SEÇME – SEÇİLME HAKKINDAN KADININ KÖLELİĞİNE

SEÇME – SEÇİLME HAKKINDAN KADININ KÖLELİĞİNE

MUSTAFA SOLAK
Tarihçi – Yazar

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

5 Aralık 1934’te TBMM tarafından kadına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıldönümünü kutluyoruz.

3 Nisan 1930’da belediyelerde, 26 Ekim 1933’te köy ihtiyar heyeti ve muhtarlık seçimlerinde, 5 Aralık 1934’te ise Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Ülkemizde, kadınlara seçme ve seçilme hakkı Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre gibi pek çok Avrupa ülkesinden önce tanındı. Öte yandan, ilk kadın Bakan 1971’de 33. hükümet döneminde görev almıştır. (AS: Prof. Dr. Türkan Saylan, Sağlık Bakanı)

Kadının bugünkü durumu nedir?

Diyanet fetvalarında kadın

Diyanet İşleri Başkanlığı “ ‘Boşarım’ demekle boşanma meydana gelir mi?” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Boşama, kişinin eşine söylediği “Boşsun”, “Boş ol”, “Boşadım” veya “Karım boştur” gibi boşama iradesini ortaya koyan “şimdiki veya geçmiş zamanlı” ifadelerle ya da mahkemenin kararıyla gerçekleşir.”[1]

  • Diyanet, mahkeme kararı olmaksızın, salt sözle de erkeğin karısını boşayabileceğini savunuyor!

Diyanet, “Boşama yetkisinin kadın eşe veya başkasına devredilmesi mümkün müdür?” sorusuna verdiği yanıtta da “boşama yetkisi prensip olarak kocaya verilmiştir” diyerek kadına bu yetkinin verilmediğini ima yoluyla dile getiriyor.

MEB kitaplarında kadın

Benzer anlatımlar İmam Hatip Lisesi “FIKIH” ve “FIKIH OKUMALARI” ders kitaplarında var. Fıkıh ders kitabında sayfa 185’te erkeğin kadını boşaması şu şekilde düzenlendi:

Talak, Fıkıh ders kitabının ifadesiyle “kocanın tek taraflı irade beyanıyla eşini boşamasıdır.” Talak, “sen benden bir talak ile boşsun” veya “kendine artık başka koca ara” gibi cümlelerle olmaktadır. Boşama yetkisi salt kocaya verilmekle birlikte koca evlenirken veya daha sonra, dilerse bu konuda karısını da yetkili kılabilecekmiş.[2]

Ders kitabında görüldüğü gibi; yalnızca erkeğin boşaması değil aynı anda eşinin kızkardeşi, halası, teyzesi ile olmamak koşuluyla erkeğin çok eşli olabileceği de dile getiriliyor.

Dahası “Fıkıh Okumaları” ders kitabında da bir erkek eşini üç kez “boş ol” veya yukarıda belirttiğimiz ifadelerle boşarsa onunla yeniden evlenebilmek için eşinin bir başka erkekle evlenip boşanması veya yeni kocanın ölmesi gerekir. Fıkıh Okumaları ders kitabında, yeni koca ile evliliğin zifafı içereceği de yazılıdır.[3]

Ayrıca ders kitaplarında şunlar da var:

  • Miras payı Medeni Yasa’ya değil ayete göre düzenlendi,
  • Kadının “açmasına izin verilen avreti; yüzü, bilekleriyle birlikte elleridir”,
  • Elbise, karşı cinsin dikkatini çekmemeliymiş,
  • Nafaka varken mehir düzenlendi,
  • Kadına bakmak haram,
  • Mezheplere göre avret yeri farklılığı,
  • Kürtaj “cinayettir” yaklaşımı, (AS: Katolik Kilisesi bile kürtaj hakkını kabul etti; PAPA, “tavşanlar gibi üremeyin” dedi!!)
  • Estetik yasak,

Tekfir eden (dinden çıkan) erkekse, Müslüman bir kadınla evlenemez,

Daha çoğu var ancak buncası yeterli sanırım. Bu fetvalar ve ders kitaplarındaki ifadelerle kadının durumu ilerler mi? Geriler mi?

Ceren Özdemir’in, Emine Bulut’un katline bir de bu yönden bakmalı.

Bu fetvalar ve eğitime nasıl yaklaşılmalı?

Peki kadının onuru, özgürlüğü için ne yapacağız?

NOT: Ders kitaplarındaki ve Diyanet fetvalarındaki durumu görmek için

  • GAYRİMİLLİ EĞİTİM ve DİYANET’İN FETVALARI kitaplarımı okuyabilirsiniz.

[1] https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/839/%E2%80%98bosarim–demekle-bosanma-meydana-gelir-mi-, erişim tarihi 01.12.2017.

[2] Orhan Çeker, Saffet Köse, Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, İbrahim Yılmaz, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, Hasan Serhat Yeter, Editör: Recep Özdirek, Fıkıh, MEB Yayınları, Ankara, 2017, s.185.

[3] Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, İbrahim Yılmaz, Ahmet Özdemir, Fıkıh Okumaları, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2017, sayfa 108. FIKIH OKUMALARI kitabına http://www.eba.gov.tr/ekitap?icerik-id=2626 adresinden erişebilirsiniz.
===============================
Dostlar,

Yüce Atatürk ile dava – silah arkadaşlarına çağlar ötesi uzgörüsü (vizyonu) ve eylemi için şükran ile…

Dün türbanlıların okuma hakkını gasp ediyorsunuz” diyen siyasal islamcı, günümüzde “kadının okuması zinhar caiz değildir..” batağına sürüklenerek takiyyesini ele verdi ve maskesi düştü..

  • İslamda kadın – erkek eşitliği yok!

21. yy’da aklıbaşında hiç kimseye bu olguyu kabul ettiremezsiniz..
Ne Allah korkusu, ne peygamber, ne Kur’an, ne fıkıh, ne hadis…
Ne de Cennet – Cehennem vaatleri..
O halde : Hüküm zamanla değişir, 1400 yıl öncesinin Vahabi Kültürünün çöl şeriatını DİN diye dayatmanın olanağı kalmamıştır.
Bunu sürdürenler gerçekte maskeli / maskesiz din düşmanıdırlar.
Sağduyulu (aklıselim) Müslümanlar bu çıkmazı sonlandıracaktır.
İnsanların istemi ve çağın gereği budur;

  • Tüm yollar İslamda reforma çıkmaktadır.

Oyala(n)dıkça Agnosist, Deist, Ateistler çoğalıyor, İslam eriyor..
Marmara Üniv. İlahiyat Fakültesi profesörlerinden biri, birkaç gün önce ezber bozan birkaç masum laf etti diye fetva verildi : “Öldürülmesi caizdir“.. Adamcağız apar topar emekli oldu!

İslam bu mu??

İslamda yoksulluktan kurtulma özgürlüğü / hakkı da yok : Fitre, zekat var..
Diyanet ve Erdoğan Müslümana yoksulluğa katlanma vaazı verebiliyor!?

İslamda demokrasi de yok, fikir özgürlüğü, inanç özgürlüğü yok, yok, yok..

Oysa Demokrasi, eşitlik, özgürlük, yoksulluktan kurtulma.. çağın vazgeçilmez ülküleri.

…………..
…………………..

Bilginize, vicdanınıza, gönlünüze…
Ne ölçüde kullanabiliyorsanız “inanç” bukağısındaki aklınıza!

Sevgi, saygı ve derin kaygı ile. 05 Aralık 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir