Etiket arşivi: Kızılay

ÇARŞAMBA İĞNELERİ : 08 Mart 2023

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

KÖRLEŞME

Kahramanmaraş Belediye Başkanı Kahraman Güngör, bütün olanakları ile Kahramanmaraş’a yardıma koşan Ankara BŞBB Mansur Yavaş’ı görmediğini söyledi.

Perdelenmiş gözleri kentteki depremi ve depremzedeleri gördü mü acaba?..

İSTİFA

Yunanistan’da tren kazasında 40 kişi ölünce Ulaştırma Bakanı hemen istifa etti.

Depremde en az 45 bin kişi öldü, önemseyen bir kişi çıkmadı…

YANDAŞ

Perinçek, “Gelecek hükümet, Cumhurbaşkanımız önderliğinde AK Parti, MHP ve Vatan Partisi ortaklığında kurulabilir.” diyor.

2015’ten beri süren yandaşlığın bedelini istiyor…

HİZMET

Çadırları alt kuruluşumuz sattı” diyen Kızılay Başkanı’nın 12 alt kuruluşun  yönetim kurulu başkanı olduğu, 300 bin TL’nin üzerinde aylık aldığı, oğlunun da Kızılay’da başkan yardımcısı olduğu açıklandı.

Kızılay, başkanına hizmetten halka hizmete zaman / olanak bulamamış…

VİCDAN MI?

Kızılay Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi’nin, depremin üçüncü günü (9 Şubat) Kurumun paralarını altın ve dövize yatırdığı belirtildi.

O (Kızılay) artık yardım kuruluşu değil kâr amaçlı bir holding.

Yapılan hukuki, ahlaki ve vicdani!..

BAKAN

Kayıp (yitik) çocukların akıbeti sorulan Aileden sorumlu Bakan, ”Umuyoruz sosyal kurumlardadır” dedi.

Umuyorum, “Umuyoruz” diyen kişi ne Bakanı olduğunun ayırdındadır…

SEYİRCİ

Futboldan sonra FB basketbol seyircisi de “İstifa!” sloganı attı.

Bahçeli’den çözüm bekleniyor. FB Eurolig’ ten çekilsin mi?..

DAYATMA

Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığının “dayatma” olduğu gerekçesi ile, “terk etmem” dediği masayı terk etti.

CHP’li belediye başkanlarını dayatarak geri döndü.

Zevzek…

KUŞ

FETÖ’cülerin avukatı Prof. Ersan Şen, fırsatı ganimet bilip, ”İyi Parti’den istem gelirse aday olacağını” açıkladı.

TV’lerde boy gösterince kimi kuşlar kendilerini deve sanıyor…

MAL

Akşener’in masadan ayrılması üzerine RTE, ”Onlar mal derdinde, biz can derdindeyiz.” dedi.

21 yıldır gözünün maldan başka bir şey görmediğini bilmesek!..

HELALLİK

RTE depreme müdahaledeki gecikmelerden dolayı Adıyamanlılar’dan helallik istedi.

Öbür illere zamanında yetişmiş miydi?

Adıyaman’ın Menzil Tarikatı’nın merkezi olması fark yaratır mı?..

GEREĞİ

RTE, seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılacağını açıkladı ve “Millet gereğini yapacak” dedi.

Sonunu görüyor…

İzmir İLKSES Gazetesi ile söyleşi : Deprem Bölgesinde Bulaşıcı Hastalık Tehlikesi

Uyuz, bitlenme, mantar enfeksiyonu… Türkiye’ye yayılabilir

Deprem bölgelerinde çıkabilecek bulaşıcı hastalıkların, nüfus hareketliliği dolayısıyla tüm Türkiye’ye yayılabileceğine dikkat çeken Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, Kovit-19’un da bu süreçte artabileceğini vurguladı.


21.02.2023

Uyuz, bitlenme, mantar enfeksiyonu: Türkiye’ye yayılabilir

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / RÖPORTAJ (AS: Söyleşi)

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, deprem alanında yaşanan ve yaşanabilecek olan salgın hastalıkları gazetemiz aracılığıyla kamuoyuna aktardı. Gerçekleştirdiğimiz röportajda (söyleşide) Prof. Saltık, çadır – konteyner evlerde insanların çok kalabalık yaşadığını dolayısıyla kişi başına 3,5 metre kare alan bile sağlanamadığını kaydetti. Yakın temas ve hijyen sorunu nedeniyle uyuzbitlenme ve kimi mantar enfeksiyonlarının görülebileceğini aktaran Saltık, Kovid-19 pandemisinin de bu süreçte artabileceğini vurguladı.

Öte yandan, yaşanan nüfus hareketliliği dolayısıyla bölgede çıkabilecek bulaşıcı hastalıkların tüm Türkiye’ye yayılabileceğine de dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Saltık,

  • “Türkiye nüfusunun %90-95’i deprem kuşağında yaşamakta.
    Bu doğa gerçekliğine uygun bir toplumsal düzen kurmak zorundayız.
    ” dedi.

detail-photo-fancybox-0KİŞİ BAŞINA 3,5 METRE KARE ALAN…

10 kentimizde yaşanan deprem yıkımının salgın hastalıkları da birlikte getirdiği belirtiliyor. Durumun bu denli vahim bir tabloya yol açmasının nedenlerini aktarabilir misiniz?    

Bulaşıcı – salgın hastalıklar, afetlerin ardından ciddi sorun kaynağıdır. Bu hastalıkların kökenlerine göre irdelenmesi uygun olur. Depremin ardından hava yolu, yakın temas, su ve yiyecekler, yaralanmalar, çevre koşulları bulaşıcı hastalık salgınları için başlıca kaynaklardır. Maraş ve yöresi ile birlikte 10 kentimizi çok olumsuz etkileyen şiddetli deprem, 13 milyona varan büyük bir nüfusu tehdit etmektedir. 110 bin km2 alana yayılan depremin ardından, bu büyük nüfus kitlesinin temel gereksinimlerini hızla karşılamak kolay değildir.

  • İlk iş yıkıntı altında kalan insanların – hayvanların yaşamlarını kurtarmaktır.
  • Ardından, yaşamda kalanların yaşam güvenliğini sağlamak gelir.

Bu amaçla, ağır kış koşulları da gözetilerek barınma ve beslenme öncelik almalıdır. Bölgede yeterli barınma koşulları gereken hızda sağlanamamıştır. Çadırlar yetersiz, konteyner evler çok çok azdır. Yararlanılabilecek kapalı mekan, deprem çok şiddetli olduğundan yok gibidir. Dolayısıyla sağlanan çadır- konteyner evlerde insanlar çok kalabalık yaşamaktadırlar. Kişi başına 3,5 m2 alan sağlanamıyor.

Aynı zamanda Sağlık Hukuku uzmanısınız. Bu doğrultuda deprem sahasında
başlıca hangi salgın hastalıkların boy göstereceğini düşünüyorsunuz?      


Kapalı alanda kalabalık yaşam
, özellikle hava yolu ile bulaşan hastalıklar için risk etmenidir. Üst ve alt solunum yolu bulaşları (enfeksiyonları) kolaylıkla yayılabilir. Tonsillit, farenjit, sinüzit, soğuk algınlığı (nezle), grip, zatürre, verem, kızamık, Kovid-19.. başta olmak üzere! Zatürre, bebek-çocuk ve yaşlılarda ağır giderek ölümlere yol açabilmektedir. 

  • Ağır kış koşulları, yetersiz-dengesiz beslenme,
    üst ve salt solunum yolları bulaşlarını artırıcı ve ağırlaştırıcıdır. 

Ayrıca enkaz tozlarının solunması gerek yöre halkında gerek arama-kurtarma emekçilerinde, hafriyat işçilerinde kimi sorunlara yol açabilecektir (asbestozis vb.). Yıkımlarda, hafriyat kaldırmada… Histoplasma capsulatum mantar enfeksiyonu alınabilir. Yakın temas ve hijyen sorunu nedeniyle uyuz, bitlenme, kimi mantar enfeksiyonları görülür.

detail-photo-fancybox-1KOVİT-19 BU SÜREÇTE ARTABİLİR!      

Halen Kovid-19 pandemisi ile savaşırken, göçük altındaki kentlerde yaşanan ya da yaşanacak olan salgın hastalıklar, durumu daha da kritik bir duruma dönüştürür mü?

1’den çok bulaşıcı hastalık ne yazık ki eşzamanlı olarak yaşanabilir. Kovit-19 da bu süreçte artabilir. Hem kapalı ortamlarda kalabalık yaşam, hem stres ve beslenme, barınma, uyuma, giyinme.. yetersizlikleri tetikleyici olabilir.

  • Kovit-19, grip ve öbür çocukluk-erişkin aşılarının anımsatma dozlarının yapılması çok uygun olur.
  • Halkın sürekli sağlık eğitimi çok değerli.
  • Bulaşıcı hastalıklar için erken tanı kritik.

Bu amaçla erken tanı-uyarı sistemlerinin kurulması gerekli.

Deprem dolayısıyla Türkiye’yi halk sağlığı bakımından nasıl sorunlar bekliyor?

Bölgede çıkabilecek bulaşıcı hastalık salgınları Türkiye’ye yayılabilir!

Tersine, ülkemizin değişik yerlerinden bölgeye de kimi bulaşıcı hastalıklar taşınabilir.

Çünkü ciddi boyutta bir nüfus hareketliliği söz konusudur.

Bölgede sağlık hizmetlerinin basamaklandırılarak (Birinci – İkinci – Üçüncü Basamak) etkinlikle sürdürülmesi gerekecektir.

Özellikle 0-6 yaş çocukların düzenli aşılanması önemlidir.

Çöken sağlık altyapısı ayağa kaldırılmalıdır. İnsan gücü bakımından bölge desteklenmeli ve döngüsel (rotasyonla) görev verilmelidir.

  • Sağlık hizmetleri kamusal sorumluluk ve temel insan hakkıdır.
  • Neo-liberal vahşi küreselleşme dayatması ile son 20 yıldır “Sağlıkta Dönüşüm” adı altında özellikle hızlandırılan sağlıkta özelleştirmenin durdurulması gerekmektedir.

Ardışık afetler akıldan çıkarılmadan,
kamusal sağlık sektörü tüm boyutlarıyla ülkemizde güçlendirilmek durumundadır.

Koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, Dünya Sağlık Örgütü’nün “Tek Tıp – Tek Sağlık” anlayışı ekseninde bir ulusal – kamusal sağlık sistemine gereksinim ivedidir.

DERS ALARAK SORUNLARI AŞACAĞIZ

Bu noktada yetkili kurum ve kuruluşlara nasıl bir görev düşüyor?
İvedi olarak yapılması gerekenler nelerdir?

Afetlere müdahale başlıca AFAD’a verilmiş durumda. Eski sivil savunma örgütleri bu kuruma devredildi. KIZILAY da epey geriye çekildi. 7269 sayılı yasa gerekli düzenlemeleri içeriyor. Ancak AFAD çok yetersiz kaldı. Bölgeye 2 – 3. günü izleyerek ancak sınırlı katkı sağlanmıştır. Onlarca ülkeden gelen dış yardım, ülkemizin her yerinden koşan kişi ve kurumlar afette risk azaltımı için ciddi ve özverili çalışmalar sergilemiştir…

Bir OHAL Bölge Valiliği, bölgesel düzeyde eşgüdüm için yerinde olacaktır.
TBMM’de özel oturumlarda sorun değerlendirilmeli, bir Araştırma Komisyonu kurulmalı, demokratik biçimde halkın katılımıyla yol alınmalıdır.
Afette ve sonuçlarında sorumluluğu olan tüm kişi ve kurumların bağımsız-tarafsız yargı organınca adil ve hızla yargılanarak hak ettikleri yaptırımlara çarptırılmaları büyük önem taşımaktadır.

  • Bölgeden göç önlenmelidir!

Depremzede nüfusun yaşam koşulları hızla iyileştirilmelidir.

Barınma, giyim, beslenme, çevre sağlığı koşulları, tuvalet, su, atıklar, geçim, eğitim, sağlık, psiko-sosyal destek çok önemlidir.

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Türkiye nüfusunun %90-95’i deprem kuşağında yaşamakta. Bu doğa gerçekliğine uygun bir toplumsal düzen kurmak zorundayız. İlk olarak ulusal nüfus planlaması ile nüfus artış hızını azaltmak, aile planlaması yapmak zorundayız. HER AİLEYE 1 ÇOCUK!

  • İmar affını unutmak, yapı denetim mevzuatını güncelleyerek ödünsüz uygulamak gerek.

En önemlisiülke genelinde yeniden kadastral planlama yaparak kentsel yerleşim yerlerini güvenli zeminlere taşımak,
yerleşime uygun olmayan alanları tarıma, meralara,
otlak ve yaylaklara ayırmak gerek…

Bu afetler asla kader değildir!

Japonya başta olmak üzere depremle son derece başarılı savaşım veren ülke örnekleri vardır.

İstanbul’dan başlayarak hızla,
kentsel dönüşüm
ulusal seferberlikle birkaç yılda tamamlanmalıdır.

Bu adımlar ulusal bir politika zeminine oturtulmalı, günlük siyaset dışına çıkarılmalıdır.

Kırdan kente göç durdurulmalı, tersi teşvik edilmelidir.
Nüfus ülke coğrafyasına elden geldiğince dengeli dağıtılmalıdır (stratejik önemdedir).

Sığınmacılar hızla ülkelerine geri gönderilmeli,
Hatay’ın demografik yapısı 
özellikle korunmalıdır.

  • Seçimlerin ertelenmesi için bu afet gerekçe yapılamaz,
  • Anayasada salt savaş erteleme nedenidir. (Md.78)

Afetle savaşım gündelik politikaya asla alet edilmemeli, ulusal birlik korunmalıdır.

Ulusal dayanışma, bilimsel akılcılıkla ve ders alarak bu sorunları da aşacağız.

Umutsuzluk yok!
***

================================================================
Söyleşinin pdf biçimi : İZMİR İLKSES GAZETESİNE DEMEÇ

Sevgi, saygı, ACI ve UMUT ile. 21 Şubat 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik    

 

TELE1 Konuşmamız : TÜRKİYE’nin DEPREM GÜNDEMİ

Dostlar,

11 Şubat 2023 Cumartesi sabah saat 10:00 gibi TELE1‘de idik.
Sn. Namık Koçak‘ın “Forum Hafta Sonu” programına katıldık ve soruları yanıtladık.

Konu; TÜRKİYE’nin DEPREM GÜNDEMİ idi.

17. – 52. dakikalar arası biz katkı verdik.

Sağlık Hizmetlerinin ağır sıkıntılarına dikkat çektik. AKP/RTE‘nin 3 Kasım 2002’de iktidar olmasının hemen ardından Haziran 2003’te başlattığı SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM Programı’nın günümüzde eriştiği açmazları sergiledik. AKP/RTE‘nin sıklıkla savladığı üzere asla yerli – milli olmayan bu politika böyle olmayıp, IMF-DB dayatması, kökü dışarıda bir küresel dayatmadır.

20 yıldır sağlık hizmetleri çok büyük ölçüde özelleştirilmiş, kamunun kaçınılmaz sağlık hizmeti yükümü olabildiğince daraltılmıştır. Özel sağlık sektörü desteklenmiş ve alan açılmıştır. Son deprem yıkımında (felaketinde) kamunun olanakları – araçları – insangücü – lojistiği son derece yetersiz kalmıştır. Fatura, masum insanların yaşamlarını yitirmesi, engelli kalması, on milyarlarca Dolar akçalı (maddi) yitik ve ülke olarak daha da yoksullaşma, geri kalmadır.

AKP/RTE iktidarı, dünyada örneği olmayan ucube bir TEK ADAM REJİMİ dayatarak ülkemizi adeta tutsak almıştır. Ülkemiz kadim, çok değerli kurumlarından yoksun bırakılmıştır.

  • AKP/RTE iktidarı ülkemizi kurumsuzlaştırmıştır, kurumlarından yoksun bırakmıştır.
    Bunun somut anlamı, elinin – kolunun – bacağının – kulağının… koparılmasıdır!

Somutlarsak;

  • EMASYA Protokolü kaldırılmıştır, TSK afete müdahale ettirilmemiştir.
  • Kızılay bir aile şirketine dönüştürülerek yağmalanmış, bağışlarını ENSAR vakfına vermiştir.
  • AFAD‘ın başında bir ilahiyatçı yandaş vardır ve kaçınılmaz yönetim çöküntüsü ortadadır.
  • TSK sağlık sistemi darmadağın edilerek elinden alınmıştır; sahra sağlık hizmeti verilememiştir.
  • TSK komuta yapısı adeta felç edilmiştir; Anayasa md. 117 gereği “…Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup..” buyruğuna karşılık, 3 Kuvvet Komutanı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olup oradan buyruk almaktadır. Bu bilim ve akıl dışı olup kasıtlıdır ve hem AKP/RTE‘nin hastalıklı korkusunun (paranoya) ürünüdür hem de emperyal güçlerin istemidir.
  • Ülkemiz – ulusumuz, en gereksinimli zamanda Ordusu’nun çok deneyimli – çok birikimli yardım ve desteğinden yoksun bırakılmıştır.
  • Bunca ağır faturanın sorumlusu hiç kuşkusuz AKP/RTE‘dir ve siyasal – hukuksal hesabı sorulmalıdır. AKP/RTE, bu deprem felaketiyle iyice sandığa gömülecektir.

Son olarak; seçimlerin ertelenmesine değindik. Anayasa md. 78 yalnızca SAVAŞ durumunda en çok 1 yıla dek TBMM kararıyla ertelemeye olanak veriyor.

AKP/RTE buna yeltenmemeli, hızla deprem yaralarını sarmaya çalışarak seçimler zamanında, 18 Haziran’da yapılmalıdır.

Ayrıca bu afet, birileri vargücüyle parçalamaya çabalasa da ULUSAL BİRLİĞİN ne denli zorunlu olduğunu bize çok net ve çok çarpıcı olarak göstermiştir. Bu büyük bir kazanımdır ve korunarak, geliştirilerek sürdürülmelidir, bedeli bu afet gibi çooooooooook ağır olsa da!

Sözlerimizi, “Tüm Ulusumuzu bağrıma basıyorum..” diyerek tamamladık.

İzlemek için lütfen tıklayınız.

Bir hekim, hukukçu ve siyaset bilimci/kamu yöneticisi olarak, Maraş merkezli ağır depremi irdeledik. Sn. Koçak’ın katkıları ve soruları oldu.

Yararlı olması, izlenmesi, paylaşılması ve gereklerinin hızla yapılması dileğiyle..

Sevgi ve saygı ile. 12 Şubat 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik           twitter : @profsaltik