Etiket arşivi: toplam doğurganlık hızı

AÜTF Dönem 3 Dersi : Alan (Saha) Araştırmaları (Field Surveys)


Sevgili AÜTF Dönem 3 Öğrencilerimiz.
.

 

SAHA  – ALAN ARAŞTIRMALARI konulu dersimizin yansıları pdf olarak aşağıdadır.

Güncellenmiştir..

Ders, COVID-19 salgını nedeniyle sanal ortamda, Ankara Üniversitesi ANKÜZEM
web ortamında işlenmektedir.

Yansıları okumak, dosyayı indirmek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??

Saha_Arastirmalari_Dr.Ahmet_SALTIK

Sevgi ve saygı ile. 25.09.2020

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
Sağlık Hukuku Uzman,
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

 

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2018 Ne Söylüyor?

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2018 Ne Söylüyor?

(AS: Bizim kapsamlı irdelememiz yazının altındadır..)

(HASUDER Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışma Grubu tarafından hazırlanmıştır.)

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 1968 yılından bu yana her beş yılda bir düzenli olarak ülke çapında yürütülen nüfus araştırmalarının sonuncusu, 2018 yılında Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA-2018) olarak gerçekleştirilmiş ve sonuçları kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu araştırmalar, Türkiye’de üreme sağlığında var olan durumu yıllar içinde karşılaştırma ve geleceğe dönük değerlendirmede bulunmayı sağlayan önemli bir ulusal veri kaynağıdır. 2018 TNSA sonuçlarında dikkate değer sonuçlar aşağıda vurgulanmıştır:

4 evlilikten 1’i akraba evliliğidir : TNSA 2018’de, 20-24 yaşlarındaki evlenmiş kadınların %24’ü, eşleriyle akraba olduklarını bildirmişlerdir. Bu durum, çocuk sağlığına yönelik önemli bir risk oluşturmaktadır.

Çok eşlilik vardır : TNSA 2018’te halen evli kadınların %2’si eşlerinin kendilerinden başka eşleri de olduğunu bildirmiştir. Bu veri özellikle kadının statüsü açısından önemli bir risk faktörüdür.

Toplam doğurganlık hızı : Türkiye için toplam doğurganlık hızı kadın başına 2,3 çocuktur (kentsel alanlarda 2,2 çocuk, kırsal alanlarda 2,8 çocuk).

En yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaş dilimindedir. 2008 ve 2013 TNSA sonuçları  dikkate alındığında Türkiye’de toplam doğurganlık hızının durağanlaştığı görülmektedir.
Kadınların yarısından çoğu başka çocuk sahibi olmak istemiyor: Araştırma sonuçlarına göre,
kadınların %53’ü, şu anda sahip olduğundan daha çok çocuk sahibi olmak istemediğini belirtmiştir. Buna %14’lük “daha sonra gebelik isteyenleri” de eklediğimizde, kadınların yaklaşık %70’inin (AS: yeni bir) gebelik istemediği görülmektedir.

Doğum öncesi bakım ve sağlık kuruluşunda doğumlar : Araştırma sonuçlarına göre, gebelerin %96’sı doğum öncesi bakım hizmeti almakta (%90’ı 4+ kez), %99’u ise doğumlarını bir sağlık kuruluşunda yapmaktadır. Ancak, bu oranlarda kır-kent ve doğu-batı bölgeleri arasında fark büyüktür.

Sezaryen doğumlar artıyor : Hastane doğumları yıllar içinde artış gösterirken sezaryen doğumların artması son derece dikkat çekicidir. 2018 TNSA sonuçlarına göre doğumların
yarısından çoğu (%52) sezaryen doğumlardır.

Çocuk yaşta ve erken evlilikler, ergen gebelikler hala bir sorun : Ergen gebeliklerin anne ve
çocuk sağlığına olumsuz etkilerinin yanı sıra, bu kadınların eğitim ve iş olanaklarına erişimlerinin sorun olduğu bilinen bir gerçektir. 2018 TNSA’da 15-19 yaş dilimi kadınların %4’ünün çocuk sahibi olduğu saptanmıştır.

Riskli gebelikler hala çok yüksek : Anne ve çocuk sağlığına olumsuz etkileri ve ölümlülük açısından yüksek riskli gebelikler hala yaygındır. Son 5 yılda doğum yapan kadınların %27’si
tekli yüksek risk diliminde, %9’u ise çoklu yüksek risk dilimindedir.

