Etiket arşivi: Hiranur Vakfı

ÇARŞAMBA İĞNELERİ : 01 Şubat 2023

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

SÖMÜRÜ

İmamoğlu, yurt gezisi programında Bursa’da Cuma namazını da göstermiş.

En kolay, en kârlı sömürüye o da uymuş…

TANINMA

Almanya, Berlin’e gelip Başbakan Scholz’la çalışma toplantısı yapmak isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istemini reddetti. Gerekçe, “Yaklaşan seçimler için propaganda endişesi” oldu.

Herkes yemiyor…

DÜRÜST

Saadet Partisi Genel Merkez Bölge Sorumlusu Nurettin Çelik “Biz Erdoğan’dan daha dürüst bir adam bulamayabiliriz.”

Vah vaaah. Parti bitmiş…

İRİN

CHP milletvekili Mehmet Bekaroğlu, İnönü dönemini “Tek parti faşizmi” olarak niteledi.

CHP’deki sivilce…

ZARAR

RTE ve ailesinin korunması için bir yılda 526 milyon harcandı. Bu rekor harcama, uyuşturucuyla mücadele için kurulan Narkotik’in bütçesinin yaklaşık üç katı.

Ülkeye hangisi daha zararlı?..

SIFIRLANANLAR

RTE, “2018’de kronometre sıfırlandı.”

Evdeki paralar, demokrasi, ekonomi, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, öğretim birliği, laiklik…

ÇAMUR

RTE, “Aday çıkaramayanlar bizim adaylığımıza çamur atıyor”

Çamur atma, hakaret kimin işi?..

ŞAHSİYETSİZ

RTE, karne hediyesi olarak annenin çocuğuna et aldığı sahte haberini yapan muhabir için “Şahsiyetsiz bir yaklaşım… Bu tabii o kameraman kadının veya kızın neyse, ne kadar bu işte hem cahil hem de yapısı itibarıyla bozuk olduğunu ortaya koyuyor.” dedi.

Cumhurbaşkanı seviyesinde şahsiyetli yaklaşım!..

YASAK

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı ileri gelenlerinin yargılandığı çocuğa istismar davasında Aile Bakanlığı’nın istemiyle basın yasağı getirildi.

Aileyi koruma, tacizcilere perde ol…

Çarşamba İğneleri : 25 Ocak 2023

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

YETER

İktidarda 21. yılına giren AKP/RTE, seçim sloganı olarak, Menderes’in 1950’de kullandığı “Yeter söz milletin” ibaresini seçti.

Tam isabet. Teşekkürler RTE…

SAVUNMASIZ

Suudi Arabistan Maliye Bakanı, Türkiye, Pakistan, Mısır gibi ekonomisi savunmasız ülkeleri desteklemeye devam edeceklerini söyledi.

Yaaa, bay ekonomist dünya lideri. Sayende ülke kimlerin diline düştü…

HIRSIZ

Davutoğlu, kendisini Şehir Üniversitesi’ni üzerine geçirme yolsuzluğu ile suçlayan RTE’ye “Uluslararası mahkemelerde mal varlığı dosyası olan sen, beni yolsuzlukla itham ettin.” dedi.

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır…

FAZLALIK

Yeni Zelanda Başbakanı, altı yıllık hizmetten sonra hedeflerini tutturamadığı için “fazla yorulduğunu ve yıprandığını” söyleyerek hem başbakanlıktan hem parti başkanlığından istifa etti.

20 yıl sonunda tek hedef tutturamayan, koltuğa çivili…

SAYGISIZ

Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım, kendini karşılayan Erzurum Valisi Okay Memiş ve İl Jandarma Komutanı Albay İlker Şimşek’in karşısında kaykılıp tespih çekti.

Vali, saygısız oturuşu kiloya bağladı.

Kişisel saygınlığını korumayan, makam ve rütbesinin saygınlığını hiç koruyamaz…

İMZA

Doğu Perinçek cumhurbaşkanı adayı olabilmek için imza kampanyası başlattı.

100 bini bilmem ama üçün biri garanti…

GUGUK

İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızı H.K.G’yi, 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli’yle ‘evlendirmesi’ skandalında yeni bir gelişme yaşandı. Duruşmaya çok az bir süre kala H.K.G.’nin yaşadıklarıyla ilgili iddianameyi yazan İstanbul Anadolu Adliyesi Savcısı’nın görev yeri değiştirildi.

RTE, “Bir hukuk var bir de guguk” demişti.

Guguuk, guguuk…

HUKUK

ABD eski başkanı Trump’a, yargıyı siyasal amaçla kullandığı için 938 bin Dolar para cezası verildi.

Bir gün mutlaka…

TL

Nebati, Türk lirasının değerli olmasının işsizlik, fazla ithalat ve üretim yapılmaması gibi sakıncaları olduğunu sıraladı.

TL’den altı sıfır atarak paramızı değerlendirmekle övünen hangi iktidardı?

YALAMA

AKP Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan övgüyle söz ederek,

  • “Tayyip ağabeye ihaneti bırak sırtımızda taşımamız lazım.
  • Yani ayakkabısını elimizle yalamamız lazım.

ifadelerini kullandı.

Yala Şenel yala, Tayyip ağabeyin helal sana…

Günümüzde tarikatlar

Alev CoşkunAlev Coşkun
25.11.22, Cumhuriyet

92 yıl önce Menemen’de, genç yedek subay Kubilay’ın başını kestiler, sırığa geçirdiler, kentin içinde dolaştılar. 23 Aralık 1930 tarihinde yaşanan bu gerici ayaklanma, Nakşibendi tarikatı üyesi Derviş Mehmet ve yardımcıları tarafından yapılmıştı. Önce üzerinde ayetler olan yeşil bayrağı açtılar. Halkı, bayrak altında toplanıp ayaklanmaya çağırdılar. “Şapka giyenler kâfirdir, yine fes giyilecektir” diye bağırdılar. Olayı engellemeye çalışan öğretmen kökenli yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay ve iki bekçiyi öldürdüler.

Bu olay gözü dönmüş bir gerici ayaklanmaydı ve Cumhuriyetin ilanından yedi yıl sonra olmuştu. Kuşkusuz bu yedi yıl içinde, çağdaş bir topluma ulaşmak için kimi Aydınlanma Devrimleri gerçekleşmişti. Cumhuriyetin ilanından sonra, din devletinin simgesi halifelik kaldırılmıştı, Eylül 1925’te tekke, zaviye ve türbeler kapatılmıştı. Evrensel hukuku kapsayan Medeni Kanun, Ceza Kanunu, Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu yürürlüğe girmişti. Harf Devrimi gerçekleşmişti. Kuşkusuz bu atılımlar gerici düşünceyi tahrik ediyordu. Bu ayaklanmayı düzenleyenler yargılandılar ve idam kararları 3 Şubat 1931’de yerine getirildi:

O günlerde Avusturya’da okuyan genç üniversite öğrencisi Nadir Nadi’nin önerisiyle Cumhuriyet gazetesi bir kampanya açtı ve halkın katkılarıyla yapılan görkemli Kubilay Anıtı 24 Aralık 1934’te açıldı. Granit taştan örülmüş üç sütunlu anıtın ön yüzünde Atatürk’ün gençliğe seslenişi, Kubilay ve iki şehit Bekçi Hasan ve Şevki’nin adları yazıyordu. Kubilay Anıtı, laik düzeni benimseyenler için simgesel önemdedir.

Ne yazık ki bu olaydan 92 yıl sonra, geçtiğimiz hafta, Türkiye yeni bir tarikat rezaletiyle çalkalandı. Nakşibendi tarikatı uzantısı olan Hiranur Vakfı lideri Yusuf Ziya Gümüşel’in, 6 yaşındaki kızını 29 yaşındaki bir müridi ile evlendirdiği ve küçük kızın cinsel saldırıya uğradığı ortaya çıktı. Kuşkusuz bu rezaletler tesadüf (rastlantı) değildir ve özellikle son iki yıldır,

  • tarikat yurtlarında intiharlar, cinsel saldırılar
    süregelen bir durum yaratmıştır!

Bu yazımızda, sayfanın elverdiği ölçüler içinde tarikat olayının tarihsel kökleri ve güncel durum üzerinde durulacaktır.

TARİKATLARIN TARİHİ

İslamda 8. yüzyılın sonuna değin tarikat yoktu. Daha sonra özel bir yaşam biçimi belirdi ve buna tasavvuf adı verildi. 10. yüzyıldan sonra tasavvufta özel kurallar, şeyh, mürit, rehber gibi manevi makamlar ortaya çıktı. Tarikat şeyhlerinin türbelerinin yakınlarında tekke, dergâh, zaviye adını taşıyan merkezler kuruldu. Şeyhin manevi gücüne ve kendi kişisel yeteneklerine göre değişen zikirler belirdi. 

13. yüzyıl sonrasında tarikatlar çoğalmaya ve güçlenmeye başladı, şeyh tarafından “icazetname” verilmeye başlandı. Böyle bir belgeyi alanlar da kendi adlarına yeni tarikatlar kurdular. Tarikatlar ayrıca güç elde etmek için devlet içinde etkin olmaya başladılar. Tarikatlar arası çekişmeler de başladı. 

16. yüzyıl sonları ile 17. yüzyıl arasında (1582-1685) yaklaşık bir yüzyıl, iki tarikat “Kadızadeliler-Sivasiler” kavgası oldu. Kadızadeliler tarikatı çok güçlendi, kahve-tütün yasağının getirilmesini sağladılar. Kadızadeliler hareketi önemlidir. Osmanlı Devleti tarihinin en tutucu dini hareketi olan Kadızadeliler, “Dinde yoktur” diye, 1’den çok minaresi olan camilerin minarelerini bile yıkmaya kalkışmışlardı. 

17. yüzyıl başlarında da Osmanlı uleması ikiye bölündü ve şiddetli bir çatışma içine girdi. Çatışmanın bir ucunda, şeriatın katı biçimde uygulanmasını isteyen Kadızadeliler; öbür ucunda da akılcılığı savunan ve daha çok Mevlevi ve Halveti tarikatlarına mensup din adamları yer almaktaydı. Kadızadeliler, kendilerinin dışındaki tarikatlara karşı büyük bir düşmanlık besliyorlardı. 

Peygamberden sonra ortaya çıkan her şeyin reddedilmesi fikrini benimseyen Kadızade Mehmed Efendi, devletin yaşadığı sorunları çözmenin tek çaresinin, “asr-ı saadetteki” uygulamalara aynen dönmek olduğunu söylemekteydi. Kadızadelilere göre Hazreti Peygamber zamanında olmadığı için yemeğin kaşıkla yenmesi bile doğru değildi. Kadızadeliler tarikatı devletin önemli makamlarındaki atamalara da karışmaya başlamıştı. Sonunda devlet-tarikat çatışması çıktı. Sadrazam Köprülülü Mehmet Paşa, devrin ulemasını arkasına alarak Kadızadelileri tutukladı ve sürgüne gönderdi. 

Osmanlı döneminde tarikatların yarattığı başka bir olay 31 Mart Ayaklanması’dır. 24 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet ilan edilmişti. 1876 Anayasası yeniden yürürlüğe girdi. Seçimler sonunda Osmanlı Meclisi, 17 Aralık 1908’de yeniden açıldı ve çalışmaya başladı. Bu sırada, Nakşibendi tarikatına mensup Derviş Vahdeti İstanbul’da Volkan adlı gazetesini yayımlamaya başladı. Ardından İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti [Muhammet Yandaşlarını Birleştirme Cemiyeti (İMC)] kuruldu. Derviş Vahdeti burada da etkindi. Gazete padişah tarafından da korunuyordu.

 

Cumhuriyet gazetesinde Haziran 1925 yılında yayımlanan karikatür.

DERVİŞ VAHDETİ VE GAZETESİ

Volkan bir cephe oluşturdu. Ordu içindeki Harbiye mezunu olmayan alaylı subaylar, medrese öğrencileri ve hocalar birleştiler. 31 Mart 1909’da ayaklanma başladı. Meclis’i bastılar. Adalet Bakanı Nazım Paşa ve Lazkiye Milletvekili Arslan Bey’i öldürdüler. Meclis kürsüsü ele geçirildi, şeriat ilan edilmesi istendi. İsyancılar Beyazıt Meydanı’nda Harbiye Bakanlığı’nı sardılar. İlerici gazeteler basıldı. Tanin gazetelerinin matbaa makineleri kırıldı. Yıldız Sarayı önündeki bahçede isyancılara karşı çıkan Binbaşı Ali Kabuli Bey öldürüldü. Halktan ölenlerin sayısı 36’yı buldu. Bu gerici isyanın 12. gününde Rumeli’den gelen Hareket Ordusu’nun İstanbul’a gelişiyle ayaklanma bastırılabildi. 31 Mart olayının arkasında yalnızca gerici tarikatların değil, bu olaydan yararlanmak isteyen o günün emperyalist devleti İngilizlerin olduğu belgelemiştir.

