Etiket arşivi: Genel Sağlık Sigortası

Sağlık ‘Reformu’: Kazananlar, kaybedenler

Editörlüğünü Dr. Onur Hamzaoğlu ile birlikte yaptığımız, tamamı üç sayıya yayılan, toplamı iki yüz sayfayı geçen bir dosya oldu.

Korkut Boratav’dan Şebnem Oğuz’a, Kayıhan Pala’dan Cavit Işık Yavuz’a, Özlem Özkan’dan Metehan Akbulut’a, toplam yirmi yazar…

“AKP Döneminde Üretim, Bölüşüm, Tüketim”den “AKP’li Yıllarda Siyasal Rejimin Dönüşümü: Çelişkili Bir Süreç Olarak Yeni Faşizm”e, “AKP’li Yıllarda Çalışma Yaşamı ve Sosyal Politikalar” dan “Sağlık Emekçilerinin AKP ile Geçen 20 Yılı”na, “AKP’nin 20 Yıllık İlaç Politikaları”ndan “AKP’li Yıllarda TTB”ye yirmi başlıkta yazdılar.

Öncelikle bütün bu yazılara ve Toplum ve Hekim’in kırk beş yıllık külliyatına

https://www.belgelik.dr.tr/ToplumHekim/

adresinden ücretsiz olarak ulaşabileceğinizi belirtmek…

Sonra da bu haftaki Memleket Tabipliği’nde dosyada yer alan başlıktaki yazımdan yararlanarak bir özet yapmak istiyorum.
∗∗∗
İlk baş biraz rakamlara bakalım.

Türkiye’de 2002-2019 arasında toplam hastane sayısı % 33; Sağlık Bakanlığı hastaneleri % 15,6, üniversite hastaneleri % 36 artarken özel hastanelerdeki aynı artış % 112,2 olarak gerçekleşti. Aynı yıllarda hastane yatak sayılarındaki artış ise toplamda % 44,4, Sağlık Bakanlığı’nda % 33,5, üniversitelerde % 62,9 iken özel hastanelerde % 313,1 oldu.

Keza aynı yıllarda ameliyat sayıları toplamda % 226,8, Sağlık Bakanlığı’nda % 160,8, üniversitelerde % 208,9 artarken özel hastanelerde ise % 575,5 artmış; yatan hasta sayıları ise toplamda % 150,6, Sağlık Bakanlığı’nda % 85,6, üniversite hastanelerinde % 165,0 artarken özel hastanelerde % 617,1 arttı.

Özel hastanelerdeki en çarpıcı artış ise hastane müracaatlarında (başvurularında) yaşandı, toplamda % 307,4, Sağlık Bakanlığı’nda % 253,0 üniversitelerde % 423,7 olan sayı özel hastanelerde yaklaşık on iki kat, % 1.176 olarak gerçekleşti.

Neticede (sonuçta) ANAP döneminden bu yana teşviklerle, kredilerle büyütülmeye çalışılan özel sağlık sektörünün hizmet satın alma ve hastalardan “ilave ücret” (ek ücret) adı altında “bıçak parası” almalarının serbest bırakılması yoluyla şaha kalktığını görüyoruz.
∗∗∗
Aynı yıllarda devasa bir “kışkırtılmış talep” baskısı altında kalan sağlık çalışanlarının durumuna baktığımızda ise…

Toplam hekim sayısının % 74,8 artışla 91.949’dan 160.810’a, toplam hemşire ve ebe sayısı % 123,1 artışla 113.872’den 254.075’e, toplam sağlık çalışanı sayısının ise % 173,1 artışla 378.551’den 1.033.757’e çıkabildiğini görüyoruz.

Gene bu dönemde uygulanmaya başlanan Genel Sağlık Sigortasıyla birlikte aktif/çalışan SSK’lilerin, Yeşil Kartlıların, devlet memurlarının, emeklilerinin ve aile bireylerinin de muayene katılım payı ödemekle yükümlü kılınmasının yanı sıra, özel hastanelerde “ilave ücret”ten (ek ücret) kamu, özel bütün hastanelerde “istisnai sağlık hizmetleri”ne, “reçete bedeli”nden “eşdeğer ilaç farkı”na, hastanede “lüks oda ücreti”nden yataklı tedavilerde de katılım payı düzenlemesine dek, daha önceki sosyal güvenlik kurumlarının uygulamalarında yer almayan bir düzine yeni cepten ödeme zorunluğu getirildiğini not düşerek neticeye (sonuca) geleyim.
∗∗∗
Sonuçta AKP’nin yirmi yılı dolduran “Sağlık Reformu”nun hastalar-sağlık çalışanları-özel sağlık sermayesi üçgeni bağlamında tek kazananı pastanın kremasını sıyıran özel hastane patronları olurken…

Kaybedenler (yitirenler) ise…

Kamu hastanelerinden günlerce, haftalarca randevu düşüremediği için özel hastanelerde “bıçak parası” ödemeye mahkûm edilen hastalar…

Yirmi yılda iş yükleri katbekat artarken bir yandan da polikliniklerde, acillerde, hastane bahçelerinde dövülen, bıçaklanan, kurşunlanan hekimler, sağlık çalışanları oldu.

Sağlıkçıların yirmi yıldır hastane bahçelerinde, sokaklarda, meydanlarda haykırdıkları gibi…

AKP Sağlığa, Sağlık Çalışanlarına, Hastalara Zararlıdır!

TBMM: Tek kişi için mesai mi?

Ocak 2023’e damgasını vuran siyasal söylem ve yasama işlemi:

-14 Mayıs sloganı.

-Slogan sahibi hizmetinde yasama faaliyeti.

14 MAYIS

18 Haziran seçimleri için, hiçbir haklı gerekçe bulunmadığı halde ‘14 Mayıs’ çıkışı, seçim gündemini etkiledi ve parti başkanları bu tarihi, olağan seçim günü olarak kanıksadı.

Kararı, –360 çoğunluk gereği– TBMM alamayacağına göre, 2’nci dönem görevde olan Cumhurbaşkanı’na adaylık yolunu meşru kılmaya yönelik söylem neden?
Eğer seçim 14 Mayıs’ta yapılırsa, hangi yasa uygulanacak?

Seçimlere ilişkin bu ve benzeri ciddi soru ve sorunlar, ‘14 Mayıs korosu’ ile adeta örtüldü.

NORM MU, PROGRAM MI?

Ya Ocak’tan Şubat’a sarkan bir düzine yasa ve önerisi ile amaçlanan?

Amaç açık:

Bütün siyasal kesimlerin çabucak içselleştirdiği ‘14 Mayıs’ slogan sahibi lehine seçim yatırımı. Düzenlemelerin büyük bölümü, akçasal iyileştirmelere ve rant dağıtımına ilişkin. Öyle ki, yasal düzenleme, norm ve program hüküm karışımı görünümünde. Örneğin, üç sayfadan oluşan tek maddelik konut edindirme yasasının madde başlığı: yeni konut finansmanı programı.

YASALAR

İşte Ocak yasaları:

Antalya Diplomasi Forumu Vakfı: Akçasal konularda tahsis yetkileri de olan bir tür Saray’ın dışişleri ofisi.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası…(torba): Yüzde 30 maaş zammı ile yüzde 100’ü aşan enflasyon karşısında memurlarla dalga geçen düzenleme.

Uludağ Alan Başkanlığı: Saray üzerinden Uludağ ekosisteminin bozulması. Amaç, turizm ve para.

Devlet Memurları…(torba): Bir kısım sözleşmeli personelinin kadroya geçirilmesi.

Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi…(torba): Dar gelirlilere değil, orta ve üst gelir sahibi katmanlara konut edindirme amacı.

Odalar ve Borsalar Birliği…( torba) : Oda ve borsa istemlerini düzenliyor.