İsteyerek ve kendiliğinden düşükler önceki yıllara benzer düzeydedir : Araştırmaya göre, kendiliğinden düşükler yüz gebelikte 13, isteyerek düşükler ise yüz gebelikte 6’dır.

Modern aile planlaması yöntem kullanımında küçük de olsa bir artış var: 2018 TNSA sonuçlarına göre, 15-49 yaş arasında evli kadınlardan %70’i herhangi bir yöntem (%49’u modern, % 21’i geleneksel yöntem) kullanmaktadır. Daha önceki yıllar ile karşılaştırıldığında, en çok kullanılan gebeliği önleyici yöntem olan geri çekme (AS: coitus interuptus) %26’dan %20’ye düşmüştür. Modern yöntem kullanımı (Kondom, Hap, RİA vb.) %1.5 artmıştır.

En çok kullanılan modern yöntem artık kondom  : Önceki yıllarda en çok kullanılan modern
gebeliği önleme yöntemi olan rahim içi araç (RİA) kullanımı son beş yılda %20’den %14’e düşmüştür. Kondom kullanımı ise %16’dan %19’a yükselerek Türkiye’de en çok kullanılan
modern yöntem olmuştur.

Hap ve tüp ligasyonu oranlarında da büyük bir değişiklik yok  : Uzun yıllardır %5 düzeyinde gerçekleşen gebeliği önleyici hap kullanımı, 2018’de de %5 olarak belirlenmiştir.

Tüp ligasyonu (AS: kadında tüplerin bağlanması ile cerrahi kısırlaştırma) oranı ise son 2
araştırmada olduğu gibi %1’lik küçük bir artışla %10 düzeyine çıkmıştır.

Karşılanamayan aile planlaması gereksinimi 2 katına çıktı : 2013 TNSA’da %6 olarak gerçekleşen karşılanamayan aile planlaması gereksiniminin (halen sahip olduğundan başka çocuk sahibi olmak istemediği halde hiçbir yöntem ile de korunmayan kadınların oranı) 2018 sonuçlarında 2’ye katlanarak %12’ye çıktığı görülmüştür. Oldukça önemli olan bu artışın nedenleri son yıllarda Aile Planlaması hizmetlerine erişimin azalmış olmasıdır.

TNSA 2018’in en önemli yeniliği, geniş bir Suriyeli göçmen örnekleminin de araştırma kapsamına alınmış olmasıdır. Suriyeli göçmenlerin aile planlaması davranışlarını Türkiye verileri ile kıyasladığımızda şu sonuçlar göze çarpmaktadır:

Suriyeli kadınların aile planlaması yöntem bilgisinde bir farklılık yok: Hem Türkiyeli hem de Suriyeli göçmen kadınlar arasında herhangi bir gebeliği önleyici yöntem bilme oranı %99 dolaylarında olup bir farklılık bulunmamaktadır.

  • Suriyeli kadınlarda herhangi bir yöntem kullanan kadınların oranı %43.

Türkiye örnekleminde %70 olarak gerçekleşen bu oran, Suriyeli göçmenler arasında %43’tür. Bu kesim içinde geleneksel yöntem kullananların oranı %19 iken modern yöntem kullananların oranı %24’tür.

Suriyeli kadınlarda en fazla kullanılan modern yöntem RİA: Suriyeli kadınların gebeliği önleyici modern yöntem kullanım tercihlerini incelediğimizde rahim içi aracın %13 ile en çok kullanıldığını görüyoruz. Bunu %6 ile hap izlerken, kondom ve tüp ligasyonu oranları %2’dir. Türkiye verileri ile kıyasladığımızda RİA ve hap oranlarında büyük bir farklılık gözlenmezken, kondom ve tüp ligasyonunun (AS: bağlanmasının) Suriyeli göçmenler arasında oldukça az kullanıldığı ortaya çıkmaktadır.

  • Suriyeli kadınlarda karşılanamayan aile planlaması gereksinimi %21’dir.

