Etiket arşivi: Yüce Atatürk

17 Mayıs 2013 İzmit ADD Konferansımız : 94 Yıl Sonra 19 Mayıs 1919

Dostlar

11 yıl önce İzmit’te, “19 Mayıs kutlaması….” için verdiğimiz konferansı yeniden bilgiye sunmak istiyoruz. Konumuz “Yeni Anayasa Tuzağı” idi. 4 yıl sonra 2017’de bu tuzağa düştük ve hileli bir oylama ile, YSK’nin 2,5 milyon dolayında mühürsüz zarf / oy’u tam hukuksuzlukla geçerli sayması sonucu, TEK ADAM DESPOTİZMİNE savrulduk..

Yetmemiş olmalı…

7 yıl sonra 2024’te “bir daha anayasa değişikliği”! Bu kez “kuşatıcı” olacakmış.
Mutlak sultanlık..

Mutlaka “hayır” denmeli ve tüm demokratik direniş yollarıyla engellenmeli..

  • Atatürk‘ü ve yol arkadaşlarını salt 19 Mayıs’larda değil;
    kurup bize bıraktıkları tam bağımsız, egemen, devrimci ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin
    her gününde saygı, minnetle ve bağlılıkla anıyor,
  • tüm gençlerimizin bizlere bırakılan bu kutsal emanete sahip çıkmalarını diliyoruz.. Bayramımız kutlu olsun!

    Sevgi ve saygı ile. 19 Mayıs 2024, Ankara

    Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
    Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
    Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
    www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
    facebook.com/profsaltik    X : @profsaltik
    https://www.instagram.com/ahmet_saltik

==============================================

Dostlar,

17 Mayıs 2013 Cuma günü akşam ADD İzmit Şubemizin çağrılısı olarak
görsel bir konferans sunduk..

Toplantı yemekliydi, dayanışma amaçlıydı ve hedef 19 Mayıs 1919’un 94. yılında
bir araya toplanarak Atatürk’ü anmak – Gençlik ve Spor Bayramımızı kutlamaktı.

Izmit_konf._YENI_ANAYASA_TUZAGI

Dostumuz Şube Başkanı Sayın Ahmet Kavaz ve ark. epey çaba harcamışlardı.
Fuar içindeki Şehir Lokantasında birlikteydik. Kocaeli ve şubelerinde önceki yıllarda
çok sayıda aydınlanma etkinliğimiz olmuştu. Önceki İl Başkanlarından gerçek
ve yılmaz bir Atatürk sevdalısı Sayın Mustafa Güner de oradaydılar.

Yüce Atatürk‘ümüzü anarken, güncel ağırlıklı tema da YENİ ANAYASA TUZAĞI idi..

90 yansıdan oluşan kapsamlı bir sunum hazırlamıştık.
Bizim sunumumuz sırasında, ATATÜRK’ün SOFRASI hürmetiyle katılımcılar,
ricamızı kırmayarak yemeklerine ara verdiler. Lokanta da servise ara verdi.
Yaklaşık 75 dakika konuyu yansılarla görsel olarak paylaştık.

2013 yılı içinde 7’inci; ADD Edirne Şubesi Başkanı seçildiğimiz
1996’dan bu yana da da 1446’ıncı konferansımızı veriyorduk.

ADD GYK Üyesi ve Marmara Bölgesi Temsilcisi (bizim 2000 – 2006 arasında 3 dönem ardışık olarak seçimle geldiğimiz görev) meslektaşımız Dr. Zühal Özen de salondaydı. (Bizden önce “orta boy” bir konferans da kendileri verdiler!..)

Sunumuzun yansılarını izlemek, indirmek, arşivlemek ve de özellikle paylaşmak için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??

19_Mayis_94._Yil,_Izmit_17.5.13

Bu etkinliğe emek veren tüm arkadaşlara ve bizi görevlendirerek onurlandıran
ADD İzmit Şubemize, özellikle sayın başkan Ahmet Kavaz’a ve Sayın Mustafa Güner dostumuza teşekkür edeiz.

Sevgi ve saygı ile.
20.5.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

ULUSAL EGEMENLİK NE DEMEK??

Dostlar,

Önceki yıl ve geçen yıl sitemizde yayınladığımızı 23 Nisan 2021 tarihli yazımızı bir kez daha sunuyoruz. Özellikle, aşağıda erişkesini (linkini) verdiğimiz power point yansılarının izlenmesini (pdf dosyası) paylaşılmasını diliyoruz : http://ahmetsaltik.net/arsiv/2013/04/Ulusal_Egemenlik_23.4.13.pdf

Sevgi ve saygı ile. 23 Nisan 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
ADD Bilim Kurulu 2. Başkanı
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik    

=========================================================

ULUSAL EGEMENLİK NE DEMEK??

Yukarıdaki başlığı taşıyan kapsamlı bir power point sunumumuzu bir kez daha paylaşmak istiyoruz. Yüce Meclis’in, “Rejimin Kâbesi“nin  açılışının 103. yılı kutlu olsun.

Başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm yurtsever yiğitlere sonsuz selam olsun..

Kutsal emanetlerini yaşatacağız..

  • Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacak, yaşatılacaktır.

Gazi Paşa‘nın öngörüsü ve kesin sürekli buyruğu (standing order) bu yöndedir.

  • Dinci – gerici – bölücü AKP parantezi de elbete kapatılacak;

Türkiye Cumhuriyeti ANADOLU AYDINLANMASI – Rönesansı yürüyüşünü kararlılıkla sürdürecektir. Anayasa değişikliği hedefleyen ve Türkiye’yi “Anayasal” değil fakat “biçimsel anayasalı” bir devlete indirgeyecek 16 Nisan Halkoylamasında “evet” oyları için yapılan muazzam hile, yapan ve yaptıranlar adına utanç vericidir. YSK da bu çirkin oyuna
alet olarak Ulus Egemenliğinin gasp edilerek “tek adama” devrine, despotizme katılmıştır. Yanlış hesap Bağdat’tan dönecektir, döndürülecektir. Ama Danıştay’dan, ama Anayasa Mahkemesi’nden ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden.. Olmadı, Ulusumuz meşru direnme hakkını kullanarak kan ve can ile edindiği egemenliğini kimselere devretmeyecektir.

Kemalist Devrim ve programı “6 Ok” evrenseldir ve tüm mazlum ülkeler – halklar için kanıtlanmış bir anti – emperyalist kurtuluş reçetesidir. Türkiye öncü ve örnek olacaktır.

O, Yüce ATATÜRK“Egemenlik bağsız koşulsuz HALKINDIR…” demişti..
“Egemenlik bağsız koşulsuz uluslararası sermayenindir. “dememişti..
KüreselleşTİRmeci = Yeni emperyalistlere, AB / ABD mandacılarına anımsatmak isteriz.

Kapsamlı yansıları izlemek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??

Ulusal_Egemenlik_23.4.13

Sevgi ve saygı ile.
23 Nisan 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

ADD’den 23 Nisan 2022 Ulusal Egemenlik Şenliği ve Bildirgesi..

Dostlar,

ADD bu gün, 23 Nisan 2022 Cumartesi günü, çok kapsamlı bir etkinlik düzenlemekte..
Sabah 11:30’da ATO (Ankara Ticaret Odası) büyük kongre salonunda (Congressium) toplanacağız.

Ülkemizin her yerinden Derneğimiz üyeleri ve yoldaşları otobüslerle, trenle, araçları ile yola çıktılar bile… Program, aşağıdaki görselde de (posterde) yazıldığı üzere;


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayacak.
Ardından, Genel Başkanımız Sn. Dr. M. Hüsnü Bozkurt,

  • ADD’nin ULUSAL EGEMENLİK BİLDİRGESİNİ (MANİFESTOSUNU) okuyarak
    ülkemize ve dünyamıza haykırışlarımızı, isteklerimizi ve kararlılığımızı,
  • Ulus Egemenliğine her koşulda ve sonsuza dek sahip çıkacağımızı herkeslere duyuracak.

Bando gösterisi izleyecek Bildirgenin paylaşılmasını.
Etkinlik, ADD web TV’de eşzamanlı yayınlanacak (youtube ve öbür sosyal medya hesapları)

Öğleden sonra 14:00’te ise, Aslanlı Yolun başında toplanarak Anıtkabir’e, Yüce ATATÜRK‘ü ziyarete gideceğiz.

Büyük Millet Meclisi, günümüzden 102 yıl önce 23 Nisan 1920 günü Ankara’da, Mustafa Kemal Paşa‘nın uzun ve çok yoğun emekleriyle toplanabilmişti. 16 Mart 1920’de, Mustafa Kemal Paşa’ın uyardığı ve öngördüğü üzere İstanbul’da Meclis-i Mebusan işgalci İngilizlerce basılmış ve dağıtılmıştı. Yakalanan mebuslar Malta adasına sürgüne – zindana yollanmıştı. Kurtulabilenlerin bir bölümü Ankara’ya geldi, Büyük Millet Meclisine katıldı.