2022’DE TARİKATLARLA İLGİLİ GELİŞMELER

2022 yılının son ayında, Antalya’da Süleymancılara ait bir tarikat yurdunda aşçı olarak çalışan İ.G. tarafından satırla başı kesilerek öldürülen 18 yaşındaki üniversite öğrencisi M.S.T. ülke gündeminde yerini almıştı. Bu yıl başında, bir video kaydı bırakarak intihar eden Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 19 yaşındaki E.K., kaldığı Nur Cemaati’ne bağlı evde yaşamına son verdi.

Mart 2022’de, İstanbul Esenler’de Süleymancılara ait özel bir yurtta erkek öğrencilere şiddet uygulayan bir yurt görevlisinin görüntüleri sosyal medyaya yansıdı. Haziran ayında Yalova’da ruhsatı olmayan Halil Bağlı Talebe Yurdu’nda 12 yaşındaki U.E., yurtta Kuran ve Türkçe dersi veren 26 yaşındaki M.Z. tarafından tecavüze uğramıştı.

Karaman’daki tecavüz skandalı unutulmamalıdır. Tecavüzden sonra “Bu olaya bir kere rastlanmış olması ve bu münferit olay tarikatı karalamaya gerekçe olamaz. Biz çocuklarımızı buraya kendi rızalarıyla getiriyoruz.” dediler.

MASA VE KASA: DEVLET-FETÖ ÇATIŞMASI

Masa ve kasa tarikatların çok önem verdikleri ve hassas oldukları iki konuyu tanımlar. Kasa, tarikatın ekonomik gücü demektir. Tarikatlar ticarette, gelişmek ve gelir getiren alanlarda güçlü olmak istiyorlar. Her tarikatın ticari işleri vardır. Masa, tarikatın siyasal gücünü simgeler. Tarikat kamu yönetimi bürokrasisinde, güvenlik, jandarma, maliye, idari mekanizma ve yargıda güçlü olmak ve siyaseti etkilemek ister. Bu tarikat yapısı ve amaçları en sonunda laik devlet sistemiyle çatışmak zorundadır. Osmanlı’da Kadızadeliler tarikatı ile devlet çatıştı, sonunda Kadızadeliler ortadan kaldırıldılar. 31 Mart Olayı’nda da tarikat liderleri ağır cezalar aldılar. FETÖ’nün durumunda da benzer model karşımıza çıktı. Devlet-FETÖ çatıştı, FETÖ yenik düştü.

  • FETÖ’den boşalan alanı başka tarikatlar dolduruyor.
  • Bundan sonra hangi tarikatın devletle çatışacağını zaman gösterecek… 

‘MEDRESELER ASLA AÇILMAYACAKTIR, MİLLETE OKUL LAZIMDIR’

Bu noktada Atatürk’ün medreselerle ilgili bir olayını burada hatırlamalıyız. Milli Mücadele sırasında Sovyetler Birliği’nden gerek silah gerek parasal yardım sağlanıyordu. Mustafa Kemal, Sovyet Rusya’nın büyükelçisi Aralov ve Azerbaycan Büyükelçisi Abilov’u yanına aldı, cepheye gittiler. Daha sonra Konya’ya geldiler. Aralov anılarında şöyle yazıyor:

“Konya’da trenden indiğimiz zaman artık ortalık kararmış bulunuyordu. Bizi karşılamaya gelen çeşitli birliklere bağlı erlerin elinde meşaleler vardı. İstasyon önündeki meydan baştan başa halkla dolmuştu.”

“O gece iki medreseyi ziyaret ettik. Kanlı canlı hemen hepsi de gencecik mollalar medresenin avlusunda dizilmişlerdi. Bunların yanında, geniş cüppeli, beyaz sarıklı hocalar da yer almıştı. Hepsi de yerlere kadar eğilerek Mustafa Kemal Paşa’yı selamlıyorlardı. Bunların içinden biri, bunların başı ve en nüfuzlusu, Mustafa Kemal Paşa’dan, medrese sayısının artırılmasını rica etti. Bu zat, ayrıca medrese öğrencilerinin askere alınmamalarını da istedi. Hoca konuşurken Mustafa Kemal’in kendini tuttuğu belli oluyordu. Ama medrese öğrencilerinin askere alınmamaları söz konusu olunca artık kendini tutamadı ve yüksek bir sesle, sertçe:

  • ‘Ne o’ dedi. ‘Yoksa sizin için medrese, Yunanları mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı değerlidir? Millet kan içinde yüzerken, halkın en iyi çocukları cephelerde döğüşür, yurt için canlarını feda ederken, siz burada, genç, sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz!’

Mustafa Kemal Paşa otomobilde uzun bir süre yatışmadı ve ‘Savaş sona erince onlarla daha ciddi konuşacağım’ dedi.”

ATATÜRK, DERVİŞLER VE MÜRİTLER HAKKINDA NE DİYOR?

21 Kasım 1924-CHP Meclis Grubu: Atatürk’ün değerlendirmesi:

  • “Büyük bir inkılap yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük. Birçok eski müesseseyi yıktık. Bunların binlerce taraftarı vardır.
    Fırsat beklediklerini unutmamak gerekir.”

31 Ağustos 1925-Çankırı konuşması:

  • “Hiçbirimiz tekkelerin uyarmasına muhtaç değiliz.
    Bunların) amacı, halkı kendinden geçmiş ve aptal yapmaktır.”

10 Ekim 1925-Atatürk’ün Akhisar’daki konuşması:

  • “Efendiler! Uygar olmayan insanlar,
    uygar olanların ayakları altında kalmaya mahkûmdur.”

21 Ekim 1925-Afyon’daki konuşması:

  • “Ben vazifemin bitmediğini, yüklendiğim sorumluluğun da yüksek ve çetin olduğunu idrak ediyorum. Bu vazife bitmeyecektir.
    Ben toprak olduktan sonra da devam edecektir.
  • Çünkü büyük milletimizin kalp ve vicdanında, bana karşı sarsılmaz bir emniyet ve itimat taşımakta olduğunu görüyorum.”

TEKKELER HAKKINDA

  • “Tekkeler kesinlikle kapanmalıdır.
  • Türkiye Cumhuriyeti, her alanda doğru yolu gösterecek güce sahiptir.
  • Hiçbirimiz tekkelerin uyarmasına muhtaç değiliz.
  • Biz uygarlıktan, bilim ve teknikten kuvvet alıyoruz ve ona göre yürüyoruz; başka bir şey tanımayız.
  • Doğru yoldan sapmışların amacı, halkı kendinden geçmiş ve abdal yapmaktadır. Halbuki halkımız, abdal ve kendinden geçmiş olamamaya karar vermiştir.
  • Bunlar basit bir iş gibi görünür fakat önemi vardır.
  • Biz dünya ailesi içinde uygarız.
  • Her görüş noktasından uygarlığın gereklerini uygulayacağız.”

1925 (Mustafa Selim İmece, Atatürk’ün Ş.D.K. ve İ.S., s. 68.)

EN GERÇEK TARİKAT

  • “Ölülerden yardım istemek, uygar bir toplum için ayıptır.
  • Var olan tarikatların amacı kendilerine bağlı olan kimseleri dünyevi ve manevi yaşamda mutluluğa eriştirmekten başka ne olabilir?
  • Bugün bilimin, tekniğin, bütün kapsamıyla uygarlığın alevi karşısında filan veya falan şeyhin yol göstermesiyle maddi ve manevi mutluluk arayacak kadar ilkel insanların Türkiye topluluğunda varlığını asla kabul etmiyorum.
  • Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz.
  • En doğru ve en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır.”
    1925 (Atatürk’ün S.D. II, s. 215.)

“Mustafa Kemal, Anadolu topraklarında, şimdi gördüğümüz dinç, sağlam delikanlıları askerden kaçıran 17 bin medrese bulunduğunu söyledi. Bu tam bir kolordu demekti.” (S. Aralov, Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Hatıraları, Cumhuriyet Kitapları, 1997, s. 127-128.)

Zaferden sonra Mustafa Kemal, 17 Eylül 1924’te Rize’yi ziyaret etti. Vilayet binasından çıkınca Rize Müftüsü Ahmet Hulusi (Alemdar) Efendi ve birkaç müftü, Atatürk’e bir dilekçe verdiler. Dilekçe, medreselerin tekrar açılmasını istiyordu. Mustafa Kemal’in yanıtı: 

  • Demek okul değil de medrese istiyorsunuz. Oysaki millet okul istiyor.
  • Şu zavallı milletin yakasını artık bırakın da vatan evladı yetişsin, yükselsin. Medreseler asla açılmayacaktır. Millete okul lazımdır…” 

Orada bulunan halk ve gençler, Atatürk’ü uzun uzun alkışladılar. Atatürk valiye döndü, “Bunlar İranlılardan ibret almadılar mı? Burasını İran gibi mi yapmak istiyorlar?” dedi. (ABE, C.17, s. 23-24.) 

EĞİTİM (AS: ÖĞRETİM) BİRLİĞİ YASASI VE TARİKAT KUŞATMASI

Türkiye’de tarikatlar, yalnızca ortaokul ve lise değil okul öncesi eğitimde de yapılanıyor.

20 yıldır süren AKP iktidarı tarikatlarında geliştiği bir dönem oldu. AKP, siyasal İslamcı bir parti olduğunu açıkça ortaya koyuyor. “Ne istediniz de vermedik” siyaseti çerçevesinde FETÖ hareketinin gelişmesi ve güçlenmesi de AKP döneminde olmuştur.

9 Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esergül Balcı ve ekibi 2020 yılında Türkiye’deki eğitim ve tarikatlar üzerinde bir alan çalışması yaptı. 

  • “Eğitimde Tarikat Gerçeği: Bir Milyon Çocuk Tarikatların Elinde”
    adını taşıyan raporda birçok gerçek ortaya konulur.

TARİKATLAR SARDI

Rapora göre;

Türkiye’de 30 tarikat silsilesi ve bunların 400 kolu bulunuyor.
Yalnızca İstanbul’da 445 tekke faaliyetlerini açıktan sürdürüyor.
Çoğunluğu İstanbul, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Batman, Van, Hakkâri,
Şırnak, Ağrı, Muş, Bitlis, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere
800’ün üzerinde faal medrese bulunuyor. 

Rapora göre, tarikat okullarındaki öğrenci sayısı 210 bin dolayında,
Türkiye’deki 4 binin üzerindeki özel yurdun 2 bin 480’i bir tarikatla bağlantılı.
Bu yurtlarda kalan öğrenci sayısı 300 bini buluyor.

Türkiye’de belli başlı tarikatlar şunlar:
Nakşibendi ve Nurcular, Kadiri tarikatlı, Halveti tarikatı, Rufai tarikatı, Melami tarikatı, Menzil tarikatı, İskenderpaşa cemaati, Erenköy cemaati olarak ortaya çıktı.
Bu tarikatlar içinde Nurcular da aslında Nakşibendi’dir.
FETÖ hareketi Nur tarikatından doğmuştur.
Cumhuriyet döneminde en etkin tarikatlar Nakşibendiler, Said Nursi
ve FETÖ hareketidir. İskenderpaşa cemaati de siyasal alanda etkilidir.

Bugün Türkiye’de cami sayısı 90 bini aşıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın personeli 150 bine yakın. Bunların 61 bini imam, gerisi vaiz ve müezzin. 

Tüm lise ve orta okullarda okuyan öğrenci sayısı 10 milyon 723’tür.
İmam hatip okullarında okuyan öğrenci sayısının 1 milyon 600 bin olduğu belirtilmektedir.

Türkiye’de ortaokul ve lise sayısı toplam 31 bin 450’dir. Orta ve lise ilahiyat okulu sayısı toplam 8 bin 673’tür. Buna göre, imam hatip okulları, toplam ortaokul ve lise sayısının üçte birini geçmektedir.

Toplam üniversite sayısı 208’dir. Üniversitelerin yarısında 105 adet ilahiyat fakültesi vardır ve ayrıca 108 islami ilimler enstitüsü vardır. Son 8 yılda ilahiyat fakülteleri %25 artmıştır. 

İlahiyat fakültelerinde okuyan öğrenci sayısı, hukuk fakültesi öğrencileri sayısını geçmiştir. 

Eğitimde en önemli konu, Öğretim Birliği Yasası’na karşı yapılan darbedir. 

VAKIFLAR VE ÖĞRENCİ YURTLARI

Türkiye’de toplam 8 milyon öğrenci var ancak Türkiye’nin tüm yurt kapasitesi 724 bin kişiliktir. Bu rakam, tüm öğrenci sayısının %10’una bile ulaşamıyor. Gençlerin %89’u barınma olanağından yoksundur. Bu rakamlar tarikat yurtlarına istemi yükseltmeye yaramaktadır. Milli Eğitim’de de tarikatlar ve yandaş vakıflar etkin duruma geçtiler.

  • Dün FETÖ’nün elinde olan yurtlar,
    bugün TÜGVA, Ensar gibi vakıfların ve Nurcuların eline geçmiştir.

Türkiye’de tarikatlara üye olan kişilerin sayısı 1 milyon 100 bin olarak kabul ediliyor. Özel eğitimde okuyanların 1/3’ü tarikata bağlı okullarda okuyor.

ÇOĞUNLUK LAİKLİK İSTİYOR

Aksoy Araştırma kuruluşu Şubat 2022’de “tarikatlara güven” konusunda bir araştırma yaptı. Araştırmaya katılanların %83.8’i tarikatlara güvenmiyor. TEPAV kuruluşunun yaptığı bir alan çalışmasında katılanların % 81’i laik bir düzende yaşamak istediğini belirtirken %18’i hukuk sisteminin şeriat kurallarına göre yapılanmasını istemiştir.

Kaynaklar

– Prof. Dr. Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi (3. Kitap), Bilgi Yayınevi, 1995.
– Osman Selim Kocahanoğlu, Menemen ve Kubilay Olayı, Temel Yayınları, 2013.
– Prof. Dr. Esergül Balcı, Sokakların Sesi-Türkiye’de Kaç Cemaat Var.
– Mithat Baş, Kadızadeler, https://www.mithatbas.com/
Diyanet İşleri Başkanlığı, Tarikatlar Raporu, Kaynak Yayınları.
– Alev Coşkun, Özgürlük Mücadeleleri Tarihimiz-Devrimin İlk Karşıtları, Cumhuriyet Kitapları, 2013.

İKİLİ HUKUK SİSTEMİ

Naci BEŞTEPE
(E) Tümgeneral

Hiranur Vakfı adı ile kamufle edilmiş tarikatta yaşanan olay gündemimize oturdu. SP lideri Karamollaoğlu’na göre gündemde kalmaması gerekirmiş. Molla soyu olunca bakışının öyle olması doğal. Bana göre ise bu konu gündemden hiç düşmemeli. Çünkü kabul edilebilir, yenir-yutulur yanı yok.

Bizi insanlığımızdan, milliyetimizden, dinimizden utandırıyor. Herkes de çok iyi biliyor ki;

  • Bir kereden bir şey olmaz!
  • Ailenin iç işidir!
  • İnançlı insan yapmaz!
  • Dinimizde yeri vardır.
  • Peygamber efendimiz de Hz. Aişe ile dokuz yaşındayken birlikte olmuştu!…

Gibi ortaçağ dönemi anlayışı söylemlerle geçiştirilecek bir olgu değildir çocuğun cinsel / nitelikli cinsel istismarı.

İNSANLIK

İnsanlık var oluştan beri sürekli Evrim geçirmektedir. Evrim, yaşamın her alanında olmaktadır.
Beslenme, barınma, tıp, tarım, ticaret, eğitim-öğretim, spor vb.
Aklımıza ne gelirse, nasıl sınıflandırırsak sınıflandıralım, her alanda.
Dinsel inanç ve ibadette de.

İki bin yıl öncenin yaşam koşullarındaki düşünce ve davranış hala aynı kalabilir mi?

Hala o dönemdeki davranışları irdelemeden sürdürmek istemeyi yobazlık-gericilik-tutuculuk diye tanımlamak yanlış mıdır?

İnsan olarak öbür canlılardan farkımız aklımız ve gelişmemiz değil midir?

İnsanı öbür canlılardan ayırt etme konusunda değerli sanatçı, Vefalı ağabeyim Müjdat Gezen’in sosyal medyadaki şu sözlerine hak vermemek olası mı?

    • Siz hiç kuzu ile çiftleşmeye kalkan bir koç,
    • Buzağıya musallat olan bir boğa,
    • Civcivi kovalayan bir horoz,
    • Minik yavrulara tecavüz eden kedi veya köpek gördünüz mü?
    • Göremezsiniz!
    • Onun için sapıklara HAYVAN demeyin!

İnsanlığımızdan utandırıyor derken bir açıdan bunu ifade etmeye çalışmıştım.

DİN KURALLARI – TOPLUMSAL KURALLAR

Toplumların yönetimi konusunda din adamları ile devlet adamları (kilise-kral) yıllarca çatışmıştır. Sonuçta din ile devlet işlerinin ayrıldığı seküler düzen çağdaş uygarlığın seçimi olmuştur. Ortaçağ tutkunları bunu dinsizlik olarak algılamaya ve/veya öyle göstermeye devam ederler. Hangi yöntemin (kurallar bütününün) insanlığı refaha (gönence), huzura (erince) götürdüğünün tartışma götürmeyeceği açıktır.
Dünya haritasına bakıp ülkelerin durumunu görmek yeterlidir.

Türkiye Cumhuriyeti de bu konuda kararını vermiş, anayasa ve yasalarla toplumsal yaşamı düzenlemiştir.

Medeni Yasa yürürlüktedir.

Vakıf-Dernek diye adlandırılarak yasaların çevresinden dolanan tarikat ve cemaatler
Resmen yasaktır.

İktidar, yasaklanan yapıları her konuda desteklemekte, üye bağışları ile yürütülmesi gereken vakıflara devlet hazinesinden milyarlarca lira akıtmaktadır.

Tüzüğünde “6 Ok“u benimsemiş ana muhalefet partisi ise “dinsiz demesinler fobisi” ve “her kesimden oy alalım kolaycılığı”nın da etkisiyle laikliğe karşı yapılanlara sessiz kalmakta
hatta türban konusunda olduğu gibi kimi konularda onlardan farklı davranmamaktadır.

Sözde sosyalist/devrimci Vatan Partisi ve lideri D. Perinçek’in, erken yaşta evlilik ve İstanbul Sözleşmesi konusundaki tutumu ise yürekler acısıdır.

Adam gibi ses veren tek parti lideri Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu olmuşltur.

Hiranur Vakfı’nda gelişen çocuğun nitelikli cinsel istismarı olayında da toplumu yönlendirenler yanlış içindedir.

Siyasetçi, toplumbilimci, sosyal hizmetler yetkilisi, din görevlisi, medya mensubu, sade vatandaş her kesimde çoğunluğun dikkatinden kaçan temel yanlış; medeni hukuk ile şeriat hukukunun birlikte ele alınması, bazen (kimi kez) karşılaştırılması, bazen (kimi kez) karıştırılmasıdır.

Şu kesin yargı göz ardı edilmemelidir:

  • Türkiye Cumhuriyeti’nde toplumsal yaşam seküler yasalarla düzenlenmiştir.

Medeni yasalar din kurallarına göre düzenlenmemiştir, düzenlenemez.

Dinsel kurallar (şeriat) da toplumsal / kamusal) yaşamı düzenleyemez.
Kendi sınırları içinde hareket etmek zorundadır.

Karıştırmayalım. Karışmasına izin vermeyelim.
Lütfen İran’daki gelişmeleri gözden kaçırmayınız.

6 YAŞINDAKİ KIZLARIN EVLENDİRİLMESİNİ LANETLEMEK Mİ YETİNECEĞİZ?

Mustafa SOLAK

İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel, 6 yaşındaki
kızını, 29 yaşındaki müridiyle imam nikâhı ile evlendirildi.

Yıllar sonra kızı yakınmacı oldu.

Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı açıklamada;

  • İslam’a göre, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olgunluğa erişmeden,
    aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz.
    ” dedi. (1)

Diyanet böyle demekle birlikte, daha önce “Dini Terimler Sözlüğü”nde, bulûğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirlemişti.

Şöyle diyordu:

  • “İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak
    belirlenmiştir. Bu yaşa ulaştıktan sonra erkeğin ihtilam olması [rüyada cinsel tatmine ulaşması], baba olabilme devresine girmesi; kızın da adet görmesi, gebe kalabilme çağına ulaşması fiilî olarak bâliğ olmalarıdır. Ancak erkek ve kızlar 15 yaşlarına ulaştıklarında, kendilerinde bu erginlik alametleri görülmese de, bâliğ olduklarına hükmedilir. Buluğ, kişinin dinen mükellef sayılıp, yetişkin insan statüsünü kazandığı dönemdir.” (2)

***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararı ile ilgili düşüncelerimizi, değerlendirmeleri web sitemizde paylaştık :

Ekrem İmamoğlu’na AKP tuzağının amacı ve sonuçları | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM

Bu önemli sorun üzerinde gereğince durulacak elbette.
Ancak, belli ölçülerde gündem oyunu da olan İmamoğlu kararının, Türkiye’ni yakıcı gündemlerini perdelemesine izin verilmemeli. AKP = RTE, bir ölçüde bunu da hedeflemekte ne yazık ki..

Tarihçi sayın Mustafa Solak’ın önemli yazısının kalan bölümünü okumak için lütfen tıklayınız…

6 yaşındaki kızların evlendirilmesini lanetlemek mi yetineceğiz

Sevgi ve saygı ile. 15 Aralık 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik    

 

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 14 Aralık 2022

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

İLKEL

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) öğretim üyesi Ebubekir Sofuoğlu, Meclis’te İYİ Parti Milletvekili Hüseyin Örs’e yumrukla saldırarak hastanelik eden AKP Bursa Milletvekili Zafer Işık için “Bu bir ecdat geleneğidir, elleri dert görmesin” dedi.

Hocaya yakıştı mı?

Ecdadı cellat mı?..

KUMPASÇI

Kılıçdaroğlu, ekim ayında CHP’ye katılan eski Şırnak Baro Başkanı Avukat Nuşirevan Elçi’yi başdanışman olarak atadı.

Elçi, açılım ve kumpas destekçisi olarak biliniyor.

İyi danışma/n/lar…

GERİCİ

Milli Eğitim Bakanlığı, Ensar Vakfı ve İlim Yayma ile protokol imzaladı. Buna göre, kurslarda bu cemaatlerin önerdiği eğiticilere öncelik verilecek.

Milli yerine dinci-gerici eğitim…

SAPIK

HÜDA-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Hiranur Vakfı‘ndaki 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi konusunda, yaşın değil kişinin kendini hazır hissetmesinin önemli olduğunu söyledi.

Sapık, ona her kapı açık…

İLGİSİZ

Olayla ilgili DİB’lığı, ”Konunun Müslümanların itham edildiği bir sürece dönüştürülmesi rahatsız edici” açıklaması yaptı.

Müslümanlarla ne ilgisi var;

Kızını veren baba Hahambaşı,

Kızın nikahını kıyan Hindu Brahman,

Kıza istismarda bulunan Katolik papaz…

MİNİ

Cübbeli Ahmet, 6 yaşındaki kızını evlendiren tarikatçı rezaletiyle ilgili haberleri yapanları hedef alarak “Çarşafı çıkarmış, mini etek giymiş, LGBT’ci derneklerin elinde bulunanların laflarıyla aileleri zan altında bırakmak Müslümanlara yakışmaz.” dedi.

Aklı etek boyuna takılı şarlatandan, çocuğa tecavüz mü Müslümana yakışan?..

MOLLA

SP lideri Karamollaoğlu, çocuk istismarı olayının gündemde tutulmaması gerektiğini ve bu gibi olaylar nedeniyle tarikatların kapatılamayacağını söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı D. Yakın, istismar olayının siyasetin konusu olmadığını açıkladı.

Özet; bırakın herkes bildiğini yapsın.

Liboş molla, ona YAKIN bakan…

İMAM

Tecavüz olayını yazanları iftira atmakla ve imansızlıkla suçlayan, din bilgisi öğretmeniyken Cağaloğlu Anadolu Lisesi Müdürü olan Cafer Koçyiğit, okulun din öğretmenliğine cami imamının atanmasını sağlamış.

Öğretim Birliği’nin (Tevhid-i Tedrisat) kaldırıldığı sistemde öğretmenin yerine konan imamlar…

FOTO

Hiranur Vakfı yöneticileri ile Bakan Soylu’nun da fotoğrafı ortaya çıktı.

Bir yerden çıkmasa şaşacağız…

FACİA

Olayın kamuoyuna yansımasından dokuz gün sonra konuşmak zorunda kalan RTE, bir kızın erken yaşta evlenmesiyle ilgili görüşünün “tam bir facia” olduğunu söyledi.
(AS: Olay “bir kızın erken yaşta evlenmesi” mi!? 6 yaşında bir yavruya sistemli tecavüz!)

Türbanlı bacısı söz konusu olsa aynı gün kükrerdi.

Facia anlayışta…

YOLSUZ

Avrupa Parlamentosu başkan yardımcılarından PASOK Milletvekili Eva Kaili, Katar’dan rüşvet aldığı gerekçesiyle karıştığı yolsuzluk soruşturması kapsamında Brüksel’de gözaltına alındı.

PASOK, Kaili’nin partiden ihraç edildiğini açıkladı.

Şanssız kadın. AKP’de olsa ya büyükelçi ya saray danışmanı olur yolunu bulurdu…

KİM?

Soylu, İyi Parti, HDP ve CHP’lilere, “Hepiniz aynısınız. Amerika’nın çocuklarısınız” dedi.

ABD askerleri için kim dua etmişti?

Tencere dibin kara…

ÇÖZÜM

İlaç krizinin varlığını kabul eden Sağlık Bakanı “çözümümüz var” dedi.

Çözüm bazılarının ölümü olmasın da…

ZEKA

Maliye Bakanı Nebati, “Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir” diyerek sadaka dağıttığını ima etti.

Bitkisel (nebati) zeka…

ÇOCUKLARIMIZI KARANLIĞA TESLİM ETMEYECEĞİZ!

ÇOCUKLARIMIZI KARANLIĞA
TESLİM ETMEYECEĞİZ!

10 Aralık 2022

ÇOCUKLARIMIZI KARANLIĞA TESLİM ETMEYECEĞİZ! – İlerici Kadınlar Derneği (ilericikadinlardernegi.org.tr)

TARİKAT VE CEMAATLER DAĞITILSIN!

Geçtiğimiz günlerde İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G. 6 yaşındayken dini nikâhla “evlendirildiğini” ve yıllarca istismara uğradığını anlatarak şikâyetçi oldu. İstismarın basına yansıyan detayları (ayrıntıları) ve yargıya taşınan iddialar ülkemizin içine sürüklendiği karanlığın açık göstergesidir.

Ne yazık ki yaşanan bu istismar vakası ne münferittir (tekildir) ne de ilktir. Çocuk istismarı çok boyutlu ele alınması gereken hassas bir toplumsal sorundur. Öte yandan tarikat ve cemaat yapılanmalarında, bu yapılanmaların uzantısı olan okul ve kurslar ile yurtlarda çok sayıda cinsel istismar ve şiddet vakasının gündeme gelmesi tesadüf değildir. Karaman’da Ensar Vakfı yurtlarında, İzmir Dikili’de, İstanbul Ümraniye’de, Erzurum’da, Sakarya’da ve daha pek çok ilde tarikat okulları ve yurtlarında yaşanan istismar vakaları ortadadır. Basına yansıyan vakaların buz dağının görünen yüzü olduğunu tahmin etmek güç değildir.

Yaşananları pedofili olarak değerlendirmek ise gerçek sorunun üzerini örtmektir. Tarikat ve cemaatlerin sözde liderlerinin çocuk yaşta “evlilikleri” teşvik eden, kız çocuklarının eğitimden mahrum (yoksun) bırakılmasını öğütleyerek onları ‘tahrik’ unsuru, kadınları ‘et’ olarak nitelendiren vaazları ortadadır.

  • AKP iktidarı ile birlikte bu gerici zihniyet güç kazanmış bugün tarikat ve cemaatler
    devletin bütün kademelerine yerleşmiş, holdingleşmiş ve iktidar ortağı haline gelmiştir.

Laikliğin adım adım tasfiye edildiği, Anayasa’nın laiklik ilkesinin yok sayıldığı ülkemizde tarikat ve cemaatler kendi hukukunu icra etmektedir. Medeni Yasa yok sayılarak “dini nikâh” kılıfı altında şer-i hukuka zemin hazırlanmaktadır.

Bugün milyonlarca çocuk tarikat ve cemaatlere teslim edilmiş, her türlü gericiliğin pompalandığı bu yapılanmalar devletin yetkilerini de devralmıştır.

Çocuklarımızın geleceğinin tarikat ve cemaatlerin insafına terkedilmesine izin verilemez.

  • Hiranur Vakfı’nda yaşananları kınamak yetmez. Yapılması gerekenler bellidir :
  1. Devletin bütün kademelerine yerleşmiş, sosyal yaşamı adeta paralel hukuk ile tahakküm altına alan tarikat ve cemaatlerin egemenliğine son verilmeli, faaliyetleri yasaklanmalı, mal varlıklarına el konmalıdır.
  2. Özel kurum ve vakıflara bağlı “yatılı din eğitimi” yasaklanmalı, bütün “yatılı Kuran kursları” ve Anayasa’ya aykırı biçimde açılan ve faaliyet yürüten medreseler ile sıbyan mektepleri kapatılmalıdır.
  3. Hizmet ve yardımlaşma adı altında bütün özel kurum ve vakıfların kurduğu çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, dershaneler, sevgi evleri vb. devletleştirilmelidir. Yardım ve koruma hizmeti devlet tarafından konunun uzmanları ve eğitimcilerce sağlanmalıdır.
  4. Cemaat okulları, cemaat evleri, cemaat dershaneleri gibi bütün yasadışı ve gayri meşru “eğitim kurumları” devletleştirilmelidir. Öğretim Birliği (Tevhid-i Tedrisat) sağlanarak parasız, laik ve bilimsel eğitim sistemi kurulmalıdır.
  5. Cemaat ve tarikatların “sivil toplum kuruluşları” olarak adlandırılan uzantılarının belediyeler ve hükümetler aracılığıyla topluma ve özellikle kadınlara yönelik “projeleri” ile “sosyal yardımlar” adı altındaki müdahaleleri sonlandırılmalıdır.
  6. Tarikat ve cemaat uzantısı kurumların Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığı bütün protokoller iptal edilmelidir.
  7. Tarikat ve cemaat uzantısı olan kurumlara merkezi bütçeden ya da yerel yönetimler eliyle kaynak aktarılmasına son verilmelidir.
  8. Anayasa’nın laiklik ilkesini yok sayan bütün uygulamalara son verilmeli, laiklik amasız fakatsız tesis edilmelidir.

Adil Salih, Ressam
Afşin Burak Umar, Avukat
Ahmet Müfit Bayram, Yazar
Ahmet Saltık, Prof. Dr.
Akasya Kansu Karadağ, Dr., Hukukçu, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi
Alev Doğan, Gazeteci
Ali Güler, Tüm Yerel Sen Ankara Şube Mali Sekreteri
Ali Özgür Dedeoğlu, Eğitimci
Arzu Becerik, Avukat, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Danışma Kurulu Üyesi
Aslı Tanta, Avukatlar Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi
Ataol Behramoğlu, Şair
Aysel Tekerek, Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı
Ayşe Sarısu Pehlivan, Yargıçlar Sendikası Başkanı
Ayşegül İbici Oruçkaptan, Peyzaj Mimarı
Bengisu İçten, Avukat
Berkay Çelen, Avukat, Yeni Ülke Dergisi Yayın Kurulu Üyesi
Bilgütay Hakkı Durna, Avukat
Can Kayabal, Dr.
Candan Badem, Akademisyen
Cengiz Kılçer, Şair, Yeni Ülke Dergisi Yayın Kurulu Üyesi
Ceyda Cimilli, Avukat
Deniz Aslan Şenkal, Genel Sağlık-İş Denetleme Kurulu Üyesi
Deniz Çelik, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi – İzmir Temsilcisi
Deniz Hakan, Yazar
Derya Ulkat, Müzisyen
Ece Ataer, Yazar
Ekim İsmi – Yeni Ülke Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Ekrem Ataer, Sanatçı, Yazar
Emine Yıldırım, Avukat
Ender Helvacıoğlu, Bilim ve Gelecek Genel Yayın Yönetmeni
Engin Ayça, Sinema Yönetmeni
Erendiz Sayron Atasü, Yazar
Ezgi Oral, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi
Fulya Durak, Avukat
Güldeste Dedeoğlu, Genel Sağlık-İş Denetleme Kurulu Sekreteri
Gülsen Tuncer, Sinema ve Tiyatro Sanatçısı, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Danışma Kurulu Üyesi
Gülser Han, Yazar
Gürseli Kara, Diş Hekimi, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi
Güvenç Dağüstün, Müzisyen
Haluk Tolga İlhan, Müzisyen
Hamide Rencüzoğulları, Gazeteci, Yazar
Hasan Aktaş, Eğitimci
Hasan Kırlangıç, İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİ-SEN) Genel Başkanı
Hülya Behramoğlu, Yazar
Hüseyin Çorlu, Bilses Vakfı ve SODEV Kurucu Üyesi
İbrahim Fikri Talman, Emekli Yargıç, Avukat
İlke Kızmaz, Müzisyen
İlker Cenan Bıçakçı, Prof. Dr.
İzge Günal, Prof. Dr.
Kemal Parlak – Sınıf Tavrı Sözcüsü
Korkut Boratav, Prof. Dr.
Kurtuluş Kılçer, Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Merkez Komite Üyesi
Mahmut Aslan, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Genel Sekreteri
Murtaza Demir, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Kurucu Başkanı
Nimet Çakılkaya, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi – Antalya Temsilcisi
Nuray Yenil, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Genel Sekreteri
Onur Parlak, Avukat
Rıfat Okçabol, Prof. Dr.
Saadet Ülker, Prof. Dr., Türk Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu Eski Başkanı
Savaş Karabulut, Dr., Mühendis
Selin Aksoy, Avukatlar Sendikası Başkanı
Semiha Özalp Günal, Yrd. Doç. Dr., İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi
Semra Pektopal, Birleşik Kamu İş 3. Dönem MYK üyesi
Serdar Şahinkaya, Yazar, 21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu Koordinatörü
Serpil Güvenç, Yazar
Sertaç Canbolat, Çevirmen, Yazar
Sibel Altıntaş İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi – Gaziantep Temsilcisi
Sibel Özbudun, Yazar
Sinan Kaya, Ressam
Ş. Serap Çatalpınar, İTÜ Birlik Başkanı
Şükran Eroğlu, Avukat
Şükran Soner, Gazeteci, Yazar
Tansu Özcan, Akademisyen
Tülin Tankut, Yazar, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Danışma Kurulu Üyesi
Umut Kuruç, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Genel Başkanı
Yaşar Yamaç, Tüm Emekli Sen Tunceli Şube Temsilcisi
Yeliz Toy, Eğitimci, Sendikacı, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi
Yeter Türkeş, Avukat
Yurdan Kaya, Sağlık Emekçisi, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi
Zülal Kalkandelen, Gazeteci, Yazar

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 07 Aralık 2022

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

SORUMLU

RTE, Enflasyon konusunda sürekli market / fiyat haberleri veren medyayı suçladı.

Kapatacaksın bu medyayı her şey güllük gülistanlık olur…

PAYLAŞIM

Millet İttifakı’nın Anayasa Taslağı’nı eleştiren RTE, ”Bunların derdi devletin imkanlarını kendi aralarında paylaştıracak paravan bir şirket kurmaktır. Size biz paravan şirket kurdurtmayız.

Başkasına kaptırmaz…

GERİCİ

DİB’lığı bastırdığı 2023 takviminde Cumhuriyet Bayramı’nı 30 Ekim’de göstermiş.

Aydınlık korkusu…

PİSLİK

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya G.’nin kızı H.K.G., babasının kendisini 6 yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiğini’, çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını anlatarak şikâyetçi oldu.

Ankara’da sözde hoca Murat Y., psikolojik sorunları bulunan 19 yaşındaki kızı “cinlerin çıkması için cinsel ilişkiye girmen gerek” diyerek kezlerce istismar etti.

Bu pislikler (cin ve şeytan kendileridir) ortadan kaldırılmadıkça insanlık kirlenmeye devam eder…

CEZA

Kadıköy Belediyesi’nin Kadıköy Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde öğrencilere çorba dağıtması, okul yönetimi ve kantinciler tarafından engellendi.

Daha önce de pek çok CHP’li belediyenin öğrencilere yemek yardımı yapması engellenmişti.

Bu salaklığın sandıkta cezalandırılmaması salaklık olmaz mı?..

SORMA

Muhalefetin İstiklal Caddesindeki terör olayı ile ilgili araştırma önergesi Cumhur İttifakı oyları ile reddedildi.

İnceleme, iktidarın hatasını bulursun.

İnceleme, yine olsun…

MECBURCU

Bakan Soylu, 15 Temmuz Darbesi’nin finansörü diye suçladığı BAE’nin milli gününe katıldı.

Söz mü önemli reisin ayak izleri mi?..

GÖÇ

2022’nin 11 ayında 2417 doktorumuz Almanya’ya göç etmiş.

Gitsinler; ezanlar dinmez, Molalar, Melleler bitmez…

KUTLAMA

AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, engelliler gününü kutladı.

Kutlarım…

CAMİLERİMİZ

Karabük Sipahiler Köyü İmamı Yusuf Ziya S. cami içinde bulunan bir odada başka bir kadınla iken eşi tarafından yakalandı. Soruşturma açıldı.

İl Müftüsü’nün “imam nikahlıysa göreve iade ederiz” dediği iddia edildi.

Kurtuluş Savaşı’nda kutsal emanetlerin korunması için kapatılan camiler için “Camileri ahır yaptılar” suçlaması yapan yobazlar, “Camilerimizi randevu evi/genel ev yaptılar” denirse ne yanıt verecekler?..

ENFLASYON

TÜİK‘e göre tüketici fiyatları Kasım’da yıllık %84,39, aylık %2,88 arttı; ENAG’a göre ise yıllık enflasyon %170,70.

Reis’i üzmem ben TÜİK’e inanırım!..

MAFYA

Bahçeli’nin FETÖ’cü suçlamasını kabul etmeyip sert yanıt veren ve BİM yönetiminden istifa eden Galip Aykaç’a Bahçeli/MHP kankası suç örgütü lideri Galip Yılmaz tehdit yağdırdı.

MHP’li Amasya Belediye Başkanı, Kırıkkale’den AYİMBAŞ Marketler zinciri yöneticisi de kervana katıldı.

Antalya’da iki BİM Mağazası saldırıya uğradı.

Devlet-mafya-çıkarcılar iç içe…

KİŞİLİK

“Okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor, ben her zaman cahil halka güvendim” diyen Prof. Dr. Bülent Arı’nın Kocaeli Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Ş.K.’yı taciz ve tehdidi ile ilgili soruşturma sürüyor.

Bu adam hakkında yorum yapmaya gerek var mı?..