Hangi anayasal miras?

İbrahim Ö. Kaboğlu

İbrahim Ö. Kaboğlu

Anayasalarımızı, 1921, 1924, 1961 ve 1982 yıllarıyla anarız genellikle;
20 Ocak, 20 Nisan, 9 Temmuz, 7 Kasım tarihleriyle değil.

‘1924 Anayasası’ deriz ama 20 Nisan 1924 tarihini pek az kullanırız. Oysa bir ulusun ortak belleğinin temel taşları olan büyük belgeler, tarihleri ile anılır.

Tıpkı 23 Nisan 2020, 20 Ocak 2021, 24 Temmuz 2023 ve 29 Ekim 2023’ün sırasıyla TBMM, 1921 Anayasası, Lozan Barış Andlaşması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılları olarak kutlandığı gibi, 20 Nisan 2024 de, Cumhuriyet anayasacılığının yüzyılı olarak kutlanmalı.

Bu önem, Anayasa metnine indirgenemez. İçerik her anayasa gibi tartışılabilir; ama önemli olan, konuya anayasal zaman ekseniyle yaklaşmak. Şöyle ki; itici güçleri açısından 1924 Anayasası ve 1924 sonrası yüzyıllık dönemi tartışma ötesinde Cumhuriyet’in 2. yüzyılı Türkiye’si için
nasıl bir anayasal gelecek?

Soruya yanıt, anayasacılık ortak paydalarında:

  • Ulusal egemenlik temelinde demokratik ve laik hukuk Devleti”.

1924 Anayasası, siyasal iktidarın seçimler yoluyla el değiştirdiği bir demokratik süreci yansıtır.

1961 Anayasası, özgürlükçü ve demokratik anayasacılığın tepe yaptığı bir dönem ile örtüşür.

1982 Anaysası’nda 1987 ve 2004 arasındaki değişiklikler, hukuk devleti onarımına denk düşer.

2007-2017 değişiklikleri, anayasal ve siyasal mirası reddetti. Bu, hükümetin ve siyasal sorumluluk düzeneklerinin kaldırılması ile sınırlı olmayıp, Anayasa dışı uygulama ve fiili (eylemli) durumlar ağırlıklı bir kurgudur: Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme (PBDBY).

Yalancı anayasacılık” akımı da, sivil ve yeni söylemler eşliğinde bu dönemde zirve (tepe) yaptı.

Üç soru? ‘Sözde Anayasa’ öncülerinin 19 Mayıs 1919, 23 Nisan 1920 ve 20 Nisan 1924 üzerine “anayasal söylem” leri ne?

20 Nisan: Yüzyıllık kazanımlar, 2. yüzyıla, çağdaş anayasıcılıkla pekiştirilerek nasıl taşınacak?

23 Nisan: 2. Yüzyıl Anayasasının öznesi çocuklar, Anayasa’nın neresinde?

19 Mayıs: Gençleri, hangi anayasal gelecek bekliyor? Genç kuşaklar, anayasal sürece nasıl katılacak?

Bu sorulara yanıt bekleyen çocuklar ve gençler ise, tam tersi yönde işlem ve davranış ile baskılanıyor:

20 Nisan Resmi Gazete: Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), Kur’an Eğitim Merkezleri Yönetmeliği (KEMY) yayımladı. Ne rastlantı!

23 Nisan: Atatürk’ün ulusal egemenlik bayramını armağan ettiği çocuklar, okullarda öğretmen olmayan kişilerin çocuk hakları ile bağdaşmayan ÇEDES kuşatması altında.

19 Mayıs: “ÖğrenciLise eğitimine örgün olarak devam ederken, Kur’an eğitim merkezlerinde verilen eğitim hizmetlerinden faydalananlar” (20 Nisan KEMY, md.4/a).

Görüldüğü gibi ÇEDES ve KEMY’nin amacı din bilgisi değil; çünkü, zorunlu din dersleri 42 yıldır uygulamada.

Hangi DİB? Sekülerleşmeyi, yani Cumhuriyet Anayasacılığının ortak paydası olan dünyevi (laik) hukuk düzeni ve toplumu sakıncalı gören ve Anayasa ihlalini alışkanlık haline getiren bir kuruluş!

Soru       : Anayasa zamanı olarak gelecek kuşaklar, “insan haklarına dayanan demokratik ve laik” bir Cumhuriyet’in yurttaşları mı olacak; yoksa, cemaatler, mezhepler ve tarikatlar kıskacında biat kültürü ile yetiştirilen kindar kuşaklar mı?

Özet        : Cumhuriyet kurucularının 3 Mart 1924 Öğretim Birliği Yasası üstünde temellerini attıkları Anayasal miras (kalıt), yüzüncü yıllarında silinmeye çalışılıyor.

PBDBY kurgusunun yapay koalisyonu Cumhur İttifakı’nın ters kelepçesi altındaki TBMM çoğunluğu, Diyanet Akademisi’ne onay verdi, ama Cemevi’ni ibadethane (tapınç evi) olarak bile tanımadı.

Aynı ittifak, Türkiye ekosistemi üzerinde yıkıcı riskler taşıyan yasaları yürürlüğe koydu.
Anayasa ve kuşaklar ilişkisi gibi Anayasa ve mekan ilişkisi de zedelendi.

  • PBDBY’nin 2. yüzyıla bırakacağı miras: Yağmalanmış bir ülke!

Yürürlükteki Anayasayı ihlal (çiğneme) yarışında olanların sahte Anayasa söylemlerine aldanmayacakları umuduyla, bütün çocukların Ulusal Egemenlik bayramı kutlu olsun!
********
Önceki ve Sonraki Yazılar
Seçim sonuçları ve Kurtulmuş’un Sivil Anayasası
İbrahim Ö. Kaboğlu Arşivi

3. CEZA DAİRESİ ve KESİN HÜKÜM YOKLUĞU, 05 Ocak 2024 
OHAL sona eriyor mu? 09 Mayıs 2023

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir