüne uygulaması için koyduğu ve dayattığı projelerdir.
Bugün Erdoğan’ı tek başına günah keçisi olarak gösterme çabaları,
bir emperyalist operasyondur.

Emperyalizm, yıpranan, son olaylara iyice denetimini yitiren ve ne yapacağı kestirilemez davranışları nedeniyle güvenilmez bulduğu Erdoğan’ı başka bir birisi ile değiştirerek aynı projeleri gerçekleştirmek ve yoluna devam etmek istemektedir.
Halen tüm operasyonlar bunun üzerine geliştirilmektedir.

Bu nedenle yalnız Erdoğan’ın gitmesi yetmez. Emperyalizmin projelerine taşeronluk eden zihniyet tümden gitmeli ve bu toprakların, üzerinde yaşayan bizlerin çıkarlarını esas alan bir iktidar gelmelidir.

Erdoğan’ın yerine Abdullah Bey

Diyelim ki Erdoğan gitti ve yerine Abdullah Bey geldi, ne değişecek?

– Eğer komşumuz Suriye’ye aynen terör ihraç edeceksek,
– 4+4+4 adındaki ortaçağ karanlığının eğitim sistemiyle yola devam edilecekse, – özgürlüklerimiz ve yaşam tercihlerimiz tehdit altında kalacaksa,
– Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisini ve Türk kimliğimizi hedef alan yeni anayasa ve dolayısı ile rejim değişikliği peşinde koşulacaksa…

bırakın “Kötü polisle” devam edelim daha iyi.
Çünkü “İyi polis” savunma reflekslerimizi narkozlar ve daha tehlikelidir.

Emperyalizm güçlüdür. Yakında yok olacağı iyi niyetli temenni içeren ama ayağı
yere basmayan bir öngörüdür!

Emperyalizm ülkemizin de içinde olduğu Büyük Ortadoğu Projesi’ni adım adım gerçekleştirmektedir. Bu proje ülkemizin bekasını ve çıkarlarını çok ağır şekilde
tehdit etmektedir.

Eskinin refleksleri ile olmaz!

Bu tehditle eskinin refleksleri, davranış biçimleri, söylemleri ve problem çözme teknikleri ile başa çıkamayız. Düşman veya rakip nasıl adlandırırsanız adlandırın,
bununla başa çıkabilmek için birleşmemiz gereklidir.

  • “Gel bizde birleşelim” artık geldiğimiz noktada birleşmeyi istememenin
    nazik bir ifadesidir.

Birleşmenin fikri adresinin Atatürk olduğu çok doğru bir tespittir.
Peki, örgütsel adresi neresi olmalıdır? Bu konuda çeşitli görüşler var!

Milli Merkez bugüne dek yaptığı çalışmalarla halkta büyük bir umut uyandırmıştır.

Kamuoyu yoklamalarında AKP büyük oranda oy yitirmesine karşın bu oylar
muhalefet partilerine akmamakta, hatta CHP’de oy yitirmektedir!

  • Acaba Milli Merkez partileşirse sandıkta halkın teveccühüne
    mazhar olabilir mi? 

Bunları zaman içinde göreceğiz. Bu arada zaman baskısı da olduğu unutulmamalıdır.

İzmir düşmana ilk ateş açtığımız yerdir. İzmir Kurultayı Milli Merkezin ilk il kurultayı olarak aynı ruh içinde olunduğunu göstermiştir. Milli Merkezin İzmir Yürütme Kurulu Başkanı Av. Erdoğan Özer’i ve arkadaşlarını bu başarı nedeniyle kutlarız.

Saygılar sunarım.
(24,6,13, İLK KURŞUN)

ATATÜRK’TE BİRLEŞTİK : YENİDEN 19 MAYIS!

Dostlar,

160 sayfalık çoooook kapsamlı ve çoooook emekli bir çalışmayı sizlere sunmak istiyoruz.

Bir küme yurtseverin ortak emeği, çalışması..

2012-13 dönemi boyunca tarihe not düşen yazılar, belgeler, bilgiler bu dosyada derlenmiş durumda.

Okunması ve okutulması gerek..

AYDINLANMA önce kafalarda – gönüllerde yaşanacak, ışıyacak;
sonra da yaşamın tüm alanlarına somut olarak adım adım yansıyacak..

Her kuşak, her insan, her Aydın ilmek ilmek bu uygarlık – kültür birikimine katkı verecek.

Bu değerli çalışmada emeği – göznuru geçen tüm “DOST” lara
şükranlarımızı sunuyoruz.

  • Günlerimiz hep aydınlık olsun, birbirimize hep “GÜNAYDIN” diyelim..

Söz konusu 160 sayfalık tarihsel derlemeyi okumak için aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklamanız dileğiyle..

Ataturk’te_Birlestik_YENIDEN_19_MAYIS

Önemli not          : Yazılar; güzel günleri etkileyen olayların belgelerinden oluşmuştur. Belgeler çok sayıda olduğundan, seçilenler; vatanın, ulusun bölünmez bütünlüğü, bağımsızlığı, Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlılık, onları koruma, kollama, gözetleme ve uygulama esas alınarak seçilmiştir.
Her şeyden, herkesten, tarafsızdır, bağımsızdır…


YENİDEN 19 MAYIS ATATÜRK’TE BİRLEŞTİK…
 

Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki:

“Sessiz, durgun başı eğik kalmayınız, uyanınız… 
Milli bağımsızlığımızı çiğniyorlar. Haklarınızı savunmak için birleşiniz,
düşmanın karşısına dikiliniz.
Sesinizi duyurunuz, bütün dünyaya:
“Ben Türküm bağımsızlık bana atalarımdan miras kaldı,
onu sana vermem” diye haykırınız…”

Dosyanın kapsamlı İÇİNDEKİLER listesi aşağıda..

