Etiket arşivi: AKP – RTE

Ekonomi çıkmazda

İrfan Hüseyin Yıldızİrfan Hüseyin Yıldız
30 Nisan 2023, Cumhuriyet
(AS: Bizim somut sayısal katkılarımız yazının altındadır..)

14 Mayıs tarihinde yapılacak “milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimi” için gümrük kapılarında ve yurtdışı temsilciliklerinde oy verme işlemleri başladı. Nisan ayında yapılan 12 anket ortalamasına göre cumhurbaşkanı seçiminde, Sayın Kılıçdaroğlu’nun, Sayın Erdoğan’ın önünde olduğu gözüküyor. Türkiye bu seçimlere, halkın yaşadığı derin yoksullaşma ve deprem felaketinin yarattığı büyük bir tahribatla birlikte gidiyor. Bir süredir derinden yaşadığımız ekonomik krizin seçmen kararlarında etkili olması bekleniyor…

  • Son 4 yılda ücretlilerin ulusal gelirden aldığı pay %34’ten %26’ya düşmüş durumda.

Türk-İş’in mart ayı araştırmasına göre; dört kişilik bir ailenin açlık (gıda harcaması) sınırı 9591 liraya, 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı (temel ihtiyaç harcamaları) 31.241 liraya yükselmiş bulunuyor. Türkiye’de çalışanların yaklaşık % 50’sinin asgari ücretli (8 bin 500 TL) olduğu dikkate alınırsa, dar gelirliler, ücretliler, memurlar, emekliler ve işsizlerden oluşan büyük bir kesimin, açlık sınırının altında yaşadığını ve geçinemediklerini söyleyebiliriz. Bu nedenle iktidar giderek büyüyen bütçe açığına karşın maaş, ücret, sosyal yardım ve desteklerde gaza basmış görünüyor. Ancak enflasyonu büyüten, servet transferine ve gelir dağılımında sürekli bozulmaya neden olan ekonomi politikalarını değiştirmeyen iktidarın, yoksullaşan kesimlere verdiği mali destekler kısa bir süre sonra hızla erirken artan bütçe açığı nedeniyle de yeni riskler oluşuyor

Orta Vadeli Planda (OPV) öngörülen hiçbir makro ekonomik gösterge kestirimi tutmuyor.

  • İktidarın, “Türkiye Ekonomi Modeli” dediği heterodoks iktisat politikalarıyla;
    cari açığın, bütçe açığının, kurun, enflasyonun ve faiz oranlarının denetim altına alınması
    ve yoksulluğun kalıcı olarak giderilmesi de mümkün (olanaklı) görünmüyor.
  • Ekonomi politikalarındaki bilimdışılık, hukukun, demokrasinin ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığı siyasi otoriterleşme ile birleştiğinde; güvensizliğin ve belirsizliğin arttığı bir ortamda, yeni yatırımların yapılması ya da yabancı yatırımcıların gelmesi de pek mümkün olmuyor maalesef…

BÜTÇE AÇIĞI YENİ REKORLARA KOŞUYOR

Merkezi yönetim bütçesi bu yılın ilk çeyreğinde 250 milyar lira açık vermiş bulunuyor.

Üstelik seçim nedeniyle verilen ya da verilecek mali desteklerin, bu açığı daha da büyüyeceği anlaşılıyor. Memur-emekli maaş artışları, EYT düzenlemesi, en düşük emekli maaşının yükseltilmesi ve 3600 ek gösterge artışı gibi yeni düzenlemeler bütçeye olan yükü artırırken elektrik ve doğalgaz olmak üzere çeşitli sübvansiyonların da süreceği açıklandı. Yapılan etki analizlerine göre; EYT düzenlemesinin bütçeye maliyetinin 194.4 milyar lira, emekli ve memur aylıklarında yılbaşında yapılan refah payı artışlarının yıllık maliyetinin 260 milyar lira ve en düşük emekli maaşının 7500 liraya çıkarılmasının yıllık maliyetinin 142.7 milyar lira olacağı hesaplanıyor. Ayrıca mesken (konut) abonelerinin elektrik harcamalarının % 50’lik, doğalgaz harcamalarının ise % 75’lik bölümünün kamu tarafından karşılanacağı açıklanmıştı, buradan bütçeye gelecek yükün ise 530 milyar lira olacağı öngörülüyor. Ayrıca 6 Şubat 2023 depremi nedeniyle bütçeden yapılan harcamaların yılsonuna dek 600 milyar lirayı bulacağı hesaplanıyor. Buna karşılık deprem nedeniyle getirilen ek kurumlar vergisi gelirinin ise ancak 100 milyar dolayında olacağı tahmin ediliyor…

2023 bütçesinde 566 milyar faiz ödemesi!

Ve 660 milyar liralık bütçe açığı öngörülmüş durumda.

Ancak Hazine, sözünü ettiğimiz artan harcamaları finanse etmek için öngörülenin üzerinde borçlanmalara gidiyor, faiz oranları yükseliyor ve kronikleşen enflasyonun baz etkisi dışında daha aşağılara inmesi pek olanaklı görünmüyor. Dolayısıyla %24.9 enflasyon oranı tahminiyle (kestirimiyle) hazırlanan bu bütçenin yetmeyeceği, yılın 2. yarısında ek bütçe gerekeceği anlaşılıyor…

SEÇMEN KARARLARINI NEYE GÖRE VERECEK?

  • Türkiye ekonomisi iyi yönetilmediği için krizden çıkamıyor.

Ekonomi dışında adalet, demokrasi, şeffaflık, hesap verme, hak ve özgürlükler, eğitim,
dış politika vb. bütün alanlarda da büyük tahribatlar (yıkımlar) var.

Peki seçmen bu sorgulamayı yapabilecek mi? Yoksa takım tutar gibi hayatlarında hissettikleri derin yoksullaşmayı bile inkâr ederek (yadsıyarak) başka gerekçeler uydurarak ya da gerçeğe başka anlamlar yükleyerek eski mahallelerinde mi duracak?

Bunu 14 Mayıs seçiminde hep birlikte anlamış olacağız…
===============================
Dostlar,

Bizden kısa notlar…

– Ulusal gelir kişi başına 25 bin $ olacaktı, 10 bin $ gibi..
– Türkiye ilk 10 ekonomi arasına girecekti, G20’den de düştü, 22. sıraya geriledi
– Dışsatım 500 milyar $ olacaktı, hedefin yarısını bulmadı (235 milyar $).
– Dış ticaret açığı azaltılamıyor, 2022’de rekor kırarak 110,2 milyar $ oldu
– 2022’de kamunun borç faizi anaparayı geçti..
– TCMB rezervleri eritildi, 128 milyar $ buharlaştırıldı, eksi 65 milyar $ bilanço..
– Cari açıkta yeni tepe (zirve) 48,8 milyar $
– “Bütçe açığı + Cari açık + Dış ticaret açığı” şeytan üçgeni içinden çıkılmaz oldu.
AKP= RTE malvarlığını açıkla(ya)madı..  ABD önceki Başkanı D. Trump’ın “aptal olma” aşağılamasına yanıt veremedi. Niye acaba? Hangi açıkları yüzünden? Halk Bank yolsuzluğu?
– AKP= RTE, ABD Senato Başkanı N. Pelocy’nin “Erdoğan’ın malvarlığının soruşturmanın zamanı geldi.” söylemine de sustu. Malvarlığını açıkla(ya)madı. “İspat etmezsen müfterisin….” diyemedi.
– Örtülü ödenek giderleri akıl almaz boyutlarda.. Mart 2023, 788 milyon TL..  Nereye harcanıyor?
– 2023 bütçesi yaklaşık 4,5 trilyon TL, 566 milyar TL’si borç faizi.. Her 8 TL’den 1’i faize gidiyor!
Hani NAS vardı, AKP=RTE faize karşı idi??
– Yaklaşık 2 hafta önce 2,5 milyar Dolar borçlandılar : Faizi, Dolar olarak %9, tefeci faizi ödenecek! 2030’a dek 1,6 milyar $ faiz ödeyeceğiz.. Hani AKP=RTE “ekonomist” idi??!!
– Türkiye nüfusu dünya nüfusunun %1,1’i ama toplam dünya gelirinin %0,9’unu üretebiliyor. AKP=RTE hedefi 2023’te %1,5 idi.. Nerdeeeeeen nereye….
……………

  • Bu bir tarihsel soygundur!
  • Halkımız apaçık, iktidar eliyle soyulmakta, İslami kesime kaynak aktarılmaktadır..

Ulusal kaynaklarımız, alın terimiz, 5’li çete vb. “maşalarla” yurt dışına çıkarılmakta, ülkemiz BİLEREK YOKSULLAŞTIRILMAKTADIR!

Yoksullaştırılan yığınlar siyaset, eğitim ve istihdam dışına itilerek yoksulluk yardımlarına bağımlı kılınmaktadır. On milyonu aşan insana Devlet kasasından sürekli “sadaka yardımı” yapılmakta ancak AKP desteği gibi sunulmaktadır. Bu kitlelerin oyları (siyasal iradeleri-istençleri) tutsak alınmıştır.. Bu nedenle, Dünyada 9 sigorta kolu varken, bizde AİLE SİGORTASI bilerek getirilmemiştir.

  • Siyasal İslamcı AKP=RTE, yoksulluğu yok etmek yerine siyasete kasten alet etmiştir.

***
Türk Halkının sağduyusuna güveniyoruz..
14 Mayıs gecesi bu lanetli – meş’um gidiş mutlaka durdurulacaktır / durdurulmalıdır.

Sevgi ve saygı ile. 30 Nisan 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik

Bu katkıların tweet iletisi için tıklayınız :


CADDE TV Programımız : ÜLKEMİZİN SICAK POLİTİK GÜNDEMİ

Dostlar,

Cadde TV’de Sn. Rahmi Aygün‘ün konuğu olduk.
Deneyimli hukukçu Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu
CHP Milletvekili, eğitimci Yıldırım Kaya ile birlikte.


Konumuz “ÜLKEMİZİN SICAK POLİTİK GÜNDEMİ” idi.

Sayın Kaya Eğitim sorunlarını, AKP’nin Ulusal eğitimi bilinçli çökerttiğini, dinci – teokratik düzen için bu politikayı istendik olarak (kasten) dayattığını ve CHP’nin çözümlerini ayrıntılı ve yetkinlikle aktardı. Sayın Aygün’ün bu bağlamda ek sorularını yanıtladı.

Sayın Eminağaoğlu, AKP = RTE‘nin ülkemizde adalet sistemini nasıl ele geçirdiğini, yandaşlaştırdığını, kadrolaştığını, yargının yansızlık ve bağımsızlığını yitirdiğini, Mülkün (Ülkenin!) temeli olan Adalet sitemi ve duygusunun, beklentisinin halkta karşılığının kalmadığını somut örneklerle aktardı. YSK’nin açık anayasa dışı son uygulamalarını irdelerdi.

Biz, toplumsal gerilimin halkın ruh sağlığını ciddi biçimde bozduğunu, yoksullaşTIRmanın ulusun belini büktüğünü, 21 yıllık AKP=RTE iktidarının bağışlanmaz ihmalleri ve hatalarıyla depremin sorunları – acıları iyice ağırlaştırdığını girişte açıkladık ve seçime giderken bunca gerilim politikasının çok yanlış olduğunu, RTE’nin çaresizliğini, narsisistik kişiliğini… işledik. Ayrıca sağlık sitemindeki hazin yetersizliği, şehir hastaneleri talanını, Kovit salgınının iyi yönetilemediğini, ölüm sayılarını 2 yıl açıklanmadığını, Şubat 2023’te TÜİK’in itirafıyla 220 bin “fazladan” ölümün kabul edildiğini… çözüm yollarını işledik. Eğitim ve hukuk – adalet konularında da hukukçu – siyaset bilimci şapkalarımızla katkı vermeye çalıştık.

2 bölüm, her biri yaklaşık 50-55 dakika sürdü.
Aşağıda 2. bölümün kaydı var (55 dk.). İzlemek için lütfen tıklayınız..

Sayın Aygün bize ilk bölümün kaydını ulaştırdığında buraya ekleyeceğiz.

Cadde TV ve katılımcılara teşekkür ederiz.
İzlenmesi, paylaşılması, yararlı olması ve gereklerinin yerine getirilmesi dileğiyle.

Sevgi ve saygı ile. 14 Nisan 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik    

 

 

 

 

15 Şubat 2023 TV konuşmalarımız : Deprem ve Sağlık Hizmetleri

Dostlar,

15 Şubat 2023 Çarşamba günü akşam 2 TV programımız var.. / GERÇEKLEŞTİRİLDİ..

İlki saat 19:00’da.. GÜNCEL HABER 16’da..

Gemlik Basın’dan Sn. Özge Demir’in PERSPEKTİF programında.

Bu  programda depremlerde sağlık hizmetlerini, Halk Sağlığı Uzmanı bir hekim olarak kapsamlı ele alacağız / ALDIK..

Depremin sağlık boyutu (yaklaşık 42 dk.) şu erişke (link) ile izlenebilir :

https://fb.watch/iJ3dbN02mO/
***
Yine bu programda Hukukçu-Sağlık Hukuku uzmanı olarak depremlerin hukuksal boyutlarını, yurttaşların haklarını, Devletin yükümünü işleyeceğiz.

Ek olarak, Siyaset bilimci-Kamu yöneticisi şapkamızla depremin bu boyutlarını da irdeleyeceğiz. 1,5 saati bulabileceğini öngörüyoruz. Bu son 2 bölümün erişkesini ayrıca paylaşacağız.

Bu program youtube ve facebook’ta eşzamanlı olarak canlı yayınlanacak.
***

Yine 15 Şubat 2023 Çarşamba günü akşam 21:00’de ise yine Bursa’dan HABERAL MEDYA‘nın konuğu olacağız. Sn. Aydın Keleşoğlu‘nun sorularını yanıtlayacağız / YANITLADIK..

Deprem Bölgesinde sağlık hizmetlerini değerlendirirken, Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında tam bir afet olan Anadolu’daki bulaşıcı salgın hastalıklarla nasıl savaşıldığına gönderme yapacağız / YAPTIK.. (Video kapsamlı ve 1,5 saat sürüyor..)

Gözden kaçan, Büyük Atatürk’ün SAĞLIK DEVRİMİ‘ne değinmeler yapacağız / YAPTIK.
Onlardan hala esin almamız olanaklı ve gerekli.

Neo-liberal küresel vahşet devleti küçülte küçülte bir gece bekçisine indirgedi.
Türkiye’de bu dayatmalar SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM maskesiyle 20+ yıldır AKP/RTE eliyle acımasızca uygulanmakta.

Ortada büyük bir “doğa olayı” var ve devlet yitik.

Sonuç; KORKUNÇ BİR AFET ve yıkım..

  • Bunların hesabı politik ve hukuksal olarak mutlaka sorulmalı, sorulacak.

Her 2 programın kayıt sorası erişkelerine (linklerine) bu dosyada yer vereceğiz / VERDİK..

(71) #CANLI Yazar Aydın Keleşoğlu / Prof. Dr. Ahmet Saltık – YouTube

Programın yaklaşık 5 sayfa özetini okumak için tıklayınız :

DEPREM BÖLGESİNDE SAĞLIK HİZMETLERİ & İLGİLİ SORUNLAR, AHMET SALTIK

İzlenmesi, duyurulması, paylaşılması ve gereklerinin zamanında yerine getirilmesi dileğiyle.

Sevgi, saygı, derin acı ve UMUT ile. 15 Şubat 2023, Ankara
(Güncelleme : 19.02.23, 02:32)

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik 

TELE1 Konuşmamız : TÜRKİYE’nin DEPREM GÜNDEMİ

Dostlar,

11 Şubat 2023 Cumartesi sabah saat 10:00 gibi TELE1‘de idik.
Sn. Namık Koçak‘ın “Forum Hafta Sonu” programına katıldık ve soruları yanıtladık.

Konu; TÜRKİYE’nin DEPREM GÜNDEMİ idi.

17. – 52. dakikalar arası biz katkı verdik.

Sağlık Hizmetlerinin ağır sıkıntılarına dikkat çektik. AKP/RTE‘nin 3 Kasım 2002’de iktidar olmasının hemen ardından Haziran 2003’te başlattığı SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM Programı’nın günümüzde eriştiği açmazları sergiledik. AKP/RTE‘nin sıklıkla savladığı üzere asla yerli – milli olmayan bu politika böyle olmayıp, IMF-DB dayatması, kökü dışarıda bir küresel dayatmadır.

20 yıldır sağlık hizmetleri çok büyük ölçüde özelleştirilmiş, kamunun kaçınılmaz sağlık hizmeti yükümü olabildiğince daraltılmıştır. Özel sağlık sektörü desteklenmiş ve alan açılmıştır. Son deprem yıkımında (felaketinde) kamunun olanakları – araçları – insangücü – lojistiği son derece yetersiz kalmıştır. Fatura, masum insanların yaşamlarını yitirmesi, engelli kalması, on milyarlarca Dolar akçalı (maddi) yitik ve ülke olarak daha da yoksullaşma, geri kalmadır.

AKP/RTE iktidarı, dünyada örneği olmayan ucube bir TEK ADAM REJİMİ dayatarak ülkemizi adeta tutsak almıştır. Ülkemiz kadim, çok değerli kurumlarından yoksun bırakılmıştır.

  • AKP/RTE iktidarı ülkemizi kurumsuzlaştırmıştır, kurumlarından yoksun bırakmıştır.
    Bunun somut anlamı, elinin – kolunun – bacağının – kulağının… koparılmasıdır!

Somutlarsak;

  • EMASYA Protokolü kaldırılmıştır, TSK afete müdahale ettirilmemiştir.
  • Kızılay bir aile şirketine dönüştürülerek yağmalanmış, bağışlarını ENSAR vakfına vermiştir.
  • AFAD‘ın başında bir ilahiyatçı yandaş vardır ve kaçınılmaz yönetim çöküntüsü ortadadır.
  • TSK sağlık sistemi darmadağın edilerek elinden alınmıştır; sahra sağlık hizmeti verilememiştir.
  • TSK komuta yapısı adeta felç edilmiştir; Anayasa md. 117 gereği “…Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup..” buyruğuna karşılık, 3 Kuvvet Komutanı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olup oradan buyruk almaktadır. Bu bilim ve akıl dışı olup kasıtlıdır ve hem AKP/RTE‘nin hastalıklı korkusunun (paranoya) ürünüdür hem de emperyal güçlerin istemidir.
  • Ülkemiz – ulusumuz, en gereksinimli zamanda Ordusu’nun çok deneyimli – çok birikimli yardım ve desteğinden yoksun bırakılmıştır.
  • Bunca ağır faturanın sorumlusu hiç kuşkusuz AKP/RTE‘dir ve siyasal – hukuksal hesabı sorulmalıdır. AKP/RTE, bu deprem felaketiyle iyice sandığa gömülecektir.

