Kategori arşivi: Hekim Saltık

DSÖ : 2020-21’de 15 Milyon İnsan Kovit-19’dan öldü!

DSÖ açıkladı: Covid-19 ile ilişkili ölüm sayısı belli oldu

  • Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2020 ve 2021’de görülen yaklaşık 15 milyon can yitiğinin Covid-19 ile doğrudan veya dolaylı bağlantısı olduğunu açıkladı.

https://www.who.int/news/item/05-05-2022-14.9-million-excess-deaths-were-associated-with-the-covid-19-pandemic-in-2020-and-2021 05 Mayıs 2022

DSÖ : 2020-21’de 14,9 Milyon İnsan Kovit-19’dan öldü!

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

İlk paragraf : New estimates from the World Health Organization (WHO) show that the full death toll associated directly or indirectly with the COVID-19 pandemic (described as “excess mortality”) between 1 January 2020 and 31 December 2021 was approximately 14.9 million (range 13.3 million to 16.6 million).  

DSÖ’den yapılan basın açıklamasında, son 2 yılda Covid-19 nedenli ‘ek / fazladan ölüm sayısı‘ Epidemiyolojik kestiriminin sonuçları paylaşıldı.

Ek / fazladan ölüm sayısının, doğrudan Covid-19 kaynaklı ölümlerin yanı sıra virüsün sağlık sistemi ve topluma olumsuz etkilerinden ötürü ağırlaşan veya sağaltımı zorlaşan hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin de katılması ile hesaplandığı bildirildi.

Hesaplamaya göre, 1 Ocak 2020’den 31 Aralık 2021’e dek dünya genelinde Kovid-19, doğrudan ve dolaylı olarak toplam 13,3 milyon ile 16,6 milyon arasında ek / fazladan ölüme yol açtı.

ÖLÜMLERİN % 68’İ SALT 10 ÜLKEDE

Ek ölümlerin %84’ü DSÖ’nün Güneydoğu Asya, Avrupa ve Amerika bölgelerinde saptanırken, toplam can yitiği sayısının %68’i yalnızca 10 ülkede görüldü.

Toplam ek ölümlerin % 81’ini orta gelirli, % 4’ünü düşük ve % 15’ini yüksek gelirli ülkeler oluşturdu.

Can kayıplarının cinsiyet dağılımında erkekler toplam sayının %57’sine, kadınlar ise %43’üne tekabül etti. (AS: karşılık geldi.. Cumhuriyet neden böyle okkalı Arapça kullanmayı sürdürüyor, kezlerce uyarmamız ve rica etmemiz karşın?? Bir kez daha yewtkililerden rica ettik..)

ÜYE ÜLKELER NİTELİKLİ SAĞLIK SİSTEMİNE YATIRIM YAPMALI

Açıklamada ifadelerine yer verilen DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, bu çarpıcı verilerin küresel salgının etkisini açıkça gösterdiğini vurgulayarak,

  • Üye ülkelerin, kriz zamanlarında temel sağlık hizmetlerini sürdürebilecek nitelikli sağlık sistemine yatırım yapmaları gerekmektedir” vurgusu yaptı.

Ghebreyesus, sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi konusunda DSÖ’nün üye ülkelere desteğini sürdürmekte kararlı olduğunu vurguladı.
======================================

Dostlar,

  • AKP = RTE;Bırakınız hasta olsunlar, 1. Basamağı / Temel Sağlık Hizmetlerini boşverin, nasılsa Şehir Hastanelerimiz var, orada göğüsleriz… “ dedi!

Dünya alem bizi kıskandı, kıskanıyor, hamdolsun, salgını RTE’nin eşsiz önderliğinde (!!) dünya alemden çoook önce süpürdük istatistiklerin altına, gerçek dışı sayıların ardına (!!??)

Salgın 2019’ın son günlerinde Çin’de başladı. Çin hızla DSÖ’ne (Dünya Sağlık Örgütü) bildirim yaptı. 31 Ocak 2020’de DSÖ, “Bu bir kürsel salgındır / pandemidir!” alarmı verdi.

Türkiye salgını 11 Mart 2020’de, 2,5 ay geciktirme ile kabul etti, ilk olgusunu Bakan Dr. Koca’nın ağzından duyurdu.

TÜİK verileriyle 2020’de (9,5 ayda) yaklaşık 21 bin, 2022’de 60 bin Kovit-19 ölümü kayda girdi. Dolaylı ölümler kovit-19 ölümü olarak raporlanmadı.. Toplam 81 bin diyelim.

DSÖ Halk Sağlığı / Epidemiyoloji uzmanlarının bilimsel kestiriminde 2 yıl için 14,9 milyon fazladan / ek / Kovit-19 ölümü hesaplandı. Bu yaklaşım Türkiye’ye uyarlanırsa :

31 Aralık 2021 günü sonu Dünyada toplam kovit-19 ölüm sayısı “resmen” 5,479,479’dur. Bu sayı, üye 190’ı aşkın ülkeden DSÖ’ne hükümetlerce bildirilenleriin toplamıdır. Kestirilen sayı ise 14,9 milyon olarak verildi (https://www.who.int/news/item/05-05-2022-14.9-million-excess-deaths-were-associated-with-the-covid-19-pandemic-in-2020-and-2021, 5.6.22).

5,479,479 / 14,900,000 = %36,78..
Veya 14,900,000 / 5,479,479 = 2,72

Demek ki Dünya genelinde her 100 kovit-19 ölümünün 37’si kayda girmiş, kalan 63’ü kayıt dışı kalmıştır. Kayda alınabilen ile kestirilen geçekleşen arasındaki katsayı 2,72’dir.
Türkiye’de aynı dönem için resmen açıklanan 81 bin kovit-19 ölümünün de gerçeğin %37’si olduğu varsayılır ise,

81,000 x 2,72 = 220,320 verisine ulaşılır.

Biz, salt 2020 için, “Türkiye’ye özgü olarak TÜİK nüfus (doğum, ölüm) istatistiklerinden kalkarak257 bin fazladan ölüm hesaplamıştık (http://ahmetsaltik.net/tag/kovit-olumu/ ve https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/ugur-dundar/salgini-yonetemeyen-iktidar-olum-sayilarinda-yalan-mi-soyluyor-6763675/). 2021 için henüz bu hesabı yapmadık.. TÜİK hem 2020 hem de 2021 ölüm istatistiklerini hala yayınla(ya)madı / yayınlamasına yüksek tepelerden izin çıkmadı.

Bizim hesabımızın Türkiye açısından daha yerinde (isabetli) olduğu söylenebilir, çünkü DSÖ kestirimi, Dünya geneli için çok daha genel kabullere dayalıdır. TTB (Türk Tabipleri Birliği) uzmanlarının kestirimleri bizden çok eksik olmakla birlikte, DSÖ öngörüsünün de gerisinde.

2021’de ülkemizde resmen toplam 60 bin kovit-19 ölümü açıklandı.

60,000 x 2,72 = 163,200 toplam kovit ölümü; 2021, Türkiye!

2020’de 21,000 x 2,72 = 57,120 ve 2021’de 163,200 toplamı : 220,320!

2022’de ise ilk 4 ay sonunda 20 bin kovit-19 ölümü resmen kayda girdi.

Beklenen ise, DSÖ uzmanlarının hesaplarından elde ettiğimiz 2,72 katsayısı ile çarpılırsa,

20,000 x 2,72 = 54,400!

  • 11 Mart 2020 – 30 Nisan 2022 Türkiye’de kestirilen kovit-19 ölümleri toplam 274,720!
    (2019’da Türkiye’de toplam 440 bin ölüm kayda alındı)
  • Açıklanan ise çok yaklaşık yüz bin. Kabaca her 3 ölümden 1’i resmen açıklandı Türkiye’de!

Tıpkı TÜİK’in enflasyon, işsizlik, ulusal gelir (GSMH).. hesaplarında olduğu gibi..

Şimdiden not düşmüş olalım..
Turp” (üzgünüz; gerçek ölüm sayıları..) öylesine büyük ki, heybelere sığmıyor. 2022 Haziran’ın son haftasında TÜİK, ölüm verilerini açıklar mı acaba?? Yasal görevi!

AKP = RTE = Parti devleti totaliter rejimi işte böyle bir şey..

Nerdeeen nereye.. Bu iktidar sürerse birkaç yıl sonra nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz? Ülke ve ulus bütünülüğümüzü hala sürdürüyor olabilir miyiz sizce?

Salgını iyi / bilimsel yönet(e)meziniz, insanlarınızın yaşam hakkını bile koru(ya)mazsınız, yine de gerçek verileri saklayarak “..Hamdolsun, salgında da Dünyadan çok başarılıyız… aşı bile geliştirdik..” masalları anlatırsınız! Bu hazin, yüz kızartıcı tablodan BİLE politik başarı öyküsü yazmaya kalkarsınız! Oysa siyasal ömrünüz bitti, artık yazacak öykünüz – masalınız kalmadı!

Eyyyyyyyyy yurdum insanı!
Uyan artık derin gaflet uykusundan! Bir tür kan uykusu bu, ölüme yatıyorsun..

Eyy “Biliim Kurulu” üyeleri meslektaşlarım, öğrencilerim.. Vicdanınız rahat mı? Hekimlik etiği değerlerini nereye koydunuz?  Gerçekten uyuyabiliyor musunuz? Hipokrat yemininize ne oldu sahi; retrograt amnezi mi dediniz?! Bir de; malvarlığınızı (son 2,5 yıldaki değişimi) açıklayabilir misiniz; şaibeler giderilsin..

Sevgi ve saygı ile. 06 Mayıs 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik    

 

 

 

HALK TV PROGRAMIMIZ : 02 Mayıs 2022

Dostlar,

02 Mayıs 2022 Pazartesi günü sabah saat 10:00’da, HALK TV‘de Sn. Seda Selek‘in konuğu olduk.
Sn. Mehmet Tezkan ve Mülkiyeli okuldaşımız Sn. Ozan Gündoğdu da program ortaklarıydı.
Bize yöneltilen soruları yanıtlamaya çalıştık.
İlk soru, Sağlık Bakanlığı’nın Dünya Sağlık Örgütüne yolladığı aktif hasta sayısı ile ilgili skandal hakkındaydı. Bu sayı eksi “(-) 4716” idi ve doğallıkla Türkiye ayağa kalkmıştı.

Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bölümünün yürüttüğü worldometer uluslararası web sitesine de yansıdı ve “çok ilginç” bir tablo ve grafik ortaya çıktı.! Grafikte Y ekseni sıfır orijin noktasının altına uzamış oldu! Bu nasıl olabilirdi, yanıt yalın..

Yapay zeka destekli yazılım, kendisine yüklenen verileri kullanarak tabloları yapmakta ve grafikleri çizmekte. Doğallıkla “-4716 aktif hasta” öngörülemeyecek / mümkün olmayan bir durum olduğundan, yazılım algoritmasında dikkate alınmamıştı..

Sağlık Bakanı düzeltme yaptı (31.5.22) ve 14 gündür hatalı veri yollandığını itiraf etti. Gerekçesi ise “senkronizasyon hatası” idi!!??
Neyle neyin (hangi 2 veri tabanının) “senkronizasyon hatası” na düştüğünü anlamadık.

AKP = RTE totaliter rejimi sürdükçe de öğrenemeyeceğiz anlaşılan. Ama ortalama yurdum insanının ağzına sakız verilmiş oldu: “senkronizasyon hatası“! Artık köy kahvelerinde konuşulur..

Biz acı bir ironi yaptık programda :

  • Kaçak sarayda tutulan veri tabanı ile mi düştünüz bu “senkronizasyon hatası” na !!??

Öte yandan Türkiye, havuzdaki aktif hasta sayısını, her ne denli “eksi” kılamasa da, inanılmaz bir başarımla (performansla) azaltmakta; halının altına süpürmekte : Dün akşamki (3.5.22) rakam + 4465! Artık (+)! Eee turizm mevsimi geliyor, Şeker Bayramı öncesi toplumu rahatlatmalı, eh artık TURKOVAC aşımız da var evelallah (halen uluslararası standartlara göre aşı değil, uluslararası lisansı yok!).. Hamdolsun, AKP = RTE rejimi Türkiye’de Kovit-19 salgınını pek çok ülkeden önce bitirdi! Dünya genelinde geçen hafta, önceki haftaya göre sağlanan olgu ve ölüm sayılarında azalmanın çok üstünde oranlarda kovit-19 hastalarımız ve ölümlerimiz azaldı / azaltıldı!


Gerçek tablonun hiç de öyle olmadığını sayısal verilerle, Dünya Sağlık Örgütü uyarılarıyla açıklıyoruz programda. İzlemek için lütfen tıklayınız : 1 saat 39. dakikada başlıyor ve yaklaşık 28 dakika sürüyor.

(1138) #CANLI | Seda Selek ile Neden Sonuç | 2 Mayıs 2022 | #HalkTV – YouTube

2020 ve 2021 yılı ölüm verilerini TÜİK hala açıklamadı / açıklayamadı..
Kaçak saraydan talimat gelecek ki, bir kılıf bulunacak ki açıklansın.. Demek hala bulanamadı..
Ama biz AKP = RTE sadık kadrolarının / biat kullarının “yaratıcı” (!) zekalarıyla (??!) bu çalıntı minareye de bir kılıf uydurma başarısı (!) göstereceklerini umuyor ve bekliyoruz..
***
Uyardık                                    :

  • Salgın yönetiminde Dünya Sağlık Örgütü uyarıları yerine getirilmiyor ve halen
    hiçbir Epidemiyolojik bilimsel salgın yönetimi ilkesine uyulmuyor!
  • Böyle giderse, programda ayrıntılı açıkladığımız gerekçelerle, yazıl değilse bile sonbaharda, Ekim’de ülkemizde yeni ve çok yıkıcı olabilecek bir başka dalga riski var!

***
Ek olarak Tıpta Uzmanlık Sınavı kadrolarının, Mart’ta 6 binden 12 bine çıkarılması, randevu sürelerinin kısaltılması, MHRS (Merkezi Hekim Randevu Sistemi) uygulamasının kaldırılması.. hekim göçü, sağlıkta şiddet de konuşuldu.. Köktenci önerimiz şöyle oldu:

  • Sağlık hizmetlerinde piyasalaştırma – özelleştirme durdurulmalı.
  • Neo-liberal küreselleşme dayatmaları duvara dayandı ve tüm dünyada bunalım yarattı.
  • Sağlık hizmetleri kesin olarak koruyucu sağlık hizmetleri öncelikli olmalı.
  • Böyle yapılırsa daha az hasta ve sağlık gideri, daha az hastane, hekim.. yeter. Bataklıkla uğraşmak gerekir, sivrisineklerle değil.
  • Dünya Sağlık Örgütü önerisi kurtarıcıdır : BÜTÜNCÜL SAĞLIK YAKLAŞIMI… Uygun konutu ile, yeterli-dengeli beslenmesi ile, insanca geliri ile, sosyal güvenlik ve toplumsal dayanışması ile, sağlıklı – güvenli çevresi ile, bilimsel eğitimi… ile daha sağlıklı bir toplum olanaklı!

HALK TV ile Sn. Seda Selek ve program ortaklarına, kamuoyuna bu bilgileri ve iletileri sunma şansı verdikleri için teşekkür ederiz. Bu yazımız ve TV programının kaydının (erişkesinin – linkinin) paylaşılmasını, yayılmasını ve yararlı olmasını dileriz.

Aşağıdaki “cik iletimiz” (tweet!) kaçak sarayda RTE başkanlığında “bilim kurulu” toplantısının hemen ardından yayınlandı ve 3-4 günde 1 milyondan çok izleyenimiz tarafından okundu. Ulusumuzun sağduyunun ve bilimim sesinin ardından gittiğini, gideceğini görmekten mutluyuz.

Sevgi ve saygı ile. 04 Mayıs 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​Uzmanı
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

 

 

 

KRT TV Programımız : Sağlık Bakanlığından “Negatif Aktif Vaka” Skandalı

KRT TV Programımız :

Sağlık Bakanlığından “Negatif Aktif Vaka” Skandalı

30 Nisan 2022 Cumartesi gece saat 22:00’de KRT TV’de, başarılı programcı Sn. Semra Topçu‘nun konuğu olduk. Sağlık Bakanlığı Dünya Sağlık Örgütüne Kovit-19 aktif olgu sayısını “-4716” olarak bildirmişti! Aynı gün Sağlık Bakanı Dr. Koca açıklama yaparak bu olanaksız durumu “senkronizasyon hatası” olarak bildirdi. Geriye doğru 14 günlük veriler hatalıydı.

 

Ama bu “hatalı” verilere dayalı olarak 26 Nisan 2022 günü kaçak sarayda yapılan Bilim Kurulu toplantısında AKP = RTE, nerdeyse salgının bitirildiği muştusu verdi! “Hamdolsun“, AKP iktidarı salgının da hakkından pek çok ülkeden önce yüzünün akı ile çıkmıştı! Üstelik Kovit-19‘a karşı dünyada aşı geliştiren 9 ülkeden biri bile olmuştuk! Afrika’da kimi ülkelere bağış yapmıştık..

2021 sonu toplam ulusal geliri 692 milyar Dolara gerileyen (90 milyon nüfusa bölünce 7689$, Dünya ortalaması 12 bin $!), dünya sıralamasında 17. sırada aldığı ülkemizi G20’den düşürerek 23. sıraya indiren AKP = RTE, bir de aşı geliştirmişti! Üstelik 17 çeşit aşı üreten, Cumhuriyet’in armağanı, çok başarılı Dr. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü‘nü 2011’de kapatmış ve aşıda tümü ile dışalıma (ithalata) bağımlı duruma düşmüş bir iktidar..

TURKOVAC adı verilen ve Urfa’da Bakan Koca tarafından “aşı” olarak duyurulduğu 23 Aralık 2022’den bu yana hala Dünya Sağlık Örgütü’ne başvurularak uluslararası aşı belgesi alın(a)mayan, uluslararası bilimsel koşulları yerine getirmeyen ama salgında etkinliği / güvenliği kuşkulu bir sıvıyı, AŞI diye yurttaşına yapabilen bir siyasal kadro!
***
Sağlık Bakanlığı nasıl bir “senkronizasyon hatası” yaptı acaba??
Sokaktaki yurttaş bu süslü sözden ne anladı acaba??
Bakanlık Saray’ın açıklanmasını istediği verilerle mi senkronize olamadı acaba??

Bu hata 14 gün boyunca nasıl sürdürülebildi?
Veri kayıt ve işleme süreçlerinde bir sistem kurulamadığı anlaşılıyor.
“Sistem” kurulmuş olsa ve yaraşır (liyakatli), usta (ehil) ellerde olsa, Dünya Sağlık Örgütü’ne yollanmadan önce birkaç basamakta hata – tutarlılık denetimine alınır ve mutlaka yakalanırdı.

İşin içyüzünü ne yazık ki, şimdilik öğrenemeyeceğiz..
Tıpkı 2020 ve 2021 yılı ölüm verilerini halan öğrenemediğimiz, TÜİK’e açıklattırılmadığı gibi!
***
Salgın gerçekten bitti mi, maske ve öteki alanlarda gevşeme önlemleri yerinde mi??
Ayrıca MHRS’nin (Merkezi Hekim Randevu Sistemi) kaldırılması, Mart 2022 TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) kadrolarının 6 binden 12 bine çıkarılması, sağlıkta şiddet ve hekim göçü de konuşulan sorunlar arasında idi. İzlemek için lütfen tıklayınız.. (https://youtu.be/34gb8Yh0f2w)

Program 21:00’de başlıyor, biz 22:00’de katıldık..

