Etiket arşivi: koronavirüs salgını

Ünlü profesörlerden korkutan uyarı

Ünlü profesörlerden korkutan uyarı

Prof. Dr. Erinç Yeldan ve Prof. Dr. Ebru Voyvoda’ya göre, koronavirüs nedeniyle ekonomi %27 küçülecek, işsizlik %34’e fırlayacak. TL %30.5 değer kaybedecek.

cumhuriyet.com.tr 04 Haziran 2020
(Raporun tümü 35 sayfa, 1,2 MB pdf):

Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi ve Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda’nın araştırmasına göre

  • koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl 2019 sonuna göre GSYH %27 azalacak.
  • İşsizlik %34’e yükselecek ve bütçe açığının GSYH’ya oranı ise %12’ye dek büyüyecek.

Prof. Erinç Yeldan ile Prof. Ebru Voyvoda’nın hazırladığı “Covid-19 Salgının Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri ve Politika Alternatiflerinin Makroekonomik Genel Denge Analizi”ne göre, Türkiye’de işsiz sayısı 4.7 milyon kişiden 11.7 milyona yükselecek. Voyvoda ve Yeldan’a göre, yatırım harcamalarındaki daralma ise %67’yi bulabilir.

Kısıtlanan sektörlerden kaynaklanan şok dalgaları toplam istihdamın (2019 sonuna görece) %22.8 azalarak, 28.2 milyondan 21.8 milyona gerileyebilir. Böylelikle hanehalkı özel kullanabilir geliri %26.5 gerileyecek ve toplam özel tüketim harcama talebinin %23 düşmesine neden olabilir.

TL %30.5 DEĞER KAYBEDEBİLİR

Prof. Erinç Yeldan ve Prof. Dr. Ebru Voyvoda yaptıkları araştırmada şu tespitlere yer verdi:

* Salgına yönelik tedbirlere bağlı olarak toplam ihracat gelirlerinde %27.8’lik bir kayıp gösteriyor. İthalat talebi de %29. 5 geriliyor. Ancak mevcut dış borç faiz ve kâr transferleri yükümlülükleri ile birlikte turizm gelirlerinde beklenen gerilemeler cari dengedeki iyileşmeyi çok sınırlı tutuyor.

* Böylelikle döviz piyasasındaki baskılar döviz kurunun da yükselmesine neden oluyor. Model, Covid-19 salgını altında TL’nin Amerikan Doları karşısındaki reel aşınma oranını %30.5 olarak hesaplıyor.

ÇOK BOYUTLU SİSTEMATİK KRİZ

* Covid-19 krizi arz, talep ve finans şoklarının eş anlı oluşmasına dayalı, çok boyutlu sistemik bir kriz olarak yaşanıyor.

* Kriz Türkiye’yi, 2018 finansal krizinin etkilerinin tümüyle çözümlenmediği ve ulusal ekonominin yıpranmış dengelerinin henüz onarılmamış olduğu bir konjonktürde etkiliyor.

– Bütçe açığının milli gelirin %3’üne ulaştığı,
yüksek enflasyon ve dövizde belirsizliğin hüküm sürdüğü bu ortamda,
– etkili kamu politikalarının uygulanması için manevra alanı daraldı.

ANLIK SİYASİ ÇIKAR HESABI YAPILIYOR

* Krize karşı ulusal ekonominin yalnızca daha bol kredi ve hanehalklarını daha da yoğun borçlandırmaya dayalı tüketim üzerinden canlandırılabileceği düşüncesi bir yanılsamadır. Kamu kaynaklarının israfına yol açmakta, ekonomide güveni sarsmakta.

* Ekonomi idaresinin şu ana değin uygulamakta olduğu destekleme politikaları dağınık görünümde.

* Maddi kaynakları rastgele oluşturulmuş ve anlık siyasi çıkar hesaplarına dayandırılmıştır.

* 2019 sonunda işsizliğin %13.6; enflasyonun % 11 düzeyinde seyrettiği Türkiye ekonomisi, IMF’nin WEO Nisan 2020 raporundaki projeksiyonlara göre Covid-19 krizi nedeniyle 2020’de %5 daralma içine sürüklenecek. Türkiye için 2020 yılına ilişkin projeksiyonlar işsizlik oranının %14-15 düzeyinde süregeleceğini gösteriyor.

* Çalışmamızda Covid-19 salgınına yönelik tedbirlerin sonuçlarıyla ilgili şu varsayımları yapıyoruz:

– Öncelikle “kısıtlanan” hava yolu taşımacılığı, konaklama ve yiyecek hizmetleri ve turizm sektörlerinde ilk talep şokunun (özel tüketim ve ihracat) neden olduğu daralma %61.

– Kısıtlama önlemlerinden göreceli olarak daha az (ancak gene de yoğun) etkilenmesi beklenen sektörler- tekstil ve giyim, petrol ürünleri, makine ve beyaz eşya sanayisi, otomobil – motorlu kara taşıtları, perakende ticaret ve kara taşımacılığı sektörlerinde özel tüketim ve ihracat talebindeki daralma %26.

– Salgınla mücadele boyunca sağlık hizmetlerine olan talepteki artış %20 civarında.

“EMEK GELİR DESTEĞİ” ÖNERİSİ

Covid-19 virüsünün yol açtığı krizin, Türkiye ekonomisinin makroekonomik dengelerinin görece zayıf olduğu ve özellikle kamu kesiminde bütçe açığının görece yüksek ve sabit sermaye yatırım performansının görece durgun, hatta gerilemekte olduğu bir konjonktürde yaşandığına dikkat çeken Voyvoda ve Yeldan, “Bu durum, Türkiye’nin krize karşı uygulayabileceği politika önlemlerinin etkinliğini de kısıtlamaktadır” ifadelerini kullandılar. Voyvoda ve Yeldan bu tespitlerden hareketle, çalışanların ve işsizlerin doğrudan desteklenmesini öneren Emek Gelir Desteği (EGD) önerisinde bulundular. EGD, ücretlilerin ortalama ücretinin % 50’sine karşılık gelecek sürekli bir gelir aktarımı ile desteklenmesi; küçük ve orta boy şirketlerin ve kendi hesabına çalışan kesimine destek sağlanması ve kamunun tüketim harcamalarının % 20 düzeyinde artırılmasını öngörüyor. Analizde, EGD uygulandığında şu sonuçların elde edileceği ifade ediliyor.

* Model sonuçları EGD paketinin mali yükünün 2019 sabit fiyatlarıyla 123.5 milyar TL düzeyinde olacağını ve 2019 milli gelirinin %2.9’una ulaşacağını gösteriyor. Böylesi bir paketin uygulanması neticesinde hanehalkları kullanılabilir ücret geliri kayıplarının %85’i telafi ediliyor ve yurtiçi gayrı safi hasıla Covid-19 salgınının yaratması olası düzeye görece %60’lık bir kazanım sağlıyor.

HANEHALKI GELİRİNDE %69 TELAFİ

* EGD programı hanehalkları emek gelirlerinde Covid-19 salgınında oluşan sonuçlara görece %68.9 oranında telafi sağlıyor.

* Ekonomik canlanmaya bağlı olarak yaşanan dolaylı etkilerle birlikte kamunun bütçe gelirleri Covid-19 ortamına görece %45 artış gösteriyor ve bütçe açığı 217 milyar TL olarak gerçekleşiyor. Dolayısıyla, Covid-19 dengesindeki 275 milyar TL’ye göre, uygulanan paketin yarattığı canlanma sayesinde paket maliyetinin neredeyse 58 milyar TL’si (274 milyar – 217 milyar) geri kazanılıyor. Böylelikle bütçe açığının ulusal gelire oranı Covid-19 salgını altında olası %12.3’ten, EGD paketi uygulaması altında %6.3’e geriliyor.

* Model sonuçları, Covid-19’a görece üretim vergi gelirlerinde %59; dolaylı tüketim vergilerinde de %51’lik artış gösteriyor.

Hekimler normalleşmeyi hızlı buldu başa dönebiliriz uyarısında bulundu

Hekimler normalleşmeyi hızlı buldu
başa dönebiliriz uyarısında bulundu

Uzmanlar, salgının tam anlamıyla  denetim altına alınmadan AVM’ler, spor salonları, kreşler gibi toplu yaşam alanlarının açılmasının sakıncalı olduğunu açıklarken, normalleşme adımlarının bu kadar hızlı atılmasının süreci başa döndürebileceğinin uyarısında bulundu.

Sena Yaşar
Cumhuriyet, 30 Mayıs 2020

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, “Kreşlerde sosyal mesafeyi korumak mümkün değil. Çocuklar eve geldiğinde evdeki bireylerden ve özellikle yaşlılardan uzak durmalı” derken, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar, “Salgın henüz tamamıyla kontrol altına alınmamışken AVM’ler, spor salonları, kreşler gibi toplu yaşam alanlarının açılması büyük sakınca oluşturuyor. Normalleşme adımlarının bu kadar hızlı hayata geçirilmesi durumunda, aylardır ağır bedeller ödeyerek aldığımız yolun en başına dönebiliriz.” uyarısında bulundu.

Hekimler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından açıkladığı 1 Haziran’dan sonraki “normalleşme planına” ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yamanel, seyahatlerin vaka sayısını artırmadan yapılabilmesi için araçlarda yanlar boş bırakılarak “çapraz oturma düzeniyle” yapılmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti.

Yamanel, “Seyahat işletmelerinin oturma düzenine ve araç içi hijyene çok dikkat etmesi lazım. Vatandaşlarımız da yolculuk esnasında el hijyenine dikkat etmeli. Maske ise yolculuk boyunca çıkarılmamalı” dedi.

Yamanel, uçakların havalandırma sistemlerinin daha iyi olduğunu belirtse de, karayolu veya havayolu arasında hijyen açısından çok fark olmadığını vurguladı.

SPORDA 2 METRE

Spor salonları için sosyal mesafe artırılmalı, 2 metrelik mesafeler uygun olabilir. Spor yaparken maske takmak biraz zor. Mümkün olan sporlarda maske kullanılmalı. Salonlardaki hijyene çok dikkat etmek lazım. Kreşlerde ise sosyal mesafeyi korumak çok zor, hatta mümkün değil.

ÇOCUKLA MESAFE

Virüs çocuklar için pek sorun olmuyor ama çocukların eve dönünce bulaştırma ihtimali yüksek. Çocuklar kreşten eve dönünce, anababaların ve yaşlıların onlardan biraz uzak durmaları gerekir. Virüs gündemi herhalde uzun süre daha devam edecek. Bu noktada yapılması gereken, çocukları kreşe gönderip evdeki yaşlılardan uzak tutmak.

DÖRT KURAL

Yeni normale bütün dünyanın olduğu gibi bizim de alışmamız gerek. Yeni normalin de 4 kuralı var: Kalabalık oluşturmamak, sosyal mesafeye uymak, maske takmak, hijyene dikkat etmek. Hazirandan sonra da bu 4 kurala mutlaka uymamız ve alışmamız lazım.

‘SORUMLULUK BİREYE YÜKLENİYOR’

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Erbaydar ise, salgında yeniden alevlenmenin önlenmesi için devletin ve bireylerin alacağı önlemlerin birbirini tamamlaması gerektiğine dikkat çekti. Erbaydar, “Sağlık Bakanı son günlerde sürekli olarak vatandaşların tedbirli davranmaları gereğini vurguluyor. Vatandaşın tedbirli davranması elbette gerekli ama devletin acele bir şekilde tedbirleri kaldırması bununla çelişiyor. Adeta bütün sorumluluk bireylerin sırtına yükleniyor.” dedi. Bakanlığın toplu yaşam alanları ve işletmeler için rehber oluşturduğunu anımsatan Erbaydar, şu uyarılarda bulundu:

“Bunlar işletme maliyetlerini artıracak uygulamalar ve işletmelerin inisiyatifine bırakılmamalı. Bu aşamada, salgın henüz kontrol altına alınmamışken, AVM’ler,  spor salonları, kreşler gibi toplu yaşam alanlarının açılması büyük sakınca oluşturuyor.  Normalleşme adımlarının bu kadar hızlı hayata geçirilmesi durumunda, aylardır ağır bedeller ödeyerek aldığımız yolun en başına dönebiliriz.  Bunun olmaması için sağlık, adalet, belediyecilik, gıda ve enerji gibi yüksek öncelikli alanlar dışında toplu yaşam alanlarına yönelik kısıtlamalar sürmeli, izin verilecek alanlarda kısıtlamalar birer birer, geniş zamana yayarak ve sonuçları dikkatle izleyerek kaldırılmalı. Faaliyete açılan alanlarda tesis atık sularında virüs araştırılması, çalışanların ve ziyaretçilerin temaslılık durumlarının takip edilmesi, havalandırma sistemlerinin, dezenfeksiyon işlemlerinin, maske ve fiziksel mesafe tedbirlerinin sıkı denetlenmesi, sorun tespit edilen yerlerde derhal yeniden kısıtlamaya gidilmesi gerekiyor. Bunlar olmaksızın vatandaşa kurallara uymayı tavsiye etmek anlamlı değil.”

KAMU SPOTU YANLIŞ BİLGİ İÇERİYOR

Erbaydar, Bakanlığın kamu spotlarında virüs taşıyan kişilerin ve onların çevresinde mavi noktalarla belirtilen virüslerin yer aldığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Ancak bu virüsler ilginç şekilde hasta kişilerin vücudundan uzaklaşmıyor ve etrafında dolanıp duruyor. Oysa enfekte kişinin ağzından havaya saçılan ve içinde virüslerin bulunduğu damlacıkların etrafa kolayca yayıldığını ve özellikle kapalı alanlarda bu damlacıkların saatlerce havada asılı kalabildiğini biliyoruz.  Bu kamu spotlarında fiziksel mesafenin koruyucu etkisi gerçekte olduğundan çok fazla görünüyor. Bununla, adeta, AVM’ler, spor salonları gibi toplu yaşam alanlarının açılması ile ortaya çıkacak tehlikeler basit bireysel önlemlerle aşılabilirmiş gibi algılanıyor.

Sosyal ortamlarda fiziksel mesafeyi korumak, doğru biçimde maske kullanmak, emin olmadığımız her temastan sonra el yıkamak çok önemli; ancak bütün bunlar zorunlu olarak evden çıktığımızda geçerli önlemler. Bunlardan önce, AVM’ler, marketler gibi herkese açık kapalı alanları zorunlu gereksinimler dışında kullanmamak temel yaklaşım olmalı.”
=====================================

Dostlar,

Her 2 meslektaşımızın da açıklama ve uyarılarına katılıyoruz.

Sağlık Bakanlığı’nın / Erdoğan’ın söylem e eylemleri örtüşmüyor.
Bu tablo halkın kafasını karıştırıyor, buna hakkımız yok.
TV vb. ortamlarda yapılan halka dönük SAĞLIK EĞİTİMİ ciddi bir iştir.
Alan bilgisi sahibi uzmanlara ek, sağlık eğitimi alanında uzmanlaşmış takımlarca (ekiplerce) hazırlanmalı ve tüm kamuoyuna sunulmadan önce sınırlı toplum kümelerinde öndenemeleri yapılmalıdır.

Ayrıca, koronavirüs bulaşının hava yoluyla havada asılı parçacıklar (aeorosol ve droplet) ile yayılıp taşınması süreçlerinin bilimsel olarak tam anlamıyla açıklanması son derece önemlidir. Bilindiği gibi bir bulaşıcı hastalık zincirinin 3 temel halkası vardır :

1. Kaynak : COVID-19’da hasta / taşıyıcı insanlar
2. Bulaşma yolu : Başlıca hava yolu, bulaşlı yüzeylere el değinimi ile ağız – burun – göz taşınması
3. Duyarlı konakçı : İnsanlar; özellikle yaşlılar, ek süregen hastalığı olanlar…

Olanak ölçüsünde  bu 3 halkaya da hücum ederek bulaş zincirinin 1’den çok halkadan kırılmasına çalışarak salgını durdurmak temel yolaktır (stratejidir). Her halkaya dönük, hastalığa göre özelleşen önlemle ve girişimler söz konusudur.

Öksürük, aksırık, konuşma, sporda artan solunuma bağlı olarak taşıyıcılar virüsü ne ölçüde ve nasıl bulaştırmaktadırlar, sorunun aerodinamik boyutları tam olarak bilinmemektedir. 100 nm boyutlu korona virüsler hangi uzaklıklara hangi STP (standard temperature and pressure) koşullarında taşınabilmekte, havada ne denli askıda (suspended) kalabilmekte, yere çöküş dinamikleri nasıl gerçekleşmekte, taşınabilidikleri uzaklık ve havada – ortamlarda hastalık yapma yeteneklerini ne ölçüde sürdürebildikleri yeter ayrıntı ile bilinmemektedir.

Özellikle akışkanlar mekaniği / aerodinamisi alanı araştırılma gereksinimlidir..  Zincirin en önemli halkası BULAŞTIRMA YOLU’dur. Bu bağlamda TÜBİTAK’ı, değindiğimiz sorunsal (problematik) alanlarda proje çağrısı yapmaya davet ediyoruz. Tıp Fakültelerinin Biyofizik Anabilim Dalı öncülüğünde Makine Mühendisliği, Fizik ve Bilgisayar Modellemeleri uzmanları birlikte çalışarak bu temel sorunun aydınlatılmasına katkı vermelidirler. Türkiye bu bağlamda ön alabilecek insangücü ve teknik donanım birikimine sahiptir.

Yöneticiler, ülkemizin bu özkaynağını (potansiyelini) harekete geçirmelidir.

Sevgi ve saygı ile. 30 Mayıs 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimci (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

Korona Günlükleri, Prof. Dr. Ahmet Saltık’ı ağırlıyor

Korona Günlükleri,
Prof. Dr. Ahmet Saltık’ı ağırlıyor

Karşıyaka Belediyesi “Korona Günlükleri”nde Prof. Dr. Ahmet Saltık’ı ağırlayacak. Etkinlik, 20 Mayıs Çarşamba saat 16.00’da belediyenin resmi sosyal medya hesaplarından canlı olarak izlenecek.

Fotoğraf: Evrensel
Karşıyaka Belediyesi tarafından düzenlenen “Ayın Konuğu” etkinliklerinin, koronavirüs salgını nedeniyle ertelenmesi sonucu, “Korona Günlükleri” adıyla internet üstünden söyleşiler sürdürüyor.
20 Mayıs Çarşamba günü salgının ilk günlerinden bugüne, öngörü, uyarı ve önerileriyle dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Saltık’ı ağırlayacak.
Haluk Işık’ın yöneteceği etkinlik saat 16.00’da başlayacak ve Karşıyaka Belediyesi’nin resmi sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanacak.
Etkinlikte, “Korona ve Türkiye Gerçekleri” konuşulacak.
Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “20 Mayıs’ta saygın bilim insanımız Prof. Dr. Ahmet Saltık’ı ağırlayacak olmanın heyecanı içindeyiz.
Değerli Hocamızın söyleyecekleri, hiç kuşkusuz küresel salgına dair neler yapmamız ve neleri yapmamamız konusunda, bize çok önemli pencereler açacak. Hemşerilerimizi ve yeryüzünün her yerinden bizi izleyenleri, bu çok değerli buluşmaya ev sahipliği yapmaya davet ediyorum” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
****
Programı Sayın Haluk IŞIK ile gerçekleştirdik. 64 dakika..
19 Mayıs 1919’un 101. yılını değerlendirdik önce..

Ardından KORONA GÜNLÜKLERİ gündemini işledik Sn. Işık’ın soruları doğrultusunda. Fırsat verildiği için teşekkür ederiz Sayın Işık’a ve Karşıyaka Belediyesine..

https://www.facebook.com/watch/live/?v=253254199065372&ref=search
BİLİMSEL BİLGİNİN olabildiğince izlenmesi ve paylaşılması dileğiyle.

Sevgi ve saygı ile. 20 Mayıs 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

Hekim, Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Ro Değeri 1 Haftada Nasıl Oldu da 1,56’dan 072’ye Düşürüldü?

Ro Değeri 1 Haftada Nasıl Oldu da 1,56’dan 072’ye Düşürüldü?

TÜRK MUCİZESİ!

Dostlar,

Bu gün, 20 Mayıs 2020, akşam haberlerinde TELE1‘de sayın Evren Özalkuş bizi konuk aldı. Ro değerinin 1 haftada nasıl 1,56’dan 072’ye düşürülebildiğini ve koronavirüs salgınının öbür güncel boyutlarını konuştuk.

Bilgi ve ilginize sunarız.. (https://tele1.com.tr/olgu-sayisindaki-hafif-azalmaya-gore-r0in-0-72ye-dusmesi-matematiksel-olarak-imkansiz-166820/)

Ne denli çok insan izler ve bilgilenirse salgını o denli çabuk baskılayabileceğiz..

Sevgi ve saygı ile. 20 Mayıs 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

Hekim, Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

19 Mayıs 2020 HALK TV PROGRAMIMIZ : 101. YIL ve KORONA SALGINININ NERESİNDEYİZ?

halktv.com.tr
@halktvcomtr

19 Mayıs 2020 HALK TV PROGRAMIMIZ :

19 MAYIS 1919’un 101. YIL ve KORONA SALGINININ NERESİNDEYİZ?

Prof. Dr. Ahmet Saltık:
* AVM’ler açıldıktan sonra olgu sayıları yeniden yükseldi

youtube.com/watch?v=0zUczL

Image
HALK TV Haber Müdürü sayın Şule AYDIN ile 19 Mayıs 2020 günü, 101. yılı konuştuk..
40 dakikalık programın ilk yarısında büyük devrimci Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919 eyleminin tarihimizdeki yerini, önemini ve güncel bağlamını değerlendirdik.
İkinci 20 dakikada ise KORONAVİRÜS SALGINI‘nın güncel durumunu konuştuk.
Salgının neresindeyiz?
Salgın bilimsel epidemiyolojik ilkelere uygun mu yürütülüyor, ekonomik kaygılar mı öne çıkıyor?
Saray’da PARALEL BİLİM KURULU mu var, Türkiye  anonim şirket gibi yönetilerek masum insanlar kurban mı veriliyor?
Dünyada salgın tüm hızıyla sürerken Türkiye’de nasıl normalleşiyoruz?
Yoksa kabak çiçeği gibi erken mi açıldık?
Ne yapmalıyız??

İzlenmesini, paylaşılmasını, düşünülüp tartışılmasını ve mutlaka ama mutlaka BİLİMSEL AKILCILIKTAN ayrılmadan ülkemizin yönetilmesini dileriz.

***
Bir tarihsel olayı paylaşalım : Bilal Şimşir aktarmıştı :
Küba Devlet Başkanı Fidel Kastro aktarır :
– Biz İspanyol işgalinden kurtulmak için Küba halkı olarak bir ulusal kurtuluş savaşı tasarlıyorduk. Mustafa Kemal Paşa’nın NUTUK’unu okuduk (Fransızca’sından) ve esin aldık.Başkent Havana’dan uzaklaştık Mustafa Kemal Paşanın 6 ay çırpınıp olamayacağını anlaması üzerine Samsun’a gitmesi gibi. Küba haritasını  önümüze koyduk ve uygun bir belirleyerek oradan başlattık Ulusal kurtuluş savaşımızı…
****
19 Mayıs 1919’un 101. yılının tüm ulusumuza ve insanlığa kutlu ve mutlu olmasını dileriz.
Bilinçle sahip çıkacak ve ATATÜRK’ümüzün AYDINLANMA DEVRİMİNİ yaşatacak sürdüreceğiz.

Son söz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün               :

“Bir zaman gelir, beni unutmak, unutturmak isteyen gayretler belirir.
Fikirlerimi, öğretimi inkâr edenler, beni çekiştirenler, karalayanlar çıkar.
Hatta bunu yapanlar benim yakın bildiklerim, inandıklarım da olabilir.
Fakat benim ektiğim tohumlar o kadar özlüdür, o kadar kuvvetlidir ki,
fikirlerim, öğretim Çin’den döner, Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır gene gelir; feyizli neticeleri kalpleri doldurur!”  Mustafa Kemal ATATÜRK
Sevgi ve saygı ile. 19 Mayıs 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

Hekim, Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

BİR MÜHENDİSİN KORONAVİRÜS SALGININDA, DOKTORLAR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ…

BİR MÜHENDİSİN KORONAVİRÜS SALGININDA, DOKTORLAR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ… 😗

Şu “ ev de kal “ günlerinin
en iyi tarafı,
bana düşünmek için epey bir zaman tanımış olmasıydı…

Ben özel sektör de çalışan bir mühendisim….
Ben ve çevremde tanıdığım özel sektör çalışanları ,
paramızın ödenmediği anda projeyi yırtar atarız veya peyder pey işi yaparak kendimizi güvenceye alırız yahut olmadı işi bırakırız…
Ve Olur biter…..

Kimse de bizlere bu işleri yapacaksın, çalışacaksın demez, diyemez de…..
İşin doğrusu ve maalesef ayıptır söylemesi ama biz kararlarımızı tamamen kişisel çıkarlarımız doğrultusunda alırız…

Aslında ben bütün meslek gruplarının da böyle olduğunu sanıyor ve vicdanım rahat yaşayıp gidiyordum….

Son günlerde bu salgın nedeniyle olsa gerek herkes gibi ben de sağlık camiasını gerçek anlamıyla yeni yeni tanımaya başladığımı farkettim….

Birden Eğer onlar da bizim gibi davranırsa diye bir telaş aldı beni…

Öyle ya, bile isteye olağanüstü bulaşıcılığı olan hastaları ben niye muayene edeyim..????!!!!!
Üstelik niçin böylesine bir ölüm riskini göze alayım..!!!???

Baktım ki olacak gibi değil biraz araştırınca gördüm ki 1 ay önceden”izin rapor istifa” hepsinin zaten yasaklanmış olduğunu öğrendim…
Buna rağmen istifa edenler olursa da, bu kişilerin bir daha kamuya alınmayacağı kamu ile iş yapamayacakları yazılmış…

Kendi adıma sevindim ama çıkarcı tarafımdan da utandım. İnanın bizim meslek grubuna bu dayatmayı kimse yaptıramazdı….

Mesela Ben her 2 bayramda da şehir dışında ki ailemi görmeye ziyarete giderim..
Meğer sağlık personeli en fazla bir bayram ki o da nöbetlerini ayarlayabiliyorlarsa gidebiliyorlarmış……..

Doğru ya !!!!
adamlar gece gündüz nöbet usulü çalışıyor ve biz tatile giderken de meğer nöbet tutuyorlarmış….?

Siz hiç Nöbetçi bakkal ya da
Nöbetçi fırın duydunuz mu ?
Ama gece yarısı
“canım sıkılıyor “
şikayetiyle yahut
“elim kaşınıyor “
diye acile gidenler varmış.!!!
O zaman doktorun birinin de gece yarısı
“ ey fırıncı Çavdarlı bir ekmek istiyorum “
arzusunu ülkece yerine getirmemiz gerekmez mi..???
Çok ironik…..

Üstelik bu adamların maaşları da sabit değilmiş , daha çok çalıştırılabilmek amacıyla performansa bağlanmışlar…
ve maximum çalışsa bile
bir hekim ,
Maalesef Bir hakim/savcı nın aldığı maaşı bile alamıyormuş..

Üstelik bir uzman hekim en az 10-12 yıl eğitim alıyormuş….

40 günlük extra Adli tatiller ve eğitimcilerin yaz tatili aklıma geldi de…!!!??
Adliye ve milli eğitim personeli çalışmazken, tatildeyken bile maaşlarını tam alırken ne yazık ki sağlık personelinin yıllardır doğru dürüst tatil yapmadığını üzülerek öğrendim….
Yapamadıklarını çünkü aldıkları paranın çoğunun döner sermayeye bağlı olduğu
nu ve izin alınca da aldıkları paranın kesildiğini biliyor muydunuz…!!!!!???

Ülkemizde entel muhabbetlerini saymazsak Sıklıkla 3 yerde HOCAM lafı geçiyor……

1/-Hastane,
2-/Cami
3-/Okul……

Lütfen Düşünelim…..!!!!!!!

Covid+ hasta öğrencileri okutacaksın deseler kaç öğretmen okula gider……

Ben gitmem…..

Covid + Hastalar camiye gelecek deseler kaç imam namaz kıldırır……

Ben kıldırmam….

Covid+ sanıkların mahkemesi görülecek deseler kaç hakim mahkemeyi yürütür…..

Ben Hayatta yapmam….

Ya da Covid+ Hastalara mal satıp para kazanacaksın deseler kaç tüccar bu işle ilgilenir…….

Sizler için haftalardır ailesinden, çocuklarından ayrı kalıp canı pahasına görevine koşan sağlık personeline büyük/küçük
gerçek sayın HOCALARIMA en derin sevgi, saygı ve hürmetlerimizi sizler adına ben sunuyorum….

Sövdüğün,
dövdüğün,
maaşını vergimle ben ödüyorum diyerek aşağıladığın sağlık personeli,
yine senin için veya sevdiklerin için canını hiçe sayarak görevi başında…….

Sadece,
1 dakika samimi olarak düşün ,

SEN YAPAR MIYDIN,
SEN YAPABİLİR MİYDİN…????

Öylesine çıkarcı bir toplum olduk ki emin olun ülkemizde hiçbir meslek grubu,
sağlık personelinin yaptığı bu fedakarlığın yanına bile yaklaşamazdı……

Avrupa da Amerika da görevden çekilenleri izledikçe,
İspanya da çalıştıkları bakım evlerini terkedip orada yatanları ölüme mahkum ettiklerini gördükçe,
bizim kahraman sağlık personelimize yaşattığımız bütün sıkıntılardan,
bütün benliğimle
hepimiz adına utanç duydum…..

Arkadaşlar, taptığımız Para anladık ki herşey değilmiş….
Sağlıklı bir gün bile en büyük zenginlikmiş…
Ve işin garibi bu büyük salgının bize öğrettiğini sağlık personeli zaten biliyormuş…

Bizlere karşı gösterdikleri bu olağanüstü sabırları da muhtemelen bu yüzdenmiş….!!!

Uyan 🇹🇷 Türkiyem…….
Sana şifa dağıtan bu insanların
Çok ama çok ahını aldın…

BU SON OLSUN SON…..

KORONAVİRUS SALGININI MEDYASCOPE’a DEĞERLENDİRDİK..

KORONAVİRUS SALGININI MEDYASCOPE’a DEĞERLENDİRDİK..

Hocam merhaba,

Katıldığınız için tekrar teşekkür ediyor, haberin hem YouTube hem
de site bağlantısını mail içinde yolluyorum.
İyi akşamlar, 26 Nisan 2020

Sahra Atila
Attachments area

Preview YouTube video Haber Hafta Sonu: Ahmet Saltık’la salgın önlemleri, Sondan Durukanoğlu Feyiz’le koronavirüs deneyimi

SALGINLA BAŞETMEDE SAĞLIK POLİTİKALARI

SALGINLA BAŞETMEDE SAĞLIK POLİTİKALARI

Bizim de üyesi olduğumuz Mülkiyeliler Birliği’nden Canberk Gürer ile uzun bir söyleşi yaptık 22 Nisan Çarşamba günü 18:30 sonrasında.. 2 saati buldu. Mülkiyeliker Birliği’nin geleneksel Çarşamba toplantılarından biriydi ve KORONAVİRÜS SALGINI nedeniyle sanal ortamda yapıldı.
Ankara Üniv. Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden, bizim gibi Mülkiyeli sevgili kardeşimiz Prof. Dr. Gülbiye Yaşar YENİMAHALLELİ ve biz, genç Mülkiyeli Canberk Gürer’in sorularını yanıtladık. Tele oturum “face” ortamında canlı yayınlandı..

Bizi konuk eden Mülkiyeliler Birliği örgütümüze ve görüşmeye emek veren Canberk’e teşekkür ediyoruz.

Salgınla başetmede sağlık sistemimizin verili drumumu, açmazları, kısıtlılıklarını gündeme koyduk. Özellikle SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM süreci ile piyasalaştırılan sağlık sistemimiz ve çökertilen 1. Basamak hizmetlerinin salgınla başetmede nasıl ketleyici olduğunu sayısal verilerle olgusal olarak sunduk Prof. Yenimahalleli ile..

COVID19 salgını da irdelendi elbette. Başarılanlar, başarılamaynalar ve nedenleri.. nasıl çözümlenebileceği..

Özellikle neoliberal küreselleşme dayatmalarının ABD’de yaşanan içler acısı sefaletini vurguladık.

  • Sağlık hizmetlerinin devlete temel görev, yurtaşa ise hak olduğunun altını çizdik.

İnsanların sağlık hizmetlerinin müşterisi olamayacağı, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi başta olmak üzere Anayasada ve pek çok uluslararası hukuk metninde güvencelendiğini belirttik.

Benzer sorunların süreceğini, bu yüzden kamusal sağlık hizmetlerinin asla savsaklanamayacağını, koruyucu sağlık hizmetlerinin kesin bir öncelik alması gerektiğini de üstüne basa basa anımsattık..

İzleyin, paylaşın diliyoruz. https://youtu.be/yWsshJvU4Vw

Sevgi ve saygı ile. 26 Nisan 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

Hekim, Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

COVID-19 SONRASI KÜRESEL SİSTEM: ESKİ SORUNLAR YENİ TRENDLER

COVID-19 SONRASI KÜRESEL SİSTEM:
ESKİ SORUNLAR YENİ TRENDLER

(AS: Bizim katkımızmyazının altındadır..)

Derleme
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Stratejik Araştırmalar Merkezi, 2020

TAKDİM

COVID-19 kısa süre içinde dünyanın her bölgesine yayılarak tüm insanlığı tehdit eder hale geldi. Salgında dünyada tepe noktasına henüz ulaşılmadı. Vaka sayılarının azaltılarak hayatın normale dönüşünü sağlamak için hem hükümetlere, hem ilgili uluslararası kurumlara, hem de bireylere önemli sorumluluk düşüyor.
Türkiye olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülke içinde gereken adımları kararlı bir şekilde atmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda, diğer ülkelerle yakın temas içindeyiz. Başta komşularımız olmak üzere çok sayıda ülkeyle bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunuyoruz.

Çalışmalarımızı koordine ediyoruz. Ayrıca, imkanlarımız ölçüsünde pandemiyle küresel mücadeleye somut katkılarda bulunuyoruz. Bakanlığımızın iç ve dış teşkilatı teyakkuz halinde çalışıyor. Yurtdışındaki vatandaşlarımızla sürekli irtibat halindeyiz. 7/24 esasına göre hizmet veren Konsolosluk Çağrı Merkezimiz vatandaşlarımızın Bakanlığımıza her an ulaşabilmelerini mümkün kılıyor. Yeni oluşturduğumuz Koordinasyon ve Destek Merkezi Bakanlık birimlerimizin yurtdışı temsilciliklerimizle ve diğer kamu kurumlarıyla eşgüdümünü sağlıyor. Yabancı ülke makamlarıyla düzenli temas halinde yurtdışındaki vatandaşlarımızın sorunlarını çözüyoruz. Öte yandan, yurtdışında geçici statüde bulunan vatandaş ve öğrencilerimizin vatanlarına dönüşlerini sağlıyoruz. Birinci aşamada 70’den fazla ülkeden toplamda 39 bin vatandaşımızı ülkemize tahliye ettik. Geçici olarak yurtdışında bulunan ve ülkemize dönmek isteyen vatandaşlarımızın dönüşleri için kapsamlı çalışmalarımız sürüyor. Koronavirüs salgınının sağlık ve konsolosluk boyutu çerçevesinde yaptığımız lojistik çalışmalar tabiatıyla önceliğimiz. Ancak içinde bulunduğumuz krizin daha geniş bir çerçevede ele alınması gerektiğinin de farkındayız. Tarihin bu önemli dönüm noktasının ardından uluslararası konjonktürde bizi nelerin beklediğini, hangi sınamalar ve fırsatlara hazırlanmamız gerektiğini şimdiden değerlendiriyoruz. Gelişmeleri izlemek ve onun peşine takılmak yerine, ön alıcı ve gerçekçi bir yaklaşımla yürüttüğümüz dış politika anlayışımız da bunu gerektiriyor.

COVID-19 salgını pek çok alanda etkileri uzun yıllar hissedilebilecek bir dönüşüme yol açma potansiyeli taşıyor. Uluslararası ilişkiler uzmanları şimdiden bu konuda literatürü oluşturmaya başladılar. Bakanlığımızla akademik dünya ve düşünce kuruluşları arasında köprü kuran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Koronavirüs salgınının uluslararası sistem üzerindeki etkilerine ilişkin yapılmakta olan bu çalışmaları analiz ederek devletimizin ilgili birimlerinin kullanımına sunuyor.

Bu süreçte Türk akademisyenlerin konuya ilişkin değerlendirmelerine özel önem atfediyoruz. Yaşanan gelişmeleri akademisyenlerimiz nasıl okuyorlar? COVID-19 sonrasında nasıl bir sistemle karşı karşıya kalacağız? Salgın sonrası küresel
çapta yaygın eğilimler neler olacak? Bizi ne tür tehditler bekliyor? Önümüze nasıl fırsatlar çıkacak? SAM ülkemizin çeşitli üniversitelerinden değerli  akademisyenlerimize ulaşarak bu soruları yöneltti ve böylece takdimini yapmaktan memnuniyet duyduğum bu kitabın ortaya çıkmasını sağladı. Bu projenin krizin henüz başlarındayken hızlı biçimde hayata geçirilmesi takdire şayan. Yayına katkıda bulunan tüm akademisyenlerimize ve SAM ekibine teşekkürlerimi sunuyorum.
İçinden geçtiğimiz bu süreçte, dayanışma ruhuyla hareket ederek zor günleri en kısa sürede geride bırakacağımıza inanıyorum.

Mevlüt Çavuşoğlu
T.C. Dışişleri Bakanı
****
İÇİNDEKİLER
1. Koronavirüs Sonrası Küresel Trendler ……………………………10
2. Küresel Salgın Tehdidi Altında Küresel Sistem………………….20
3. COVID-19 Sonrası Küresel Düzen: İki Seçene…………………..24
4. Koronavirüs Sonrası Yeni Bir Dünya
Düzeni Mi, Düzensizliği Mi?……………………………………………..29
5. Salgınlar ve Uluslararası Sistemin Dayanıklılığı………………..35
6. COVID-19 ve Uluslararası Düzen …………………………………..40
7. COVID-19 Pandemisini Yeniden Düşünmek………………,,,,…45
8. COVID-19 Sonrası Dönemde Pozitif Ayrışma ………..,,,……..50
9. COVID-19 Küreselleşmenin Sonunu Mu Getirecek?…………54
10. Koronavirüs, Küreselleşme ve Uluslararası Sistem …………58
11. COVID-19, Ulus Devlet ve Risk Toplumu ………………………62
12. Uluslararası Sistemde Koronalizasyon ………………………….67
13. Koronavirüs Salgınından Sonra Uluslararası İlişkiler
Kuramlarında Da Hiçbir Şey Aynı Kalmayacak (Mı?)…………….71
14. COVID-19 ve Uluslararası Kurumların Rolü …………………..76
15. COVID-19 Sonrası Küresel Güvenlik ve Savunma Durumu..82
16. Medikal İstihbaratın Yükselişi………………………………………86
17. Milli Güvenlik Sorunu Olarak Koronavirüs Salgını……………92
18. COVID-19 Sonrası Küresel
Güvenlik Trendleri……………………………………………………………97
19. Küresel İktisadi Dönüşüm Dinamiklerinin Jeopolitik
Yansımaları ………………………………………………………………….. 102
20. COVID-19 Sonrası Küresel Ekonomi Trendleri ………………. 107
21. Koronavirüs ve Küresel Çatışma
Dinamikleri……………………………………………………………………. 112
22. COVID-19 Ortadoğu’da Neyi Değiştirecek?……………………. 118
23. Koronavirüs’ün Ortadoğu Bölgesine Muhtemel Etkileri….. 124
24. Koronavirüs ve Çin ……………………………………………………. 129
25. COVID-19 Pandemisi ve Göç ………………………………………. 134
26. COVID-19, Yeni Normal ve Dijital Diplomasi ………………….. 139
************
ARKA KAPAK….

Küresel salgın ve ürettiği belirsizlikler devam ederken Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin COVID-19 sonrasındaki döneme ışık tutma amacıyla
hazırladığı bu çalışma, değerli akademisyen ve uzmanların ön analizlerini içermektedir.

Elinizdeki öngörü ve değerlendirmeler, COVID-19 sonrası döneme dair müstakil, bazen örtüşen bazen farklılaşan analizler barındırmaktadır. En önemlisi
Koronavirüs’ün yayılım ölçeğini de hesaba katarak uluslararası düzene olan etkilerini farklı disiplin ve perspektiflerden ele almalarıdır.

Kitapta Koronavirüs’ün uluslararası sisteme olası etkileri, pandemi sonrası dönemde ortaya çıkacak küresel politik trendler ve uluslararası ilişkiler
disiplininde neşet edecek (AS. doğacak) yeni tartışmalar inceleniyor. COVID-19’un küreselleşmeyi ve küresel rekabeti ne ölçüde etkileyeceği sorusuna cevap aranırken, küreselleşme-uluslararası sistem-devlet üçlemesi (AS: “üçlüsü” denmeli) arasındaki ilişkinin mahiyetine ve olası dönüşümüne de ışık tutuluyor.

Bununla birlikte dijital diplomasi, medikal istihbarat, ekonomi, göç, çatışma çözümleri, Ortadoğu ve uluslararası kurumlar gibi konularda da önemli
değerlendirmeler içerirken, yeni dönemde Türkiye gibi aktörlerin hangi konulara ağırlık vermesi gerektiği tartışılıyor.
******
Dostlar,

Dışişleri Bakanlığının böylesi bir girişimi yerindedir.. Şiddetle gereksinim duyduğumuz, Bilimsel Nesnelliktir. Çünkü, artık hiç tartışılmayan bir olgusallık eldedir :

  • Yaşamda en gerçek yol gösterici akıldı, bilimdir, eşdeğer anlatımla
    BİLİMSEL AKILCILIK‘tır.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, sunuş yazısında (Takdim diyorlar..??)70’den fazla ülkeden toplamda 39 bin vatandaşımızı ülkemize tahliye ettik.” bilgisini veriyor. Ciddi iştir ve çok çeşitli, ağır sorunları barımdıran insani bir sorundur..  Gurbet ellerde, belki de parasız – pulsuz kalmak ve yurda dönememek ciddi bir travmadır ve bu yurttaşlarımıza hiç kuşku yok, en geniş destek gecikmeksizin verilmelidir. Türkiye’mizde kalan yabanıcılar için de benzer sorun gçerlidir.  Devletler, böyle “zor zamanlarda” yaşam desteği vermelidir insanlara.
*****
Dileriz COVID19 salgınınında tepeye erişiyoruz!?! Türkiye, ilk COVID19 olgusunu 11 Mart 2020’de duyurdu. 46 günü geride bıraktık. İlgililer Ramazan sonunu işaret ediyor ki 75 gün ya da 2,5 ay demektir. Olağan koşullarda 2,5 -3 ayda salgınlar olağan seyrini tamamlar. Önlemler, bu gidiş sırasında can yitiklerini ve hastalanmaları azaltma amaçlıdır; kuşkusuz bu 2 çaba salgını süre olarak sınırlama uğraşı ile iç içedir.

Öte yandan Sağlık Bakanlığı bir anlamda hastalığın toplumda yayılmasından ve toplum bağışıklığı gelişmesinden de medet ummaktadır (https://artigercek.com/haberler/prof-saltik-iktidar-toplumsal-bagisikligin-yayilmasina-oynuyor). Ne denli çok insan COVID19 (+) leşire o deni çabuk söndürülebilr salgın. Toplumda bulaşın boyutunu anlamak için, bağışık yanıtı ortaya koymak üzere, Türkiye’yi temsil edecek uygun büyüklük ve bileşimde bir örneklemde kanda korona virüse karşı antikor (anti-corona ac) yanıtını ölçmek. Buna seroprevalans çalışması deniyor. Ne oranda insan serokonversiyon yanıtıyla seropozitif olmuştur? Geç bile kalındı böyle bir çalışma için. Nitekim ilk RESMİ olgu 11 Mart’ta duyuruldu Türkiye’de, öncesinde de COVID19 olguları olduğu kesin ve bu yargımız da kanıta dayalı olarak incelenebilir.

Yeni korona virüse karşı insanların bağışık yanıtına ilişkin bilgilerimiz çok sınırlı :

1. Bağışık yanıt ne oranda gelişmiştir?
2. Bağışık yanıt ne düzeyde koruyucudur?
3. Bağışık yanıt ne denli sürecektir?

Bu nedenle, daha çok gecikmeden bu serolojik çalışma yapılmalıdır Türkiye’yi temsil edecek bir örneklemde. Toplumda bağışık olan (hastalığı geçiren) ve ve olmayanların oranlarını bilmek, salgını yönetmede son derece değerlidir.

Sevgi ve saygı ile. 26 Nisan 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)

 

 

CHP’li Özel  : Devlet garantileriyle semirttiğiniz çetelerin alacaklarını erteleyin

CHP'li Özel: Devlet garantileriyle semirttiğiniz çetelerin alacaklarını erteleyin
19 Nisan 2020
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Özgür Özel, iktidara
  • “Geçiş garantisi verdiğiniz yolların, yolcu garantisi verdiğiniz havalimanlarının, devlet garantileriyle semirttiğiniz çetelerin alacaklarını erteleyin.”
diye seslendi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, koronavirüs salgını sürecinde “mücbir sebep” gerekçesiyle kira, vergi, sigorta primi ve kredi ödemelerinde ertelemelerin yapıldığını, tam aksine kamu özel işbirliği projeleri olarak adlandırılan köprü ve otoyollarda geçişlerde yaşanan azalma nedeniyle kamunun yükünün arttığına işaret etti.
Özel, “Koronavirüs salgını nedeniyle halka yardım yapmak için kaynak bulmanın neredeyse olanaksız hale geldiği bu dönemde, devlet salgının ekonomiye ve kamu gelirlerine olan olumsuz etkisini mücbir sebep göstererek şirketlere yaptığı kamu özel işbirliği projeleri kapsamındaki garanti ödemelerini ertelemelidir.” önerisinde bulundu.
CHP’li Özel, yaptığı yazılı açıklamada,
“Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Vatandaşın cebinden kuruş çıkmadan yapılıyor’ dediği Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri kapsamında bütçeden yapılan ödemeler, 2017-19 döneminde 16 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2020 yılı için ayrılan ödenekler de dikkate alındığında sadece 4 yılda vatandaşın cebinden çıkan para 35 milyar TL’yi aşacaktır. Koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında uygulanan sokağa çıkma ve seyahat yasakları ve sosyal yaşamın kısıtlanması nedeniyle, zaten yıllardır garanti edilenin çok altında araç geçişi olan köprü ve otoyolların kullanımında ciddi bir düşüş yaşanmakta, bu da kamunun garantiler kapsamında yapacağı ödemelerin miktarını artırmaktadır.  Sonuçta fatura yine millete çıkmaktadır.” dedi.

Özel, şunları kaydetti:

“Milletin cebinden ödemeler yapılmaya devam ediyor”

Koronavirüs salgını sürecinde mücbir sebep gerekçesiyle kira, vergi, sigorta primi ve kredi ödemelerinde ertelemeler gündeme gelirken ve KÖİ projelerini yürüten firmalar bu olanaklardan yararlandırılırken, KÖİ projeleri için garantiler kapsamında milletin cebinden yapılan ödemelerin hiç aksatılmadan yapıldığı görülmektedir. Devlet, salgından olumsuz etkilenen halka yardım yapmak için kaynak bulamamaktadır. Koronavirüs salgını nedeniyle halka yardım yapmak için kaynak bulmanın neredeyse olanaksız hale geldiği bu dönemde, devlet salgının ekonomiye ve kamu gelirlerine olan olumsuz etkisini mücbir sebep göstererek şirketlere yaptığı kamu özel işbirliği projeleri kapsamındaki garanti ödemelerini ertelemelidir. Geçiş garantisi verdiğini yolların, yolcu garantisi verdiğiniz havalimanlarının,

  • Devlet garantileriyle semirttiğiniz çetelerin alacaklarını erteleyin.

Havaalanlarını yaptırdığınız, otoyolları verdiğiniz müteahhitlere ‘dur bakalım’ derseniz 83 milyonun yüzü güler.”

Soru önergesi verdi

Konuyu TBMM gündemine de taşıyan Özel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a yönelttiği önergesinde, KÖİ projeleri için 2017-2020 döneminde, yapılan ödemelerin projelere göre tutarlarını, koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında alınan önlemler nedeniyle havaalanı, otoyol ve köprülerin kullanım sayılarında yaşanan düşüşün miktarını, bu süreçte yapılan garanti ödemelerin tutarını ve kamu-özel işbirliği projeleri için yapılan borç üstlenim anlaşmaları kapsamında Hazine’nin üstlendiği yükümlülük tutarını sordu.

Kaynak: CHP’li Özel: Devlet garantileriyle semirttiğiniz çetelerin alacaklarını erteleyin