Etiket arşivi: Rifat Serdaroğlu

AKP İKTİDARI HALK DÜŞMANIDIR

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Eğer bir iktidar zengini daha zengin, fakiri daha fakir hale getirmeyi kafasına koymuş ve gereğini utanmadan, arlanmadan yapıyorsa o iktidarın adı
Halk Düşmanıdır!”

Aynı iki yandaş müteahhide, ihalelerde farklı iki uygulama yapılırsa ve bu iki uygulamada da halk kazıklanmışsa, hem kamu zararı oluşacak suç işlenmiş olur hem de siyasi ahlak zarar görür.

Limak ve IC İçtaş, YK Enerji adıyla Yeniköy-Kemerköy Santrallerini ve Linyit İşletmeleri Şirketini 2014 yılında, 2,67 milyar Dolar karşılığında satın aldı.
O gün Dolar kuru 2,32 TL idi.
2 Ocak 2017’de YK Enerji, kalan 1 milyar 68 milyon Dolar borcunu, Dolar yükseleceği için, o günkü kur (3,53) TL’den çevirtip Türk Lirasına döndürdü ve 5 takside böldürdü.

Bu usulsüz ve kamu zararı doğuran işlemi kim mi yaptı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan karar verdi ve bir Kanun Hükmünde Kararname ile yaptı!
CHP MV Deniz Yavuzyılmaz, oluşan kamu zararının 566 milyon Dolar olduğunu hesapladı…
Aynı iki müteahhit, birçok hazine garantili DOLAR ödemeli iş aldılar.
Dolar, Erdoğan’ın ekonomi dışı uygulamalarıyla yukarı fırlayınca, devletin borcu durduğu yerde artmaya başladı. Milli Ekonomistler ve bizler Erdoğan’a şu teklifi yaptık;

“Yap İşlet projelerini karşılıklı anlaşma ile TL’ye çevirin. (Yeniköy-Kemerköy işinde olduğu gibi)
Hiç olur mu? O zaman yandaş müteahhitler zarar eder ve bu işlerden esas pay alan kişilerin avantası azalırdı! Olan halka oldu, Erdoğan bu anlaşmaların kılına bile dokunulmasına izin vermedi!

Bu yıl, “Dolarlı yandaş müteahhitlere” ödeyeceğimiz kur farkı 2,5 milyar Doları bulacak!
Kazıklanan, görevi Hazineyi doldurmak olan ve kendisine hiç hesap verilmeyen Türk Milleti oldu

AKP, her devlet işine “YOL BULUNACAK” bir iş olarak bakar.
Silah satışını artırmak için ülkede 25 milyon kişiye “Silah Bulundurma Ruhsatı” verdirir, AKP’lilerin çoğu silah alır. Kaçak silah satışları patlar ve 25 milyon adet kaçak silah ülkeye girer.

Peki, bu kaçak silahları kim ülkeye sokar ve satar? Elbette ki, avantasını vermek koşuluyla yandaş silah kaçakçıları!

Kaçak sigara olayı da böyledir. Sigara fiyatları artırılır, kaçak sigaraya kapı açılır. Kaçak sigaradan parayı Barzani’nin şirketleri kazanır, Türk Hazinesi vergi kaybına uğrar. Yine kazıklanan Türk Milleti olur.

İçkide de durum aynıdır Sınırları elek olmuş 13-17 milyon arası sığınmacının ülkeye girdiği yerden içkiler mi giremeyecek? Avantasını verdikten sonra!

Bu haram paralar, kaçakçılığa yol açanların ve yapanların boğazlarından hukuk yoluyla sökülüp alınacaktır.

Türk Milleti olarak, yine ayağa kalkarız, yine kazanırız.

  • Ama 22 yıl boyunca Türk Milletini aldatan, kazıklayan AKP İktidarı,
    dünya durdukça nefretle anılacaktır…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 03 Ağustos 2023

KRİTİK NOKTA

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Devleti yönetmeyi halkla birlikte yaparsanız, ülkenin dış politikadaki önemli değişiklikleri, halk adına yapacağınız büyük harcamaları, büyük yatırımları, vergileri, zamları, çevre ile ilgili önemli olayları halkla paylaşırsanız yönetim döneminizi rahat geçirirsiniz.
Ülke tarihine de görevini gereği gibi yapmış insanlar olarak geçersiniz.
Bu yöntem aynı zamanda sizin bilgili, dürüst, şeffaf, karşı fikre saygılı ve özgüveni olan biri olduğunuzun belirlenmesidir.

  • Erdoğan gibi, halkı kör-sağır olarak kabul eder, her şeyi “ben bilirim” mantığıyla yapmaya kalkarsanız, hem kendinizi hem de ülkenizi rezil edersiniz!

Ülke nüfusunun, %35’inin ancak yardımlarla ayakta durabildiğini görürsünüz!
2022’de 3,7 milyon Hane’ye patates-soğan yardımı yapmak zorunda kalırsınız!

Çöl Bedevilerinin önünde para için diz çökmek zorunda kalırsınız…

Aziz Türk Milleti;

Yolsuzluk, ekonomik sıkıntı, makamlara torpille, kopya ile intihal ile gelmek dünyanın her ülkesinde olabilir. Çoğu ülkeler bunları araştırır bulur, basın araştırır ve toplumdaki sosyal ahlakı çökertecek bu kişiler derhal uzaklaştırılır.

Fakat bir nokta vardır ki, o nokta geçildiğinde artık, HIRSIZLAR – SAHTEKÂRLAR uzaklaştırılamaz. Aksine hırsız olmayan namuslu insanlar, AHLAKSIZLARIN hışmına uğrar. Bu duruma kimse ses çıkarmamaya, kanıksamaya, olağan görmeğe başlar! İşte KRİTİK NOKTA budur.

Artık ahlaksız değil, AHLAKSIZA AHLAKSIZ diyen insanlar cezalandırılır.

Ülkede ne adalet ne de kamu güvenlik teşkilatı kaldı.

Herkes silahlı! Dükkan basıp, infaz yapanlar tomarla!

