TÜRKİYE AKP-RTE’nin
CEHENNEMİ KISIR DÖNGÜSÜDEN ÇIKARILMALIDIR..
Dostlar,
Saygıdeğer okurumuz – yazarımız Prof. Dr. D. Ali Ercan Hocamız,
Özgecan Aslan cinayeti üzerine sitemizde yer verdiğimiz
Özgecan Aslan‘ın katil zanlılarından baba Necmettin Altındöken’in
dehşet dolu ifadesinde, kan donduran ayrıntılar ortaya çıktı..
(http://ahmetsaltik.net/2015/02/18/ozgecan-aslanin-katil-zanlilarindan-baba-necmettin-altindokenin-dehset-dolu-ifadesi/) başlıklı yazımıza bir yorum getirmiş :
***
“Özgecan cinayetinin, 2015 Türkiye toplumu için beklenmeyen, çok sürpriz bir olaymış gibi algılanmasını garipsiyorum. Ortalama zekası 90 olan ve kadını 2. sınıf gören bir dinin etkisinde henüz bir Ortaçağ’ı yaşayan geri bir (Ortadoğu) toplumunda, örneğin 7 yaşındaki çocukların eline bıçak verilip Kurban Bayramında kuzu kesmeleri teşvik ediliyorsa,
yani genç erkekler potansiyel birer katil olarak yetişiyorsa,
hangi insancıl değerlerden bahsedebiliriz ki?
Bence Türkiye’deki 30±10 yaş aralığındaki ergen erkeklerin en az yarısı psikopattır
ve bunların en az binde 5’i derhal bıçağa sarılacak yapıdadır.
Yani en az 100 bin katil adayı serseri mayın gibi aramızda dolaşıyor.æ“
*****
Sayın Prof. Ercan’ın öngörüleri dehşet verici..
..“30±10 yaş aralığındaki ergen erkeklerin en az yarısı psikopattır..” saptaması
umarız epey abartılıdır. Çünkü “Psikopati” ağır bir ruhsal bozukluk kategorisidir.
DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) 2001’de yıllık Raporunu (World Health Report 2011)
“World Mental Health” olarak yayımlamıştı. Verdiği rakamlar ürkütücü idi :
The world health report – 2001 Mental health : new understanding, new hope
- ” The 2001 report focuses on the fact that mental health -neglected for far too long- is crucial
to the overall well-being of individuals, societies and countries.
The report advocates policies that are urgently needed to ensure that stigma and discrimination
are broken down and that effective prevention and treatment are put in place.”
Bir alıntı daha :
– Dünya nüfusunun ¼’ü ruhsal olarak rahatsız!
– 450 milyon insan ruhsal açıdan sıkıntı içinde..
– Depresif bozukluklar 4. sırada hastalık nedeni (15-44 üretken yaş diliminde)
– Dünyada her yıl 1 milyon insan intihar ediyor!
– Sürekli stres altında yaşama, tehlikeli koşullar, istismar, sağlıksız ortamlar,
GELECEK ÜMİDİNİN YİTİRİLMESİ gibi nedenler,
yoksulların daha çok ruhsal sorun yaşamasının nedendir…
****
Burada kullanılan terminolojiye dikkat; altını çizdik :
– ruhsal olarak rahatsız
– ruhsal açıdan sıkıntı içinde
***
10 Ekim 2007 Dünya Ruh Sağlığı Günü açıklaması özetle şöyle :
10 Ekim 2007 : DÜNYA RUH SAĞLIĞI GÜNÜ Türkiye’nin ruh sağlığı bozuk !
- “Türkiye’de 18+ yaş kişilerde ruhsal bozukluk görülme sıklığı % 17.2 !
Her 5 kişiden birinin de ruhsal sağlık sorunu yaşadığı ortaya çıktı. Bu durum, Avrupa’da
her 4 kişiden birinin ruh sağlığı sorunu olduğunu gösteriyor. Ruh Sağlığı Platformu üyeleri, Türkiye’de Ruh Sağlığı Yasası‘nın en geç 2008 yılına dek çıkarılması gerektiğini belirterek,
ruh sağlığının koruyucu sağlık hizmetleri ile entegre edilmesi gerektiğini söylediler.
(Cumhuriyet, 11.10.07)
*********
Şimdi yapılması gereken belli :
- “Sürekli stres altında yaşama, tehlikeli koşullar, istismar, sağlıksız ortamlar,
GELECEK ÜMİDİNİN YİTİRİLMESİ gibi nedenler,
yoksulların daha çok ruhsal sorun yaşamasının neden..”
-
DSÖ saptamasının gereklerini yapmak.. =
Türkiye özelinde AKP ve RTE’den kurtulmak!
Ama Yüce TBMM ne ile meşgul??
İÇ GÜVENLİK YASA TASARISI (!)..
Meclis’te kafa göz kırarak, nerdeyse CHP’lileri – HDP’lileri öldürecek kadar…
Ve bu gün 3-4 kadın cinayeti – şiddeti – ırza geçme daha var ülke genelinde…
Biz de itiraf edelim, hiç bu denli gerilmemiş ve kaygılanmamıştık..
12. CB – Yarıbaşkan RTE Elazığ’da bu gün da Anayasayı bir kez daha çiğneyerek
Başkanlık rejimi için halktan “partisine” oy istedi. “Partisine” diyoruz çünkü ilişkisini kesmiş değil. Anayasa gereği CB görevine başlarken ettiği yemini ayaklar altına almış durumda..
Yarın da Malatya’da benzer çağrıyı yapacak.. Halkın %70’i Başkanlık sistemine yandaş imiş..
Tam bir algı yönetimi.. Oysa gerçek veriler tam da tersi..
Ayrıca Bay RTE TBMM’deki sözde “İç Güvenlik Yasa Tasarısı” nın da er ya da geç geçeceğini söyleyerek bir kez daha yansızlığını yitirdi.. “Partisine” kamuoyu önünde apaçık talimat verdi..
Ek olaraki bu Tasarı TBMM’den geçerek önüne geldiğinde hiç sorun çıkarmadan, yayımlanmak üzere hemen Resmi Gazete’ye yollayacağını da açıklamış oldu..
İhsas-ı rey oldu Anayasa gene çiğnenerek..
***
Yurt genelinde şiddet, yoksulluk, ağır kış koşullarında iflas eden yerel yönetimler ve
ulaşım hizmetleri sorunu sürüyor. İŞSİZLİK artık saklanamıyor..
Resmen % 10,7 ve son 4 yılın en yüksek rakamı..
Son 1 ayda TL 1 Dolar = 2,27 TL’den 2,47’ye değer yitirerek % 9 dolayında enflasyon yaşanmış ve insanımız – ülkemiz yoksullaştırılmıştır. Bu hazin tablodan da Bay RTE, TCMB Başkanı’na “çatarak”, “faiz indirimi dayatarak” -ama bunu da başaramadan- doğrudan sorumludur.
(Bu konuyu sitemizde kapsamlı yazdık (http://ahmetsaltik.net/2015/02/09/29809/):
RTE’nin TCMB’na Çatmasının Arka Yüzü ve Ülkeye Muazzam Maliyeti..
*****
Bay RTE’nin ödü patlıyor 2013 Haziran Gezi eylemleri benzeri bir direniş olur mu diye!
O yüzden daha şimdiden gözdağı ve polis devleti uygulaması ile faşizme kayıyor..
Hem 7 Haziran 2015 seçimlerinin sonuçlarından kaygılı hem de öncesinde sivil itaatsizlik eylemlerinden, meşru direniş hakkını kullanarak sokaklara inecek kitlesel eylemlerden..
On milyonlarca insanımız ise ay – nen Dünya Sağlık Örgütü’nün çizdiği ağır tablo içinde..
- “Sürekli stres altında yaşama, tehlikeli koşullar, istismar, sağlıksız ortamlar,
GELECEK ÜMİDİNİN YİTİRİLMESİ gibi nedenler,
yoksulların daha çok ruhsal sorun yaşamasının nedendir…”
Bu tablodan AKP’ye iktidar çıkmaz!
Herkes, öncelikle de AKP ve Erdoğan derhal aklını başına almalıdır.
11. CB Abdullah Gül bile bu gün verdiği demeçte söz konusu yasa tasarısının düzeltilmesi gereken yanları olduğunu, bunu tavsiye ettiğini, geçmişte polisin kimi yetkileri istismar ettiğini gördüklerini, yasal düzenlemelerin konjonktürel (duruma göre..) olmaması gerektiğini vurguladı.
AKP ve Erdoğan Türkiye’de fiili bir sivil darbe yapmışlardır.
ANAYASA ASKIDADIR ve Bay Erdoğan mutlak – tek egemendir.
Bu durum Türkiye’yi neredeyse 1. Meşrutiyet öncesine savurmuştur.
-
Erdoğan, 2. Abdülhamit kadar / belki daha fazla yetki kullanmaktadır!
-
Ülkemiz, artık “meşruluğunu yitirmiş” bir siyasal iktidarca yönetilmektedir.
Tarih bize bu dönemlerin çok uzun sürmediğini – sürdürülemediğini,
HALKLARIN HAKLARINI ER YA DA GEÇ ALDIKLARINI öğretiyor..
Despotlaşan – Neronlaşanlardan – Hitlerleşenlerden… de hesabını mutlaka
ve acı biçimde sorarak!
Bir kez daha çağrımızdır : Ülke hızla normalleştirilmelidir.
Başbakan Davutoğlu yaşamının kumarını oynamaktadır.
Üstüne düşen tarihsel görevden, sorumluluktan kaçmamalı ve bu cehennmi kısır döngüyü durduracak tüm çabaları hem de ivedilikle sergilemelidir.
Sevgi ve saygı ile.
20 Şubat 2015, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net