Etiket arşivi: normalleşme

TELE1 TV Programımız : 20 Şubat 2021

Dostlar, 

20 Şubat 2021 Cumartesi günü
saat 18:30’da TELE1
TV’de olacağız.. /
OLDUK…

Normalleşme” önlemlerini ve yerindeliğini konuşacağız. /  KONUŞTUK..

İzlenmesini, paylaşılmasını ve ülkemize yararlı olmasını dileriz.

Bilgi ve ilginize sunarız. Sevgi ve saygı ile. (Güncelleme : 22.02.2020, 18:36)

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

‘TTB açıkladıktan sonra Sağlık Bakanlığı bu verileri ortadan yok etti’

‘TTB açıkladıktan sonra Sağlık Bakanlığı bu verileri ortadan yok etti’

Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 verilerini açıkladığı tablosunda değişikliği gitmesi tepkilere neden oldu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman: Yoğun bakımdaki hasta sayısını vermek istemiyorlar. Çünkü biz bunlara bakarak çıkarımlarda bulunabiliyorduk. Aktif hasta sayısını yoğun bakımdaki hasta sayısına bölüyorduk. (AS: tersi olacak..) Dünyada %1,5 dolayındayken Türkiye’de % 10’un üzerinde olduğunu 3-4 gündür açıklıyorduk. TTB açıkladıktan sonra Sağlık Bakanlığı bu verileri ortadan yok etti.

ANKA, 31 Temmuz 2020 Cuma, 12:19
  • (AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Covid-19 tablosundan yoğun bakım ve entübe hasta sayılarını kaldırması tepki çekti. Bakanlığın gün gün yayımladığı ve yeterince ayrıntılı olmadığı gerekçesiyle bilim insanları tarafından sıkça eleştirilen tabloda değişikliğe gidildi. Yapılan değişiklikle 1 Haziran’dan bu yana ikiye katlanan yoğun bakımdaki hasta sayısı ile entübe hastaların sayısı kaldırılarak yerine zatürre oranı ve durumu ağır hastaların sayısı kondu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Bakanlığın verileri uluslararası standartlara göre açıklamadığına dikkat çekti:
  • “Yoğun bakımdaki hasta sayısını vermek istemiyorlar. Çünkü biz bunlara bakarak çıkarımlarda bulunabiliyorduk. Aktif hasta sayısını yoğun bakımdaki hasta sayısına bölüyorduk (AS: işlem tersine olacak..). Dünyada %1,5 dolayındayken Türkiye’de %10’un üzerinde olduğunu 3-4 gündür açıklıyorduk. TTB açıkladıktan sonra Sağlık Bakanlığı bu verileri ortadan yok etti.”

HASTA ARTIŞI İNANILMAZ BOYUTTA!

Normalleşme’ adımları nedeniyle salgının bastırılamadığına dikkat çeken Prof. Dr. Adıyaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sahadan gelen geri bildirimler de Sağlık Bakanlığı açıklamalarının üstünde bir gerçekle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Sağlık Bakanı İstanbul için Türkiye’nin Wuhan’ı demişti. Ancak Diyarbakır, Urfa gibi illerde inanılmaz bir hasta artışı var.”

TTB Başkanı, sözlerini şöyle noktaladı:

  • “Ankara’da yoğun bakımlar dolmuş durumda.
  • Artık özel hastaneler yoğun bakımda Covid-19’lu hastaları yatırmıyor.
  • Kamu ve şehir hastanelerinde aşırı derecede hasta var.Bazıları dışarıda bekletiliyor.
  • Yoğun bakımda yer olmadığı için, ancak hasta kaybı olduğunda yatabiliyorlar.
  • Baktığımızda hızlı bir artış var, ilk anlara geri dönmeye başladık.
  • Amaç sağlık sisteminin bunla baş edebilmesini sağlamak. Sistemimiz bunu kaldırmayabilir.
  • Dolayısıyla bu iki parametrenin kaldırılmasının hiçbir anlamı yok. Yapılan tablo değişikliği yanıltıcı, halkı yanlış bilgilendiriyor.”

Öte CHP Ankara Milletvekili Dr. Servet Ünsal, koronavirüs tablosundaki değişikliğe tepki gösterdi:

  • “Gerçekleri gizleyemezsiniz.
  • Yalnızca % 40 doğruluğu olan testlerle virüsü yaydınız.
  • Pandemiyi de yanlış yönettiniz.”
    ====================================
    Dostlar,

Bu gün (31 Temmuz 2020) TELE1 TV’de Sn. Zeynel Lüle’nin konuğu olarak Küresel Korona Salgını sorununu değerlendirdik.. (81. TV porogramımız..)

– DSÖ’ne bildirilen resmi toplam olgu sayısı 17,550,515
– DSÖ’ne bildirilen resmi toplam ölüm sayısı 680,159 (%6)
– Halen aktif hasta sayısı 5,925,003
– Kritik durumda (yoğun bakımda) olan hasta sayısı 65,484 (%1)
Türkiye’de “ağır hasta sayısı” 583, zatürresi olan hasta oranı %8,8
– 30 Temmuz günü tanı alan yeni hasta sayısı 287,343; nüfusuyla orantılı olarak Türkiye’de beklenen; 287,343 x %1,1 = 3,161 (saptanan 982)
– 30 Temmuz günü ölen hasta sayısı  6,418
Türkiye’de beklenen; 6,418 x %1,1 = 71 (saptanan 17)
– Türkiye’nin dünyadaki sırası : 17 (nüfus büyüklüğü sıralaması ile aynı)
– 1 milyon nüfusta test sayısı (%40 tanı yetenekli) : 56,874 (İngiltere’nin 174’ü!)
******
Verilerin iler – tutar yanı yok!
Yoğun bakımdaki hasta sayısı açıklanmıyor..
Artık verilen “bilgi” (!?) şu :

  • Türkiye’de “ağır hasta sayısı” 583, zatürresi olan hasta oranı %8,8Ağır hasta sayısı yoğun bakım + entübe olanlar mıdır??
    Yalnızca entübe olanlar mıdır?
    Bu doğru ise yoğun bakıma alınan hasta “ağır hasta” değil midir, kim ağır hastadır?

    Resmen ilan edilen toplam olgu sayısı 230,873’tür.
    İyileşen (taburcu edilen demek daha doğru.. tam iyileşme??) 214,535
    Toplam ölenler 5,692. Son 2 rakamı toplayıp toplam olgu sayısından düşersek;

    230,873 – (214,535 + 5,691) = 10,647 olarak halen yatan hasta sayısını buluruz.
    Ağır hasta olan 583 kişinin, halen yatanların %5,75’i olduğunu buluruz.
    Bu oran dünya ortalaması olarak %1!
    Sağlık Bakanlığı’nın %8,8 zatürre oranı, 10,647 yatan hasta içinde başlı başına çok yüksek bir orandır.
    Ölümler dünya genelinde %6 iken Türkiye’de 5,692 / 230,823 = %2,5!
    Bakanlığın verilerinden çıkarabildiğimiz ölçüde yoğun bakım hastalarımız (zatürre olduğu bildirilen %8,8) dışında halen yatanların %5,75’i ile dünya ortalamasının 5,75 katıdır ama ölüm oranlarımız dünya ortalaması %6 iken bizde %2,5’tir!?
    *****
    Sağlık Bakanlığı nereye varmak istemektedir??
    AB kuşkusuz gerçekleri bilmektedir, o yüzden kapıları kapatmıştır.
    Rusya dünyada 4. sırada salgın içindedir ve 1 Ağustos ve 10 Ağustos’ta Türkiye – Rusya uçuşları ve turizmin açılması planlanmaktadır..
    Bu çılgın ve sorumsuz bir davranıştır turizm gelirleri elde etmek hatırına!
    Türkiye’nin pek çok yerinden meslektaşlarımızdan bize ulaşan, TTB’ye erişen ve basına da yansıyan verilerden HASTA SAYISINDA ANORMAL BİR PATLAMA yaşanmaktadır. Kamuda yoğun bakım yatakları dolmuştur.
    Bakanlık, ölçüsüz – hesapsız – akıl dışı “normalleşmeyi” sürdürmektedir.
    Halk da Bakanlığın iyimser yansıtmalarına dayalı olarak önlemleri savsaklamaktadır..
    ****
    31 Ağustos’ta okulların açılması planlanmaktadır..
    Eylül sonrasında influenza / grip mevsimi başlamaktadır ve kapalı mekanlara dönüş başlayacaktır..
    Dünya Sağlık Örgütü ciddi ciddi 2. dalga uyarısı yapmaktadır, örn. İspanya!
    Günlük yeni olgu sayıları ve ölümler rekorlar kırmaktadır!
    Toplum bağışıklığı yok gibidir, aşı ve ilaç da  yoktur!
    Dünyada, komşularımız İran, Irak, Bulgaristan, Rusya’da ciddi salgın vardır.
    Suriye’den güvenli veri yok ama herhalde güllük – gülistanlık değildir.
    Türkiye transit bir coğrafyadır ve 5 milyonu aşkın “sığınmacı” sı vardır.
    Irak – Suriye sınırı delik – deşiktir; Gaziantep, Batman, Urfa hasta kaynamaktadır.
    ****
    Bu gidiş iyi değildir; halktan, hatta Bilimsel Danışma Kurulu üyelerinden bile gerçekleri saklayarak varılacak yer büyük bir hüsrandan başka bir şey olamaz!
    Bir kez daha uyaralım;

  • BU SALGIN TÜRKİYE’ye DİZ ÇÖKTÜREBİLİR!
    Başta AKP iktidarı olmak üzere her – kes, daha çok gecikmeden aklını başına toplamalıdır. İktidar, gerçekleri saklamayı bırakmalıdır, turizm etkilenmesin deniyorsa zaten dünya – alem gerçekleri biliyor.
  • Muhalefet, daha etkili yöntemlerle iktidarı uyarmalı ve halkı bilgilendirmelidir. Örneğin Eylül ortalarında bir ULUSAL SALGIN KURULTAYI toplamalı ve çözüm önerilerini iktidara ve kamuoyuna sunmalıdır.
  • Halk da sorunun ciddiyetini kavramalı, çok sorumlu davranmalıdır..

Hekimler normalleşmeyi hızlı buldu başa dönebiliriz uyarısında bulundu

Hekimler normalleşmeyi hızlı buldu
başa dönebiliriz uyarısında bulundu

Uzmanlar, salgının tam anlamıyla  denetim altına alınmadan AVM’ler, spor salonları, kreşler gibi toplu yaşam alanlarının açılmasının sakıncalı olduğunu açıklarken, normalleşme adımlarının bu kadar hızlı atılmasının süreci başa döndürebileceğinin uyarısında bulundu.

Sena Yaşar
Cumhuriyet, 30 Mayıs 2020

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, “Kreşlerde sosyal mesafeyi korumak mümkün değil. Çocuklar eve geldiğinde evdeki bireylerden ve özellikle yaşlılardan uzak durmalı” derken, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar, “Salgın henüz tamamıyla kontrol altına alınmamışken AVM’ler, spor salonları, kreşler gibi toplu yaşam alanlarının açılması büyük sakınca oluşturuyor. Normalleşme adımlarının bu kadar hızlı hayata geçirilmesi durumunda, aylardır ağır bedeller ödeyerek aldığımız yolun en başına dönebiliriz.” uyarısında bulundu.

Hekimler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından açıkladığı 1 Haziran’dan sonraki “normalleşme planına” ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yamanel, seyahatlerin vaka sayısını artırmadan yapılabilmesi için araçlarda yanlar boş bırakılarak “çapraz oturma düzeniyle” yapılmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti.

Yamanel, “Seyahat işletmelerinin oturma düzenine ve araç içi hijyene çok dikkat etmesi lazım. Vatandaşlarımız da yolculuk esnasında el hijyenine dikkat etmeli. Maske ise yolculuk boyunca çıkarılmamalı” dedi.

Yamanel, uçakların havalandırma sistemlerinin daha iyi olduğunu belirtse de, karayolu veya havayolu arasında hijyen açısından çok fark olmadığını vurguladı.

SPORDA 2 METRE

Spor salonları için sosyal mesafe artırılmalı, 2 metrelik mesafeler uygun olabilir. Spor yaparken maske takmak biraz zor. Mümkün olan sporlarda maske kullanılmalı. Salonlardaki hijyene çok dikkat etmek lazım. Kreşlerde ise sosyal mesafeyi korumak çok zor, hatta mümkün değil.

ÇOCUKLA MESAFE

Virüs çocuklar için pek sorun olmuyor ama çocukların eve dönünce bulaştırma ihtimali yüksek. Çocuklar kreşten eve dönünce, anababaların ve yaşlıların onlardan biraz uzak durmaları gerekir. Virüs gündemi herhalde uzun süre daha devam edecek. Bu noktada yapılması gereken, çocukları kreşe gönderip evdeki yaşlılardan uzak tutmak.

DÖRT KURAL

Yeni normale bütün dünyanın olduğu gibi bizim de alışmamız gerek. Yeni normalin de 4 kuralı var: Kalabalık oluşturmamak, sosyal mesafeye uymak, maske takmak, hijyene dikkat etmek. Hazirandan sonra da bu 4 kurala mutlaka uymamız ve alışmamız lazım.

‘SORUMLULUK BİREYE YÜKLENİYOR’

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Erbaydar ise, salgında yeniden alevlenmenin önlenmesi için devletin ve bireylerin alacağı önlemlerin birbirini tamamlaması gerektiğine dikkat çekti. Erbaydar, “Sağlık Bakanı son günlerde sürekli olarak vatandaşların tedbirli davranmaları gereğini vurguluyor. Vatandaşın tedbirli davranması elbette gerekli ama devletin acele bir şekilde tedbirleri kaldırması bununla çelişiyor. Adeta bütün sorumluluk bireylerin sırtına yükleniyor.” dedi. Bakanlığın toplu yaşam alanları ve işletmeler için rehber oluşturduğunu anımsatan Erbaydar, şu uyarılarda bulundu:

“Bunlar işletme maliyetlerini artıracak uygulamalar ve işletmelerin inisiyatifine bırakılmamalı. Bu aşamada, salgın henüz kontrol altına alınmamışken, AVM’ler,  spor salonları, kreşler gibi toplu yaşam alanlarının açılması büyük sakınca oluşturuyor.  Normalleşme adımlarının bu kadar hızlı hayata geçirilmesi durumunda, aylardır ağır bedeller ödeyerek aldığımız yolun en başına dönebiliriz.  Bunun olmaması için sağlık, adalet, belediyecilik, gıda ve enerji gibi yüksek öncelikli alanlar dışında toplu yaşam alanlarına yönelik kısıtlamalar sürmeli, izin verilecek alanlarda kısıtlamalar birer birer, geniş zamana yayarak ve sonuçları dikkatle izleyerek kaldırılmalı. Faaliyete açılan alanlarda tesis atık sularında virüs araştırılması, çalışanların ve ziyaretçilerin temaslılık durumlarının takip edilmesi, havalandırma sistemlerinin, dezenfeksiyon işlemlerinin, maske ve fiziksel mesafe tedbirlerinin sıkı denetlenmesi, sorun tespit edilen yerlerde derhal yeniden kısıtlamaya gidilmesi gerekiyor. Bunlar olmaksızın vatandaşa kurallara uymayı tavsiye etmek anlamlı değil.”

KAMU SPOTU YANLIŞ BİLGİ İÇERİYOR

Erbaydar, Bakanlığın kamu spotlarında virüs taşıyan kişilerin ve onların çevresinde mavi noktalarla belirtilen virüslerin yer aldığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Ancak bu virüsler ilginç şekilde hasta kişilerin vücudundan uzaklaşmıyor ve etrafında dolanıp duruyor. Oysa enfekte kişinin ağzından havaya saçılan ve içinde virüslerin bulunduğu damlacıkların etrafa kolayca yayıldığını ve özellikle kapalı alanlarda bu damlacıkların saatlerce havada asılı kalabildiğini biliyoruz.  Bu kamu spotlarında fiziksel mesafenin koruyucu etkisi gerçekte olduğundan çok fazla görünüyor. Bununla, adeta, AVM’ler, spor salonları gibi toplu yaşam alanlarının açılması ile ortaya çıkacak tehlikeler basit bireysel önlemlerle aşılabilirmiş gibi algılanıyor.

Sosyal ortamlarda fiziksel mesafeyi korumak, doğru biçimde maske kullanmak, emin olmadığımız her temastan sonra el yıkamak çok önemli; ancak bütün bunlar zorunlu olarak evden çıktığımızda geçerli önlemler. Bunlardan önce, AVM’ler, marketler gibi herkese açık kapalı alanları zorunlu gereksinimler dışında kullanmamak temel yaklaşım olmalı.”
=====================================

Dostlar,

Her 2 meslektaşımızın da açıklama ve uyarılarına katılıyoruz.

Sağlık Bakanlığı’nın / Erdoğan’ın söylem e eylemleri örtüşmüyor.
Bu tablo halkın kafasını karıştırıyor, buna hakkımız yok.
TV vb. ortamlarda yapılan halka dönük SAĞLIK EĞİTİMİ ciddi bir iştir.
Alan bilgisi sahibi uzmanlara ek, sağlık eğitimi alanında uzmanlaşmış takımlarca (ekiplerce) hazırlanmalı ve tüm kamuoyuna sunulmadan önce sınırlı toplum kümelerinde öndenemeleri yapılmalıdır.

Ayrıca, koronavirüs bulaşının hava yoluyla havada asılı parçacıklar (aeorosol ve droplet) ile yayılıp taşınması süreçlerinin bilimsel olarak tam anlamıyla açıklanması son derece önemlidir. Bilindiği gibi bir bulaşıcı hastalık zincirinin 3 temel halkası vardır :

1. Kaynak : COVID-19’da hasta / taşıyıcı insanlar
2. Bulaşma yolu : Başlıca hava yolu, bulaşlı yüzeylere el değinimi ile ağız – burun – göz taşınması
3. Duyarlı konakçı : İnsanlar; özellikle yaşlılar, ek süregen hastalığı olanlar…

Olanak ölçüsünde  bu 3 halkaya da hücum ederek bulaş zincirinin 1’den çok halkadan kırılmasına çalışarak salgını durdurmak temel yolaktır (stratejidir). Her halkaya dönük, hastalığa göre özelleşen önlemle ve girişimler söz konusudur.

Öksürük, aksırık, konuşma, sporda artan solunuma bağlı olarak taşıyıcılar virüsü ne ölçüde ve nasıl bulaştırmaktadırlar, sorunun aerodinamik boyutları tam olarak bilinmemektedir. 100 nm boyutlu korona virüsler hangi uzaklıklara hangi STP (standard temperature and pressure) koşullarında taşınabilmekte, havada ne denli askıda (suspended) kalabilmekte, yere çöküş dinamikleri nasıl gerçekleşmekte, taşınabilidikleri uzaklık ve havada – ortamlarda hastalık yapma yeteneklerini ne ölçüde sürdürebildikleri yeter ayrıntı ile bilinmemektedir.

Özellikle akışkanlar mekaniği / aerodinamisi alanı araştırılma gereksinimlidir..  Zincirin en önemli halkası BULAŞTIRMA YOLU’dur. Bu bağlamda TÜBİTAK’ı, değindiğimiz sorunsal (problematik) alanlarda proje çağrısı yapmaya davet ediyoruz. Tıp Fakültelerinin Biyofizik Anabilim Dalı öncülüğünde Makine Mühendisliği, Fizik ve Bilgisayar Modellemeleri uzmanları birlikte çalışarak bu temel sorunun aydınlatılmasına katkı vermelidirler. Türkiye bu bağlamda ön alabilecek insangücü ve teknik donanım birikimine sahiptir.

Yöneticiler, ülkemizin bu özkaynağını (potansiyelini) harekete geçirmelidir.

Sevgi ve saygı ile. 30 Mayıs 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimci (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com