Şu hesapları yaptık    :

30 Nisan günü yoğun bakımda yatan kovit-19 hasta sayısı 975. Sağlık Bakanı Dr. Koca’nın düzelterek açıkladığı aktif hasta sayısı 17,259. Ülkemizde Omicron varyantının egemen (baskın) olduğu düşünülmekte. Klinik tablo hafif, ayakta geçiyor, hastaneye yatma ve hele hele yoğun bakıma düşme oranları önceki varyantlara göre oldukça düşül.. 1/100’ün altında. 1/100 kabul edilirse, 975 x 100 ? 97,500 aktif hasta beklenir o gün. Ama açıklanan 17,259.. Beklenenin 1/6’sı!!?? Niçin???

Son 1 haftada önceki haftaya göre olgu sayısında dünya genelinde %12 azalma varken bizde %36! Ölüm sayılarında azalma aynı sırayla %7 ve %22. Türkiye, dünyadan farklı ve üstün olarak  ne yapıyor da, olağanüstü hızla olgu ve ölüm sayıları azaltılabiliyor??

Üstelik son 4-5 haftadır, yapılan toplam aşı dozu 147 milyonu aşıp 148 milyon olamadı! Günde 15-20 bine düştü aşılama.

  • Uyaralım : Toplum bağışıklığı artmayıp azalıyor ve %30 dolayında, son derece yetersiz.
  • Dünya Sağlık Örgütü “SALGIN HENÜZ KESİNLİKLE BİTMEDİ” diye ısrarla uyarıyor.
  • Yeni 2 varyantı “tehlikeli” olarak kayda aldı ve duyurdu..
  • Turizm mevsimi geliyor, Avrupa Kovit-19 kaynıyor, Uzakdoğu da öyle, hangi önlemimiz var?
  • Dünya Sağlık Örgütü’nün hemen hemen hiçbir önerisi yerine getirilmiyor.
  • Böyle giderse; yazın değilse bile Sonbaharda yeni bir dalga ile karşılaşma riski az değil! 
    ***

Türkiye hemen her bakımdan yönetilemez bir aşamaya sürüklenmiş bulunuyor.
Bu tablo sürdürülemez.
Ya AKP = RTE iktidarının aklını başına alarak silkinmesi, uçuruma gidişi frenlemesi ya da iktidarı bırakması gerekiyor.
Milyonlarca insan yoksul, yeterli – dengeli beslenemiyor, işsiz, konut koşulları elverişsiz, borçlu, ruhsal olarak gerilimde ve kaygı içinde; BAĞIŞIK SİSTEM STRES ALTINDA…
Bu sonki hastalıklarla savaşta kritik.
Yeni bir dalga riski ciddi olarak vardır ve gerçekleşirse, açıklayageldiğimiz gerekçelerle çok yıkıcı  olur.
Bir kez daha uyarmış olalım..
Bereket Ulusumuz bizi dikkatle izliyor ve geribildirimleri ile güvenini bildiriyor.
26 Nisan 2022 günü, kaçak sarayda RTE başkanlığında bilim kurulu toplantısının hemen ardından paylaştığımız aşağıdaki tweet iletimiz 1 milyon okuyucuyu çok aştı…


Bilgi ve ilginize saygı ile sunarız..

Sevgi ve saygı ile. 02 Mayıs 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

 

 

Gezi’nin güzelliği

authorBAYAZIT İLHAN

Ne yapsalar olmuyor, karartmak için attıkları her adım Gezi’nin parıltısını güçlendiriyor. Çünkü haklı ve bu ülkenin tarihinde benzersiz özellikler taşıyor.

Gezi 2013 yazındaki haliyle değil ama değişik biçimlerde insanların özgürlük, adalet isteklerine, yaşam biçimine, emeğe, doğaya, şehre, ağaca, hayvana, börtü böceğe saygı taleplerine ışık tutmaya devam ediyor. Bunun haksız, hukuksuz yargı kararlarıyla, yurtsever insanların dört duvar arasına kapatılmasıyla boğulması mümkün değil. Darbe girişimi, Otpor, şu bu, Gezi’ye takılmak istenen kulpların hiçbiri tutmadı.

Türkiye Barolar Birliği’nin açıklaması hukukçuların bu hafta açıklanan mahkeme kararına dair yaygın kanaatini yansıtıyor: Gezi davası kararı kara lekedir. Yargıyı Gezi Parkı eylemlerini itibarsızlaştırmak, suçla ilişkilendirmek ve öç almak için kullanmaya çalışmanın göstergesidir.

GEZİ VE POLİS ŞİDDETİ

Gezi denince akla gençler, rengârenk meydanlar, dans, müzik, çadırlar, dayanışma, ağaçlara sarılmış insanlar, duran adam, orantısız zekâ, yeryüzü sofraları geliyor. Başka? Polis şiddeti, biber gazı, hedef alarak ateşlenen gaz kapsülleri, içine tahriş edici kimyasallar katılmış sular püskürten TOMA’lar, akrep denilen zırhlı araçlar, hala doğrulanamayan “camide içki içtiler”, “Kabataş’ta başörtülü bacıma saldırdılar” söylemleri…

İstanbul’da Taksim’de, Ankara’da Mülkiyeliler Birliği ve Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde acil sağlık noktalarına içeride yaralılar varken biber gazlı polis saldırıları yaşandı. O günlerde Science dergisinde aralarında çok sayıda Nobel ödüllü bilim insanının bulunduğu yazarlar tarafından Türkiye’yi barışçıl protesto gösterilerinde kullandığı aşırı polis şiddetini durdurmaya ve uluslararası hukuka uymaya çağıran bir makale yayınlandı.

GÖSTERİLERDE SAĞLIK HAKKI İHLALLERİ

Sağlık Bakanlığı protesto alanlarında yaralananlara yeterince acil sağlık hizmeti götürmediği, ambulans bulundurmadığı gibi bir de yaralanarak hastanelere başvuranların ayrı formlara kaydedilmesini istedi. Bu koşullarda hekimler ve sağlık çalışanları yaralananlara her yerde gönüllü olarak acil sağlık hizmeti sunmaya çalıştı. Ankara, İstanbul ve Hatay Tabip Odası yönetimleri verilen sağlık hizmetinden dolayı yargılandılar. İnsanlık yararına, gönüllü buna benzer sağlık hizmeti vermeyi “ruhsatsız sağlık hizmeti” olarak niteleyip suç saymaya dönük tartışmalı yasal düzenlemeler bile yapıldı.

TTB Türkiye’nin dört bir yanında Gezi Parkı protestolarında göstericilerin sağlık durumu ile ilgili verileri hekimlerden toplayıp düzenli yayınladı. 28 Mayıs-15 Temmuz 2013 arasında sağlık kurumlarına ve gönüllülerce kurulan acil sağlık noktalarına toplam 8163 kişi yaralı olarak başvurdu. O tarihe kadar 106 kafa travması, 61 ağır yaralanma, 11 kişinin gözünü kaybetmesi söz konusuydu. Sonraki can kayıpları ile birlikte 8 kişiyi kaybettik.

Yine TTB’nin o dönemde raporlaştırdığı internet tabanlı çalışmada biber gazından etkilenerek bildirimde bulunan 11155 yurttaşımızdan %68,5’i çok yoğun etkilendiğini ve ciddi sağlık sorunu yaşadığını belirtti. Etkilenenlerin %92’si sağlık yardımı almadığını ya da çevresindeki gönüllülerden aldığını bildirdi. Hastaneye başvurma ya da götürülme oranı %5 düzeyindeydi. Bunda hastanelerde fişlenme korkusunun etkili olduğu görüldü.

Daha sonrasında TTB’nin girişimleri ile Dünya Tabipler Birliği, biber gazı gibi kimyasal gösteri kontrol ajanlarının ölümcül sağlık risklerini anlatan ve ülkeleri bunları kullanmaktan kaçınmaya çağıran bir tutum belgesini kabul etti.

Gezi’nin çok yönü var. Biz hekimler için de öyle ve mesleğimizin gereğini yaptığımızı düşünüyoruz. Peki, Gezi’de ölen gençlerin katilleri serbest dolaşırken, daha önce beraat etmiş saygın insanları aynı suçlamalarla yeniden yargılayıp bu kez ömür boyu hapis cezasına, 18’er yıl hapse mahkûm etmek, tutuklamak nedir?

Bu davanın mahkeme ve temyiz süreçlerinin hâkimlerinden de siyasi görüşleri, kişisel durumları ne olursa olsun her şeyden önce mesleklerinin gereğini yapmalarını bekleme hakkımız yok mu?

HABER 2021’e demecimiz : Kovit-19 Salgını Henüz Bitmedi..

Dostlar,

Bu gün (26.4.22) “Doğru haber, Özgür yorum” bizimle bir telefon söyleşisi yaptı.

sitesi, Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin. Sn. Hasan Alp Şahin’in sorularını yanıtladık.. AKP = RTE‘nin sarayında Kovit-19 hakkında “Bilim Kurulu” ile yaptığı toplantı sırasındaki açıklamasının hemen ardından..

Prof. Dr. Ahmet Saltık: ‘Kapitalizm böyle bir tercih yaptı

başlığı altında yayınlandı.

  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından kuralların esnetildiğini duyurmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir eleştiri de Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık’tan geldi. Saltık, vatandaş sağlığı yönünde değil; kapitalizmin tercihi doğrultusunda karar verildiğini söyledi.

…………………
…………………………..
Söyleşi şöyle bağlanıyor :

KAPİTALİZM BÖYLE BİR TERCİH YAPTI

Sonuç olarak          Kapitalizm böyle bir tercih yaptı. Bir yandan salgın sürsün, ölen ölür; kalan kalır ama ekonomik, ticari etkinlikler sürsün diye böyle bir karar verildi. Masum insanlar kurban olmaya devam ediyor. Günlük 15-20 de olsa ölümler yabana atılacak türden değil. Kaldı ki bunun 3-5 katı gerçek olabilir. Sağlık Bakanlığı ve TÜİK hala Covid-19 ölümlerini açıklayamadılar. 2020 ve 2021 yıllarının ölüm istatistikleri hala yok ortada. Dolayısıyla Türkiye bulanık bir ülke, iktidar saydam değil. Salgın yönetiminden çok, algı yönetimiyle ‘Biz bu işte de çok başarılı olduk, Elhamdülillah, Hamd olsun’ sözleriyle, genel geçer politikasını bilim ve akıl dışı, insana saygısız politikalarını sürdürüyor.
****
Söyleşinin tümü için lütfen tıklayınız :
Prof. Dr. Ahmet Saltık: ‘Kapitalizm böyle bir tercih yaptı’ – haber2021.com

Sevgi ve saygı ile. 26 Nisan 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik
****

27.04.22, 22:45…

 

SALGIN MI BİTTİ, AKP Mİ BİTTİ?

Dostlar,

Bu gün (19.4.22) sabah 11:20 – 11:40 arasında ARTI TV‘de Sn. Kemal Göktaş’ın konuğu olduk.
Sağlık Bakanı Dr. F. Koca’nın son günlerdeki salgının bitmek üzere olduğu / bittiği yönündeki söylemleri çok merak ediliyor. Dün de Cumhuriyet gazetesi bizimle ve sevgili dostumuz Prof. Mehmet Ceyhan ile söyleşi yapmış ve demeçlerimizi manşetten vermişti.. Bakınız :

Dr. Saltık : Salgının bittiğini söyleyemeyiz! | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

  • Gerçekte biten salgın değil AKP!

Yaz geliyor, turizmi mutlaka ayağa kaldırmak istiyorlar. Hem geçen 2 yıldan büyük yitikler var hem bu yıl ödenecek 170 milyar $ dolayında borç için döviz olağanüstü gerekli. Ayrıca Rusya’nın Ukrayna’ya askeri operasyonu boyut bakımından çok büyüdü, süre olarak da epey uzadı, uzayabilir. Oysa bu 2 ülkeden gelen turistler, toplam ziyaretçilerimiz içinde çok önemli oranda.

Bunlara ek, AKP = RTE‘nin, ülkemiz aşkın (hiper) enflasyondan kırılırken gündemi olabildiğince saptırmaya ve daha da önemlisi bir başarı öyküsüne gereksinimi çok ciddi.

  • “Salgını dünyada herkeslerden önce biz bitirdik, hamdolsun!” diyebilmek istiyorlar!!

Oysa yaşamın gerçekliği çok acı. Dünya Sağlık Örgütü geçen hafta

  • Salgın henüz kesin olarak bitmedi!” uyarısı yaptı.

Omicron’un BA.4 ve BA.5 varyantlarını “endişe verici varyant” olarak duyurdu.

Afrika’da halkın %80’inden çoğunun aşılan(a)madığının altını çizdi.

Örtün başı Genel Sekreter Dr. T.A. Ghebreyesus şunları vurguladı :

  • Her ülke virüsü (varyantları) izlemeli,
  • Etkin aşılarla yaygın aşılamayı sürdürmeli (Toplum bağışıklığı yüksek tutulmalı)
  • Kovid-19’a karşı dayanıklı sağlık sistemi gerekli, (Türkiye son derece yanlış olarak ,1. Basamağı hala yeterince güçlendirmedi, salgını hastanelerde göğüslemeyi hüner saydı!)
  • Yurttaşlara, özellikle yoksullara, virüsle savaşım araçlarına eşit ulaşım sağlanmalı
  • Küresel işbirliği konularına önem verilmeli.

Bunları ve daha çoğunu programda aktardık ve S. Göktaş’ın sorularını yanıtladık.

Türkiye 5. dalgayı yaşıyor, 4 haftadır inme eğilimindeki veriler rahatlatıcı ama Sağlık Bakanlığı verilerine güvenilmiyor, sayılar gerçeği yansıtmaktan çok uzak. Salgın eğrisinin her an yükselmeye geçme riski var.. Yeni ve tehlikeli varyantların gelişme riski de.

  • Ne yazık ki, AKP iktidarı halkın sağlığı ile kumar oynamayı sürdürüyor!

İzlemek için lütfen tıklayınız : https://youtu.be/OHzKKpE0fhM

İzlenmesi, paylaşılması ve gereğinin yapılması dileğiyle..

Sevgi ve saygı ile. 19 Nisan 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

 

Dr. Saltık : Salgının bittiğini söyleyemeyiz!

Uzmanlardan Fahrettin Koca’nın ‘normale dönüyoruz’ açıklamalarına tepki

Pandemide 5. dalgayı yaşadığımızı söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, “Vaka sayıları gerçeği yansıtmıyor” derken Prof. Dr. Saltık ise “Salgının bittiğini söyleyemeyiz” ifadelerini kullandı.

Pandemide 5. dalgayı yaşadığımızı söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, “Vaka sayıları gerçeği yansıtmıyor” derken Prof. Dr. Saltık ise “Salgının bittiğini söyleyemeyiz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet, Kader Çukay,18.04.2022
https://www.cumhuriyet.com.tr/amp/turkiye/uzmanlardan-fahrettin-kocanin-normale-donuyoruz-aciklamalarina-tepki-1926836 (sayfa 3)

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün sosyal medya hesabından,

  • Gözümüz aydın. 5 binin altını gördük. Yeni vaka sayısı 4425

açıklamasını yapmıştı. Koca daha önce de “Fahrettin Koca’yı tanımadığımız günlere dönüyoruz. Bugünkü vaka sayısı 5609” açıklamasıyla tepki çekmişti. Koca’nın açıklamalarıyla salgın bitti izlenimi vermesine tepki gösteren uzmanlar, “AKP iktidarı ve Sağlık Bakanlığı halkın sağlığıyla kumar oynuyor” dedi.

“KADERE KISMETE KALDI”

Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, yeni varyantlarla birlikte vaka sayısının artacağını belirterek, “Salgın kadere kısmete kaldı. Yeni varyantlar çıkmaya devam ediyor. Her ülke araştırma yapıyor ancak Türkiye yapmıyor. Bu nedenle ülkemizde hangi varyantlar var bilmiyoruz” dedi.

Ceyhan, Türkiye’nin şu an 5. dalgayı yaşadığını söyleyerek,

  • “Salgın düz bir çizgi gibi ilerlemiyor. Vakaların durağanlaştığı dönem oluyor ancak arkasından artış dönemi yaşanıyor. Türkiye’de açıklanan vaka sayıları gerçeği yansıtmıyor. Test yapma kriterleri zorlaştırıldı. Eski kritlerdeki gibi test yapılsa bunun 5-10 katı vaka sayısı çıkar”

diye konuştu. Fahrettin Koca’nın salgın bitiyor yönünde yaptığı açıklamalara tepki gösteren Ceyhan,

  • “Devlet, salgın uzmanı olmadığı için salgın yokmuş gibi ekonomi, sosyal hayat, turizm canlansın diyor. Turizm ve ekonomi canlansın demek yanlış. İnsanlar tedirgin olduğu için canlanamıyor. Vatandaşlar da bu vakaların doğruyu yansıtmadığını biliyor”

ifadelerini kullandı.

“PANDEMİ BİTMEDİ”

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık da

  • ‘Dünya genelinde salgının bittiğini söyleyemeyiz” diyerek
  • “Salgının görünümünde çok önemli değişiklikler var.
  • DSÖ de yeni varyantları ‘endişe verici’ olarak tanımladı.
  • BA.4 ve BA.5 endişe verici varyant listesine eklendi.
  • Salgın nerede hızlı çoğalıyorsa, yeni varyantların ortaya çıkması daha kolay hale geliyor” ifadelerini kullandı.
  • Saltık, DSÖ’nün “Pandemi henüz kesinlikle bitmedi” açıklamasını anımsatarak
  • “Sağlık Bakanlığı mevsimden medet umarak, aşıyı da bitirerek salgına harcama yapmak istemiyor.

AKP iktidarı ve Sağlık Bakanlığı kumar oynuyor. Halkın sağlığıyla oynuyor” dedi.


================================

Dostlar,

14 Nisan 2022 günü 2 tweet iletimiz : @profsaltik  ·

  • Dünya Sağlık Örgütü: “Pandemi kesinlikle henüz bitmedi!” BA.4 ve BA.5 “endişe veren varyant” listesine eklendi. Yeni alt varyantlar birkaç ay arayla oluşuyor. Daha tehlikeli olup olmayacakları salt şansa bağlı. Yeni varyantlara yeni aşı gerek. Bakan Koca, koca koca laflar etmesin!!
  • Şangay’da dün, bulgu veren 2573, vermeyen 25146 kovit-19 olgusu yakalandı. Çok sıkı önlem-tarama ile bile oran 1/10. Türkiye’de bu oran kaç acaba? Hamdolsun, ne varsa o mu? Bakan Koca/AKP çok ağır vebal alıyor. Masum kurbanlar geri gelmiyor, iyileşenler de bedel ödüyor, ödeyecek!

    Tarihe not düşmüş ve iktidarı, halkımızı aydın namusu ile bir kez daha uyarmış olalım..

    Sevgi ve saygı ile. 18 Nisan 2022, Ankara
    (Güncelleme : 19.04.22, 01:58)

    Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
    A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
    ​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
    www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
    facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

 

8 Nisan 2022 : 2 TV Programımız…

Dostlar,

Bu akşam, 8 Nisan 2022 Cuma, 2 programımız olacak.. / OLDU..

İlkini Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerimizle yapacağız / YAPTIK..
ZOOM ortamında gerçekleşecek program bir toplumsal sorumluluk ödevi öğrencilere.
Bu bağlamda bizimle bir söyleşi yapmayı tasarladılar, kamuoyuna açık..

  • Konu : AİLE PLANLAMASI..

Yakıcı bir sorun. 10 öğrencimiz 1’er soru hazırladılar. Bize yöneltecekler ve her birini 5-6 dk. içinde yanıtlamaya çalışacağız.. 20:30’da başlayacağız.. 1,5 saat ayırdık bu konuya. (1 saat 50 dk. sürdü yanıtlarımız..)

****
Ardından, 22:30’da başlamak üzere gazeteci Çağlar Ertürk‘ün “Tarafsız Haber” programına
katılacağız / KATILDIK. Bu konuşmamız için de 1-1,5 saat tasarladık ve Sn. Ertürk’ün ülkemizin yakıcı gündemine ilişkin sorularını yanıtlayacağız / YANITLADIK . Sn. Ertürk’ün sosyal medya hesaplarında canlı yayınlanacak / YAYINLANDI. Görsel (poster) aşağıda..

Sayın Çağlar bize çok sayıda soru yöneltti. Mersin’de, RTE Başbakan iken bir çiftçiye söylediği “ANANI DA AL GİT” aşağılamasından başlayarak tarım ve hayvancılığın ülkemizde nasıl çökertildiğine dek geldik.

Bir başka soru, Kovit-19 salgını başladığında Erdoğan’ın Mart 2020’de IBAN vererek yardım istemesiydi. Biz ise 23 Mart 2020’de Halk TV’de katıldığımız programda bu amaçla israfın frenlenmesini, bütçe harcamalarında önceliklerin Anayasa m.65 uyarınca gözden geçirilmesini, örn. YİD kamburlarına aktarılan döviz cinsi ödemelerin “mücbir neden” (force majeur) yavaşlatılmasını, ertelenmesini… ve de servet – varlık vergisi önermiştik. Doğallıkla, sermaye yanlısı iktidar bu önerilere yanaşmamıştı.

Zafer Partisi Gn. Bşk. Prof. Ümit Özdağ’ın, Ankara BŞB Bşk. Mansur Yavaş’ı CB adayı olmaya çağırması, Yavaş’ın ve CHP Gn. Bşk. K. Kılıçdaroğlu’nun yanıtı da gündemdi. Kemal beyin ESK ziyareti ve kapının telle bağlanarak içeri alınmamasını da irdeledik; AKP için yüz karası idi. MEB ve TÜİK’te de aynısı yapılmıştı.

Sn. Ertürk, RTE’nin hekim emeğini küçümseyen, “giderlerse gitsinler..” saçma değerlendirmesini de konuştuk.. Sağlık sektörü alarm veriyor, 2003’te başlatılan AB dayatmalı sağlıkta dönüşümün tıkandığı, şehir hastanelerinin talan aracına dönüştüğü de vurgulandı.

Son 2 soru ülkemizdeki 10 milyon dolayındaki yabancılar (Suriye, Afganistan, Irak, Suriye, İran, Afrika….) belası idi. Tam bir demografik nüfus bombası! Bu konuyu daha önce de sitemizde yazdık, FLASH TV ve Meltem TV’de kapsamlı anlattık Mart 2022 içinde (sitemizde de yazdık).

  • Ekonomik tablo ise bize göre büyük ölçüde “kurgu kokuyor!de.

Yığınları yoksullaştırarak siyasal savaşımın dışına itmek. Oysa demokrasiler SİYASAL KATILIM ile güç bulur. Politik tercihle istendik biçimde yoksullaştırılan kitleler, iktidarın yardımlarına bağımlı duruma getirilir, itaat hatta biat kültürüne bağlanır ve kalabalık, niteliksiz, adeta sürüleştirilen yığınlar “oy” deposuna dönüştürülür.. Bu arada çok yoğun din sömürüsü yapılır.. AKP = RTE yaşamlarının kumarını oynamakta. İç – dış bağımsızlığını yitirmiş durumda ve yönlendiriliyor. Bu tablo Türkiye için çok yönlü stratejik tehditler üretiyor..

Meşru yollarla ve olabildiğince hızla bu iktidardan kurtulmak Türkiye için yaşamsal önemde..
Yaklaşık 1,5 saat ülkemizin yakıcı sorunlarını değerlendirdik ve çözüm önerileri sunduk.

7/24 ülkemizin AYDINLANMA savaşımına aydın sorumluluğu ile katkı vermeye çabalıyoruz.

İzlenmesini, paylaşılmasını ve gereğinin yapılmasını diliyoruz.

Sevgi ve saygı ile. 08 Nisan 2022 (Güncelleme : 10.04.22 00:50)

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik    

 

7 Nisan 2022 Dünya Sağlık Günü : Küremizin Ağır Sağlık Sorunları

Dostlar,

 


Dün akşam 7 Nisan 2022 – Dünya Sağlık Günü idi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 7 Nisan 1947’de kuruldu. Dün, 75 yaşını tamamlayan deneyimli, olgun bir Uluslararası BM (Birleşmiş Milletler) Örgütü olarak DSÖ’nün 75. doğum günü idi. DSÖ her yıl, doğum günü 7 Nisan’dabir tema belirliyor yıl boyunca küresel ölçekte konuşulsuın, çözüm aransın diye..

  • World Health Day 2022 ( Dünya Sağlık Günü 2022)
  • Bu yılın teması BİZİM GEZEGENİMİZ, BİZİM SAĞLIĞIMIZ!

Temel iletiler şöyle :

  • Are we able to reimagine a world where clean air, water and food are available to all?
    (Temiz havaya, suya ve yiyeceğe herkesin erişebildiği bir dünyayı yeniden hayal edebiliyor muyuz?)
    Where economies are focused on health and well-being?
    (Ekonomilerin sağlık ve esenliğe odaklandığı bir Dünya?)
  • Where cities are liveable and people have control over their health and the health of the planet? (Kentlerinin yaşanabilir olduğu ve insanların kendi sağlıkları ve gezegenin sağlığı üzerinde denetim sahibi olduğu bir yer?

***
In the midst of a pandemic, a polluted planet, increasing diseases like cancer, asthma, heart disease, on World Health Day 2022, WHO will focus global attention on urgent actions needed to keep humans and the planet healthy and foster a movement to create societies focused on well-being.

WHO estimates that more than 13 million deaths around the world each year are due to avoidable environmental causes. This includes the climate crisis which is the single biggest health threat facing humanity.

  • The climate crisis is also a health crisis.
  • Well-being societies are healthy societies :
  • Gönençli toplumlar sağlıklı toplumlardır..

Bir de kısa video yüklü sistemde (1,5 dk.) :

https://www.who.int/campaigns/world-health-day/2022#

Our political, social and commercial decisions are driving the climate and health crisis.

Over 90% of people breathe unhealthy air resulting from burning of fossil fuels.

A heating world is seeing mosquitos spread diseases farther and faster than ever before. Extreme weather events, land degradation and water scarcity are displacing people and affecting their health.

Pollution and plastics are found at the bottom of our deepest oceans, the highest mountains, and have made their way into our food chain.