ÖNERİLER

Şubat’a kayan öneriler:

Yükseköğretim Kanunu…(torba): AYM kararı dolanılarak, öğrencileri mahkeme kararı olmadan üniversitelerden uzaklaştırma amaçlanıyor.

Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı: Türk-İslam arkeolojisi ile sınırlı olarak tasarlanan Vakıf, tarihsel ve kültürel değerlere dışlayıcı bir bakışı yansıtıyor.

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması…(torba): Borç yapılandırması ve vergi affına ilişkin 24 maddelik metin, yasa tekniğine uygun yazılsa, 70-80 maddeye çıkar.

EYT: Erken yaşta emeklilik, eksik ve aksak…

Çevre kanunu…(torba): Keyfiliğe açık ve çelişkili düzenlemeler.

Anayasa değişikliği: CHP-HDP ve İYİ Parti karşı çıktığı halde seçim sandığına yönelik AKP-MHP’den Anayasa’ya aykırı değişiklik gündemi.

ANAYASA VE KAMU YARARI YOK

Anayasa yokmuş, yasaların amacı kamu yararı değilmiş yaklaşımıyla son haftalara sıkıştırılan düzenlemelerde, yasa tekniği ve nitelikli yasa vb. özellikler bir yana, vasat yasa bile “mum ışığı” ile aranır oldu.

Gündem yüklemesi ve komisyon çalışmalarının çakışması, hacim geniş ama (sayıca) azaltılmış maddeler şeklinde yazılan önerileri ile amaçlanan, TBMM’de müzakere sürecini en aza indirerek elden geldiğince hızlı geçmesini sağlamak.

Anayasa’ya uygunluk ve kamu yararı ölçütü, Anayasa andı ile göreve başlayan vekillerin çoğunluğuna yabancı. Dahası, “dokunulmazlık, Anayasa’ya aykırı yasayı meşru kılar” mealinde (anlamında) söz edebilen vekiller de TBMM’nin utancı.

YÜZYILLAR MECLİSİ!

Önerilerde ortak ölçüt, akçasal temelde “seçime yönelik”; ama farklı toplum katmanlarına geçici de olsa nefes aldıracak maddeler içerdiği için, muhalefet de ilke olarak karşı çıkamıyor.

Kurtuluş (1919-1922) ve Kuruluş (1920-1923) yüzyılları Meclisi, beş yıllık dönemini, -muhtemelen beş hafta eksiği ile- bir kişinin istikbaline yönelik yasalarla tamamlayacak.
TBMM adına esef verici.

Ortak Politikalar Metni açıklaması ile Şubat’a güçlü bir adım atan parti başkanlarının,
“14 Mayıs sloganı”nı kayıtsız koşulsuz içselleştirmiş görüntüsü ise, Millet İttifakı çelişkisi.

Cumhur İttifakı’nın AKP-MHP vekillerini sadece (yalnızca) el kaldırmak için Meclis’e sokmada zorlanması ise, her şeye karşın bir teselli vesilesi.

KORONA GÜNLERİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNİN SOSYALLEŞTİRİLMESİNİ ANIMSAMAK

Dostlar,

Bu gün, 11 Mayıs 2021 Salı günü saat 21:00’de aşağıdaki konuyu irdeleyeceğiz / İRDELEDİK..

KORONA GÜNLERİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNİ SOSYALLEŞTİRİLMESİNİ ANIMSAMAK : 60. Yıl..

BEKLENEN SALGINLAR – AFETLER NEDENİYLE SAĞLIK SİSTEMİNİ YENİDEN YAPILANDIRMA ZORUNLULUĞU


Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Sayın Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu‘nun sorularını yanıtlayacağız / YANITLADIK..

Görselde (posterde) de görüldüğü üzere tele – konferansımız HALKÇI DOKTORLAR Facebook sayfasından ya da “Neyse O” youtube kanalından canlı izlenebilecek / İZLENEBİLİR.. (Erişkeler – linkler aşağıda..)

Biz Hacettepe’de tıp eğitimine başladığımızda (Eylül 1971), 5 Ocak 1961 tarihli ve 224 sayılı “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun” 10. yılında idi. (R.G. 12.01.1961 sayı 10705).

27 Mayıs 1960 Devrimcileri, ülkemize – ulusumuza pek çok armağan sunmuşlar; her şeyden önce meşruluğunu yitirerek ceberrutlaşan DP (Demokrat Parti) iktidarının başındaki Başbakan Adnan Menderes – Cumhurbaşkanı Celal Bayar‘ın şerrinden halkımızı kurtarmışlardı.

Dünyanın en demokrat – uygar Anayasalarının arasında – başında yer alan 1961 Anayasasını  halkoylamasına sunarak Türkiye’ye armağan etmişlerdi! 1961 Türkiye anayasa referandumu Türkiye’de yapılan ilk halk oylamasıdır. 27 Mayıs Devrimi‘nden sonra hazırlanan 1961 Anayasası için yapıldı. 9 Temmuz 1961’deki halk oylaması ile 1961 Anayasası, %38.3 ‘hayır’ oyuna karşılık, % 61.7 ‘evet’ oyuyla kabul edildi.

Temmuz 2010’a dek bu yasa ülkemizde uygulandı ve Aile Hekimliği sistemine geçildi. Küresel egemenlerin sopası Dünya Bankası – IMF eliyle ülkemize dayatılan “Sağlıkta Dönüşüm” programını AKP iktidarı, kazandığı 3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından (Haziran 2003) uygulamaya koydu ve sağlık hizmetleri hızla piyasalaştırıldı. 7 yıl sonra, 224 sayılı “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası” nın simge kurumları olan Sağlık Ocakları kapatılmış oldu.

Kalpaksız Kuvayı Milliyeci Prof. Dr. H. Nusret Fişek‘in mimarı olduğu efsane sistem, HALKIN YARARINA olmaktan, SERMAYENİN ÇIKARINA olmak üzere yozlaştırıldı, çürütüldü.

Biz 40 yıl bu sistemin içinde olduk (1971-2010). Son 10 yıldır ise;

1. İnsanı, doğuşta kazanılan sağlık hizmetlerinin
saygın – onurlu öznesinden MÜŞTERİYE indirgeyen;

2. Genel Sağlık Sigortası cilalaması ile halkın sağlığının sigortası olmaktan çok, sermayenin kazancının sigortası olan
bir yoz sağlık sisteminde bulunmaktayız.

Sağlık hizmetlerinin omurgası olan 1. Basamak bile özelleştirilerek sözleşmeli Aile Hekimliği birimlerine dönüştürülürken, sağlık hizmeti şatafatlı hastanecilik hizmetlerine, MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ALDATMACASINA savruldu.

ŞEHİR HASTANELERİ, “Sağlıkta Dönüşüm” sürecinin “gerdanlığı” idi; ana TALAN aracı idi; 5 yıldızlı hastane, 5 yıldızlı otelcilik – lokantacılık hizmetine denk tutuldu; o da yapılamadı. Muazzam bir kaynak aktarımı sağlandı yerli – yabancı sermayeye; siyasetin kirli finansmanına!

Türkiye, böylesine bir ortamda Covid-19 salgınına yakalandı; çok kırılgandı sağlık altyapısı. AKP = RTE iktidarının alaladığının tam da tersine.. O yüzden çok ağır bedel ödedik salgında ve hala ödemekteyiz. Örneğin bulaş zincirini toplumun içinde kıramadık; bu, güçlü bir Birinci Basamak Sağlık Örgütlenmesi gerektiriyordu ama Sağlık Ocakları kurban edilmiş, Aile hekimliği birimleri kurulmuştu.

Cumhuriyet Kurumu Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü 2011’de tümüyle kapatılmış, yerli aşı geliştirme olanağı yitirilmişti; aşıda özyeterliğimiz kalmadı, tümü ile bağımlı olduk. Üstelik, 19 yıllık AKP = RTE iktidarında ekonomik olarak da çökertilme eşiğine sürüklendiğimizden, salgın finansmanı için yeterli, kamusal akçalı (mali) kaynaklara sahip olmaktan da çok uzağız. ama Salgınlar bitmeyecek, afetler de.. Yerküre “imdat” çığlıkları atmakta.
Bu tablo sürdürülemez ve köktenci girişimleri zorunlu kılıyor.
Sağlık sistemi de bunların başında, kritik sektörlerden biri.

Sevgi ve saygı ile. 11 Mayıs 2021, Ankara (Güncelleme : 25.5.21)

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter  @profsaltik

EVRENSEL GAZETESİ İLE SÖYLEŞİMİZ..

EVRENSEL GAZETESİ İLE SÖYLEŞİMİZ..

Prof. Dr. Ahmet Saltık: 15 gün içinde toplumun yarısını tarayacağız hedefi konmalı..

Prof. Dr. Ahmet Saltık uyardı:

  • İktidar akılcı, bilimsel tavsiyeleri keyfi biçimde uygulamaz ya da kısmen uygularsa; ödeyeceğimiz bedel daha çok ölüm olacak.

Birkan BULUT
Ankara / EVRENSEL
https://www.evrensel.net/haber/401475/prof-dr-ahmet-saltik-15-gun-icinde-toplumun-yarisini-tarayacagiz-hedefi-konulmali 7 Nisan 2020

Koronavirüs salgınına karşı Türkiye’de açıklanan neredeyse her önlem tartışmaya neden oluyor. Türkiye’de salgına karşı savaşım yöntemlerini ve alınan önlemleri Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık ile konuştuk.

Alınan önlemlerde geç kalındığını ve kamusal merkezi bir planlama eksiği olduğunu belirten Saltık, Bilim Kurulu’nun iktidara önerilerinin ve iktidarın kimi tavsiyeleri uygulamama gerekçesinin de saydam olarak açıklanması gerektiğini söyledi. Saltık,

İktidar rasyonel (akılcı), bilimsel tavsiyeleri keyfi biçimde uygulamaz ya da kısmen uygularsa; ödeyeceğimiz bedel daha çok ölüm – daha çok hastalık ve ekonominin çökmesi olacaktır ve Bilim Kurulundaki arkadaşlarımız buna itiraz etmelidir. Meslektaşlarımızın böylesi bir durumda ‘Bu sorumluluğa ortak olmayacağız’ diyerek istifa etmesi gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin bugüne kadar aldığı önlemleri yeterli buluyor musunuz?

Öyle bir aşamaya geldik ki; artık ülke genelinde toplumsal bir karantinayı uygulamada zor bir aşamadayız. Çok yayıldı, geç kaldık. Tanı koyduğumuz olgular ve yaşamını yitirenlerin toplumda enfekte olanlara oranı belki %10 belki de %1. Şu an bütün toplumu kapatsanız bile ev içinde birbirine bulaşmaya devam edecek.

“15 GÜNDE TOPLUM YARISINI TARAYACAĞIZ GİBİ BİR HEDEF KONMALI”

Hekimler günde en az 15-20 bin test yapılması gerektiğini söylüyordu. Bugünlerde 20 bine ulaşıldı. Test konusunda da geç kalındığını düşünüyor musunuz?

Evet, hala yavaş gidiyor. Test yapılması noktasında konan ateş, öksürme ve temas öyküsü gibi ölçütler oldukça sınırlayıcı. Türkiye’nin nüfusu 83+5=88 milyon; önceki gün 20 bin test yapıldı, 3 bin olgu bulundu. Yüksek görünüyor ama geç başlamamız nedeniyle olgular birikmiş durumda. Türkiye’nin toplumsal karantina uygulamaktan çok, test ölçütlerini gevşeterek daha çok test yapması gerekiyor. 10-15 gün içinde toplumun yarısını tarayacağız gibi bir hedef konmalı. Japonya, Güney Kore, Hong Kong, Almanya, Singapur gibi başarılı ülkeler böyle yaptı. Güvenilir ve geçerli testlerle taramayla toplumdaki gizli olgu ve taşıyıcıları belirlenip karantinaya almak daha uygun bir yöntem.

Test ölçütü ne olmalı, herkese yapılmalı mı?

Kimi ülkelerde herkese, kırmızı ışıkta duran insanlara bile test yaptılar. Bu konuda gezici takımlar kurulması, bütün başvuruda bulunanlara, hastalara, yurtdışıyla temas öyküsü olanlara test yapılması gerekiyor. Marketlerde, mahkumların ya da hastaların olduğu binalarda kapı kapı gezerek test yapılmalı. Çin böyle yaptı ve saptadığı olguları toplumdan ayırdı. Hastalık iyileştikten sonra bulaştırıcılığı bitmiyor. Hiçbir belirtisi olmasa da bulaştırıcılığı 1-2 hafta sürebiliyor.

“BU KRİZDEN SONRA ÜLKENİN YARISI YOKSUL”

65 yaş üzerindekilerden sonra 20 yaş altındakilere de sokağa çıkma yasağı getirildi. Sokağa çıkma yasağı konusunda ne düşünüyorsunuz? Ayrıca evde kalabilmek için ne gibi sosyal, ekonomik önlemler gerekiyor?

Yaygın bir test kampanyasıyla birlikte mutlaka sosyal, ekonomik önlemlere de başvurulması gerekiyor. 65 yaş ve üzerindekiler yaklaşık 8 milyon, 20 yaşın altındakiler ise yaklaşık 27 milyon. Ancak mülteciler ve göçmenleri kattığımızda toplam nüfus 88 milyon. Kısacası sokağa çıkma yasağındakilerin dışında, geriye 53 milyonu aşkın kişi serbest kalıyor. Ancak eve kapattığınız insanlara sosyal ve ekonomik güvence yaratmak, geçinmesini sağlamak zorundasınız. Fakat bütçe perişan, borç gırtlağı aşmış durumda. Hükümet el açmış, insanlardan yardım istiyor. Devlet memurlarından zorla denebilecek yöntemlerle kesintiler yapılıyor, adeta fermanla salma salınıyor! Bu krizden sonra ülkenin yarısı yoksul. 4 buçuk milyon dar kapsamlı işsizlik var ve bu genişletilmiş anlamda 7 milyondan fazla. 3-4 hafta içinde milyona varan yeni işsiz daha oluştu. Acilen bu insanlara ekonomik sosyal destek verilmesi, işten çıkarmaların engellenmesi gerekiyor.

“BİLİM KURULU KARARLARI SAYDAM BİR ŞEKİLDE AÇIKLANMALI”

Bilim Kurulu önerilerinin kabul edilmediği belirtiliyor. Kurul yetkilendirilmeli mi?
Bilim Kurulu’ndaki meslektaşlarınıza bir çağrınız var mı?

Bilim Kurulu’nda yalnızca bir Halk Sağlığı Uzmanı var. Eleştirilerimiz doğrultusunda 6-7 Halk Sağlığı Uzmanı daha katıldı, oysa bu en başta olmalıydı. Salgını yönetmek dünyanın her yerinde Halk Sağlığı Uzmanlarının işidir. Fakat asıl sorun Bilim Kurulu’nun aldığı kararların uygulanmamasıdır. Demokratik bir toplumda bu kararları kurul sözcüsü açıklar ve harfiyen uygulanır. Ancak ülkedeki tek adam rejimi her şeye tek başına karar veriyor, Bilim Kurulunun da üstünde… O zaman bilim kurulunun bir anlamı kalmıyor.

  • TBMM her gün toplanıp krizi irdelemeli.

Bilim Kurulu kararları saydam biçimde açıklanmalıdır. Hükümet de beğenmediği önerileri hangi gerekçeyle uygulamadığını veya eksik uyguladığını topluma açıklamalıdır. Umarım Bilim Kurulunda bir tıkanma olmaz. Ancak;

  • İktidar rasyonel, bilimsel tavsiyeleri keyfi biçimde uygulamaz ya da kısmen uygularsa; ödeyeceğimiz bedel daha çok ölüm – daha çok hastalık ve ekonominin çökmesi olursa,
    bilim kurulundaki arkadaşlarımızın buna yüksek sesle itiraz etmelidir.