Suriyeli kadınlarda toplam doğurganlık hızı 5.3 ve aile planlaması kullanım oranı %43 olan örneklemde, karşılanmamış aile planlaması gereksiniminin oldukça yüksek, %21 olduğu görülmektedir.
=================================

Dostlar,

TNSA 2018’in KODLARI ve
HALKTAN SAKLANANLAR

2,3 olarak verilen Toplam Doğurganlık Hızının (TDH) 0.3’lük bölümü istemsiz gebelikler ve doğumlar yüzündendir. Aile Planlaması gereksinimi karşılansa idi bu hız 2’de kalacaktı.. TÜİK henüz doğum – ölüm istatistiklerini yayınlamadı. 2018’in doğum verisi çok yaklaşık 1,25 milyondur, nüfus 1,2 milyon artmıştır, o yıl TÜİK’in verdiği TDH 1,99’dur. 2019’da nüfus artışı 1,15 milyondur (2018’den 50 bin daha eksik). 2019’da da 1,25 milyon doğum varsayılırsa, aile planlaması gereksinimi karşılansa idi

1 250 000 x  2 /2,3 = 1 086 957 doğum olacaktı.

Dolayısıyla, 1 250 000 – 1 086 957 = yakl. 163 bin doğum istemsiz gerçekleşmiştir.

Anayasa’nın 41. maddesi ve 2827 sayılı Nüfus Planlaması Yasası açıkça çiğnenerek,

  • topluma gereksindiği aile planlaması hizmetleri AKP iktidarınca yeterince verilmemekte;
  • bedeli, 2019 yılı boyunca fazladan 163 bin doğum, kadın başına 2 çocuk yerine 2,3 çocuk sahibi olmaktır..

Oysa Aile Planlaması temel bir insanlık hakkıdır, AİHM kararları da açıkça bu yöndedir.

Üstelik, aile planlaması hizmeti alamayanlar alt sosyo-ekonomik katmanlardan yoksullardır. Bu kırılgan kesimler haksız bir yük altındadırlar ve AKP tabanıdırlar büyük ölçüde. Yoksulluktan kurtulamayan, çağdaş bir eğitim alamayarak aydınlanamayan halk yığınları, Devletin kurumlaşmış yardımları yerine parti, cemaat, tarikat, dernek, vakıf.. yardımları ile istismar edilerek oyları yönlendirilmektedir. Bu politika ahlak, etik ve hukuk dışıdır, adaletsizdir.

AKP iktidarının bu hizmetleri dinci takıntıları ile gereğince vermemesi,
açıkça  İNSAN HAKLARI ÇİĞNEMİDİR (İHLALİDİR).

Anayasayı ve yasaları çiğneme / ihlal suçudur, İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR.

Toplam düşük oranı %19 ile her 5 gebelikte 1 düzeyindedir, oldukça yüksektir. Bu düşükler yaşanmasaydı, 1 155 000 olan nüfus artışının 825 bininden sorumlu doğumlar (2018’de olduğu gibi 430 bin ölüm varsayılarak) %19 fazlasıyla 157 bin daha çok olabilecekti.

2019’da TÜİK, nüfus artış hızını %1,39 olarak vermiştir. Bu rakam 2018’de % 1,47 idi. Dünya ortalaması ise, BM Nüfus Fonu (UNFPA) verisiyle %1,15 olup, Türkiye % 0,24 puan fazlasıyla çoğalmaktadır.

Türkiye, Dünya nüfusunun %1,1’ine sahip iken;
– Toprakları dünyanın %0,5’idir.
– 1 km2’ye düşen nüfus 108 olup (Nüfus yoğunluğu), Dünya verisinin 2 katıdır.
– Su kaynakları dünyanın %0,6’sıdır.
– Enerji kaynakları %0,2’sidir.
– 2018 ulusal zenginliği 1,36 Tr $ ile dünya toplamının % 0.38’idir.
– 2019’da, nüfus artışına yakın sayıda yeni işsiz oluşmuştur.
– Ulusal gelir, son 6-7 yıldır, nüfus her yıl 1+ milyon artarken; azalmaktadır!
– Nitelikli nüfusunu dış göç verirken, niteliksiz birkaç katı iç göç almaktadır.
– 5 milyon dolayında Suriye – Irak, Sudan, Afganistan, Somali, Cibuti, Tanzanya… göçmeni  Cumhuriyetin laik – eğitimli – belli ölçülerde uygarlaşmış nüfusunu tehdit etmektedir; demografik yapıda başlayan değişimler orta – uzun erimde içinden çıkılmaz sorunları hızla hazırlamaktadır.
– …………
****
Dahası                      :