Bizzat devletin kendisi AKBELEN ORMANLARINDA Anayasayı, İnsan Haklarını çiğniyor, velinimeti vatandaşını copluyor.

Jandarma denen silahlı güvenlik gücü, halkını ezen ama
kaçak sığınmacıları görmeyen çete elemanı gibi olmuş.

İnsafsız zamlar yaşamı çekilmez hale getirmiş.

Bundan bir adım sonrası kargaşadır, kaostur.

Aziz Türk Milleti;

Ekonomi kötüleştikçe, AKP içte ve dışta yiyeceği baskılara dayanamaz hale geldikçe “Patronlarının-Emperyalistlerin ”YENİ SİVİL ANAYASA” yalanını Türk Milletinin önüne getirecektir. Hiç lafı uzatmadan, gerçekleri, Türk Milletinin yapması gerekeni yazıyoruz :

“Yeni Sivil Anayasa” adı altında yapılmak istenecek şey,
T.C. Devletini ve Türk Milletini YOK ETMEKTİR!

Sıfırdan bir devlet kurmak ve millet yaratmak, sığınmacı sosuna bulaştırılmış bir Ortadoğu ülkesi yaratmaktır.

Onlarca yıldır bu konuyu sinsi-sinsi pişirip hazırladılar. Bu planın arkasındaki güç yine ve yeniden Emperyalist Devletlerdir.

  • Lozan’ı yıkıp, Sevr’i getirmektir!

Bu, Türk Milleti tarafından asla kabul edilemez…

Dostunuzu-düşmanınızı, yıllarca oy verdiğiniz içerdeki işbirlikçilerin gerçek yüzlerini göreceğiniz, bir sınav olacaktır bu olay. İnanıyorum ki, Türk Güvenlik Güçleri ve Türk Ordusu, Türk Milletinin ve Anayasamızın kendilerine emanet ettiği gibi Atatürk’ün ve Laik Cumhuriyetin yanında olacaktır.

AKP-MHP-HİZBULLAH-YRP-BBP-Paraya tapan Kürtçü Bölücüler Tarikatlar-Cemaatler ve El-Kaide türevleri, T.C. Devletini bir Federal Ümmet Devletine dönüştürecek “Yeni Sivil Anayasayı” bize dayatacaklar.

Diyanet Akademisi‘ne” oy veren, Türban olayını hiç gerek yokken hortlatanlar, tarikat ve cemaatlere kol kanat gerenler, kripto FETÖ’cular, Sadi-i Nursi’yi önder olarak tanıyanlar, Menzilcilerin ayağına resmi arabayla gidenler, 38 dinciyi MV diye TBMM’ye sokanlar, 6’lı Ganyancılar yani, CHP-İYİ-SP-DEVA-GELECEK-DP-İş Alemi- Yandaş ve Satılmış Medya ne yapacaklar göreceğiz…

  • Yeni Sivil Anayasa dayatması Türklere,
    Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Atatürk’e karşı savaş ilanıdır.
  • Türk Milletinin bu vahşi saldırıya karşı, kaynağını Anayasanın Başlangıç kısmından
    ve ilgili maddelerinden alan direnme hakkı vardır.
  • Çünkü bu, Türk’ün var oluş veya yok oluş savaşıdır.
  • Bu direniş, Türk’ün anasının ak sütü gibi, her Türk’e haktır ve helaldir…

“Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” ve sözünden dönmeyene…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 31 Temmuz 2023

ANAYASA TAYYİP

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Anayasayı İhlal Suçu” işlemek, Erdoğan ve bürokratları için günlük-sıradan olay durumuna geldi. Yanıldıkları taraf şu;

Bilerek işledikleri suçların hesabını vermeyeceklerini zannediyorlar!

DOĞRU Parti Hukuk Kurulu, CB Erdoğan’ın ve onun “Kanunsuz Emirlerine” uyan bürokratların her olayını, belgelerini, görevli bürokratlarının (Emekli olanlar dahil) yaptıkları ihlalleri arşivliyor.

  • Bir suret Almanya’da, bir suret İstanbul’da, bir suret de İzmir’de güvence altında tutuluyor.

Muğla-Milas-Akbelen ormanlarındaki halkın direnişi ve devlet güçlerinin acımasız, insafsızca davranışları günlerdir sürerken, her gün devlet tarafından suç işleniyor.

Anayasamızın 169 ve 170’nci maddeleri, Ormanların korunması-geliştirilmesi ve Orman Köylüsünün korunmasını emreder. Hem öyle bir emreder ki :

  • “Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
    Devlet Ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz.
    Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına (orman ürünlerini kimse kullanamaz) konu olamaz.
    Orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz.”

Şimdi adım-adım gidelim :

1) Erdoğan, 18 Nisan 2014’te (Yeniköy Termik Santrali-Kemerköy Termik Santralı-Yeniköy Linyit Maden İşletmesini özelleştirerek İbrahim Çeçen ve Nihat Özdemir adlı yandaş müteahhitlere (yüklenicilere) verdi.

2) İbrahim Çeçen ve Nihat Özdemir ikilisi 2014 yılından beri yani 9 yıldır, bu santrallarda üretilen elektriği yüksek fiyatla devlete satarak para kazanıyor.

Bu ikili, kömür rezervlerini bilmeden mi ihalede teklif verdi?

3) Özelleştirme sözleşmesinde “Devlet, bu iki santralın kullandığı kömür ocaklarındaki kömür rezervi azalırsa veya maliyeti daha düşük olacak AKBELEN ormanlarını yok ederek ormanda kömür ocağı açılmasına izin verecektir” diye bir madde mi var?

4) Devlet, ormanların yok olması pahasına, Çeçen ve Özdemir’e ucuz kömür verip, ceplerini para ile doldurmak zorunda mıdır?

5) Çeçen ve Özdemir ikilisi gerçek mal sahipleri midir, yoksa emanetçi mi?
(Üst düzey bir siyasetçi veya sırdaş bir Arap prensi vs.)
Bu soru şunun için soruldu: Çeçen’in de Özdemir’in de evlatları bu ülkede yaşayacak. Çocuklar,
malın sahibini şimdiden bilmeliler değil mi?

Sonuç                                 :

Özelleştirme öncesinden başlayıp, bu güne dek yaşanan, gerçekleşen her olay kişilerin mal varlıklarındaki artışlar, banka hesap hareketleri, hisse devirleri, kamudan gizli yapılan yabancı ortaklık anlaşmaları tek-tek araştırılacak ve konu mutlaka yargıya aktarılacaktır.

Ama bu günden açıkça beyan ve ilan ediyoruz ki;

  • Orman Genel Müdürü, Muğla Valisi, Milas Kaymakamı, Muğla Jandarma İl Alay Komutanı!
  • Sizler kanunsuz emre direnmediniz.
  • Kanunsuz ve Anayasaya aykırı emri uygulamak için Türk Halkına zulmettiniz.
  • İnsanları dövdünüz, tekmelediniz, biber gazı ile zehirlediniz.
  • Bağımsız Türk Yargısı sizlere en ağır cezaları verecektir.
  • Takibimizdesiniz…
  • Ormanları kesen eller de, Orman Köylüsü Kadınlarımıza vuran eller de kırılacaktır!

Biraz sabır, az kaldı…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 30 Temmuz 2023

T.C. DEVLETİ BÜROKRATLARINA

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Anayasa md. 11

  • “Anayasa hükümleri, Yasama (TBMM), Yürütme (Hükümet-Kabine) ve Yargı organlarını (tamamını), İdare Makamlarını (tüm Devlet bürokrasisini) ve diğer Kuruluş ve kişileri (özel sektör ve şahıslar) BAĞLAYAN TEMEL HUKUK KURALLARIDIR. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

Güncel, Anayasayı İhlal Suçlarını hatırlatalım;

Yargıtay, MV seçilen Can Atalay’ın tahliyesini engelleyerek, AYM’nin verdiği “Emsal Kararları” yok sayarak, Anayasayı ihlal suçu işledi (AS: TCK m.309). (AYM Kararları, Anayasa maddesi niteliğindedir.)
MEB Bakanı, Kız Okulları kurulmalıdır, diyerek Anayasanın 14-24-42’nci maddelerini çiğnemiş ve Anayasayı İhlal (çiğneme) suçu işlemiştir.
HSK, Erdoğan’ın 3’üncü kez CB adayı olmasının, Anayasanın 101’nci maddesine aykırı olduğu beyanıyla (bildirimiyle) YSK’ya suç duyurusunda bulunan, Yargıç Ahmet Çakmak’ı meslekten atarak, Anayasamızın Başlangıç kısmına, 11’nci maddesine aykırı davranarak Anayasayı ihlal (çiğneme) suçu işledi.

Anayasayı çiğneme suçu işleyen 3 örnek verdim. Yargıtay-Bakan-HSK!
Çok önemli 3 kurum, neden Anayasaya uymaz? Hepsi de yaptıklarının ağır suç olduğunun bilincinde olan eğitimli kişiler. Niçin uymamakta ısrar ederler?
Bu soruya verilecek yanıt tektir :

  • Tüm bu olaylara sebep olan kişi CB Erdoğan’dır…

Peki, Erdoğan kimdir?

  • Erdoğan, suç işlediği için iki kez tutuklanmış, mahkum olmuş, iki kez de cezaevine girmiş bir SABIKALI kişidir.

İlk vukuatı: Görevli İlçe Seçim Kurulu Yargıcına hakaret ettiği için tutuklandı ve Sağmalcılar Cezaevine konuldu.

İkinci vukuatı. “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kışkırtmak” suçundan mahkum oldu ve Pınarhisar Cezaevinde yattı.

Üçüncü Vukuatı: Genel Başkanı olduğu partisi (AKP) 2008 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından “Laiklik karşıtı eylemlerin Odağı” olduğu tespit edildiği için, Hazine yardımının kesilmesine mahkum olmuştur.

Yani Erdoğan, Anayasamızın değiştirilemez maddelerinden olan Laiklik ilkesini çiğnemiş ve mahkum edilmiş SABIKALI bir Genel Başkandır.

Şimdi sizlere soruyorum :

Laikliğe karşı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edilmiş (saptanmış), demokratik rejimi gideceği yere kadar götürecek bir araç (tramvay!) olarak gören,

  • Atatürk ve İnönü’ye İKİ AYYAŞ diyen,

Türk Ordusunun şerefli komutanlarını, “Tabutla Tahliye” edebilmek için cezaevinde tutulmalarını sağlayan, Atatürk’e ve annesine en ağır hakaretleri yapan yobazları Devletin sofrasında ağırlayan, eğitimi tarikat ve cemaatlerin eline bırakan, ülke ekonomisini batıran, kendisi “Ben AYM Kararlarına saygı duymuyorum ve tanımıyorum” diyen bir siyasetçi Türkiye’de Anayasa Hakimiyetini (egemenliğini) nasıl sağlayabilir?

Aziz Türk Milleti;

Bu duruma gelmemizde, CHP ve ortağı İYİ P’nin olumsuz katkıları elbette hep hatırlanacaktır.

Erdoğan, bundan böyle kendisi de istese “Anayasal Çerçeve” içinde
görev yapamaz. Anayasa ve yasa tanımazlığını, baskıyı, tutuklamaları,
zulmü gittikçe artıracaktır.

İki tarafı uçurum olan dar bir yolda bisiklete binen biri gibi sürekli pedal çevirmek zorundadır. Fakat şöyle bir tarihsel gerçek de var :

Zulümle abad olanın ahiri berbad olur, der Yunus Emre!
Erdoğan nihayetinde (sonunda) bir siyasetçidir. Görevi sona erdiğinde, kimseyi tanımayacaktır.
Kanunsuz emre uyanlar, devlet hazinesinin talan edilmesine göz yumanlar, suç işleyenler, üç kuruşluk ihale için şerefini satanlar, ölümlere neden olanlar.. yani T.C. Devletinin bürokratları tüm hesaplar sizin üzerinize kalacak ve sizler bağımsız Türk Yargısına hesap vereceksiniz.

Ömrü devlet hizmetinde geçmiş bir büyüğünüz olarak sizleri uyarmak benim görevim.

Sizlere yazık olacak.
***
Bugün 15 Temmuz!
Hala çözülmemiş, gerçekleri saklanmış olaylar, ölümler, ihanetler var.

Özellikle siz güvenlik bürokratları!
Sizlerin bildiklerinizi, başkalarının bilmediğini mi zannediyorsunuz?
Yanılıyorsunuz!
Önünüzde iki yol var :

  • Ya yarın sabahtan Anıtkabir’e gidip, Çağdaş Laik Cumhuriyetin bürokratları gibi davranacaksınız
  • ya da tarikat şeyhinizden emir almaya giden, müritler gibi olacaksınız.Tercih sizlerin…Sağlık ve başarı dileklerimle, 15 Temmuz 2023

KADERİNDEN KAÇAMAYACAKSIN!

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Bu laf, kendini dünyanın lideri ve dünyanın sahibi zannedip, kibre saplananlara..
Dünya kurulduğundan bu yana, kaderden kim kaçabilmiş ki!
Ülkelere hükmeden nice Padişahlar, Sultanlar, Krallar kaderlerinden kaçamadılar.

  • Herkes yaptıklarının hesabını önce bu dünyada verecek.

Bu dünya “Etme-Bulma Dünyasıdır!” Kötülük yapan, kötülük bulacaktır.
Bir de şu kural var : Siyasette iki kişinin bildiği, sır olarak kalmaz!

Ne haldeyiz?

  • Yargı bağımsızlığını tamamen (tümüyle) yitirdi, adalet sizlere ömür.
  • Laiklik tümüyle devre dışı, İmamlar “Kürsü Dokunulmazlığı” istiyor.
  • Liyakat sahibi kişilere yaşam hakkı tanınmıyor.
  • Demokrasi katledildi, sandık demokrasisi peydah oldu.
  • Ekonomi akıl dışı uygulamalarla perişan edildi, toplum açlığa mahkum edildi.
  • Yolsuzluk sıradan hale geldi. Her varlığımız yabacılara peş keş çekildi.
  • Eğitim sistemi tarikat ve cemaatlerin yobaz ellerine teslim edildi.
  • Milyonlarca sığınmacı ülkeye sokuldu, daha da geliyor.

Bu durumlara düşmemizin nedeni,
AKP yönetiminin ahlakı ve İslam’ı perişan etmesidir

Nasıl bu hale geldik?

ABD eski Dışişleri Bakanı ve Başkan Adayı H. Clinton’un e-postaları Wikileaks tarafından ele geçirilmişti. Sızanlar çok ilginç! Bunlar görmezden gelinemeyecek olan ciddi iddialardır. Mutlaka açıklanması gerekir. İddia şu :

IŞİD, Amerika tarafından “Petrol Devleti” olarak gördüğü Suriye ve Libya yönetimlerini devirmek için kurduruldu!

Suriye ayağında IŞİD’in denetimini Dönemin Başbakanı Erdoğan sağlayacaktı
ve IŞİD’in ele geçirdiği petrol havzalarındaki işlenmemiş petrol,
Rus ekonomisini zayıflatmak amacıyla
Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak tarafından karaborsaya sürülecekti…

– Başbakan Erdoğan, 07 Temmuz 2005 / ABD World Affairs Council Toplantısında :

  • Türkiye’nin, Amerika Birleşik Devletleri’yle yapabileceği çok şey var.
  • Türkiye’nin, Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika inisiyatifinde EŞBAŞKAN olarak yer almış olması bundan kaynaklanmaktadır.”

Türk Devleti tarihinde ilk kez, emperyalist devletlerin tetikçisi, kullanılabilir malzemesi, petrol kaçakçısı durumuna getirildi.)

Bir başka iddia yurtiçinden :

29 Aralık 2010’da, Türk tarihinde ilk kez,
Genelkurmay Başkanlığı Kozmik Odasına mahkeme kararı ile girildi!

Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, dönemin Başbakanı Erdoğan’a Kozmik Odaya girilmesinin doğru olmayacağını söylediğini fakat buna karşın, Başbakan’ın emriyle girildiğini açıkladı.

-Dönemin Kozmik Oda Savcısı Mustafa Bilgili, Kozmik Odada yapılan aramanın dönemin Başbakanı Erdoğan ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in bilgisi dahilinde yapıldığını söyledi!

  • Erdoğan/Aralık 2013; “O Cemaat, Türk Ordusuna KUMPAS kurdu” dedi!

(Türk Devletinin binlerce yıllık belge ve bilgileri, ilk kez kendi hükümeti tarafından, terör örgütlerinin eline geçirildi. Buna içten ihanet, denir.)
Bu iddia değil, bir gerçek!
***
28 Mayıs 2013 tarihinde Gezi Olayları başladı.

Erdoğan bu olayları hükümetine karşı bir kalkışma olarak yansıttı. Önce gezi direnişine katılanları illegal örgüt üyeleri olmakla suçladı.

Aralık-2016 ise, Gezi direnişini FETÖ’nün düzenlediğini söyledi!
Söylemesine söylüyor ama FETÖ’cular hala Bakanlıklarda ve Yargıda, suçsuz insanlar hapiste! (MV Can Atalay ve arkadaşları)

16 Haziran 2013 günü Polis, Erdoğan’ın emriyle aşırı güç kullanarak Gezi alanını boşalttı. Bu olaylarda 12 kişi öldü, 7 kişi kör oldu, binlerce insan yaralandı.

Aynı günün akşamı, 16 Haziran 2013 tarihinde yani 17-25 Aralık Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olaylarından yalnızca 6 ay önce Gülen Cemaati‘nin düzenlediği 11. Türkçe Olimpiyatlarında yaptığı konuşmada FETÖ için bakın ne dedi :

  • Bozkurttaki Fidan gibi
    Çölün ortasında vaha gibi,
    Kuruyan dudaklarda bir damla su gibi,
    Kararmış yüreklerde bir nebze merhamet gibi,
    Pörsümüş dimağlarda aydınlık bir ufuk gibi,
    Bize güzeli anlattınız, bize güzeli hatırlattınız…
    Muhterem Hocaefendi’ye saygılarımı sunuyorum. Gel artık, bitsin bu hasret!
  • Türk tarihinde ilk kez, seçimle gelmiş bir hükümet,
    CIA uşağı silahlı terör örgütü ile beraber çalışıyordu!

11 yıl boyunca emperyalist devletlerin hatırına Türk Devleti, Libya’dan Mısır’a, Suriye’den Irak’a sürüklendi.

  • Tarikat ve Cemaatler Türk Devletine girdi.

Onlara güç verildi. Cumhuriyet düşmanları “Darbe” yapacak güce ulaştırıldı.
En sonunda da vatanımız, Gri Listenin içine atıldı.
(Türk Devleti ilk kez, uyuşturucu ticaretine göz yummak-Teröre finansman sağlamakla yeterince uğraşmamak gibi ağır suçlara muhatap oluyordu.)

Aziz Türk Milleti,

Kimi suçlar zaman aşımına bağlı olamaz!
Suç işleyenler kendilerini yasaların zırhına sığınmakla kurtulacaklarını sanıyorlarsa, aldanırlar. Tek maddelik bir Anayasa değişikliği, Türk Milleti tarafından onaylanırsa,
kimse yargıdan kaçamaz…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 04 Temmuz 2023

SAYIN BEKİR ŞAHİN, YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Hüda-Par Gençlik Örgütü yayınladığı bildiride;
“İmam, şeriattan saparsa kıyam vaciptir. Kemalist sistemin İslam’a ve İslami değerlere savaş açması üzerine kıyam eden ve bu uğurda şehadet makamına ulaşan Şeyhimiz Şeyh Said Efendi ve yarenlerini kıyamlarının sene-i devriyesinde rahmet, minnet ve iftiharla anıyoruz” dedi.

Ayrıca AKP MKYK Üyesi ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Has Partiden danışmanı Atilla Parlak; “Şeyh Said ve kahraman arkadaşlarını, şehadet yıl dönümlerinde, rahmetle minnetle anıyorum” diye bir mesaj paylaşmıştır.

Sayın Başsavcı;

Şeyh Said adındaki İngiliz casusu devlete isyan etmiş, hem binlerce vatan evladının ölümüne, hem de Musul ve Kerkük’ün elimizden alınmasına neden olmuş, İstiklal Mahkemesi tarafından yargılanmış ve 47 kişi ile birlikte idam edilmiş bir vatan hainidir.

Dünyanın tüm demokratik devletlerinde, o ülkenin hainlerini kimse övemez.
Örneğin, Almanya’da Hitler’i öven bir yazı yazarsanız, kendinizi anında cezaevinde bulursunuz.

Şeyh Said gibi bir haini övmek, Devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’e, Anayasamıza, yasalarımıza hakaret edip isyan etmek, bizde suç sayılmıyor mu? Üstelik bu ihaneti, Hizbullah Terör örgütünün devamı olduğunu söyleyen
Hüda-Par diye bir parti yapıyorsa!

Hüda-Par denen Hizbullahçı Partinin, AKP’nin ortağı olduğundan dolayı suç işleme özgürlüğü mü var? Anayasamızın değiştirilemez maddelerinden olan
Laiklik, yürürlükten kaldırıldı mı?

Siz de İmam Hatip Okulunu bitirdiniz. Dini bilginiz oldukça fazladır.
Bu Yobazların iddia ettikleri gibi,

  • Kemalizm ve Büyük Önder Atatürk, İslam’a ve İslami değerlere savaş mı açmıştı?

Sayın Başsavcı;

Siz de mevcut Anayasa üzerine yemin etmiş, Siyasal Partileri denetlemek görevi olan bir devlet memurusunuz. Lütfen Türk Milletini aydınlatır mısınız?
Kafamız karıştı. Merdan Yanardağ adlı bir gazeteciyi, Öcalan’ı övdü diye (Gerçekte öven AKP MV, dünün garibi bugünün zengini Galip Ensarioğlu idi) mahkeme içeri attı.

  • Hüda-Par denen domuz bağı ile adam öldürenleri savunan yobazlar,
  • Atatürk’e en büyük hakareti yapıyor, hepsi dışarda!

Sayın Başsavcı;

TÜİK verilerine göre, Türkiye’de DOĞUM YAPAN 19 yaş altı genç kadın ve kız çocuğu sayısının AKP’nin iktidar olduğundan bu yana, 2 MİLYONU aştığı açıklandı.
15 yaşından küçüklerin yaptığı doğum sayısı bu yıl, 21 bin 87 oldu!
Bu çocuklarımızı korumak için, bir açıklama yapmayı düşünür müsünüz?

  • Topraklarımız satılıyor, ev alana vatandaşlık veriliyor Sayın Başsavcı!

Suskun kalmakla madden olmasa bile kendinizi manen sorumlu hissetmiyor musunuz?
Size Türk Tarihinden iki örnek vereyim;
Mete Han 2232 yıl önce düzenli Türk Ordusunu kuran Han’dır. Moğol asıllı Tunghular O’ndan toprak ister. Kurultayı toplayan Mete Han bu isteme şöyle yanıt verir :

  • “Toprak devletin temeli ve köküdür. Biz burasını onlara nasıl verebiliriz?”

Siyonist güçler, Abdülhamit’ten İsrail için toprak satın almak isterler.
O’nun yanıtı da çok nettir : “Ben bir karış dahi toprak satamam, zira o bana değil, halkıma aittir. Onlar bu imparatorluğu kurup kanlarıyla mahsuldar (üretken) kıldılar. Onu bizden koparmadan önce üzerini kanımızla bir daha kaplamasını biliriz!”

Türk Devletinin başına dert olacak uygulamaları görüp de, buna karşın Anayasamızın verdiği görevi yapmaktan kaçınanlar, susanlar, makamı ne olursa olsun, Türk Tarihi önünde mutlaka hesap vereceklerdir.

T.C. Devletinin Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı!

Açıklamanızı hasretle bekliyoruz.
En azından, Hüda-Par’ın yaptığı ve AKP’nin kurumsal olarak desteklediği,
Şeyh Said açıklaması hakkındaki ne düşündüğünüzü öğrenmek isteriz. Lütfen…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 03 Temmuz 2023

SİVİL ANAYASA = YENİ DEVLET Mİ?

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

14’ncü CB Erdoğan; “Ülkemizi darbe mahsulü mevcut Anayasasından hep birlikte kurtaralım istiyoruz. İnşallah görev süremiz boyunca, Cumhur İttifakında ortaklarımızla birlikte Türkiye’yi sivil bir Anayasa ile buluşturmaya çalışacağız.” dedi.
Anladık da, “Sivil Anayasayı” yapacağınız ortaklarınız kim? Biz söyleyelim :
Hüda-Par (Hizbullah) – Yeniden Refah Partisi (A. Oktar) – BBP (Muhsin Başkanı satan) – DSP (Saray Elemanı) – Sinan Ogan (Ümit Özdağ’ın elemanı) ve Milliyetçi Hareket Partisi (Bahçeli)

Bu ekibe AKP’nin “Sivil Anayasa” çağrısına koşa-koşa gidecek 2 AKP larvası Davutoğlu-Babacan’ı, Milli Görüşçü Saadet Partisini, Önder olarak Said-i Nursi’yi kabul eden DP’yi de kulübedeki yedekler olarak ekleyebilirsiniz!

Bu ekipten Türk Devleti ve Türk Milleti hayrına bir iş çıkmaz!
Çıksa çıksa, fesat çıkar, bozgunculuk çıkar, ihanet çıkar…
Yalnız, bu ekipte Devlet Bahçeli’ye çok dikkat etmek gerek!
Bahçeli, Anayasanın değiştirilemez olan ilk 4 ve 66’ncı maddesine dokundurmaz, dokunanın elini kırar!

Peki, Erdoğan ne yapar?
Bahçeli’yi taca atar, yerine daha fazla MV olan HDP-YSP’yi alır ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerine, Federal Ümmet Devletini kurmaya çalışır!
Yapabilir mi? Mümkün değil! Türk Milleti buna izin vermez.
Denemeye kalkanı da kahreder!

Aziz Türk Milleti;

28. Dönem parlamentosu, yeni bir anayasa yapamaz!
Çünkü yeni seçilen Milletvekilleri mevcut anayasa üzerine yemin ettiler.
Anayasayı tümden yenilemek “Kurucu Meclis’in” işidir.
AKP ve ortakları önce, Yeni Anayasada ne yapmak istediklerini, hangi maddeleri değiştireceklerini, yerlerine ne koyacaklarını Türk Milletine açıkça anlatmalıdır.
Sonra, görevi anayasa yapmak olan, süresi belirtilmiş bir kurucu meclis seçimi yapılmalıdır.
Her siyasal parti, Anayasa yapma konusunda uzman hukukçularını aday gösterir.
Seçilen “Kurucu Meclis” üyeleri toplanırlar ve belli bir sürede “Yeni Anayasayı” hazırlar.
Sonra, Yeni Anayasa Türk Milletinin kabulüne sunulur ve kabul edilirse yürürlüğe girer.
Peki, AKP ve Şeriatçı ortaklarının gerçek amaçları nedir?
“Sivil Anayasa” yapıyoruz görüntüsüyle, yeni bir devlet “Federal Ümmet Devleti” kurmak!
Türk Milletini ve Türk Devletini yok etmek için yapılmakta olan bu sinsi ihanetin kurgucusu emperyalizm’dir.

  • Bu çaba Türklere, T.C. Devletine ve Atatürk’e açıkça savaş ilanıdır.

Yapılması gereken, bu şer ittifakına karşı birleşmek, yobazların karşısına kale gibi dikilmektir.

DOĞRU Parti olarak bizlerin kararı şudur :

  • AKP ve Şeriatçı ortakları “Sivil Anayasa” yapıyoruz diye Türk Milletini Devletini ve Atatürk’ü yıkma gayretlerini fiiliyata döktükleri an, başını DOĞRU Partinin çekeceği, Cumhuriyet tarihinin en büyük “SİVİL İTAATSİZLİK ve DİRENİŞ” başlayacaktır.
  • Görelim bakalım, emperyal kuklalar mı yaman, Türk Milleti mi yaman…

    Sağlık ve başarı dileklerimle, 16 Haziran 2023

DENETLEMEK GÖREVDİR!

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Denenmişi denemek, ahmaklıktır!
Türkiye, İngiltere vatandaşı Mr. Şimşek’i daha önce denemedi mi?
Erdoğan bu kişiyi, başarısızlığı sebebiyle, hakaret ederek kovmadı mı?

  • Mr. Şimşek, Türk hazinesini uluslararası tefecilere soydurmadı mı?

Bu kişi, yaptığı özelleştirme peşkeşleri için hesap verdi mi?
DOĞRU Parti olarak AHMAK olmadığımız için, bu atamayı reddediyoruz.
Türkiye, Artin Agopyan’ın hısmı Hakan Fidan’ı denemedi mi?
Türkiye’yi, Suriye bataklığına sokan ekibin içinde Fidan yok mu?
Kafa kesici Selefi örgütlerle ilişki kurup, bunları donatan kişi değil mi?
Bu kişi, Suriye’deki can kayıplarımızın hesabını verdi mi?
Kerkük Türkmenleri, bu kişi döneminde Barzani’ye ezdirilmedi mi?

Doğru Parti olarak AHMAK olmadığımız için, bu atamayı reddediyoruz.

T.C. Merkez Bankası, bir kamu kuruluşudur.
Yeni MB Başkanı H. Gaye Erkan’ın, MB deneyimi var mı?
Meslek geçmişinde dünya çapında bir başarısı var mı?
Türkiye’de MB Başkanlığı yapacak, dünyada saygınlığı olan birileri yok mu?
DOĞRU Parti olarak AHMAK olmadığımız için bu atamayı reddediyoruz.

Pavyon Fedaisi kılıklı Bayburtlu Kavcıoğlu, MB Başkanı değil miydi?
Cumhuriyet tarihinde ilk kez MB, EKSİ rezerve dönmedi mi?
Şu an, swaplar dışında MB net rezervi, EKSİ 75,2 milyar dolara düşmedi mi?
Türk Milletinin milyarlarca dolarını bu kişi yok etmedi mi?
Bu kişi, görevinin sonunda Türk Milletine hesap verip, özür diledi mi?

  • T.C. Devleti, devlet değil de, yolgeçen hanı mı, dingonun ahırı mı?

Bu kişiyi şimdi de BDDK’nın başına, orayı da batırsın diye mi getirdiniz?
DOĞRU Parti olarak AHMAK olmadığımız için bunun atamasını reddediyoruz.

Yaşar Güler, Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanı değil miydi?
Sınırlarımızı korumak görevi O’nun değil miydi?

  • İt-Uğursuz-Katil-Casus milyonlarca kaçak (AS: Bir bölümü.. ayrıca “it” sıfatını uygun bulmuyoruz), Güler’in görevini yapmaması yüzünden, ülkemize gelip birer “Demografik Bomba” olarak girmediler mi?

Sığınmacı piçler (AS: bu sıfatı ve genellemeyi uygun bulmuyoruz) ülkemizde gezerken, çocuklarımız Suriye’de şehit olmadılar mı?

Yaşar Güler, Türk Milletinden bir kez olsun özür diledi mi?
DOĞRU Parti olarak bu atamayı da reddediyoruz.

İbrahim Kalın, çocuklarının okul ücretlerini Abdullah Tivnikli’ye ödetmedi mi?
İ. Kalın, tüm gençliği boyunca Arap Milliyetçiliği için çalışmadı mı?
Erbil’deki sıra gecesinde, Barzani denen eşkıyaya saz çalmadı mı?

İ. Kalın, CIA’in arka kapısı Stratfor’un raportörlüğünü yapmadı mı?

Türkiye’de gereği gibi MİT Başkanlığı yapacak biri kalmadı mı?
DOĞRU Parti olarak bu atamayı da reddediyoruz…
***
Aziz Türk Milleti;

Şimdi bazı aklı evveller ve emperyal hortumla beslenenler şunu diyecekler:

“Bu atamalar, seçim kazanmış bir iktidarın yaptığı atamalardır.
Atamalar yapılırken DOĞRU Partiye mi soracaklardı? Siz kimsiniz?”

Başta soyguncu Bademler olmak üzere herkes şunu çok iyi anlamalıdır!
Yalnızca seçim kazanmak, iktidara sınırsız yetki vermez.
Hiç kimse kaynağını Anayasanın vermediği bir yetki KULLANAMAZ!
İktidar, verdiği kararlar ve uygulamalar ile devleti maddi-manevi zarara sokanları, yargıdan kaçıramaz.
Türk Milleti adına yetki kullananlar, verdikleri yanlış kararlardan, atamalardan
sorumludur. Herkes hesap vermek zorundadır.

Türk Milletinin siyasetçilerinden ahmak olmayanları, bu emperyalist oyunları görmek, Türk Milletini uyarmak ve bozmakla yükümlüdür. Ahmak ve hain olanlara sözümüz yoktur.
Türkiye’nin bu fasit daireyi (AS: kısır döngü) kıracak, Türk Milletini kendine getirecek, Lâik Cumhuriyete ve Ulus Devlete sahip çıkacak aydın ve yürekli devlet adamlarına, önderlere, birlikteliklere ihtiyacı (gereksinimi) var.

  • Ülkemizin sülalece devleti soyan,
  • Müslümanların sadaka paralarını dolandıran hasta beyinli ahmaklara hiç ihtiyacı yoktur.

Takdir Türk Milletinindir, biz ısrarla doğruları yazmaya-söylemeye devam edeceğiz.

Elbet bir gün duyan olacak ve üzerimizdeki ölü toprağını atıp ayağa kalkacağız…

Sağlık ve başarı dileklerimle,
10 Haziran 2023

ERDOĞAN VE BAHÇELİ’YE ASLA OY VERİLMEZ, VERİLMEMELİ

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
23 Mayıs 2023

Türk Devletleri, binlerce yıllık Türk Tarihinde çok ihanetler gördü.
Cumhuriyet tarihi boyunca, silahlı kalkışmalar, Bölücü-Kürtçü PKK Narko-Terör örgütü, karşı devrimciler, dinci silahlı terör örgütleri, emperyalist devletlerin ve bunların iç-dış uşaklarının ihanetlerini gördük.

Tüm bu ihanetlerin en büyüğü, demokratik rejimin özgürlük ortamından yararlanarak 21 yıldır iktidar olan “Siyasi Ümmetçiler ve Bahçeli” ortaklığı ile kabul edilen İKİZ YASALAR adlı bölünme yasalarıdır.

Bir daha anlatalım                              :

Tarih 15 Ağustos 2000’de (Gölcük-Yalova depreminden 1 yıl sonra) Türk Devleti New York’ta, Türk Milleti tarafından İKİZ YASALAR olarak adlandırılan Uluslararası Sözleşmeyi imzaladı.
Başbakan Ecevit idi. Yardımcıları ise Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli (57. hükümet). İkisi öldü, Bahçeli yaşıyor!

Bahçeli, Genel Seçime daha 1,5 yıl varken, 3 Kasım 2002’de Erken Seçim istedi.

10 Aralık 2002’de, henüz MV olmayan Erdoğan, Beyaz Saray Oval Ofis’te ABD Başkanı George Bush ile görüşerek, hem BOP Eşbaşkanlığını hem de İkiz Yasaları imzalamayı kabul etti.
İkiz Yasalar denen 4867 ve 4868 sayılı yasalar 4 Haziran 2003’te Başbakan Erdoğan’ın isteğiyle TBMM’de onaylandı. Tüm muhalefet seyretti!

İkiz Yasalar Sözleşmesinin 1’nci maddesini takdim ediyorum :

1) Bütün HALKLAR kendi geleceklerini tayin etme hakkına sahiptir.
Bu hak gereğince halklar kendi SİYASAL STATÜLERİNİ özgürce kararlaştırırlar ve
EKONOMİK-SOSYAL-KÜLTÜREL gelişmelerini özgürce sağlarlar.

