Etiket arşivi: DOĞRU Parti

KRİTİK NOKTA

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Devleti yönetmeyi halkla birlikte yaparsanız, ülkenin dış politikadaki önemli değişiklikleri, halk adına yapacağınız büyük harcamaları, büyük yatırımları, vergileri, zamları, çevre ile ilgili önemli olayları halkla paylaşırsanız yönetim döneminizi rahat geçirirsiniz.
Ülke tarihine de görevini gereği gibi yapmış insanlar olarak geçersiniz.
Bu yöntem aynı zamanda sizin bilgili, dürüst, şeffaf, karşı fikre saygılı ve özgüveni olan biri olduğunuzun belirlenmesidir.

  • Erdoğan gibi, halkı kör-sağır olarak kabul eder, her şeyi “ben bilirim” mantığıyla yapmaya kalkarsanız, hem kendinizi hem de ülkenizi rezil edersiniz!

Ülke nüfusunun, %35’inin ancak yardımlarla ayakta durabildiğini görürsünüz!
2022’de 3,7 milyon Hane’ye patates-soğan yardımı yapmak zorunda kalırsınız!

Çöl Bedevilerinin önünde para için diz çökmek zorunda kalırsınız…

Aziz Türk Milleti;

Yolsuzluk, ekonomik sıkıntı, makamlara torpille, kopya ile intihal ile gelmek dünyanın her ülkesinde olabilir. Çoğu ülkeler bunları araştırır bulur, basın araştırır ve toplumdaki sosyal ahlakı çökertecek bu kişiler derhal uzaklaştırılır.

Fakat bir nokta vardır ki, o nokta geçildiğinde artık, HIRSIZLAR – SAHTEKÂRLAR uzaklaştırılamaz. Aksine hırsız olmayan namuslu insanlar, AHLAKSIZLARIN hışmına uğrar. Bu duruma kimse ses çıkarmamaya, kanıksamaya, olağan görmeğe başlar! İşte KRİTİK NOKTA budur.

Artık ahlaksız değil, AHLAKSIZA AHLAKSIZ diyen insanlar cezalandırılır.

Ülkede ne adalet ne de kamu güvenlik teşkilatı kaldı.

Herkes silahlı! Dükkan basıp, infaz yapanlar tomarla!

Bizzat devletin kendisi AKBELEN ORMANLARINDA Anayasayı, İnsan Haklarını çiğniyor, velinimeti vatandaşını copluyor.

Jandarma denen silahlı güvenlik gücü, halkını ezen ama
kaçak sığınmacıları görmeyen çete elemanı gibi olmuş.

İnsafsız zamlar yaşamı çekilmez hale getirmiş.

Bundan bir adım sonrası kargaşadır, kaostur.

Aziz Türk Milleti;

Ekonomi kötüleştikçe, AKP içte ve dışta yiyeceği baskılara dayanamaz hale geldikçe “Patronlarının-Emperyalistlerin ”YENİ SİVİL ANAYASA” yalanını Türk Milletinin önüne getirecektir. Hiç lafı uzatmadan, gerçekleri, Türk Milletinin yapması gerekeni yazıyoruz :

“Yeni Sivil Anayasa” adı altında yapılmak istenecek şey,
T.C. Devletini ve Türk Milletini YOK ETMEKTİR!

Sıfırdan bir devlet kurmak ve millet yaratmak, sığınmacı sosuna bulaştırılmış bir Ortadoğu ülkesi yaratmaktır.

Onlarca yıldır bu konuyu sinsi-sinsi pişirip hazırladılar. Bu planın arkasındaki güç yine ve yeniden Emperyalist Devletlerdir.

  • Lozan’ı yıkıp, Sevr’i getirmektir!

Bu, Türk Milleti tarafından asla kabul edilemez…

Dostunuzu-düşmanınızı, yıllarca oy verdiğiniz içerdeki işbirlikçilerin gerçek yüzlerini göreceğiniz, bir sınav olacaktır bu olay. İnanıyorum ki, Türk Güvenlik Güçleri ve Türk Ordusu, Türk Milletinin ve Anayasamızın kendilerine emanet ettiği gibi Atatürk’ün ve Laik Cumhuriyetin yanında olacaktır.

AKP-MHP-HİZBULLAH-YRP-BBP-Paraya tapan Kürtçü Bölücüler Tarikatlar-Cemaatler ve El-Kaide türevleri, T.C. Devletini bir Federal Ümmet Devletine dönüştürecek “Yeni Sivil Anayasayı” bize dayatacaklar.

Diyanet Akademisi‘ne” oy veren, Türban olayını hiç gerek yokken hortlatanlar, tarikat ve cemaatlere kol kanat gerenler, kripto FETÖ’cular, Sadi-i Nursi’yi önder olarak tanıyanlar, Menzilcilerin ayağına resmi arabayla gidenler, 38 dinciyi MV diye TBMM’ye sokanlar, 6’lı Ganyancılar yani, CHP-İYİ-SP-DEVA-GELECEK-DP-İş Alemi- Yandaş ve Satılmış Medya ne yapacaklar göreceğiz…

  • Yeni Sivil Anayasa dayatması Türklere,
    Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Atatürk’e karşı savaş ilanıdır.
  • Türk Milletinin bu vahşi saldırıya karşı, kaynağını Anayasanın Başlangıç kısmından
    ve ilgili maddelerinden alan direnme hakkı vardır.
  • Çünkü bu, Türk’ün var oluş veya yok oluş savaşıdır.
  • Bu direniş, Türk’ün anasının ak sütü gibi, her Türk’e haktır ve helaldir…

“Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” ve sözünden dönmeyene…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 31 Temmuz 2023

SİVİL ANAYASA = YENİ DEVLET Mİ?

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

14’ncü CB Erdoğan; “Ülkemizi darbe mahsulü mevcut Anayasasından hep birlikte kurtaralım istiyoruz. İnşallah görev süremiz boyunca, Cumhur İttifakında ortaklarımızla birlikte Türkiye’yi sivil bir Anayasa ile buluşturmaya çalışacağız.” dedi.
Anladık da, “Sivil Anayasayı” yapacağınız ortaklarınız kim? Biz söyleyelim :
Hüda-Par (Hizbullah) – Yeniden Refah Partisi (A. Oktar) – BBP (Muhsin Başkanı satan) – DSP (Saray Elemanı) – Sinan Ogan (Ümit Özdağ’ın elemanı) ve Milliyetçi Hareket Partisi (Bahçeli)

Bu ekibe AKP’nin “Sivil Anayasa” çağrısına koşa-koşa gidecek 2 AKP larvası Davutoğlu-Babacan’ı, Milli Görüşçü Saadet Partisini, Önder olarak Said-i Nursi’yi kabul eden DP’yi de kulübedeki yedekler olarak ekleyebilirsiniz!

Bu ekipten Türk Devleti ve Türk Milleti hayrına bir iş çıkmaz!
Çıksa çıksa, fesat çıkar, bozgunculuk çıkar, ihanet çıkar…
Yalnız, bu ekipte Devlet Bahçeli’ye çok dikkat etmek gerek!
Bahçeli, Anayasanın değiştirilemez olan ilk 4 ve 66’ncı maddesine dokundurmaz, dokunanın elini kırar!

Peki, Erdoğan ne yapar?
Bahçeli’yi taca atar, yerine daha fazla MV olan HDP-YSP’yi alır ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerine, Federal Ümmet Devletini kurmaya çalışır!
Yapabilir mi? Mümkün değil! Türk Milleti buna izin vermez.
Denemeye kalkanı da kahreder!

Aziz Türk Milleti;

28. Dönem parlamentosu, yeni bir anayasa yapamaz!
Çünkü yeni seçilen Milletvekilleri mevcut anayasa üzerine yemin ettiler.
Anayasayı tümden yenilemek “Kurucu Meclis’in” işidir.
AKP ve ortakları önce, Yeni Anayasada ne yapmak istediklerini, hangi maddeleri değiştireceklerini, yerlerine ne koyacaklarını Türk Milletine açıkça anlatmalıdır.
Sonra, görevi anayasa yapmak olan, süresi belirtilmiş bir kurucu meclis seçimi yapılmalıdır.
Her siyasal parti, Anayasa yapma konusunda uzman hukukçularını aday gösterir.
Seçilen “Kurucu Meclis” üyeleri toplanırlar ve belli bir sürede “Yeni Anayasayı” hazırlar.
Sonra, Yeni Anayasa Türk Milletinin kabulüne sunulur ve kabul edilirse yürürlüğe girer.
Peki, AKP ve Şeriatçı ortaklarının gerçek amaçları nedir?
“Sivil Anayasa” yapıyoruz görüntüsüyle, yeni bir devlet “Federal Ümmet Devleti” kurmak!
Türk Milletini ve Türk Devletini yok etmek için yapılmakta olan bu sinsi ihanetin kurgucusu emperyalizm’dir.

  • Bu çaba Türklere, T.C. Devletine ve Atatürk’e açıkça savaş ilanıdır.

Yapılması gereken, bu şer ittifakına karşı birleşmek, yobazların karşısına kale gibi dikilmektir.

DOĞRU Parti olarak bizlerin kararı şudur :

  • AKP ve Şeriatçı ortakları “Sivil Anayasa” yapıyoruz diye Türk Milletini Devletini ve Atatürk’ü yıkma gayretlerini fiiliyata döktükleri an, başını DOĞRU Partinin çekeceği, Cumhuriyet tarihinin en büyük “SİVİL İTAATSİZLİK ve DİRENİŞ” başlayacaktır.
  • Görelim bakalım, emperyal kuklalar mı yaman, Türk Milleti mi yaman…

    Sağlık ve başarı dileklerimle, 16 Haziran 2023

DENETLEMEK GÖREVDİR!

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Denenmişi denemek, ahmaklıktır!
Türkiye, İngiltere vatandaşı Mr. Şimşek’i daha önce denemedi mi?
Erdoğan bu kişiyi, başarısızlığı sebebiyle, hakaret ederek kovmadı mı?

  • Mr. Şimşek, Türk hazinesini uluslararası tefecilere soydurmadı mı?

Bu kişi, yaptığı özelleştirme peşkeşleri için hesap verdi mi?
DOĞRU Parti olarak AHMAK olmadığımız için, bu atamayı reddediyoruz.
Türkiye, Artin Agopyan’ın hısmı Hakan Fidan’ı denemedi mi?
Türkiye’yi, Suriye bataklığına sokan ekibin içinde Fidan yok mu?
Kafa kesici Selefi örgütlerle ilişki kurup, bunları donatan kişi değil mi?
Bu kişi, Suriye’deki can kayıplarımızın hesabını verdi mi?
Kerkük Türkmenleri, bu kişi döneminde Barzani’ye ezdirilmedi mi?

Doğru Parti olarak AHMAK olmadığımız için, bu atamayı reddediyoruz.

T.C. Merkez Bankası, bir kamu kuruluşudur.
Yeni MB Başkanı H. Gaye Erkan’ın, MB deneyimi var mı?
Meslek geçmişinde dünya çapında bir başarısı var mı?
Türkiye’de MB Başkanlığı yapacak, dünyada saygınlığı olan birileri yok mu?
DOĞRU Parti olarak AHMAK olmadığımız için bu atamayı reddediyoruz.

Pavyon Fedaisi kılıklı Bayburtlu Kavcıoğlu, MB Başkanı değil miydi?
Cumhuriyet tarihinde ilk kez MB, EKSİ rezerve dönmedi mi?
Şu an, swaplar dışında MB net rezervi, EKSİ 75,2 milyar dolara düşmedi mi?
Türk Milletinin milyarlarca dolarını bu kişi yok etmedi mi?
Bu kişi, görevinin sonunda Türk Milletine hesap verip, özür diledi mi?

  • T.C. Devleti, devlet değil de, yolgeçen hanı mı, dingonun ahırı mı?

Bu kişiyi şimdi de BDDK’nın başına, orayı da batırsın diye mi getirdiniz?
DOĞRU Parti olarak AHMAK olmadığımız için bunun atamasını reddediyoruz.

Yaşar Güler, Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanı değil miydi?
Sınırlarımızı korumak görevi O’nun değil miydi?

  • İt-Uğursuz-Katil-Casus milyonlarca kaçak (AS: Bir bölümü.. ayrıca “it” sıfatını uygun bulmuyoruz), Güler’in görevini yapmaması yüzünden, ülkemize gelip birer “Demografik Bomba” olarak girmediler mi?

Sığınmacı piçler (AS: bu sıfatı ve genellemeyi uygun bulmuyoruz) ülkemizde gezerken, çocuklarımız Suriye’de şehit olmadılar mı?

Yaşar Güler, Türk Milletinden bir kez olsun özür diledi mi?
DOĞRU Parti olarak bu atamayı da reddediyoruz.

İbrahim Kalın, çocuklarının okul ücretlerini Abdullah Tivnikli’ye ödetmedi mi?
İ. Kalın, tüm gençliği boyunca Arap Milliyetçiliği için çalışmadı mı?
Erbil’deki sıra gecesinde, Barzani denen eşkıyaya saz çalmadı mı?

İ. Kalın, CIA’in arka kapısı Stratfor’un raportörlüğünü yapmadı mı?

Türkiye’de gereği gibi MİT Başkanlığı yapacak biri kalmadı mı?
DOĞRU Parti olarak bu atamayı da reddediyoruz…
***
Aziz Türk Milleti;

Şimdi bazı aklı evveller ve emperyal hortumla beslenenler şunu diyecekler:

“Bu atamalar, seçim kazanmış bir iktidarın yaptığı atamalardır.
Atamalar yapılırken DOĞRU Partiye mi soracaklardı? Siz kimsiniz?”

Başta soyguncu Bademler olmak üzere herkes şunu çok iyi anlamalıdır!
Yalnızca seçim kazanmak, iktidara sınırsız yetki vermez.
Hiç kimse kaynağını Anayasanın vermediği bir yetki KULLANAMAZ!
İktidar, verdiği kararlar ve uygulamalar ile devleti maddi-manevi zarara sokanları, yargıdan kaçıramaz.
Türk Milleti adına yetki kullananlar, verdikleri yanlış kararlardan, atamalardan
sorumludur. Herkes hesap vermek zorundadır.

Türk Milletinin siyasetçilerinden ahmak olmayanları, bu emperyalist oyunları görmek, Türk Milletini uyarmak ve bozmakla yükümlüdür. Ahmak ve hain olanlara sözümüz yoktur.
Türkiye’nin bu fasit daireyi (AS: kısır döngü) kıracak, Türk Milletini kendine getirecek, Lâik Cumhuriyete ve Ulus Devlete sahip çıkacak aydın ve yürekli devlet adamlarına, önderlere, birlikteliklere ihtiyacı (gereksinimi) var.