2018 TNSA, 1968’den beri 5 yılda bir 11. kez yapılan bir çalışma olup; bebek ve çocuk ölümlerine yer vermemektedir!
Oysa bu maliyetli ve geleneksel çalışmanın başlıca amacı bu temel verilere erişmektir.
Toplam Doğurganlık Hızı, TÜİK verisinin 0.4 puan üzerinde, 2,3 çıkmıştır TNSA 2018’de. Bebek Ölümlerini 2018 için Sağlık Bakanlığı binde 9,3 vermişti, acaba TNSA 2018’de kaç bulundu ki, ne denli yüksek çıktı ki, Sağlık Bakanlığı bu verilere sansür uygulatarak yayınlatmamıştır!?

Bu sitede 12 Ocak 2020’de paylaştığımız ve Sağlık Bakanı Koca’ya CİMER eliyle ulaştırdığımız açık mektupta sormuştuk (Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya Açık Çağrı; http://ahmetsaltik.net/2020/01/12/saglik-bakani-dr-fahrettin-kocaya-acik-cagri/) :

….. 2018 TNSA (Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması) raporunda mutlaka bulunması gereken, başlıca o veriler için çalışılan 50 yıllık gelenek (1968-2018) neden bozulmuş ve bebek – çocuk ölümleri verileri yayınlanmamış, Bakanlığınızca engellenerek sansür edilmiştir? Neden Dr. Koca, neden, neden?? Güneşi balçığınızla nasıl sıvayabilirsiniz? TNSA 2018 çalışması dünyanın emeği ve maliyetidir.. Bebek – çocuk ölümleri verileri saklanarak – gizlenerek o Raporu nasıl kullanmamızı öneriyorsunuz Bakan Dr. Koca, nasıl??

***
Söz konusu çağrımıza 12 Ocak’tan bu yana yanıt yok!? CİMER, iletimizin Sn. Bakana iletildiğine ilişkin özel kalem müdürü yanıtını bize ulaştırdı; hepsi bu denli..

Bu açık çağrımız özünde çocuk aşılarına ilişkin idi, oranlar düşüyor, Bakanlık açıklama yapmıyordu! 3 bine yakın Kızamık olgusu da açıklanmamıştı; örtük bir salgın yaşıyorduk.

Sonuç olarak               ;

  • AKP’nin karnesi hemen her alanda berbat, hatta karanlık! Sağlık düzeyi ölçütleri, bebek – çocuk ölümleri de halktan saklanıyor!- Açık – saydam, demokratik ve bilimsel bir yönetim istemek, yurttaş olarak hakkımızdır.
    – AKP iktidarı, nüfusu artırıcı ve niteliğini düşürücü politikalardan derhal vazgeçmelidir.
    – Sağlıkta piyasacılığı – özelleştirmeyi terk edip halktan yana sağlık politikaları izlemelidir.

Sevgi ve saygı ile. 23 Şubat 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Hekim, Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF)
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı

www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

 

 

TÜİK 2018 Doğum İstatistiklerini Açıkladı

Image result for TÜİK

TÜİK 2018 Doğum İstatistiklerini Açıkladı

(AS: Bizim katkımız ve sorularımız yazının altındadır..)

Canlı doğan bebek sayısı 2018 yılında 1 248 847 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018 yılı doğum istatistiklerini açıkladı. Buna göre; canlı doğan bebek sayısı revize gözden geçirilen (revize edilen) 2017 yılı verisine göre 1 295 784 iken 2018’de 1 248 847 oldu. Canlı doğan bebeklerin %51,3’ü erkek, % 48,7’si kız oldu.

  • Toplam doğurganlık hızı 1,99 çocuk oldu.

Toplam doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 yaş diliminde doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade ettiği kaydedilirken, toplam doğurganlık hızı 2017’de 2,07 çocuk iken 2018’de 1,99 çocuk olarak gerçekleşti. Bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 1,99 oldu. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10’un altında kaldığını gösterdi.

Doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 4,13 çocuk ile Şanlıurfa oldu
Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 2018’de 4,13 çocuk ile Şanlıurfa. 3,6 çocuk ile Şırnak, 3,26 çocuk ile Ağrı ve 3,23 çocuk ile Muş izledi. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,3 çocuk ile Gümüşhane oldu. Bu ili 1,43 çocuk ile Kütahya, Zonguldak ve Edirne izledi.