2) Bütün halklar kendi amaçları doğrultusunda, karşılıklı yarar ilkesine dayanan ekonomik işbirliği ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerine halel getirmemek kaydıyla, kendi doğal zenginlik ve kaynaklarından özgürce yararlanabilirler.
Bir halk hiçbir durumda, kendi varlığını sürdürmesi için gerekli olanaklardan yoksun bırakılamaz.

3) Bu sözleşmeye taraf olan devletler, halkların kendi kaderini tayin etme hakkının gerçekleştirilmesini kolaylaştıracaklar ve bu hakka saygı göstereceklerdir.

Aziz Türk Milleti,

İkiz Yasalar, vatanının-milletinin- devletinin BÖLÜNMESİ için
emperyalist devletler tarafından hazırlanıp,
Erdoğan-Bahçeli tarafından yaşama geçirilen bölücü yasalardır.

Sinan Oğan da tıyneti gereği, bu anlaşmayı yapanların kucağına atlamıştır.
Ne pahasına mı? Yok canım, kalbinizi bozmayın sakın!
Sinan’ın ayağı kaymış ve yanlışlıkla Erdoğan- Bahçelinin kucağına düşmüştür…

DOĞRU Parti olarak bizler, her türlü yanlışına rağmen ve kendisine doğru yolu gösteren bizleri tanımamakta ısrar eden Kılıçdaroğlu’na OY VERECEĞİZ.

Oyumuza yine sahip çıkmazsa ve kaybederse, and olsun ki O’nu da sokağa çıkamaz hale getireceğiz…

Sağlık ve başarı dileklerimle.

BÖYLE SEÇİM OLUR MU?

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesinin “Eşbaşkanlığını” kabul etmiş bir Başbakanınız veya bir Cumhurbaşkanınız varsa, üstelik bu kişi yurt dışında haksız edinilmiş mal varlığına sahipse ve bunun belgeleri yabancı istihbarat örgütleri tarafından ele geçirilip bir şantaj aracı olarak kullanılıyorsa, T.C. Devletinin emperyalistler tarafından ele geçirilmediğini söyleyecek bir tane “Siyasal Bilimci” veya “Siyasal Stratejist” bulabilir misiniz?

Peki “Köpekbalığı” olarak nitelendirilen emperyalist devletlerin, muhalefet partilerini de ele geçirmek istemeyeceklerini iddia edecek biri var mı?

Devletin dinamik kurumları teker-teker çökertilirken, bir tetikçi Savcı – bir ahlaksız Polis – bir de sahte dijital kanıt ile Türk Ordusunun 85-95 yaşındaki Komutanları, gazeteciler, aydınlar hapse atılıyorsa ve cinayet işleyen terör örgütü militanları AKP tarafından Meclise taşınıyorsa ülkede huzur ve güvenlik olduğunu söyleyecek bir kişi bulunur mu?

  • Anayasa buyruğu ile seçimi yönetmekle görevlendirilen devlet kurumları bizzat Anayasayı ihlal suçu işliyorsa, ve yaptıkları gayet normal karşılanıyorsa, kimi kime şikayet edeceksiniz?

Bugün YSK’ya bir itiraz dilekçesi daha vereceğiz!

Ama önce bir gerçeği yazalım :

Bir toplumda huzurun ve esenliğin olması yönetim biçiminden çok, HALKIN AHLAK DÜZEYİ İLE İLİNTİLİDİR.

Adalet ve asalet duygusuna sahip çıkmayı becermiş, AHLAKLI BİREYLERDEN VE  YÖNETİCİLERDEN oluşan toplumlar, yönetim biçiminden bağımsız olarak huzurlu toplumlar olacaktır. Aksi hüsran ve kaostur (karmaşadır).

Gelelim YSK’ya yapılacak itiraza :

7393 sayılı MV seçimi yasasında yapılan değişiklikler 06 Nisan 2022’de Resmi Gazetenin aynı gün ve 31801 sayılı baskısında yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Bu tarihten bir yıl geçmeden yani 06 Nisan 2023’ten önce yeni seçim yasası kullanılamaz. Bu biiir!

Anayasa madde 67’nin ek fırkası:
Seçim yasasında yapılan değişiklikler, YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİ tarihten başlayarak 1 (BİR) yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamaz. Bu ikiii!

YSK, 13 Mart 2023 tarihli 2023/99 sayılı kararı ile, CB ve MV seçim takviminin başlangıç tarihi olarak 18 Mart 2023 Cumartesi gününün kabul edildiğini karara bağladı. Bu üüüç!

Bu Anayasa hükümlerine göre 06 Nisan 2022’de yürürlüğe giren YENİ SEÇİM YASASI, YSK kararına göre seçimlerin başlangıç tarihi olan 18 Mart 2023 tarihinde KULLANILAMAZ. Çünkü Anayasa buyruğu olan 1 yıl süre geçmemiştir.

Seçim, salt oy verilen gün değildir. YSK seçimin başlangıç takvimini açıkladığında, seçim Anayasal olarak başlamış olur. Bu da dört!

YSK, 14 Mayıs 2023’te yapılacak seçimde YENİ SEÇİM YASASINI uygulamaya almakla, Anayasayı çiğneme (ihlal) suçu işlemiştir.

DOĞRU Parti bu gün “Seçimlerin İptali” için YSK’ya itiraz edecek ve YSK kararından sonra AİHM’e de başvuracaktır.

Tüm Anayasa Hukukçularının ve DOĞRU Parti Hukukçularının kanısı bu yöndedir.
Peki, İktidar ve Muhalefet partileri bu konuda itiraz edebildiler mi?
Lütfen, yazının başındaki 1. ve 2. paragrafları bir daha okur musunuz?
Bu itirazı yapıp tarihe not düşmek için, gerçek anlamda bağımsız, yerli ve milli olmak gerekir.

Uyumakta olan toplumumuza verdiğimiz rahatsızlık için özür dileriz.

DOĞRU Parti toplumumuzun haklarını ve Anayasamızı, toplumumuza karşın savunmaya sürdürecektir…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 06 Nisan 2023