Meslektaşlarımızın böylesi bir durumda ‘Biz bir işe yaramıyoruz, söylediklerimiz uygulanmıyor, yangın büyüyor, bu sorumluluğa ortak olamayız..’ diyerek istifa etmesi gerekir.

“VAHŞİ VE İNSANLIK DIŞI BİR SİSTEM”

Pek çok ülkede de sağlık sisteminin özelleştirilmesinin ağır sonuçları olduğu ortaya çıktı.
Sağlıkta piyasalaşmanın sonuçlarına karşı ne yapılmalı? 

AKP 2002’de iktidarı aldıktan sonra her alanda özelleştirme yaptı. Sağlık sektörünün önemli bölümü özel sektörün elinde, merkezi bir planlama yapamıyoruz. Örneğin kamunun elinde olsa ne kadar yoğun bakım birimi gerekliyse, nerede gerek varsa oraya götürülür.

  • Ancak özel sektörde toplumun gereksenimlerine değil, kâra göre yatırım yapılıyor.

Bunun sonuçlarını ABD’de gördük. En yüksek tıp teknolojisine sahip ülkede, 6 kişiden birinin sağlık güvencesi yok! Evsizler kapatılan otoparklarda, yere serilen yataklarda ölüyor! Sağlık hizmetini parası olana veren, parası olmayana afedersiniz “geber” diyen vahşi ve insanlık dışı bir sistem. Türkiye yıllardır işte bu sağlık sistemine özendi. Yıllardır insanlardan esirgedikleri sağlık harcamalarından daha çoğunu şimdi çaresiz ve verimsizce harcamak zorunda kalıyorlar.

Demek ki görkemli bir şekilde özelleştirilmiş, sermayeye ve sigortacılığa dayalı sağlık sistemleri, böyle bir kamusal sağlık sorunuyla, salgınla baş edemiyor. Bu yüzden;

  • Türkiye’nin de aklına başına alması,
  • kamusal sağlık sistemini kurması,
  • genel sağlık sigortasını kaldırması,
  • Birinci Basamağı güçlendirmesi,
  • koruyucu sağlık hizmetlerine mutlak bir öncelik vermesi,
  • İspanya’da olduğu gibi sağlık kuruluşlarını büyük ölçüde kamusallaştırması gerekiyor.

Sağlık Ekonomisi / Health Economics

Sevgili AÜTF Asistanlarımız ve
Dönem V Öğrencilerimiz,

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 5 öğrencilerimize sunduğumuz 1 saat süreli SAĞLIK EKONOMİSİ derslerinin güncellenmiş yansılarını görebilmek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız ? 194 yansıdan oluşan çok varsıl içerikli sununun (7 MB) yararlı olması dileğiyle.

Saglik_Ekonomisi_2018-19

Sınavda ilk 89 yansıdan sorumlusunuz.. Sonrakiler ek bilgi içindir.

Dönem 1 için 1 saatlik ayrı bir sunu sitemizde vardır.

Sevgi ve saygı ile.
20 Eylül 2018, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BS
AÜTF Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Genel Sağlık Sigortasında Anayasaya Aykırı Ayrıcalık ve Eşitsizlikler Kaldırılmalıdır..

İstanbul Milletvekili Eren ERDEM’in Sigortalıların
Sağlık Giderlerinin TBMM Üyelerinin Tabi  Oldukları Usul ve Esaslara Göre Ödenmesine İlişkin Kanun Teklifi[1] Üzerine Değerlendirme

Mahmut ESEN
E. Mülkiye Başmüfettişi

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır…)

31.05.2006 gün 5510 sayılı Kanunla; ülkemizde, “kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayacak olan” genel sağlık sigortası uygulamasına geçilmiştir. (AS: Yürürlüğe girme aşamalı olmuştur..)

Daha önce  çalışanların kurumlarınca ödenen  sağlık hizmetleri giderleri, bundan böyle tek elden SGK Başkanlığınca karşılanmaya başlanmıştır.

Bu bağlamda yasalarda mevcut genel sağlık sigortasına aykırılık oluşturan tüm hükümler (TBMM üyelerine ilişkin 3671 s.k./4’üncü md. hariç olmak üzere) yürürlükten kaldırılmıştır.

TBMM üyelerinin tedavi giderlerine ilişkin genel sağlık sigortası (GSS) uygulamasına ve eşitlik ilkesine aykırı bu yasa kuralı ise günümüze dek özenle korunmuştur.

Kaldırılması gereken bu kuralın günümüzde uygulama alanının genişletildiği, bu bağlamda yüksek yargı organlarının başkan ve üyeleri, oramiral/orgenerallerin de anılan yasa kapsamına alındığı, bu yolla kötü örneğin emsal olduğu görülmektedir.

Bu uygulamanın kamu vicdanında ve özellikle üst düzey bürokratlar arasında ciddi rahatsızlıklara neden olduğu anlaşılmaktadır. Bir kez dokunulmuş bu konuda, “bin ah” işiteceğimiz günler yakındır.

Belirtilen nedenlerle yol yakın iken hatalı uygulamadan vazgeçilmelidir. Bu amaçla yapılması gereken, İstanbul Milletvekili Eren ERDEM’in; 80 milyon sigortalının sağlık giderlerinin TBMM Başkanlık Divanınca belirlenecek usul ve esaslara göre  ödenmesini öngören” şeklinde özetlenebilecek gerçekleşme/uygulanma olanağı olmayan, popülist yaklaşımla hazırlanmış ve yurt gerçeklerinden uzak yasa teklifinin kabulü/desteklenmesi değildir.

Yapılması gereken, 5510 sayılı SS-GSSK’nun “Uygulanmayacak hükümler” başlıklı 105. md. sinde yer alan “…26/10/1990 tarihli ve 3671 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi..” ibaresinin kaldırılmasından ibarettir. Yeni bir düzenleme yapmaya gerek yoktur. Genel yasaya aykırı olarak korunmakta olan istisnai hüküm kaldırılması yeterli olacaktır.

               Bu yolla TBMM üyeleri; yüksek yargı organlarının başkan / üyeleri, orgeneral/ oramiraller de 81 milyon T.C. vatandaşı gibi GSS kapsamına alınmış olacaktır. GSS sistemine ve eşitlik ilkesine aykırı uygulama, kamu vicdanındaki rahatsızlıklar da sona erecektir. GSS sigortasının aksayan/ yakınmalara neden olan yanlarının düzeltilmesi daha kolay olacaktır.
Sistem dışına çıkmak/kaçmak/kendilerini kurtarmak; bu arada 81 milyon sigortalıyı da yazgılarıyla başbaşa bırakmak çözüm değildir. Bu biçim yaklaşımların TBMM üyelerine, yüksek yargı organları mensupları ve orgeneral/oramirallere yakışmayacağı, sağlıkla da ilgili olması nedeniyle ciddi rahatsızlıklara yol açacağı açıktır.

Makulü normalde arayalım.

Selam, sevgi ve saygılarımla.
_________________________________________________
[1]http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/saglik/956660/Eren_Erdem_den_kanun_teklifi__Millet_ile_milletvekilinin_saglik_giderleri_esitlensin.html

=================================================
Dostlar,

Değerli dostumuz E. Mülkiye Başmüfettişi Sayın M. Esen de, bu sorunu çözme amaçlı yasa önerisi sunan CHP İstanbul Milletvekili Sn. Eren Erdem de çok haklı.. Ayrıcalık sağlanan kesimlerin de etik olarak bu durumdan rahatsız olmaları beklenir.. 1982 Anayasasının doğrudan ilişkili maddesi aşağıda :

  1. Kanun önünde eşitlik

Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
……………
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
*****

Türkiye hukuk devleti olmaktan öylesine uzaklaştırıldı ki
Hele 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ardından yürürlüğe konan sivil darbe girişimi, 20 Temmuz 2016’dan bu yana yaklaşık 2 yıldır hukuk devletini neredeyse tümüyle askıya almıştır. 5510 sayılı SS-GSS yasasında tanınan ayrıcalıklar (imtiyazlar) da nedense bu döneme rastladı!?

