Etiket arşivi: Nazım Alpman

Çok konuşanlar ülkesi!

Nazım Alpman

Nazım Alpman
https://www.nazimalpman.com.tr/
Güncel
BİRGÜN

Türkiye’nin 1960-2000 yılları arasında en önemli siyasi portresi Süleyman Demirel altıncı kez geldiği başbakanlıktan 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle devrilmiş, çeşitli aşamalardan geçtikten sonra yedinci başbakanlığına hazırlanıyordu.

Eski lakabı “Çoban Sülü” gitmiş demokrasinin “Baba”sı gelmişti. Siyasi yasaklı döneminden (1980-1986) itibaren hürriyetleri savunur olmuştu. Yavaş ve zahmetli de olsa gelişiyor ve değişiyordu. Aziz Nesin ondaki bu tekâmülü şöyle “takdir” ediyordu:

-Bir askeri darbe daha görürse komünist olabilir!

Doğru Yol Partisi (DYP) taraftarları meydanları inletiyorlardı:

-Kurtar bizi Baba!

Süleyman Demirel arkasında bıraktığı yıllarda hararetle savunduğu “zararlı fikirler” meselesinin üzerinden tek adımda atlayarak solcu aydınlara selam çakıyordu:

-Konuşan Türkiye istiyoruz!

Baba’nın iktidar yıllarında ifade özgürlüğü kurbanları olarak hapishaneleri mesken tutmuş aydınlar, yazarlar, sendikacılar, gazeteciler bile “helal olsun” demekten kendilerini alamıyorlardı.

Sonunda 1991 Seçimleri yapıldı, DYP birinci parti olarak TBMM’ye girdi.  Demirel, başbakanlık koltuğuna yedinci defa (kez) oturdu. Hızlıca icraata girişti, bazı yasaları değiştirdi. Solcu aydınlar için her şey yerli yerindeydi. Akademisyen Fikret Başkaya, Haluk Gerger gazeteci Işık Yurtçu, Ragıp Duran, sendikacı Münir Ceylan ve İnsan Hakları savunucusu Akın Birdal gibi daha pek çok isim “Konuşan Türkiye gazileri” olarak hapishanelere konuldular. Bütün akademik hayatını (yaşamını) Kürtlere vakfeden Doç. Dr. İsmail Beşikçi’nin konuşmasına bile gerek yoktu, bilimsel çalışmaları yüzünden yatmadığı cezaevi kalmamıştı. Yine hapishanedeydi.

Hani “Konuşan Türkiye” olacaktık?

Olmasına olduk ama “Konuşan Türkiye” de sadece (yalnızca) tek ses çıkıyordu:

-Susun ulan!

O zamanlardan bu zamanlara geldik. İfade özgürlüğü mağduriyeti katmerlendi. Ama “Konuşan Türkiye” yine var! Hatta “Çok Konuşan Türkiye” de var. “Gereksiz konuşan” yok mu? Üzülmeyin onlardan bol bereket mevcut. Çeşit çeşit akademisyen, türlü türlü televizyoncu, sürüsüne bereket uzman, dur durak bilmeden konuşuyorlar. Hepsi hep birlikte “emir tekrarı” yaparcasına aynı makamdan çalıp söylüyorlar:

-Susun ulan!

Bugünlerde “Çok Konuşan Türkiye”nin yeni gündemi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içindeki “değişim” süreci… Parti içinde neler oluyor, kim kiminle ittifak halinde, lider kim olmalı, kurultay ne zaman yapılmalı, yoksa yapılmamalı mı?

İktidar partisi için hepsi “dut yemiş bülbül” misali (örneği) hiç sesleri çıkmıyor. CHP içinde en geniş demokrasiyi savunurlarken iktidar partisinde toz kondurmuyorlar. Eğer toz kondurmak gerekiyorsa tepeye bakıyorlar. Oradan “işaret” alırlarsa üzerine çıkıp tepinmek dahil her şeyi yapıyorlar. Hayır, negatif bir bakış hissetmiyorlarsa o zaman olayı görmeden geçip gidiyorlar.

Mesela (Örneğin) aşağıdaki haber demokrasiyi çok seven iktidar partisinde son derece sevilesi bir uygulamayı ortaya koyuyor:

“AKP Teşkilat Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla 7 il başkanlığına atama yapıldığı duyuruldu.”

Ne kadar güzel bir uygulama değil mi? Atıyorsun oluyor!

Bizim memlekette siyasetin sağ kanadı ile demokrasi arasındaki bağlantı, deniz kumu ile karılmış inşaat harcına benziyor. Bir türlü arzu edilen sağlamlığa ulaşamıyor. Ama haklarını teslim etmek de lazım (gerek), her konuda sabit fikirleri, “muktedirimiz bilir” ilkesinden şaşmıyorlar. Uzaktan bakanlar ise halimizi (durumumuzu) görüyorlar:

-Çok konuşanlar ülkesi!    

Oy çalma şampiyonası!

Cumhuriyet tarihinin “en önemli seçimleri” olarak nitelenen oylama 14 Mayıs 2023 Pazar günü yapıldı. Milletvekili seçimleri tamamlandı, Cumhurbaşkanı seçimiyse 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tura kaldı.

Seçim öncesi yaşanan kaygıların başında sandıklarda yapılabilecek hileler geliyordu. Hiç kimse de “yok canım iktidar böyle bir şey yapmaz” diyemiyordu.

Akıllarda 16 Nisan 2017’deki rejimi toptan değiştiren Anayasa Referandumu vardı.

Hem yasalara hem de Anayasa’ya aykırı olarak “arkası mühürsüz oy pusulaları kullanıldı. İktidarın değişiklik talebi sandıklara gömülmek üzereyken saat 16.00’da yarım sayfa bile olmayan kargacık burgacık el yazısıyla yazılan AKP dilekçesi, sadece 20 dakika sonra 16.20’de Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından kabul edildi!

Bu durum çok açık biçimde referandumu “yasa dışına” itmişti. Kabul edilmesi mümkün değildi. Arkası mühürsüz (yasa dışı) ne kadar oy sandıklara boca edildi tam olarak öğrenilemedi. Bütün bu oyunlara, yasa ve anayasa dışılıklara karşın oylama kıl payı (%51) ile kabul edildi. Türkiye bir “oldu-bitti” ile demokrasiden uzaklaştı. Bu “oldu-bitti”yi organize edenler de kabul ediyordu. Son derece veciz biçimde de kamuoyuna açıklıyorlardı:

-Atı alan Üsküdar’ı geçti!
***
14 Mayıs 2023 Pazar günü ise Atı alan Üsküdar’ı geçemedi! Sandıkta kaldı. Aynı şeyi milletvekili seçimleri için söylemek güç!

Oyları çalanlar topluca Üsküdar’ı geçtiklerini iddia ediyorlar. Oysa durum hiç de onların kabul ettirmeye çalıştıkları gibi görünmüyor.

  • O kadar çok hile hurda, yalan dolan, oy gaspı ortaya çıktı ki, yenilir yutulur gibi değil…

***
Birkaç örnek vermeden geçmek olmaz.

Aydın’da Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (YSP) -sıkı durun- tam 36 bin 313 oyu geçersiz sayıldı! Bunun 20 bin 253’ü milletvekili seçimi için kullanılmıştı, 16 bin 60’ı da Cumhurbaşkanı seçimi için sandığa atılmıştı.

Şanlıurfa Harran’a bağlı Minare Köyünde CHP’nin sandık kurulu üyeleri dövülerek sandıktan uzaklaştırılmışlar ardından da oy verme işlemi başlamadan pusulalardaki Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı altına “EVET” mührü makine hızıyla basıldı. Bu anın görüntülerini
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı paylaştı.

Hakkâri merkezde 1094 numaralı sandığın Sayım Döküm Cetvelinde Yeşil Sol’un aldığı 229 oy,  Sandık Sonuç Tutanağında AKP’ye yazıldı.

Şanlıurfa Haliliye’de 1120 numaralı sandıkta Yeşil Sol’un aldığı 82 oy Adalet Birlik Partisi hanesine kaydedildi.

İstanbul Sarıyer Ortaokulunda “kimliği belirsiz” kişiler sayımı bitmiş sandıklardaki ağzı mühürlü çuvalları açarak oyları yerlere döktüler.

Bir şey daha ekleyelim… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, seçim günü, Sabah yazarı Mahmut Övür’e “tahminini” açıklamış:

“Cumhurbaşkanı seçimi %49,5 gibi biter, çok uğraştık ama yarım puan
ileri götüremedik! Meclis’te ise rahatız.
Cumhur ittifakı 320-325 arası milletvekili çıkarır.” 

Bire bir hepsini önceden bilmiş Soylu!

Dikkat edilirse 14 Mayıs’ın siyasi sonuçları değil de sandık oyunları öne çıkıyor.

İlerde bugünlerin tarihi yazılırken tek kulvarda tek hedef için tek başlarına koşanlara ithafen şöyle denilecektir:

-Oy çalma şampiyonası!

Cumhuriyet’in 99. yılı

GÜNCEL03.11.2022, BİRGÜN

Ülkemiz yine/yeniden gösterişli bir demokrasi sınavına doğru sürüklenerek ilerliyor. Boru değil bu… Cumhuriyet’in 100. yılı. Şenlikli bir dönem olacağı çok açık. Daha şimdiden ilan edildi ki, Türkiye’nin yüzyılı başlıyor. Bütün aksamı yurtdışında imal edildikten sonra memleket topraklarında yerli yerine konularak “yerli-milli” hale getirilen ülkenin “İlk Otomobili” kamuoyuna takdim edildi. Fiyatı dudak uçuklatacağı için şimdilik açıklanmadı.

Seçim yılı içinde böylesi sürprizlerden çokça yapılacağı aşikâr (açık) olarak görülüyor. Muhalefet çevreleri her zaman ki gibi, otomobil şovunu da beğenmediler.

Herkesten ziyade tek kişinin beğenmesi çok önemli. Çünkü O’nun beğenmediği sonuçlar ortaya çıktığı zaman demokrasi olmuyor!

Demokrasi olabilmesi için O’nun kazanması gerekiyor.

Model basit: Kazı-kazan! 

Her yeri kazıyorsun, kazıyorsun ve sonunda kazanıyorsun. Mesele bu kadar basit!

Fakat basit meseleyi zorlaştıranlar var. Başında da muhalefet geliyor. Seçim var denildiğinde ipini koparan sandığa koşuyor. Koşmaları bir şey değil. Seçimleri de kazanmak istiyorlar. Ve maalesef kazanıyorlar da… İşte demokrasinin en kötü yanı bu noktada ortaya çıkıyor:

Seçim zaferi muhaliflere geçiyor.

Sandıklardan muzaffer biçimde çıkanlar bulundukları alanlarda yönetim kademelerini kendi denetimlerine alıp köyü, kasabayı, vilayeti yönetmeye soyunuyorlar. Böyle bir şey olabilir mi?

Bunlar yakın gelecekte ülkenin tamamını da yönetmek isteyebilirler.

Hiçbir iktidar, iktidarını kaybetmek istemez.

Nedense kötü niyetli kişi ve kuruluşlar bu ulvi kaygıyı anlamamakta ısrar ediyorlar. Demokraside doğru davranış kuralı şu olmalıdır:

İktidarlar yönetmeli, muhalifler de muhalefet etmeliler. O zaman ülke rahat ve huzur yüzü görebilir.

İktidarın yönetebilme kabiliyeti sorgulanır, hatta elinden alınırsa ülkede yaşayanlar da rahat ve huzur yüzü göremezler. Bu kadar açık ve net biçimde ortaya konulması gerekiyor.

Koyanlar yok mu? Var.

İktidar medyasının sadık kalemleri büyük bir ciddiyetle yukarıdaki gerçeği anlatmak için var güçleriyle çalakalem yazıyorlar. Ağızlarından çıkanı kulaklarının duymayacağı bir zarafette anlatıyorlar.

Hiç kimseyi inandıramıyorlar.

Devlet kasasının har vurup harman savurma şeklinde yağmalanmasını “itibardan tasarruf olmaz” diyerek savuna savuna hiç itibarlarının kalmadığını göremiyorlar.

Sahipleri de onlardan memnun değiller.

Atsalar atılmazlar, satsalar satılmazlar. Mal olarak da piyasa değerleri kalmadı. Yine ne varsa demokrasi de var. Tam olarak kabul edilebilmesi için minik bir koşul gerekiyor:

-Muhalefetin kazanmaması lazım!

Ama bazen oluyor, muhalefet kök salmış iktidarları kökünden söküp atıyor. İşte o zaman gerçek bir mutluluk ülke sathına (yüzeyine) yayılıyor. Geride kalan 29 Ekim coşkusu bunu gösterdi:

Cumhuriyet’in 99. yılı!

ARTI TV Programımız – 02 Ekim 2022

Dostlar,

Bu sabah (2.10.22) 11:00’de ARTI TV‘de Sn. Nazım Alpman‘ın konuğu olduk.

Bize başlıca 3 soru yöneltti denebilir :

1. Kovit-19 salgınında Türkiye’de ve Dünyada güncel durum nedir? Salgın bitti mi? Türkiye ne gibi önlemler alıyor, almalı, kışın bizi bekleyen ek tehditler var mı?? “TURKOVAC aşı adayı” aşı olabildi mi? (Hemen yanıt : KESİNLİKLE HAYIR.. TURKOVAC uluslararası bilimsel standartlara göre aşı değil, Dünya Sağlık Örgütü’nün onay verdiği listede yok!).

2. Son zamanlarda alevlendirilen Yeni Osmanlıcılık dalgasının ardalanında ne var? AKP neden pompalıyor? 34 Osmanlı Padişahının anası ve eşlerinin hiçbiri Türk değil! Bu ne anlama geliyor, Osmanlı bizim atamız mı? (Hemen yanıt : Osmanlı bir hanedan, Vahdettin kesin kanıtlarla hain ve biz Osmanlı değiliz..)

3. Seçime giderken AKP Cumhuriyet kurumlarına abanmayı ve ekonomik bunalımı sürdürmeyi neden yeğliyor? Halktan alacağı oyun azaldığını / azalacağını göre göre bu inadın anlamı ne, altında ne yatıyor? AKP seçimi her durumda alacağına mı inanıyor, nasıl? Tehlikeli olasılıklar??

RTE’nin 3. kez adaylığı : Tek yol TBMM’nin en az 360 oy ile erken seçim kararı alması. Başka hiçbir anayasal çıkar yol yok.. Bkz. Anayasa Hukukçusu Kaboğlu: “TBMM seçimleri yenilemezse, Erdoğan tekrar aday olamaz” | PolitikYol Haber Sitesi
***
Bize ayrılan 45 dakikada bu 3 soruya kanıta dayalı olarak olabildiğince (sürenin elverdiği ölçüde) kapsamlı yanıtlar verdik.

Yeni Osmanlıcılık saçmalığını ve safsatasını web sitemizde 31 sayfalık kapsamlı bir dosya ile birkaç gün önce yayımlamıştık…. Bilimsel kanıtlara dayalı bu dosyanın yaygın okunması, paylaşılması dileğimizdir.

Yeni Osmanlıcılık AKP’nin bir gündem oyunudur; dikkat!

ECDADINA SAHİP ÇIKMAK.. ve ATATÜRK’ün OSMANLILAR HAKKINDA GÖRÜŞLERİ | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM

İzlemek, paylaşmak ve gereğini yapmak üzere erişke (link) aşağıda..

https://youtu.be/kptCBEhrJvI

Sayın Alpman ve ARTI TV’ye içten teşekkürlerimizle.

Sevgi ve saygı ile.
02 Ekim 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik

ARTI TV Programımız : 9 Eylül 2022

Dostlar,

9 Eylül 2022 günü sabah 09:00 – 09:45 arasında Sn. Nazım Alpman’ın program konuğu olarak ARTI TV‘de idik.


Bize, Kovit-19 salgınında geldiğimiz son durum ve nasıl bir sonbahar – kış… soruldu.

İzlemek, paylaşmak ve gereği için lütfen tıklayınız..

Son 8-9 dakikayı da 9 Eylül’ün 100. yılı için ayırdık.

Image

Sevgi ve saygı ile. 09 Eylül 2022, Datça

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net            profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik          twitter : @profsaltik

Haziran 2022 sonu TV programlarımız

Dostlar,

Geçtiğimiz hafta katıldığımız TV programlarını paylaşmak istiyoruz..

28 Haziran 2022 günü sabah 09:00 – 09:50 arasında ARTI TV‘de Sn. Nazım Alpman‘ın konuğu olduk.
Kovit-19’da başlayan YAZ DALGASI konumuzdu.

Özellikle çocukların yazın aşılanması…

Kaldırılan korunma önlemlerinin yeniden dikkate alınması..

Ağır ekonomik bunalım ve salgına olumsuz yansımaları..

Sonbaharda ağırlaşabilecek tablo ve alınması gereken önlemler..

Ayrıca AKP iktidarının yıl ortasında 2022 bütçesini bitirmesi ve halktan haksız – adaletsiz vergilerle yaklaşık 1,1 trilyon TL daha istemesine de değindik. Sömürülerek yoksullaştırılan Emekçinin vergisi, varlıklıların kur korumalı mevduatına aktarılıyor. AKP = RTE, yoksuldan alıp varlıklıya veriyor, yoksullaşTIRıyor halkı. Oysa 3 Kasım 2020’de iktidar olduklarında “3 Y”  ile savaşacaklardı : Yoksulluk, Yasaklar, Yolsuzluklar..
3 alanda da ülkemizi batırdılar, bir yandan da halkı kutuplaştırıp dincilik şırınga ederek..  Ek bütçe de VARLIK – SERVET vergisi yok! Oysa tam da zamanı!! Salgınla savaşa da para yok!

İzlemek için tıklayınız : https://youtu.be/cub2fHqSgvM

İzlenmesi, paylaşılması ve yararlı olması dileğiyle..


***
29 Haziran Çarşamba günü saat 14:00’te NOKTA TV‘de Sn. Ezgi YEŞİLTEPE ile gene salgını konuştuk. Dünyadan verilerle ve Türkiye’nin açıklanmayan, halının altına süpürülen verileriyle.. Uluslararası istatistiklerden çekilen Türkiye.. TÜİK‘in 2021 Haziran’ından sonra bu yıl da ölüm istatistiklerini yayınla(YA)madığı ülkemiz.. Ne denli utanç verici ve insana saygısız, hukuk dışı!

DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) “salgın bitti” demediği, hatta tersini söyleyerek uyardığı ortamda salgını siyaseten bitirmek isteyen bir iktidar..

  • DSÖ, 110 ülkede salgının artarak sürdüğü uyarısı yapıyor.

İzlemek için lütfen tıklayınız (38 dk.) : https://youtu.be/WMreeygzPdI

***
Aynı gün, 29 Haziran 2022 akşamı 19:30’da ise, Viyana’dan yayın yapan DÜZGÜN TV‘de Sn. Serdar ALTUN ile birlikte olduk.

Dünyadan salgın verilerini paylaştık. Önceki günlerde TV konuşmalarımız, kısa demeçlerimiz ve sosyal medya hesaplarımızda yaptığımız uyarılar, sergilediğimiz açık çelişkiler ve yönelttiğimiz sorularla, Sağlık Bakanlığınca “bir miktar” veri paylaşılmıştı.
Bakanlığın çok sınırlı verileriyle, salgının yeniden tırmanışa geçtiği açıkça görülmekte idi.  Nisan içinde uyarmıştık, Sağlık bakanlığı böylesine hızla gevşer ise, “belki yazın değil ama” diye başlayarak sonbaharda ciddi bir dalga ile karşılaşabileceğimiz uyarısını yineleyerek yapmıştık. Ne yazık ki, sonbahara kalmadı! “Yaz salgını” nın içindeyiz!

Kapsamlı değerlendirmeyi izlemek için lütfen tıklayınız… (58 dk.)

****
1 Temmuz 2022 gecesi saat 21:00’de ise bir “tweet odası söyleşisi”nde idik.
Mersin’den Sn. Nizamettin TAŞKENT ve ark.nın konuğu olduk.

Yaklaşık 1 saat içinde, yandaki görselde izleneceği üzere 3 konuyu ele aldık.
İlk konuyu Mülkiye şapkamızla işledik.
2. ve 3. başlıkları hekim kimliğimiz ve ilk konuyla bağlantılı olarak irdeledik. Her konu için yaklaşık 20 dk. ayırdık. Sonunda, Söyleşi Odasına katılanların sorularını yanıtlamaya çalıştık.

Son olarak Erdoğan’ın 3. kez aday olamayacağını, ancak erken seçimle bu şansının olabileceğini belirttik. İktidar bir oldu bitti yapabilir, YSK (Yüksek Seçim Kurulu) adaylığı kabul edebilir… AKP oyunlarına hazırlıklı olunması gereğini vurguladık. 1982 Anayasası, çok kapsamlı değişiklikler geçirse de yürürlükte ve md. 101/2 çok net :

  • “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.”

Tek çıkış yolu md. 116/3’te var, erken seçim…

  • “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar
    verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.

Bu durumda, Haziran 2023’te yapılması gereken seçimden herhalde 1-2 ay öncesini “erken seçim” saymak olanaklı değildir. AKP = RTE bu yolu denese bile, Muhalefet kuşkusuz “yutmayacaktır”, çünkü Anayasa d. 116/1, erken seçim için 360 oy istiyor.. Bu da Cumhur İttifakı AKP+MHP’de yok! Muhalefetin “evet” demesi zorunlu :

  • Anayasa md. 116/1 : “Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.”

Konuşmamızı ve soru-yanıtları DİNLEMEK için lütfen tıklayınız (10. dakikadan sonra biz başlıyoruz konuşmaya) :

Play recording: Prof.Dr.Ahmet Saltık ile Ülke Gündemi, gıda güvenliği ve pandemi (twitter.com)

İzlenmesi, paylaşılması ve yararlı olması dileğiyle.,

Bu arada, “Kovit-19 Yaz Dalgası” nedeniyle yurttaşlara çağrımız ve uyarımızı içeren tweet iletimiz yarım milyona yakın kişi tarafından okundu!

Hacılar ve Kurban Bayramı, salgın yönetiminin 2 yumuşak karnı…
AKP’den hayır yok… Yurttaşlar “başının çaresine” bakmalı..
Yazık bu ülkeye ve masum insanlarına..

Sevgi ve saygı ile. 04 Temmuz 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

 

 

ARTI TV Programımız – 14 Ekim 2021

Dostlar,

Bu gün sabah 09:00 – 09:45 arasında ART TV‘de Sn. Nazım Alpman‘ın konuğu olduk.


Konumuz,

  • SALGININ ERİŞTİĞİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ AŞAMA

idi.

Gerçekten de 18+ yaş nüfusunun %75’ine 2 doz aşı yapan (!?) bir ülkede nasıl olur da her gün “resmen” 30 bini aşan yeni olgu ve yine “resmen” 200’ün üzerinde ölüm olabilir!?

Mutlaka bir yerlerde ciddi yanlışlar yapılıyor olmalı!

Ancak Sağlık Bakanlığı ipin ucunu koyvermiş, Bakan, “kısıtlama yok çünkü aşı var...” buyuruyor ama Dünyada 4. dalga inişe geçmişken ülkemizde hala yükselmede. Son haftada yeni tanı alan toplam olgu sayısı 200 bini aşkın ve bu rakam ile Türkiye dünyada 3. sırada. Toplam olgu sayısında da 6.!

Kapsamlı biçimde irdeledik sorunu, çözüm önerilerimizi aktardık.
Olası hata kaynaklarını ortaya koyduk.
Örneğin 1 ayı aşkın zamandır “kritik durumda” olan kovit-19 hasta sayısı Türkiye’de nasıl 633 olarak sabit kalabilir!??

Yazıklar olsun!

İzlemek, paylaşmak ve masum insanların daha çok ölmemesi için izleyelim, paylaşalım..

 


Sevgi ve saygı ile. 14 Ekim 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik     

 

 

ARTI TV Programımız – 30 Mart 2021

Dostlar,

30 Mart 2021 Salı saat 09:05’te ARTI TV’de Sn. Nazım Alpman’ın konuğu olacağız.. / OLDUK..

Gene korona SALGINI‘nı konuşacağız ulaştığı ürkünç boyutlarıyla.. / KONUŞTUK..

Erdoğan, halimizi takrir eyledi 29 Mart 2021 akşamı..
1 Mart 2021 AÇILIM – SAÇILIM KUMARI fiyasko ile bitti..
4 haftada 3. tepeyi ve en güçlü kasırgayı yaşadık..

1 Mart 2021 AÇILIM – SAÇILIM KUMARI yüzünden
onbinlerce fazladan hastanın ve binlerce fazladan ölümün hesabını kim verecek??

Öyle, açtım – kapadım.. olur mu??
Neden öngöremediniz?
Neden örneğin Mart ortasında geri  adım atmadınız??

  • Biz bu ..oku neden yedik?
    Niçin kapatmıyorsunuz ülkeyi??1 gün kapatma yaklaşık 2 milyar $!

    Son günlerde resmi günlük ölüm 150+.. gerçekte ise 3 katı ve 450+!Bu durumda, 2 milyar Dolar = 450 ölü T.C. yurttaşı mı!!??Öyle ise, galiba Vatandaşın ölüsü dirisinden çoooooook daha değerli!!??
    ***
    Bunları konuşacağız ARTI TV’de, Sn. N. Alpman ile.. / konuştuk (43 dk.)

    Bilgi ve ilginize sunarız. Sevgi ve saygı ile. 30 Mart 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

ARTI TV Programımız – 18 Şubat 2021

Dostlar, 

18 Şubat 2021 Perşembe günü
sabah saat 09:00 – 09:45 arasında ARTI
 TV’de
Sn. Nazım ALPMAN’ın konuğu olacağız; /
OLDUK

  • Hekim şapkamızla salgını,
  • ve
  • Mülkiyeli şapkamızla Anayasa değişikliği tuzağını konuşmak üzere..

***
Sayın Alpman bize 45 dakikaya yakın zaman ayırdı ve saygı ile, kesmeden, çok yerinde sorularla programı yönlendirdi. Kendilerine, ARTI TV’ye, genç ve yetenekli, çok iyi niyetli reji asistanı Sertaç’a şükranlarımızı sunarız…

Bu konuşma oldukça fazla olumlu dönüt aldı.. Bu çok iyi haber..

İzlenmesini, paylaşılmasını ve ülkemize yararlı olmasını dileriz.

Bilgi ve ilginize sunarız. Sevgi ve saygı ile. (Güncelleme : 18.02.21, 10:20)

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

Artı TV Programımız – 04.08.2020

Dostlar,

Artı TV‘den Sayın Nazım ALPMAN’ın konuğu olduk önceki gün; 05 Ağustos 2020 günü.. Yaklaşık 45 dk. kapsamlı bir irdeleme yaptık..
Kurban Bayramı sonrası COVID-19 olgu sayıları  PATLADI!..

Türkiye’nin bu ciddi sorunu mutlaka akla ve bilime dayalı olarak çözmesi gerek..
Hem de olanaklı en büyük hızla..
Epidemiyoloji bilim dalının ilkeleri, kuralları temel rota.
Bu yoldan asla sapılmamalı..

İzlenmesi, paylaşılması ve gereğinin yapılması dileğiyle ilgi ve bilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 06 Ağustos 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com