Son olarak; seçimlerin ertelenmesine değindik. Anayasa md. 78 yalnızca SAVAŞ durumunda en çok 1 yıla dek TBMM kararıyla ertelemeye olanak veriyor.

AKP/RTE buna yeltenmemeli, hızla deprem yaralarını sarmaya çalışarak seçimler zamanında, 18 Haziran’da yapılmalıdır.

Ayrıca bu afet, birileri vargücüyle parçalamaya çabalasa da ULUSAL BİRLİĞİN ne denli zorunlu olduğunu bize çok net ve çok çarpıcı olarak göstermiştir. Bu büyük bir kazanımdır ve korunarak, geliştirilerek sürdürülmelidir, bedeli bu afet gibi çooooooooook ağır olsa da!

Sözlerimizi, “Tüm Ulusumuzu bağrıma basıyorum..” diyerek tamamladık.

İzlemek için lütfen tıklayınız.

Bir hekim, hukukçu ve siyaset bilimci/kamu yöneticisi olarak, Maraş merkezli ağır depremi irdeledik. Sn. Koçak’ın katkıları ve soruları oldu.

Yararlı olması, izlenmesi, paylaşılması ve gereklerinin hızla yapılması dileğiyle..

Sevgi ve saygı ile. 12 Şubat 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik           twitter : @profsaltik

YOL TV Programımız : MARAŞ DEPREMİ

Dostlar,

Dün, 8 Şubat 2023 günü akşam saat 17:00’de YOL TV’de Sn. Recai AKSU‘nun konuğu olduk.

53 dk. boyunca Maraş depremini pek çok boyutlarıyla irdeledik ve deneyimli gazeteci – yazar Sn. Recai Aksu’nun katkıları ile birlikte yönelttiği soruları yanıtlamaya çalıştık.

Özellikle OHAL ilanı ile, yaklaşan genel seçimler (milletvekili) ve Cumhurbaşkanı seçiminin AKP/RTE tarafından ertelenip ertelenemeyeceği merak konusuydu.

Anayasanın 78. maddesi ışığında bu çekinceleri giderdik:

Anayasa madde 78 – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse,
Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.
*
Buna göre;

1. Seçimler YALNIZCA ve YALNIZCA SAVAŞ nedeniyle ertelenebilir.
2. Bu yetki tekelci (münhasır) olarak TBMM’nin… Cumhurbaşkanının herhangi bir yetkisi yok.

Anayasada seçimlerin ertelenmesine ilişkin başkaca hüküm de yok, tek düzenleme bu maddede.

Savaş sebebiyle” sözlerini “Türkiye’nin savaşa girmesi” olarak anlamak gerekir.
Çünkü tek gerekçe var burada ve genel hukuksal yorum ilkesi gereği, daraltıcı yorumlanır.
Hatta savaşa girmiş olmak da yeteri olmayabilir, girilen savaş nedeniyle “yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülememesikoşulu da birlikte aranacaktır.

AKP/RTE, yıkıcı depremin kendisini sandığa gömecek son derece olumsuz faturasından sıyrılabilmek için zamana gereksinim duyabilir ve 14 Mayıs 2023 yerine, Anayasa gereği (md. 77/2) belli olan 18 Haziran’a kalmasını yeğleyebilir.

Bu yol kapalıdır : OHAL gerekçesiyle seçimler ertelenemez.
OHAL ilanı seçimlere engel değil, geçmişte de yapıldı.
***
Ulusumuz, Dünya insanlık tarihine örnek bir dayanışma sergiliyor.
Bölgeden artık giysi vb. öteberi yollanmasına gerek olmadığı bilgileri alınıyor.
Şimdilerde (4. gün bitmek üzere) çadır, yiyecek, içecek… gereksinimi öne çıkıyor.

Gerek deprem öncesinde gerek olduğunda hızla gerekli planlı müdahaleyi yapamayan AKP/RTE iktidarı, çok ağırlaşan tablodan 1. derecede sorumlu..

1999 depremi sonrası geldiler, bu depremle gidecekler.. hiçbir umarları kalmadı..

Programı izlemek için lütfen tıklayınız..
İzlenmesi, paylaşılması ve gereklerinin zamanında yapılması dileğiyle..

 

  • AKP/RTE engel olmasın, bu Halk, bu büyük afetin de üstesinden gelir.. gölge etmesin yeter..
  • 15 Temmuz 2016’da Devleti sokaktan topladı bu ülkenin yurtseverleri.

Sevgi ve saygı ile. 09 Şubat 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik    

 

100. YILDA SEÇİMLER ve GELECEĞİMİZ

Dostlar,

Dün akşam, 3 Şubat 2023 Cuma günü saat 21:00’de (Türkiye saati ile) Avusturya’dan yayın yapan DÜZGÜN TV‘nin konuğu olduk.

Sn. Kazım Balaban‘ın sorularını yanıtladık. Konumuz,

  • 100. YILDA SEÇİMLER ve GELECEĞİMİZ

idi. AKP iktidarının 3 Kasım 2002’den bu yana 20 yıl 4 aydır ülkemizde neler vaad edip neleri yaptığını / yapamadığını irdeledik :

– Sağlık ve sosyal güvenlikte
– Ekonomide
– Hukuk ve Adalette
– Eğitimde
– Dış politika ve güvenlikte
– Din sömürgenliğinde (istismarında) 

Ülkemizin nasıl perişan edilerek uçurumun eşiğine sürüklendiğini sayısal veriler ve somut örneklerle açıkladık. Vaadlerinin ezici bölümünü yapamadılar / yapmadılar. Tam tersine!

Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” özdeyişine gönderme ile, AKP/RTE 2023 seçimlerini kazanırsa neler yapabileceğinin kestirilebileceğini belirttik.

Ulusal gelir 2023’te kişi başına 25 bin Doları aşacak, Türkiye ilk 10 ekonomiye girecekti. 2022 sonunda hala 10 bin Doların altındayız ve 21-22. sıraya gerileyerek G20’den düştük Dünyanın en yüksek enflasyonu olan 6 ülkesi içindeyiz. Kurgulu bir yoksullaşTIRma ile perişan edildi Ulus!

Hukuk devleti çöktü!

Dış Politikada AB-ABD uydusu, maşası, taşeronu, Erdoğan’ın itirafı ile BOP eşbaşkanı bile  olduk. Ulusal çıkarlar savunulamıyor. Kıbrıs’ta KKTC kritik eşikte. Ege’de 19-20 ada / adacığımız Yunanlarca işgal edildi ve üstelik, Paris Andlaşmasına aykırı biçimde silahlandırıldı..

Ülkede can güvenliği yok, siyasal cinayetler başladı, aydınlatıl(a)mıyor; Sinan Ateş, SADAT, mafya!

Laiklik ayaklar altına alındı, pupa yelken din devletine sürükleniyoruz. Diyanet fetva yağdırıyor!?

Eğitim “ulusal – bilimsel – kamusal…” olmaktan çıkarıldı, tarikat – cemaatlerce tutsak edildi.
……………..
Liste uzatılabilir.. Yayında ayrıntılı açıkladık..
***
Seçime giderken Erdoğan’ın DİPLOMA SORUNU, sağlık durumu ve 3. kez aday olmasının olanaksızlığı ile ilerledik. 1982 Anayasası yürürlükte, 2018’da kronometreyi sıfırlama palavra!

YSK Erdoğan’ın adaylığını  kabul etmeden YSK önüne tüm Millet İttifakı vekilleri, hukukçularla.. gidilerek bir uyarı metninin kamuoyuna açıklanması ve YSK’ya verilmesi uygun olur. Anayasayı çiğnememesi ve anayasa ihlali suçu işlememesi gerektiği eksenli anımsatma..

YSK gene de RTE’nin 3. kez adaylığını kabul ederse, yürütmeyi durdurma istemiyle hemen AYM’ye gidilmesi.. Anayasa md. 79 elvermiyor gözükse de, Anayasanın bütünsel olarak sistematik yorumu durumunda YSK kararının denetlenmesinin hukuka uygun olacağı savıyla.

Aynı zamanda hemen AİHM’ne (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘ne) ivedi başvuru.. İç hukuk yollarının Anayasa md. 79 ile tıkandığını savlayarak ve ivedi tedbir kararı isteyerek..

Tırnak boyasında ısrar…
Sandıklarda ıslak imzalı tutanakların mutlaka alınması..
Seçime yüksek oranlı katılımla AÇIK ARA FARKLA RTE’yi geride bırakmak..

Evet… giderler… Paşa paşa giderler… 2019 İstanbul BŞBB seçiminde olduğu gibi.. 13 bin fark 806 bine çıkınca halkın tokadını yiyip oturmuşlardı..

Savaş – çatışma çıkarıp seçimi erteleme.. Anayasa md. 87 yetkiyi TBMM’ye veriyor. RTE böyle bir yola başvurursa, kendi parti gurubuna egemen olamaz… 1 Mart 2003’te olduğu gibi..

Umutluyuz.. Yaşam pahalılığı çoooooooook ağır, çoooooooook yakıcı. Halk bunu yaşıyor.
TEK ADAM diktatörlüğü istemiyor. Kamuoyu yoklamaları hep bu yönde.. Abbas yolcu..

Millet İttifakı hata yapmamalı, TÜRKİYE İTTİFAKI‘na büyütmeli dayanışmayı..

70 dakika süren kapsamlı irdelememizi ve çözüm önerilerini dinlemek için lütfen tıklayın..

https://www.youtube.com/live/X8rbTZxevt8?feature=share

https://fb.watch/itds3TrOYX/

1908’de despot Padişah 2. Abülhamit’i tahttan indiren ve HÜRRİYETİ İLAN EDEN halkımız, 1807’den bu yana 216 yıldır süren demokratikleşme uğraşısını ve başarısını sürdürecektir. Tarihin tekerleği geri döndürülemeyecektir.

20 yıllık AKP/RTE parantezi kapatılacaktır.

Zaman, ULUSAL BİRLİK zamanıdır.

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır..

Sevgi ve saygı ile. 4 Şubat 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik

Çarşamba İğneleri : 25 Ocak 2023

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

YETER

İktidarda 21. yılına giren AKP/RTE, seçim sloganı olarak, Menderes’in 1950’de kullandığı “Yeter söz milletin” ibaresini seçti.

Tam isabet. Teşekkürler RTE…

SAVUNMASIZ

Suudi Arabistan Maliye Bakanı, Türkiye, Pakistan, Mısır gibi ekonomisi savunmasız ülkeleri desteklemeye devam edeceklerini söyledi.

Yaaa, bay ekonomist dünya lideri. Sayende ülke kimlerin diline düştü…

HIRSIZ

Davutoğlu, kendisini Şehir Üniversitesi’ni üzerine geçirme yolsuzluğu ile suçlayan RTE’ye “Uluslararası mahkemelerde mal varlığı dosyası olan sen, beni yolsuzlukla itham ettin.” dedi.

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır…

FAZLALIK

Yeni Zelanda Başbakanı, altı yıllık hizmetten sonra hedeflerini tutturamadığı için “fazla yorulduğunu ve yıprandığını” söyleyerek hem başbakanlıktan hem parti başkanlığından istifa etti.

20 yıl sonunda tek hedef tutturamayan, koltuğa çivili…

SAYGISIZ

Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım, kendini karşılayan Erzurum Valisi Okay Memiş ve İl Jandarma Komutanı Albay İlker Şimşek’in karşısında kaykılıp tespih çekti.

Vali, saygısız oturuşu kiloya bağladı.

Kişisel saygınlığını korumayan, makam ve rütbesinin saygınlığını hiç koruyamaz…

İMZA

Doğu Perinçek cumhurbaşkanı adayı olabilmek için imza kampanyası başlattı.

100 bini bilmem ama üçün biri garanti…

GUGUK

İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızı H.K.G’yi, 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli’yle ‘evlendirmesi’ skandalında yeni bir gelişme yaşandı. Duruşmaya çok az bir süre kala H.K.G.’nin yaşadıklarıyla ilgili iddianameyi yazan İstanbul Anadolu Adliyesi Savcısı’nın görev yeri değiştirildi.

RTE, “Bir hukuk var bir de guguk” demişti.

Guguuk, guguuk…

HUKUK

ABD eski başkanı Trump’a, yargıyı siyasal amaçla kullandığı için 938 bin Dolar para cezası verildi.

Bir gün mutlaka…

TL

Nebati, Türk lirasının değerli olmasının işsizlik, fazla ithalat ve üretim yapılmaması gibi sakıncaları olduğunu sıraladı.

TL’den altı sıfır atarak paramızı değerlendirmekle övünen hangi iktidardı?

YALAMA

AKP Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan övgüyle söz ederek,

  • “Tayyip ağabeye ihaneti bırak sırtımızda taşımamız lazım.
  • Yani ayakkabısını elimizle yalamamız lazım.

ifadelerini kullandı.

Yala Şenel yala, Tayyip ağabeyin helal sana…

6 YAŞINDAKİ KIZLARIN EVLENDİRİLMESİNİ LANETLEMEK Mİ YETİNECEĞİZ?

Mustafa SOLAK

İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel, 6 yaşındaki
kızını, 29 yaşındaki müridiyle imam nikâhı ile evlendirildi.

Yıllar sonra kızı yakınmacı oldu.

Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı açıklamada;

  • İslam’a göre, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olgunluğa erişmeden,
    aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz.
    ” dedi. (1)

Diyanet böyle demekle birlikte, daha önce “Dini Terimler Sözlüğü”nde, bulûğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirlemişti.

Şöyle diyordu:

  • “İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak
    belirlenmiştir. Bu yaşa ulaştıktan sonra erkeğin ihtilam olması [rüyada cinsel tatmine ulaşması], baba olabilme devresine girmesi; kızın da adet görmesi, gebe kalabilme çağına ulaşması fiilî olarak bâliğ olmalarıdır. Ancak erkek ve kızlar 15 yaşlarına ulaştıklarında, kendilerinde bu erginlik alametleri görülmese de, bâliğ olduklarına hükmedilir. Buluğ, kişinin dinen mükellef sayılıp, yetişkin insan statüsünü kazandığı dönemdir.” (2)

***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararı ile ilgili düşüncelerimizi, değerlendirmeleri web sitemizde paylaştık :

Ekrem İmamoğlu’na AKP tuzağının amacı ve sonuçları | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM

Bu önemli sorun üzerinde gereğince durulacak elbette.
Ancak, belli ölçülerde gündem oyunu da olan İmamoğlu kararının, Türkiye’ni yakıcı gündemlerini perdelemesine izin verilmemeli. AKP = RTE, bir ölçüde bunu da hedeflemekte ne yazık ki..

Tarihçi sayın Mustafa Solak’ın önemli yazısının kalan bölümünü okumak için lütfen tıklayınız…

6 yaşındaki kızların evlendirilmesini lanetlemek mi yetineceğiz

Sevgi ve saygı ile. 15 Aralık 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik    

 

6 Yaşında Kız Çocuğu Evlendiren Tarikatçı Anlayış

BASINA VE KAMUOYUNA

“Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz.”
Mustafa Kemal ATATÜRK

(AS: Bizim katkılarımız yazının altındadır..)

İki gündür 6 yaşında bir çocuğun, öz babası tarafından gelinlik giydirilerek “evlendirilmesi” rezaleti ile çalkalanıyor ülkemiz.

Bir babanın 6 yaşındaki kızını evlendirebilmesi, 29 yaşında bir “adam”ın o yavru ile evlenebilmesi, sahte kemik yaşı raporu ile gözünün önündeki 14 yaşındaki kızın 21 yaşında olduğunu karara bağlayan yargıçların olabilmesi…

Ne acı!

  1. yaşını süren Türkiye Cumhuriyeti’nin bu durumu kabul edilebilir olmasa da, şaşırtıcı değil elbette.

İktidara gelişinden başlayarak tarikat ve cemaatlere devlet olanaklarını sonuna dek açan AKP yönetim anlayışının vahim (ürkünç) sonuçlarını bu ve benzeri örneklerle her gün yaşıyoruz.

Bu anlayış, gerçek İslam’la ilgisi olmayan uydurulmuş bir din dayatıyor topluma.

Önceki yıllarda kimi AKP Belediyelerinin “6 yaşında kız çocukları ile evlenilebilir” diyen kitaplar dağıttığını gördük.

Kanal kanal dolaştırılan “Hocaefendi” lakaplı tarikatçıların, Diyanet yetkililerinin benzer fetvalar (!) verdiğini gördük.

Tarikat evlerinde tecavüze uğrayan çocuklar için “Bir defadan bir şey olmaz” ya da “Küçüğün rızası var” diyen Bakanlar gördük.

Eşi tarafından -hem de camide- bir kadınla basılan imam için “İmam nikâhlısıysa göreve iade edeceğiz” diyebilen devlet memuru müftüler gördük. (AS: İmam nikahının nelere alet edilebileceği ürkütücü!)

Laik Cumhuriyet’e, Atatürk ilke ve devrimlerine ve Anayasaya sadakat yemini etmiş kimi siyasilerin “Nefsimize ağır gelse de, hayatımızın merkezine dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz.”, “İslam bize göre değil, biz İslam’a göre hareket edeceğiz.” diyebildiklerine tanık olduk.

Hatta Cumhurbaşkanı Danışmanı sıfatlı kişilerce kurulup, ASSAM (Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği) adı verilmiş bir örgüt tarafından devlet kuruluşları ve belediyeler sponsorluğunda, Başkenti İstanbul, dili Arapça olacak ASRİKA İslam Devleti kurma amaçlı sempozyumlar düzenlenebildiği ve düzenleyicisinin “Dünya üzerindeki İslâm âlimleri ile görüştüğümüzde sorularımıza şöyle cevap alıyoruz: İslam Birliği olacak mı? Olacak. Nasıl olacak Mehdi Hz. geldiği zaman? Peki, Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki, bizim bir işimiz yok mu? Ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor.” diyebildiğini de yaşadık.

Bütün bunlar düşünüldüğünde, Bakanlık ya da Diyanet İşleri’nin bu son rezaletle ilgili suskunluklarının da şaşılacak bir yanı yok tabii.

Öte yandan, artık bir AKP dönemi klasiği haline getirilen “icazet törenleri” ile

  • Sarıklı cübbeli küçücük çocuklarımız kullanılarak şehirlerimizin caddelerinde, salonlarında Laik Cumhuriyet’e meydan okunuyor.

Anayasamızın ve yasalarımızın açık hükümlerine karşın devlet görevlilerinin bu meydan okumaya engel olmaları bir yana; TBMM Başkanı, Diyanet İşleri Başkanı gibi üst düzey siyaset ve devlet yetkililerinin coşkulu katılımları ile bu törenleri meşrulaştırdıkları görülüyor.

Devlet erkânının gözleri önünde değişmez önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e “KAFİR” diyen hadsizler el üstünde tutuluyor.

Örnekleri ziyadesiyle çoğaltmak olanaklı.

Bu gidiş, iyi gidiş değildir!

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, varlık nedenimizin Laik Cumhuriyeti ve Atatürk İlke ve Devrimlerini sonsuza dek yaşatmak olduğu bilinci ile, tüm devlet yetkililerini Anayasa ve yasalara uymaları ve görevlerini yapmaları konusunda bir kez daha uyarıyoruz.

Saygılarımızla. 07.12.2022, Ankara

(Ayrıca, 08 Aralık 2022 günü
Cumhuriyet gazetesi arka sayfada yarım sayfa ilan verilmiştir..)

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
GENEL MERKEZİ
==============================

Kadın : AKP’nin eski Aile bakanlarından..
Erkek : AKP’nin eski ve halen Adalet bakanı! “Küçük” ün tecavüze izin / rıza veremeyeceğini öğren(e)memiş bir Hukuk Fakültesi mezunu (!?)..

Tarikatlar koalisyonu AKP, bir 5’li çete üyesinin itiraf ettiği üzere AKP, “Milletin a…’na koymakta”…
“Kinini ve dinini eksik etmeyen” İslam mücahiitleri (Cihatçıları) 20 yıllık AKP iktidarında buralara dek geldiler..
Bu çürümeye karşı hep birlikte ayağa kalkma ve savunma yaparak saldırıyı defetme zamanıdır.

  • Lamı cimi yok, vakıf maskesiyle toplumu çürüten gericilik yuvaları tarikat-tekke-türbe-zaviyeler derhal kapatılmalıdır.
  • Milli Eğitim Bakanlığı bu gerici ve çağdışı, Cumhuriyet yıkıcısı vakıflarla yaptığı tüm sözleşmeleri derhal iptal etmelidir.
  • TBMM’de, Anayasa m.98 uyarıca “Meclis soruşturması” başlatılmalıdır.
  • Anayasa m.174’teki Devrim Yasaları kararlılıkla uygulanmalıdır :

    “30 Teşrinisani 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun

  • Muhalefet göreve, basın toplumu sürekli uyarmalı, yargı adalet dağıtmalı ve AKP-MHP’nin maskesi artık düşürülmelidir!
  • Cumhuriyet Başsavcısı neden AKP hakkında bir kez daha kapatma davası açmıyor?

AKP = RTE neden susuyor?? Hemen her şeye karışan, gerek görürse ayar veren, parmak sallayan, aşağılayan, ağır ve booool hakaretler yağdıran Cumhur’un başı neden susuyor??

Yaşanan bu sefillikler, seçime giderken AKP=RTE‘nin toplumu korkuyla sindirme planının parçaları mı??

Az kaldı… gümbür gümbür çöküyorlar…
Toplum seçime dek örgütlü olarak direnmeli ve sandığa gömmeli!

Sevgi ve saygı ile. 09 Aralık 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

 

 

 

ERDOĞAN SAĞLIKLI DEĞİL!

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Güncelleme : 22.11.22.. 2 yazı birlikte okunmalıdır.. http://ahmetsaltik.net/2022/11/22/erdogan-saglikli-degil-2/

Sisi’nin de elini, iki eliyle sıktı. Tüm dediklerini yalamış, yutmuş oldu!
Madem barışacaktın, İhvan Lideri için iki devletin ilişkisini neden bozdun? Senin, İhvan terör örgütüne sempatin yüzünden hem Suriye hem Mısır ile tüm devletlerarası ilişkimizi perişan ettiniz. Bu mu sağlıklı devlet adamlığı?
**
Erdoğan’ın konuşmalarını, davranışlarını, üslubunu dikkatle takip ediyorum. Sağlıklı bir insanın, özellikle Türkiye gibi büyük bir devletin ve 84 milyon insanın kaderini elinde tutan birinin davranışları, konuşmaları böyle olmamalı! Bunlar sağlıklı bir insanın yapacağı işler değildir…
Erdoğan’ın “Epilepsi-Sara” hastası olduğu defalarca iddia edildi. Erdoğan bu iddiayı ortaya sürenleri mahkemeye verdi, fakat kendisinin uzmanlar tarafından kontrol edilmesine yanaşmadığı için davaları kaybetti.

Ayrıca iki kez “Kolon Kanseri” operasyonu geçirdi.

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, Devlet Başkanlarının-Başbakanların sağlık durumları ülkenin güvenilir uzman doktorları tarafından senede bir kez kontrol edilir ve kamuoyuna duyurulur.
Bizde de, Erdoğan’a kadar görev yapan Cumhurbaşkanı-Başbakanların en ufak hastalıkları için yetkililer açıklama yaparlar ve kamuoyuna gerçekleri duyururlardı. Bu davranış, Türk Milletine saygının gereğidir.
**
Erdoğan’ın geçmişini, ailesini, servet durumunu bilen ve 2002 yılından beri dikkatle takip eden biri olarak biliyorum ki, Erdoğan bu süre içinde bilinen 7 defa epilepsi krizi ve iki kez ameliyat geçirdi. Epilepsi hastalığı, en basit anlatımıyla beyin hücrelerinde çok küçük bir grup hücrenin “anarşi” yaratarak, milyarlarca beyin hücresi üzerinde egemenlik kurmasıdır. Sara nöbetlerini önlediği söylenen bazı ilaçlar vardır, ancak bu hastalığın kesin tedavisi yoktur. Doktorlar, Epilepsi (Sara) hastalarının Askerlik-Polislik-Berberlik-Şoförlük-İnşaat İşçiliği gibi işleri yapmalarına izin vermezler… Peki, berberlik-şoförlük yapamayacak olan biri sizce Başbakanlık-Cumhurbaşkanlığı yapabilir mi? Buna izin verilmeli mi?
**
Niyetim kimsenin hastalığını ortaya dökmek değil. Ama hasta olduğu hakkında çok ciddi iddialar bulunan birinin de, sorumlu bir yönetici olarak bu iddialara net raporlarla yanıt vermesi gerekir.
Dr. Hakkı Açıkalın, yaptığı yazılı açıklamada bu iddiayı tekrarladı! Erdoğan’ın uzun yılardır bu hastalığa sahip olduğunu ifade eden Açıkalın, Erdoğan’ın kriz geçirip makam otosunda kilitli kalması ve arabadan balyoz marifetiyle çıkarıldıktan sonra, Ankara Güven Hastanesinde onu muayene eden Nörolog Sümer Güllap’ın (42), neden öldüğünün de çok iyi araştırılması gerektiğini söyledi… Dr. Hakkı Açıkalın hastalığın bulgularının, Erdoğan’da da olduğunu belirterek şunları söyledi :
**
“Bu hastalar itaate yatkındırlar, fakat bunu altında müthiş bir “zulme uğramışlık-mağduriyet duygusu” vardır. Bu hastalar bazen saldırgan davranışlarda bulunabilirler. Genellikle “benmerkezci”, “aşırı tepki verip çabuk sinirlenen”, “ısrarla isteyen”, “düşünceleri sabit” kişilerdir!

– Erdoğan, Seçim Kurulu Başkanı Yargıca küfür edip, cezaevine girdi mi?
– Erdoğan, tercihli oyda kendisini geçen Mustafa Baş’ı 50 kişilik ekiple bastı mı?
– Erdoğan, Mersin’de bir çiftçiye “Al ulan ananı defol git” dedi mi?
– Erdoğan, Soma’da bir işçiyi markete kadar kovalayıp “Kaçma ulan İsrail dölü” deyip dövdü mü?
– Erdoğan, vatandaşı tekmeleyen danışmanını terfi ettirdi mi?
– Erdoğan iki tane Bakanını tekme tokat dövdü mü?
– Erdoğan, Hükümet Sözcüsü Bakanı, küfürle Bakanlar Kurulundan kovdu mu?
– Erdoğan küfür eder mi? Aşağılık-Şerefsiz- Yüzüne tükürsen yağmur yağıyor gibi kelimeleri kullanır mı?

Eğer Erdoğan bunları yaptı ise, benim de kendisinin Uzman Doktorlar Heyeti tarafından kontrol edilmesini istemek kadar doğal bir talebim olamaz, değil mi? Üçüncü kez CB Adayı olup seçilmek isteyen Erdoğan, Üniversite diplomasından önce “Şoför olabilir” raporu alması gerekmez mi?
Ben bir işveren olarak Erdoğan’ı gibi hasta birini şoför olarak istihdam edemiyorsam, koskoca ülkeyi ona nasıl teslim ederim!

Var mı içinizde bana yol gösterecek biri?

“Temel, siyasete girmeye karar vermiş ve Dursun’a; “Ben Başbakan olacağum” demiş! Şaşıran Dursun, “Deli misin” diye sorunca, Temel sormuş “Şart midur?”

Süleyman Soylu’nun TBMM Plan-Bütçe Komisyonundaki halini görünce, galiba yakında o da şart olacak… Vay başımıza gelene!

Sağlık ve başarı dileklerimle, 21 Kasım 2022
=================================================
Dostlar,

Bu sitede 7 yıl önce yazdık… 31 Ekim 2015’te.. Erişkesi (linki) aşağıda..

http://ahmetsaltik.net/2015/10/31/isvicreli-dr-hakki-acikalin-erdogan-epilepsi-hastasidir/

Ayrıca geçtiğimiz yıl, oturduğu yerde halka bayram iletisini geçerken (camdan mı ?) “uyuklamasını”, konuşmasının anlaşılmazlaşmasını, kesintiye uğramasını… tüm Türkiye ve dünya gördü. TELE1‘de katıldığmız programda bu, durumun “tıbben normal olmadığını” ve mutlaka bir tıbbi kurul raporu ile Erdoğan’ın sağlık durumunun oraya konması gerektiğini belirttik. Uzaktan tanı koymanın doğru, uygun, etik olmadığını vurguladıktan sonra, tablonun “temporal epilepsi” olabileceğini belirttik.

Sn. Serdaroğlu’nun da saptadığı gibi, yıllık hatta 6 aylık tıbbi kurul sağlık raporunun bu tür tepe yöneticiler için yerleşik bir uygulama (zorunlu rutin) olduğunu açıkladık. Muhalefeti, basını, TTB (Türk Tabipleri Birliği) ve TBB’ni (Türkiye Barolar Birliği) …. kamuoyunu göreve çağırdık.

AKP = RTE‘yi sağlık kurulu rapru almaya ve kamuoyuna açıklamaya davet ettik..

Aradan 7+ yıl geçti.. Hiçbir olumlu gelişme yok! Ama TELE1‘e, o akşam bizim açıklamalarımız nedeniyle RTÜK tarafından yüklü para cezası verildi. (İmece ile karşılamaya çalıştık…)

Devleti yöneten bu gibi kişilerin sağlık durumları kişisel veri olmayıp (6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu), kamuoyunun bilgilenme hakkı ve devletin sağkalımı (bekası) için zorunlu resmi belgelerdir. “Diploma” konusunda olduğu gibi bu bağlamda da AKP = RTE açık – saydam, kamuoyuna saygılı bir tutum izlememektedir.

Dolayısıyla kuşkular yoğunlaşmakta, fısıltı gazetesi işlemektedir :

  • Neyden gocunuyorsun? Saklayacak neyin var? Ateş olmayan yerden duman çıkmaz…

AKP = RTE, ülkemizde demokrasiyi askıya alarak yüz yıl geriye savrulmamızın sorumlularıdır!

3 Kasım 2002’den beri ülkeyi tek başına ve giderek artan baskı – sultan yetkisi ile yöneten ve 69. yaşındaki AKP = RTE‘nin sağlık durumunun bu görevi sürdürmesine elverir olup olmadığını öğrenmek Türkiye olarak demokratik – meşru hakkımız; kendisi ve AKP’si için ise yasal, ahlaki, etik, vicdani bir yükümlülük hatta zorunluluktur. Kamuoyu, başta muhalefet partileri bu olguyu izlemelidir. AKP = RTE hiç kimseyi, hiçbir şeyi kendince “takmama” davranışını inat ve ısrarla sürdürmektedir. Bu durum demokrasilerde kabul edilemez ve sürdürülemez.

Herkes haddini – hududunu bilmeli ve halka mutlak saygıyı, demokrasiyi içselleştirmelidir.

Sevgi ve saygı ile. 21 Kasım 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik