Etiket arşivi: Levent Kırca

Taklitler, mukallitler…

Zafer Arapkirli
Zafer Arapkirli
Cumhuriyet, 08 Ekim 2021

 

Yurdum insanının en sevdiği amatör uğraşlardan biri şiir yazmak, diğeri de taklit yapmaktır. Şive taklidi, ama ille de ünlülerin taklidini yapmaya bayılırız.

Ve ilginçtir… “Ünlüler” derken, on yıllardır “ünlü” ve hatta “güçlü” siyasetçilerin taklitleri, en revaçta olanlarıdır.

Mesela, bu topraklarda yaşayan herkes, hayatının bir aşamasında mutlaka Zeki Müren ya da Süleyman Demirel taklidi yapmıştır. Gençler, yani 30 yaşın altındakiler belki bilmez ama bu ülkede 40 yılı aşkın bir süredir “en güçlü adam” konumundaki merhum Demirel, taklidini yapanlara kızmaz, hatta gülerek izlerdi bile. Yılların acar muhabiri sevgili meslektaşım Musa Ağacık, bu konuda yani “Baba taklidi” konusunda “eline su dökülemeyecek” büyük bir yetenektir. Demirel’in kendi huzurunda bile, defalarca taklit yapmıştır.

“Bakınızbensizebişiisööliim…” diye başlayan Demirel replikleri en sevdiklerimizdendi.

Aradan geçen yıllarda siyasetin rengi de, kokusu da, doğası da maalesef negatif anlamda değişti. Bugün, muktedirin taklidini yapmak değil, bunu aklından geçirmek bile neredeyse suç sayılacak. Adamın aklını alırlar vallahi.

Ama halk bu… Yine bir yolunu bulup bu toprakların adeta “genlerine işlemiş” yeteneğine gem vurdurmuyor. Son haftalarda birkaç örneğini gördük. Bazı ilk ve ortaöğretim okullarında “sınıf başkanlığı seçimi” sırasında, küçük yetenekler “Seçim rüşveti olarak çay dağıtma” sahneleri oynayıp videoya çektiler ve paylaştılar.

Güldük. Eğlendik. Ve tabii ki şapka çıkarttık, çocukların bu yetenek ve cesaretlerine.

Her ne kadar Milli Eğitim yetkilileri çocukların bu hoşluklarına medeni seviyede bir tolerans göstermeyi kendilerine yedirememiş ve soruşturma başlatmış olsalar da millet o çocukları vicdanında çoktan ödüllendirdi bile.

Ama, şunu da not almadan geçmeyelim.

O ufacık öğrenci çocukların gösterdiği cesareti, keşke sahneye veya ekrana her çıktığında “zrilyonlarca” para kazanan, özel uçaklar ve mülti milyonluk villalarda “Dolce vita” tatlı hayat yaşayan anlı şanlı komedyenlerimiz de gösterebilselerdi.

Biri de çıkıp Cumhurbaşkanı, Başbakan, bilmem ne bakanının taklidini yapıp, milletten alkış almayı deneseydi. Benim de pekâlâ yapabileceğim Fatih Terim ve Bülent Ersoy taklidi yapmakla yıllardır idare ettiler durumu. Laz şivesi, Kürt şivesi, Roman şivesi filan. Kolay değil mi?

Rahmetli Levent Kırca’yı tenzih ederim. Bir tanesinin yüreciği “Yau Bay Kemal!.. Bi defa, sen ne anlarsın bu işlerden yauu” diye başlayan bir tirajla, kitleyi gülmekten kırıp geçirmeye yetmedi ya.

Bunu da tarih, iri puntolarla ve ibretle not almıştır.

Kavga değil, bedelsiz aşı istiyoruz!

Emre Kongar
Emre Kongar18 Aralık 2020, Cumhuriyet
ekongar@cumhuriyet.com.tr

Kavga değil, bedelsiz aşı istiyoruz!

Artık herkes, siyasetteki bu kavgacı, suçlayıcı, dışlayıcı, bölücü, azarlayıcı dilden bıktı:
Örneğin koronavirüs salgını ile ilgili şeffaf ve doğru bilgi istiyorsunuz… Bu istek karşılığında, ya gerçek olmadıkları belli birtakım birbirini tutmaz bilgilere ya da siyasal kavga söylemlerine ve hatta ihanet suçlamalarına muhatap oluyorsunuz!

Benim de çok karşı olduğum siyasetteki bu kavga diline örnek vermek için, Yılmaz Özdil’in “Parodi” başlığıyla, sevgili Levent Kırca üzerinden yazdığı mizahi ama belgesel bir eleştiriyi, aşağıya alıntılıyorum.
***
Ayyaş” diyor.
İsmet İnönü’ye “Hitler” diyor.
CHP’ye “geçmişi lekeli” diyor.
Tezek” diyor.
Cibilliyetsiz, sicili bozuk” diyor.
Kanalizasyon çukuru, çöplük, pislik” diyor.

Siyasi rakiplerine “soysuz, kirli dudaklı, terörist, ahlak yoksunu, siyasi sapık, bahtsız bedevi, tinerci, çirkef, vampir, kan emici, ırkçı, kafatasçı, faşizm bunların ruhuna işlemiş, darbeci, cüce, ağzından salyalar akıyor, vatan haini, alçak, adi, ezanımızı hazmedemezler, evladı yok bunun aile nedir bilmez, maymun, namert, namussuz, zerdüşt, ateist, iblisin yolundan yürüyenler, nekrofiller, ölü seviciler, bunlar nebbaş, bunlar mezarlık soyguncusu, şerefsiz, haysiyetsiz, müptezel, hasta kafa, contaları yakmış, şizofren tip, kudurmuştan beter, zavallı kemirgen, soytarı, beyinsiz” diyor.

“Hayır diyen darbecidir” diyor.
Okullarımızda Andımız’ın okunmasını isteyenlere “azgın azınlık” diyor, “histeri” diyor, “psikiyatrinin konusudur” diyor.
Ulan” diyor.
Be” diyor.
Profesör müsveddesi” diyor.
Sözde profesör” diyor.
“Aydın müsveddeleri, cahiller” diyor.
Öğretmen kılığında insan müsveddeleri” diyor.
“Eğitim için Batı’ya gidenler ajan oluyor” diyor.
Gazetecilere “akbabalar, tasmalılar, maaşlı şarlatanlar, terörist, ajan” diyor.
Bekir Coşkun’a “kaleminden pislik akıyor” diyor.
Mine Kırıkkanat’a “provokatör, kin ve nefret kusuyor” diyor.
Fatih Portakal’a “mandalina mıdır narenciye midir nedir, ahlaksıza bak, millet enseni patlatır” diyor.
Benim için “insan müsveddesi, sürüngen” demişti.
Karakteri bozuk şehit babaları var” diyor.
Ananı da al git” diyor.
Heykele “ucube” diyor.
Baleye “belden aşağı” diyor.
Tiyatroculara “despot” diyor.
Feministlere “bizim dinimizle senin ilgin yok” diyor.
Afedersin çok daha çirkin, Ermeni diyenler oldu” diyor.
Bunlarda yalan var, iftira var, fitne var, fesat var, bunlar Şiayı geçmiş vaziyette, Şia bunların eline su dökemez” diyor.
“Çankaya, Beşiktaş, Kadıköy, Şişli, buralardaki seçmen profili Türkiye pastasının kaymağını yiyen kesimden oluşuyor, Türkiye yansa bunların umurunda değildir” diyor.
Varlığıyla onur duyduğumuz Metin Akpınar’a Müjdat Gezen’e “sanatçı müsveddeleri, zehirli, alçak zihniyet, imansızlar” diyor.
Gelmiş geçmiş tüm siyasi tarihimiz boyunca “bana hakaret ediyorlar” diyerek, kendi vatandaşlarını en çok mahkemeye veren kim?

Levent Kırca.
***
Ben, kimseye “hain” bile diyemeyen, örneğin bu vatana, bu millete gerçekten ihanet etmiş, Atatürk ve arkadaşlarının idam fermanını imzalamış, sonunda İngiltere’ye sığınarak, bir İngiliz savaş gemisiyle ülkeden kaçmış olan Vahdettin’e bile “hain” diyebilmek için sekiz defa yutkunan bir insanım.

O nedenle sevgili Yılmaz Özdil’in yazısında örneklerini verdiği dili hiç kullanmadığım gibi kendimi de bu dilin dışında tutmaya, bu dile muhatap olmamaya çalışıyorum.

Şimdi çok masum bir isteğim var:

  • İngiltere, ABD gibi ülkelerin uygulamaya başladıkları COVID-19 aşısının Türkiye’de de elbette başta sağlıkçılar olmak üzere, risk grupları da dikkate alınarak, bütün halka BEDELSİZ OLARAK yapılmaya başlamasını ve bu konuda kamuoyunun aydınlatılmasını istiyorum.

LÜTFEN İLGİLİLER BU MASUM İSTEĞİME, BENİ DE BU UTANDIRICI SİYASET DİLİNE MUHATAP ETMEDEN YANIT VERSİNLER!

(Önemli not: Bu isteğim kişisel de olabilirdi ama değil! Ben COVID oldum ve iyileştim, altı aylık bağışıklığım olduğu söyleniyor.)

Hüsnü MAHALLİ : LAMI CİMİ YOK

LAMI CİMİ YOK

portresi

Hüsnü MAHALLİ
YURT Gazetesi
, 27.10.2016

Suriye’ye destek veren İran’ın etkin olduğu Bağdat’a kızan ve başından beri IŞİD, Nusra ve benzeri Sünni örgütlere destek veren bölgenin Sünni iktidarları 9 Haziran 2014’te IŞİD’in Musul ve diğer kentleri işgal etmesinden büyük sevinç duymuştu. Şimdi aynı ülkeler ve özellikle Türkiye Musul’un kurtarılmasına kızıyor.
Gerekçe aynı: Şii İran destekli Şii Irak Ordusu ve Şii gönüllüler Sünni Musul’u Şiileştirecek.
Acayip bir mantık. Geri kalan her şey teferruat.
Yani Musul ile ilgili duyduğunuz ya da okuduğunuz hemen hemen her şey yalan ya da algı operasyonuna dönük. Hızla bakalım:
TSK 24 Ağustos’ta (AS: 2016) başta ÖSO olmak üzere birçok terör örgütüyle Cerablus’a girdi.
Hedef ‘IŞİD’in el-Bab ve PYD’nin Menbiç kasabası’ denildi. IŞİD ve PYD birbirine düşman.
Ankara her ikisinden gıcık alıyor. ABD ve müttefikleri PYD’yi seviyor. Fırsat bu fırsat PYD ve IŞİD orada duruyor. Tam bu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan Lozan’ı tartışmaya açtı. Sonrasında Misak-ı Milli sınırları. Yani ‘Halep ve Musul bizim’ modu. ‘Misak-ı Milli’de Batı Trakya da bizimdi’ ama oradan söz eden yok. Cesaret ister. Varsa yoksa Müslümanlar Müslümanlar’ı kırsın.
Yandaş medyanın palavracı hamaset manşetleri işin ne denli laçka olduğunu yeterince kanıtlıyor. MHP lideri Bahçeli de dünkü grup toplantısında kendini bu hamasete  kaptırmış olacak ki Osmanlı’nın bütün topraklarına talip oldu.
Türkiye içi bu tartışmalar bölge ve dünya medyası ve siyasal çevreleri tarafından şaşkınlıkla izleniyor. Batıda bazı çevreler ve İsrail bu süreçten çok mutlu.
Araplar; Türkler, Acemler, Kürtler, Şiiler, Sünniler, Aleviler, Ezidiler ve diğerleri birbirini kırsın biz de rahat edip zengin olalım modundalar. Bir düşünün bütün dünya IŞİD, Nusra ve benzeri ruh hastası tiplerle uğraşıyor. Emperyalist ülkeler ve onların bölgesel işbirlikçilerinin Alevi Esad’dan kurtulmak için yarattığı canavar yaratıklar. Söylemde değişiklik olabilir ama özünde ideoloji ve amaç aynı.
Bölgenin Sünni kral, emir ve şeyhleri ve onların emrindeki binlerce din adamı ve onların etkisindeki  yüz milyonlarca sosyal medya hesabı bu işten çok memnun. Kafalar, vicdanlar ve ruhlar beton.

Suriye’yi bir yana bırakalım dönelim Musul’a. Irak ve bölge medyasını özetleyerek:
Musul operasyonu henüz başlamadı. Bu operasyon aylarca sürebilir çünkü IŞİD bin kadar intiharcı ile şehri savunmaya hazırlanıyor. Üstelik şehrin bütün köprüleri, yolları ve önemli merkezleri mayınlanmış.

Irak Ordusu belli bir plan çerçevesinde  hazırlıklara ve operasyonlara devam ediyor.
Şii gönüllüler olası tüm gelişmeleri karşılamak üzere birçok bölgede hazır durumda bekliyor.
IŞİD, Musul dışında da etkinliğini sürdürüyor.
Başika’daki Türk askeri iki adet top atışı dışında operasyonlara hiç katılmadı. 
Uçaklar henüz uçmadı. Başika’daki Türk askerinin amacı Musul’da bulunan Türk kökenli iki bin IŞİD’çiyi kurtarmakmış. Başika’yı kuşatan 20 bin kadar Peşmerge’nin yarısı Barzani’ye diğer yarısı Talabani’ye bağlı. Bunlar birbirine güvenmez. TSK Barzani’ye bağlı olanlarla işbirliği yapıyor çünkü her iki taraf PKK ve PYD’ye karşı.
PKK ve PYD Musul’un batısında yani Suriye sınırına yakın bölgelerde güçlü.
Örneğin Mahmur, Duhok, Şangal, Sincar ve Şii Türkmenler’in yaşadığı Telafer çevresinde.
Başka yerlerde de varlar. Örneğin Kerkük bölgesinde.

Musul’dan çok uzakta bulunan Kerkük saldırısını gerçekleştiren 100 kadar intiharcı IŞİD’çinin kente sızması tüm Irak’ta güvenlik sorununun ne denli ciddi olduğunu kanıtlıyor. Bazı Peşmergeler IŞİD ile işbirliği yapmış. Bu durum karşısında şaşkına dönen Irak ordusu ve Peşmerge, İran Devrim Muhafızları komutanlarından Kasım Süleymani’den yardım istedi. Özellikle Halep’te Suriye Ordusu’na da yardım eden Süleymani önceki gece aniden Erbil’e geldi. Yani Mesut Barzani Türk generallere değil İranlılar’a güveniyor. Bunu bilen Tahran Ankara’dan farklı olarak her şeyi yaygarasız sakin bir şekilde izliyor ve attığı her adımdan sonuç alıyor. “Bir zamanlar dünyanın şu kadarı bizimdi..” hiç demiyor!
Örneğin Bağdat merkezli ve Irak, Suriye, Rusya ve İran’ın katıldığı IŞİD’e karşı ortak istihbarat kurulu çok iyi çalışıyor. Musul operasyonu Suriye’de IŞİD, Nusra ve diğer gruplara karşı sürdürülen mücadeleden ayrı düşünülemez.
Suriye’de Alevi Esad’a karşı mücadele eden bu gruplara destek veren uluslararası ve bölgesel ülke ve güçler nasıl olacak da Irak’ta Şii Abadi ve İran düşmanı IŞİD’e ve onun destekleyicileri yerel Sünni aşiretlere karşı savaşacak?
Sorun bir ideoloji sorunudur. IŞİD, Nusra ve diğerleri belki yok edilebilir ama bu anlayış çok geniş tabanlara yayılmıştır. Türkiye’de belki henüz değil ama Müslüman ülkelerin büyük bölümünde bu ideolojik tartışma ve izler çok tehlikeli boyutlarda.
Özetle Musul ve Musul’a bağlı her şey giderek çok daha karmaşık bir hal alıyor. Bu konuyla ilgili olarak çok ilginç  ve bir o kadar tehlikeli hikâyeler anlatılıyor. Türk medyasında bunları anlayacak ve anlatacak hiç kimse yok. Varsa yoksa Lozan, Misak-ı Milli, Osmanlı ve içi boş hamasi söylem ve tartışmalar. Üç ay öncesinde Putin’e söylemediğini bırakmayanlar şimdi onu ‘en büyük Türk dostu’ olarak kendi yandaşlarına takdim ediyor.

Zavallı insanlar hangi söyleme inanacaklarını bilmiyor ya da artık umursamıyor. ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan ne derse doğrudur’ modundalar. Dışarda herkes Erdoğan’ın ne yapacağına bakıyor. Ankara
– Ya  2011 sonrasındaki tüm politikalarından vazgeçer  ve coğrafyamız kurtulur
– Ya da 2011 sonrasında kapıldığı mezhepsel içerikli hilafet ve saltanat hayalleriyle kin, nefret ve kan politikalarına devam eder.
Ya savaştan ya da barıştan yana olacaksınız. Ben olsam barıştan yana olurum. Çünkü benim çağ dışı, ilkel, bağnaz kral, emir ve şeyhlerle çetrefilli ve cukkalı alakam yani ilişkim yok. Çünkü ben ruh hastası, sapık ve katil sürülerini çok iyi tanır ve onların ‘özel ama defolu üretim’ olduklarını bilirim.

Bu işin lamı cimi yok. Hele şakası hiç yok.
Beş yılda yaşananlar ortada. Yetmiyorsa 15 yıl daha alın.
Ama sonunda akrep sizi de sokar. Adamlar dostunuz Fetö’ye de benzemez!
Vallahi de billahi de ben sizi düşünüyorum.
====================================

Çooook teşekkürler değerli yazar Hüsnü Mahalli..
Sabır, sebat ve yüreklilikle acı gerçekleri yazmaya, kamuoyu ve iktidarı aydınlatmaya, uyarmaya devam… Asla boşa değil..

Merhum Levent Kırca‘nın dediği gibi sabırlı olmak ve enerjinizin etkili olmasını beklemek gerek.

Bu son yazınızı yarım saat önce 41 bini aşkın insan internetten okumuştu. Gazeteden okuyanlar da var.. Hiç de fena sayı değil.. Pek çok gazetenin tirajından fazla..

Durmak yok, yola devam.. Çarpıcı gerçekleri kavramak öyle kolay değil. Pek çok ısrarla yinelemek gerek. İnsanın doğası böyle..

Sevgi ve saygı ile.
27 Ekim 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

GÜLE GÜLE ÇAĞDAŞ NASREDDİN HOCA


GÜLE GÜLE ÇAĞDAŞ NASREDDİN HOCA

portresi

 

Av. Hüseyin Özbek
(İstanbul Barosu Genel Yazmanı)
 

Geleneksel Türk mizahının son büyük temsilcisini uğurladık. Hayal perdesinin Karagöz’ü, Ortaoyunun Kavuklu’su, masal dünyamızın Keloğlan’ı, kolektif dehamızın simgesi
Hoca Nasreddin’i geçmişten günümüze taşıyan o büyük sanatçı artık yaşamıyor!

Mizah egemenler karşısında ezilen halkın kimi kez savunma kalkanı, kimi kez de saldırı mızrağı olur. Halkın ortak dehasının, kolektif yaratıcılığının, derin bilinçaltının, geçmişi geleceğe taşıyan ortak kültürünün çok önemli bir ögesidir.

Levent Kırca, Türk halkının kolektif mizah kodlarını, neye gülüp neye ağladığını,
neyi benimseyip neyi dışladığını bilen adamdı. Geleneğin günümüzdeki kopyacısı olmanın
çok ötesindeydi. Geleneği günümüze taşıyıp, çağdaş ölçülerde yeniden üreten,
harmanlayan adamdı.

Hayal perdesinden aramıza fırlayıverip, hepimizin ortasında seyirlik oyununu icra etmeye başlayınca Karagöz Kavuklu’ya, Hacivat Pişekar’a dönüşür. Patavatsız Kavuklu ile
dişi konuşan Pişekar’dan oluşan iki ana karakterin sentezinden ise Levent Kırca çıkar!

Anadolu’nun en ücra köyünden, metropol kentlere dek her hanenin kapısından teklifsiz giriveren bu sevimli adamı halkımız yıllarca gönlünün baş köşesine konuk etti. Yıllar boyu haftanın
tez bitip, Olacak O Kadar programının yeni bölümünün ekrana gelmesini iple çeker oldu.

Halkın karşılıksız gönülden sevgisini kazanmak kolay değildir. Batı’nın stand up’ının,
kakara kikirisinin, sabun köpüğü gibi sığ esprilerin, yapıldığı an uçuveren, akılda kalmayan taklit şovların dışında bir adamdı. Halkın ne istediği bilen halk adamı, halkın sanatçısıydı.

Mizah yaptığını sanan kimi sanatçı karikatürleri gibi gülme efektlerine ihtiyacı yoktu.
Şekli şemali, vücut dili, bakışı, yüzünü kullanması, sanat dehasıyla birleşen mimikleriyle doğuştan gelen mizah dehası bizleri kahkahadan kırmaya fazlasıyla yetiyordu.

Levent Kırca’yla birlikte Çağdaş Hoca Nasreddinimizi, Kavuklumuzu, sevimli Karagözümüzü yitidik. Hepimizin başı sağ olsun!
Güle güle Nasreddin Hoca,
Güle güle Kavuklu!
Güle güle Keloğlan!
(16 Ekim 2015)

====================================

Dostlar,

Levent Kırca üstadı birkaç günde anıp unutmayalım diye,
Sayın Av. Hüseyin Özbek dostumuzun güzelim yazısını biraz geciktirerek sunuyoruz..

LEVENT_KIRCA'nin_OLUMU-1_12EKIM2015

O’nu –Levent Kırca‘yı elbette!- daha şimdiden özledik..
Yeri dolmaz ama bu kadim Anadolu halkı da bir çaresine bakar..

Sevgi ve saygı ile.
28 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

DİSK – KESK – TMMOB – TTB yöneticilerine…

 

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in…
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK’in…
Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği TMMOB’un…
Ve Türk Tabipleri Birliği TTB’nin o alanda ne işi vardı?
PKK’nın siyasi kanadı HDP’yle neden kol kola girdiler?
Neymiş, savaşa tepki gösteriyorlarmış, barış istiyorlarmış!
Hadi oradan Allah aşkına! Çocuk mu kandırıyorsunuz?
***
Eğer samimiyseniz; barışı kimden istediğinizi de söyleyin o zaman…
Ya da dilinizin altındaki baklaları çıkartın; oyunu “delikanlı” gibi açık oynayın!
Bugüne kadar bir kez olsun PKK’yı eleştirebildiniz mi?
Bu örgün bir katiller topluluğu olduğunu söyleyebildiniz mi?
“Derhal silah bırak PKK” diyebildiniz mi?
Hayır…
Tek yaptığınız şey; ülkeyi bölmek isteyen bu terör örgütüne askerin, polisin aynı yöntemle
yanıt verdiği günlerde; onların yasal temsilcisi HDP ile kol kola girip “Barış istiyoruz” diye çığlık atmak.
Barış istiyorsanız; önce yumruk atanı durdurun beyler;
o yumruklardan korunmaya çalışanı değil…
PKK, Dağlıca’yı basıp onlarca askerimizi öldürdüğü zaman neden ortalıkta yoktunuz?
Polislerimize pusu kurulduğu günlerde neredeydiniz?
Sivil vatandaşlar katledildiğinde niçin susuyordunuz?
“Barış güvercinliği”niz neden böyle günlerde hiçbirinizin aklına gelmiyor da…
Hep terör örgütü dayak yemeye başladığında devreye giriyorsunuz?
***
DİSK’in…
KESK’in…
TMMOB’un…
Ve TTB’nin başkanları, yöneticileri…

Yöneticisi olduğunuz meslek örgütlerini HDP’nin çiftliği haline getirdiniz!
Kim bilir; belki safsınız, kandırıldınız… Belki de size verilen rolü seve seve oynuyorsunuz…
Solculuk; her türlü etnik ve dinci siyasete “Hayır” demeyi gerektirir…
Siz ise Kürtçülük üzerinden siyaset yapan HDP’nin ve
onun silahlı örgütü PKK’nın maşası haline geldiniz.
Bu yüzden, solculuk, sosyalistlik ayağına yatmayın; yemeyiz…
***
Kısacası… Barışa değil; ayrışmaya hizmet ediyorsunuz.
Meslektaşlarınızın size verdiği yönetim yetkisini, “ülkeyi bölmeye çalışanlar”ın yanında
yer alarak kötüye kullanıyorsunuz.
Eğer haksızsam…
Eğer sizi boş yere suçladığımı düşünüyor ve iddia ediyorsanız…
Hemen bir basın bülteni yayınlayın ve beni kınayın…
Bunu yaparken de…
“PKK şiddetine karşı olduğunuzu…”
“PKK’nın işlediği cinayetleri lanetlediğinizi…”
“Bu terör örgütünün cinayetlere ve katliamlara hemen son vermesi gerektiğini…” haykırın.
***
Eğer bunu yapamıyorsanız…
Ben haykırıyorum:
Hepiniz katillere yardım ve yataklık yapıyorsunuz!
Sözüm ona “Barış” diyorsunuz ama mağdurun elini tutarak, saldırgana hizmet ediyorsunuz!
Gerçekten barışçı, masum üyelerinizi de aldatıyorsunuz!
Yani… Kirlisiniz beyler…
Ve tarih elbette bir gün sizden de hesap soracak!

**********

MİT BÜTÇESİ!
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın 2016 bütçesi bu yıla göre %36.3 artırılarak 1 milyar 636 milyon 803 bin liraya çıkarılmış…
Bu MİT yıllardır PKK’nın bir tane bile üst düzey yöneticisini paketleyip Türkiye’ye getiremedi.
Suruç’taki, Diyarbakır’daki ve son olarak da Ankara’daki patlamaların bilgisini önceden alamadı, faciaları önleyemedi.
MİT Müsteşarı’nın yaptığı tek şey AKP iktidarı adına “açılım süreci”ni yürütmek ve İmralı’da eli kanlı terörist başıyla sohbet etmek…
İyi de emekliye, yetime, dula %5 zam yapılırken hiçbir işe yaramayan bu kurumun ödeneği neden %36 artırılıyor? Yoksa MİT Müsteşarı için İmralı’ya saray mı kuruluyor?

**********

GÜNÜN SORUSU
Sorum Ankara’daki, katliama dönüşen “Barış Mitingi”ni düzenleyen HDP, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB yöneticilerine:
O gün mitinge katılanların elinde neden bir tane bile Türk bayrağı yoktu?
Bu, düzenleyiciler kurulu olarak ortak kararınız mıydı?
Yanıtınız “Evet” ise, neden böyle bir karar aldınız?

**********

Levent Ağabey’in ardından dökülen timsah gözyaşları!
Ölenlerin arkasından dökülen timsah gözyaşlarından nefret ediyorum.
Levent Kırca’yı yitirdik ya şimdi herkes O’nun ne denli büyük, değerli, onurlu vs.
bir sanatçı olduğunu söylüyor, yazıyor.
İyi de Levent Ağabey yaşarken neredeydiniz timsah beyler ve hanımlar?
Örneğin tiyatrosunu yeniden canlandırmak için tırnaklarıyla kazırken neden destek olmadınız?
Neden telefonlarına çıkmadınız?
Kanallarınızda program yapmasına neden izin vermediniz?
“Olacak O Kadar” dan neden korktunuz?
Neden “vebalı” muamelesi yaptınız bu “büyük, onurlu, değerli” sanatçıya?
***
Levent Kırca yaşasaydı; bugün sizin kendisi hakkında yazdıklarınıza ve söylediklerinize bakar, koca bir “Ha….tir” çekerdi… Onun yerine bu görevi ben üstleniyorum:
Hassss….tirin! Çünkü hepiniz riyakarsınız!

**********

156+141
Abdullah Gül’e söylemek istediklerinizi yazıp mustafa0mutlu@gmail.com’a gönderin, yayımlayayım. Bugün sıra Aydın’dan Ahmet Eren’de:
“Abdullah Bey…
Susmak kabullenmekten gelir…
Susmak kabullenmekten gelir…
Susmak kabullenmekten gelir…
Anladınız mı? Yoksa 3 kez daha tekrar edeyim mi?”

**********

GÜNÜN İSYANI
Başbakan Ahmet Davutoğlu dün eşiyle birlikte Ankara Katliamı’nın yapıldığı yere giderek
dua etmiş, karanfil bırakmış… İsyanım kendisine:
Sen ne imamsın ne de sivil toplum örgütü yöneticisi… Sen Başbakansın! Sana düşen ilk görev, böyle katliamların olmasını engellemek; ikincisi ise olduktan sonra katilleri bulmak…
Bu tür cinayetleri ve katliamları bari siyasal şovlarınıza alet etmeyin!

=======================================

Yüreğine sağlık Sayın Mustafa Mutlu…

Biz de benzer bir içeriği, Sayın Mutlu’dan önce EĞİTİM SEN‘in web sitesinde yer verilen bir metne karşılık olarak yazmıştık. Bir bölümünü aşağıya alıyoruz.. Tümünü ise verdiğimiz erişkeden çağırabilirsiniz..

– http://ahmetsaltik.net/2015/10/12/egitim-sen-ankaradaki-katliamin-ve-olumlerin-siyasi-sorumlulari-bellidir/

*****
…….

“İNADINA BARIŞ – HEMEN ŞİMDİ” 
kulağa hoş gelen bir retorik..
Ama semantik hata yüklü, sakat, hedef saptırıyor bilerek ya da bilmeyerek..
Bu kafa karışıklığı mutlaka aşılmalı, emperyalizmin kucağında oturarak – onunla silahlı ittifak yaparak başarılamayacak tek iş, bir halka – etnik kümeye özgürlük – bağımsızlık sağlamaktır..
Ham hayalleri bırakalım..

Yazık oluyor ülkemize ve insanımıza..

Ve dışardaki kan içicilerle yerli işbirlikçileri bu alçakça tuzaktan nemalanıyor ey Kürt ve Kürtçülük yapan kardeşler, entel – dantel enternasyonel ama önce ulusal olamayan solcular.. duydunuz mu, anladınız mı, duydunuz mı, anladınız mı, duydunuz mu, anladınız mı??…….

AKP’ye vurmak yeter mi? O da taşeron ve proje partisi değil mi?
BOP Eşbaşkanı değil mi bu partinin kurucusu 12 yıl Başbakanlık yapan RTE!

  • Asıl sorun PKK’yi silahlandırarak üzerimize süren emperyalizm değil mi, değil mi??

Eyyy ĞİTİM-SEN, DİSK, TMMOB, TTB, KESK… bunu görmez misin sen???

******
Sevgi ve saygı ile.
16 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

 

‘Yargıtay Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığını acilen göreve davet ediyoruz’


‘Yargıtay Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığını acilen göreve davet ediyoruz’

Tutuklu asker yakınlarının 78’inci kez çığılık attı.

“Sessiz Çığlık”ın bu haftaki konukları 6 yıldır tutsak edilen ve kısa süre önce tahliye olan adlardı.

Sessiz_Ciglik_78._Eylem_Dogu_Princek_Levent_Kirca

Tutuklu asker aileleri 78’inci kez “Sessiz Çığlık” eylemi yaptı.
Yurttaşlar, Yargıtay Başsavcılığı
ve Adalet Bakanlığına seslendi.
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek
, Silivri’deki 6 yıllık tutsaklığın ardından ayağının tozuyla eyleme katıldı,

“Tutuklu yurtseverlerimizi içeride bırakmayacağız” dedi.

Eyleme Ergenekon davasından tahliye olan Emekli Tuğamiral Alaattin Sevim,
İşçi Partisi İstanbul Belediye Başkanı Adayı Levent Kırca,
İşçi Partisi Şişli Belediye Başkanı Adayı Ümit Ertaç Zileli ve
MHP Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Burhan Akdağ da katıldı.

Ankara’daki Sessiz Çığlık eyleminin bu haftaki konuğu ise
Öcalan’ı sorgulayan komutan Emekli Albay Hasan Atilla Uğur’du.
(Görüntü kaydı için lütfen tıklayınız..)

http://www.dailymotion.com/video/x1iw1ne_yargitay-bassavciligi-ve-adalet-bakanligini-acilen-goreve-davet-ediyoruz_news?start=41 

Uğur, Ergenekon davasındaki tahliyeleri ayağa kalkan halkın sağladığını belirtti.
Sıranın Balyoz tutsağı komutanlarda olduğunu söyledi.

Sessiz Çığlık eylemleri İzmir, Antalya ve Muğla’da da yapıldı.

2012-12-13 09.18.46

13 Aralık 2012’de Silivri zindanı duruşma salonu önündeyiz..

Fenerbahçeliler ve Yurtseverler Anıtkabir’e Sığmadı!


Fenerbahçeliler ve Yurtseverler Anıtkabir’e Sığmadı!
23 Mart 2014 günü Anıtkabir ziyaretçi sayısı 1 milyon 80 bini aştı!
Rekor 10 Kasım 2013’te 1 milyon 90 bin olmuştu.

Fenerbahçeliler coşku ve kararlılıkla Ata’nın huzuruna çıktı :

“SENİN ESERİN OLAN BU NESİL: KİMSENİN ESİRİ OLMAZ!”

Fenerbahçe camiası bugün (23.3.14) taraftarın eşliğinde
Anıtkabir’de Ata’nın huzuruna çıktı.
Fenebahceliler_Anitkabir'i_doldurdu_23.3.14Anıtkabir’de tarihsel günlerden biri yaşandı. Ankara Fenerbahçeliler Derneğince “Türkiye İçin Adalet Fenerbahçe için adalet” sloganıyla düzenlenen organizasyonda Fenerbahçeli taraftarlar Anıtkabir’de Ata’nın huzuruna çıktı.

Başkan Aziz Yıldırım ile yöneticilerin de yer aldığı organizasyona çeşitli illerden gelen dernek üyeleri ve çok sayıda yandaş katıldı. Yürüyüşte
– Vardiya Bizde grubu ile
CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal,
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu,
– İşçi Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Levent Kırca da yer aldı.

Ellerine Türkiye ve Fenerbahçe bayraklarını alan çok sayıda taraftar,
Anıtkabir’de toplandı. Yürüyüş saat 14.00’te Aslanlı yoldan başladı.
Anıtkabir’de dev Fenerbahçe bayrağı açıldı.
Katılımcılar, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganlar attı.

Binlerce Fenerbahçeli’nin katıldığı yürüyüş Aslanlı Yol’dan başladı.
Aziz Yıldırım’ın mozoleye çelenk konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Yürüyüşün sonunda Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, şeref defterini imzaladı. Yıldırım, deftere şunları yazdı:

Fenerbahce_Baskani_Aziz_Yildirim_Anitkabir_defterine_yazdi_23.3.14

Sevgi ve saygı ile.
24 Mart 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

AFET ILGAZ : KIYASLAMA


Dostlar,

Değerli site okurumuz Sayın Duran Aydoğmuş, 2 önemli yazı göndermiş.

22.05.2008 Ankaraİlki Sayın Afet Ilgaz‘dan ve aşağıda sunuyoruz.

2. si ise üstad Levent Kırca‘dan.. Özellikle yakın dönemin gerici dönüşüm adımlarının tarih sıralaması ile (Kronolojik). Son derece öğretici, düşündürücü ve uyarıcı..

YORUMSUZ İki Önemli Yazı :

 

İlk yazı      : Afet ILGAZ’dan (Kıyaslama)
İkinci yazı : Levent KIRCA‘dan (Türkiye’nin mevcut ve yakın geçmişteki profili
kronolojik sıra ile verilmiş).
 
Duran Aydoğmuş
**********

Teşekkürler Sn. Aydoğmuş..

Sevgi ve saygı ile.
3 Mart 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=========================================

  • Atatürk dönemine ve ilkelerine dönmekten başka çaremiz yok!
KIYASLAMA

portresi..


Afet ILGAZ
 
Ekranlara bakıyorum da iki yaşlı adam ve birçok kalabalık, bir de sözcüler, yorumcular… Konu 12 Eylül.
Biz o yılları yaşamış bir kuşağız. Ben Eğitim Enstitüsü ve sonra üniversitesinde öğretmendim. Bir arkadaşımız, kürsüde ders anlatırken kürsünün altına konmuş bombayla öldü. Etrafında ders dinleyen çocuklar yaralandı. Bir arkadaşımız, evinin önünde makineli tüfekle tarandı. Kapılarımızda ders anlatırken subaylar beklerdi.
Giriş çıkış asker denetimindeydi. Birçok yazar, politikacı, bilim adamı arkadaşımız öldürüldü. Sabah evden çıkarken herkes birbiriyle helalleşirdi. Bütün bunların hesabını bu iki yaşlı adam mı verecek şimdi?
Yoksa AKP’nin meşrulaştırmaya çalıştığı kindarlık, “rövanşist”  hareketler
daha bir meşruluk mu kazanacak?
  • Askerin kolu kanadı kırıldıktan sonra şimdi onun iç tüzüğünü değiştiriyorlar. Ülkenin zor durumunda imdadına koşamayacak.
*****

2 B arazilerinin satışını, yağmalanışını takip edebiliyor musunuz?
Bor madenlerinin nasıl deve yapılacağını?
Tayyip Bey’in Harbiye konuşmasından çıkarılan sonuca bakıyor musunuz?

Yeni açılımlar yolda…

Yeni Anayasa için neden o kadar acele ettiklerini anlıyor musunuz?
Bu meseleden bütün Batılılar, Haçlılar el çekmekte iken neden bizim
Libyalı vahşilerden sonra Suriyeli muhaliflere el verdiğimize akıl erdirebiliyor musunuz?
Bilmem kaç yüz bin dolar borcu olan, içi fakir, dışı gösterişli Türkiye’nin, bu katillere nasıl dolarlar yağdırdığını biliyor musunuz? Hem komşu ülkeler hem Haçlılar nezdinde itibarımızın ne hallere geldiğine dikkat ediyor musunuz?

Diyeceğim şu ki; bu sarmalın dışına çıkmanın başka çaresi yok.

1938’de berhava edilmeye çalışılan ama bu yıllara kadar tam berhava edilemeyen

  • Atatürk’ün dâhice devlet yönetimine dönmekten başka çaremiz yok!

Elimizi kolumuzu bağlayan ittifakların, anlaşmaların, sözleşmelerin,  “stratejik ortaklıklar” ın zincirinden kurtulmadıkça 12 Eylül müdahalesini sadece iki yaşlı adama bağlar ve onun üzerinden yanlış hesaplar yapmaya kalkışırız.

İki tarafa da silah veren güçler kimlerdi; bugün Alevi, Sünni diye hem Türkiye’yi
hem Suriye’yi karıştıran karanlık eller kimlerdi? Bunları araştırdıktan sonra o iki yaşlı adama sıra gelir, onları da konuşturursunuz. O saf, temiz çocukların hepsini
“vatanı siz kurtaracaksınız” diye kışkırtan ve bunun için zihinlerini bileyen kimlerdi?
Öteki tarafı düşman gösteren kimlerdi ve bunu neden yapıyorlardı?
Atatürk döneminin bağımsızlık ruhu yine canlanıyor. Artık o yıllara dönülemez demeyin, dönülüyor. İçine düştüğümüz iğrenç karanlığın karşı tarafında aydınlık yürüyüşler var… Bir yanda hızlı bir bilinçleniş, bir yanda aldırışsızlık ve halkın gözünü boyamak için
dinî birtakım reformlar yapmaya kalkışmalar…
Bunları gerçekten; dinî bütün, haramdan kaçan, vatan sevgisi dolu, çalışkan ve bilinçli insanlar yapsaydı, kimsede itiraz edecek hal kalmazdı. Ama bir yanda deveyi havuduyla götürmek varken, inandırıcı olamıyor.
Kurtuluş Savaşı’nda da böyle olmuştu.

  • Atatürk’ün vilayetlere çektiği telgrafları unutmayın.

Yürüyüşler, mitingler öyle başlamıştı bilinçlenme de hatta.
O’nun zamanındaki temiz İslam âlimleri gibi, şimdi de konuşmaya başlayan âlimlerimiz ortaya çıktı. Biraz zor olacak ama başaracağız.

Ağlanacak halimize zil takıp oynuyoruz.

TÜRKİYE NEREYE? QUO VADIS TURKIYE ?


TÜRKİYE NEREYE?
YA DA BUNLAR KİMİN ESERİ…

portresi

 
Dr.Alper AKÇAM

 

 

HABER: “Suriye’de iç savaşın başlangıcından beri Ege Denizi de bu korkunç savaşın cephelerinden biri olmuş durumda… Suriyeli aileler taş taş üstünde kalmayan ülkelerinden kaçmak, Avrupa’ya ulaşmak için Ege Denizi’ni çare olarak görüyor. Tekneye binebilenler şanslı olanlar… İster inanın ister inanmayın bazen bir şişme botla Yunan Adaları’na ulaşmaya çalışıyor kaçak Suriyeliler… Çoğu zaman da yeni bir yaşam ümitleri Ege’nin mavi sularında son buluyor… Şu ana dek toplam kaç kişinin Ege Denizi’nde yaşamını yitirdiğini kestirmek çok güç… Yetkililer savaşın başından bu yana bu rakamın 500’e yaklaşmış olabileceğini söylüyor.” 

Fotoğraftaki 3 kardeş de bu korkunç rakamın içinde…

suriyelicocuklar

 

 

 

Bu çocukların günahsız yüzlerinden vicdan azabı duymayan çirkin politikacılara yazıklar olsun!

SURİYE’de iç savaşın başından beri yüz binlerce kişi öldü, milyonlarca kişi evini barkını terk etti.

Bir zamanlar dostumuzdu Suriye… 700 km’lik sınırımız güvenli, sınır illerimiz barış içinde idi. Bugün Hatay’ın, Ceylanpınar’ın, Reyhanlı’nın gireni çıkanı belli değil.
Paralı askerler, El Nusra militanları kol geziyor.

Suriye tarafındaki birçok kasaba PYD denetimine geçti.

HABER 26 Temmuz 2013, Cuma): “Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı farklı tugay ve birliklerden 70 komutan Gaziantep’te bir araya geldi. Bülbülzade Kültür ve Dayanışma Vakfı’nın düzenlediği toplantıya Özgür Suriye komutanlarının yanı sıra ilim adamları da katıldı.”

Suriye’de çarpışan taraf olan ve Reyhanlı patlamasından Türkiye’nin
güney illerinde yaşanan birçok olayda üzerinde kuşkular bulunan bir savaş örgütünün toplantısı neden Türkiye’de yapılıyor?

Bu ülkede, kızları okutmaya, öğrencilere burs vermeye çaba gösteren
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden güzelleştirme derneklerine,
meslek odalarına dek birçok demokratik kuruluş savcılık izlemlerinden,
maliye denetimlerinden, polis baskınlarından yakasını kurtaramazken,
adı savaşla anılan bir yabancı güç ve bu güce ev sahipliği yapan
bilmem ne vakfıyla ilgili bir soruşturma neden yapılmıyor.

Nasıl bir hukuk devletinde yaşıyoruz?  

Bu tablo kimin eseri? Yalnızca savaş çıkararak bölgeye egemen olmak ve
yer altı-yerüstü zenginliklerine konmak isteyen Batılı ülkelerin mi?

Suriye tarafında yüksek binalarda dalgalanan PYD bayrakları için,
“Suriye’nin toprak bütünlüğüne zarar verecek oldubittileri kabul edemeyiz.” diyen Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, kimleri güldürmek istiyor acaba?

HABER: TRT 1’in iftar programına konuk olarak katılan tasavvuf düşünürü
Ömer Tuğrul İnançer, gebe kadınlar hakkında yaptığı yorum ile şaşırttı

TRT 1 ekranlarında iftar saatlerinde yayınlanan ‘Ramazan Sevinci’ programı tasavvuf düşünürü ve avukat olan Ömer Tuğrul İnançer’i konuk etti.
Programda Şeyh Vefa’nın menkıbelerinden bahseden İnançer, gebe kadınlar hakkında yaptığı sert yorum ile herkesi şaşırttı.

“BUNUN ADI TERBİYESİZLİKTİR” dedi!”

Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet televizyonunun konuk “Düşünür”ü öfkeliydi de…
Bir dövmediği kaldı gebe olup sokağa çıkanları…”

HABER: Turgutlu Çaldağı’nda sülfürik asitle nikel madeni çıkarılması…
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel EROĞLU’nun verdiği izinle 200.000 ağaç katledilmiştir. Maden şirketi için 1.000.000 ağacın daha kesileceği
ifade edilmektedir.

Atatürk Orman Çiftliği’ni (AOÇ) yapılaşmaya açarak yok etmek için uğraşanların başında gelen AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in AOÇ’de yok ettiği ağaç sayısının 10 bine yakın olduğu resmen açıklandı.

Atatürk’ün adını taşıyan aynı yeşil alanda Başbakanlık binası yapımı için kesilen ağaç sayısı da 3.000!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Atatürk Orman Çiftliği’ne (AOÇ) yaptıracağı Beyaz Saray benzeri Başbakanlık binasına ilişkin çalışmalar gizli bir biçimde sürdürülürken, sarayın yapılacağı alandaki Orman Genel Müdürlüğü (OGM) binalarının tümünün yıkıldığı, onlarca dönümlük alanda büyük bir ağaç katliamı yapıldığı uydudan belgelendi.

Orman Mühendisleri Odası’nın ağaç kesimini fotoğraflayarak belgelediği arazide inceleme yapmak isteyen Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kendilerine giriş izni verilmeyen araziye adeta uydudan indi. Şube, bir uydu şirketiyle anlaşarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ak Saray” olarak da nitelenen
Başbakanlık binasını kurmak istediği arazinin fotoğraflarını çektirdi.”

HABER: “Başbakan Barbaros’tan geçerken yol kenarında duran gençler
yere tükürdükleri gerekçesiyle gözaltına alındı.”

HABER: “TÜRKİYE’DE YARGI DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMA USTASI

Gezi Parkı eylemleri sırasında “İstanbul kurtarılmıştır” diyen Levent Kırca’yı
hedef alan Başbakan Erdoğan’ın, partisinin grup toplantısında

“Asla cezasız kalmayacak, bunun hesabını vermesi lazım.”

sözleri üzerine yargı harekete geçti. Savcılık tarafından Levent Kırca hakkında soruşturma açıldı.”

Başbakan’ın demeçlerini ve dudak hareketlerini izleyen, 12 Eylül 2010 Referandumu’nun eseri bir yargı sisteminin varlığı her şeye tuz biber ekiyor.

Tüm bunlar Türkiye’nin nasıl bir yol haritası üzerinde bulunduğunun birkaç işareti.

Bu yol haritasının ABD’den, AB’den başlayan kapitalist-emperyalist kamp mimarlarına, Türkiye’deki uygulayıcılarına denecek çok fazla bir şey yok.
Onlar tarihsel işlevlerini yerine getiriyorlar ve tarih önünde hesabını verecekler…

Bu tayfaya “Demokrasi” ya da barış adına alkış tutan akıl budalası sözde aydınlara ve üç kuruşluk çıkar için desteklemeyi sürdürenlereyse, bir yerlerine kına yakmak kalıyor…

Kendilerine fazla gelen demokrasiyi Doğu coğrafyalarına pazarlamaya kalkan
Batılı Şarkiyatçılara ve onlardan esin almayı çok seven sözde kültür adamlarına
çok sevdikleri kendi deyimleriyle soralım:

QUO VADİS TÜRKİYE?

Dr. Alper AKÇAM
25 Temmuz 2013

1. GAZDANADAM FESTİVALİNDEN KARELER


Dostlar,

07 Temmuz 2013 günü İstanbul Kadıköy’de yapılan “1. GAZDANADAM FESTİVALİ” son derece ilginç görüntüler sergiledi. Dünya tarihine geçeceğinden kuşku yok.

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın kamerasından görüntülendi
ve notlarla bir zaman akışı içinde ölümsüz bir gazetecilik belgesi oldu.

Kendisini kutlayarak ve teşekkür ederek sizlerle paylaşmak istiyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
9.7.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=======================================

Gazdanadam’ın Yolu 5 Ağustos’ta Silivri

Odatv, soL Gazetesi, Ulusal Kanal, Cem TV, Halk TV, Cem Radyo, Yön Radyo, Yurt Gazetesi, Aydınlık Gazetesi, BirGün ve Cumhuriyet
öncülüğünde düzenlenen festival Kadıköy’de. (07 Temmuz 2013)

İşte o festivalden dakika dakika gelişmeler

Güncelleme 00.37

Kadıköy Rıhtım’da Gazdanadam Festivali‘ne katılanlar dağılmaya başladı.

Güncelleme 00.35

Birinci Gazdanadam Festivali son buldu.
“Bu daha başlangınç mücadeleye devam!” sloganları atılıyor.

Güncelleme 00.31

Barış Terkoğlu: Artık ne yaparsanız halk sizin yanınızda oluyor hep bir ağızdan
hangi sloganı atacağını biliyor.

Bugün sokağa çıkan halk sokakta çok şey öğrendi.

Güncelleme 00.30

Eflatun: Bu gecenin son şarkısını söylemek bana nasip oldu ama bu şarkı bitmez.

Güncelleme 00.27

Eflatun sahnede

Güncelleme 00.26

Barış Terkoğlu: Türkiye’de artık çıt dediğiniz anda yüzbinlerce insan sokağa çıkıyor. Artık herkes ne istediğini rahatça söyleyebiliyor.

Güncelleme 00.25

Yaşar Kurt: Faşizme karşı omuz omuza

Güncelleme 00.17

  • Yaklaşık 1 milyon kişi Kadıköy’de Gezi Parkı direnişini kutlamaya devam ediyor.

Güncelleme 00.15

Rock müzik sanatçısı Yaşar Kurt sahnede

Güncelleme 00.13

Barış Pehlivan:Haklıysanız ve haklılğınıza iannıyorsanız kazanmayacağınız ve gerçekleştiremeyeceğiniz bir şey yoktur.

Güncelleme 00.10

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan:
Bu gece aslında bugün Türkiye tarihi ve gazetecilik tarihi açısındna bir milat.

Güncelleme 00.05

Çapulcu yoklaması yapılıyor.

Güncelleme 00.03

Mizah sanatçısı Mert Ali Başaran sahnede alıyor.

Güncelleme 23.57

Ulvi Arı, Pandomim sanatçısı sahnede

Güncelleme 23.53

Renan Bilek: Ben bir ceviz ağacıyım Taksim Gezi Pakı’nda

Güncelleme 23.46

Renan Bilek, ayağa kalkan Türkiye için sahnede

Güncelleme 23.45

Bu daha başlangıç mücadeleye devam sloganları atlıyor.

Güncelleme 23.42

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın kamerasından:

Kırkıncı gününe giren halk hareketi

Güncellleme 23.39

Cem Adrian, birazdan sahne alarak günü noktalayacak.

Güncelleme 23.35

Kadıköy şenliğe dönüştü. Yüzbinler özgürlük ve bağımsızlık sloganı attı.

Güncelleme 23.34

Vapurlarda “her yer Taksim her yer direniş” sloganları atılıyor.

Güncelleme 23.31

Kadıköy’de yüzbinler tam 6,5 saattir eğlenerek direniyor!
Gazdanadam Festivali’ne katılanlar, dönüş vapurlarına binmeye başladılar.

Güncelleme 23.25

Gazdanadam Festivali’nden günün fotoğrafı:

Güncelleme 23.23

Kadıköy’de dönüş vapurları dolmaya başladı.
“Her yer Taksim her yer direniş” sloganları atılıyor.

Güncelleme 23.20

Kadıköy’de yüzbinler, Bulutsuzluk Özlemi ile coşuyor.

Güncelleme 23.17

Gazdanadam Festivali’nde objektiflere yansıyan bir kare

Güncelleme 23.16

Bulutsuzluk Özlemi sahne almaya hazırlanıyor.

Güncelleme Güncelleme 23.13

Orhan Aydın:

  • Biz bu cografyada korkuyu ve yalanı birlikte yendik.
    Şimdi sıra padişah bozuntusunu alaşağı etme zamanıdır.

Güncelleme 23.10

Nazım Hikmet’ten şiirler okunuyor.

Güncelleme 23.05

Kadıköy’de gerçekleşen Gazdanadam Festivali tüm coşkusuyla devam ediyor.

Güncelleme 23.04

Tiyatro sanatçısı Orhan Aydın, Nazım Himet’ten Güneşi İçenlerin Türküsünü okuyor.

Güncelleme 22.58

Nazım Hikmet’ten şiirler okunuyor.

Güncelleme 22.53

Tiyatro Sanatçısı Gülsen Tuncer sahnede

Güncelleme 22.49

  • Kadıköy’de yaklaşık 1 milyon kişi 6 saattir direnişe devam ediyor.

Güncelleme 22.48

Kurtalan Express: Özgürlük ve bağımsızlık için hayatını kaybetmiş dostlarımız için “Gülpembe” yi söyleyelim.

Güncelleme 22.44

Kurtalan Express Beşiktaş formasıyla sahnede

Güncelleme 22.40

Kuratalan Ekspress’ten Ahmet Güvenç: Cem Karaca’dan ıslak ıslak,
Kırmızılı Kadın’a hitaben.

Güncelleme 22.39

Kuratalan Ekspress’ten Ahmet Güvenç: Ben 60 yaşındayım.
Kendimi müzisyen zannediyordum ama ben çapulcuyum arkadaşlar.

Güncelleme 22.38

Gazdanadam Festivali ve çöpleri toplayan gönüllüler!

Güncelleme 22.34

Kadıköy Gazdanadam festivali’nde Kurtalan Ekspresle ile coşuyor.

Güncelleme 22.30

Kurtalan Ekspres ve Serdar Öztop sahnede

Güncelleme 22.28

Kurtalan Express sahnede

Güncelleme 22.25

Gazeteciler direnişi selamlıyor!

Güncelleme 22.23

Barış Terkoğlu: Sizin mücadeleniz sayesinde biz kazandık. Halkın medyası kazandı. Gazdan adamlar, gazdan kadınlar, gazdan gazeteciler kazandı. Bütün dünya sizin
onurlu direnişini duydu.

Güncelleme 22.22

Barış Terkoğlu: Bugün burada onlarca tutuklu gazeteci arkadaşımızın ruhu var.

Güncelleme 22.22

Barış Terkoğlu:

  • Bugün burada işsizliğe, hapisliğe, ölüme rağmen direnen gazeteciler var.

Güncelleme 22.21

Barış Terkoğlu: Kürsülerden gazetecileri, sanatçıları, aydınları tehdit ettiler.

Güncelleme 22.20

Barış Terkoğlu: Polislerini, savcılarını, hakimlerini harekete geçirdiler.
Bütün muhalefete yaptıkları gibi cezaevine attılar. Halen 61 gazeteci arkadaşımız hapiste.

Güncelleme 22.19

Barış Terkoğlu: Televizyonlara, gazetelere operasyonlar yaptılar, yazı işlerini
devlet dairesine çevirdiler. Ele geçirdiklerinin başına memurlarını, yandaşlarını atadılar. Gazetecileri sansürlediler.

Güncelleme 22.18

Barış Terkoğlu: 93 yıl önce Kurtuluş Savaşı’nı halka duyurmak için kurulan
Anadolu Ajansı AKP’nin propaganda merkezi olmadı mı?

Güncelle 22.17

Barış Terkoğlu: Faşist Hitler; “Basın rejime hizmet ettiği sürece özgürdür.” diyordu. Bugünse AKP’ye hizmet ettiği sürece özgür.

Güncelleme 22.15

Barış Terkoğlu: Biz, bu ülkenin gerçeklerden beslenen medyası olarak
sadece size yetişmeye çalıştık.

Güncelleme 22.13

Barış Terkoğlu:  Bu direnişin sahibi sizsiniz. Kazananı da sizsiniz. Baskıya, zorbalığa, korkuya dayanan bir rejimi yendiniz. Tek adam olma özlemiyle yanıp tutuşan bir diktatörü “hükümet istifa” sesleriyle gökyüzünden yerlere indirdiniz. Özgürlüğe, eşitliğe, kardeşliğe, aydınlanmaya, laikliğe, bağımsızlığa, barışa, insan aklına ve onuruna, haklarınıza, adalete, gerçek demokrasiye sahip çıktınız.

Güncelleme 22.10

Barış Terkoğlu: Bu kürsünün üzerinde bugün direnişinizin sesi olan

Cem TV,
Ulusal Kanal,
Halk TV var.

Bu kürsünün üzerinde bugün mücadelenizin gözü olan

Cumhuriyet,
Sol,
Aydınlık,
Yurt gazeteleri var.

Bu kürsünün üzerinde bugün davanızın dili olan

Yön Radyo,
Odatv var.

Ancak emin olun bugün bu kürsünün üzerinde siz varsınız.

Güncelleme 22.09

Odatv haber Müdürü Barış Terkoğlu:

Dostlar, kardeşler, bu ülkenin sokaklarını günlerdir hürriyet bahçesine çevirenler hoş geldiniz.

Güncelleme 22.07

Dr. Mustafa Altıoklar: “Gezi Parkı bütün dünyaya ders verdi”

Güncelleme 22.04

Soner Yalçın Gazdanadam Festivali’nde

Güncelleme 22.03

Boğaziçi Caz Korosu: “Bu dayanışma hiç bitmesin”

Güncelleme 22.01

Gazdanadam Festivali’nde Boğaziçi Caz Korosu orantısız sanat ve zeka kullanıyor…

Güncelleme 21.57

Boğaziçi Caz Korosu muhteşem performansıyla devam ediyor…

Güncelleme 21.52

Habertürk, Mısır’dan iki ayrı şehirden canlı yayın yapıyor,
burnunun dibindeki Kadıköy’u görmüyor.

Güncelleme 21.54

Boğaziçi Caz Korosu “Çapulcular oldu mu meydanlara doldu mu”

Güncelleme 21.51

Boğaziçi Caz Korosu halk türkülerini seslendiriyor.

Güncelleme 21.48

Nejat Yavaşoğulları ‎Gazdanadam Festivali’nde…”Demokrasi gökten zembille inmedi. Toplum demokrasi talep ediyor. ”

Güncelleme 21.46

Kadıköy Gazdanadam Festivali devam ediyor. “Üçüncü köprüyü istemiyoruz” sloganları atılıyor.

Güncelleme 21.43

Boğaziçi’nin ‘çapulcu’ cazcıları sahnede

Güncelleme 21.39

Kadıköy Rıhtım’a giden tüm cadde ve Altıyol halk tarafından trafige kapandı.

Güncelleme 21.35

Bedri Baykam Gazdanadam Festivali nde!

Güncelleme 21.32

Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar: “Ergenekon davasında büyük bir hukuksuzluk yaşanıyor.
5 Ağustos’ta tüm yurtseverleri Silivri’ye davet ediyorum”

Güncelleme 21.31

Güncelleme 21.28

Bu daha bir başlangıç, mücadeleye devam!

Güncelleme 21.24

  • Brezilya’dan destek olamak için gelenler var.

Güncelleme 21.23

18 Haziran’da tutuklanan direnişçilerin ailelerinden gelen mesaj okundu:
“Onların anne babası olmaktan gurur duyuyoruz.”

Güncelleme 21.22

Türkiye’nin her yöresini temsil eden dansçılar sahnede.

Güncelleme 21.19

Mir Sanat Topluluğu sahnede

Güncelleme 21.15

Kadıköy’da adım atacak yer kalmadı.

Güncelleme 21.13

Kadıköy’de halk dansları ile coşku daha da arttı.

Güncelleme 21.11

Gazdanadam aynı sahnede blues, türkü, koro, halk oyunları.

Güncelleme 21.08

Eylemler coşku ve beraberlikle kutlanıyor.

Güncelleme 21.07

Kadıköy Rıhtım’da 1 Milyona yakın kişi direnişe devam ediyor.

Güncelleme 21.05

Sahnede halk oyunları gösterisi başladı.

Güncelleme 21.03

Güncelleme 21.01

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın kamerasından:

Güncelleme 20.58

Meydan’da halk Gündoğdu Marşı söylüyor

Güncelleme 20.56

Direnişteki THY’ları çalışanları sahnede

Güncelleme 20.54

“Bu daha bir başlangıç, mücadeleye devam!” sloganları atılıyor.

Güncelleme 20.50

Barbaros Şansal’ın hazırlandığı Çapulclar defilesi sahnede

Güncelleme 20.49

“Türkiye faşizme mezar olacak!” sloganı atılıyor.

Güncelleme 20.48

Ataol Behramoğlu: “AKM değil AKP yıkılacak”

Güncelleme 20.47

Ataol Behramoğlu: İşte şurada Haydarpaşa duruyor.
Yıkılmasına engel olacağız. Yağmalamaya izin vermeyeceğiz.

Güncelleme 20.45

Yüzbinler bu daha başlangıç mücadeleye devam sloganı atıyor.
Sanatçılar da sahneden bu slogana katılıyor.

Güncelleme 20.43

Tutsaklığa son, Silivriye özgürlük!

Güncelleme 20.40

Ataol Behramoğlu sahnede

Günceleme 20.37

Gazdanadam Festivali’nde Erdoğan’ın hedef gösterdiği Mehmet Ali Alabora’ya
destek mesajı gönderiliyor.

Güncelleme 20.34

Yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuluyor.

Güncelleme 20.32

Diktatör istemiyoruz!

Güncelleme 20.30

Oyuncular sahnede

Güncelleme 20.25

Tuncay Özkan Kadıköy’de! Tuncay Özkan’a özgürlük ve dayanışma grubu
Gazdanadam festivalinde soruyor:
“Tayyip baksana kaç kişiyiz saysana”

Güncelleme 20.11

Kadıköy’de kalabalık gittikçe artıyor.



Güncelleme 20:08

Meydandan ilginç kareler.

Güncelleme 20.07

Kadıköy’deki, Gazdanadam festivaline yaklaşık 1 milyon kişi katılıyor

Güncelleme 20.03

Sanatçı Orhan Aydın: Özügür ülkenin özgür insanları ne kadar güzelsiniz.

Güncelleme 20.02

Direnişe ses veren medya Gazdanadam festivalinde birleşti.

Güncelleme 20.00

Meydan’da “hükümet istifa” sloganları atılıyor.

Güncelleme 19.59

Kaz ova işçileri meydanda.

Güncelleme 19.56

Çapulcu Defilesi öncesi son hazırlıklar

Güncelleme 19.54

Yüzbinlerce insan Kadıköy Rıhtım’da Gazdanadam Festivali’nde direniyor.

Güncelleme 19.50

Gazdanadam Festivali’nde Hey Jude söyleniyor.

Güncelleme 19.49

Direnişçiler kendilerini kovalarken üstgeçitten düşüp yaşamını yitiren
Komiser Mustafa Sarı‘yı da andı.

Güncelleme 19.48

Kadıköy Rıhtımında müthiş bir coşku var. Kardeşlik şarkıları söyleniyor.

Güncelleme 19.41

Çapulcular Korosu direnişte yaşamını yitiren vatandaşlarımızı anıyor.

Güncelleme 19.38

SoL Major sahnedeydi

Güncelleme 19.37

Çarşı TOMA’yı yine elegeçirdi.

Güncelleme 19.36

Güncelleme 19.34

Onbinler “Sivas’ı yakanlar AKP’yi kuranlar” sloganı atıyor.

Güncelleme 19.33

Gazdanadam Festivali’nde Sivas katliamında yitirdiğimiz aydınlar anılıyor.
Güncelleme 19:32
Medya böyle protesto edildi.

Güncelleme 19.31

Gazdan adam olur sizden adam olmaz:

Güncelleme 19.30

Sembolik gaz kapsülü

Günceleme 19.28

At sırtından attı, haydi Türkiye şimdi sıra bizde! ” yazılı döviz:

Güncelleme 19.26

Birazdan Barbaros Şansal’ın Çapulcu Defilesi olacak. Mankenler hazırlandı.

Güncelleme 19.23

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları atılıyor.

Güncelleme 19:22

Gazdan adam festivalinden objektiflere yansıyanlar:

Etraftaki çatılarda yüzlerce kişi toplanmış durumda.

Güncelleme 19.18

Sloganlarla beraber halkın coşkusu her geçen dakika artıyor.

Güncelleme 19.11

Kadıköy’e giden bütün yollar tıklım tıklım.

Güncelleme 19.08

Gazdanadam konseri başladı.

Güncelleme 19.04

Yüzbinler Kadıköy’de alanda büyük bir coşku var.

Güncelleme 19.02

Mustafa Mutlu: Bugün Türkiye üç beş ağaçtan ormanları savunma kavgası veriyor. Ve bu kavga kesinlikle Türkiye’yi daha demokratik daha çağdaş bir yola doğru götürüyor.

Güncelleme 19.01

Mustafa Mutlu: Eski salı pazarına kadar inen bir kalabalık var. Yüzbinlerce isnna buraya örgütlü olarak gelmedi. Kimse bunların cepleirne para koymadı. İnsanların gözleirne bakarsanız bu mücadeleden dönüş olmayacağını görürsünüz.

Güncelleme 18.59

Mustafa Mutlu: 12 Eylül döneminde de gazeteclik yaptım. Ama böylesine gazetecliklere yönelik baskılar, tazminat davaları, hapse atılanlar görmedim.

Güncelleme 18.56

Yüzbinler Kadıköy^de hükümet istifa sloganları atıyor.

Güncelleme 18.55

Kadıköy Rıhtım Her yer Taksim her yer direniş diye yankılanıyor.

Güncelleme 18.54

Bu daha başlangıç mücaleye devam sloganları atılıyor.

Güncelleme 18.52

Meydan’da her yer Taksim her yer direniş sloganları atılıyor.

Güncelleme 18.50

Gazdanadam’da Pavane çalıyorlar.

Güncelleme 18.50

Levent Kırca: Gezi Parkı Türkiye Cumuriyeti vatandaşlarınındır.

Güncelleme 18.49

Levent Kırca: Polisi taraf yaparsanız polis kafasına kurşun sıkar.

Güncelleme 18.48

Levent Kırca: Hükümet düşmüştür. Onlarda kendi çapında direniyorlar.

Güncelleme 18.45

Çapulcular Korosu sahne aldı.

Güncelleme 18.41

Soner Yalçın: “İçerdekiler esir değildir. Ben içerde esir değildim. Dışarıya çıkınca birçok esir gördüm”

Güncelleme 18.40

Kadıköy’de Hükümet istifa sloganları atılıyor.Güncelleme 18:38
Soner Yalçın, Barbaros Şansal ve Mustafa Mutlu bir arada.

Güncelleme 18.36

Soner Yalçın: Korkuyu yendik, zafer kazandık. Buradan meslektaşlarıma sesleniyorum: Korkmayın, cezaevine atılsanız da bunun sonu yok”

Güncelleme 18.35

Çapulcular defilesi sahne aldı.

Güncelleme 18.35

Soner Yalçın: “Bu mücadelenin yaşı yok. Hepimiz genciz. Hepimiz bir çatı altında birleşeceğiz. Benim yaşımı 17”

Güncelleme 18.34

Soner Yalçın: “Taksim direnişi bir patlamadır. Tek isteğimiz var, aydınlık bir Türkiye”Güncelleme 18.32Halk TV muhabirinin kolundaki polis şiddeti izleri.

Güncelleme 18:32

Soner Yalçın: “Sanıyorlardı ki korkuturuz, sindiririz bir daha yazamazlar ama biz yazmaya devam edeceğiz”

Güncelleme 18.31

Soner Yalçın: “Burada Mustafa Balbay’ı, Tuncay Özkan’ı, Mehmet Haberal’ı, Fatih Hilmioğlu’nu, Yalçın Küçük’ü gördüm”

Güncelleme 18.30

Soner Yalçın: Bu mücadele gerçekler mücadelesidir bu gerçekleri her ya da geç ortaya çıkaracağız, bunu yazmaya devam edeceğiz.

Güncelleme 18.29

Genç yaşlı çocuk milyonlar Kadıköy meydanında

Güncelleme 18.22

Yüzbinler Kadıköy’de Gazdanadam Festivalinde buluştu.

 

Güncelleme 18.17

Çarşı Gazdanadam Festivali’nde.

Güncelleme 18.16

Barış Pehlivan: “Bu festival yüreğimizdeki cevahirin kararmadığını göstermiştir.

Güncelleme 18.13

Kadıköy Meydanı doldu taştı

Güncelleme 18.11

Kadıköy Meydanı ve alana çıkan yollar hınca hınç dolu.

Güncelleme 18.09

Forumlar Gazdanadam Festivali’nde buluşuyor.

Güncelleme 18.07

Gazdanadam festival alanı tıklm tıklım doldu.

Güncelleme 18.05

Meydan’da Tayyip baksana kaç kişiyiz saysana sloganları atılıyor.

Güncelleme 18.02

Biraz önce FKF Hürriyet Bandosu sahne aldı.

Güncelleme 18.00

Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Atilla Özsever Gazdanadam Festivali’nde

Güncelleme 17.58

THY direnişçileri alanda

Güncelleme 17.50

Nautilius tarafından gelen direnişçiler.

Güncelleme 17.48

Hıdır Hokka ve CHP Milletvekili Ali Özgündüz alanda.


Güncelleme 17.46
Halk akın akın meydana geliyor. Ama meydan dolu.
Güncelleme 17.45

Sanatçılardan ciddi bir katılım var

Güncelleme 17.40

Kadıköy Rıhtım’da festivale katılanlar hep birlikte Gündoğdu Marşı söylüyor.

Güncelleme 17.37

Bu daha bir başlangıç mücadeleye devam sloganları atılıyor.

Güncelleme 17.11

Semiha Yankı: Gezi Parkı direnişi baskıya başkaldırış, padişah sultası ile yönetilmeye karşı bir duruştur.Ben de sonuna kadar destekliyorum.

Güncelleme 17. 05
Melek Baykal: Sanatın, halkın, gençliğin birlik çağrısı duyulsun, barışçıl sesi hiç kesilmesin ve gür çıksın. Sizinleyim.

 Güncelleme 17.03

Festival için hazırlanan maket TOMA

Güncelleme 17.01

Semiha Yankı: Gezi Parkı direnişi baskıya başkaldırış, padişah sultası ile yönetilmeye karşı bir duruştur.Ben de sonuna kadar destekliyorum.

Güncelleme 18.20

Uğur Mumcu Park Forumu şuan itibariyle alana giriş yapıyor

Odatv.com