  • Kaba doğum hızı binde 15,3 oldu

Kaba doğum hızı (KDH), bin nüfus başına düşen canlı doğum sayısını ifade edilen veriye göre; kaba doğum hızı, 2017’de binde 16,1 iken 2018’de binde 15,3 oldu. Bir başka anlatımla 2017’de bin nüfus başına 16,1 doğum düşerken, 2018’de 15,3 doğum düştü.

KDH’nın en yüksek olduğu il binde 31,3 ile Şanlıurfa oldu. KDH illere göre incelendiğinde, 2018’de en yüksek olduğu il binde 31,3 ile Şanlıurfa. Bu ili binde 27,2 ile Şırnak, binde 25,7 ile Muş ve binde 25,3 ile Ağrı izledi. KDH’nın en düşük olduğu il ise binde 9,5 ile Edirne oldu. Bu ili binde 9,7 ile Zonguldak, binde 9,9 ile Giresun, Gümüşhane, Kırklareli, Bartın ve Kastamonu izledi.

En yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaş diliminde görüldü
Yaşa özel doğurganlık hızı, belli bir yaş diliminde bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını gösterdiği belirtilirken, yaş dilimine göre doğurganlık hızı incelendiğinde,
en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaş diliminde. Bu yaş diliminde doğurganlık hızı 2013’te binde 130 iken 2018’de binde 128 oldu. Başka bir anlatımla, 2018’de 25-29 yaş dilimindeki her bin kadın başına 128 doğum düştü.

Ergenlik (Adölesan dönemi) doğurganlık hızı düştü

Ergenlik dönemi (Adölesan dönem) doğurganlık hızı, 15-19 yaş diliminde bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını anlatırken; ergenlik dönemi doğurganlık hızı, 2013’te binde 29 iken 2018’de binde 19’a düştü. Başka bir anlatımla, 2018’de 15-19 yaş diliminde her bin kadın başına 19 doğum düştü.
================================
Dostlar,

TÜİK’in açıklığa kavuşturması gereken önemli noktalar var..

Nüfus artış hızını 2018 için %1,47 olarak verdi TÜİK. Bu hız, 2018 boyunca 1,2 milyon (1 193 357) net nüfus artışından hesaplandı. Ne var ki 2018 boyunca doğumların toplamı 1 248 847. Henüz ölüm verileri açıklanmadı ama 2017’de bu rakamın 425 bin olduğunu TÜİK yayınlamıştı. 2018 için bu rakam 430 bin kabul edilse; doğumlar (1 248 847) ve ölümlerin (425 bin) farkı yaklaşık 814 bin eder Bu rakama dayalı nüfus artış hızı ise 80 810 525 olan 2017 sonu nüfusuna göre %1,001 düzeyinde bir hıza karşılıktır. Oysa TÜİK %1,47 gibi bir hız verdi. Arada %0.46 gibi, 1/3 (ya da 1/2!) düzeyinde muazzam bir fark var.. Bu farkın kaynağı nedir? Dışarıdan alınan göçün payı nedir, ülkemizdeki 5 milyona varan Irak – Suriye’li göçmenlerin doğumları mıdır? Bu göçmenler gelmiş geçmiş en yüksek artış olan %6-6,5 düzeyinde çoğalsalar, 5 milyon nüfusta %6,5 hızla 330 bin canlı doğum yapar.

Yaklaşık 100 bin dolayında ayrıca dışarıdan göç alınmış olmak gerekir. Bu doğru ise bunca büyük bir dış göç rakamı nasıl savunulabilir? Hangi ülkelerden kimlere Türkiye’ye girme ve kalma izni, niçin verilmektedir? Bu ithal nüfusun donanımı, eğitimi, ülkesi, dili – dini – soyu nedir? Ne oranda ve hangi ölçülerle bu göçmenlere vatandaşlık verilmektedir, verilmiştir??

ADNKS, adresleri belli nüfusun tümünü belirleme amaçlıdır. Ancak tanımlı olan bu nüfusun doğurganlık eyleminin sayısal boyutları neden kapalıdır?

  • TÜİK ve AKP iktidarı saydam olmak, kamuoyunun bilme hakkına saygılı davranmak durumundadır.

Üstelik ölüm hızları, TÜİK’in verdiği üzere binde 5,5 gibi alınmıştır. Dünya ortalaması binde 7,5-8 dolayında iken bizde neden 1/3 oranında daha eksiktir, bu konu da açıklanmak zorundadır.

  • TÜİK’i saydamlığa ve geçerli – güvenilir bilgi vermeye çağırıyoruz. 
  • İktidarı da TÜİK’i görevlerinde tümüyle özerk bırakmaya çağırıyoruz..

Ülkemizin yaşamsal (vital) verilerini bilmek hakkımız, TÜİK’in de açıklamak temel görevidir.
Demografik veriler hiçbir bulanık nokta bırakılmadan tüm netliği ile açıklanmalıdır.
AKP iktidarı, Anayasa m. 41 ve 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun‘un gereklerini hukuka saygılı olarak “ama” sız biçimde, içtenlikle yerine getirmek zorundadır..

AKP = Erdoğan 3, 4 hatta 5 çocuk çağrısı gibi çağın ve Türkiye’nin gerçekleri ile asla bağdaşmayan ve Dini alet eden akıl ve bilim dışı dinci ve doğurganlığı kışkırtıcı çağdışı söylemlerini derhal ve mutlaka durdurmak zorundadır.

Sevgi ve saygı ile. 20 Mayıs 2019, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

HIZLI NÜFUS ARTIŞI SORUNU / The CHAOS of HUGE POPULATION GROWTH


Sevgili AÜTF Dönem 2 öğrencilerimiz
,
Site okuru dostlarımız. 

  • DÜNYADA ve TÜRKİYE’de NÜFUS SORUNLARI ve POLİTİKALARI

konulu AÜTF Dönem 2 dersi sunumu yansılarını paylaşmak isteriz.

Güncellenmiş dosyayı ilgi ve bilginize sunuyoruz.
Çok emekli ve kapsamlı bir dosyadır (119 yansı).

  • Gereksiz, dengesiz ve hızlı, akıl dışı ve sürdürülemez
    hızlı nüfus artışı ülkemiz ve dünya için en önemli sorunların başında gelmektedir.

Türkiye, 35-40 yıl sürecek bir DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİ DÖNEMİNDEDİR.
Bu dönemde yapılması gereken, genç nüfusun niteliğinin iyileştirilmesidir.
Bu da sağlık ve eğitim yatırımları ile olur.

Nüfusun “hızlı” yaşlanması sorunu yoktur, akut gündem bu değildir.

İvedi olan 2 adım vardır :

1. Hızlı nüfus artışını teşvikten, “en az 3-5 çocuk doğurun” demekten
hemen vazgeçmek. Her ailenin 1 çocukla yetinmesini önermek..

2. Eldeki çooooook genç nüfusun niceliğini (sayısını) değil niteliğini (kalitesini) geliştirmek.. Yaşamsal sorun budur.. Genç nüfusu 21. yy’da acımasız küresel rekabete hazırlamak..
Yabancı diller ve İLETİŞİM öğretmek, geçerli meslekler edindirmek, özgüven kazandırmak,
istihdamı geliştirmek, yurttaşların sosyalleşmesini sağlamak (karma eğitim başta!)..

Ülkemizin öncelikleri bunlar, Demografi politikaları bakımından..
Bir ULUSAL DEMOGRAFİ KURULTAYI toplamak ve nüfus politikalarını güncellemek..

Ayrıca, kürtaj istemiyorsanız etkin ve yaygın aile planlaması hizmetlerini topluma
mutlaka vereceksiniz.. Özellikle de Doğu ve Güneydoğu’da!

Vurgulayalım ki; Anayasa’nın 41. maddesi açık ve net olarak devlete bu görevi yüklüyor.
Siyasal tercihiniz ne olursa olsun :

Anayasa_madde_41

 

 

 

 

 

 

 

 

Oldukça kapsamlı ve doyurucu bir dosya sunuyoruz.
Okunup okutulması, paylaşılması, politikacılara da ulaştırılması dileğiyle..
Umarız, hala Türkiye’de nüfus artışını bilim ve akıl dışı biçimde savunan tepe yöneticiler de, danışmanları da okusun ve yararlansınlar. Ülkemizi yıkımlara sürüklemesinler..

Lütfen tıklar mısınız erişkeyi (linki) ?

Nufus_sorunlari_ ve_ politikalari

Sevgi ve saygı ile.
06.12.2015, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD

www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Not : Bu yansılarda sayın Prof. Ercan’dan çok yararlandık, teşekkür borçluyuz.