Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
Sağlık Hukuku Uzman,
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimi www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
Değerli AÜTF Halk Sağlığı AbD Asistanlarımız, Sevgil Öğrencilerimiz, Değerli Araştırıcılar..
“p değeri” (p value) Biyometematiğin adeta temelidir.
Kavranması güç değildir ancak gereğince öğrenildiğinde beklenenden daha çok işe yarar.
Aşağıda erişkesini verdiğimiz 61 yansıdan oluşan power point dosyası
(pdf biçiminde) dileriz yararlı olsun.. (2 MB)
Lütfen tıklar mısınız??
So_Called_p_Value Ahmet SALTIK, MD Professor of Public Health
M.Sc. in Biostatistics Ankara Univ. Medical School, Dept. of Public Health www.ahmetsaltik.netprofsaltik@gmail.com
Sevgili AÜTF Dönem 3 Alan Çalışması (Aile İzlemi) Kümesi Öğrencilerimiz,
Ekte bir örnek çalışma raporu sunuyoruz.
Calibri 11 punto ve 1 satır aralıklı yazalım.
Sayfa kenarlıkları (marjinleri) 4 taraf için de 2’şer cm olsun.
Kapak sayfası olmalı, fotoğrafınız ve e-ileti, cep telefonu bilgileriniz bu sayfada yer almalı.
Ekler dışında 25 sayfayı geçmemeli raporunuz.
Her izlemin değerlendirmesi, numara verilerek, tarih belirterek ayrı ayrı yazılmalı.
Bu değerlendirmelerde, her ziyarette neler yaptığınızı yazmalısınız.
Size sunumlarınız sırasında bizim verdiğimiz hedefleri belirtmeli ve bu hedeflere ulaşmak için
neleri yapıp neleri yapamadığınızı (gerekçesi ile) belirtmelisiniz.
Power point sunumlarınızı ve aileyle paylaştığınız belgeleri vb.’ni ayrıca
EKLER’de vermelisiniz.
14-16 izlemin sonunda bir GENEL DEĞERLENDİRME yer almalı.
Bu Alan Çalışması size neler kattı, eleştirileriniz, önerileriniz yer almalı.
Bize 5 Haziran günü için son gün olarak notları vermemiz gerektiği yazılı olarak bildirildi.
Dolayısıyla en geç 1 Haziran günü CD’lerin bize ulaşması gerek.
Oda kapımızda asacağımız cebe CD / DVD’ler konabilir.
Birkaç kişi tek bir CD / DVD’yi kullanabilir, daha da iyi olur.
Aranızda anlaşırsanız, tek 1 çubuk belleğe yükleyip bize ulaştırabilirsiniz.. Ya da tek 1 klasörde depolayarak TEK BİR e-ileti ile bize gönderebilirsiniz.
Hangi yolu seçtiğinizi küme temsilcileriniz bana cep telefonu ile / SMS ile bildirmelidir.
Herkes dosyasının ve eklerinin tümüyle ve sorunsuz açılıp açılmadığını denetlemelidir.
LÜTFEN elden geldiğince duru – arı Türkçe kullanınız, tümce düşüklükleri,
dil mantığı (semantik) hataları olmasın.
Lütfen, yansı hazırlama ve kaynak gösterme kurallarına,
sunumlarınız sırasında kezlerce değindiğimiz üzere, tümüyle uyunuz.
Hepinize emekleriniz için teşekkür eder, sınavlarınızda başarılar dilerim.
Örnek dosyayı pdf olarak indirmek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız?
İktidar çevreleri ve basının büyük bir bölümü tarafından merakla beklenen Öcalan’ın Nevruz mesajı açıklandı.
Bu mesajda dile getirilen görüşler, iktidar partisi ve onu destekleyen çevrelerce olumlu karşılandı. Şimdi herkes Öcalan’ın sözlerinin ne anlama geldiğini yorumlamaya çalışıyor.
Oysa mesaj açık ve ana hatları şöyle:
-Emperyalist kapitalizmi suçluyor. Demek ki, PKK anti-emperyalist bir örgütmüş.
Peki o zaman, kollarında ABD bayrağıyla Kobani’ye gitmek için Güneydoğu Anadolu’dan geçenleri “Biji Obama” diye selamlayanlar hangi örgütün destekleyicileriydi?
PKK’yla son zamanlarda kader birliği yapan Barzani’nin bağımsız Kürt devleti kurulacağı yolundaki demecine ilk desteği veren İsrail Başbakanı Netehyahu da anti-kapitalist bir ülkenin başbakanı mıydı?
–Etnik ve dinsel farklılıkların anlamsız ve acımasız kimlik savaşlarıyla tüketildiğini,
vicdani değerlerinin buna izin vermediğini söylüyor.
Bu acımasız terör saldırılarını düzenleyerek 40 bin kişinin ölümüne sebep olanlar kimlerdi?
–Kırk yıllık mücadelenin boşa gitmediğini söylüyor.
Demek ki, yaptıklarından ve on binlerce insanın yaşamına mal olan eylemlerden
pişmanlık duymuyor. Bunların yanlış olduğunu kabul etmiyor.
– On maddelik AKP – PKK bildirgesinin yaşama geçirilmesini istiyor ve ancak bu ilkelerde uzlaşma olursa bir kongre yapılmasını gerekli görüyor. Varılan mutabakat Parlamentoda ve İzleme Heyetinin oluşturacağı Hakikat ve Yüzleşme Komisyonunda onaylanacak, ondan sonra kongre toplanacakmış.
Yani terörü kayıtsız şartsız bitirme kararı yok.
Koşullu bir uzlaşma önerisi var.
Bütün bu koşullar yerine getirilirse Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı eylem yapılmayacağı Kongrede kararlaştırılabilirmiş!
Yani “Terör örgütünü feshedeceğiz, bütün silahları her yerde gömeceğiz, artık hiçbir koşulda teröre başvurmayacağız!” demiyor.
Öyle anlaşılıyor ki, bütün koşullar yerine getirilse bile, Türkiye’ye komşu coğrafyada
silahlı varlıklarını sürdürecekler ve beki de kurulması öngörülen Bağımsız Kürt devletinin Peşmergelerle birlikte silahlı ögelerinden biri olacaklar, bu gün yaptıkları gibi gerektiğinde onlarla birlikte savaşacaklardır.
Peki bu koşullarda anlaşma olmazsa ne olacak?
Bu ifadenin doğal sonucu terör, onların koşulları kabul edilinceye dek sürecektir.
-Yeni dönem eşit anayasal yurttaşlık temelinde oluşturulacakmış.
Bu ifade, 1924 yılından beri anayasalarımızın temel maddelerinden olan,
etnik ve dinsel kimliği ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızın Türk milletinin
bir parçası olduğu anlayışına ters düşüyor.
Yani Türk hükümeti uzlaşmak istiyorsa, milli birliğimizi oluşturan bu temel anayasa hükmünden vaz geçecek.
Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkanların bunu kabul etmesi mümkün mü?
-90 yıllık Cumhuriyet tarihi çatışmalarla dolu geçmiş diyor. Oysa tarihimizin en uzun barış dönemlerinden biri o 90 yıldır. O dönemdeki kimi silahlı ayaklanmaların sorumlusu Cumhuriyet hükümetleri değildir.
-Ulus devlet milliyetçiliği etnik ve dinsel kimlikleri birbirine düşman etmiş ve böl-yönet politikası izlemiş, varlığını acımasızca bugüne dek sürdürmüştür deniliyor.
Gerçek bunun tam tersidir. Ulus devlet Cumhuriyetimizin en büyük kazanımıdır.Cumhuriyeti kuranlar * Toplumun tümüne sahip çıkmışlar, * Bütün milleti kucaklamışlar, * Etnik ve dinel ayırımcılığa izin vermemişlerdir.
Çağdaş milliyetçilik anlayışı devlet anlayışımızın temellerinden biridir.
Bu açıklama da gösteriyor ki; terörü bitirmek için bir terör örgütünden medet ummak yanlış bir yoldur ve boş hayaldir.
Siyasalistemlerini yıllardan beri devlete silah zoruyla dayatmaya çalışanlarla uzlaşma aramak
vahim bir siyasal hata olmuştur.
Kürt kökenli bütün vatandaşlarımızın sözcüsü gibi ortaya çıkanlar, bu ülkenin
asli ögeleri olan ve anayasamıza göre eşit haklara sahip olan bu vatandaşlarımızın
tümünü kendi hedeflerinin destekçisi gibi göstermeye çalışmaktadırlar.
Öbür bütün vatandaşlarımız gibi, Kürt kökenli vatandaşlarımızın bireysel haklarına
sahip çıkmak hepimiz için insanlık borcudur.
Ama terör dayatmasıyla bu vatandaşlarımızın Türk vatanı üzerinde adeta
koalisyon ortakları gibi gösterilmesi kabul edilemez.
Ne yazık ki, aydınlarımızın ve basınımızın bir bölümü ile bazı siyasetçiler bu oyunu
ya görmemekte veya bilerek buna destek olmaktadırlar.
Öyle anlaşılıyor ki, “Ver de Kurtul” lobisihala varlığını sürdürmektedir.
Cumhuriyetimizin değerlerine içtenlikle sahip çıkan vatandaşlarımızın
bu oyunu içlerine sindirmeleri mümkün müdür?
Kim ne derse desin; Devletiyle – milletiyle bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti;Atatürk’ün gösterdiği çağdaş, milli, laik ve demokratik devlet olma niteliğini
sonsuza dek sürdürecektir.
Saygılar, sevgiler. 23.03.2015
==================================
Dostlar,
Biz de içeriğini paylaşarak yayımlıyoruz Sn. Öymen’in iletisini.
Yazılarımızda – söylemlerimizde hep sorup durduk PKK’lılara – ayrılıkçı Kürt kardeşlerimize :
1. Emperyalizmle işbirliği yaparak özgürlük -bağımsızlık savaşı verilebilir mi? 2. Emperyalizmin özgürlüğüne – bağımsızlığına kavuşturduğu bir halk var mıdır? 3. Mazlum, anti – emperyalist savaşla kurulan Türkiye’ye bu başkaldırı niyedir? 4. Apo – PKK hiç yüzü kızarmadan, işbirlikçisi emperyalizme nasıl çatabilmektedir? 5. Tarihte hangi sol – emperyalizm karşıtı örgüt, ABD – AB emperyalizminin
her türlü açık desteğini hem de onlarca yıl alabilmiştir??
*****
Dolayısıyla, PKK emperyalizmin maşası bir bölücü örgüttür.
40 yıldır bölgede kardeş kanı dökmektedir. Elleri fevkalade kanlıdır.
Kürt kardeşlerimizin kurtarıcısı bir örgüt olmayıp, emperyalizmin taşeronudur.
Hedefi, bölgede BOP kapsamındaİsrail güdümünde kukla Kürt devleti kurarak Kürt kardeşlerimizi sonsuza dek emperyalizme sömürge – uşak kılmaktır.
Oysa şimdi Kürt kardeşlerimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit haklara sahip 1. sınıf yurttaşlarıdır. Kopenhag Ölçütleri bağlamında tüm hak ve özgürlükleri elde etmişlerdir.
Sorun şu ya da bu etnik kümenin, inanç kümesinin hak ve özgürlükleri değil;
tüm Türk halkının / ulusunun 1. sınıf bir demokrasi olması sorunudur.
Vee “Türk” sözcüğü bir etnik kümenin adı değildir! “Türkiye Cumhuriyetini kuran halkın – ahalinin adıdır.” Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün tanımı budur. Bu çağrı bir uygarlık çağrısıdır :
– “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına / ahalisine TÜRK MİLLETİ denir.”
ULUS DEVLET olarak emperyalizme bu topraklarda set çekmenin çağrısıdır.
Bu tarihsel – gerçekçi sosyolojik bilimsel temelli çağrı görülmez de ayrışmaya çanak tutulursa, 40 yıldır pisi pisine ödenegelen çok acı bedeller daha da büyüyebilecektir.
Kürt kardeşlerimizin ezici çoğunluğunun bu kanlı emperyalist bölünme oyununa gelmeyeceklerini ummak istiyoruz.
AKP hükümetinin de aklını başına alarak, bu yaşamsal ülke – ulus bütünlüğü sorununu seçimlere alet etmemesini diliyoruz.
Bay RTE ve AKP iktidarının bu bağlamda düştüğü derin çatlak ibret vericidir.
İzlenen sözde “açılım” politikaların ürkünç (vahim) sonuçlarını sezen Erdoğan,
ürkü (panik) içindedir. Hükümet ise seçim öncesinde emperyal odakları karşısına almak istememektedir.
Oysa bir siyasal kadronun en başta gelen görevi ülkesini ve halkını iç savaştan, bölünmekten korumak değil midir?
Ülke – Ulus birliği, tüm sorunların büyülü çözüm anahtarı değilse nedir??
Halkımız, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde elbette bu nazik – kritik değerlendirmeleri yapacak ve bölücü siyasal kadro ve partilere oy vermeyecektir..
Bu dersleri 1990’ların ortalarında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi‘nde ilk kez
biz başlattık.. dersek okurlarımız bizi hoşgörür umarız..
Sağlık Ekonomisi’ni de..
Bu 2 konu artık klasik Halk Sağlığı kitaplarının vazgeçilmez ve kapsamlı bölümlerinden.
Çok sayıda bilimsel kongreye, yayına da konu.
Biz de bu konularda tıpta uzmanlık tezleri, doktora ve yüksek lisans (master) tezleri verdik ilgili öğrencilerimize. Epey de yayın yaptık..
“KüreselleşTİRme ve Halk(ın) Sağlığı”
Konulu çok geniş kaynakça taramasına dayalı kapsamlı sunuyu sürekli güncellemekteyiz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 6’da (son sınıfta) 4 saat süreli bir ders olarak işlemekteyiz. Dönem 1 / 2’de ise daha kısa sunuyoruz.
Bu gün İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ‘-İHEB‘in 65. yılına girdik.
Ne acı ki, KüreselleşTİRme, günümüzde insan haklarının en büyük düşmanı oldu.
Jurgen Habermas, Noam Chomsky, Susan Geroge, Jacque Chirac,
Server Tanilli, Suna Kili.. ve daha pek çok düşünürün, politikacının vurguladığı üzere;
Küreselleşme; insanlığın binlerce yıllık uygarlık birikiminin
en büyük tehdididir!
Oysa İHEB, aradan geçen 65 yılda bu Bildirge yaygın olarak yaşama geçirilmeliydi.
Günümüzün gereksinimlerine yetmemeliydi ve 3. Binyıl güncellemesini yapmalıydık!
Olmadı.. Kendini Küreselleşme adı altında saklayan YENİ EMPERYALİZM, = KüreselleşTİRme; insan haklarının en başta gelen engeli hatta düşmanı..
Tüm insan hakları emekçilerini Romalı Köle Spartaküs‘ten başlayarak Hallac-ı Mansur’dan Martin Luther’e ve anti-emperyalist – anti-kapitalist devrimci ve eylem adamı Büyük Atatürk’e.. dek sonsuz bir hürmetle selamlıyor
ve bu mütevazi ders notlarımızı onların saygın anılarına adıyoruz.
KüreselleşTİRme ve Halk(ın) Sağlığı..
Yansıları izlemek için erişkeleri (linkleri) tıklamak gerekiyor..
Dosya oylumu >7MB olduğundan 2 parça olarak sunuyoruz..
Soru yanıtı ezberlemeksizin konuları anlayarak çalışmanız gerekmektedir.
30 saatin 6’sı 3 farklı öğretim üyesinin idi anımsayacağınız üzere..
– Prof. Dr. D. Ali Ercan : Çevre Sağlığı ve Küreselleşme
– Prof. Dr. A. Gürhan Fişek : İşçi Sağlığı İş güvenliği ve Küreselleşme
– ODTÜ Öğr. Gör. Yıldırım Koç : Sağlık Politikaları ve Küreselleşme
Bunlardan ilkinin yansıları ilgili klasördedir. (Dönem 3 Seçmeli)
Gürhan hocanın da anlatımının 2 bölümü sitemizdedir. (Dönem 3 Seçmeli klasöründe)
Yıldırım hoca ise bir sunum materyali vermemiştir, derste not tutmak gerekmiştir.
Kalan 24 saatin içeriği ise öz olarak ilgili klasörde 240 dolayındaki yansıdadır.
1 saat derste ortalama 10 yansı işlendiğine göre, bizim anlatımlarımızda da kapsamlı not tutmuş olmak gerekirdi.. İlgili klasörde (Dönem 3 Seçmeli) size yardımcı olabilecek dosyalar vardır. Bunlar özenle okunmalıdır
Bütünleme sınavı da bitirmeye benzer, boşluk doldurma,
yazarak soruyu yanıtlama ağırlıklı olacaktır.