Mustafa Kemal Paşa 4 Eylül 1919’da başlayan Sivas Kongresinde Heyet-i Temsiliye başkanı seçilmişti. 19 Mayıs 1919’da bağımsızlık savaşımızı örgütlemek üzere işgal altındaki İstanbul’dan yola çıkmış ve Samsun’dan başlayarak ilmek ilmek Kurtuluş Savaşı için Ulusu hazırlamıştı. Boynunda, son Osmanlı padişahı “hain – deni – soysuz” (Atatürk’ün SÖYLEV‘inde kullandığı sözler!) Vahdettin’in idam fermanı, “sine-i millette bir ferd-i mücahit” olarak Anadolu’da çok sayıda yerel Kongre toplanmıştı. 27 Aralık 1919’da Ankara’da coşku ile karşılanmıştı.

İstanbul Meclis-i Mebusanı’nın dağıtılmasını izleyen günlerde, boşluk oluşmasına izin vermeksizin Ankara’da olağanüstü yetkili bir Meclis toplanmasını istemişti. İşgal altındaki Anadolu’dan ancak 115 temsilci toplanabilmişti. Geceleri, kara çarşaflara bürünerek, saman balyaları arasında, kağnılarla gelebilmişlerdi. 23 Nisan 2020 günü Ankara’da umutsuzluk ve hüzün baskın görünüyordu. Paşa gürledi, Milletvekillerine şöyle seslendi :

“İşittim ki bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla Milli Meclise davet etmedim.
Herkes kararında hürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu kutsal davaya inanmış bir insan sıfatıyla buradan bir yere gitmemeye karar verdim.
Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar, orada
tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim. Kurşunlarım bitince
bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim.”

Böyle konuşunca herkesi bir heyecan dalgası sardı. Hiçbiri gözyaşlarını zaptedemiyordu.

O şanlı 1. Meclis, Kurtuluş Savaşımızı Mustafa Kemal Paşa başkanlığında başarıyla yönetti.
1923 seçimleriyle yerini TBMM’ye bıraktı, o da Lozan Andlaşmasını onayladı…
Başkanlık Kürsüsünün üzerinde artık

  • “EGEMENLİK BAĞSIZ KOŞULSUZ ULUSUNDUR” yazmaktaydı.

O tabela 102 yıldır orada ve asla inmeyecek..

  • Artık egemenliğin kaynağı gaiplerde, göklerde, saraylarda, sultanlarda değil; ULUS’ta!

Adı üstünde; ULUS EGEMENLİĞİ, ULUSAL EGEMENLİK…

Ve bu görkemli devrim, çocuklarımızca da içselleştirilsin diye, yeryüzünde örneği olmaksızın, Mustafa Kemal Paşa tarafından onlara bir bayram olarak armağan edildi izleyen yıllarda.

Günümüzde çocuk şenlikleri – çocuk eğlencelerine indirgenerek ULUSAL EGEMENLİK DEVRİMİ görmezden gelinerek bu bilincin kuşaktan kuşağa aktarılması bilerek engellenmeye çalışılıyor. Ama boşuna… Artık insanlar uyanmışlardır ve kendilerini kendileri yöneteceklerdir dokunulmaz ve mutlak olan egemenlik haklarını doğrudan ya da dolaylı belirlediği temsilcileri eliyle.

Bu tarihsel olgunun ve gerçekliğin böylece kabulü ve demokratikleşme ekseni kabulü çok yerinde olur. İşte bu gün, 102 yıl sonra dünyaya ve ülkemize ADD olarak düşüncelerimizi sunacağız, sorunlara ve tehditlere dikkat çekeceğiz, çözüm önerileri ve kararlılığımızı koyacağız orta yere..

Herkes çağrılımızdır..

23 Nisan 2022 Cumartesi, 11:30, Ankara Ticaret Odası büyük kongre salonu..

Sevgi ve saygı ile. 23 Nisan 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc ADD Bilim Kurulu 2. Başkanı
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik   twitter : @profsaltik    

 

 

 

 

NEO-LİBERAL KAPİTALİZMİN SALGINLA SINAVI

Dostlar,

Bu gün, 26 Ocak 2022 Çarşamba günü saat 20:30’da bir konferansımız olacak.

Başlık : NEO-LİBERAL KAPİTALİZMİN SALGINLA SINAVI

Bilindiği gibi 24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu yoldaşımızın kahpece öldürülmesinin üstünden 29 yıl geçti.

24 Ocak “yüklü” bir  gün. Yurtsever – yiğit Emniyet Müdürü (Diyarbakır) Gaffar Okkan‘ı da yine bir 24 Ocak günü (2001) bizden koparıp aldı karanlık kontr-gerilla güçleri (yerli – yabancı ve dinci). O gün, çözdüğü Uğur Mumcu cinayetini açıklayacaktı. Makam aracı havaya uçurularak 5 korumasıyla birlikte şehit edildi. Katil sürüleri panikteydi.

24 Ocak 1980’de Türkiye’yi neo-liberal kapitalizme post-modern sömürge olarak sunan, bu merkezlerce dikte edilen “ekonomik kararlar” (!) açıklandı ve 42 yıl sonra “hal-i pür melal” imiz ortada. (http://ahmetsaltik.net/2022/01/24/bir-kez-daha-ugurlar-olsun-yigit-yoldas/ ve http://ahmetsaltik.net/2021/01/24/24-ocak-1980-kararlari/)

Bu son “24 Ocak”ta ise yurtsever – korkusuz – yetenekli sinema sanatçısı Fatma Girik bizleri koydu gitti..

34 yaşında Ceza Hukuku Profesörü olan parlak zekalı bir bilge aydınımız Uğur Alacakaptan da veda etti yaşama 2 gün önce. Kalpaksız kuvayı milliyeci Uğur  Mumcu, Sakıncalı Piyade adlı görkemli kitabında yazarak tarihe mal etmişti :

Her 2 “Uğur”a, Mamak Askeri Cezaevinde, ellerine kazma verilerek,

  • kanalizasyon buzlarını kırmaları “emredilmişti” !!

Bu insanlık dışı davranışların yaşayan özneleri aynaya bakabiliyor mu acaba?(http://ahmetsaltik.net/2022/01/25/buz-kiran-hoca-ugur-alacakaptan/)

Ruhsal apseleri kendilerine rahat veriyor mu acaba?
Ya da yaşayan yakınları, utançtan kıvranıyorlar mı acaba?
Kamuoyu önünde açık özür dileyerek pişmanlık açıklayana tanık olmadık ne yazık ki!
***
Bu akşam NÜSED bize bir görev verdi. NÜSED, “Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği“.. Prof. Dr. Nusret Fişek, Dr. Uğur Cilasun… kurucularındandı. Şimdiki Başkanımız, Hacettepe Tıp’tan sınıf arkadaşımız (1971’de başlayan) 50+ yıllık kadim meslektaşımız Dr. Dermen Boztok (Halk Sağlığı Uzmanı). Biz de bu Derneğin Onur Kurulu üyesiyiz. Geçen yıl da bizi görevlendirmişlerdi Adalet ve Demokrasi Haftasında NÜSED adına konuşma yapmamız için.. Görevimizi yapmaya çalıştık, youtube ortamında canlı yayın ile (kovit-19 salgını nedeniyle..) İzlemekiçin görselin (erişkenin) üstündeki ok tıklanabilir.

Bu yıl, 2. yılını bitiren ve hala süren salgın nedeniyle gene sanal ortamda sunum yapacağız, görev bize verildi NÜSED tarafından. Bu kez hem youtube hem de zoom ortamında eşzamanlı canlı yayın çabasındayız teknik bir aksilik yaşamaz isek.


Aşağıdaki görselin üzerindeki ok tıklanarak saat 20:30’da başlayacak konferansımız youtube ortamında izlenebilir. Zoom üzerinden izlemek isteyenler için bilgiler altta.

Güncelleme                     :
Konuşmamızı youtube ortamında canlı yayınladık. Üstteki görselde ok işareti tıklanarak izlenebilir (80 dk.).
***
2019’un son günlerinde Çin’de başlayan Kovit-19 salgınını küresel toplum neden 25 aydır denetim altına alamadı? Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) ulaşabilen “resmi” verilerle 360 milyon insan hastalandı ve 5,6 milyondan çok insan öldü! DSÖ, iyimser bir yaklaşımla bu sayısal verilerin, özellikle ölümlerin 3 – 3,5 ile çarpılması gerektiğini düşünüyor. Türkiye’de 2020 ölüm istatistikleri hala yayınlanmadı! 2020’de resmen ilan edilen Kovit-19 ölümü 21 bine çok yakın. Ancak hesaplamalarımız 257 bin saklanan ölüm olduğunu ortaya koyuyor.. Açıklananın 12 (on iki) katından çok! Bu verileri web sitemizde ve SÖZCÜ gazetesinde paylaştık (12 Kasım 2021, Uğur Dündar’ın köşesi, http://ahmetsaltik.net/2021/11/12/salgini-yonetemeyen-iktidar-olum-sayilarinda-yalan-mi-soyluyor/)

20221 ölüm verileri Haziran 2022 sonlarında açıklanır umarız.
Türkiye’de durum böyle. Ayrıca ölenlerin özellikleri, özellikle sosyo-ekonomik durumları son derece önemli. Kimler ölüyor? Dünyada ve Türkiye’de kurbanlar kimler??

İrrasyonel, insanlık dışı neo-liberal kapitalist politikalar neden salgını denetim altına alamıyor ve masum insanlar hastalanıp ölüyorlar??

  • Quo vadis, neo-liberal kapitalizm??
  • Neo-liberal kapitalizm, quo vadis?

Bu sorulara yanıt arayacağız bu gece sunacağımız konferansta..
(Salgının başından bu yana, 434. konuşmamız olacak..
Yazdıklarımızı da SALGIN YAZILARI başlığı altında kitaplaştırma çabasındayız.)

– Bir devlet ki can güvenliğini sağla(ya)mıyor, ko gitsin.
–  Kontrgerilla cinayetlerini engelle(ye)miyor, hesap soramıyor, at çöpe.
– Türkiye devletsizdir, yeniden kurmalı!
– “BİLHASSA KİMSESİZLERİN KİMSESİ CUMHURİYET“i; Yüce ATATÜRK‘ün tanımı ile.
– Başaracağız!

İlgi ve bilginize sunarız..

Sevgi ve saygı ile. 26 Ocak 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

BİR KEZ DAHA “UĞUR’LAR OLSUN” YİĞİT YOLDAŞ!

BİR KEZ DAHA “UĞUR’LAR OLSUN” YİĞİT YOLDAŞ!


UĞURLAR OLSUN” ağıtını çalıp söyleyerek yüreklerimizi yakan – sızlatan ama bir o denli de güç ve savaşım kararlılığı (azmi) aşılayan saygın ve çooook yetkin ses ve saz (gitar!) sanatçısı Selda Bağcan‘a şükran ile…
***
Toplumsal ağır – çok derin örselenmemizi (travmamızı) sıcacık ve akıllıca hatta bilgece sözleriyle sarıp sarmalamaya çaba gösteren bilinçli – önder kişilikli… çook yönlü bilim – sanat – yazın (edebiyat) insanımız Prof. Dr. Ataol Behramoğlu‘na….
***
Yiğit ve tarihe mal olan vatan evladımız Uğur Mumcu‘nun hem anısını (hatırasını) hem de değer (paha) biçilemez yapıtlarını yaşatarak geleceğe taşıma ve kuşaklara mal etme bağlamında ölçüsüz bir özveri – sebat ve başarı sergileyen, Mumcu’nun saygın ve de sevgin (aziz) eşi Güldal Mumcu‘ya, çok değerli 2 evladına, UM:AG‘ı kuran, destekleyen, bugüne taşıyan ve kurumsallaştıran… kişi ve kurum – kuruluşlara, Cumhuriyet Gazetemize… kendi adımıza engin şükranlarımızı sunuyoruz.
***
29 uzun yıl sonra, bu Halk seni unutmadı yiğit Uğur Mumcu.. unutmayacak da!

Sen vuruldun yiğidim ama çağrına uyduk biz de, Cumhuriyet’e kol kanat germeyi sürdürüyoruz.. Türkiye Cumhuriyetimiz sonsuza dek onurlu, başı dik yaşayacak!

Büyük ATATÜRK tam da böyle buyurup şaşmaz hedef koymadı mı!?

Bu da bizden sana yanıt ve kadim – dönülmez bir vaat olsun..

2 gün sonra, 26 Ocak 2022 Çarşamba günü akşam 20:30 – 22:00 arasında zoom ortamında ve youtube kanalımızda bunları bir kez daha anlatacağız Tüm Türkiye halkına ve dünyaya..

Türkiye bu ayracı (parantezi) de aşacak ve son karşıdevrimci saldırıyı da defetmeyi bilecektir. Gelecek, tüm dünyada, asla kuşku duymaya yer yok ki, BİLİMSEL AKILCILIĞA DAYALI AYDINLANMA olacaktır..

Üstelik, bu kaçınılmaz (deterministik) tarihsel ilerlemecilik, belki de en çok, karşıtlarına yarar sağlayacak, onları da insanlaştırarak mutluluk ve gönence eriştirecektir.

Yiğit Emniyet Müdürü A. Gaffar Okkan‘ı da şükranla anıyoruz. Mumcu cinayetini çözmüştü, tam da öldürüldüğü gün, 24 Ocak 2001’de açıklayacaktı kamuoyuna.. Yarasalar öylesine korkuya kapılmışlardı ki, Okkan’ı 5 korumasıyla arabasını havaya uçurarak katlettiler..

Koskoca Devlet, nasıl böylesine çok ciddi, ağır bir olayı haber alamaz ve önleyemez?

Bu sorunun çengeli 20 yıldır zihinlerdedir ve aydınlatılmadıkça da öyle kalacaktır.

AKP 20 yılında tek başına iktidarının ve bu alçakça cinayetleri çöz(e)medi!!? Niçin??!

Umut Davasında itirafçı olacak sanıkları hukuk dışı “tele” bilirkişi raporlarıyla aklayanlar Türk Tabipleri Birliğinin başına getirildiler, Av. Ceyhan Mumcu‘nun feryatlarına göre.. Emniyet Genel Müdürü / İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Güldal Mumcu’nun tuğlayı çekmesi istemine “çekemem, devlet yıkılır..” dedi ve Mumcu cinayeti siyasal tercihle karanlıkta bırakıldı.

  • Devlet, en temel görevi olan YURTTAŞININ CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLA(YA)MADI..
  • Üstelik kökü dışarıda örgütlerin kanlı ellerini kıramadı! Niye? Asıl soru ve sorun budur!

ADALET & Demokrasi Haftası 29. yıl..

– Bir devlet ki can güvenliğini sağla(ya)mıyor, ko gitsin.
–  Kontrgerilla cinayetlerini engelle(ye)miyor, hesap soramıyor, at çöpe.
Türkiye devletsizdir, yeniden kurmalı!
– “BİLHASSA KİMSESİZLERİN KİMSESİ CUMHURİYET“i; Yüce ATATÜRK‘ün tanımı ile.
– Başaracağız!

Sevgi, saygı, ACI VE KAYGI ile.. ama UMUTLA!
24 Ocak 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

O’nu, Yüce Atatürk’ü Aramızdan Bedensel Ayrılışının 83. Yılında Niçin Anıyoruz?

 

Aramızdan bedensel olarak ayrılışının 83. yılında, Yüce Atatürk‘ü bir kez daha, ölçüsüz bir özlemle anıyoruz. Başta AB-ABD, siyasal iktidar AKP, kimi iç ve dış güçlerin O’nu ve O’nun fikirlerini yok etme, modası geçmiş gösterme çalışmalarına karşın, hele içinde bulunduğumuz kritik koşullarda, O’nu yalnızca duygusallıkla anarak değil; düşüncelerine, yapıtlarına, eylemine sahip çıkarak, beynimiz ve gönlümüzle derinlemesine kavrayarak, ülkemize ve insanlığa doğru ve aydınlık yolu gösterme çabasında düne göre daha yoğunlukla olmamız gereği, bu yazının ana temasıdır.

  • Son 80-90 yıl, ATATÜRK’ün tüm öngörülerini doğrulamıştır.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, yurtsever bir asker, bir aydın, yengin (muzaffer) bir komutan. Demokrasi ve barış aşığı, bir Aydınlanmacı.. Ölümlü bedeni aramızdan ayrılalı 83 uzun / kısa yıl oldu. Ama anısı hâlâ dipdiri, canlı. Yeryüzünde kaç insana nasip oldu böylesi bir gönül tahtı? Çünkü O, ancak ulusuna hizmet edenin ulusunun efendisi olabileceği gerçeğini biliyordu. Tarihsel görevini son anına dek bilimsel akılcılıkla ve sebatla, tüm engelleri zorlayarak, Ulusu ile el ele yerine getirdi. Şu sözleri O’nu ne güzel anlatıyor :

  • Ben, gerektiği zaman en büyük armağanım olmak üzere, Türk Ulusuma canımı vereceğim.

Verdi de! Sakarya Savaşı’nı kırık kaburgalarıyla, -kimi zaman, dayanılmaz acısını bastırmak için yan yatarak- yönetti. Yaşamsal tehlikeyi hiçe saydı. Hatta, “İyi ki kaburgalarımız kırıldı da uyumadık, savaşı idare ettik..” diyebildi! Cephelerde 2 kez sıtmaya yakalandı ve doğru dürüst sağaltımı yapılamadığından, ayakta, uykusuz geçirdi. Yineleyen sıtma atakları yüzünden kullandığı yüksek doz Kinin karaciğerini bozdu ve Banti sendromu adı verilen, karaciğer yetmezliği nedeniyle çok erken, 57 yaşında yaşamını yitirdi.

O’nu her geçen yıl daha da özleyerek ve anlayarak anıyoruz. Çünkü O, UNESCO‘nun 1979’da O’nun 1981’ deki 100. doğum yılına armağan olmak üzere 156 ülkenin oybirliği ile aldığı kararda şöyle anlatılıyordu :

  • “ ULUSLARARASI ANLAYIŞ ve BARIŞ İÇİN ÇABA HARCAMIŞ ÜSTÜN BİR KİŞİ, OLAĞANÜSTÜ BİR DEVRİMCİ, SÖMÜRGECİLİK ve EMPERYALİZME KARŞI SAVAŞAN İLK ÖNDER, İNSAN HAKLARINA SAYGILI, DÜNYA BARIŞININ ÖNCÜSÜ, İNSANLAR ARASINDA HİÇBİR RENK, DİN, IRK AYRIMI GÖZETMEYEN EŞSİZ DEVLET ADAMI; TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURUCUSU.”

O, biz Anadolu halkını yok edilmekten kurtardığı için kendisine sonsuz vefa borçluyuz, onun için anıyoruz :

  • Sevr Antlaşması, salt yenilen bir ulusa dayatılan yenilgi anlaşması değildi. Yüzyıllardan beri Türk Ulusu’nu tarih sahnesinden yok etmek için hazırlanan bir suikast planı idi.. (SÖYLEV)

Bizi mahvetmek isteyen emperyalizm ve yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşarak, dahası, bu savaşımı “meslek edinerek” tam bağımsız Türkiye Cumhuriyet’ini kurma gibi inanılmaz bir tarihsel tansığın yaratıcısı olduğundan anıyoruz. Bize, bu 2 kadim düşmanla sürekli savaşı bir meslek olarak öğütlediği için anıyoruz.

Saltanat ve Hilafet gibi, ulusumuz üzerinde mutlak baskı kuran, yüzyılların acımasız ve artık köhnemiş kurumlarını tasfiye ederek Cumhuriyet denen erdem (fazilet) rejimini, halk yönetimini bizlere en büyük yapıtı olarak armağan ettiği için ölçüsüz şükran duyuyor, onurlanıyor, O’nu özlüyor, arıyor ve anıyoruz.

Ulusuna öğretmen olduğu, bizi çağdaş uygarlık düzeyinin de ötesine taşımak için gerçekleştirdiği amansız Aydınlanma Devrimlerinden dolayı derinden sayıyor ve anıyoruz. O’nun ağzından, ülke ve ulusun nasıl yok olmanın eşiğinden döndürüldüğünü ve Devrim’in temel amacını paylaşalım :

  • “Uçurumun kenarında yıkık bir ülke, türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar. Yıllarca süren savaş. Ondan sonra içerde ve dışarda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için amansız devrimler. İşte Türk genel devriminin kısa bir anlatımı.”

Bize, kendi yazdığı belgesel tarih SÖYLEV‘de Cumhuriyetimizi, sonsuza dek tam bağımsız ve özgür yaşatma gereğini öğrettiği, çağdaş uygarlık düzeyinin de ötesini devingen (dinamik) hedef gösterdiği,

  • Uygar olmayan insanlar, uygar olanların ayakları altında ezilmeye mahkumdurlar..”

gerçeğini öğrettiği; us ve bilimi biricik tinsel (manevi) kalıt (miras) olarak bıraktığı için derin bir minnetle anıyoruz.

Bize sürekli devrimciliği, bilim ve tekniğin en gerçek yol gösterici olduğunu öğrettiği için anıyoruz.

Anadolu Aydınlanmasının (Rönesansının) önünü açtığı, YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ öğüdü verdiği, “Türk öğün, çalış, güven” diyerek Osmanlı’nın aşağıladığı özgüvenimizi geri kazandırdığı için, “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!” öğüdü ile kulluktan çıkıp uluslaşmayı öğrettiği için pek haklı bir özlem duyuyoruz.”

Neydi Atatürk’ü öbür önderlerden ayıran?

O’nun şu sözleri bize, kendisinin çok özen gösterdiği özelliklerini ve halkını arkasına alan bütün önderlerde bulunması gereken nitelikleri açıklar :

  • “Ulusun başkanı olan kişinin, halka doğruyu söylemesi ve aldatmaması, halkı genel durumdan haberdar etmesi son derece önemlidir.” (Günümüzde korona verileri ile Ulusu ve Dünyayı aldatıyoruz!)

O, Saltanatın imzaladığı Sevr Antlaşması’nı TBMM’de yok sayarak bağıtlayanları HAİN ilan etmiş ve ülkemizi bölüşen emperyalistlere karşı savaşarak Cumhuriyeti kurmuş ve amansız devrimleri ile genç Cumhuriyeti kurumsallaştırarak ayakta kalma, sonsuza dek yaşatma (payidar kılma) yollarını göstermiştir. Yineleyelim :

  • “ Uçurumun kenarında yıkık bir ülke.. Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Yıllarca süren savaş… Ondan sonra içerde ve dışarda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için amansız devrimler… İşte Türk genel devriminin kısa bir anlatımı…”  

O’nun “Batılılaşmak” tan kastı, Batı’nın kopyası olmak değildir. Bilim ve aydınlığın yoludur, Çağdaşlaşmadır. Yüce Atatürk’ün, 29 Ekim 1930’da, Türkiye Cumhuriyeti’nin 7. yıldönümü kutlamasında, AP muhabiri Amerikan gazeteci Dorothy Ring’in sorduğu;

“Türkiye ne zaman Batılılaşacak, Amerikanlaşacak?” sorusuna yanıtı ibret vericidir :

  • “ Türkiye bir maymun değildir. Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne Batılılaşacaktır. O, yalnızca ÖZ – LE – ŞE – CEK – TİR! ”
    (Ankara, Türkocağı, Cumhuriyet Balosu, Associated Press Muhabiri ABD’li D. Ring’e yanıtı..)

Avrupa Birliğini ülkenin kurtuluşu olarak görenlere ve bunu Atatürk’e maledenlere şu sözleri yanıt olacaktır :

“.. Artık durumu düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan öğüt almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi .. anlayışlar belirdi. Halbuki;

HANGİ BAĞIMSIZLIK VARDIR Kİ YABANCILARIN ÖĞÜTLERİYLE; YABANCILARIN PLANLARIYLA YÜKSELSİN? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir.” (Gizli oturumda milletvekillerine, 6 Mart 1922).

Ulusun kendini kendini yönetmesi gereğini bize öğretti. Egemenliğin kaynağı gökten yeryüzüne indirildi :

“Egemenlik, bağsız koşulsuz ulusundur, yüksek bilginize..”
“ Türkiye halkı bağsız koşulsuz egemenliğine sahip olmuştur.”

  • Egemenlik hiçbir renkte, hiçbir biçimde, hiçbir anlam ve yolla pay-la-şım ka-bul et-mez ! ”
  • “ Eşitliğin, hürriyetin ve adaletin dayanağı Milli Hâkimiyettir.
    Hakimiyet-i Milliye ise milletin namusudur, haysiyetidir ve şerefidir. “
  • “Ulusal Egemenlik öyle bir nurdur ki; onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur. Ulusların tutsaklığı üzerine kurulmuş kurumlar her tarafta yıkılmaya mahkûmdur.”
    “Yeni Türk Devleti’nin yapısal özü Ulusal Egemenliktir.”
    (1 Nisan 1923)

Temel amaç çağdaşlaşma, uygarlaşma olarak kondu. Kemalizm veya Atatürkçü Düşünce Sistemi, özünde bir Çağdaşlaşma Tasarımıdır, bir Uygarlık Projesi ‘dir. Ata’nın deyimleriyle “Us ve bilim” O’nun tek manevi mirasıdır ve ‘ sürekli devrimcilik ‘ ile kendini sonsuza dek yenilemesi de kesin güvencesidir.

  • “Uygar olmayan insanlar, uygar olanların ayakları altında ezilmeye mahkûmdurlar..”

Dinin kötüye kullanılmasına ve siyasete alet edilmesine şiddetle karşı çıktı :

  • “ Bizi yanlış yola sevk eden soysuzlar, bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz… Görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülüklerden gelmiştir. ” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C. 2, syf 127, 1923)

Atatürkçü düşünce sisteminin dış politikası :

  • “Bizim dış politikamız basit ve doğrudur. Herkesle dostluk kurmak isteriz.. Fakat hiç kimse ile ittifak ve bloklaşma yapmayız” (Dr. T. Rüştü ARAS, Atatürk’ün 12 yıl kesintisiz Dışişleri Bakanı.[1])

Yurtta barış, dünyada barış!” ilkesi ile “Bir ulusun yaşamı tehlikeye girmedikçe savaş cinayettir. Türkiye Cumhuriyeti dünya barışının korunması için elinden geleni yapacaktır.” diyerek, bir asker olmakla birlikte barışı yüceltmiştir. Ülkemizin dünya barışına katkı vermesi gibi saygın ve evrensel bir politika hedefini önümüze koymuştur.

“ Hiçbir ulusun karşısında olmayan ve Türkiye’nin güvenliğini öncelikle amaçlayan barışçı bir tutum, Türkiye’nin sürekli ilkesi olacaktır. Türkiye, ulusal bir siyaset izleyecektir. Ulusal siyaset şudur : Sınırlarımız içinde her şeyden önce kendi gücümüze dayanarak varlığımızı korumak ve ulus ve yurdun gerçek mutluluğu ve esenliği için çalışmaktır..” değerlendirmesiyle özgüvenimizi pekiştirmiş ve hiçbir ulusun karşısında olmamak üzere ulusalcı-bağımsız, denge politikaları izlememiz gerektiğinin altını çizmiştir.

Atatürk neler yapmadı               ?

O, dini siyasete alet ederek din bezirgânlığı yapmadı. Günde 8 vakit (!) namaz kılmadı.
O, Devlet kadrolarını ve olanaklarını yakınlarına peş keş çekmedi. (nepotizm – yandaş kayırmacılık)
O, Devlet ve Ulus düşmanları ile işbirliği içinde olmadı..
O, aile yakınlarına, dostlarına ve arkadaşlarına geriye dönüşü olmayan krediler açmadı.
O, eroin satıcılarını, usulsüzlük ve yolsuzluktan yargılananları Meclis’e sokmadı.
O. zenginlerin yatlarında ve yalılarında tatil yapmadı..
O, Ülkesini 450+ milyar $ borçlandırmadı, öldüğünde ülkemiz yoksul ama borçsuz, onurlu, 15 yıllık toplam enflasyon salt %2.2 (iki!) idi! Ekonomi 15 yılda 2’ye katlanmıştı. Bir yandan Osmanlı borçları ödeniyordu.
O, Tam Bağımsızlık, özgürlük ve ulusal egemenlikten hiç ödün vermedi.
O, Yurtiçi ve yurt dışı bankalarda gizli hesaplar açmadı. Kalıtını, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu.. gibi ulusal kurumlara bıraktı. (son yıllarda İŞ Bankası kârından bu 2 Kuruma aktarılacak pay engelleniyor..)
O, dar kadroculuk anlayışıyla, ‘Bu bizdendir diyerek Devlet kadrolarını yeteneksizlerle doldurmadı.
O, bedevi çadırında Arap bedevisinden azar işitmedi.
O, “Benim vatandaşım işini bilir.” diyerek rüşvet ve yolsuzluğu meşrulaştırmadı.
O, eski bir Cumhurbaşkanı gibi, “Ben hesabımı mahkeme-i kübrada veririm..” diyerek halka hesap vermekten kaçınmadı. Tersine, 10. Yıl Söylevi’nde Ulusuna açık açık, yüzünün akıyla hesap verdi :

“Büyük Türk Ulusu! On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde başarı vaadeden çok sözlerimi işittin. Mutluyum ki, bu sözlerimin, hiçbirinde, Ulusumun, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.

O, Dönemin güçlü devlet başkanları karşısında el pençe divan durup icazet almadı.
O’na hiçbir devlet başkanı “aptal olma” diye açıkça ve çok ağır biçimde aşağılayıcı mektup yaz(a)madı!
O, Yasayla kapatılan tarikat ve tekke şeyhleriyle Devlet konutunda yemek yemedi. Dizlerinin dibinde çökerek poz vermedi.
O, Kamu ihalelerine aracılık yapmadı. Ülkesini pazarlamadı, Türkiye’yi bir A.Ş. gibi yönetmeyi düşünmedi! O, Yurt dışında mülk edinmedi. Ölçüsüz ve hukuksuz malvarlığı yüzünden ABD tarafından şantaj görmedi.
Borsa oynayarak, annesinin çıkınından çıkan paralarla (!?) zenginleşmedi.
O, Ülke ekonomisini iflas eşiğine sürükleyip yabancıların denetiminde finans şebekelerine teslim etmedi.
O, Türkleri tarih sahnesinden ve Anadolu’dan silmeyi öngören Sevr’i yırtarak bağıtlayanları HAİN saydı.
O, sömürge valisi edasıyla Türkiye’de istedikleri yerde denetleme yapmak isteyen büyükelçi ve yabancı kurullara izin vermedi.
O, Ülkesini ve Ulusunu, sonu yıkımlarla bitecek tehlikeli dış politika serüvenlerine sürüklemedi.
O, Devletin saygınlığını, Türk Ulusu’nun onurunu zedelemedi ve zedeletmedi; yüceltti.
O, güçlü devletlerin diplomatik veya fiili tehditlerine karşı kişiliksiz bir politika izlemedi; Montrö’yü kopardı, Hatay’ı diplomasi ile anavatana kattı. (Son zamanlarda Ege’de çok sayıda adamız işgal edildi!)
O, himaye ve mandacılığı reddetti, asla teslimiyetçi olmadı; İSTİKLALİ-İ TAMME (Tam Bağımsızlık) aşığı idi.
O, sanatı ve sanatçıyı hor görmedi. Bir sanat yapıtına, İçine tüküreyim böyle sanatın demedi, dedirtmedi, tersine sanatı ve sanatçıyı yüceltti, bu alanda da Devrimlerle kurumlaşma sağladı.

Yüce Atatürk’ün şaşmaz hedefi, TAM BAĞIMSIZLIK (=İSTİKLAL-İ TAMME!) idi.

  • “Bu ise mali bağımsızlıkla gerçekleşebilir. Mali bağımsızlığın korunması için ilk koşul; bütçenin ekonomik bünye ile denk ve uygun olmasıdır. Herhalde Türk yurttaşı kesin olarak bilmelidir ki; bir ulusun insanlık ve uygarlık dünyasında yükselmesi ve başarılı olması yalnız ve ancak kendi gücüne dayanarak özgürlük ve bağımsızlığını dokunulmaz bulundurmasıyla olasıdır. Bunun başka çözüm yolu yoktur” diye TAM BAĞIMSIZLIĞIN vazgeçilmezliğini vurguladı, denk bütçe yaptı, borç almadı.

Reçete gerçekte yalın       : Devrimin hedefini kavramış olanlar, daima onu koruyabilecek güçtedir.”

diyerek yüreklendirdiği, tüm mazlum uluslara öncü olduğu, “İNSAN” ve “GERÇEK” olduğu için O’nu özlüyor ve anlayarak – anlatarak anıyoruz, anacağız.. İnsanlığın yolu Aydınlanma yönündedir. Tarihsel süreç bu olgunun net ve kesin kanıtıdır. Devrim ve ilkeleri günümüzde de Türkiye’mizin ve tüm mazlum ulusların özgürlüğü ve bağımsızlığı için geçerli ve güvencedir! Tarihin tekerleği, asla geri döndürülemeyecektir.

  • Yüce ATATÜRK’ümüz;Seni anlıyoruz ve tüm insanlığa da anlatacağız!

Biz, yani Atatürk’ün ardılları, devrimciler, aydınlanmacılar us ve bilim ile, örgütlü Ulusumuzla kazanacağız.

Sevgi ve saygı ile. 10 Kasım 2021 / 83. Yıl, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Kamu Yönetimi Siyaset Bilimci (Mülkiye)
ADD Bilim Kurulu 2. Bşk., Genel Başkan Yrd. / Vekili (2004-6)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik     

 

[1] T. Rüştü Aras Tıp Doktorudur ve dönemin Birleşmiş Milletler örgütü olan Cemiyet-i Akvam Başkanlığı da yapmıştır.

Tarsus ADD Şubesi Konferansımız : Cumhuriyetimizin 98. Yılı

Dostlar,

27 Ekim 2021 günü, ADD Tarsus Şubesi’nin konuğu idik. Cumhuriyetimizin 98. kuruluş yıldönümü bağlamında bir konferansımız oldu.

Konferansa geçmeden önce, ADD Genel Başkanı Sn. Dr. M. Hüsnü Bozkurt‘un kısa bir kutlama iletisini (1,5 dk.) izleyicilerle paylaştık :

Bu Şubemizde önceki tarihlerde 6 konuşmamız daha olmuştu, 5. yansıda görülebilir. Sunum yansılarını görmek için tıklayınız. (101 yansı, 3,6 MB) 

Tarsus kon. 27.10.21

Konferansı Facebook’tan izlemek için tıklayınız : https://fb.watch/8XWS8ncJjX/


Etkinliğin düzenlenmesini sağlayan Şube Başkanımız Sn. Gökhan Arkan ile ortak davranış sergileyen ÇYDD ve EĞİTİM-İŞ Tarsus Şubesine, yer sağlayan Ticaret ve Sanayi Odasına ve oturumu coşku ve içtenlikle izleyen katılımcılara teşekkür ederiz..

Sunumun başında kırılan HDMI bağlantı kablosunu dakikalar içinde yenileyen Belediye Başkanı Sayın Dr. Haluk Bozdoğan‘a…. teşekkürlerimizi sunarız.

Konferans sonunda, düzenleyici 3 kurum adına ÇYDD Tarsus Şubesi bize bir teşekkür belgesi sundu; sağolsunlar..

Saat 15:00 – 17:00 arasında gerçekleşen konferansın ardından ADD Tarsus şubemizi ziyaret ettik ve ADD Adana şubemizin düzenlediği Cumhuriyet balosuna geçtik, orada kısa (13 dk.) bir sunumumuz oldu (http://ahmetsaltik.net/2021/10/29/add-adana-konferansimiz-cumhuriyetin-98-yili/)..

  • Türkiye Cumhuriyeti’nin 98. Yılı kutlu ve mutlu olsun…

Yüce ATATÜRK‘ün öngörüsü gereği, Cumhuriyetimiz sonsuza dek payidar kalacaktır!

Şan ve şerefle, onurla yaşatılacaktır; bu azim ve kararda olduğumuzu herkese duyururuz.

Sevgi ve saygı ile. 27 Ekim 2021, Tarsus

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
ADD Genel Merkez Bilim Kurulu Başkan Yrd.
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik

2020 Ç a l ı ş m a l a r ı m ı z…

2020 Ç a l ı ş m a l a r ı m ı z…


Dostlar,

Her takvim yılı sonunda ülkemize katabildiklerimizi web sitemizde paylaşıyoruz..

2020 yılı boyunca, 23 Mart’tan başlayarak, 31 Aralık’a dek 217 adet TV konuşması, webinar vb. etkinlikler gerçekleştirdik. Anlı – şanlı renkli, “böyyük” medya bize hiç yere vermedi, sahibinin sesi olmayı sürdürdü. HALK TV, TELE1, KRT bize en çok ekran sunan organlar oldu.

2020 boyunca 53 adet Aydınlanma makalesi yazdık, fiziksel / sanal ortamlarda yayınladık..
Bu yıl çoğu Salgın ile ilgili idi.

  • 1 milyonu geçen tweet iletilerimiz oldu.

Gözlemlerimizi, deneyimlerimizi, önerilerimizi yayınlayalım istedik bir kitap olarak,
ancak önerdiğimiz 2 yayınevi,
salgın koşullarındaki ekonomik çöküntüyü gerekçe göstererek yanaşmadı.

KOVİT-19 salgını ile başetmek için tüm birikimlerimizi halkımıza / ulusumuza sunmaya çabaladık.. Ücretli tirollerden ölüm tehditleri aldık, apaçık “KANINI İÇECEĞİZ” diye sosyal medyada yazdılar ama T.C.’nin hiçbir Cumhuriyet Savcısı kendiliğinden hiçbir işlem yapma gereği duymadı. Adli soruşturma açılmadığı gibi, o kişilerin hesaplarına bir kısıt da görmedik.

Bize sayfalarını açan gazete, dergi, kitaplara teşekkür ederiz. Aşağıda 53 makalemizin dökümü var. Erişkeleri (linkleri) tıklanarak ya da kopyalanarak google vb. arama motorları (internet browser) aracılığıyla çağrılabilir, kopyalanıp arşivlenebilir ve en önemlisi paylaşılabilir.
Bu makalelerimizin birkaçı gazetelerde tam sayfa yayınlandı.. Sn. Yılmaz ÖZDİL ve Sn. Uğur Dündar 2’şer kez tam sayfa olarak yerlerini bize bıraktılar, bu yazılarımızın her biri 2,5 milyonu aşan okuyucu kitlesine ulaştı. Kendilerine, SÖZCÜ‘ye, Cumhuriyet‘e, BİRGÜN‘e şükranlarımızı sunarız..

SÖZCU_Annesine_masum_insanlar_olurken_O’nun_ulusal_cikarlari_savundugunu_sandigini_sakin_soylemeyin

UZAT_KOLUNU_TURKIYE_SOZCU_UGUR_DUNDAR_5.12.20

2020 Yılı  Aydınlanma Makaleleri (53 adet)

Makalenin konusu Yayımlandığı yer(ler) Tarihi
1 2019 Aydınlanma Makalelerimiz – Konferanslarımız, Bilimsel Çalışmalarımız http://ahmetsaltik.net/2019/01/01/2018de-neler-yaptik/ 01.01.2020
2 2020’de AKP = Erdoğan’dan İvedi Beklentiler.. http://ahmetsaltik.net/2020/01/01/iktidar-neron-gibi-romayi -da-yakarim-moduna-gecmis/ 01.01.2020
3 2020 Başında AKP = Erdoğan’ın Türkiye’yi Sürüklediği Bataklık http://ahmetsaltik.net/2020/01/01/2020-basinda-akp-erdoganin -turkiyeyi-surukledigi-bataklik/ 01.01.2020
4 Kanal İstanbul Tartışması http://ahmetsaltik.net/2020/01/09/kanal-isanbul-tartismasi/ 09.01.2020
5 Soner Yalçın’a Çağrı http://ahmetsaltik.net/2020/01/12/soner-yalcina-cagri/ 12.01.2020
6 Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya Açık Çağrı http://ahmetsaltik.net/2020/01/12/saglik-bakani-dr-fahrettin-kocaya-acik-cagri/ 12.01.2020
7 İstanbul Kanalı İle AKP Neleri Maskeliyor?? http://ahmetsaltik.net/2020/01/12/stanbul-kanali-ile-akp-neleri-maskeliyor 12.01.2020
8 2019’da Ekonomi, Enflasyon ve AKP = Erdoğan http://ahmetsaltik.net/2020/01/12/2019da-ekonomi-enflasyon-ve-akp-erdogan/ 12.01.2020
9 İktidar Soyguna Ortak mı? http://ahmetsaltik.net/2020/02/01/baskentgaz-tarafindan-yapilmis-bagis/
http://ahmetsaltik.net/2020/02/02/iktidar-soyguna-ortak-mi/
01.02.2020
10 Suriye Bunalımı ve AKP = Erdoğan Rejiminin Ağır Tarihsel Sorumluluğu http://ahmetsaltik.net/2020/02/06/suriye-bunalimi-ve-akp-erdogan-rejiminin-agir-tarihsel-sorumlulugu/ 06.02.2020
11 TNSA 2018’in Kodları ve Halktan Saklananlar http://ahmetsaltik.net/2020/02/23/turkiye-nufus-ve-saglik-arastirmasi-2018-ne-soyluyor 23.02.2020
12 AKP = ERDOĞAN’ın Çıldırtan Sözleri :“Birkaç şehidimiz var, şehitler tepesi boş kalmayacak” http://ahmetsaltik.net/2020/02/25/birkac-sehit/ 25.02.2020
13 “Birkaç Tane Şehit” ve “Kavala Savcısının
Peşin Tutuklama Mütalaası” Üzerine
http://ahmetsaltik.net/2020/02/26/carsamba-igneleri-26-subat-2020/ 26.02.2020
14 Meşruluğunu Apaçık Yitiren AKP = Erdoğan İktidarı Ulusumuz Tarafından Görevden Uzaklaştırılmalıdır http://ahmetsaltik.net/2020/03/02/mesrulugunu-apacik-yitiren-akp-erdogan-iktidari-ulusumuz-tarafindan-gorevden-uzaklastirilmalidir/#more-54167 02.03.2020
15 Korona Virus Nelere Şal, Nelere Mercek? http://ahmetsaltik.net/2020/03/18/korona-virus-nelere-sal-nelere-mercek/     18.03.2020
16 COVID-19 Salgını Öngörüleri (1) ve (2) http://ahmetsaltik.net/2020/03/18/korona-virus-nelere-sal-nelere-mercek/ 18.03.2020
17 Korona Salgını ile İlgili Güvenilir Bilgi Kaynakları ve AKP İktidarına Öneriler http://ahmetsaltik.net/2020/03/19/korona-salgini-ile-ilgili-guvenilir-bilgi-kaynaklari-ve-akp-iktidarina-oneriler/ 19.03.2020
18 Korona Virus Salgını Güncelleme -3 http://ahmetsaltik.net/2020/03/20/koron-virus-salgini-guncelleme-3/ 20.03.2020
19 Korona Virüs Salgını ile Nasıl Başetmeli?? http://ahmetsaltik.net/2020/03/23/korona-virus-salgini-ile-nasil-basetmeli/ 23.03.2020
20 COVID19 Salgınının Seyir Defteri http://ahmetsaltik.net/2020/03/25/covid19-salgininin-seyir-defteri/ 25.03.2020
21 Korona Virüs Salgınının Ekonomi-Politiği http://ahmetsaltik.net/2020/03/27/korona-virus-salgininin-ekonomi-politigi/ 27.03.2020
22 Korona Salgının Türkiye Seyir Defteri.. http://ahmetsaltik.net/2020/04/19/korona-salginin-turkiye-seyir-defteri/ 19.04.2020
23 ODATV Söyleşisi İçin Prof. Dr. Ahmet Saltık’a
Yöneltilen Sorular ve Yanıtları
https://odatv4.com/vahsi-kapitalizmi-mutlaka-dizginlemeliyiz-26042015_m.html
http://ahmetsaltik.net/2020/04/26/odatvde-nurzen-amuran-ile-korona-salgini-soylesimiz/

 

26.04.2020
24 Salgının Resmen 50. Gününde
Ne Söylemek İstiyoruz?
http://ahmetsaltik.net/2020/04/30/salginin-resmen-50-gununde-ne-soylemek-istiyoruz/ 30.04.2020
25 AKP’den Kurtulmak En Acil Mücbir Sebep! http://ahmetsaltik.net/2020/05/01/akpden-kurtulmak-en-acil-mucbir-sebep/ 01.05.2020
26 Korona Salgını Seyir Defteri – 59. Gün :
Ne Yapmalı ??
Kitap bölümü, ADD yayını; Covid 19 Süreci ” Değişen Yaşamlarımız ve Toplumsal Değerlerimiz”, Haziran 2020
http://ahmetsaltik.net/2020/05/08/korona-salgini-seyir-defteri-59-gun-ne-yapmali/ 08.05.2020
27 Yeni Korona Virüs-19 Salgını ve Tıbbi / Ekonomo-Politik Seyir Defteri (Kitap bölümü) Ortadoğu Çıkmazında Türkiye KİTAP BÖLÜMÜ, syf. 11-43
Editör : Şenol Çarık
19.05.2020
28 COVID-19 Aşıları ve Hastalıktan Korunma İçin 10 Temel Öneri http://ahmetsaltik.net/2020/05/25/covid-19-asilari-ve-hastaliktan-korunma-icin-10-temel-oneri/ 24.05.2020
29 Koronavirüs Salgınının Türkiye’deki Seyri :
76. Gün
http://ahmetsaltik.net/2020/05/25/medyascope-programimiz-koronavirus-salgininin-turkiyedeki-seyri/ 25.05.2020
30 PANDEMİ İLE MÜCADELEDE YAPILAN HATALAR ve ÖLÇÜSÜZ AÇILMANIN SONUÇLARI http://ahmetsaltik.net/2020/06/16/15-haziran-2020-krt-tv-programimiz/ 26.06.2020
31 BİLİMİN ve BİLİM İNSANLARININ SESİ KISILAMAZ! Prof. Dr. Kayıhan PALA’ya Destek Açıklamamız http://ahmetsaltik.net/2020/07/01/iktidarin-salgin-politikasini-elestirmisti-prof-dr-kayihan-palaya-sorusturma/ 01.07.2020
32 Varlık Vergisi; şimdi değilse ne zaman? http://ahmetsaltik.net/2020/07/05/koronavirus-zararina-euro-varlik-vergisi-cozumu 05.07.2020
33 Bilim Kurulu Üyesinden Korkutan Uyarı :  Yanılgıya düştük, sonbahara hazırlanın! http://ahmetsaltik.net/2020/07/12/korkutan-uyari-yanilgiya-dustuk-sonbahara-hazirlanin/   12.07.2020
34 Koronavirüs Salgınının 144. Günü :
Ne Yapmalı??
ADD Bültenine…. 31.07.2020
35 Rusya’da Koronavirüs Aşısının ‘Onaylanması’ Üzerine http://ahmetsaltik.net/2020/08/11/putin-duyurdu-koronaviruse-karsi-gelistirilen-ilk-asi-tescil-edildi/     Cumhuriyet Gazetesi 14.08.2020
36 250 Bin KOVİD Hastası ve 6 Bin Ölüm ; Salgının 160. Gün Bilançosu! AKP İktidarı Gerçekte Ne Yapmak İstiyor ?? http://ahmetsaltik.net/2020/08/18/250-bin-kovid-hastasi-ve-6-bin-olum-salginin-160-gun-bilancosu-akp-iktidari-gercekte-ne-yapmak-istiyor/ 18.08.2020
37 Bu Rakamlar Kabul Edilemez! https://odatv4.com/bu-rakam-kabul-edilemez-23082057_m.html
http://ahmetsaltik.net/2020/08/23/odatv-soylesimiz-23-agustos-2020/
23.08.2020
38 Yakıcı Salgın Gerçekleri.. http://ahmetsaltik.net/2020/08/31/halk-tv-programimiz-ve-yakici-salgin-gercekleri-29-agustos-2020/ 31.08.2020
39 Salgınla Flört Edilmez
(SÖZCÜ, Yılmaz Özdil’in köşesi)
(Tam arka sayfa)
file:///C:/Users/user/Documents/Downloads/yilmazbeyyazi.pdf 06.09.2020 06.09.2020
40 “Korona ile Uzayan Tango…” Ne Yapmalı??
(BİRGÜN Gazetesi tam arka sayfa) http://ahmetsaltik.net/2020/09/11/korona-ile-uzayan-tango-ne-yapmali/
https://www.birgun.net/haber/korona-ile-uzayan-tango-ne-yapmali-315077 10.09.2020
41 Virüsle Flört Olmaz
(
Cumhuriyet Gazetesi, S. Bahçetepe’ye demeç)
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/prof-saltik-14-gunluk-tam-kapatma-onerdi-1768614 25.09.2020
42 Masum Yurttaşlar Ölürken, Hangi Ulusal Çıkarlar Korunuyor Acaba?
(SÖZCÜ, Y. Özdil, tam arka sayfa)
http://ahmetsaltik.net/2020/10/06/masum-yurttaslar-olurken-hangi-ulusal-cikarlar-korunuyor-acaba/ 06.10.2020
43 10 Maddelik Salgın Reçetesi :
Her Kim Tam Yetkili ve Sorumlu İse.. (Cumhuriyet, M. Balbay’ın köşesi)
http://ahmetsaltik.net/2020/10/12/10-maddelik-salgin-recetesi/ 14.10.2020
44 Fahrettin Katsayısı Kaç?? http://ahmetsaltik.net/2020/10/21/krt-tv-programimiz-20-ekim-2020/    21.10.2020
45 O’nu, Yüce Atatürk’ü Aramızdan Bedensel Ayrılışının 82. Yılında Niçin Anıyoruz? (10.11.20, ayrıca http://ahmetsaltik.net/2020/11/10/onu-yuce-ataturku-aramizdan-bedensel-ayrilisinin-82-yilinda-nicin-aniyoruz/) https://add-cankayamaviliste. blogspot.com/2020/11/onu-nicin-anyoruz.html#more 08.11.2020
46 İstanbul’da Yoğun Bakımda Alarm Zilleri Çalıyor : İstanbul Tıkanmak Üzere (Cumhuriyet’e demeç) http://ahmetsaltik.net/2020/11/16/cumhuriyet-gazetesine-demecimiz-16-kasim-2020/ 16.11.2020
47 Evrensel’e COVID-19 Aşılarında
Son Gelişmeler (EVRENSEL’e demeç)
https://www.evrensel.net/haber/419222/asi-esit-ve-adaletli-dagitilmazsa-hic-bir-ulke-guvende-olmayacak?a=8ff 19.11.2020
48 Korona Aşılaması Nasıl Olacak?
Öncelik Sırası Nasıl Belirlenecek?
KORONA AŞILAMASINDA ÖNCELİKLER SORUNU – Prof. Dr. Ahmet SALTIK
(Uğur Dündar’ın köşesi)
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/ugur-dundar/korona-asilamasi-nasil-olacak-oncelik-sirasi-nasil-belirlenecek-6139744/ 25.11.2020
49 Aşı Savaşları ve AKP’nin Aşı Sınavı ,
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/asi-savaslari-ve-akpnin-asi-sinavi-prof-dr-ahmet-saltik-1798051
(Cumhuriyet, 12.12.2020)
AŞI SAVAŞLARI ve AKP İKTİDARININ SINAVI – Prof. Dr. Ahmet SALTIK 12.12.2020
50 Milyonluk Tweet İletilerimiz… MİLYONLUK TWEET İLETİLERİMİZ… – Prof. Dr. Ahmet SALTIK 16.12.2020
51 Türkiye’de aşı kıtlığı var
(ANAYURT Gazetesi ile Söyleşimiz : ‘Türkiye’de aşı kıtlığı var’ – Prof. Dr. Ahmet SALTIK)
http://www.anayurtgazetesi.com/haber/Prof-Dr-Ahmet-Saltik-uyardi-Turkiye-de-asi-kitligi-var/719194 21.12.2020
52 Aşı karşıtlığına karşı yasal çözüm var (ANAYURT Gazetesi ile söyleşi) ANAYURT GAZETESİ ile SÖYLEŞİMİZ : Aşı karşıtlığına karşı yasal çözüm var – Prof. Dr. Ahmet SALTIK Saltık: Aşı karşıtlığına karşı yasal çözüm var (anayurtgazetesi.com) 23.12.2020
53 11 Mart – 28 Aralık 2020 Arasında 9,5 Ayda
En Az 300 Sağlık Emekçisini Salgına /
Kötü Yönetime Kurban Verdik!
En Az 300 Sağlık Emekçisini Salgına – Kötü Yönetime Kurban Verdik! – Prof. Dr. Ahmet SALTIK 29.12.2020

***
14 Kasım 2020 günü, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalındaki görevimizden emekli olduk. Web sitemizde yer alan özgeçmişimizden (CV) bir paragraf aktarmamız uygun olacak :

Uzmanlık alanında 271’i ulusal, 50’si uluslararası toplam 321 bilimsel bildirisi, yayını,
kitap bölümleri, kitap çevirisi var (H indeksi 5, atıflar 81; Scopus).
Birkaç bilimsel tıp dergisinin yayın danışmanı.
KemalizmAydınlanmasağlık hakkı ve politikaları… gibi konularda Türkiye’nin her yerinde, Kıbrıs’ta, Almanya’da, Belçika’da, Avusturya’da 1418 konferans verdi, 300+ radyo-TV,  webinar konuşması yaptı, 790’ı aşkın makale yazdı.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden de mezun oldu (Kamu Yönetimi ve
Siyaset Bilimi bölümü). Türkiye’de tek Tıbbiyeli + Mülkiyeli..
Sağlık Hukuku
 alanında tezli master (yüksek lisans) yaptı.

Okumayı, yazmayı, tıp eğitimi vermeyi, Türk Halkının hak ettiği eşit ve nitelikli sağlık hizmetlerine erişmesi ve Yüce Atatürk’ün açtığı ışıklı yolda sonsuza dek ilerlemesi için
bilimsel akılcılıkla çaba göstermeyi, yaşamının başlıca erekleri ve keyifleri olarak algılıyor.
(Anayasa Hukuku PhD – Doktora eğitimi sürüyor.)
***

Ülkemize ve insanlığa 2021 için en başta SAĞLIK diliyoruz..

Sevgi ve saygı ile. 01.01.2021 / Ankara.

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

Yazımızın pdf biçimi : 2020_Calismalarimiz

SEÇME – SEÇİLME HAKKINDAN KADININ KÖLELİĞİNE

SEÇME – SEÇİLME HAKKINDAN KADININ KÖLELİĞİNE

MUSTAFA SOLAK
Tarihçi – Yazar

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

5 Aralık 1934’te TBMM tarafından kadına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıldönümünü kutluyoruz.

3 Nisan 1930’da belediyelerde, 26 Ekim 1933’te köy ihtiyar heyeti ve muhtarlık seçimlerinde, 5 Aralık 1934’te ise Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Ülkemizde, kadınlara seçme ve seçilme hakkı Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre gibi pek çok Avrupa ülkesinden önce tanındı. Öte yandan, ilk kadın Bakan 1971’de 33. hükümet döneminde görev almıştır. (AS: Prof. Dr. Türkan Saylan, Sağlık Bakanı)

Kadının bugünkü durumu nedir?

Diyanet fetvalarında kadın

Diyanet İşleri Başkanlığı “ ‘Boşarım’ demekle boşanma meydana gelir mi?” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Boşama, kişinin eşine söylediği “Boşsun”, “Boş ol”, “Boşadım” veya “Karım boştur” gibi boşama iradesini ortaya koyan “şimdiki veya geçmiş zamanlı” ifadelerle ya da mahkemenin kararıyla gerçekleşir.”[1]

  • Diyanet, mahkeme kararı olmaksızın, salt sözle de erkeğin karısını boşayabileceğini savunuyor!

Diyanet, “Boşama yetkisinin kadın eşe veya başkasına devredilmesi mümkün müdür?” sorusuna verdiği yanıtta da “boşama yetkisi prensip olarak kocaya verilmiştir” diyerek kadına bu yetkinin verilmediğini ima yoluyla dile getiriyor.

MEB kitaplarında kadın

Benzer anlatımlar İmam Hatip Lisesi “FIKIH” ve “FIKIH OKUMALARI” ders kitaplarında var. Fıkıh ders kitabında sayfa 185’te erkeğin kadını boşaması şu şekilde düzenlendi:

Talak, Fıkıh ders kitabının ifadesiyle “kocanın tek taraflı irade beyanıyla eşini boşamasıdır.” Talak, “sen benden bir talak ile boşsun” veya “kendine artık başka koca ara” gibi cümlelerle olmaktadır. Boşama yetkisi salt kocaya verilmekle birlikte koca evlenirken veya daha sonra, dilerse bu konuda karısını da yetkili kılabilecekmiş.[2]

Ders kitabında görüldüğü gibi; yalnızca erkeğin boşaması değil aynı anda eşinin kızkardeşi, halası, teyzesi ile olmamak koşuluyla erkeğin çok eşli olabileceği de dile getiriliyor.

Dahası “Fıkıh Okumaları” ders kitabında da bir erkek eşini üç kez “boş ol” veya yukarıda belirttiğimiz ifadelerle boşarsa onunla yeniden evlenebilmek için eşinin bir başka erkekle evlenip boşanması veya yeni kocanın ölmesi gerekir. Fıkıh Okumaları ders kitabında, yeni koca ile evliliğin zifafı içereceği de yazılıdır.[3]

Ayrıca ders kitaplarında şunlar da var:

  • Miras payı Medeni Yasa’ya değil ayete göre düzenlendi,
  • Kadının “açmasına izin verilen avreti; yüzü, bilekleriyle birlikte elleridir”,
  • Elbise, karşı cinsin dikkatini çekmemeliymiş,
  • Nafaka varken mehir düzenlendi,
  • Kadına bakmak haram,
  • Mezheplere göre avret yeri farklılığı,
  • Kürtaj “cinayettir” yaklaşımı, (AS: Katolik Kilisesi bile kürtaj hakkını kabul etti; PAPA, “tavşanlar gibi üremeyin” dedi!!)
  • Estetik yasak,

Tekfir eden (dinden çıkan) erkekse, Müslüman bir kadınla evlenemez,

Daha çoğu var ancak buncası yeterli sanırım. Bu fetvalar ve ders kitaplarındaki ifadelerle kadının durumu ilerler mi? Geriler mi?

Ceren Özdemir’in, Emine Bulut’un katline bir de bu yönden bakmalı.

Bu fetvalar ve eğitime nasıl yaklaşılmalı?

Peki kadının onuru, özgürlüğü için ne yapacağız?

NOT: Ders kitaplarındaki ve Diyanet fetvalarındaki durumu görmek için

  • GAYRİMİLLİ EĞİTİM ve DİYANET’İN FETVALARI kitaplarımı okuyabilirsiniz.

[1] https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/839/%E2%80%98bosarim–demekle-bosanma-meydana-gelir-mi-, erişim tarihi 01.12.2017.

[2] Orhan Çeker, Saffet Köse, Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, İbrahim Yılmaz, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, Hasan Serhat Yeter, Editör: Recep Özdirek, Fıkıh, MEB Yayınları, Ankara, 2017, s.185.

[3] Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, İbrahim Yılmaz, Ahmet Özdemir, Fıkıh Okumaları, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2017, sayfa 108. FIKIH OKUMALARI kitabına http://www.eba.gov.tr/ekitap?icerik-id=2626 adresinden erişebilirsiniz.
===============================
Dostlar,

Yüce Atatürk ile dava – silah arkadaşlarına çağlar ötesi uzgörüsü (vizyonu) ve eylemi için şükran ile…

Dün türbanlıların okuma hakkını gasp ediyorsunuz” diyen siyasal islamcı, günümüzde “kadının okuması zinhar caiz değildir..” batağına sürüklenerek takiyyesini ele verdi ve maskesi düştü..

  • İslamda kadın – erkek eşitliği yok!

21. yy’da aklıbaşında hiç kimseye bu olguyu kabul ettiremezsiniz..
Ne Allah korkusu, ne peygamber, ne Kur’an, ne fıkıh, ne hadis…
Ne de Cennet – Cehennem vaatleri..
O halde : Hüküm zamanla değişir, 1400 yıl öncesinin Vahabi Kültürünün çöl şeriatını DİN diye dayatmanın olanağı kalmamıştır.
Bunu sürdürenler gerçekte maskeli / maskesiz din düşmanıdırlar.
Sağduyulu (aklıselim) Müslümanlar bu çıkmazı sonlandıracaktır.
İnsanların istemi ve çağın gereği budur;

  • Tüm yollar İslamda reforma çıkmaktadır.

Oyala(n)dıkça Agnosist, Deist, Ateistler çoğalıyor, İslam eriyor..
Marmara Üniv. İlahiyat Fakültesi profesörlerinden biri, birkaç gün önce ezber bozan birkaç masum laf etti diye fetva verildi : “Öldürülmesi caizdir“.. Adamcağız apar topar emekli oldu!

İslam bu mu??

İslamda yoksulluktan kurtulma özgürlüğü / hakkı da yok : Fitre, zekat var..
Diyanet ve Erdoğan Müslümana yoksulluğa katlanma vaazı verebiliyor!?

İslamda demokrasi de yok, fikir özgürlüğü, inanç özgürlüğü yok, yok, yok..

Oysa Demokrasi, eşitlik, özgürlük, yoksulluktan kurtulma.. çağın vazgeçilmez ülküleri.

…………..
…………………..

Bilginize, vicdanınıza, gönlünüze…
Ne ölçüde kullanabiliyorsanız “inanç” bukağısındaki aklınıza!

Sevgi, saygı ve derin kaygı ile. 05 Aralık 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik