Etiket arşivi: sağlık eğitimi

2020’de ölümler arttı, kapatılan hastanelerimiz açılmadı

author

BAYAZIT İLHAN
BİRGÜN, 2021.02.19
https://www.birgun.net/haber/2020-de-olumler-artti-kapatilan-hastanelerimiz-acilmadi-334692

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

2020’de ölümler arttı,
kapatılan hastanelerimiz açılmadı

Salgın çok boyutlu bir sorun olarak tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. İşin sağlık boyutu salgın hastalığın kendisi ile sınırlı değil. Önemli konulardan biri de COVID-19 dışı hastalıkların takip ve tedavisinin nasıl yapıldığı.

Dünyada önde gelen ölüm sebepleri kalp-damar hastalıkları ve kanserlerdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) COVID-19 salgınının doğrudan ölümlerin yanında, dolaylı olarak diğer hastalıklara bağlı ölümleri de artırabileceğini belirtiyor. Kaynakların salgını kontrol altına alabilmek için ayrılmasından ekonomik zorluklara, insanların güvenli sağlık hizmeti alamayacakları endişesine kadar ertelenemez sağlık hizmetlerini aksatan bir dizi sorun ortaya çıkıyor. DSÖ bunu azaltabilmek için zorunlu sağlık hizmetlerinin yürütülmesine yönelik rehberler yayınladı. Bu rehberlerde ülkelerin bazı temel hazırlıklar çerçevesinde kendi koşullarına, sağlık ihtiyaçlarına göre düzenlemeler yapması gerektiğine işaret edildi.

Konu hakkındaki bilimsel yayınlarda da öncelikliler sayılıyor ve sağlık hizmetlerinin buna göre organize edilmesinin önemi vurgulanıyor. Bunlar içinde ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetleri, kanser tedavileri, kalp-damar hastalıkları, psikiyatrik hastalıklar, madde kullanımı, acil cerrahi hizmetleri, sıtma, tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklar, beslenme bozuklukları ve sağlık eğitimi yer alıyor. Kronik hastalıkların takibi çok önemli.

Peki, bu gerçekler ışığında Türkiye’de durum ne? Kent merkezlerinde, kolay ulaşılabilir önemli hastanelerin kapatılıp çürümeye bırakılması salgında bu hastalıkların takip ve tedavisini nasıl etkiliyor?

TÜRKİYE’DE ARTAN ÖLÜM SAYILARININ İŞARET ETTİKLERİ

TTB’nin salgının 11. ayını değerlendiren raporunda Halk Sağlığı Kolu’nun derlediği veriler geçtiğimiz yıl Türkiye’de ölüm sayılarında dikkat çeken artışa işaret ediyor. Buna göre nüfusun %35,6’sını oluşturan 10 ilde 15 Mart 2020 – 31 Aralık 2020 tarihleri arasında son 3 yıl ortalamasına göre 36.549 fazladan ölüm gerçekleşti. 2015 – 2019 döneminde ortalama 889 bin olan ülkedeki nüfus artışı, 2020’de 657 bin olarak gerçekleşti. Yine önemli bir veri, 1950’den önce doğanların nüfusundaki azalma, önceki yılların ortalamasına göre 2020’de yaklaşık 72 bin kişi daha fazla oldu.

TÜİK’in 2020 yılı detaylı (AS: ayrıntılı) doğum ve ölüm istatistikleri henüz yayınlanmamış olmakla birlikte, eldeki verilerle önceki yıllara göre yaklaşık 90 bin yurttaşımızın fazladan yaşamını kaybettiği belirtiliyor. Aynı dönemde COVID-19 nedeniyle yaşanan can kayıpları resmi rakamlara göre 20.881. Doğrudan salgın hastalık nedeniyle gerçekleşen can kayıplarının sayısındaki tereddütler bir yana, öbür hastalıklara bağlı ölümlerde de artış olduğunu düşündüren verilerle karşı karşıyayız.

Bu bulgular gerek DSÖ’nün ve bilim çevrelerinin uyarılarını, gerekse meslektaşlarımızın geri bildirimlerini doğrular nitelikte. Yaşamsal önemde rahatsızlığı olanlar, salgın hastalık endişesiyle hastalıkları ilerlemiş olarak hekime başvuruyor, kimi zaman sağlık hizmetine erişimde güçlükler yaşıyor. Devlet ve üniversite hastanelerinde servis ve yoğun bakım yatakları büyük oranda COVID-19 hastalarına ayrılmış durumda, diğer hastalar imkânları varsa özel hastanelere gidiyor, olmayanlar çoğunlukla sağlık hizmetlerini erteliyor.

Kapatılan devlet hastaneleri açılmış olsaydı bu ölümler azalır mıydı? Neden olmasın? Yurttaşlarımızın endişe duymadan, kolay erişerek, güvenle sağlık hizmeti almasının etkili bir yolu bu hastanelerimizin doğru planlamayla yeniden sağlık hizmetlerine kazandırılmasıdır.

HASTANELERİMİZİ AÇIN

Ankaralılar kurdukları Hastanemi Açın Platformu üzerinden aylardır haykırıyorlar, ne kadar haklı olduklarını veriler ve uluslararası kurumların rehberleri gösteriyor. Ankara Numune Hastanesi, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi gibi Türkiye’nin dört bir yanında kapatılan otuza yakın hastanemizin açılması gerekiyor.

Aksi takdirde daha iyi organizasyonla önlenebilecek can kayıplarının sorumluluğu bu çağrılara kulak vermeyenlerde olacak.
====================================

Dostlar,

Dr. Bayazıt İlhan, Hacettepe Tıp Fak. İngilizce Bölümünden birincilikle mezun olmuş, kıdemli bir hekimdir.. Göz Hastalıkları alanında başarılı biz uzmandır.
TTB Merkez Konseyi Genel Başkanlığı da yapmıştır.
Az görenlerin rehabilitasyonu alanında master yaparak ayrıca uzmanlaşmıştır.
Tam gün kamuda çalışan hekim olarak dünya görüşünü de açıkça uygulamaya yansıtmaktadır.
Halktan yana bir sağlık politikası yanlısıdır, HALK SAĞLIĞI GÖRÜŞÜNÜ benimsemiştir.

BİRGÜN Gazetesinde haftalık yazıları, kişiliği gibi yumuşacık biçemle (üslupla) yazılmakta ama içerik olarak, anlayana, derinlikli iletiler aktarmaktadır.

O’nun yazılarının özenle izlenmesinde çok yarar var.

Yukarıdaki yazı da çok anlamlı..
Ankara’da 6 büyük ve köklü hastane, kökü dışarıda SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM dayatmasına kurban edilerek kapatıldı. Etlik’te yapımı süren 2. Şehir hastanesiyle birlikte kalan kamu hastaneleri de (üniv. hst. dışında) kapatılacak ve Sağlık Bakanlığı başlıca 2 büyük hastanede “bir ölçüde” hizmet sunan, büyük ölçüde de hizmet satın alan konumuna indirgenecek.

Salgında bu yıkımın sakıncalarını yaşadık. Örn. Zekai Tahir Burak hastane binası epey harcama ile (yaklaşık 800 bin TL) açılarak bir bölüm kovit-19 hastaları için karantina merkezi yapıldı.
Tüm kovit-19 hastaları Bilkent Şehir hastanesine yığıldı. Kovit dışı hastalara yer kalmadı, hastalar o hastaneye gidemedi bulaş almaktan korkarak..

Ancak emir – talimat çoook böyyük yerlerden ve “kesin” olmalı ki, RTE, bu hastaneleri “hülyası” olarak ilana bile zorlandı.. Oysa TALAN’ın ta kendisi.. Çok net vurgulayalım :

  • Şehir hastaneleri TALANDIR, KAPİTÜLASYONDUR, Lozan’a da aykırıdır! 

    Dr. Bayazıt İlhan, “HASTANELERİMİZİ KAPATMAYIN PLATFORMU” kurucusu, öncüsü.. Kimi etkinliklerde birlikte olduk.. Biz de epey emek verdik bu doğrultuda.. web sitemizde çok sayıda dosya bulunabilir..

    (157) 07.03.2018 Prof.Dr.Ahmet Saltık AÜTF Halk Sağlığı Ana Bilim Şehir Hastanelerine Hayır – YouTube

    ***
    13 Şubat 2021 günü TELE1’de gece 22:00 sonrasında Sn. Merdan Yanardağ’ın yönettiği 5. Boyut programının konuğu idik. Orada da çok net söyledik :

  • Fahrettin Katsayısı-2 : İlan edilen ölümler X3… İlan edilen resmi rakam 27 bin.. Gerçekte 80+ bin.. Değişik ve artık bilinen yöntemlerle ölüm sayıları 1/3 oranında açıklanıyor. Olgu ölüm hızı (case fatality rate) dünya genelinde %3 ama Türkiye’de %1,1!
  • Kovit-19 ölümlerinin dünya ortalamasının 1/3’ü düzeyinde olması için hiçbir neden yok! Bakanlığın açıkladığı verileri destekleyecek bilimsel, yönetsel… hiçbir kanıt yok! Olsa, diyelim Türkiye “harika” bir sağaltım (tedavi) yöntemi geliştirmiş olsa, uluslararası yayın yapar, dünyaya öğretirdik, hatta patentini alırdık ve RTE kasıla kasıla dünya – aleme reklam ederdi..
  • Tersine, bizde de ölüm hızının Dünya ortalamasından düşük olmaması için pek çok neden var..
  • Bunlardan biri de Şehir hastaneleri.. Kovit dışı hastalar özel sektöre yönlendirildi, parası olan hizmete erişti, olmayan süründü, sessiz – sessiz evlerinde öldü ve kovit tanısı da konmadı! Bu hastanelere harcanan onlarca milyar dolar ulusal servet ile haramzede yerli – yabancı yandaşların keseleri doldurulacağına, 1. Basamak hizmetlerini, koruyucu sağlık hizmetlerini, beslenmeyi, aile planlamasını, çevre – konut – çalışma yaşamı sağlık – güvenlik koşullarını iyileştirici alanlara kamu harcaması yapılsa idi, yaşanan ölümlerin en az 2/3’ü önlenebilirdi..
  • Bu durumda, 50 bini aşkın masum insanımızın önlenebilecek iken ölmesinin hesabını kim verecektir??
  • Politikacının en temel görevi İNSAN YAŞAMININ KORUNMASI değil de nedir??

    AKP = RTE‘nin sağlık dahil, tüm politikalarını köktenci biçimde gözden geçirmesi ve merkeze,
    en yüce değer olarak insanı koyması gerekiyor;
    çook zor da olsa maddiyata tapınmayı terk ederek!


    Sevgi, saygı ve KAYGI ile. 20 Şubat 2021, Ankara


    Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
    Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
    Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
    www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
    facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

Hekimler normalleşmeyi hızlı buldu başa dönebiliriz uyarısında bulundu

Hekimler normalleşmeyi hızlı buldu
başa dönebiliriz uyarısında bulundu

Uzmanlar, salgının tam anlamıyla  denetim altına alınmadan AVM’ler, spor salonları, kreşler gibi toplu yaşam alanlarının açılmasının sakıncalı olduğunu açıklarken, normalleşme adımlarının bu kadar hızlı atılmasının süreci başa döndürebileceğinin uyarısında bulundu.

Sena Yaşar
Cumhuriyet, 30 Mayıs 2020

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, “Kreşlerde sosyal mesafeyi korumak mümkün değil. Çocuklar eve geldiğinde evdeki bireylerden ve özellikle yaşlılardan uzak durmalı” derken, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar, “Salgın henüz tamamıyla kontrol altına alınmamışken AVM’ler, spor salonları, kreşler gibi toplu yaşam alanlarının açılması büyük sakınca oluşturuyor. Normalleşme adımlarının bu kadar hızlı hayata geçirilmesi durumunda, aylardır ağır bedeller ödeyerek aldığımız yolun en başına dönebiliriz.” uyarısında bulundu.

Hekimler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından açıkladığı 1 Haziran’dan sonraki “normalleşme planına” ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yamanel, seyahatlerin vaka sayısını artırmadan yapılabilmesi için araçlarda yanlar boş bırakılarak “çapraz oturma düzeniyle” yapılmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti.

Yamanel, “Seyahat işletmelerinin oturma düzenine ve araç içi hijyene çok dikkat etmesi lazım. Vatandaşlarımız da yolculuk esnasında el hijyenine dikkat etmeli. Maske ise yolculuk boyunca çıkarılmamalı” dedi.

Yamanel, uçakların havalandırma sistemlerinin daha iyi olduğunu belirtse de, karayolu veya havayolu arasında hijyen açısından çok fark olmadığını vurguladı.

SPORDA 2 METRE

Spor salonları için sosyal mesafe artırılmalı, 2 metrelik mesafeler uygun olabilir. Spor yaparken maske takmak biraz zor. Mümkün olan sporlarda maske kullanılmalı. Salonlardaki hijyene çok dikkat etmek lazım. Kreşlerde ise sosyal mesafeyi korumak çok zor, hatta mümkün değil.

ÇOCUKLA MESAFE

Virüs çocuklar için pek sorun olmuyor ama çocukların eve dönünce bulaştırma ihtimali yüksek. Çocuklar kreşten eve dönünce, anababaların ve yaşlıların onlardan biraz uzak durmaları gerekir. Virüs gündemi herhalde uzun süre daha devam edecek. Bu noktada yapılması gereken, çocukları kreşe gönderip evdeki yaşlılardan uzak tutmak.

DÖRT KURAL

Yeni normale bütün dünyanın olduğu gibi bizim de alışmamız gerek. Yeni normalin de 4 kuralı var: Kalabalık oluşturmamak, sosyal mesafeye uymak, maske takmak, hijyene dikkat etmek. Hazirandan sonra da bu 4 kurala mutlaka uymamız ve alışmamız lazım.

‘SORUMLULUK BİREYE YÜKLENİYOR’

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Erbaydar ise, salgında yeniden alevlenmenin önlenmesi için devletin ve bireylerin alacağı önlemlerin birbirini tamamlaması gerektiğine dikkat çekti. Erbaydar, “Sağlık Bakanı son günlerde sürekli olarak vatandaşların tedbirli davranmaları gereğini vurguluyor. Vatandaşın tedbirli davranması elbette gerekli ama devletin acele bir şekilde tedbirleri kaldırması bununla çelişiyor. Adeta bütün sorumluluk bireylerin sırtına yükleniyor.” dedi. Bakanlığın toplu yaşam alanları ve işletmeler için rehber oluşturduğunu anımsatan Erbaydar, şu uyarılarda bulundu:

“Bunlar işletme maliyetlerini artıracak uygulamalar ve işletmelerin inisiyatifine bırakılmamalı. Bu aşamada, salgın henüz kontrol altına alınmamışken, AVM’ler,  spor salonları, kreşler gibi toplu yaşam alanlarının açılması büyük sakınca oluşturuyor.  Normalleşme adımlarının bu kadar hızlı hayata geçirilmesi durumunda, aylardır ağır bedeller ödeyerek aldığımız yolun en başına dönebiliriz.  Bunun olmaması için sağlık, adalet, belediyecilik, gıda ve enerji gibi yüksek öncelikli alanlar dışında toplu yaşam alanlarına yönelik kısıtlamalar sürmeli, izin verilecek alanlarda kısıtlamalar birer birer, geniş zamana yayarak ve sonuçları dikkatle izleyerek kaldırılmalı. Faaliyete açılan alanlarda tesis atık sularında virüs araştırılması, çalışanların ve ziyaretçilerin temaslılık durumlarının takip edilmesi, havalandırma sistemlerinin, dezenfeksiyon işlemlerinin, maske ve fiziksel mesafe tedbirlerinin sıkı denetlenmesi, sorun tespit edilen yerlerde derhal yeniden kısıtlamaya gidilmesi gerekiyor. Bunlar olmaksızın vatandaşa kurallara uymayı tavsiye etmek anlamlı değil.”

KAMU SPOTU YANLIŞ BİLGİ İÇERİYOR

Erbaydar, Bakanlığın kamu spotlarında virüs taşıyan kişilerin ve onların çevresinde mavi noktalarla belirtilen virüslerin yer aldığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Ancak bu virüsler ilginç şekilde hasta kişilerin vücudundan uzaklaşmıyor ve etrafında dolanıp duruyor. Oysa enfekte kişinin ağzından havaya saçılan ve içinde virüslerin bulunduğu damlacıkların etrafa kolayca yayıldığını ve özellikle kapalı alanlarda bu damlacıkların saatlerce havada asılı kalabildiğini biliyoruz.  Bu kamu spotlarında fiziksel mesafenin koruyucu etkisi gerçekte olduğundan çok fazla görünüyor. Bununla, adeta, AVM’ler, spor salonları gibi toplu yaşam alanlarının açılması ile ortaya çıkacak tehlikeler basit bireysel önlemlerle aşılabilirmiş gibi algılanıyor.

Sosyal ortamlarda fiziksel mesafeyi korumak, doğru biçimde maske kullanmak, emin olmadığımız her temastan sonra el yıkamak çok önemli; ancak bütün bunlar zorunlu olarak evden çıktığımızda geçerli önlemler. Bunlardan önce, AVM’ler, marketler gibi herkese açık kapalı alanları zorunlu gereksinimler dışında kullanmamak temel yaklaşım olmalı.”
=====================================

Dostlar,

Her 2 meslektaşımızın da açıklama ve uyarılarına katılıyoruz.

Sağlık Bakanlığı’nın / Erdoğan’ın söylem e eylemleri örtüşmüyor.
Bu tablo halkın kafasını karıştırıyor, buna hakkımız yok.
TV vb. ortamlarda yapılan halka dönük SAĞLIK EĞİTİMİ ciddi bir iştir.
Alan bilgisi sahibi uzmanlara ek, sağlık eğitimi alanında uzmanlaşmış takımlarca (ekiplerce) hazırlanmalı ve tüm kamuoyuna sunulmadan önce sınırlı toplum kümelerinde öndenemeleri yapılmalıdır.

Ayrıca, koronavirüs bulaşının hava yoluyla havada asılı parçacıklar (aeorosol ve droplet) ile yayılıp taşınması süreçlerinin bilimsel olarak tam anlamıyla açıklanması son derece önemlidir. Bilindiği gibi bir bulaşıcı hastalık zincirinin 3 temel halkası vardır :

1. Kaynak : COVID-19’da hasta / taşıyıcı insanlar
2. Bulaşma yolu : Başlıca hava yolu, bulaşlı yüzeylere el değinimi ile ağız – burun – göz taşınması
3. Duyarlı konakçı : İnsanlar; özellikle yaşlılar, ek süregen hastalığı olanlar…

Olanak ölçüsünde  bu 3 halkaya da hücum ederek bulaş zincirinin 1’den çok halkadan kırılmasına çalışarak salgını durdurmak temel yolaktır (stratejidir). Her halkaya dönük, hastalığa göre özelleşen önlemle ve girişimler söz konusudur.

Öksürük, aksırık, konuşma, sporda artan solunuma bağlı olarak taşıyıcılar virüsü ne ölçüde ve nasıl bulaştırmaktadırlar, sorunun aerodinamik boyutları tam olarak bilinmemektedir. 100 nm boyutlu korona virüsler hangi uzaklıklara hangi STP (standard temperature and pressure) koşullarında taşınabilmekte, havada ne denli askıda (suspended) kalabilmekte, yere çöküş dinamikleri nasıl gerçekleşmekte, taşınabilidikleri uzaklık ve havada – ortamlarda hastalık yapma yeteneklerini ne ölçüde sürdürebildikleri yeter ayrıntı ile bilinmemektedir.

Özellikle akışkanlar mekaniği / aerodinamisi alanı araştırılma gereksinimlidir..  Zincirin en önemli halkası BULAŞTIRMA YOLU’dur. Bu bağlamda TÜBİTAK’ı, değindiğimiz sorunsal (problematik) alanlarda proje çağrısı yapmaya davet ediyoruz. Tıp Fakültelerinin Biyofizik Anabilim Dalı öncülüğünde Makine Mühendisliği, Fizik ve Bilgisayar Modellemeleri uzmanları birlikte çalışarak bu temel sorunun aydınlatılmasına katkı vermelidirler. Türkiye bu bağlamda ön alabilecek insangücü ve teknik donanım birikimine sahiptir.

Yöneticiler, ülkemizin bu özkaynağını (potansiyelini) harekete geçirmelidir.

Sevgi ve saygı ile. 30 Mayıs 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimci (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

Sağlık ve Kültür Etkileşimi / Interaction of Health and Culture..

Saglik_ve_Kultur_Etkilesimi