Soru yanıtı ezberlemeksizin konuları anlayarak çalışmanız gerekmektedir.
30 saatin 6’sı 3 farklı öğretim üyesinin idi anımsayacağınız üzere..
– Prof. Dr. D. Ali Ercan : Çevre Sağlığı ve Küreselleşme
– Prof. Dr. A. Gürhan Fişek : İşçi Sağlığı İş güvenliği ve Küreselleşme
– ODTÜ Öğr. Gör. Yıldırım Koç : Sağlık Politikaları ve Küreselleşme
Bunlardan ilkinin yansıları ilgili klasördedir. (Dönem 3 Seçmeli)
Gürhan hocanın da anlatımının 2 bölümü sitemizdedir. (Dönem 3 Seçmeli)
Yıldırım hoca ise bir sunum materyali vermemiştir, derste not tutmak gerekmiştir.
Kalan 24 saatin içeriği ise öz olarak ilgili klasörde 240 dolayındaki yansıdadır.
1 saat derste ortalama 10 yansı işlendiğine göre, bizim anlatımlarımızda da kapsamlı not tutmuş olmak gerekirdi.. İlgili klasörde size yardımcı olabilecek dosyalar vardır.
Bunlar özenle okunmalıdır
Bitirme sınavının yanıtlarını da ayrı bir dosya olarak sitemize koyduk :
“.. Küreselleşmenin bundan böyle 3 cepheden saldırdığını yurttaşlar bilmeli.
İlki, insanlığı bütünüyle ilgilendirdiği için esas cephe olan ekonomi cephesidir.
Bu cephe IMF, DB ve DTÖ’nün oluşturduğu GERÇEK ŞER EKSENİ’nin komutası altında bulunuyor. Bu uğursuz mihver, pazar diktatörlüğünü,
kâra tapmayı dünyaya dayatmaya ve yeryüzünün bütününde korkunç zararlara
yol açmaya devam ediyor. ENRON’un hileli hiper iflası (Aralık 2001),
Türkiye’deki para krizi, Arjantin’in tepetaklak çöküşü,dört bir yandaki ekolojik yıkımlar.. ”
Ignacio RAMONET, Le Monde Diplomatiqué başyazarı.
http://monde-diplo-friends.org.uk/LMDarticles/march02art1.html
Le Mondebaşyazarı Ignacio RAMONET’nin yukarıdaki dizelerine
yer verdiğimiz koyu kırmızı boyayıp altını çizdiğimiz sözcüklere dikkat..
dört bir yandaki ekolojik yıkımlar..
Ekolojik yıkımın da başlıca sorumlusu ne yazık ki KÜRESEL KAPİTALİZM..
Kör olası Tunç yasa “en çok (maksimum) kâr”!
Yeni din ve yeni Tanrı da para..
Çevreyi de her yönüyle kör kâr hırsıyla yıkıma uğratan
Küreselleşme adı altında kendini maskeleyen “Yeni emperyalizm”!
Çare; Büyük ATATÜRK‘ün vurgusuyla,
“..Bizi mahvetmek isteyen emperyalizm ve bizi yutmak isteyen kapitalizm ile savaşımı ‘meslek‘ edinmek..”..
Dikkat buyurulsun, “meslek” edinmek.. denmekte!
Bu 2 kadim düşmanla boş zamanlarda, hafta sonlarında, yaz tatillerinde..
uğraşarak başetmek olanağı var mı?
Onlar böyle mi yapıyor, bu zamanlarda mı çalışıyor ve saldırıyor yalnızca?
O halde bu savaşım, tüm zaman ve mekanlarda, tüm yurttaşların bu 2 süregen düşman ile savaşımı 2. bir meslek edinmesi ile başarıya kavuşturulabilecektir.. 2. bir meslek edinmek.. Bu insanlık düşmanı ideoloji ile sistematik savaşımı yaşam biçimine dönüştürmek..
Bu siteden ve size ayrılan klasörden duyuruları izlemelisiniz.
Dersin power point yansıları da bu klasöre konacaktır.
Bu dosya sürekli güncellenmektedir. Sınav öncesi en son yenilenen içerikten sorumlu olacaksınız.