  • Ülkemizin sülalece devleti soyan,
  • Müslümanların sadaka paralarını dolandıran hasta beyinli ahmaklara hiç ihtiyacı yoktur.

Takdir Türk Milletinindir, biz ısrarla doğruları yazmaya-söylemeye devam edeceğiz.

Elbet bir gün duyan olacak ve üzerimizdeki ölü toprağını atıp ayağa kalkacağız…

Sağlık ve başarı dileklerimle,
10 Haziran 2023

BÖYLE SEÇİM OLUR MU?

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesinin “Eşbaşkanlığını” kabul etmiş bir Başbakanınız veya bir Cumhurbaşkanınız varsa, üstelik bu kişi yurt dışında haksız edinilmiş mal varlığına sahipse ve bunun belgeleri yabancı istihbarat örgütleri tarafından ele geçirilip bir şantaj aracı olarak kullanılıyorsa, T.C. Devletinin emperyalistler tarafından ele geçirilmediğini söyleyecek bir tane “Siyasal Bilimci” veya “Siyasal Stratejist” bulabilir misiniz?

Peki “Köpekbalığı” olarak nitelendirilen emperyalist devletlerin, muhalefet partilerini de ele geçirmek istemeyeceklerini iddia edecek biri var mı?

Devletin dinamik kurumları teker-teker çökertilirken, bir tetikçi Savcı – bir ahlaksız Polis – bir de sahte dijital kanıt ile Türk Ordusunun 85-95 yaşındaki Komutanları, gazeteciler, aydınlar hapse atılıyorsa ve cinayet işleyen terör örgütü militanları AKP tarafından Meclise taşınıyorsa ülkede huzur ve güvenlik olduğunu söyleyecek bir kişi bulunur mu?

  • Anayasa buyruğu ile seçimi yönetmekle görevlendirilen devlet kurumları bizzat Anayasayı ihlal suçu işliyorsa, ve yaptıkları gayet normal karşılanıyorsa, kimi kime şikayet edeceksiniz?

Bugün YSK’ya bir itiraz dilekçesi daha vereceğiz!

Ama önce bir gerçeği yazalım :

Bir toplumda huzurun ve esenliğin olması yönetim biçiminden çok, HALKIN AHLAK DÜZEYİ İLE İLİNTİLİDİR.

Adalet ve asalet duygusuna sahip çıkmayı becermiş, AHLAKLI BİREYLERDEN VE  YÖNETİCİLERDEN oluşan toplumlar, yönetim biçiminden bağımsız olarak huzurlu toplumlar olacaktır. Aksi hüsran ve kaostur (karmaşadır).

Gelelim YSK’ya yapılacak itiraza :

7393 sayılı MV seçimi yasasında yapılan değişiklikler 06 Nisan 2022’de Resmi Gazetenin aynı gün ve 31801 sayılı baskısında yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Bu tarihten bir yıl geçmeden yani 06 Nisan 2023’ten önce yeni seçim yasası kullanılamaz. Bu biiir!

Anayasa madde 67’nin ek fırkası:
Seçim yasasında yapılan değişiklikler, YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİ tarihten başlayarak 1 (BİR) yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamaz. Bu ikiii!

YSK, 13 Mart 2023 tarihli 2023/99 sayılı kararı ile, CB ve MV seçim takviminin başlangıç tarihi olarak 18 Mart 2023 Cumartesi gününün kabul edildiğini karara bağladı. Bu üüüç!

Bu Anayasa hükümlerine göre 06 Nisan 2022’de yürürlüğe giren YENİ SEÇİM YASASI, YSK kararına göre seçimlerin başlangıç tarihi olan 18 Mart 2023 tarihinde KULLANILAMAZ. Çünkü Anayasa buyruğu olan 1 yıl süre geçmemiştir.

Seçim, salt oy verilen gün değildir. YSK seçimin başlangıç takvimini açıkladığında, seçim Anayasal olarak başlamış olur. Bu da dört!

YSK, 14 Mayıs 2023’te yapılacak seçimde YENİ SEÇİM YASASINI uygulamaya almakla, Anayasayı çiğneme (ihlal) suçu işlemiştir.

DOĞRU Parti bu gün “Seçimlerin İptali” için YSK’ya itiraz edecek ve YSK kararından sonra AİHM’e de başvuracaktır.

Tüm Anayasa Hukukçularının ve DOĞRU Parti Hukukçularının kanısı bu yöndedir.
Peki, İktidar ve Muhalefet partileri bu konuda itiraz edebildiler mi?
Lütfen, yazının başındaki 1. ve 2. paragrafları bir daha okur musunuz?
Bu itirazı yapıp tarihe not düşmek için, gerçek anlamda bağımsız, yerli ve milli olmak gerekir.

Uyumakta olan toplumumuza verdiğimiz rahatsızlık için özür dileriz.

DOĞRU Parti toplumumuzun haklarını ve Anayasamızı, toplumumuza karşın savunmaya sürdürecektir…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 06 Nisan 2023

HAYSİYETSİZ-NAMUSSUZ-ŞEREFSİZ KİM?

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
10 Şubat 2023

T.C. Devleti Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Erdoğan, “Sahada asker-polis görmedik” diyen vatandaşlara “Bunu söyleyenler haysiyetsizdir, namussuzdur, şerefsizdir” dedi!

Demokratik rejimde bir yönetici hangi ahlaka, hangi görgüye, hangi yetkiye dayanarak yakınlarını yitirmiş, canları yanmış insanlara hakaretin en ağırını yapabilir?

İnsan, kendisine bu ağır hakaretleri yapan “Tüm yetkileri elinde toplamış” bir yöneticinin akıl – ruh sağlığına ve vereceği kararlara nasıl güvenebilir?

Gelişmiş demokrasilerde TV canlı yayınında vatandaşına böyle ağır hakaret eden birini, değil yönetici yapmak, bir tedavi merkezinden dışarı çıkmasına bile izin vermezler…

Türk Milleti, 2002-2022 Haziran ayı sonuna dek devletine 2 trilyon 701 milyar Dolar vergi ödedi.
Buna 20 yıllık turizm gelirleri olarak yaklaşık 500 milyar doları ekleyelim. Üstüne yine 20 yıllık, her türlü trafik cezası, araç muayene cezası, İş Yasası ve idari cezalar olarak yaklaşık 500 milyar Doları da koyarsanız, toplam yaklaşık 4 trilyon Dolar eder!

Yani Türk Milleti, Erdoğan yönetimine 20 yılda 4 TRİLYON DOLARLIK helal kaynak verdi!
Erdoğan yönetimi ülke borcunu 129 milyar Dolardan, 455 milyar Dolara çıkardı!

  • Erdoğan yönetimi, Cumhuriyetin tüm fabrikalarını, tesislerini 65 Milyar Dolara sattı!

Erdoğan yönetimi, “Hazine Garantili Yap-İşlet-Devret” modeli ile yapılan işler için, Türk Milletinin önündeki 20-25 yılın gelirinin büyük bir bölümünü de 5’li Çetelere ve Uluslararası Tefecilere ipotek etti. (Bu bölüme, tüm Hazine garantilerini veren, hala utanmadan deprem bölgesinde gezen Ali Babacan yanıt vermelidir)

İKİ YIL önce Merkez Bankası’nın kaynaklarından bir kez 128 milyar Dolar, şimdi de en az 100 milyar Dolar daha, Erdoğan’ın inadı ve cahilce ekonomi politikası yüzünden heder oldu gitti!

  • Eğer Erdoğan yönetimi, HAYSİYETLİ / NAMUSLU / ŞEREFLİ bir yönetim ise,
    bizim paralarımızı nereye harcadığını kalem-kalem açıklamalıdır.
  • Açıklamazlarsa, bu sıfatlar AKP’nin alnına yapışacaktır…

Erdoğan-Hulusi Akar-Hakan Fidan üçlüsü,

  • Emperyal bir plan olan “Sığınmacıların Türkiye’ye süpürülmesi” ve Türkiye’nin göbeğine “Demografik bir Bomba” yerleştirilmesine,

Ensar- Misafir saçmalığıyla onay verdiler!

Türk Milletinin çocuklarının hakları olan milyarlarca doları, Arap hayranlığından ve ABD istedi diye Ortadoğu’nun itine-uğursuzuna-hırsızına harcadılar.

Deprem sırasında bu sığınmacıların, bıçak ve silahlar ile yağmaya karıştıklarını, insanlarımızı tehdit edip soyduklarını görüyoruz. Bu it takımı, fırsattan yararlanıp, bölgede kalıcı olmaya çalışacaktır.

DOĞRU Parti, kendilerine ekmek veren eli ısıran bu itleri, derhal, gerekiyorsa zorla geri ve Avrupa ülkelerine gönderecektir.

  • Türkiye, Avrupa’nın “Mülteci Deposu” olamaz, olmayacaktır! Avrupa da bedel ödemelidir.

Şimdi, Erdoğan-Hulusi Akar-Hakan Fidan ve AKP Bakanları, sığınmacıları denetimsiz-düzensiz olarak kabul ettikleri ve Suriye Politikaları için “DOĞRUDUR” diyebiliyorlar mı?

Aziz Türk Milleti;

Şimdi iyice düşünün! Kim HAYSİYETSİZ, kim NAMUSSUZ, kim ŞEREFSİZ!

And olsun ki; Türk Milletine yapılan bu işkencenin, bu soygunun, bu alçaklığın hesabını,
Devr-i sabık” yaratıp, YARGIDA dibine dek soracağız.

Allah ve Türk Milleti huzurunda söylüyorum ki; DOĞRU Parti Genel Başkanı olarak,
bu ölü soyguncuları için en ufak bir merhamet hissimiz kalmamıştır…

Sağlık ve başarı dileklerimle.

BEN SENİ ÇOK İYİ BİLİRİM

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

1979 yılında M. Külünk ile birlikte yaptığın eylemlerden bilirim.

Arapları, Ermenileri, Rumları, Türk Milletinden daha çok sevmenden bilirim.

Yahudilerden “Cesaret Madalyası” alan ilk Başbakan olmandan bilirim.

22 İslam Ülkesini parçalayacak, milyonlarca Müslümanı öldürecek işgal sürecine, on binlerce Müslüman kadına tecavüz eden ABD Askerleri için “Sağ Salim Ülkenize Dönün” diye dua etmenden ve “Eşbaşkan” olmandan bilirim.

Ben seni yıllar öncesinden bilirim!

Karpuz gibi dışının yeşil, içinin kan kırmızısı olduğunu bilirim.

Avrupa’daki camilerde gariban Müslümanlardan para toplamandan, El-Kaide Liderinin dizinin dibine çökmenden, Bosna’ya yardım paralarından, Mercimek’ten, Darçın’dan, Marmara Gemisinden, Deniz Feneri e.V adlı yüzyılın yardım soygunundan, Ofer’den, Yasin El-Kadı’dan, SBK’dan,

Reza Zarrab’tan, tek yüzükten, Gri Listeden, yurt dışı yatırımlardan bilirim!

Her şeyini bilmesine bilirim de, bunu yapacağını bilemedim, yine şaşırttın beni!

Çok sayıda ölüme neden olan bir deprem felaketi sonucu,

  • Depremzede insanları, benden- benden değil diye ayıran bir yönetici dünyanın
    hiçbir ülkesinde görülmemiştir.

Yamyamlar diyarında bile!

Sen, kendi partinden olan Belediye Başkanlarını telefon ile arıyor ve yardım gönderiyorsun.

Fakat deprem felaketine uğramış illerin senin partinden olmayan Belediye Başkanlarını aramıyorsun! Üstelik görevden almaya kalkıyorsun!

Devletin tüm olanaklarını kendi insanlarına veriyorsun, sana muhalif (karşıt) olanlara hem yardım etmiyorsun, hem de devlet gücüyle tehdit ediyorsun!

  • Dünyada, ölümde-depremde- felaketlerde, kendi toplumunu ayrıştıran bir siyasetçi, şimdiye dek görünmemiştir. Taa ki sana kadar!
  • Bu kadar “Kara Yürekli”, “Kendi insanlarına düşman” olduğunu ben bile bilememişim!

Aramaya, geçmiş olsun demeye tenezzül etmediğin şehirlerde, sana oy vermiş insanları da
yok mu saydın?

Senin bu ayrımcılığın yüzünden, sana oy vermeyen vatandaşlarımızdan birinin ölümünün sorumluluğunu alabilecek misin?

Yazık sana! Bu ömrü boşuna yaşamışsın. Kötü anılacaksın.

DOĞRU Parti senin adını-resmini tüm devlet dairelerinden kaldıracak, bilesin…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 07 Şubat 2023

ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAZ

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Erdoğan’ın yönetim biçimini, demokrasiyi biat ile sakatlamasını, yurtdışı servetinin şaibeli oluşunu, çevresinin kısa sürede çok zenginleşmesini, Atatürk düşmanı yobaz takımıyla iç içe olmasını ve Laik Cumhuriyete şaşı bakışını yaklaşık 15 yıldır eleştiren bir vatandaşım.

Türkiye’de, başta Genel Başkanların bile konuşmaktan çekindiği anlarda biz,

  • “AKP ülkeyi Federe Ümmet Devletine götürecek!” dedik.

Keşke yanılsaydık.
Şimdi, her biri şiddetli AKP karşıtı olan siyasetçiler o zaman ya AKP’de önemli mevkilerde idiler ya da susup para kazanmak için AKP’lileri alkışlamakla meşgul idiler. Biz ise önce FETÖ’nun tetikçi Savcı-Yargıçlarıyla sonra da AKP’li tetikçi Savcı ve Yargıçlarla mahkemelerde boğuşuyorduk!

Bunları durum saptaması yapmak için yazdım, yakınmacı olduğum için değil.
Erdoğan’ı eleştirdim ama, bir konuda Erdoğan’ı hep takdir ettim. O da Erdoğan’ın “Namusu ve şerefi” üzerine ettiği yemini tutmasıdır. Erdoğan gibi Allah’tan korkan inançlı bir Müslüman, üzerine yemin ettiği Anayasaya uymazlık etmez, edemez!
Anayasanın 103. maddesi “Cumhurbaşkanının Türk Tarihi ve Türk Milleti huzurunda ettiği” yemini yazar. Bu yemini abdestli iken eden Erdoğan, Anayasayı çiğnemez ve Anayasaya göre aday olamayacağını bildiği için aday olmaz. Bu güne dek yeminini bozmadı. Bundan sonra da bozmaz, bozamaz!

  • Erdoğan, Anayasanın 101. maddesine göre 3’üncü kez aday olamayacağını biliyor.

Yalnızca 116’ncı maddeye göre, TBMM 360 ve üstü oyla “Seçimlerin yenilenmesine karar verirse” Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini ama TBMM’den böyle bir karar çıkmayacağını da biliyor.

Erdoğan, YSK’ya baskı yapıp, YSK kararıyla CB adayı olmayı kabul ettirmesiyle Anayasayı, namus ve şerefi üzerine ettiği yemini çiğnemiş olacağını da iyi biliyor!

Ben Erdoğan’ın bunu yapmayacağına inanıyorum.
İnsan bir noktadan sonra durmasını bilmeli.
Bakın Yeni Zelanda Başbakanı daha dün “6 yıldır Başbakanlık yaptım. Artık yeter.
Başkaları ülkeme benden daha çok hizmet edecektir.” dedi ve evine döndü.

  • Senin lügatinde “YETER” yazmaz mı?

Yeniden seçilmek uğruna, Anayasayı, yasaları zorlamaya, çiğnemeye gerek var mı?
21 senedir yönetimdesin, saraylardasın. Ülkeyi uçurumun yanına getirdin.
YSK’yı, Yargıyı zorlama, baskı yapma. Yakında seninle birlikte atta (!) gideceğiz.

Şimdiye dek kazık çakan olmadı ki!

Yönetim Anayasayı çiğnerse ülkede adalet ölür. Adalet ölürse Devlet ölür be arkadaş! YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde, Seçim yasasının 98’nci maddesini çiğneyerek “Mühürsüz Zarfları” geçerli saymıştı!

Bu açık bir yasa ihlali idi!

YSK bu kez senin aday olabileceğin kararı verirse “YSK, ANAYASAYI İHLAL SUÇU” işlemiş olacak!
Yakın tarihte bu ağır suçla yapılan yargılanmaların “Müebbet Hapis” ile sonuçlandığını gördük!

YSK Üyesi Sayın Yargıçların dikkatine sunmak istediğim bir konu var :

Tüm bu hesaplar, Erdoğan’ın 3’ncü kez aday olup SEÇİMİ KAZANACAĞI üzerine yapılıyor.
İyi de, Erdoğan’ın CB Adayı olmasına izin verirseniz, –ki ben asla böyle bir Anayasa ihlaline izin vermeyeceğinize inanıyorum- ve Erdoğan seçimi yitirirse, neler olabileceğini kestiriyor musunuz?

Şuna lütfen inanın; zora düşen siyasetçilerin kimisi, anında döner ve “Ben böyle bir talimat vermedim” der. Orta yerde kalırsınız!

Hangi makam olursa olsun, görev anayasa ve yasalara uygun olarak dürüstlükle yapılırsa, bundan daha büyük onur ve iç huzuru yoktur.
Böyle bir huzurun ve saygının bedeli ölçülemez.

Bir insan doymasını bilmeyecek ölçüde  açgözlü ise, sonunda kendi başını yer…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 20 Ocak 2023

ERDOĞAN SAĞLIKLI DEĞİL-2

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Erdoğan, sağlıklı bir insanın yapmaması gereken işleri yaparak bazılarını şaşırtıyor. Haram para ile beslenen satılık kalemler, Erdoğan ve Sisi’nin el sıkışmasını “Diplomatik Başarı” olarak verdiler.
Siyasetçiler elbette ki barışmasını bilmelidir ama devlet adamları, bir terör örgütünü korumak uğruna (İhvan) dost bir Devlet Başkanına ağır hakaretlerde bulunmamalıdır.
Erdoğan’ın yaptığı, halk dilinde “tükürdüğünü yalamak” olarak anlaşılır!

Gel de şimdi rahmetli Demirel’i arama!

60’lı yıllar, Kıbrıs yüzünden İngiltere ile başımız dertte. Demirel İngiltere’ye gider. Dönüşte gazeteciler sorar; “Efendim, İngiltere Başbakanının elini neden sıktınız?”

Demirel; “Ya neresini sıkacaktım?”
***
Dünkü yazım üzerine çok sayıda telefon aldım. Biri Prof. Dr. Ahmet SALTIK idi. Sayın Saltık, üç fakülte bitirmiş, çok sayıda eser vermiş değerli Bilim Adamlarımızdandır. Pandemi  sırasında, Türk Milletine doğruları anlatan nadir hocalarımızdandır.

Saltık Hoca diyor ki                     :

  • “31 Ekim 2015’te aynı konuda yazdım. Sonra Tele-1’deki bir programımda, Erdoğan’ın bayram konuşması sırasında, canlı yayında uyuklamasını gerekçe göstererek, Erdoğan’ın sağlık durumunu mutlaka bir tıbbi kurul raporu ile ortaya koymasını istemiştim. Tepe noktalarda görev yapanların yılda bir hatta altı ayda bir sağlık denetimlerinin yapılmasının, zorunlu (rutin) bir görev olduğunu söyleyip, görünen tablonun “temporal epilepsi” olabileceğini belirttik. Ama RTÜK, TELE 1’e yüklü para cezası verdi… Halbuki Devleti yöneten bu gibi kişilerin sağlık durumları ‘kişisel veri‘ olmayıp, kamuoyunun bilgilenme hakkı ve devletin bekası için zorunlu bilgilerdir…”

***
Aziz Türk Milleti;

Hastalık, herkesin başına gelebilir ve isteyen gizler, isteyen sevdikleriyle paylaşır, kimseyi de ilgilendirmez! Ama siz devleti yönetiyorsanız, bir ülkeyi savaşa sokma gibi çok ağır sorumluluk isteyen bir görev yapıyorsanız, sizin sağlık durumunuz özel, değildir. Geneldir genel!
Bir örnek verelim;
Ülkenin Başbakanı kafayı kırsa, yani kayış sıyırsa ve şöyle bir emir verse :

  • “Şu RTÜK Başkanı denen adamı tutuklayın, bacaklarını kırın, kazığa oturtun
    ve akıl hastanesine atın!”

Biz, Ebubekir Şahin gibi birini, bir daha nasıl bulacağız? Yazık değil mi?
***
CB Erdoğan’ı anlamak mümkün değil.
Diploma diyorsunuz, “Al sana diploma” diyemiyor!
Hasta mısınız diye soruyorsunuz, “Al sana sağlık raporu, taş gibiyim” diyemiyor!

Erdoğan doktorları sevmez. Hatırlarsanız, ülkedeki sağlık sisteminin ticaret, sağlık çalışanlarının köle gibi çalıştırılmasına dayanamayan bazı üstat doktorlarımız yurt dışına gitmişlerdi.

  • Erdoğan “Giderlerse gitsinler, biz de yeni gelenlerle idare ederiz” demişti.

Ayrıca “Ülkede ölülerimizi yıkayacak gasilhane imamı yok, biz yetiştireceğiz.”

Erdoğan’ın Gasilhane İmamlarını, doktorlarımıza tercih etmesi,
O’nun sağlık durumu hakkında bizi endişeye sevk etmektedir…

***
Dönemin Başbakanı, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesini ziyaret eder. Başhekim Prof. Mazhar Osman bilgi verir. Başbakan, yapılanlar karşısında şaşkına döner, tebrik eder ve şöyle der :

Yaptıkların muhteşem, normal biri bunları yapamaz, sen delisin” der.

Mazhar Osman güler ve “Siz bana deli derseniz ben yalnızca gülerim. Ama ben size deli dersem, buradan çıkamazsınız!
***
Türk Devletinin yetiştirdiği, “Hocaların Hocası” konumuna erişmiş değerli tıp insanları!

  • Lütfen yüzlerceniz biraraya gelin ve Erdoğan’ın akıl ve ruh sağlığı konusunda
    bir rapor koyun.

Uzaktan tanı koymanın etik olmadığını ben de biliyorum ama sizleri saraya almazlar ki!

Aynı konulardaki farklı davranışları, dün ak dediğine bugün kara demesi, faklı tespit ve konuşmaları, Bakanları tekme-tokat dövmesi, size tanı koymanız için yeterli olacaktır, kanısındayım.

Eğer, imzalamaktan korkuyorsanız, sizler raporunuzu yazın, altına imzayı eski Sağlık Bakanı olarak ben atarım. Sıkıntı yok!

Türk Milletinden bu kadarcık bir hizmeti lütfen esirgemeyin.

Sizleri seviyor ve güveniyoruz…

Erdoğan’ın bir daha CB Adayı olamayacağı konusu çok nettir.

Anayasal ve Yasal nedenler, malvarlığı ve Devletin güvenliğini ilgilendiren ihanetler ve kendisinin sağlık durumu, aday olmasına izin veremez.

Yetti Gari!

Sağlık ve başarı dileklerimle, 22 Kasım 2022
===============================================
Dostlar,

Önceki Sağlık Bakanlarımızdan çok değerli siyaset insanı ve yazar Rıfat Serdaroğlu’nun “ERDOĞAN SAĞLIKLI DEĞİL” başlıklı yazısını, düzenli olarak bize de göndermesi sayesinde okuduk ve sıklıkla yaptığımız gibi web sitemizde yer verdik : (2 yazı birlikte okunmalıdır)

ERDOĞAN SAĞLIKLI DEĞİL!

http://ahmetsaltik.net/2022/11/21/erdogan-saglikli-degil/

Bu yazıya ilişkin katkı – yorum yazrken, “31 Ekim 2015’te aynı konuda yazdığımız” bir yazıyı da ekledik :

İsviçreli Dr. Hakkı Açıkalın : Erdoğan epilepsi hastasıdır

http://ahmetsaltik.net/2015/10/31/isvicreli-dr-hakki-acikalin-erdogan-epilepsi-hastasidir/

Biz de bu başarılı ve yürekli yazıya çok sayıda dönüt aldık.

Sn. Serdaroğlu’na geribildirim verdik ve sağolsunlar, aramalarıyla konuştuk. Ardından, bu gün yeni yazıları ulaştı : ERDOĞAN SAĞLIKLI DEĞİL-2
***
7+ yıl önce yazdığımız yazıda ve dün şu içeriğe de yer vermiştik :

  • 3 Kasım 2002’den beri ülkeyi tek başına ve giderek artan baskı – sultan yetkisi ile yöneten ve 69. yaşındaki AKP = RTE‘nin sağlık durumunun bu görevi sürdürmesine elverir olup olmadığını öğrenmek Türkiye olarak demokratik – meşru hakkımız; kendisi ve AKP’si için ise yasal, ahlaki, etik, vicdani bir yükümlülük hatta zorunluluktur.
  • Kamuoyu, başta muhalefet partileri bu olguyu izlemelidir. 
  • AKP = RTE hiç kimseyi, hiçbir şeyi kendince “takmama” davranışını inat ve ısrarla sürdürmektedir. Bu durum demokrasilerde kabul edilemez ve sürdürülemez.

Bu düşüncemizi ve çağrımızız bir kez daha yineliyoruz.
Ülkenin ilgili kurumlarını tarihsel göreve çağırıyoruz.
TTB (Türk Tabipleri Birliği), TBB (Türkiye Barolar Birliği), TPD (Türkiye Psikiyatri Derneği) öncülük yapmak zorundadırlar.
Muhalefet gündemine almalı, namuslu medya destek vermelidir.

Uzaktan tanı koymak ve rapor vermek değil, istenecek şey şudur             :

  • Erdoğan, içinde gözlemci olarak TTB, TPD üyesi birer uzman hekimin de bulunacağı, tam donanımlı bir üniversite hastanesinden, Psikiyatrist ve Nörolog’un da yer aldığı 5 hekimden oluşan bir tıbbi kuruldan SAĞLIK RAPORU almalıdır. Bulguları ve laboratuvar verileri,
    örn. ABD Başkanlarında olduğu gibi kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
  • Bu rapor, Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığını yürütmeye beden ve
    akıl-ruh sağlığı bakımından yetkin olup olmadığına ilişkin net bir tıbbi yargı içermelidir. 

Sevgi ve saygı ile. 22 Kasım 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik    

ERDOĞAN BİR DAHA CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAZ

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..
Bkz. Anayasaya karşı hile! | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM)

Bölüm 1               :
Anayasamızın 101’nci maddesi; “Bir kimse en fazla İKİ DEFA Cumhurbaşkanı seçilebilir” der.

Erdoğan, 10 Ağustos 2014’te ilk defa Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
(Yüksek Seçim Kurulunun 12 nci Cumhurbaşkanı Mazbatası) https://i.hizliresim.com/hxapq5c.jpeg

Aynı Erdoğan, 24 Haziran 2018 yılında İKİNCİ DEFA Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
(Yüksek Seçim Kurulu’nun 13 üncü Cumhurbaşkanı Mazbatası) https://i.hizliresim.com/9jvu5tj.jpeg

  • Bu durumda, Erdoğan 3 üncü kez Cumhurbaşkanlığı seçiminde ADAY OLAMAZ!

Anayasamızın 116 ncı maddesi ise “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından SEÇİMLERİN YENİLENMESİNE karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı BİR DAHA ADAY OLABİLİR demektedir. Burada dikkat edilmesi gereken konu Meclisin “Seçimlerin Yenilenmesine” karar vermesi şartıdır.

Seçimlerin yenilenmesi için YSK’nın verdiği en son karar, 31 Mart 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin “YENİLENMESİ KARARIDIR” Bu kararda, seçimi kazanan İmamoğlu’na verilen MAZBATA, YSK tarafından iptal edilmiş ve SEÇİMLERİN YENİLENMESİNE karar verilmiştir.

Eğer TBMM Seçimlerin Yenilenmesine karar verirse, YSK’nın önce 13’üncü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mazbatasını iptal etmesi gerekir. Bu durumda 24 Haziran 2018’den bu yana yapılan tüm işlemler, atılan imzalar, örtülü ödenek harcamaları tartışmalı hale gelecektir. (AS : Hayır, TBMM buna yetkili değil. Bu yetki tekil -münhasır- olarak YSK’nin. TBMM’nin “seçimlerin yenilenmesi” kararı “erken seçim” ile eşdeğer.)

TBMM “Erken Seçim” kararı alırsa, Erdoğan aday olamayacaktır. Çünkü Anayasamızda, “Erken Seçim” değil, “Seçimlerin Yenilenmesi” yazmaktadır.
TBMM “Seçimlerin yenilenmesine” karar verse bile Erdoğan yine CB Adayı olamayacaktır.
(AS: TBMM’nin “Seçimlerin Yenilenmesi” kararı “Erken Seçim” ile eşanlamlıdır..)
Size sunulan iki adet Mazbata bunun kanıtıdır.
Eğer YSK, tüm bu şartlara rağmen (koşullara karşın) Erdoğan’ın adaylığına izin verirse, “Anayasayı İhlal Suçu” işlemiş olur ki, YSK’nın tüm üyeleri yargılanmaktan kurtulamaz…

  • Sonuç : Erdoğan CB Adayı Olamaz. Kararımız Yasal ve Net!

Bölüm 2              :
6’lı İttifakın iki önderi Kılıçdaroğlu ve Akşener, “Erdoğan’ın mağdur olmaması” gibi saçma bir gerekçe için, seçimlerin 14 Mayıs 2023’e alınabileceğini, böylelikle Erdoğan’ın aday olmasının önünü açacaklarını ısrarla söylemektedirler. (CHP Sözcüleri; en son CHP İstanbul Mv. Gökhan Zeybek, İYİ Parti Mv. ve Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray’ın Uğur Dündar’a verdiği röportaj)

Bu durum anlaşılabilir değildir. Anayasamız, Erdoğan dahil hepimizi bağlar. Anayasa emirlerine uymak ne zamandır mağduriyet sebebidir ki? Yoksa “Bu Anayasa Erdoğan’ı bağlamaz” diye bir hüküm mü var?
21 sene Türkiye’yi babasının takası gibi yöneten biri, niçin mağdur olsun ki?
Ayrıca Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti, neden ısrarla 14 Mayıs 2023 tarihini söylerler?

Bildiğiniz gibi AKP-MHP’nin birlikte hazırladıkları ve Cumhur İttifakına en az 50 MV daha kazandıracak “Yeni Seçim Kanununun” yürürlük tarihi 6 Nisan 2023’tür. Bu tarihten sonra yapılacak bir seçim AKP’ye 50 MV ikram etmektir.

  • 6’lı Masa, AKP’nin taşeronu mudur?

TBMM – YSK ve 6’lı İttifak veya 35-40 tane SATILIK Milletvekili, Anayasayı yok sayan bu kararı verir ve Erdoğan CB adayı olursa, neden CHP ve İYİP daha fazla MV çıkarabilecekleri mevcut yasa ile kendi yararlarına, Cumhur İttifakının zararına olacak “şu anki Seçim Kanunu” ile seçim istemezler?”

Erken Seçim denen yasa tanımazlığı yapacaksanız, niçin Şubat veya Mart ayında yapmazsınız? Deniz Baykal’ın, “Erdoğan’ın seçilme yasağını kaldırmasının yeni formatını mı Türk Milletine dayatacaksınız?

Önümüzdeki haftalarda, kimlerin “Emperyalist patronlarının emrine uyup, Light AKP rolüne soyunacaklarını” beraberce göreceğiz!

Sonuç              :

  • AKP ve Erdoğan devri bitmiştir.
  • Sıra, Atatürk Düşmanı Light AKP’ye gelecektir!
  • Kararımız Yasal ve nettir.

Rahat uyu Atam! Öz evlatların nöbettedir…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 11 Kasım 2022.
=========================================

Dostlar,

İlkesel olarak Sn. Serdaroğlu ile aynı düşüncedeyiz.
Aşağıdaki düşüncelerimizi 17 Ekim 2022’de web sitemizde paylaşmıştık, yineleyelim :
(Anayasaya karşı hile! | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM)

“Mağduru oynamasın” ve / veya bu iklimle RTE aday olursa oylarımız artabilir… varsayımı ile Hukuk kurban edilemez. Anayasanın ilgili 2 maddesini fıkralarıyla aşağıda veriyoruz :

Anayasa md. 101/2 : “Bir kimse en fazla İKİ DEFA Cumhurbaşkanı seçilebilir.”

Anayasa, bir kişinin üçüncü kez aday olabilmesi için tek bir ayrık (istisnai) durum tanımlıyor:

Anayasa md. 116/3) “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi.”

Sn. Serdaroğlu’nun yazısında ayraç içinde verdiğimiz üzere; ayrıldığımız yer şu :

TBMM’nin “Seçimlerin Yenilenmesi” kararı “Erken Seçim” ile eşanlamlıdır. YSK’nin usulsüzlük temelli “seçimlerin yenilenmesi” kararı ile aynı sonucu doğurmaz; salt erken seçime gidilir.

Sözcük oyunları ile Erdoğan’a 3. kez CB adayı olma yolu açılamaz. Bu durum çok net ve kesindir.
Durum çok nettir, kafa karıştırılmasına izin verilemez.
**
6 Nisan 2022’de Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve seçim sisteminde önemli değişiklikler getiren, ülke barajını %10’dan %7’ye düşüren ve büyük partilerin yararına (lehine) kurallar içeren 7393 sayılı yasal düzenleme, ancak 6 Nisan 2023 sonrası yapılacak bir genel seçimde uygulanabilecektir (Anayasa m. 67/son).

Cumhur ittifakı, kurguladığı bu avantajdan yoksun kalmak istemez elbette. Bu düzenleme, Anayasa Mahkemesince CHP’nin başvurusu üzerine, Anayasaya aykırı bulunmayarak hukuk düzenimizde yerini almıştır. AKP-MHP’nin seçimi öne alma girişiminde bulunmamaları biraz da bu yüzdendir. 18 Nisan 2023, erken seçim takviminin “biçimsel olarak” başlatılmasının son günüdür. Ancak böylesi bir yönelim asla gerçek anlamda erken seçim olmayacaktır.

Hukuk – Anayasa tanımazlığı 20+ yıldır belgeli bir parti ve yöneticisine hak etmedikleri kimi ödünleri vermeye hele hukuku çiğneyerek ve ülkenin geleceğini tehlikeye sokarak.. hiç kimsenin kesinlikle hakkı yoktur.

Üstelik 3. kez ve TEK ADAM ucube rejiminin olağanüstü  sultanlık yetkileriyle Cumhurbaşkanlığı ?!??!! Neden, niçin, bulunmaz Hint kumaşı mıdır Bay RTE?
Diploması bile ortalıkta yokken.. Türkiye bunları asla hak etmiyor.

ABD’de neden Başkanlık en çok 2 dönem, 4+4=8 yılla sınırlı örneğin??
***
2017 şaibeli / hileli Anayasa değişikliği bir geçiş hükmü koymamış ve Erdoğan’ın yararına (lehine) yorumlanabilecek ayrık bir düzenleme de getirmemiştir.

Buna ek olarak, değiştirilen, 1982 Anayasası’nın tümü değil, kimi hükümleridir.

Dolayısıyla yeni bir anayasa” söz konusu olmayıp, 1982 anayasası yürürlüktedir.

10 Ağustos 2014’te gerçekleşen ilk Cumhurbaşkanlığı seçimi “bir başka Anayasa” kapsamında değildir. Erdoğan, 24 Haziran 2018’de 2. kez Cumhurbaşkanı seçilmiş ve bu seçim de halen yürürlükteki 1982 Anayasasının 6771 sayılı yasa ile yapılan değişklikleri bağlamında olmuştur.

  • Erdoğan’ın 3. kez aday olması anayasal olarak
    KESİNLİKLE O – LA – NAK – SIZ – DIR!

Ancak, TBMM Başkanı ve Adalet Bakanı siyaset psikolojisi bakımından ön almak için kurgulu iletilerle hiçbir sorun olmadığını, 3. kez adaylığın meşru (yasal ve hukuksal olmadan da öte!) olduğunu ileri sürmektedirler ve muhalefet Anayasaya açıkça aykırı bu çıkışlara ne yazık ki sessiz kalmaktadır!?

  • Sorun çıkarmayalım, aday olsun, nasılsa sandığa gömeriz yaklaşımı hukuk dışı ve ilkesizdir, çok büyük bir politik kumardır.
    Buna hiç kimsenin hakkı yoktur.
    Hukuk (yasalar) önünde herkes eşittir (Anayasa md. 10).

Bu bağlamda şimdiden hazırlık yapılmalı ve seçenek planlar geliştirilmelidir. Son sözü YSK (Yüksek Seçim Kurulu) söyleyecektir. Cumhurbaşkanı adayları koşulları yerine getirerek YSK’ye başvuracak ve bu Anayasal Kurul, seçime katılabilecekleri belirleyerek kamuoyuna duyuracaktır. YSK’nin bu bağlamdaki yargısal kararı kesindir ve başka hiçbir makama, Anayasa Mahkemesi dahil, başvurulamaz (Anayasa md. 79/2). (Geçmişte bir başvuruyu AYM, yetkisizlik gerekçesiyle reddetmiştir).

  • YSK’nin, Erdoğan’ın 3. kez aday olabileceğine karar vermesi
    bir hukuk kırımı (katliamı) hatta apaçık SİVİL DARBE olacaktır!

Ardından da seçimde engellenemeyecek hileler, Devlet gücü ve atı alanın Üsküdar’a / Üsküdar’ı bir kez daha geçmesi.. Türkiye bunu kaldıramaz.

Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti devletinin dinci – teokratik bir şeriat devletine dönüşmesinin ve islami federasyon altında parçalanmasının kapılarını ardına dek açacaktır.

Türkiye’nin geleceği ile kumar oynama hakkı hiç kimsenin olamaz!

  • Muhalefet, 6’lı Masa’dan daha geniş bir toplumsal tabanla,
    hazırlanan ve rap rap yaklaşan bu lanetli oyunu bozmak zorundadır.

Sevgi, saygı ve kaygı ile. 15 Kasım 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimci
Anayasa Hukuku Doktora Öğrencisi
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik    

NEDEN ACABA?

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Sayın Kılıçdaroğlu dünkü Grup Toplantısında konuşuyor;
“Dün Plan-Bütçe Komisyonuna Merkez Bankası Başkanı geldi. Milletvekilleri soru sordu. Ama Merkez Bankası Başkanı, cevap vermiyorum diyerek Meclisi takmadı, dedi!”

TBMM neden itibarsız bir hale geldi! Neden TBMM, hesap soramaz hale geldi?
Cumhuriyetin kurucusu Gazi Meclisin, Saraydaki bir Başdanışman kadar yaptırım gücü yok? Neden acaba?
Hadi hafızalarımızı tazeleyelim;
16 Nisan 2017 yılında, AKP+MHP tarafından yapılan Anayasa değişiklikleri, Türk Milleti tarafından oylandı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun “Referandumda CHP olarak 10 bin sandığa gözlemci koyamadık” (10 bin sandık en az 3 milyon OY demektir!) dediği,

  • 2,5 milyon “oy”un yasaya aykırı olarak mühürsüz zarflarda
    YSK tarafından geçerli sayıldığı referandum!

Hani Erdoğan’ın “Atı Alan Üsküdar’ı Geçti” dediği referandum!
Halbuki doğrusu, “Atı alan” değil, “Atı çalan Üsküdar’ı geçmişti!”
Sandık güvenliği, seçim güvenliği sağlanmadı, Türk Milletinin namusu demek olan oylara sahip çıkılmadı, Kemal Bey sessiz kaldı ve bugün başımızdan defetmeye çalıştığımız UCUBE sistem hem Türk Demokrasisini hem de Gazi Meclisi felç etti…

Bu konuyu açmamızın esas nedeni, Türkiye’yi “Tek Adam” yönetimine sokmakta başrol oynayan ama bugün, hiçbir şey olmamış gibi Türk Milletine “Salak” muamelesi yapmaya kalkan iki AKP Larvasına bazı sorular sormak!

Davutoğlu 13 Eylül 2019’da, Babacan 8 Temmuz 2019’da AKP’den istifa ettiler.
Referandumun yapıldığı 16 Nisan 2017’de ikisi de AKP üyesi idiler ve ikisi de EVET oyu çıkması için çalıştılar. Referandum tarihinde Davutoğlu 58, Babacan 50 yaşında idi.
Bu iki larva, AKP’de Erdoğan’ı en iyi tanıyan ve O’na en yakın çalışan kişilerdi. AKP’de Başbakanlık – Genel Başkanlık-Başbakan Yardımcılığı – Bakanlık gibi en yüksek sorumluluk isteyen yerlerde görev yaptılar. Biri Profesör, diğeri de İngiliz Bankerlerinin güvendiği ve desteklediği bir ekonomist! (AS: ODTÜ Endüstri Müh. mezunu!)
Şimdi, Serok Ahmet’e ve İngiliz Ali’ye soralım ve yanıt bekleyelim;

-Siz ikiniz;
Tek Adam sisteminin, Türkiye’yi bu noktaya getireceğini göremediniz mi?
Özellikle “Dışişleri ve Güvenlik Bürokratları sizleri uyarmadı mı?
-Siz ikiniz, Erdoğan’ı iyi tanırsınız. Erdoğan’ın “Kuvvetler Ayrılığı İlkesi” kaldırılınca, “Güç Sarhoşu” olacağını bilmiyor muydunuz?
-Başbakan iken Erdoğan’ın Bakanları tekme-tokat dövdüğünü görmediniz mi ki, tüm yetkiyi tek kişide toplayan bu değişiklerin kabulü için çalıştınız?
-17/25 Aralık 2013 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet rezaletinde, biriniz Başbakan Yardımcısı, diğeriniz ise Dışişleri Bakanı idiniz. Hırsızlık yapan Bakan arkadaşlarınızı, yargıdan nasıl kaçırdınız? Reza Zarrab’ın patronu Babek Zencani’nin idam sehpası önünde

  • “Türkiye’de 8,5 MİLYAR DOLAR rüşvet dağıttım” dediğini bilmiyor musunuz?

4 Bakanın 500 milyon Dolar aldıklarını, 8 milyar Doların nereye gittiğini görmediniz mi?
-Şimdi hangi yüzle ve Allah’tan korkmadan insanlardan utanmadan, “Türkiye’yi içine kendinizin attığı bu ucube sistemden kurtaracağız” diyebiliyorsunuz?
-Türkiye’yi ateşe atarken, ilkokul öğrencisi miydiniz?
Son soru ve kurtuluş çaresi!
Tüm bunları Kılıçdaroğlu da biliyor. Oyunuz için sizi ortak aldı desek, oyunuz yok denecek kadar az. Tecrübe deseniz, başımıza bu belayı da siz sardınız!
Kemal Bey; “Erdoğan ülkeyi iflasa getirdi, ben ise ülkeyi Erdoğan’ın adamları ile kurtaracağım” dese, kim inanır ki? Kılıçdaroğlu, nasıl oldu da sizleri yanına ve korumasına aldı? Hangi nefesi kuvvetli Hoca sizleri birbirinize bağladı?
Kurtuluş Çaresi; Serok Ahmet ve İngiliz Ali!

DOĞRU Parti olarak, sizleri Türk Milleti ile barıştırabiliriz! Böyle ağır bir yükün altından kalkabiliriz. Bonus olarak da sizi abinizin şerrinden koruruz. Elbette ki sizlerin de yapmanız gerekenler var. Önümüzdeki günlerde sizden istediklerimizi kamuoyu ile paylaşacağız. Ya bizim dediğinizi yapıp rahat yaşayacaksınız ya da Türk Milleti tarafından dışlanıp yapayalnız kalacaksınız. Tercih sizin…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 19 Ekim 2022.