İktidar, yandaş seçkinlerini de yaratma ve iktidarını pekiştirmede siyasal rüşvet vermede apaçık! Üstelik Anayasal denetim dışında bırakılan (bizzat AYM tarafından) OHAL KHK’leri ile..

Türkiye’nin hızla normalleş(tiril)mesi gerekiyor.. HUKUK DEVLETİ çok acilleşmiştir!

24 Haziran 2018 seçimleri akut bir altın fırsattır ülkemiz ve halkımız için; gereği yapılmalıdır.

Sevgi ve saygı ile. 07 Mayıs 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

2018 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ve KAMU MALİYESİNE GENEL BAKIŞ

Mahmut Esen
Em. Mülkiye Başmüfettişi
mahmutesen@gmail.com

2018 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ve KAMU MALİYESİNE GENEL BAKIŞ

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)
“Sayamadığınız, ölçemediğiniz hesaplayamadığınız olayları tanıyamazsınız.”
Galileo Galilei

 IGİRİŞ

23.12.2017 gün ve 7066 sayılı 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu, 31.12.2017 gün ve 30287 sayılı (M) R.G. yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Planda (2018-2020) belirlenmiş politika, hedef/ önceliklere göre ve özel mevzuatına göre hazırlanmış olan 2018 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının, TBMM yapılan görüşmeler sonucunda da kayda değer bir değişikliğe uğramadan aynen kabul edildiği görülmüştür. Ülke ve ulus sorunların tespiti ve alınması gereken önlemler açısından; kamunun gelirlerinin toplanması, giderlerin gerçekleştirilmesi, açıkların finansmanı, kamunun varlık ve borçları ile diğer yükümlülüklerinin yönetimini kapsayan kamu maliyesinin durumunun iyi bilinmesi ve gelişmelerin yakından izlenmesi özel bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda merkezi yönetim bütçesi kanunları, tasarı/gerekçeleri  ve ekleriyle birlikte  güncel nitelikli, önemli bilgileri içermektedir.

Bu yüzden yazımızda 2018 yılı merkezi yönetim bütçesinin gelir, gider ve denkleştirmesi ele alınmakta, bütçe rakamlarının değerlendirilmesi yapılmakta;  kamu maliyesini ilgilendiren konularda fikir açıklamasında bulunulmadan önce bilinmesi ve el altında tutulması gerektiği düşünülen, en önemli/ somut bilgi notlarına dikkat edilmesi amaçlanmaktadır.

II-2018 YILINA AİT TEMEL  EKONOMİK GÖSTERGELER  (HEDEFLER)

Orta Vadeli Programla (2018-2020) belirlenmiş olan bazı makro ekonomik göstergelerdeki 2017 yılındaki gerçekleşme ve 2018 yılı tahminleri Tablo:1’de gösterilmiştir

Tablo 1: 2017 ve 2018 Yıllarına ait Temel  Ekonomik Göstergeler.    

2017 Gerç. Tahmini 2018 Programı
GYİH ( Milyar TL) 3.035 3.446
Kişi Başına Gelir (GSYH, ABD Doları) 10.579 11.409
GSYH Büyümesi (%)   5,5 5,5
İşsizlik Oranı (%) 10,5 9,9
İTHALAT (CIF)  (Milyar ABD Doları) 243,1 273,2
İHRACAT  (FOB) (Milyar ABD Doları ) 175,8 201,4
DIŞ TİCARET DENGESİ  (Milyar ABD Doları) -67,2 -71,8
CARİ DENGE (Milyar ABD Doları) -39,2, -40
DEFLATÖR (%)(GSYH’da Sabit Fiyatlarla Artış Oranı)   10,3 7,6
TÜFE (Yıl Sonu  %) 9,5 7,0

Kaynak: Orta Vadeli Program (2018-2020)

III- 2018 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ

A-Bütçe Giderleri
a)-Ekonomik Sınıflandırmaya Göre Giderler

Merkezi yönetim bütçelerindeki 2017 ve 2018 yılı giderlerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımları; 2017 yılı giderlerindeki gerçekleşmeler ve 2018/2017 gider tahminlerindeki değişim oranlarına Tablo 2’de yer verilmiştir.

Tablo 2: Ekonomik Sınıflandırmaya Göre 2018 Yılı M.Y. Bütçe Giderleri (Milyar TL)                                                                                

      Ekonomik Sınıflandırmaya Göre Giderler 2017 YILI BÜTÇESİ 2018 YILI BÜTÇESİ
Tahmin Gerçekleşme Gerç.Or . (%) Tahmin Artış (%) 2018/2017
1-Faiz Hariç Giderler 587,6 621 105,6 691 17,6
Personel 162,6 162,1 99,7 183,1 12,6
SGK Devlet Primleri 27,1 27,2 0,3 30,8 13,6
Mal ve Hizmet Alımları 52,1 63,5 122 66 27
Cari Transferler (Sağlık, emeklilik ve sosyal yardımlar, mahalli idare payları, tarımsal destekler vb.) 249,7 271 108,5 299,4 20
Sermaye  (Yatırım) Giderleri 66,2 70,5 106,5 68,8 4
Sermaye Transferler (Mahalli idareler v.b. kuruluşlara yapılan) 10,5 12,9 123 15,3 45,7
Borç verme 12,9 13,3 103 20,2 56,6
Yedek Ödenekler 6,4 0 0 7,3 14
2- Faiz Giderleri 57,5 56,7 98,6 71,7 24,7
GİDER BÜTÇESİ TOPLAMI 645,1 677,7 105 762,7 18,2

Not: 1-Küsuratlar yuvarlatılmıştır.
Kaynak: 2018 Yılı MYBK Tasarısı/ Gerekçesi; Muhasebat Gn. Md. MYB İstatistikleri.

2017 yılı merkezi yönetim bütçesi  giderleri 32,6 milyar TL (%5) artışla 677,7 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2018 yılı bütçe giderleri; (2017 yılı tahminlerine göre) 117,6 milyar TL (%18,2) artırılmıştır.

Cari Transferler

Cari transfer giderleri ve faiz ödemelerindeki (ortalamanın üzerindeki) artış oranları özellikle dikkat çekmektedir. Cari transfer giderlerine yönelik tahminde, bütçe gerçekleşme oranlarını etkileyecek boyutta hata yapıldığı görülmektedir.

2018 yılı bütçe giderleri içinde en büyük pay; 299,4 milyar TL ile ( %39 oranıyla) cari transferlere ayrılmıştır. Cari transfer giderlerini,  (% 24 oranı ile) personel giderleri izlemektedir. Gider büyüklükleri sıralamasında 3. sırayı 71,7 milyar TL (% 9,4 oranı ile) faiz ödemeleri almaktadır. 68,8 milyar TL yatırım giderlerinin ise  (% 9 oranıyla) dördüncü sırada yer alabildiği görülmektedir.

Bilindiği üzere transfer ödemeleri, sermaye birikimi hedeflemeyen ve cari nitelikli mal ve hizmet alımını finanse etmek amacıyla yapılan karşılıksız ödemeleri kapsamaktadır. Nitelikleri ve bütçedeki payının büyüklüğü nedeniyle kamu maliyesi hakkında daha somut bilgiler elde edilebilmesi için cari transfer giderlerinin ayrıca incelenmesinde yarar bulunmaktadır. Bu bağlamda özlü bir inceleme için 2017 yılında cari transfer harcamalarındaki gerçekleşmeler baz alınmıştır. 2017 yılı merkezi yönetim bütçesi giderlerindeki birikimli (kümülatif) gerçekleşmelere göre giderlerin 271 Milyar TL (%40’ını) cari transfer giderleri oluşturmuştur. 2017 yılı MYB cari transfer giderleri gerçekleşmeleri Tablo 3’te yer verilmiştir.

 Tablo 3 : 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Cari Transfer Harcamaları Kümülatif Gerçekleşmeleri (Milyar TL)

S. No           05-CARİ TRANSFERLER 271
1 Görev Zararları 63,9
-KİT’ler, TCZB/ T.Halk B., SYDTF vb. yapılan ödemeler.

– SGK  (Sigorta prim vb. destekler)

6,8

57,1

2 Hazine Yardımları 87
-SGK’ya Yapılan Yardımlar

-Mahalli İdarelere Yapılan  Hazine yardımları  (Denkleştirme ödeneği, İl Özel İdare görevli eski Köy. Hiz. Md. per. üc. ödemeleri,  cadde ve sokak aydınlatma hizmetleri )

-Diğer Hazine Y68,8 milyar TL yatırımdımları (DFİF/İşsizlik Fonu,
Gençlik Spor İl Md. vb.)

76,4

 

1,7

8,9

3 Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yardım (Siyasi partiler, dernekler,
Ulusal Fon vb.)
3,4
4 Hane Halkına Yapılan Transferler (Okutulan öğrencilere burs, eğitim/sağlık/yiyecek/barınma amaçlı giderler) 41,4
5 Tarımsal Destekleme Ödemeleri 12,7
6- Hane Halkına yapılan Diğer Transferler    (Ekonomi Bakanlığı teşvik ödemeleri, KOBİ desteği, doğal afetten zarar gören çiftçilere yardım, bireysel emekliliğe Devlet katkısı vb.) 7,6
7 Sosyal Amaçlı Transferler (SHÇEK, 2022 sayılı Kanun Aylık Ödemeleri ve diğer sosyal amaçlı yardımlar) 12,2
8 Yurtdışına Yapılan Transferler ( Kıbrıs/ Uluslar arası kuruluşlara katılım payları) 2,7
9 Gelirden Ayrılan Paylar 72,6
– Mahalli idareler payları

-Fon payları (SSDF/SYDTF vb.)

-Gelirden Ayrılan Diğer Paylar  (TOKİ/TBB/TOBB/TSEK vb.)

60,7

11,6

0,3

Küsuratlar yuvarlatılmıştır. Kaynak: Muhasebat Gn. Md. Merkezi Yönetim Bütçe İstatistikleri.

Tablo incelenmesinden de anlaşılacağı üzere cari transfer giderlerinin yaklaşık %50’si (133,5 milyar TL) tek başına SGK’ya yapılmıştır. Bu rakam aynı zamanda merkezi yönetim gider bütçesinin % 20’sine karşılık gelmektedir. Merkezi yönetim bütçesi açısından en büyük “kara deliğin” SGK olduğu görülmektedir. (Muhasebat, 2017) Sosyal Güvenlik Kurumunun giderlerinin hatırlatması/konunun somutlaştırılması ve bütün olarak değerlendirilmesi bağlamında SGK’nın 2016 yılı  gider bütçesi rakamları Tablo: 4’ de gösterilmiştir.

 Tablo 4: 2016 Yılı SGK Gider Bütçesi (Milyar TL)

 S.No       GİDERLER TOPLAMI 276,5
1- SGK’dan Hane Halkına Yapılan Fayda Ödemeleri

 Emekli Aylık Ödemeleri (Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Aylıkları ,% 4 Ek Ödemeler, İkramiyeler, 2022 s.k. göre bağlanmış aylıklar vb.)

Sağlık Giderleri (Tedavi, ilaç ve sağlık malzemesi giderleri)

201,4

 

68

2-   Diğer Giderler (Yönetim, yatırım) 7

Küsuratlar yuvarlatılmıştır. Kaynak: SGK 2016 Yılı Faaliyet Raporu.

2016 yılı gider bütçesi toplamı 276,5 milyar TL olan ve giderlerinin büyük bölümü cari transferlerden oluşan, gelirleri ile giderlerini karşılayamadığı ve 20,6 milyar açık verdiği görülen SGK’ya, aynı yılın merkezi yönetim bütçesinden görev zararları ve Hazine yardımları kapsamında toplam 108 milyar TL ödenek transferi yapılmıştır. (SGK Faaliyet, 2016)

(2016 yılı merkezi yönetim bütçesi gider toplamı 584 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Merkezi yönetim bütçesinden SGK yapılmış Hazine yardımı elimine edildiğinde; SGK 2016 yılı gider bütçesinin, merkezi yönetim gider bütçesinin % 58’i oranında büyüklüğe eriştiği anlaşılmaktadır.)

Mal ve Hizmet Alımları

2017 yılında mal ve hizmet alımları ödeneğinde gerçekleşme; MSB, EGM ve J. Gn. K. savunma/ güvenlik amaçlı giderlerin de etkisi ile toplam % 22 artışla 63,5 milyar TL olmuştur. 2018 yılında ise mal ve hizmet alım ödeneklerinde geçen yılki gerçekleşmeye göre sadece % 4 oranında artış yapılmıştır.

Sermaye (Yatırım) Giderleri               

Sermaye giderleri için 2018 yılı bütçesinde, bir önceki yıl gerçekleşmiş olan (70,5 milyar TL)  giderin de altında kalan (68,8 milyar TL) ödenek ayrılmıştır. Yatırım ödeneklerinin yarısı; ulaştırma-haberleşme ile diğer kamu hizmetleri (iktisadi/sosyal) sektörü arasında eşit olarak paylaştırılmıştır. Yatırımlar için eğitime (%20), tarıma (%14), sağlık için (% 10,7) oranında ödenek ayrılmıştır. Öbür sektörlerin (imalat, madencilik, enerji, turizm, konut) tümü için ayrılabilmiş ödeneklerin toplamı 3,4 milyar TL olup yatırım ödeneklerinin yalnızca (%5’i) oranındadır.

Öte yandan, yatırım ödeneklerin merkezi yönetim kapsamındaki 217’yi aşkın  kuruluşlara göre dağılımının incelenmesinde; 68,8 milyar ödeneğin 3/4’ünün 13 kuruluş arasında paylaştırıldığı görülmektedir. Bu kuruluşlar için asgari 1, azami 9,7 milyar TL olacak ödenek ayrılmıştır. Yatırım ödeneklerinin büyüklüğü ile öne çıkan bu kuruluşlar, (ödenek miktarlarına göre yapılmış bir sıralamaya göre) KGM, DSİ, MEB, Ulaştırma/Sağlık/ EGM/Adalet/ Gıda ve Tarım/Yurtkur Gn. Md./ TÜBİTAK, İçişleri/MİT’ten oluşmaktadır.

Öte yandan AKP hükümetlerinin prestijli projelerinden olan Köylerin Alt yapısının Desteklenmesi Projesi (KÖYDES) için  900 milyon TL, ayrıca Belediyelerin Su Kanalizasyon ve Altyapı Projesi için de 719,2 milyon TL ödenek ayrılmıştır. (Yatırım Programı, 2018)

Faiz Giderleri

2017 yılında 56,7 milyar TL olarak gerçekleşen faiz giderleri için 2018 yılı bütçesinde (%25,7 artış oranıyla) 71,7 milyar TL ödenek konulmuştur. Olası ekonomik nedenlerden de bağımsız olarak, 2018 yılında faiz giderlerinde artış olması beklenmektedir. Zira merkezi yönetimin 2016 yılındaki brüt iç/dış borç stoku, 2017 yılı sonunda (%15 oranında artışla) 876,4 milyar TL ulaşmıştır. (Hazine İstatistikler, 2017) 

Personel Giderleri

Personel giderleri ve SGK Devlet primi ödemelerinde 2017 yılı bütçe gerçekleşmesi %100’e yakın. 2018 yılında personel giderlerinde %12 oranında artış öngörülmüştür. Bütçe giderlerin % 24’ünü (SGK prim ödemeleri hariç) personel giderleri oluşturmaktadır. Önemi nedeniyle kamu idarelerinde istihdam edilen kamu personelinin sayıları ve statüleri hakkında özlü bilgiler aşağıya çıkarılmıştır.

30.06.2017 itibarıyla kamu sektöründe toplam 3.589.817 kişi istihdam edilmiştir. İstihdam edilenlerin sayısı bir yıl öncesine göre 32.333 kişi azalmıştır. 2017 yılı itibarıyla istihdam edilen personelden, bütçe türlerine göre, 3.071.531 kişi merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idarelerinde; 323.722 kişi il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarda; 194.564 kişi de (KİT’ler vb.) diğer kamu idarelerinde görev yapmaktadırKamu sektöründe görevli 3.589.817 personelin, % 79’u kadrolu (memur), %6 sözleşmeli, %10’u işçi ve  % 4’ü geçici/diğer personel statüsünde istihdam edilmektedir.

Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde  kullanılabilir kadro/pozisyonlara (boş olanlar dahil) sahip olmak bakımından ilk sırayı 1.125.087 rakamı ile MEB almaktadır. MEB’nı 364.181 kadro rakamı ile (mülga) Kamu Hastaneleri Kurumu, 327.557 rakamı ile EGM, 185.561 rakamı ile Adalet Bakanlığı ve 150.957 rakamı ile Diyanet İşleri Başkanlığının izlediği görülmektedir
Cumhurbaşkanlığında ise 479 kadrolu, 787 sözleşmeli olmak üzere toplam 1266 personel kadro/pozisyonu bulunmaktadır. (Gerekçe, 2018)

Örtülü Ödenek

2017 yılında örtülü ödenek giderleri olarak gizli hizmet ile diğer sermaye giderleri tertibinden (1,997 +1,051) toplam olarak 3 milyar TL sarfedilmiştir. (Muhasebat, 2017)

b)-Fonksiyonel Sınıflandırmaya Göre Giderler

2017 yılı bütçe gerçekleşme rakamlarına göre 2018 yılı bütçe giderleri tahminlerinde ortalama %12 oranında artış öngörülmüştür. Savunma hizmetlerindeki (%36) ve genel kamu hizmetlerindeki (25,5) oranındaki artışlar dikkat çekmektedir. Fonksiyonel sınıflandırmaya göre 2017 ve 2018 yılları bütçe giderleri ve toplam giderler içindeki oranları Tablo: 5’de gösterilmiştir.

   Tablo 5: 2018 M.Y. Bütçe Giderlerinin Fonksiyonel Sınıflandırması (Milyar TL)

  2017 BÜTÇESİ 2018 BÜTÇESİ Artış  % 2018/2017
Hizmetin Türü Gerçekleşme Dağılım % Tahmin Dağılım (%)
Genel Kamu 170,5 25 214 28 25,5
Savunma 30,8 4,5 41,9 5,5 36
Kamu Düzeni ve Güvenlik 53,4 7,9 58,5 7,7 9,5
Ekonomik İşler 91 13,4 97,8 12,8 7,4
Çevre Koruma 0,61 0,60 -1,6
İskan ve Toplum Refahı 9,1 1.3 7,1 1 -21,9
Sağlık 35,2 5,2 40,6 5,3 15,3
Dinlenme, Kültür ve Din 13,8 2 13,1 1,7 -5
Eğitim 113,6 16,8 124,3 16,3 9,4
Sosyal Güvenlik ve Sosyal Yardım 159,5 23,5 164,8 21,6 3,3
TOPLAM 677,7 100,0 762,7 100,0 12,5

Not: Küsuratlar yuvarlanmıştır. Kaynak: 2018 Yılı MYBK Tasarısı; Muhasebat MYB İstatistikleri.

Fonksiyonel sınıflandırmaya göre 2018 bütçe giderlerinde en büyük pay, genel kamu hizmetlerine ayrılmıştır. Genel kamu hizmetleri payından sonra sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetler giderleri, 3.sırada da eğitim giderleri payları gelmektedir.

Eğitim hizmetleri için toplam giderlerin % 16,3’ü ayrılmış olmakla birlikte bu payın büyük bir bölümünün personel giderlerine ait olduğu bilinmektedir. Nitekim 124,3 milyar TL eğitim sektörü ödeneğinden, yatırımlara (%11 oranında) 14 milyar TL ayrılmıştır. Diğer yandan kamu idarelerindeki toplam personelin %27’si MEB çalışmaktadır. Bu yüzden MEB personel giderlerinin toplam giderlere oranı diğer kamu idarelerine göre oldukça yüksektir. (Örneğin 2016 yılında MEB’da 896.584’ü EÖHS olmak üzere, toplam 977.893 personel görev yapmıştır. Aynı yıl SGK prim ödemeleri ile birlikte personel giderleri için toplam 60,3 milyar TL  ödeme yapılmıştır. Gerçekleştirilmiş personel giderleri MEB toplam giderlerin % 82’sine karşılık gelmektedir.) (MEB 2016, Faaliyet)

Tablo 6: Ekonomik Sınıflandırmaya Göre 2018 Yılı M.Y. Bütçe Gelirleri (Milyar TL)

  2017  YILI BÜTÇESİ 2018 BÜTÇESİ
Tahmin Gerçekleşme Ger.Oranı (%) Tahmin Artış (%) 2018/2017
1-Vergi Gelirleri 511 536 104,9 599,4 17,2
Gelir 108,9 112,4 103,2 112,7 3,5
Kurumlar 46,2 52,9 114,5 65,8 42,4
Özel Tüketim 136,4 138,3 101,4 146,5 7,4
Dahilden Alınan KDV 57 55,6 97,5 66,0 15,8
İthalden Alınan KDV 83,7 99,6 119 107,8 28,8
MTV 11,3 10,8 95,6 13,6 20
BSMV 13 13,3 102,3 15,2 17
Damga 15,2 15,6 102,6 17,8 17
Harçlar 19,8 19,2 96,7 23,3 17,7
Diğer 19,5 18,3 93,8 20,7
2- Vergi Dışı Gelirler 73,2 71,2  97,3 81,9 11,9
  Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri (Mal/hizmet satışı, KİT ve kamu bankaları, kurumlar kârları, kira vb. gelirler) 17,1 19,7 115,2 20,1 6
Alınan Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 1,5 2,2 146,6 2,8 86
Diğer Gelirler (Faiz/para cezası, kişi ve kurumlardan alınan paylar vb.) 37,5 35,4 94,4 46,5 24
Sermaye Gelirleri
(Taşınır/taşınmaz/menkul kıymet/hisse satışı vb.)
15,4 11,7 76 12 -22
Alacaklardan Tahsilat 1,6 2,1 131 0,45 -41
3- Özel Bütçeli Kuruluşların Öz Gelirleri 9,8 18,9 193 10,8 10,2
4- Düz. Den. Kurum Gelirleri 4,1 4,2 102,4 4,7 14,6
GELİR BÜTÇESİ TOPLAMI                  598,3 630,3 105,4 696,8 16,5

Not: 1-Küsuratlar yuvarlanmıştır.
Kaynak: 2018 Yılı MYBK Tasarısı/Gerekçesi, Muhasebat Gn. Md. MYB İstatistikleri.

2018 yılı bütçe gelirlerinde geçen yılın bütçe tahminlerine göre  %16,5 oranında artış öngörülmüştür. İthalden alınan KDV, Kurumlar Vergisi, MTV, Damga Vergisi, Harçlar ile vergi dışı diğer gelirleri için ortalamanın üzerinde gelir artışı belirlenmiştir. Bu arada sermaye gelirlerinde (varlık satışlarında) azalma olacağı tahmin edilmiştir.

2018 yılı genel yönetim bütçe gelir tahminleri toplamı olan 681,3 TL’nin; % 88’ini vergi gelirleri, %12’sini de vergi dışı gelirler oluşturmaktadır. 2017 yılı bütçe gerçekleşmelerine göre vergi gelirlerinin sadece 176,8 milyar TL’si (% 33’ü) dolaysız (gelir ve servetler üzerinden alınan) vergilerdir (Hazine, 2017). Vergi gelirlerinin % 63 gibi büyük bir bölümünün dolaysız vergilerden elde edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere dolaysız vergiler zengin/fakir ayrımı yapmadan, “zorunlu tüketim maddelerini” de kapsayacak şekilde tahsil edildiği için haksız ve adaletsiz bir uygulamadır.

Nitekim 2018 yılı bütçesinde tahmin edilmiş KDV gelirleri bile, tek başına, Gelir ve Kurumlar vergilerinden tahsil edileceği umulan rakamlara denk gelmektedir. KDV’den sonra bütçe gelirleri içinde 2. sırada yine dolaylı bir vergi olan ÖTV yer almaktadır. Sosyal adalet, gelir dağılımı, vergi adaleti yönünden vergi gelirleri içindeki dolaysız vergilerin payının artırılması gerektiği açıktır.

C- Bütçe Dengesi

2017 yılı bütçesi 47,3 milyar TL net borçlanma ile denkleştirilmiştir.

2018 yılı bütçe ödenekleri ile tahmini gelirler arasındaki 65,9 milyar TL fark da net borçlanma ile karşılanacaktır. Bütçe gelirleri, giderleri karşılamaktan uzaktır.  2017 yılı bütçe gelirleri ile giderlerin %90,4’ü karşılanabilmiştir. 2018 yılında bu oranın % 91,3 olması beklenmektedir.

2017 yılı bütçesinde faiz dışı fazla  9,3 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2018 yılında faiz dışı fazlalık 5,8 milyar TL tahmin edilmiştir. Faiz dışı giderler artış eğilimi gösterdiğinden; faiz dışı fazlalığın son yıllarda giderek küçüldüğü, dolaysıyla borç asıllarından ödemelerin yavaşladığı anlaşılmaktadır.

D- Diğer Konular

Hizmet Bedellerinde Kuruşlu Ücretler

Kamu personeline ek olarak yaptırılacak bazı hizmetler karşılığında kamu personeline verilecek olan ve bütçe kanunlarıyla her yıl yeniden belirlenen ücretler yine sembolik kaldığı görülmektedir. Bu bağlamda;
– Ek ders vermekle görevlendirilen öğretim üyelerine 31,67 TL,
– Konferans vermekle görevlendirilenlere 27 TL aşmamak üzere,
– Fazla çalışma yapan memurlara saat başına 1,97 TL
– Devlet memurlarına  (24 saati geçen geçici görevleri için) kadro/ek göstergelerine göre
38,75 – 51,60 TL arasında gündelik ödenecektir.

Aylık/Harçlık Ödemelerinde Artış

65 yaşını doldurmuş muhtaç/güçsüz vatandaşlara yapılan aylık ödemelerinde kullanılan gösterge rakamlarında; ASPB bağlı merkezlerde bakım ve rehabilitasyonu yapılan yaşlı ve engellilere ödenecek harçlıklara ilişkin gösterge rakamlarında artış yapılarak ilgililerin aylıklarında (katsayı artışı dışında) kısmi iyileştirmeler yapılmıştır. Bu kesime Devletin atıfetinin esirgenmediği görülmektedir. (Tasarı, 2018) 

Kamu İdarelerin Ait Lojman/Sosyal Tesis ve Taşıt Sayıları

Genel bütçe kapsamında kamu idarelerine ait toplam 208.951 adet lojman/sosyal tesis bulunmaktadır. En çok lojman/sosyal tesise sahip kamu idareleri (sırası ile) MSB, EGM, MEB, Sağlık B. ve J. Gn. K. ve Adalet B. dır. Genel bütçe kapsamındaki öbür 38 kamu idaresinin sahip olduğu lojman/sosyal sayısı 24.105’tir.

Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin muhtelif nitelikte 98.852 adet taşıtı vardır. Mevcut taşıtların 44.387’si (% 45 i ) EGM’ne ait olup, 6 personele bir taşıt düş mektedir. EGM’yi MSB ve Sağlık B. izlemektedir. (Gerekçe, 2018)

KAYNAKÇA

2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ve Bağlı Cetveller.
http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/10848,2018yilimybkanunutasarisipdf.pdf?
2018 Yılı Bütçe Kanunu Gerekçesi. http://www.bumko.gov.tr/TR,54/butce-gerekcesi.html
Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü Merkezi Yönetim Bütçe İstatistikleri.
https://www.muhasebat.gov.tr/content/genel-yonetim-mali-istatistik-detayi?tabId=1&pageId=2
2018 Yılı Yatırım Programı (15.01.2018 gün ve 30302 (M) sayılı R.G.)
2018-2020 Orta Vadeli Program.
http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/10807,2018-2020-orta-vadeli-programpdf.pdf?
Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansmanı İstatistikleri.
(https://www.hazine.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri)
ASPB 2016 Yılı Faaliyet Raporu. http://www.sgk.gov.tr/2016FaaliyetRaporu.pdf
MEB 2016 Yılı Faaliyet Raporu.
http://sgb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_03/07172222_2016idarefaaliyetraporu.pdf
Vatandaş Bütçe Rehberi. http://www.bumko.gov.tr/TR,8098/vatandas-butce-rehberi.html
=================================================
Dostlar,

Em. Mülkiye Başmüfettişi Sn. Mahmut Esen‘in büyük bir yetkinlikle ve emekle 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi irdelemesini yukarıda sunduk. Sn. Esen’e çok nitelikli emeği ve paylaşımı için şükran doluyuz. Ülkemizin perişan hallerini üzülerek görüyoruz. Ancak siyaset kurumu – siyasetçiler her zamanki gibi güllük – gülistanlık tablolar çizmekte ve kendinden öncekileri adeta yerin dibine batırmaktadır.

Devlet memuruna 1 saat fazla mesai ücretinin 1,97 TL oluşu ibretlliktir.
Bütçe gelirlerinin % 88’i, 2/3’ü dolaylı – adaletsiz vergi kaynaklıdır. Devletin gelir getiren kamu işletmeleri özelleştirilerek elden çıkarılınca, başlıca gelir kaynağı vergi kalmaktadır. Başlıca sayısal verile aşağıdadır :

2018 bütçe gideri 763 (599’u-%88 vergi!), gelir 697, Açık 66, Faiz 71,6 (%26↑); yatırım 68,8; Sağlık Bak. 37,6; DİB 7,8 (151 bin pers.); SGK 133,5 (2016’da 108); Emn.+Jand. 40,1; Mrk. Yön. borcu 2017 sonu 871,6 milyar (%15↑) TL…

Yatırım giderlerini aşan FAİZ borcu görülmektedir. Faiz dışı fazla (borç ana para ödemesi) 2017’ye göre iyice azaltılmıştır; bu ürkütücüdür.

SGK’nın finansal dengesi bir başka ürkütücü durumdur. Dev bir kara deliktir söz konusu olan. Genel Sağlık Sigortası, ülkemizin ekonomik gücüyle üstesinden gelinemeyecek ölçüde son derece pahalı, verimsiz, bütçe açığı ve borçlanmaya neden olan bir dış dayatmadır ve SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİLDİR! Bu israfçı ve sektördeki sermayeyi zengin eden rant aktarımcı politikaların hızla terk edilmesi zamanı gelmiştir. Genel bütçe kaynaklı, kamu öncülüğünde ve MUTLAKA KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ ÖNCELİKLİ – AĞIRLIKLI sağlık sistemine dönmekten başka çare YOK – TUR!

Sevgi ve saygı ile. 25 Şubat 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com