YENİDEN 19 MAYIS… ATATÜRK’te BİRLEŞTİK…   1
İçindekiler: 10
19 Mayıs Türk Ulusu için önemli bir gündür… 11
19 Mayıs Yüce Atatürk’ün her yaştan Türk gençliğine armağanıdır…
“Yurtta Barış, Dünyada Barış”, Onu çok iyi anlatan bir sözüdür…
Aydınlığı hiç sönmeden kutlanacak nice 19 Mayıslara…
ÜLKEDE DURUM… 12
♥ M. K. Atatürk: 1919 yılı Mayıs’ın 19. günü Samsun’a çıktım. Genel durum…
Türk Gençliğinin kutsal armağanı: Türk Gençliğine Hitabe 13
♥ M. K. Atatürk: Cumhuriyet sizden; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister 14
Ulusal Bayramlarımız: 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim…
Mehmet Türker: Yasaklı Bayram… Dün ilk defa yasaklı bir 19 Mayıs’ı kutladık…
Aydınlık: Yeniden Samsun’a çıkma zamanı… 15
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Sloganı: 19 Mayıs Diriliş günüdür
Kurtul Altuğ: Büyük ve kutsal bir direnişin simgesidir 19 Mayıs…
Semih Koray: 19 Mayıs Milli mücadeleye çağrıdır…
Doğu Perinçek: TGB, ben varım demiştir. Yaptığı iş çok önemlidir… 16
İlker Yücel: Bizim bilincimizin yanı sıra vicdanımız var…
Selim Demirağ: TGB’ni kutluyor, emperyalizme karşı yaktıkları meşalenin sonsuza…
Rıza Zelyut: Tebrikler Türk Gençlik Birliği  (TGB) … 17
Serhan Bolluk: Atatürk’te birleşebilmek için, onun yasaklanması gerekirmiş…
Sözcü/Tokmak: Bu ışık sönmeyecek…
Hüsamettin Cindoruk: 19 Mayıs’ta önemli bir halk hareketi gördüm…
Mehmet Faraç: Atatürk Gençliğe Hitabe’de ne dediyse çıktı… 18
Bekir Coşkun: 19 Mayıs nerenize battı? 19
Yılmaz Özdil: Mustafa Kemal’in gözlerindeki ışığı takip edin, karanlık gecelerde… 20
Melih Aşık: Hapiste 68’i general, 250 subay yatıyor… 21
Birgül Ayman Güler: Bu bir rövanş alma, Cumhuriyetle hesaplaşma…
Emin Çölaşan: 19 Mayıs törenleri iptal edildi, geriye kaldı 23 Nisan, 30 Ağustos 22
Ümit Kocasakal: Gün gelecek, keser de sap ta, hesap da dönecektir…
♥ Atatürk: Bir gün 1. Cihan Harbi’nden sonra, Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde yeni kurduğumuz…
Emin Çölaşan: Bu iktidar geçici, ulusal bayramlarımız kalıcıdır…
Necati Doğru: 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlama coşkusunu sulandırıyorlar…
Sözcü/Tokmak: 30 Ağustos, Yeniden diriliş ve şahlanış, var oluştur… 23
Mehmet Akif: Yemin ediyorum, eğer Atatürk olmasaydı bu zafer kazanılmazdı…
Sözcü: Ülkeyi, yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır…
Aydınlık: Hangi çılgın zincir vuracakmış şaşarım… 24
Rıza Zelyut: Halk, militarist engelleri, demokratik gücünü birleştirerek aştı…
Bekir Coşkun: Unutmayın dün (29 Ekim 2012) sonun başıydı…
Mehmet Ali Güller: Dün Başkent Ankara’da, saltanat ile Cumhuriyet çarpıştı…
Yılmaz Özdil: 29 Ekim 2012. İstediğin kadar tazyikli su sık. Korkma sönmez…
Sözcü: 7’den 77’ye herkes Atatürk’e koştu. O’na sahip çıktı. Bu sevgi bitmez…
Kemal Baytaş: Türk halkı lütfen uyan… Atatürk dinci yobazların korkulu rüyası… 25
Sözcü/Tokmak: Olmasaydı, olmazdık… Türk ulusu bunun farkında…
Uğur Dündar: Tehlikeler karşısında bizi birleştirip bütünleştirecek tek lider Atatürk
Tansel Çölaşan: Toplanan milyonlar, Atatürk ve Cumhuriyete sahip çıkmış… 26
CUMHURİYET’İN DEMİR AĞLARI… 27
Mehmet Akkaya: 1940 yılına gelindiğinde tam 8637 km demiryolu hattı yapılmıştı…
Necati Doğru: Mustafa Kemal devrimciydi, sizler taklitçisiniz…
Sabahattin Önkibar: Atatürk örmemiş de o örmüş! … 27
Necati Doğru: Borçsuz ray döşüyoruz, yuttur gitsin edebiyatı yapıyor… 28
Nazif Ekzen: “1950’lerden 1980’lerden kalma anlayış” kime, neyin hesabını soruyor? 28
Muharrem İnce: Atatürk’e hakaret etmeyi bırakıp şükret… 29
Özdemir İnce: Gerçekleri inkâr etmek, nankörlük yapmak bir ruhsal ve zihinsel yıkım
ZOR GÜNLER… 30
Kurtul Altuğ: En son bilgi ve verilere göre 500 milyon dolar iç ve dış borç bulunuyor
Kurtul Altuğ: Artık Cumhuriyet elbise değiştiriyor…
B. Sadık Albayrak: Sahipsiz Gerçek… sözden öteye gidemeyen gerçektir…
Mustafa Acer: Mustafa Kemal Atatürk gibi düşün 31
Norveç dilinde Mustafa Kemal gibi düşünmek, diye bir deyim vardır… 32
AKP NASIL GETİRİLDİ, KİM GETİRDİ? 34
Yalçın Küçük: 2002 seçimi “darbe içinde darbe” olmuştur…
Mehmet Ali Güller: ABD Dışişleri: Abdullah Gül’ü biz yetiştirdik… 35
Serhan Bolluk: Devlet Bahçeli’yi kritik anlarda yaptığı çıkışlarla tanıyoruz…
Doğu Perinçek: Washington, sistem partilerinin Genel Başkanlarını atıyor…
Sözcü/Tokmak: Hep geriye gidiyoruz… 36
Sözcü/Tokmak: Türk Hava Yollarında, SMS mesajıyla 305 kişi işten çıkarıldı…
Aydınlık: Gizli Sözleşme uygulanıyor… 37
Sabahattin Önkibar: Konumuz Ege’de Yunanlılar tarafından işgal edilen adalardır… 38
Mehmet Türker: Ülke kan ağlıyor, onlar Myanmar’da ağlıyor…
Sözcü: Osman Pamukoğlu kendisine” seviyesiz” diyen T. Erdoğan’a sert çıktı…
Aydınlık: F. Ricciardone, ABD’nin Türkiye ile gizli çalışmalar yürüttüğünü söyledi 39
Erol Ertuğrul: Batı, laik ve Tam Bağımsız bir Türkiye istemiyor… 40
ÜMRANİYE OPERASYONU Nasıl ERGENEKON OLDU? 41
M. K. Atatürk: Ordu düşmanlarının birinci hedefi taarruz oldu
Şule Perinçek: Türk Silahlı Kuvvetleri niçin bu duruma düştü?
Türker Ertürk: ABD ülkemizi dönüştürmek istemektedir…
Tevfik Özcan: ABD dünyayı şehir devletlerine bölmek istiyor… 42
Mustafa Mutlu: Ergenekon ve benzeri davalar, ABD’nin Türkiye’ye açtığı davalardır
Doğu Perinçek: TSK’ne operasyon Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis’in katliyle başlamıştır 43
Doğu Perinçek: Henri Barkey: AKP iktidarı ile anlaşarak Türk Ordusunu kafesledik 44
Dursun Çiçek: Psikolojik harekâtın silahı propagandadır. Beyaz-Gri-Siyah… 45
Üst. Burak Çetin: 14 yaşından beri bu devletin ekmeğini yiyorum, ihanet etmedim… 46
Albay M. Koray Eryaşa: Hakkımdaki suçların hiçbirisini işlemedim…
Yalçın Küçük: Akepe tutuklama tuzağına düşmüştür…
Sözcü/Tokmak: Memleketin hemen hemen yarısı terörist. Olacak iş mi bu? 47
Türker Ertürk: Çeşitli davalarla askerlerimiz tutuklanıp zindanlara atılmaktadır…
H. Ataman Yıldırım: Özellikle sahte, uydurma ihbar mektupları, sahte gizli tanıklar…
Saygı Öztürk: A. Suat Ertosun: Kozmik odalarda yapılan aramalar kanunsuzdur… 48
Aydınlık: İkinci Kozmik Oda tertibi…
Serhan Bolluk: Kozinoğlu’nu kim öldürdü? Cinayetin üstünü örtmeye çalıştılar…
Aydınlık: Şüpheli ölümün nedeni kalp krizi değil…
Aydınlık: Başbuğ’u suçlayan DVD poliste hazırlanmış… 49
Ali Bayramoğlu: Balyoz Davası çökmüştür…
Celal Ülgen: … Bu dönemin adı kesinlikle “Üretilmiş Deliller Dönemi” olurdu…
Metin Feyzioğlu: Sivil darbe dönemleri, askeri darbeden daha şiddetli sonuçlar…
Aydınlık: Mark Spencer: Bu bildiğimiz tarzda basit bir doküman sahteciliği değildi… 50
YTÜ Öğretim Elemanları: CD’ler kesin delil niteliğinde değerlendirilemez…
51 Muvazzaf Komutan: Balyoz Davası Türk tarihine ihanettir…
Yılmaz Özdil: İnsanlar 5 senedir içeride, Milli irade bir senedir tutuklu… 51
Mehmet Faraç: TSK’ye yönelik planlar, yaşananlar ve iddialar… dehşet verici…
Osman Özbek: Düşmanın istediği doğrultuda karar alındı… 52
E. Ülker Tarhan: Yüksek Askeri Şura’nın kararı açık bir tasfiyedir… 52
Türker Ertürk: Şura Kararları TSK’de adeta bir tasfiye operasyonudur… 52
Nusret Sanem: Balyoz tertibinde mahkeme kararı çıkmadan ABD’nin isteği yapıldı… 52
Doğu Perinçek: Mustafa Kemal’in subayını tasfiye etmek, vatan hainliğidir…
Sabahattin Önkibar: Atabeyler’deki beraat Ergenekon’un aklanmasıdır… 53
Aydınlık: Tutukluluklara neden olan belgeler virüslü çıktı…
Sabahattin Önkibar: TÜBİTAK iktidar müdahaleleriyle AKP’lileştirilen kamu kurumu
Sözcü: Müyesser Yıldız: Bizim özgürlüğümüzü, hayatlarımızı çaldılar…
Bartu Soral: Herkes adil yargılanma hakkına sahiptir…
Saygı Öztürk:Tutuklu Albay Temizöz’den şok iddia: TSK’ne yapılanların ardında ABD 54
Emin Çölaşan: Toplum sindirildi, ses çıkaramaz hale getirildi…
Emin Çölaşan: Balyoz Mahkemesinde olmayan tek şey adaletti… 55
Türker Ertürk: Karar siyasidir ve dava açıldığı gün, sonucu belirlenmiştir…
Aydınlık: Ümraniye bombalarının büyük sırrı? 56
Sabahattin Önkibar: Ergenekon’un tertip ve tezgâh olduğunu net olarak ispatlıyor…
Süleyman Demirel: Çok sıkıştılar, kendilerini kurtarmak için yaptılar…
Erol Ertuğrul: Bu ülkeyi çökertmenin, teslim almanın yolu, önce ordusunu çökertmek 57
Abdullah Gürgün: Yeter artık Ergenekon bitsin…
Nusret Sanem: Yasadışı elde edilmiş tüm deliler… ayıklanırsa davada bir şey kalmaz
Nuri Alan: O bombaların orada bulunması ve sürecin başlatılması planlanmış…
İsmet Özçelik: Richard Murphy: Haziran ayında TSK’ne operasyon yapacağız… 58
Ergun Gedek: Genelkurmay Bilgi Notunda; Ergenekon tertibinin mimarı ABD…
Sabahattin Önkibar: Ergenekon efsanesi, Türkün yeniden diriliş destanıdır…
Sözcü/Tokmak: Yaraya dönüşen Ergenekon davası bir süre sonra bitecek…
Aydınlık: Abdullah Gül: Bu bombalara dikkat edin, Bunun arkası gelecek…
Oktay Ekşi: Balyoz, Oda TV, İnternet Andıcı, 28 Şubat Süreci …aynı dizinin halkaları 59
Ümit Kocasakal: Silivri hükümsüzdür…
Şule Perinçek: Güneş Yakında Silivri’de de doğacak…
TELEKULAK DİNLEMELER… 60
Emin Çölaşan: Siyasetçiler, gazeteciler, subaylar ve eşleri özellikle izlendi…
Burak Aksoy: İlhami Yangın: … Herkes kasetlendi…
Saygı Öztürk: Yasadışı dinlemeler çığırından çıkmış durumda…
Emine Ülker Tarhan: Darbeciler, medyayı ve sivil toplumu kontrollerine aldılar… 61
AÇILIM VE AÇTIKLARI… 62
Emin Çölaşan: Türkiye’de akıl almaz olaylar yaşıyoruz…
Doğu Perinçek: PKK/BDP’nin ABD’den rol talebi… 63
Aydınlık: Açılım, Habur ve Ev hapsi…
Sözcü/Tokmak: Yılanın başı Abdullah Öcalan’ı cezaevinden çıkarma çabaları devam 64
Aydınlık: Beşir Atalay: Habur’da hata yaptık. Bu yol kazasıydı
Osman Özbek: Meclis kürsüsünden çağrılar yapılıyor…
Bülent Esinoğlu: BOP gereğince, PKK ile Oslo görüşmelerini yaptılar…
KÜRTÇÜ SORUNU Ve TERÖR SORUNU (PKK)… 65
Sadettin Tantan: Amerika’nın silahlı predatörleri tehlikeli. Terörün amirleri de belli…
Sadettin Tantan: İktidar Partisi, güvenlik boyutunun içini boşalttı…
Erkan Akçay: Açılım denilen yıkım projesine son verilmelidir 66
Emin Çölaşan: Plan, Türkiye’nin bölünmesiydi. Bugün de öyle…
Sözcü/Tokmak: Eli silahlı haydutlarla müzakere olmaz, mücadele edilir 67
Aydınlık: Amerika istese bu iş çözülür ama istemiyor. PKK’yı Barzani’yi de kullanıyor
Emin Çölaşan: Bu iktidardan öce Mehmetçik oralara daldı, terör üslerini temizledi 68
Uğur Dündar: 20 yıl önce bu karakolların yeri değiştirilmeli yoksa çok şehit veririz
Aydınlık: Dağlıca’da 8 askerimizin PKK saldırısı sonucu şehit düşmesinin ardından… 69
Mehmet A. Güller: PKK’nın dağlıca baskınıyla AKP’nin açılımları arasında bağ var
Uğur Dündar: Bakan çocukları, hudut karakollarında askerlik yapsın…
Sözcü: TOKİ dere yatağına gökdelen yapacağına, karakollar yapsın… 69
Sözcü: AKP’nin iktidara geldiği yıl 10 olan şehit sayısı, 10 yıl içinde… tırmandı… 70
Doğu Perinçek: PKK’nın Kuzey Irak’la birleşme açıklaması… 70
Aydınlık: Oslo’da arabulucu İngiliz istihbaratıydı…
İsmet Özçelik: Haluk Koç: AKP ile PKK arasında varılan Oslo Mutabakatını açıkladı 71
Aydınlık: Sabih Kanadoğlu: Türkiye’nin geleceği tehlike altında
Mehmet Türker: İktidarın yönettiği devlet, yurt içinde karayollarına bile hâkim değil… 72
Sadettin Tantan: AKP iktidarı, ABD ile birlikte PKK’yı özgürleştirdi…
M. Bozkurt-G. Çınlar: Öcalan: Benimle görüşenler devlet adına görüştüler…
Aydınlık:T. Erdoğan: Biz statükoyu Ada’ya danışmanımızı göndermek suretiyle kırdık
Necati Doğru: Türkler vereceğini verdi, 20 yılı vererek geçirdi…
Doğu Perinçek: Türkiye, kanlı  “barış” tuzağına itilmektedir…
Şahin Mengü: Muhalefetin kabul edeceği şey, terörle mücadele edileceği gerçeğidir 73
Edip Başer: ABD bir Kürt devleti kurmak istiyor. Zaten haritayı çizmiş…
Doğu Perinçek: Kürt sorunu artık Türkiye için ABD sorunudur… 74
Engin Alan: 40 yılım devlete hizmetle geçti. Uzun yıllar terör örgütü ile mücadele…
“AKİL ADAMLAR” Formülü Nedir? 75
Aydınlık: Fikir babası Öcalan, Finansman Soros, Öneren Kılıçdaroğlu, uygulayan T…
Zihni Erdem: Başbakan Erdoğan’a Siyasetçilerden yanıt…
Onur Öymen: Formül, uygulandığı her yerde bölünmeyle sonuçlanmıştır…
Mehmet Şandır: Bütünüyle yanlıştır…
İsa Gök: Bu fikri savunanlar BDP, PKK ve KCK’dır… 76
Bayram Yurtçiçek: Bu proje aslında AKP, CHP ve BDP’nin ortak projesidir…
ULUDERE OLAYI? 77
Aydınlık: Washington’un Türkiye ve Ortadoğu eylemleri hızlandı…
Mehmet A. Güller: AKP’nin Suriye düşmanlığı, ABD’nin bölge planları gereğidir…
Mehmet A. Güller: Orgeneral Özel’in yakasına yapışan sorular… 77
Mehmet Türker: ”Kürtçü Açılım” derken, AKP’ye ”Uludere bombası” düştü…
E. Ülker Tarhan: Katliamın hesabını verin Başbakan…
Sözcü: Süleyman N. Kurşuncu: Tecrübe ve bilgi eksikliği oluştu. Sonuç Uludere Olayı
YENİ ANAYASA GEREKLİ mi? Ya BAŞKANLIK SİSTEMİ? … 79
Arslan Bulut: Yeni Anayasa… AKP’nin politikasının arkasında ABD, İngiltere ve AB
Doğu Perinçek: Bölücü A. Karşıdevrim A, Oslo Anayasası, Yeni Anayasa’nın adları
Onur Öymen: Bu Anayasa, Kemalist ideolojiyi yok etme anayasasıdır…
Necdet Basa: Var olan Anayasa’ya göre, yeni bir anayasa yapılması suçtur…
Erol Ertuğrul: Başbakan, padişahlığa özenerek yeni anayasa ile Başkanlık sistemi…
Türker Ertürk: Halkın yeni bir anayasa talebi kesinlikle yoktur… 80
Doğu Perinçek: Türkiye’yi bölen Anayasa meşru değildir, yasadışıdır…
Sabih Kanadoğlu: Herkese görev düştüğünü anlatmak gerekir…
Sabih Kanadoğlu: Anayasa’nın ilk 3 maddesinin değiştirilmesi bile teklif edilemez… 81
Sözcü/Tokmak: Tayyip bey Başkanlık sistemi diye tutturdu… Zaten tek adam sistemi 81
YARGI NE DURUMDA? YANSIZ mı? … 82
Hıncal Uluç: Çan 5. kez çalmadan…
Sözcü/Tokmak: Geciken adalet, adalet değildir…
Aydınlık: Bütün vatan hainleri er ya da geç hesap verecekler… 83
Sözcü: Yargıda Skandal…  Şeriatçı 120 tutuklu son anda tahliye oldu
Erol Ertuğrul: Vatanseverler haksız yere cezaevlerinde tutsak tutuluyorlar…
Sabahattin Önkibar: Türkiye’de yargı 3 başlıdır: F tipi, Tayyiban, Cumhuriyet Yargısı 84
Ümit Kocasakal: İstanbul Barosu asla boyun eğmeyecek…
DENİZ FENERİ hala SÖNDÜRÜLEMEDİ mi? 85
Asuman Aranca: Alman savcılar: Deniz Feneri’nde yolsuzluklar 2002 de başladı…
İsmet Özçelik: Alman yargıçlar: Yüzyılın Yolsuzluğu, Asıl failler Türkiye’de…
Aydınlık: Almanya’da 2. Deniz Feneri e. V İddianamesi hazırlandı… 86
Aydınlık: Deniz Feneri yolsuzluğunu yürüten savcılara 11 yıla kadar hapis istemi… 86
Oktay Vural: İktidarla ilişkileri olanlara dokunan yanıyor… 86
Sözcü: Beraat eden savcıdan şok tespit… 86
Emin Çölaşan: Türkiye yandaşlara peşkeş çekiliyor… 87
Sözcü: Avrupalı Yargıçlar:  Türkiye’de yargı, siyasi gücün emrindedir…
ABES HARCAMALAR… 88
Necati Doğru: Cemil Çiçek: Benim tam 87 danışmanım var…
Saygı Öztürk: Meclis TV’de 57 kişinin çalıştığı, bunların iş yokluğundan işe gelmediği
Saygı Öztürk: Afrika gezisinin parası kimden?
Sözcü: Havada, karada saltanat… Fatura 260 milyon lira…
Veli Toprak: Tayyip Erdoğan, akıl danıştığı danışmanına 30 bin lira maaş veriyor…
Önder Öztürk: Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) arazileri hazineye devredildi…
Sözcü: TL’nin yeni simgesinin faturası vatandaşa kesildi… 89
Aydınlık: TRT’de hortum…
Başak Kaya: TRT izlenmeyen programlar için yandaşı zengin etti…
Aydınlık: Köprü ve Otoyollardan yılın ilk 4 ayında 255 milyon lira gelir elde edildi…
Mukadder Anadolu: 3. Köprü aptallıktır, yeşilimizi, suyumuzu, dağımızı tahrip ediyor
Aydınlık: T. Erdoğan’a 400 milyon dolarlık özel uçak… 90
Kamer Genç: Bütçe açığını kapatmak için uçaklarını satsın, millet aç…
Sözcü: Vatandaşın vergileriyle lüks harcamaya devam…
Saygı Öztürk: Başbakan için 300 milyon liraya saray yapıyorlar…
Uğur Dündar: Atatürk Orman çiftliği’nde saray…
Emin Çölaşan: Örtülü ödenek’ten harcanan toplam para 870 milyon lira…
Aydınlık: Meclisteki Başbakanlık makam odasının 330 bin 500 liraya yenilendiği… 91
Sözcü: Özelleştirme paralarına ne oldu?
Saygı Öztürk: Başbakanlık korumalarının toplamı 1500’ü buluyor…
Sözcü: A. Burak Erdoğan’a 10, 5 milyon dolara, 170 metrelik yeni bir gemi…
Veli Toprak: Devlette savurganlık sınır tanımıyor… 92
Abdüllatif Şener: Türkiye’de halkın malı korkunç bir şekilde yağmalanmıştır…
TOPLU KONUT Ve KAMU İDARESİ  (TOKİ) Ne YAPIYOR? 93
Aydınlık: İlyas Yılmazer, 10 kişinin ölümüne neden olan sele “Yapay afet” dedi…
Erdoğan Bayraktar: TOKİ’nin 55–60 milyon lira zarara uğratıldığını açıkladı…
Necati Doğru: Sel öldürmedi. Bakan öldürdü. Kanıtlar ortada…
Sabahattin Önkibar: O çocukları siz öldürdünüz… 94
Gürkut Acar: TOKİ, Başbakan dışında kimseyi dinlemiyor…
Sözcü: Yapılan Kentsel Dönüşüm değil, Kentsel Ölüşümdür…
Sözcü: TOKİ devleti 774 milyon TL zarara uğrattı…
SATILMAYAN ne KALDI? 95
Turhan Tuncer: Devleti satmak, egemenlik ve bağımsızlıktan vazgeçmek demek…
Aydınlık: Yabancılar artık Türkiye’de 60 hektara kadar arazi sahibi olabilecek…
Aydınlık: Vatan toprağı TBMM kararıyla yabancılara satılıyor…
Dilek A. Yılmaz: Yasa açıkça Anayasa’ya aykırıdır…
Erdoğan Bayraktar ‘Yabancılara 90 milyon metre kare taşınmaz satıldığını’ söyledi
Orhan Özkaya: Türkiye elden gitme durumuna gelmiştir… 96
Necati Doğru: Devletin malı işletmeler yok fiyatına AKP yandaşı iş adamlarına satıldı
Tuncer Ergüven: Özelleştirme çay tarımını 10 sene içinde bitirir…
Emin Çölaşan: Telekom Yönetimi, ulusal varlığımız Telekom’un için boşaltıyor…
Aydınlık: Petrol iş Sendikası: Özelleştirmeye karşı mücadele edeceğiz… 97
Mehmet Akkaya: Posta Hizmetleri ve Demiryolları satılığa çıkarıldı…
Orhan Özkaya: Kapitülasyonlar toprak satışı ile geri döndü…
Uğur Dündar: AKP iktidarı seçim uğruna Cumhuriyetin 80 yıllık birikimini satıyor…
Emin Çölaşan: Devraldıkları bütün ulusal varlıklarımızı satıyorlar… 98
Aydınlık: Yapılan özelleştirmeyle köprü ve otoyollar 8 yıllık gelirine satılmış oldu…
Murat Muratoğlu: Onca para, yatırım yapıldığını görmediğimize göre, nerede… 98
Sözcü: Özelleştirmeden gelen paralar ne bütçe açığını kapatır ne de borç stokunu… 98
Mustafa Mutlu: Atatürk’ün mirasını en fazla kim yedi? 99
Erkan Can Çakıroğlu: Özelleştirilen kurumlar geri alınabilir, fiili imkânsızlık yok…
EKONOMİ Ne DURUMDA? … 100
Semih Koray: Küreselleşmenin hedefi tek tip dünyadır…
Sözcü: Vatandaş AKP iktidarında 212 milyar lira borçlandı…
Aydınlık: Erdoğan’ın övündüğü 135 milyar dolarlık ihracata, 232 milyar dolarlık ithalat
Egeli Pamuk Üreticileri: ABD bizi pamuk ekiminden vazgeçirmek istiyor… 101
Ersin Özince. Türkiye üretmiyor, tüketiyor…
Aydınlık: AKP borcu borçla ödeme politikasına devam ediyor…
Aydınlık: 10 yıl içerisinde yabancıların Türkiye’de kazandığı para 114,3 milyar dolar
Murat Muratoğlu: Ben şapka çıkartıyorum, rakamlarla rahatlıkla oynanabildiğine…
Recep Erçin: İkili açık sürdürülemez… (Cari açık-Bütçe açığı) 102
Sözcü: Millete tozpembe bir Türkiye çiziyorlar ama… Usta sınıfta kaldı…
Aydınlık: Foya çıktı, balon patladı…
Bartu Soral: Ülkeler üretmek zorunda, dışarıdan aldığından fazlasını satmak zorunda
MİLLİ EĞİTİM-ÖĞRETİM-DİLİMİZ Ne DURUMDA? … 103
Okay Gönensin: Fikri hür nesilleri hedefleyecek zihniyete geçiş kolay değil…
Sözcü/Tokmak: Çağımıza uymayan bir yasa 4+4+4 tasarısı…
Saygı Öztürk: Kuran, siyer ve Arapça da yaz okullarında ders oldu…
Hüseyin Mercan: Tarikatlarla kol kola 4+4+4 hazırlığı… 104
Aydınlık: Milli Bayramlar yasaklandı…
Sakin Öner: Eğitim bir yapboza döndü. 4+4+4’ün her 4’ünde dert var…
Mehmet Akıncı: Cumhuriyet, bilimsel, laik ve bağımsızlık anlayışlı nesiller yetiştirir…
Didem Kut: Olan çocuklara olacak, Travmatik bir deneyim yaşayacaklar… 105
Nur Serter: 4+4+4 sübyan mektepleri modelidir…
Erol Ertuğrul: Amaç, dindar ve kindar bir kuşak yetiştirmekti… 106
Mukadder Anadolu: Sistem baştan koktu…
Özcan Yeniçeri: Türkçe vatanında giderek köşeye sıkışmaktadır… 107
M. Bedri Gültekin: Türkçe büyük bir coğrafyanın ve büyük bir ekonominin dilidir…
Kurtul Altuğ: Cumhuriyet, Ulus Devlet- Ulusal Ordu-Ulusal Ekonomi üzerine kurulu 108
M. Halil Arık: Kim yıktı Köy Enstitülerini? Hain-ler…
Özcan Yeniçeri: İki yıl sonra yeniden bir “soru sızdırma” skandalıyla karşı karşıyayız. 109
DİNCİ GENÇLİK mi HEDEFLENİYOR? … 110
Necati Doğru: İrtica diyenler haklı çıktı…
Sözcü/Tokmak: Devletin görevi, halkın güvenliğini sağlamak, insanları huzur içinde…
Sözcü/Tokmak: Devletin görevi, dindar bir gençlik yetiştirmek değil…
Ahmet Abakay: Dindar gençlik devamının son aşama özlemi de Dindar Devlettir… 111
Mehmet Faraç: Tevhid-i Tedrisat’ın (Öğretim Birliği Yasası) temeline bomba koydular
H. Basri Özbey: Türkiye, Cumhuriyet yıkıcısı AKP’den kurtulacak, Yeniden Atatürk
Erol Ertuğrul: Türk Ulusu onurludur, Cumhuriyetin dönüştürülmesine katlanamaz…
BASIN – MEDYA… 112
Öztin Akgüç: Gazeteciliğin ilk yükümlülüğü gerçek haberdir…
Sözcü: Sözcü, AKP’nin bugünkü Kongresine alınmıyor. İşte Tayyip usulü demokrasi
Sözcü/Tokmak: Hukukun işlemediği ülke…
Ricciardone: Bizde insanlar çok aptalca şeyler söyleyebilirler ama hapse atmayız…
Ruhat Mengi: Medyanın büyük çoğunluğu artık, tümüyle iktidarın yanında taraf… 113
Can Ataklı: Sonuç olarak AKP iktidarı döneminde gazetecilik fiilen bitti…
Bekir Coşkun: Başbakan nasıl bir yazarı hedef gösterir, yeter artık, oradan kovulduk
Sözcü: Bir yazı yazdı, hedef haline geldi…
Necati Doğru: Özünde kal Bekir, senin yazdıklarının virgülü bile olamazlar…
Mehmet Türker: Yandaş basında yazarlar iktidara rahatça yalakalık yapıp… 114
Sözcü/Tokmak: Sansür kalkmış öyle mi? … 114
Aydınlık: Başbakan:”Bu adamları köşe yazarı olarak nasıl tutuyorsunuz?   “ 114
Uğur Dündar: Ülkedeki basın özgürlüğü, muz cumhuriyetlerinin bile gerisinde… 115
Melih Aşık: Bir Basın Fıkrası…
MUHALEFET Ne YAPIYOR?  CHP (YCHP) – MHP… 116
Yalçın Küçük: K. Kılıçdaroğlu’nun kafası akepe’de ve ayağının cehepe’de olduğunu
Aydınlık: ABD, Kılıçdaroğlu’nu tam 4 yıl önce söylemişti…
Kurtul Altuğ: Ey CHP’liler, bu ilkelerden hangisinden zarar gördünüz?
Lale Gürman: 87 yıllık Cumhuriyet, ortaklaşa bir sivil anayasa darbesi ile savrulacak 117
Tansel Çölaşan: Kılıçdaroğlu’nun söylemlerini istikrarlı görmüyorum tutarlılığı yok…
Sabahattin Önkibar: Kılıçdaroğlu’nu anlama noktasında müşkülatım var…
Sadettin Tantan: AKP-BDP-PKK ve Yeni CHP bütünün parçalarıdır… 118
Yılmaz Özdil: AKP’nin yaptığı en vahim taktik hata HABUR…
Şahin Mengü: CHP’nin bugünkü yönetimi, bölücü BDP ile birlikte AKP’nin payandası
Aydınlık: Yeni CHP hata üstüne hata yapıyor. Cemaat meşrulaştırılıyor… 119
Doğu Perinçek: Soros Enternasyonali Talabani’nin yanına Kılıçdaroğlu’nu da oturttu 120
Doğu Perinçek: CHP’deki değişim, Atatürk ve İnönü’den, Seyit Rıza ve F. Gülen’e…
Mehmet Faraç: Birlikte anayasa yapıyorsan “Hain” deme, diyorsan, masadan kalk… 121
Ümit Kocasakal: Atatürk’ün koltuğunda oturarak, kimse Atatürk’e fatura çıkaramaz…
Sabahattin Önkibar: Bundan sonra ha AKP, ha MHP…
Arslan Bulut: AKP’ye hizmet milliyetçilik midir? 122
ON OKLAR- ERKEN TÜRKLER- ÖN TÜRKLER… 123
♥ Atatürk: Türk nedir? Yıldırımdır, kasırgadır… Güneştir…
♥ Atatürk’ün Şiiri: Hakikat NeredeTÜRK bütün adamların birliğidir
Tarih Türklerde, Türklerle başlar… 124
Rıfat Serdaroğlu, Haluk Tarcan’ın gönderdiği mektuptan aktarıyor…
Kanıtlanmış bilimsel gerçeklere göre, bizler Anadolu’nun 15 bin yıllık sahipleriyiz… 125
Gene D. Matlock: Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz 126
Gülsev Eyüboğlu: Ergenekon ve Göktürkler… 127
Anadolu öz be öz Türk yurdudur… 128
Doğu Perinçek: Altın elbiseli Tigin (Prens) … 129
♥ Atatürk: Bu memleket tarihte Türk’tü, bugün de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır…
ORTADOĞU’da NELER OLUYOR? … 130
Condoelezza Rice: Ortadoğu ülkelerinin rejim ve sınırlarını değiştireceğiz…
SURİYE’nin DURUMU? … 131
♥ Atatürk: Savaş, zorunlu ve yaşamsal olmalıdır…
Sözcü: Savaşlar kazanan için de, kaybeden için de, ağır kayıplara yol açan felakettir
Doğu Perinçek: ABD’nin Suriye savaşının bir diğer hedefi Türkiye’dir…
Sabahattin Önkibar: Başbakan senin Suriye politikalarını kaldırmak milli vecibedir
Türker Ertürk: Suriye İran’a giden yolda, bir ara hedeftir… 132
Hüsnü Mahalli: Bir ülkede sorun varsa, bundan önce komşular sonra çevre etkilenir
Sözcü: Obama: Suriye’ye karşı, Türkiye ve İsrail ile çalışıyoruz…
Sözcü: Arap Baharı bahane, silah satışı şahane… ABD 66 milyar dolar kazandı…
Aydınlık: CIA Başkanı David Petraeus’un İstanbul sırrı? 133
Aydınlık: Üst üste şehitler veriyoruz. Komşularımızla düşman olduk…
Sözcü: Türkiye’nin Esad’ı devirmek için bağrına bastığı Suriyeli mülteciler sorun oldu
Aydınlık: Tayfur Sökmenoğlu: Hatay ajan kaynıyor. Sınır delik deşik…
İsa Gök: Başbakan Suriye’de emperyalizmin planlarına hizmet etmektedir… 134
Ali Serindağ: Başbakan panik içinde, iyice sıkıştı… Esnaf sıkıntıda…
Aydınlık: Hataylılar: Savaşa hayır, kamplar kapatılsın…
Hüseyin Güler: Hatay Altınözü’nde yurttaşlar: İmza toplayacağız, yürüyüş yapacağız
Kemal Baytaş: ABD petrol, Rusya ise üs peşinde, bize ne oluyor? …
H. Basri Özbey: Suriye’de iç karışıklıklar yaratan teröristler Adana’da eğitilmekte… 135
TÜRKİYE’ye Yerleştirilenler… Füze Kalkanı… Patriot Füzesi… 136
Aydınlık: AKP radar üssündeki ABD askerleri için, TBMM’den izin almadı…
Aydınlık: Hedef Türkiye… Veri Kürecikten…
Nikolay Makarov (Rusya Genelkurmay Başkanı): Rusya tehdit hissettiği anda, nerede olursa olsun, füze kalkanının ilgili unsurlarını vuran ilk ülke olur… 137
Sözcü: Şanlıurfa’ya füze sistemi kuruldu, füzelerin yönü Suriye’ye çevrildi…
Aydınlık: Veli Ağbaba: Meclis iradesine ABD ipoteği koydurulmuştur…
Aydınlık: Tetik NATO’da, masraflar Türkiye’den…
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dost mu, Değil mi? 138
Henry Kissinger: Biz neden büyük devletiz; içimizdeki hainleri öldürür, başka devletlerin hainlerini o devletin başına getiririz…
Bülent Esinoğlu: Amerika çökerse, dünya çökmez. Üretim artık Asya’dadır…
Hikmet Çiçek: Türkiye’nin 101 yerinde “İkili Anlaşmalar” gereği ABD üssü kuruldu… 139
Kurtul Altuğ: NATO yararlı mı, zararlı mı?  …
Mehmet Ali Güller: Üçüncü Türk-Amerikan Savaşı… 140
Necati Doğru: Yine şehit var, çünkü orada petrol var… 141
Henry BarkeyAKP lideriyle anlaşarak Türk Ordusunu kafesledik 142
Mehmet Ali Güller: ABD Diyarbakır’da Federasyonu görüştü…
Theodore Roosevelt: Yumuşak konuş ama elinde büyükçe bir sopa bulundur
Hakan Taş: Türk Gençlik Birliği (TGB): Sopadan da, sıpadan da kurtulacağız
Sözcü/Tokmak: Bir fotoğraf, sayfalar dolusu yazıya bedeldir… 143
AVRUPA BİRLİĞİ (AB) Ne DURUMDA? … 144
Murat Muratoğlu: Avrupa yıkılıyor mu? …l
Gönül Kenter: Jean Claude Juncker: Avro Bölgesi dağılabilir…
YEŞİL ADAMIZ KIBRIS… 145
Rauf Denktaş:Tanrı bizi vatansız, bayraksız ve Atatürk idealinden yoksun bırakmasın
Emin Çölaşan: 88 yaşında bir saygın insan. Kıbrıs olayının 1 nolu gerçek kahramanı
Necati Doğru: Ömrünü davasına verdi ve gitti. Lider gibi liderdi
H. Macit Yusuf: Üzerine titrediği egemenliğimizden kesinlikle ödün verilmeyecektir
Arslan Bulut: Papandreou: Bize güvence verilmişti ama Denktaş hala direniyor…
İsmet Özçelik: Kofi Annan’ın hazırladığı plana göre, Kıbrıs’ta tek devlet olacaktı… 146
H. Macit Yusuf: Güçlü olduğu iddiasında olan AKP, Kıbrıs sorununu artık bitirmelidir
ERMENİ MEZALİMİ – 1914 Olayları – SOYKIRIM YALANI… 147
Biz Soykırım yapmadık… Biz vatanımızı savunduk…
Aydınlık: Ermeni soykırımı, emperyalist bir yalandır. Vatan savunduk…
Sözcü: Anadolu toprakları, Ermeni çetelerinin toplu katliam yaptığı mezarlarla dolu…
Emin Çölaşan: Rus ordusuyla boğuşan ordumuz, Ermenilerin ihanetine uğradı…
Ermenistan Başbakanı Kaçaznuni: Emperyalistlere güvendik, astık, kestik, kaybettik 148
Aydınlık: Fransa’da Soykırım Yasası iptal edildi. Anayasa’ya aykırı bulundu…
RUHBAN OKULU ve PATRİKHANE… 149
Aydınlık: Cumhuriyet tarihinde bir ilk, Diyanet İşleri Başkanı Patrikhaneyi ziyaret etti
VE SONUÇ: ATATÜRK’te BİRLEŞTİK… 150
Atatürk Diyor ki: Ey Millet iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır. Uygarlığın buyurduğunu ve istediğini yapmak, insan olmak için yeterlidir…  
Doğu Perinçek: Atatürk’ün demokrasi tanımı, Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya, 7 iklimde gerekli ve bilimseldir
Celal Şengör: Aksaklıklar bir araya gelerek, toplumu birdenbire çökertir…
Yalçın Küçük: ”Bizim” ile “Onlar” arasında bir kavga var… 151
Yekta Güngör Özden: Suçlar artıyor. Yargı organları bunalmış durumda…
Selçuk Yöntem: Atatürk ilke ve inkılâplarını unutmamamız gerekiyor…
Tarık Akan: Ben Atatürk’ü özlüyorum. Felsefesini, kudretini, devlet adamlığını… 152
Edip Akbayram: Türkiye 30 yıl ileriye gitmesi gerekirken, 30 yıl geri getirdiler… 152
Sözcü: Fazıl Say: Halkımı dünyada en iyi şekilde temsile uğraşırken… 153
Kıraç: Türkiye Atatürk’ün ölümünden sonra, 2. Dünya Savaşı sırasındaki politikalarıyla, NATO’yla birlikte ilk olarak askerimiz bağımsızlığını kaybetmiştir…
Kemal Baytaş: Aşık Veysel: Hepimiz, seçtiğimiz siyasiler, O büyük insana ihanet ettik, şimdi ceremesini çekiyoruz
Ümit Kocasakal: Benim bugünkü saptamama göre, Türkiye işgal altındadır…
♥ Atatürk’ten bir Anı: M. K. Paşa, Refii Cevat Ulunay ile bir görüşme yapıyor… 154
Atatürk Diyor ki: Unutmayın ki, toplumda köklü değişiklikler yapmak isteyen her lider, yobazlarla meydan savaşı yapmak ve bunu kazanmak zorundadır…
Necati Doğru: Bu iktidar gidici. Bu iktidar seçimle geldi, seçimle gider… 155
Tansel Çölaşan: AKP bir görev iktidarıdır… Ana Muhalefette ciddi bir boşluk var…
Tansel Çölaşan: Yargı gitti, diktatörlük geldi. Türkiye faşizmle yönetiliyor… 156
Sözcü/Tokmak: Bu sevda bitmez. Bugün tüm yurtta Atamızı sevgiyle, özlemle, saygıyla anacağız…
Mehmet Faraç: Atatürk’ün evlatları zafere sahip çıktı
Ümit Kocasakal: Türkiye Cumhuriyeti bugün zihinsel olarak işgal edilmiş durumda 157
Şahin Mengü: Atatürk’te Birleşelim. Başka çıkış kalmamıştır. Kurtarıcı beklemeyeceğiz. Atatürk’te birleşerek yeniden kurulacağız… 158
Atatürk; Anlayana, Gençlere, Öğretmenlere, Siyasilere, Cumhuriyeti Sevmeyenlere, Baskıcılara ve Orduya Diyor ki… 159
Aydınlık: Maya tuttu. 2012’de millet sözü aldı, meydanlara aktı, kızılca kıyamet koptu. Atatürk’te Birleştik…
19 Mayıs’ta başladı, 29 Ekim’de şahlandı, 10 Kasım 9’u 5 geçe zirveye çıktı. Anıtyürek oldu
Mehmet Akif: Sahipsiz olan bir memleketin batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır… 160
Atatürk diyor ki                   :
Sessiz, durgun, başı eğik kalmayınız, uyanınız…
Bütün dünyaya
“Ben Türküm, bağımsızlığım bana atalarımdan kaldı,
onu sana vermem!” diye haykırınız…

Sevgi ve saygı ile.
24.6.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Prof. Dr. Öztin Akgüc : Kurban Bağışı

Cumhuriyet 19.10.2012

Prof. Dr. Öztin Akgüc

Kurban Bağışı

 

Şehit haberleri duyulduğunda, cenazeleri geldiğinde açık söyleyeyim, ne ağlıyorum, ne “Şehitler ölmez vatan bölünmez” türüden sloganlar atıyorum, ne yüreğim yandı, dağlandı edebiyatı yapıyorum ne de cenaze namazlarında saf tutuyorum. Acıma, eziklik, bir şey yapmama ya da yapamama utancı duyuyor, yaşananların haksızlık olduğunu düşünüyorum. Gerçekten genç insanların ölümü, ailelerinin acıları, haksızlığa uğradıkları kanısı, insanda en azından anlatımı güç bir burukluk yaratıyor. Şehitler için elimizden bir şey gelmiyor, en azından gazilerimizi, şehit ailelerini zaruretten uzak, maddi gereksinimleri karşılanmış, gelecekleri güven altına alınmış olarak yaşatalım. Bu toplumsal bir borcumuz, bir görevimizdir. Bu görevi kuşkusuz öncelikle devletin yerine getirmesi gerekir. Ancak devletin bu görevi, bu vecibeyi özenle, yeterince cömertlikle, kişilere ve şehit ailelerine gereken saygı ile yerine getirmediğini gözlemliyoruz. Bir şekilde bu eksikliğin giderilmesi gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfı, bu vecibenin yerine getirilmesinde önemli araç, belki de başlıca kanal. Gazilere, şehit ailelerine, onların saygınlıklarını da koruyarak yardım etmekle haksızlık giderilemiyor, acılar dindirilemiyor. Ancak muhtaç duruma düşmeleri bir ölçüde önlenebiliyor. Maddi olanak sağlamak, hiçbir şekilde acıyı dindirmez, yapılan haksızlığı gidermez, düzeltmez; bunun da bilincinde olalım.

Mehmetçik Vakfı’nın ana kaynağı bağışlardır. Kurban bağışı, vakfın gelirleri içinde ne ölçüde pay taşıyor? Bilmiyorum ancak kurban bağışlarının Mehmetçik Vakfı’na yapılması gerektiğine inanıyorum. Böylece dolaylı da olsa şehit ailelerine ulaşılabiliyor. Bağış, bir şeyler yaptık anlamına gelmez. Vicdanımızı da rahatlatmaz ama böylece acılı ailelerden özür dilemiş oluyoruz.

  • Mehmetçik Vakfı’na bağış, kurban kesme koşulu olmadan da yapılabiliyor.

Vakfa kurban bağışı nakden yerine getirilse, yine de amaca hizmet edilmiş olacaktır.

Çizmeden yukarı çıkmayayım, ama semavi (hak) dinlerin, Tanrısal olan ve bir peygamber tarafından vahiy yoluyla algılanarak insanlığa yayılan dinlerin, özünde haksızlığa isyan, adalet duygusu, adalet özlemi vardır. Müslümanlık, öncelikle ve özellikle haksızlığa başkaldırıdır. Adalet, dayanışma, hoşgörü, başkalarına zarar vermeme, dürüstlük, her açıdan temizlik dinin özüdür. Madem ki dinimizde dayanışma, yardım, alçakgönüllülük, mahviyet asıldır.

  • Gösterişli kurban kesme ritüeli yerine, günümüzde Mehmetçik Vakfı’na bağış, kanımca amaca ve öze daha uygun bir davranıştır.

Aydınlanma, öze uygun davranış için dini kişisel, siyasal ve ticari istismardan kurtarmamız, emperyal güçlerin araç olarak kullanmalarını da önlememiz gerekiyor.

  • Laikliğin, Müslümanlık karşıtlığı değil; tersine, Müslümanlığı yücelteceği görüşündeyim.

Türkiye, günümüz yönetimi altında dahi diğer İslam ülkelerine göre daha çağdaş bir yapıya, konuma sahipse, bu laiklik sayesindedir. Laik bir Müslüman, dincilere kıyasla Müslümanlığın özünü daha iyi temsil eder ve dine saygınlık da kazandırır.

Günümüz koşullarında Orhan Veli’nin

Neler yapmadık bu vatan için
Kimimiz öldük kimimiz nutuk söyledik..

dizeleri dilimizde perseng.

Nutuk söylemek, slogan atmak, cenaze namazında görüntü vermek yerine,
Mehmetçik Vakfı’na bağış yoluyla, zor durumda olan gazilerimize, şehit ailelerine ulaşabilirsek, yine de yetersiz olsa da daha anlamlı bir iş yapmış, dinimizin özüne uygun bir davranış göstermiş oluruz.

21. YÜZYIL TÜRKİYE’sinde AYDIN SORUMLULUĞU / Intelligentia’s Responsibility in the 21st Century of Turkey

Aydin_sorumlulugu_1.6.12

Yüce Atatürk’ün NUTUK / SÖYLEV’i.. Özgün ve güncel Türkçe ile tam metin

NUTUK_SOYLEV_ tam_ metin_ozgun_ve_guncel_Turkce_ile

19 Mayıs 1919 Kuvayı Milliye Ruhu ve Günümüz

19_Mayis_1919_kuvayi_milliye_ruhu_ve_gunumuz

Bilimsel Araştırma; Doğası, İşlevi


Değerli arkadaşlar,

BİLİMSEL ARAŞTIRMA, DOĞASI ve İŞLEVİ..

konulu Ankara Üniv. Sağlık Bilimleri Enst. Doktora dersi (Metodoloji) yansıları güncellenmiş olarak aşağıdaki erişkeden (liknten) incelenebilir..

Bilimsel_arastirma_dogasi_ve_islevi

Yararlı olsun dileriz..

Sevgi ve saygı ile.
20.2.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

ATATÜRK’ü Anlamak

ATATÜRK’ü Anlamak..
O’nu doğru anladık mı, doğru uyguladık mı?

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. profsaltik@gmail.com
ADD Bilim-Danışma Kurulu Yazmanı

“Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anladık ve doğru uyguladık mı?” içerikli sorunun oluşturduğu yazımızın başlığını irdeleyebilmek için, sanırız O’nun kimi sözlerini ele alarak ilerlemek uygun olur.
Ata’ya Göre 1838 İngiliz Ticaret Anlaşması (Balta Limanı Anlaşması) ve Osmanlı’ya yükü :

“ Tanzimat’ın açtığı serbest ticaret devri, Avrupa rekabetine karşı kendisini savunamayan ekonomimizi, bir de kapitülasyon zincirine bağladı. Yabancılar kazanç vergisi vermiyorlardı. Gümrüklerimizi ellerinde tutuyorlardı. İstedikleri zaman istedikleri eşyayı, istedikleri koşullarda memleketimize sokuyorlardı. Bu sayede mutlak egemen olmuşlardı. Rekabet gerçekten çok gayri meşru, hakikaten çok kahredici idi. Rakiplerimiz, bu yolla, gelişmeye uygun sanayimizi de mahvettiler. Ziraatimizi de rehin aldılar.” (1 Mart 1922, TBMM)

3 Kasım 1839’da Osmanlı Padişahı, Batı emperyalistlerinin “Tanzimat” (Regulations) adı altında dayatmalarına boyun eğiyordu. Koca Osmanlı’nın düzeni kalmamış, darmadağın olmuştu ki;
Batı, O’nu “tanzim etme” (düzenleme) hakkını her nasılsa kendinde görebiliyordu! Dahası, Saltanatın aymazlık ve çaresizliği, bu boyun eğişi getiriyordu. Haşmetlinin Fermanı İstanbul Gülhane Parkı’nda davul zurna ile tebaaya duyuruluyordu. Koca imparatorluk ağır biçimde aşağılanıyor, bir başka devletin kendisini “düzenlemesine” (tanzim etmesine, tanzimat) boyun eğebiliyordu.

Peki bununla kaldı mı, Osmanlı İmparatorluğu kurtulabildi mi?
Ne gezer? Elini verenin kolunu kaptırması örneği, çöküşü süren Devlete yalnızca 17 yıl sonra daha ağır bir aşağılayıcı dayatma geldi: Islahat..

“Tanzimat” ile düzelemeyen “Hasta adam” Osmanlı Devleti, Batı’lı emperyallerce bu kez “ıslah” edilecekti. Ziya Paşa’nın “Nush (nasihat) ile uslanmayanın hakkı tekdir (azar), tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” sözünü çağrıştırırcasına, Osmanlı’ya, benzetmek yerinde ise önce Tanzimat ile nasihatta bulunulmuştur. Olmayınca sıra azarlamaya gelmiştir : Islahat Fermanı..

Ne var ki, Osmanlı’ya azar da yetmemiş, 1881’de borçlarını ödeyemeyerek iflas edince maliyesine el konmuştur. Ancak bu darbenin adı Düyun-u Umumiyedir. “Genel Borçlar İdaresi” diye retorik tuzakla öğrendiğimiz. Derken sıra dayağa gelmiş ve 10 Ağustos 1920’de Sevr Anlaşması ile hasta Osmanlı devleti yıkılmıştır. 1299’da Söğüt kasabasında başlayan 621 yıllık görkemli serüven, çok acı biçimde sonlandırılmıştı.

Bu acı tabloyu Mustafa Kemal Paşa 84 yıl sonra yüksek tarih bilinciyle, TBBM’nin gizli oturumda milletin vekillerine aktarmıştır. Günümüze gelirsek, AB ile 1959’dan bu yana süregelen karasevdamız bağlamında 1996’da yürürlüğe giren sözde Gümrük Birliği’ne bakalım. Yüzlerce milyar dolar dış ticaret açığı başta olmak üzere uğratıldığımız çok yönlü yıkımın bilançosu nasıl açıklanabilir? Büyük Atatürk’ün Balta Limanı Anlaşması’nın çok ağır, telafisi olmayan ve devletin yıkımıyla sonlanan sonuçlarını irdeleyen konuşmasında “ Tanzimat” sözcüğünün yerine “Gümrük Birliği” koysak, tam da bugüne denk düşmez mi?

İşte “tarih yinelemedir (tekerrürdür)” özdeyişinin tipik bir örneği.. Oysa tarihten gerekli dersler akıllıca çıkarılabilse -ki Balta Limanı Anlaşması’nı 84 yıl sonra değerlendiren Atatürk bunu yapıyor..-
tarih yineler mi? Günümüzde çöken tarım, dışa bağımlı hastalıklı sanayimiz, ulusal gelire yaklaşan borçlar.. bırakalım doğru uygulamayı, Mustafa Kemal Paşa’yı anladığımızı mı gösteriyor mu?
O, şu sözlerin de sahibi :

“ Bütün Dünya bilsin ki, benim için bir taraflılık vardır : Cumhuriyet taraftarlığı, düşünsel ve toplumsal devrim taraftarlığı… Bu noktada, yeni Türkiye topluluğunda 1 bireyi, dışarıda düşünmek istemiyorum.”

Bu hedefi doğru anladık ve uyguladık mı? Laik-demokratik-halkçı devleti güçlendirerek sürdürebildik mi? Cumhuriyeti, O’nun özlemiyle “Özellikle kimsesizlerin kimsesi” kılabildik mi, milyonlarca halk kitlelerini yoksulluğa, işsizliğe, eğitimsizliğe, sadaka kültürüne mahkum etmedik mi? Gelir dağılımı yeryüzünün en kötü ülkelerinden biri olmadık mı? 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta, “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak” naralarıyla 37 insanı yakan Cumhuriyet düşmanları nerede yetişti ve yakalanıp yargılandılar mı? Oysa 23 Aralık 1930’da Menemen’de Kubilay’ı şehit edenler, Atatürk döneminde derhal yakalanmış ve hızla yargılanarak ölüm cezasına çaptırılmışlardı.

Cumhuriyet’in 7. yılında “Efendim, Türkiye ne zaman Batılılaşacak, ne zaman Amerikanlaşacak?” diye soran ABD’li gazeteciye şu yanıtı vermişti :

“Türkiye, bir maymun değildir ve hiçbir milleti de taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak ne de Batılılaşacaktır; o yalnızca
ÖZ-LE-ŞE-CEK-TİR!” [ Türk Kültürü, Kasım 1965, sayı 37, sf. 64 ]

AB yandaşları ve 1959’dan bu yana tüm hükümetler ve Devlet, AB’ye üyeliği (üyelik hayalini!) sürekli bir devlet politikası kılarken “Atatürk de yaşasaydı Türkiye’yi AB’ye sokmaya çalışırdı..” demediler mi?
Oysa aynı AB’nin Avrupa Parlamentosu’nun 21 Mayıs 2008 kararlarına bakalım !

Türk Askeri Ada’dan çekilsin, Türk Ordusu’nun yönetim üzerindeki etkisi kaldırılsın, (!?)

“Kürt Açılımı” konusunda gecikilmesin, Ordu’nun içindeki “Ergenekon” kökünden kazınsın (??!) (tümce aynen böyle).

AKP’li Dışişleri Bakanı Ali Babacan’dan tarihsel itiraf : Washington ziyareti sırasında ABD Dışişleri Bakanı C. Rice ile görüşen Babacan’ın, Fransa’nın tutumuna karşı destek isterken;

“Türkiye’nin AB’ye alınmayacağını biliyoruz. Ama ortaya çıkan olumsuz havanın dağılması ve Türkiye’de kamuoyunun tepki göstermemesi için Fransa’ya baskı yapmanızı istiyoruz.” dediği öğrenildi. (Cumhuriyet, 11.06.08)

Halbuki, 1989 AT Sosyal Şartı İşçilerin Temel Hakları (12. md.)
Serbest dolaşım,
Çalışma ve adil ücret isteme hakkı,
Çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi,
Sendika özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkı,
Sosyal koruma,
Mesleksel eğitim..

haklarını düzenlerken, Batı’nın bu tarihsel ikiyüzlülüğünü
fark etmeyen siyasal kadrolar işbaşına gelebilir miydi?

Kanada’da Prof. Dr. Michel Chossudovsky diyor ki
(“ Yoksulluğun Küreselleşmesi ” adlı kitabından..) :

“Ulusal Program, bir aldatmacadır! Türkiye gibi gelişmekte olan
pek çok ülke, Batı tarafından yeniden koloni (yeni sömürge) durumuna getirilmeye çalışılıyor!” gibi uyarılara göz yumulabilir miydi? ABD’nin, Türkiye’yi bölme planlarına karşılık yine de tek yanlı olarak bu ülke ile hastalıklı bir stratejik müttefik ilişkisi sürdürülebilir miydi? (E. Alb. Ralph Peters, Haziran 2006, www.armedforcesjournal.com/2006/06/1833899)

ABD’li General Wesley Clark’ın, “5 yıl içinde 7 ülkeyi ele geçireceğiz! Irak, Suriye, Lübnan, Libya, Somali, Sudan, İran…” (www.yukselendeniz.com, 30.06.07) tehdidi karşısında Atatürkçü
dış politika ne tutum alırdı?

“Bizim dış politikamız basit ve doğrudur. Herkesle dostluk kurmak isteriz. Ama hiç kimse ile ittifak ve bloklaşma yapmayız.” ilkesi (Ata’nın 1925-37 arasında 12 yıl kesintisiz Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras) doğru anlaşılsa ve uygulansa idi, Türkiye’nin emperyalizmin saldırgan gücü NATO içinde yeri olabilir miydi?
Ülkemiz ve Ulusumuz çoook zor günlerde.. Çanlar kimin için çalıyor? A y ı r d ı n d a mıyız?

Liberalizm’in peygamberi Adam Smith bile; “Sağlık hizmeti, Piyasaya bırakılamayacak denli önemli, kritik bir alandır. ” demekte iken
(The wealth of nations (1776);

Türk Devrim’in yaratıcısı Yüce ATATÜRK; “.. Devrimin ve Devrimciliğin kendisine yaşamsal görevler yüklediği Türk Ulusu’nun sağlığı ve sağlamlığı, her zaman üzerinde özenle durduğumuz milli davamızdır..”

“ Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı, her zaman üzerinde durulacak ulusal sorunumuzdur. Çünkü Cumhuriyet; düşünsel, bilimsel ve bedensel bakımdan güçlü ve yüksek düzeyli koruyucular ister.” derken, sağlık hizmetlerinde yaşanan köktenci ve yaygın özelleştirmeyi nasıl açıklayabiliriz?

Atatürk sağlık hizmetlerini EN BİRİNCİ devlet ödevi sayarken,
Sağlık Bakanı R. Akdağ’ın insanımızı müşteri gören anlayışını nereye koyacağız? (Milliyet, 26.7.2003)

“Okuyup-yazma bilmeyen tek bir yurttaş bırakılmamalıdır. Kalkınma savaşının gerektirdiği teknik işgücü yetiştirilmelidir. Yurt sorunlarının ideolojisini anlayacak, anlatacak, kuşaktan kuşağa yaşatacak birey ve kurumlar yaratılmalıdır. Gençliği yetiştiriniz, Onlara ilim ve irfanın müsbet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.” (Atatürk, 1937 TBMM açış konuşmasından..)

Yukarıdaki hedefin gerekleri yerine getirilebildi mi? Okulda örgün eğitim süremiz ortalama 5,3 yıl dolayında. TOKİ 8 yılda yarım milyona yakın konut, 332 cami yaparken öğrenci yurtları yetersizliği neden sürüyor? Neden yalnızca 63 yurt-pansiyon yapılabildi? (www.toki.gov.tr, 19.2.11) Gençler tarikatların örümcek ağlarına düşürülsünler diye mi?

Çin Devrimi’nin efsane önderi MAO’nun öykünmesi göğsümüzü kabartmadan öte bir işe yarıyor mu?

“Ben Çin’in Atatürk’üyüm!”

Bu ülke lise tarih kitaplarında yeryüzünün gelmiş geçmiş en büyük 4 devrimcisi arasında Ata’mızı neden çocuklarına öğretiyor; biz neden okullarda ders kitaplarından çıkarmaya bakıyoruz??

1935’te Şangay Meydanı’nda binlerce Çinliye, Uzun Yürüyüş öncesinde bir konuşma yapan Mao Ze Tung’un ilk sözleri şöyle:

“Ben, Çin’in Atatürk’üyüm…”

1948’den günümüze dek, 1,5 milyar nüfuslu Çin Halk Cumhuriyeti’nin okullarında 8 ve 9. sınıflarda okutulan Yakınçağ Tarihi ders kitaplarının kapağında ve içinde yer alan “Atatürk ve Cumhuriyet Devrimleri”, bize neyi çağrıştırıyor? Cumhuriyet, Yaşam eki,
Dursun Özden, 15.07.2008)

Atatürk’ü örnek alan Devrimleriyle Çin bir dünya devi olmuşken
biz Türkiye olarak neredeyiz ??

Atatürk’ü Çin halkı mı doğru anlayıp uyguladı,
O’nun milleti olarak biz Türkler mi?

Bir başka çok başarılı devrimci önder, Küba’nın kurtarıcı ve kurucusu Fidel Castro’dan:

“Asıl devrimci Atatürk!”

Mart 1997’de Habitat Toplantısı için İstanbul’a gelen Küba lideri Fidel Castro, konuşmasında şöyle dedi:

“Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptıklarını ben asla başaramazdım.
Asıl devrimci Atatürk. Bu denli büyük bir devrim yaptım, ama
Kemal Atatürk’ün yaptıklarını başaramazdım.”
(Cumhuriyet, Yaşam eki, Dursun Özden, 15.07.2008)

Küba’lı devrimci Fidel Castro’ya isteği üzerine, Havana Büyükelçimiz Bllal Şimşir, Atatürk’ümüzün İngilizce NUTUK’unu sağlar. F. Castro’ nun Atatürk sevgisi ve tutkusunun kaynağı; O’nun büyük eseri olan “Nutuk” kitabını özümseyerek okumasında ve Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk anti-emperyalist savaşımını utkuya eriştiren 1919 Ruhu’ndan esinlenmesinde yatıyor.
(Cumhuriyet, Yaşam eki, Dursun Özden, 15.07.2008)

Fidel Castro: “Devrimci Kemal Atatürk varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar? Atatürk, 1919’da Anadolu’dan düşmanları kovmak için Bandırma Gemisi’yle Samsun’a çıktı ve
anti-emperyalist bir savaş verdi ve zafere erişti. Biz, Atatürk’ün
bu devrimci savaşından etkilendik, esinlendik ve tam 40 yıl sonra, 1959’da Granma Gemisi’yle Havana’ya çıktık. Ülkemizden emperyalistleri ve işbirlikçisi Faşist Batista rejimini yıkmak için. Biz de zafere eriştik.“ (Cumhuriyet, Yaşam eki, Dursun Özden, 15.07.2008)

Fidel Castro: “Bizim ve tüm mazlum halkların esin kaynağıdır Devrimci Kemal Atatürk… Sağdan sola doğru yazılan Arap harfli ALFABE’yi bırakıp, soldan sağa doğru yazılan Latin harfli ABECE’ye geçilen Harf Devrimi başta olmak üzere, bir dizi Çağdaş ve Aydınlanmacı Cumhuriyet Devrimlerini bu kadar kısa sürede
biz asla başaramazdık. Atatürk sosyalist olsa da aynı şeyleri yapardı. Kendinize başka esin kaynağı aramayın. Büyük bir deha ve komutan olan Kemal Atatürk’ün kıymetini bilin ve kendinize başka önder,
yol ve yordam aramayın.” (Özden, 15.07.2008)

CHE’NİN ÇANTASINDAN “NUTUK” ÇIKTI !

Sevgilisine Nazım’dan en güzel aşk şiirleri okuyan ve mektuplar yazan Dr. Ernesto Che Guevara, tam bir Nazım tutkunuydu. Küba Devrimi’nin öncülerinden ve Fidel Castro’nun yoldaşı Arjantinli devrimci doktor Che Guevara, Bolivya’da özgürlük savaşında yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “GRAND DISCURSO – Revolucionario Kemal Atatürk” (Atatürk’ün Büyük Nutuk’u), Türk Şairi Nazım Hikmet’in “Kuvayı Milliye Destanı“ kitabı çıktı. (Özden, 2008)

Atatürk’ün Uluslararası tekelci sermaye hakkında uyarıları :

“Bir yandan Batı’nın işçi sınıfı, öte yandan Asya ve Afrika’nın köleleştirilmiş halkları milletlerarası sermayenin kendilerini yıkmak ve efendilerine büyük çıkarlar sağlamak için köle durumuna getirilmek istediğini anladığı ve sömürge politikasının işlediği suç Dünya işçilerince kavrandığı gün burjuvazinin gücü sona erecektir.”

Türkiye’nin IMF ile 1958’den bu yana süren sözde “Niyet Mektupları” süreci ile ağır biçimde borçlandırılarak sürüklendiği konumu göz önüne alalım. O’nun döneminde hemen hemen hiç borç alınmadan, Batılıların deyimi ile EKONOMİ MUCİZESİ yaratarak olanaksızlıklar ve 1929 dünya ekonomik bunalımı ortamında 1923-38 arasında istikrarlı biçimde ortalama %6,5 büyüme sağladığını anımsayalım.. Üstelik 15 yılda toplam %2,2 enflasyon ile. (www.selimsomcag.org/, 10.09.05)

Günümüzde ise Batı’nın emperyalist sermayesinin 2 temel kurumu (maşası) olarak IMF ve DB’nın oyuncağı kılınan bir ülke durumuna sürüklenişimiz çok hüzün verici; dahası çok da tehlikeli.. Ayrıca, belalı Ortadoğu coğrafyasında BOP (sonra GOKAP) kapsamında emperyalist ABD’nin Eşbaşkanlığıyla nasıl maşa durumuna indirgendiğimizi de ibretle izlemekteyiz. Niyetler açık açık adeta tebliğ edilirken :

“ Yeni Dünya Düzenini, Tek Dünya Devleti’ni propaganda yaparak, para harcayarak, kan dökerek kuracağız!” (Arthur Schlesinger,
CFR Dergisi Foreign Affairs, 1995)

4 Temmuz 2003’te ABD işgalindeki Irak’ın kuzeyinde askerlerimizin başına çuval geçirildiği de ortada!

“Başarımız, kuşkusuz birlikte olacaktır. Eğer ulus; ortak amaca
hep birlikte çaba göstererek yürürse, mutlaka başaracaktır.” (1923) sözleri de O’nun katılımcı demokrasiye inancını pekiştiriyor.

Küreselleşme = Yeni Emperyalizm için söylenenler…

“ Küreselleşme, görüşlerimizi ve uygulamalarımızı başkalarına
kabul ettirmek için kullandığımız süslü bir sözden başka bir şey değildir! ” (Prof. Dr. Nial Fergusson, The Guardian, 31 October 2001) derken; Yurtsever Atatürk aşığı ozanımız Fazıl Hüsnü DAĞLARCA, (öl. 15.02.08) sanatının gücüyle şamar gibi
yanıt veriyor :

Küreselleşme madensel bir yürektir
Yer yuvarlağını dolarla tartabilmek, değerlendirebilmektir,
Bankalara kilitleyebilmektir.
Oysa yeryüzüleşmektir birbirimizi sevmemiz
Birbirimizi düşünmemiz
Birbirimizin yardımına koşmamız,
Birbirimizi yaşamamız.. (Empati!)

KüreseleşTİRme = Yeni emperyalizm uğursuz denklemi aklı başında tüm dünya aydınlarınca kurulurken ülkemizin savruluşunu ve KüreseleşTİRmeci = Yeni emperyalizst düzen göbeğinde bağlanışına ne demeli ?

Uyarı yine O’ndan; anladık mı ki, doğru uygulama olanağımız olsun ?

“ Birtakım sözcükler vardır ki, sık sık dile getirildikleri halde,
hatta aydınlar arasında bile onu tümü ile anlayan oldukça azdır.”

Seçimler hakkındaki kritik uyarısını ne denli kavradık ??

“Efendiler, sırası gelmişken, aziz Milletime şunu tavsiye ederim ki; başının üzerine çıkaracağı adamların k a n ı n d a k i ö z c e v h e r i çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an bile geri kalmasın.”

Avrasya Birliği

Avrupalılarca kurulmaya çalışılan Avrupa Birleşik Devletleri (AET, AT, AB.. süreci), dünyaya kan kusturan ABD, epey bir zamandır yapılan Afrika Birliği kurma toplantıları, yeni bir güç ve denge ögesi olması için kurulması koşul olan ve geç kalınmaması gereken bir Birlik, Avrasya Birliği’dir. BM, Batı’ya oyuncak yapılmıştır! NAFTA vb. çok tipik örneklerdir. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in kurduğu ekonomik birlik BRIC (Güney Afrika da katıldı BRICS oldu) çok tipik olarak, küreselleşen Batılı emperyalist sömürge düzenine bir başkaldırıdır. Türkiye, bu Birlikle en azından ekonomik ilişkiler kurmalıdır.

Bizi mahvetmek isteyen emperyalizm ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşımı meslek edinmek.”

Büyük Atatürk’ün en temel söylemlerindendir. Türkiye 60 yılı aşkın bir zamandır Batı emperyalizmi iç içedir ve bölünüp parçalanma eşiğine sürüklenmiştir. Artık stratejik hataya son vererek, bu kampla
ilişkileri normalleştirmek, Atatürk’ü doğru anlamak ve uygulamak için ilk ve temel adımlardandır.

Batı emperyalizmi tarafından yer üstü ve yeraltı varlıklarına
göz konulan ülkelerin; Afrika gibi, ilerde kendileri ile aynı yazgıyı paylaşabilecekleri içtenlikli ve açık olarak aktarılarak, bölge ülkeleri ile yeni güç birlikleri ve anlaşmalar yapmaları zorunludur.

Bölünme yok, birleşme var!

D i k k a t !

1. Emperyalizm, ABD ve AB maskesi altında ne yazık ki
Batı’lı 2 kaynaktan gelmektedir!
2. Çağımızda Küreselleşen emperyalizmin ana hedeflerinin
en başında gelen, hiç kuşkusuz, zenginlikleriyle Avrasya
.
“İnsanın aslı ne ise nesli de o olur..” derler.. Günümüzde en tipik örnek, ABD ve AB’nin sömürgecilik ve soygunculuk alışkanlığının; koşullar oluştuğunda, o çok övündükleri Batı uygarlığı (!?) ve insanlık değerlerini hiçe sayarak tüm dünyayı sömürmek için acımasız politikalar geliştirerek yabanıl geçmişlerine dönüşleridir..

Yüce ATATÜRK’ün görkemli evrensel söylemi ise :

“YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ!” tır..

Şu acı tarihsel itirafa bakalım :

..alçakça, ekonomik bir tımarhane yarattık..

“Beş yıl önce Başkan Ronald Reagan bize, 3. Dünyayı kapitalizm çarkının serbestçe döneceği yeni bir alan yapma konusunda sıkı bir talimat vermişti. Biz o zaman ne büyük bir sevinçle, ne büyük bir görev duygusuyla işe atılmıştık. 1983 yılından sonra yaptığımız her şey; ’Ya güney küreyi özelleştireceğiz, ya da öleceğiz’ kararlılığına dayanıyordu. Bu amaca ulaşmak için, 1983-1988 arasında Latin Amerika ve Afrika’da alçakça, ekonomik bir tımarhane yarattık.” {Davidson L Budhoo, Open Letter of Resignation from the staff of the IMF, syf. 102}

“Türk Bankacılık Sistemi Vizyon 2023” kongresi, İstanbul

Eski Pamukbank Genel Müdürü Bülent Şenver, Türk bankacılık sektörünün uluslararası bankacılık sermayesinin denetimi altına girmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirerek;

“Yakın dönemde artık Türk bankacılık sistemini uluslararası bankacılık sermayesi kontrol edecek. Bu artık kaçınılmaz bir gerçek ve geriye dönüşü mümkün değil..” (Cumhuriyet, 26.06.08)

Oysa Merkez Bankası, İş Bankası, Etibank, Sümerbank..
Atatürk döneminde TAM BAĞIMSIZLIK için açıldı.

MAI’nin (Multilateral Agreement for Investment, Çok Taraflı Yatırım Anlaşması) kimi temel maddeleri (Kabul tarihi, 13 Ağustos 1999; Ecevit-Yılmaz-Bahçeli 3’lü koalisyonu, 57. hükümet) :

– Emeğin mal oluşunun düşürülmesi için her türlü sosyal güvenlik
ve yardımın yanı sıra örgütlenmesinin önüne geçilmesi;

– Üretimde kullanılacak ham madde ve ara malda birincil önceliğin üretimin yapıldığı ülke olması ya da belli bir oranın bu ülkeden karşılanması ilkesinin yerine, fiyatının düşük olduğu yerden
dışalımına (ithaline) bıraktırmasını.. gibi temel konuları içerir.

DİKKAT : Anlaşmayı imzalayan devletler, 5 yıl süre ile anlaşmadan çıkamayacak ve çıktıktan sonra da 15 yıl süre ile tüm anlaşma kurallarını uygulamak zorunda bırakılacaklardır!?!
(Katolik nikahından beter!)

İnsan aklı ile dalga geçen, bir akıl tutulması örneği olan, insanımızı ve ortak aklımızı adeta mankurtlaştıran böylesine katledici bir anlaşmaya Atatürk döneminde imza atılabilir miydi??

Kamu öncülüğünde sanayi politikaları!

Türk ekonomisinin doğru yoldan sapmış gidişinin doğru yola girişi için neler yapması gerektiğini Harvard’lı ekonomi hocası Prof. Rodrik şöyle özetlemektedir :

1. Büyüme için işgücünün yüksek verimli sanayi sektörüne
kaydırılması gerek.
2. Kamu öncülüğünde sanayi politikaları. Bu kamu ve özel sektörün
sürekli diyalog içinde olması ile olanaklı.
3. Sanayi politikasının temel amacı yapısal dönüşümü
hızlandırmaktır. Bu bir diyalog sürecidir, kârlılığı gözetir
ama disiplin de uygular, öncelikler belirler ve saydamdır.
4. Şu anki konumda Türkiye’nin kur politikasını değiştirme lüksü yok.
Bu yüzden sanayi politikalarını belirlerken maalesef kur politikalarını kullanamayacaksınız (Prof.Dr.Dani RODRIK , Harvard Üniversitesi, www.simalyildizi.net/index.php?topic=1146.0, 30.12.07)

Çin ve Güney Amerika ülkeleri Atatürk’ün ekonomi politikasını izliyorlar. Görkemli başarıları ortada.

İktisadi temelde PİYASACILIK ve siyasal düzlemde KÜRESELCİLİK, azgelişmiş ülkelerin iktisadi-siyasi istilası ve işgalidir. Buna karşılık memleketlerin yapabilecekleri şey açıktır:
İktisadi temelde PLANLAMACILIK ve siyasal düzlemde BAĞIMSIZLIK.
Bu, tekellerin ileri sürdükleri üzere ‘dünyadan kopma‘ ve ‘içe kapanma‘ değildir. Bu, emperyalizme karşı çıkma, sömürgeleşme sürecinden kopma ve dünyanın ¾’ünden daha büyük bir bölümünde yaşayan Güneyin İnsanlarına açılma demektir. (Prof. KALDONE G. NWEIHED, Venezuela’nın Ankara Büyükelçisi, Çev. B. T. Gürel, Memleket Yayınları, 2006)

VATAN TEHLİKEDE Mİ?

Evet!
Nasıl kurtulacağız??
Atatürk’ü doğru anlayıp uygulayarak, yeniden Atatürk’e dönerek!
Şu sözler de O’nun :

“ Biz Batı emperyalistlerine karşı yalnız kurtuluş ve bağımsızlığımızı
korumakla yetinmiyoruz. Aynı zamanda Batılı emperyalistlerin
güçleri ve bilinen her aracı ile Türk ulusunu emperyalizme araç
yapmak istemelerine de engel oluyoruz. Böylece bütün insanlığa
hizmet ettiğimiz kanısındayız.”

“ Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir.”

“ BENİM EN BÜYÜK ESERİM CUMHURİYET’tir.”

“ Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların
yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan
kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan
olarak bırakıyorum.”

En zor anlarda bile ulusuna ve kendine güvenini, umudunu yitirmedi:

“ Vatan kesinlikle esenliğe kavuşacak, ulus kesinlikle mutlu olacaktır.
Çünkü kendi esenliğini, kendi mutluluğunu ülkenin ve ulusun
esenliği için feda edebilecek vatan evlatları çoktur.”

Emperyalizme karşı mücadelede mazlum milletlere çıkış yolunu gösteren Büyük Devrimci GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ü sonsuzluğa uğurlayışımızdan 73-74 yıl sonra;

Kemalist Devrimi tamamlama azim ve kararlılığı ile

saygı ve şükranla anıyoruz..

Başta SÖYLEV (NUTUK) olmak üzere Söylev ve Demeçlerini ve de eylemini bir kez daha özenle okuyup özümseyerek, özümseterek, ülkemizin içine sürüklendiği bataklığın ana nedeninin Kemalizm’i yadsıma olduğunu da bunca yıllık acı deneyimden sonra artık
daha çok gecikmeden kavramalı, kavratmalıyız..

Tek çare, yeniden ATATÜRK’tür!