Systems that produce highly processed, unhealthy foods and beverages are driving a wave of obesity, increasing cancer and heart disease while generating a third of global greenhouse gas emissions.

While the COVID-19 pandemic showed us the healing power of science, it also highlighted the inequities in our world. The pandemic has revealed weaknesses in all areas of society and underlined the urgency of creating sustainable well-being societies committed to achieving equitable health now and for future generations without breaching ecological limits. The present design of the economy leads to inequitable distribution of income, wealth and power, with too many people still living in poverty and instability. A well-being economy has human well-being, equity and ecological sustainability as its goals. These goals are translated into long-term investments, well-being budgets, social protection and legal and fiscal strategies. Breaking these cycles of destruction for the planet and human health requires legislative action, corporate reform and individuals to be supported and incentivized to make healthy choices.   (https://www.who.int/campaigns/world-health-day/2022)

****
Tüm bunları ayrıntılı olarak, yaklaşık 1,5 saat konuştuk. ADD Almanya Hildesheim Şubesi Başkanı Sn. Fatma ANDERS bizi şubesinin sanal ortamlarında konuk etti. Soruları yanıtladık:

1. Bu gün Dünya Sağlık Günü.. Bunun anlam ve önemi nedir??
2. Dünya Sağlık Örgütü her yıl 7 Nisan’da dünyanın en öncelikli sorununu duyuruyor ve küresel çaba istiyor. Bu yılın konusu belli mi? Neden böyle bir seçim yapıldı? Ne tür çalışmalar yürütülecek??
3. Küremizin hangi ağır sağlık sorunları var? Küresel toplum kapsamlı ve sürekli Dayanışma göstermez ise bu sorunlar çözülebilir mi?
4. Bu arada Türkiye’de sağlık sorunlarımızın genel görünümü nasıl?
5. Savaş ve sağlık, Kürselleşme ve Sağlık bağlamında neler söylemek istersiniz??
6. Sağlık bir temel insan hakkı mıdır, piyasa malı mıdır? Sosyal Devleti unuttuk mu, unutmamız mı istenmekte??

Programı, ADD Genel Merkezimiz web TV’si de eşzamanlı yayınladı. Aşağıdaki erişkelerle konuşmamız izlenebilir. İzlenmesi, paylaşılması ve hepimizin sağlığı – geleceği için gereğinin yapılması dileğimizdir.

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=501987344731687&id=100047612780863&sfnsn=scwspmo

Yayına emek veren, izleyen – izleyecek olan ve gereği için çaba gösterecek herkese teşekkür ederiz.

Küresel toplumu DAYANIŞMA + İŞBİRLİĞİ + EŞGÜDÜME çağırdık..
İngilizce sloganımızı bir kez daha yineledik :

  • SOLIDARITY (SO) + COOPERATION (CO) + COORDINATION (CO)
  • SO – CO – CO, SO – CO – CO, SO – CO – CO, SO – CO – CO, SO – CO – CO…………… 

Sevgi ve saygı ile. 08 Nisan 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik    

SOLFASOL TV Programımız : ANKARA’da Sağlığa Bütüncül Bak(a)mamak

Dostlar,

Bu gün (29.3.22) akşam 20:20’de başlayan bir TV programımız oldu.
Ankara’dan yayın yapan SOLFASOL TV‘ye konuk edildik.

Programı sunan Sn. Mehmet C. Peker Sn. Dr. Eriş Bilaloğlu ve bize sorular yöneltti. Tema, önceden, aşağıdaki görselde (posterde) olduğu gibi belirlenmişti:

ANKARA’da Sağlığa Bütüncül Bak(a)mamak..

SOLFASOL semti, Ankara’nın yoksul, gecekondu ağırlıklı, sosyo-ekonomik bakımdan yoksun bir bölgesi. Sn. Peker ve arkadaşları, SOLFASOL TV aracılığıyla Ankara’nın ve bu yoksun bölgenin sorunlarına ışık tutmaya çabalıyorlar..

Sn. Peker’in coşkuyla vurguladığına göre, bizim de katıldığımız bu program 116. sı olmuş.

Halktan yana, onun haklarından yana, sağlıklı yaşam hakkından yana olan bu uyar çabayı biz de elbette saygı ile karşılamaktayız.

20:20’de başlayan program 21:21’de bitecekti ancak birkaç dakika sarkarak 70 dakika sürdü

Özellikle “BÜTÜNCÜL SAĞLIK ANLAYIŞI”  temel tema idi. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü), Anayasasında yaptığı Sağlık tanımı ile daha kuruluşundan başlayarak bu Anlayışa çok yakın:

  • SAĞLIK, yalnızca hastalık ya da engelliliğim bulunmaması olmayıp, aynı zamanda bedensel, ruhsal ve SOSYAL YÖNLERDEN DE tam bir iyilik durumudur.

Bu tanım, Türkiye DSÖ üyesi olduğundan, ülkemizi de bağlar. DSÖ Anayasası, 1947’de, 5062 s. yasa ile aynen benimsenerek iç hukukumuza katılmıştır ve 1982 Anayasası m.90/5 uyarınca “jus cogens” kapsamında üstün hukuk normlarıdır, bağlayıcıdır.

İHEB (İnsan hakları Evrensel Bildirgesi) ve çok sayıda uluslararası bildirge, sözleşme, anlaşma bütüncül sağlık anlayışına yer vermektedir. İHEB m.25’te herkesin beslenme, konut, giyim ve tıbbi bakım hakkı vurgulanmaktadır. Dolayısıyla kişisel ve toplumsal olarak sağlıklı olmanın kaçınılmaz (deterministik) soyo-ekonomik gerekleri vardır.

İşte bu kaçınılmaz (deterministik) soyo-ekonomik gerekleri de dikkate alarak sağlık olgusuna yaklaşmak, BÜTÜNCÜL SAĞLIK ANLAYIŞI olarak tanımlanmaktadır. Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamak herkesin hakkıdır (Anayasa m.56/1). Bu hedef, yerelde, Ankara ölçeğinde nasıl yaşama geçirilebilir?

“DSÖ’nün Sağlıklı Kentler” yaklaşımının 10 temel ölçütü nelerdir?
Ankara büyükşehir belediyesi nasıl bir SAĞLIKLI KENT yaratabilir?
Sn. Peker’in sorularını kapsamlı olarak yanıtlamaya çabaladık bir hekim ve Mülkiye’li olarak.

Yukarıdaki görseli ya da https://youtu.be/0XaYjRF8SzM bu erişkeyi (linki) tıklayarak izleyebilirsiniz. İzlenmesini, paylaşılmasını ve gereklerinin yapılmasını dileriz.

Sevgi ve saygı ile. 30 Mart 2022

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik