Kategori arşivi: Hekim Saltık

NUTRITION & PUBLIC HEALTH

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School


All medical students,

Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 2nd June 2021, we conducted a 1 hour lecture on zoom for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

NUTRITION & PUBLIC HEALTH

Here are 41 power point slides having a rich and up to date content (PDF 1,4 MB).

Nutrition_and_Public_Health

With respect and love. 2nd June 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Univ. Medical School, Dept. of  Public Health (Emeritus)
MSc in Health Law
BSc in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

SGK’NIN YENİ ZAMMI VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI SİSTEMİNE TOPLU BAKIŞ

Mahmut ESEN
Mülkiye Başmüfettişi (Em.)

GİRİŞ

1-Zorunlu Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında sigortalılara verilecek sağlık hizmetleri SGK tarafından yerine getirilmektedir. SGK, sigortalılara verdiği sağlık hizmetlerini, kamu ve anlaşmalı özel sağlık kurum / kuruluşlardan hizmet alımı yoluyla karşılamaktadır.

Sağlık kuruluşlarına ödenecek hizmet bedelleri SGK tarafından yayınlanmış Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile belirlenmiştir. SUT’ta yapılan değişikliklerle sağlık mal ve hizmet bedelleri zaman zaman güncellenmektedir.

Sağlık kuruluşlarına ödenecek hizmet bedelleriyle ilgili son güncelleme, 28.04.2021 günlü R.G.’de yayınlanmış olan Tebliğ değişikliğiyle gerçekleştirilmiştir. Tebliğ (SUT) hükümleri 01.06.2021 tarihinden itibaren (AS: başlayarak) uygulanmaya başlanacaktır.

SGK’nın fiyat ayarlamalarını uzun aralıklarla / yıllar sonra yaptığı, zam oranlarını ülkenin ekonomik gerçeklerini dikkate almadan asgari (AS: enaz) tutarlarda belirlediği, bu yolla hizmet satın alınan sağlık kuruluşlarına daha az ödemede bulunarak tedavi (AS: sağaltım) giderlerinden tasarruf etmeye (!) çalıştığı görülmektedir.

Örneğin son fiyat ayarlamaları ile özel hastanedeki uzman hekime (örn. Kardiyolog) ayakta tedavide (AS: sağaltımda) ödenecek muayene ücreti 37 TL’den (% 16 artışla) 43 TL ‘ye yükseltilmiştir!

Böylelikle 2010 yılında 31 TL olarak belirlenmiş muayene ücretine, on yılı aşkın bir süre sonunda, toplam olarak % 38,7 oranında zam yapılmış olmaktadır.

Bu zam oranının ülkemizde yıllardır yaşanmış yüksek oranlı enflasyon ortamında çok yetersiz kaldığı son derece açıktır. Üstelik bu “güncelleme” uygulamaları yalnızca muayene ücretlerine özgü olmayıp; tedavi (AS: sağaltım) hizmetleri, tetkik – tahlil bedelleri içinde de büyük ölçüde geçerliğini korumaktadır.

SGK’nın gecikmeli – çok yetersiz zamları kamu sağlık kuruluşlarının hizmetlerinde de beklenen iyileşmeyi sağlamaktan uzaktır. Ödenen hizmet bedellerinin yetersizliği yüzünden, kamu sağlık kurumlarında verilmekte olan kimi hizmetlerde (acil ameliyatlar dahil) aksamalar/gecikmeler yaşanmaktadır. Sigortalılar, özel sağlık kuruluşlarına gitmek zorunda kalmaktadır.

Anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarına giden / gitmek zorunda kalan SGK sigortalıları ise ucu açık, yüklü miktarlar içeren ek faturalarla karşılaşmaktadır. Özel sağlık kuruluşlarında SGK’nın  belirlediği ücretin iki katını geçen ek ücret alınmayacağına yönelik açık seçik yasa hükmüne bile uyulmamaktadır. SGK (kendi işine de gelen) bu yasa dışı uygulamayı görmezlikten gelmektedir.

Sigortalıların; SGK’nın kuruluş yıllarında olduğu gibi, özel sağlık kuruluşları / üniversite hastanelerinden ek ücretsiz, makul bir ek ücret ve hatta % 200 zamla bile hizmet almaları olanağı kalmamıştır.

Öte yandan yetersiz kalan zam; sigortalıların özel sağlık kuruluşlarında ödeyecekleri ek ücrette bir indirim sağlamamakta, tam tersine daha çok (SGK zammının iki katı) ek ücret ödemelerine yol açmaktadır.

  • Bu bağlamda ülkemizde, acil durumlar dahil sigortalıların sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma hak/olanağı büyük ölçüde yitirilmiştir.

Belirtilen nedenlerle GSS işleyişinin yeniden gözden geçirilmesinde / sorgulanmasında, bu amaçla tarihsel süreç içinde sistemin incelenmesinde ve gereken önlemlerin alınmasında büyük yarar vardır.

GENEL SAĞLIK SİGORTASI SİSTEMİNİN İNCELENMESİ

2-2006 yılında (5510 ve 5502 sayılı olanlar başta olmak üzere) sosyal güvenlik ve sosyal sigortalar alanında “reform” niteliğinde yasal düzenlemeler yapılmıştır. SSK, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı kuruluş yasaları yürürlükten kaldırılmış, bunlar tarafından verilmekte olan hizmetler yeni kurulmuş olan SGK Başkanlığı bünyesinde birleştirilmiştir.

Bu arada kişilerin sağlıklarının korunması, sağlık riskleri ile karşılaşmaları durumunda da oluşan giderlerin karşılanması için Genel Sağlık Sigortası (GSS)  kurulmuştur. Sigortalılara sağlık yardımlarının SGK aracılığıyla tek elden yapılması, toplumun tüm bireylerinin zorunlu GSS  kapsamında olması, bu arada yeterli gelire sahip olmayan vatandaşlarımızın GSS primlerinin de  (AS: Prim = EK VERGİ!) Devletçe karşılanması kabul edilmiştir.

Daha önce, çalışanların kurumlarınca ayrı ayrı ödenmekte olan sağlık mal ve hizmet giderleri tek elden SGK Başkanlığınca karşılanmaya başlanmıştır. Bu bağlamda, değişik yasalarda varolan genel sağlık sigortasına aykırılık oluşturan tüm hükümler (Milletvekilleri ile ilgili olan 3671 /4 maddesi dışında) yürürlükten kaldırılmıştır.

2012 yılından başlayarak GSS zorunlu kılınmıştır. Günümüzde, banka yardımlaşma sandıkları çalışanları vb. kimi ayrıklar (istisnalar) dışında, 83,6 milyona ulaşan nüfusumuzun tümüne yakını GSS sistemine dahil edilmiştir.

3-Ülke nüfusunun tümüne yakınını içeren GSS kapsamındaki sigortalılara sağlık yardımları SGK tarafından, sağlık kurum/kuruluşlarından hizmet alımı yapılarak karşılanmaktadır. Yapılacak sağlık yardımlarının ilke ve yöntemleri (usul ve esasları), sigortalılardan alınacak katılım payları, özel sağlık kuruluşlarına ödenecek ek ücretler, sağlık mal ve hizmetlerinin bedellerinin belirlenmesi vb. konular; 5510 sayılı Yasa, konuya ilişkin Yönetmelik ile SGK tarafından çıkarılmış Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT)  ayrıntılı olarak belirtilmiştir.

Bu bağlamda, SGK ile özel hastanelerin büyük bölümü sağlık hizmeti alımı konusunda anlaşma yapmıştır. 5510 sayılı Yasa başta olmak üzere; SUT ve hastane girişlerinde panolar üzerinde ilan edilmekte olan sözleşme hükümleri uyarınca özel sağlık kurumlarına SGK tarifesinin iki katını geçmemek üzere ek ücret alma olanağı getirilmiştir.

4-Mevzuatta yer alan GSS’na aykırılık oluşturan tüm hükümler yürürlükten kaldırıldığı halde, milletvekilleri ile bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi giderlerinin TBMM bütçesinden yapılacağına ilişkin yasa kuralı (3671/4 md.) günümüze dek özenle korunmuştur.

Üstelik 2019 yılı sonralarında, anılan Yasaya milletvekillerinin sağlık hizmetlerinden yararlanma usul ve esaslarının Yönetmelikle düzenleneceği biçiminde ek yapılmıştır. Herhangi bir sınırlama olmaksızın TBMM Başkanlık Divanınca çıkarılmış Yönetmelik kurallarına göre milletvekillerine ve milletvekillerinin çalışan (sigortalı) eş – çocukları ile ana ve babalarına bile TBMM bütçesinden tedavi yardımının önü açılmıştır.

Yönetmelik ile GSS sağlanmış olanlarla karşılaştırılamayacak oranda (onların hayal bile edemeyeceği), özel sağlık sigortası poliçelerinde bile öngörülmeyen hükümler içeren sağaltım (tedavi) yardımları sağlanmıştır. (AS: Yurt dışı dahil!)

Bu özel düzenlemenin GSS mevzuatının yanı sıra, Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan “ Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” Kuralına da aykırı olduğu hususu göz ardı edilmiştir.

Buna karşın, anılan özel yasanın uygulama alanı genişletilmiştir. Yasalarda yapılmış ek / değişikliklerle, yüksek mahkemelerin (AYM, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay) başkan ve üyeleri, üst düzey askeri yetkililer (AS: Orgeneral – oramiraller) ve bakmakla yükümlü oldukları kimselerin sağlık giderlerinin de, TBMM üyelerinin bağlı oldukları kurallar çerçevesinde, çalıştıkları kurum bütçelerinden ödenmesine ilişkin ayrışık düzenlemeler getirilmiştir.

Böylelikle, Devletin en üst makamlarında görev yapanlardan kimileri (Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın övgüyle söz ettiği) GSS sistemi dışına çıkarılmıştır. GSS sisteminin kuruluş ve amacına aykırı bir durum ortaya çıkmıştır. GSS, “genel” olma temel niteliğini yitirmiştir.

5– Milletvekilleri, yüksek yargı organları ve üst düzey askeri yetkililerinin sistemden çıkış / kaçışlarından da anlaşılacağı üzere, GSS söylendiği gibi “ tıkır-tıkır” işlememektedir.

SUT ile belirlenmiş olan sağlık mal ve  hizmet bedelleri günün ekonomik koşulları dikkate alınarak güncellenmemektedir.

Güncellemeler uzun aralıklarla ve gereksinmelere yanıt olmayacak büyüklükte yapılmaktadır.

Bu yüzden sağlık kuruluşlarına hizmet bedelleri yıllarca simgesel fiyatlar üzerinden ödenmiştir. İlaç ve tedavi giderlerinde yoğun tasarruf tedbirleri uygulayan SGK’nın; kuruluş yasasına da aykırı olarak, sigortalılardan alınan primlerden oluşan Genel Sağlık Sigortası Fonu kaynaklarını, SGK’nın öbür giderlerinin (açıklarının) kapatılmasında kullanıldığı görülmektedir. (SGK 2016 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu.)

Üstelik SGK, hastanede muayene olan sigortalıdan (özel hastanelerde 15 TL) katkı payı ve 3 TL reçete bedeli tahsil etmektedir. Fiyat güncellemesi yapılmaması sonucu kamu hastanelerinde verilmekte olan sağlık hizmetlerinde aksamalar / gecikmeler olmuş, acil ameliyatlar dahil kimi hizmetler güçlükle yerine getirilebilmiştir.

Özel hastanelere giden vatandaşlarımız da her geçen gün daha çok ek ücret ödemek zorunda kalmıştır. Çünkü özel hastaneler, 5510 sayılı Yasa; imzaladıkları sözleşme hükümlerine karşın SUT tarifesinin % 200’ün üzerinde ücret almışlar, bu yolla hizmet bedellerini piyasa koşullarına uyarlamışlardır.

Günümüzde mevzuata / imzaladıkları sözleşme hükümlerine aykırı olmasına karşın % 200 üzerinde fark ücreti almayan özel hastane yok denecek ölçüde azdır.

SUT tarifesini güncellemeyen dolayısıyla sağlık kurumlarına daha az tedavi gideri ödeyen SGK yetkililerinin; gün geçtikçe yaygınlaşan yasa dışı uygulamalardan rahatsız olmadıkları, bu durumlara açıkça göz yumdukları bilinmektedir.

Öte yandan, özel hastanelerin acil sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanılması 24 saatle sınırlandırılmıştır. SUT’ta yapılan bir değişiklikle acil durumlar nedeniyle özel hastaneye başvurulması durumunda, hastanın taburcu edilinceye dek sunulan tüm sağlık hizmetleri için hiçbir ek ücret alınmamasına yönelik düzenleme de kaldırılmıştır.

Yapılmış bu değişikliklerden sonra özel hastanelerdeki acil sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanılması olanağı yok denecek ölçüde azalmıştır.

Özel hastanelere giden / gitmek zorunda kalan sigortalılar, bu konularda ne yazık ki yazgılarıyla ve yasaya aykırı olarak düzenlenmiş yüksek bedelli faturalarla baş başa bırakılmıştır.

SONUÇ

6- 2006 yılında kabul edilmiş olan sosyal güvenlik ve sosyal sigortalar alanında reform niteliğindeki yasal düzenlemeler doğrultusunda oluşturulmuş, Cumhurbaşkanı tarafından da dünyada örnek gösterilen, nüfusumuzun tümünü kapsaması gereken zorunlu genel GSS’ndan; çıkışların / kaçışların önüne geçilmesi, bu amaçla milletvekillerinin de kapsama alınması, sağlık hizmetlerinin kimseye ayrıcalık (imtiyaz) tanınmadan tek elden verilmesi gerekmektedir.

Milletvekilleri, yüksek mahkemelerin başkan ve üyeleri, orgeneral – oramirallerin kapsam dışına çıkarılmış olmaları; GSS sistemindeki sorunların bilinmesini / çözümlenmesini zorlaştırmakta, öte yandan toplumdaki adalet duygusunu da derinden yaralamaktadır.

Öbür yandan SUT tarifesi de ekonomik gerçeklerde göz önüne alınarak hızla yeniden güncellenmelidir. Bu bağlamda kamu sağlık kuruluşları daha iyi hizmet verebilir duruma getirilmeli, özel sağlık kuruluşlarının yasa ve SGK ile imzaladıkları sözleşme hükümlerine uyumları sağlanmalı, sigortalılar yüklü ek faturalarla baş başa bırakılmamalıdır.

  • Sigortalıların sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

YÖN RADYO PROGRAMIMIZ – 01 HAZİRAN 2021

Dostlar,

01 Haziran 2021 Salı günü, YÖN Radyo‘da Sn. Selin Kartay’ın konuğu olduk.

Bu gün başlayacak aşamalı / basamaklı (kademeli) serbestleşme önlemlerini değerlendirdik.
28 Şubat 2021’de 2. kez (1 Haziran 2020 sonrası) AÇILIM – SAÇILIM KUMARI oynamıştı İktidar. Faturasının çok ağır olacağını, 2. kasırgayı aratacağını Şubat 2021 boyunca hep haykırdık. Ne yazık ki öyle de oldu.. Taa ki Nisan 2021 ortasına dek İktidar yangını / salgını salt izledi. Bunları hep konuştuk TV’lerde ve yazdık web sitemizde.. Masum insanlar öldü!

İlginçtir, ilk açılım – saçılımın tam da 1. yılında, 3. kez denetimli serbestleşmeye geçiyoruz. Gene ayakları yere basmayan ve aşkın adımlarla. Bakınız, 28 Şubat 2021 verileri aşağıda, bu tablo ile 1 Mart 2021’de 2. esnemeye geçmiştik :

1 Haziran 2021’de başlattığımız 3. esnemede ise önümüzdeki tablo aşağıda :

PCR+ olgu sayısı 28 Şubat’ta 9034 iken 1 Haziran’da 7714. Ancak bu arada varyant tipler arttı ve PCR testleri, dizin irdelemesine (sekans analizi) göre yeterince güncellenip ayrıca kalibre edil(e)medi ise, duyarlığı (gerçek taşıyıcıları yakalama yeteneği) düşmüş olabilir. Nitekim ağır olgu sayısı 1 Şubat’ta 1191 iken bu gün 1241!? Dünya ortalamasının 2 katı!?
Günlük ölüm sayısı çok uyarıcı : 1 Şubat’ta 66, bu gün (1 Haziran) 129..
Ölüm oranı Dünya ortalaması %2, bizde %0,9!??
Üstelik bu günkü veriler, ilk tepeyi yaşadığımız Nisan 2020 orası verilerden daha ağır..
Aşılamada çok yol alabilmiş değiliz. Toplam 29,24 milyon doz aşılama yapılmış; tek doz alanlar 16,66 milyon, 2 doz alabilenler salt 12,58 milyon… 90 milyon nüfusumuzun %14’ü. 5,26 milyon da hastalığa yakalanarak doğal bağışıklık geliştirenleri (hala sürdüğü varsayımı ile) eklersek 12,58 + 5,26 = 17,84 milyon eder ki bu da toplam nüfusta %19,8’idir. Özetle, toplum bağışıklığı (aşı ile yapay + hastalık geçirerek doğal) 1/5 düzeyindedir. Nüfusun %80’inin bulaşa (enfeksiyona) açık olduğu söylenebilir, tek doz aşının yeterli bağışık direnç geliştiremediği göz önüne alınarak.

Ayrıca 1 Haziran 2021 verilerine Türkiye, “muazzam bir başarım (performans)” göstererek, dünyadaki hastalık – ölüm azalma hızlarının çok önünde koşarak ulaşmıştır..
Gerçek verileri ve epidemiyolojik ölçütleri, örneğin Ro değerini bilmiyoruz.
Turizme açılarak, döviz girdisi için sınır kapılarında çooooookkkkkk esnek davranarak da ek risk alıyoruz. 4 milyon turizm çalışanı tümü ile aşılanmadı ya da 2. doz sonrası 15 gün geçmedi. Kamuda esnek mesai iyi ama özel kesimde yok gibi! Kamu, toplam istihdamın 1/10’u yalnızca.
Elde yeterli ve de yerli aşı yok ve dışalım aşılarla ilgili bir güvence de söz konusu değil.
Ayrıca yaygın – çok çeşitlenen (DSÖ 11 Mayıs 2021 raporuna göre 10 tür!) mutant tipler karşısında aşıların güncellenmesi gerekliliği sorunu da önümüzde ve yerli en iyimser Eylül’de!İktidar, Refik Saydam Ulusal Koruyucu Sağlık Kurumunu (Hıfzıssıhha Enstitüsünü) inatla açmıyor!?
Okullara, çok ucuz olan yeterli çamaşır suyu bile gönderilememiş duruda, altyapıya dönük hemen hemen hiçbir şey yapılmadı geçen 15 ayda. Öğretmen – okul çalışanı aşıları bile tamamlanamadı!

Genelgeleri İçişleri Bakanlığı yayınlıyor. Oysa 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Yasası’nın son yürürlük maddesi şöyle :

Madde 309 – Bu kanun hükümlerinin icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

Ama artık “Bakanlar Kurulu” yok Anayasada! TEK ADAM VAR! Dolayısı ile İçişleri Bakanlığı Sağlık Bakanlığının rolünü, işlevini gasp ediyor. İdare hukukunda buna İŞLEV (FONKSİYON) GASPI deniyor..
Erdoğan’ın “CB Kararı” ile yayınlanmalı bu düzenlemeler. Ya da CB Kararnamesi ile.
Sağlık Bakanlığı yetkilerine (Cumhurbaşkanlığı ucube hükümet sisteminde ne denli varsa!?) sahip çıkmalı.

  • Öte yandan, salgın önlemleri bağlamında genelge ile temel insan hak ve özgürlükleri sınırlandırılıyor ki, Anayasanın 13. maddesi karşısında buna olanak yok..
    ****
    Konuşmamızı epey kapsamlı özetlemiş olduk. İzlemek için lütfen tıklayınız (33 dk.)

Sonuç olarak; Son gevşeme önlemleri çelişkili, “çok cesur” ve hangi Epidemiyolojik ölçütlere dayandığı belirsiz. Salgınlar dalgalarla gider. Dünyayı da yakından izlemek gerekir. Sütten ağzımızın çooooookkkk yanmış olması gerek önceki 2 kasırga nedeniyle. O yüzden yoğurdu üfleyerek yiyelim.
Ulusumuz özenli olmayı sürdürsün.
Özellikle kapalı alanlarda kısa süre kalma ve 2 metreden çok yakınlaşmama
Maskeye ve genel hijyene de devam..
İktidar da gereksinimli kesimlere sosyal desteği sürdürmeli. Ama ertesi gün akaryakıt ÖTV’ni zalimce artırarak  değil; ABD, İspanya, Arjantin’de… olduğu gibi üst gelir dilimlerine ek vergi koyarak salgın giderleri için “adil” ve gerçek (para basarak değil örneğin) kaynak yaratmalı.

İstanbul Kanalı yerine,

  • SALGININ ÇOK AĞIR VE UZUN YILLAR SÜRECEK YARALARI SARILMAYA ÇALIŞILMALI.

Sevgi ve saygı ile. 01 Haziran 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik     

 

Community Mental Health

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School


All medical students,

Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 1st June 2021, we conducted a 1 hour lecture on zoom for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

Community Mental Health

Here are the 36 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 2 MB)

Community Mental Health

With respect and love. 1st June 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Univ. Medical School, Dept. of  Public Health (Emeritus)
MSc in Health Law
BSc in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE AŞI GERÇEĞİ

Dostlar,

Çok değerli meslektaşımız, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Torun‘un tükenmeyen sabrı ve enerjisiyle, AŞILAR hakkında bir film hazırlandı :

DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE AŞI GERÇEĞİ

Sevgili Mustafa onurlandırarak bizim iletimizi (4 dk.) en başa koymuş, sağolsun..

Prof. Dr. Ayşe Wilke, Uzm. Dr. Mustafa Torun’un kendisi, Prof. Dr. H. Şener Barut kısa katkılar vermişler. Dostumu Prof. Dr. Vedat Bulut daha uzun emek harcamış, sağolsun..

Sevgili kardeşimiz Prof. Dr. Çağatay Güler’in şiirinin dizeleri  içimizi titretiyor

…. gerekeni yaptınız mı,
yaptınız mı gerekeni??
…..
Dr. Ceyhun Atuf Kansu‘suz olur mu?
O’nun içimizi ağlatan KIZAMUK AĞIDI… olmaksızın??

İzlemek için lütfen tıklar mısınız?? (47 dk.)

Video kaydını oluşturan Sn. Atilla Yüceak‘a da şükran doluyuz..

Hiç unutulmasın; Aşılar yaşam kurtaran ve son derece güvenli Halk Sağlığı ürünleridir.

  • Aşı karşıtlığı bilimsel bir tutum ve davranış değildir.
  • Çünkü aşıların etkinliği ve güvenilirliği 1798’den bu yana sayısız bilimsel araştırma ve günümüze dek aşılanan yüz milyonlarca insan ile uygulamalı olarak, su götürmez biçimde kanıtlanmıştır. 
  • Kanser aşıları da geliştirilmeye başlandı.. kim “hayır” diyebilir ki?
  • Yaşasın BİLİMSEL AKILCILIK..
  • YAŞASIN HALK SAĞLIĞI VE KORUYUCU HEKİMKLİK!

Çiçek hastalığının, Dr. Edward Jenner‘in 1796’da geliştirdiği aşı ile, yaklaşık 200 yıl sonra, 1978’de kökü kazındı (Eradikasyon).. Kovit-19 salgınını da başlıca yaygın aşılama ile yenecek insanlık..

Şimdi sıra kötü yönetimde!

Sevgi ve saygı ile. 01 Haziran 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik

MEDYASCOPE TV Konuşmamız – 28 Mayıs 2021

Dostlar,

28 Mayıs 2021 Cuma günü 14:30’da MEDYASCOPE TV’de Sn. İlayda Biberoğlu’nun konuğu olduk. Bize yönelttiği soruları yanıtlamaya çabaladık (26. dk.)

Son durum şöyle turkuvaz (!) tabloda :


Türkiye gene olağanüstü başarılı SALGIN YÖNETİMİNDE!
Destanlar yazmayı sürdürüyor!!??

Son haftada dünyada PCR+ olgu sayısında %14 azalma olurken bizde %1 oldu.
Yine son haftada dünyada ölümlerde %8 azalma olurken, ülkemizde %14 oldu.
Üstelik aşılamada, 2 doz aşılananlar 12.2 milyon kişi ile %14.9 iken.
Bu veri ile dünyada 12. sıradaki yerimizi korur iken..
Tüm dünyada kullanılan toplam aşı dozu 1,55 milyar oldu, bizde 28,6 milyon.

29 Nisan – 17 Mayıs arası kapanma asla bir “tam kapanma” olmadı, delik – deşik, çok esnek ve kısa idi. Turkuvaz tablodaki “destanı” bilimsel olarak Epidemiyolojik ilkelerle açıklama olanağı ne yazık ki yok.. Eski tas, eski hamam. Gerçek verilere Bakanlık da erişemiyor, eriştiğini de tam paylaşmıyor.

27 Mayıs 2021 günü açıklanan 8426 PCR+ verisi ile Dünyada 9. sıradayız.
5.2 milyonu aşan toplam olgu – vaka (hasta!) sayısı bakımından ise Dünyada 5. sıradayız.
Dünkü (27 Mayıs) verileri, ilk dalgayı yaşadığımız Nisan 2020 verilerinin çok çok üstünde.
O sırada en çok 5500 dolayına günlük hasta ve en çok 127 ölüm görmüştük.
Dolayısıyla hem kendi içimizde hem de dünya ile karşılaştırıldığında parlak bir yerde değiliz.

21 Nisan’da 65 binlere dayanan günlük olgu sayısı “resmen” 8 binlere indi.
Ama hala “resmen” 200’e yakın insanımızı her gün yitiriyoruz.
Durum hala ciddi.
Salgınlar dalgalarla gider. Bu 3. dalga idi inişe geçen.
Ancak daha pek çok bilinmeyen var.
Birden gevşemeye gelmez.
17 Mayıs sonrası tersine yaygın göç sonuçları henüz tam belli değil.
Bir de Haziran ortası önemli, 2. kuluçka dönemi (2 x 14 = 28 gün).

  • O zamana dek BİLİMSEL ÖZENLİLİĞİ elden bırakmamak zorundayız.

Ancak ülkemizin turist beklentisi çok yüksek. Sektör çalışanları tümüyle aşılanamadı.
Varyant – mutant tipler sayıca çok ve dünyada yaygın.
Bunlar ülkemize girebilir ve aşıdan kaçan enfeksiyonlar görebiliriz.
Sınır kapılarında test – karantina önlemleri, turisti kaçırmayalım diye gevşetilmemelidir.

  • 4. dalga riski kuramsal olarak ülkemizde vardır.

– Ro değeri 1’in altına inmeli ve birkaç hafta öyle kalmalıdır.
– Haftalık yüzbinde insidens hızı 10’un altına inmeli ve kalıcı olmalıdır.
– Doğru test politikası ile tarama testlerinde (başvuranlara değil!) (+) lik %1-2’nin altına çekilmelidir.
– Testler güncellenmeli, yeterli dizin çözümlemesi (sekans analizi) yapılmalıdır.
– Ölümler günlük 10’un altına inmelidir.

Ağır hasta oranımız hala kaygı vericidir; dünyada %0.6, bizde %1. Oysa hastalıktan ölüm oranı ülkemizde %0.9, dünyada %2’dir. Bu akıl almaz çelişkili veriler açıklanıyor her gün.
Oysa salgın yönetiminde güncel epidemiyolojik verileri SAYDAMLIKLA – GÜVEN VERECEK BİÇİMDE açıklamak zorunludur. Bu hem bilme hakkı hem de halkın savaşıma (mücadeleye) katılmasını sağlamanın başlıca aracıdır.

Havuzda hala 102.764 hasta var…
Hastalığı geçiren 5,2 milyon + 2 doz aşı olan 12,2 milyon.. Toplasak 17,4 milyon eder. Bu insanları 6-9 ay hastalığa dirençli saysak, 90 milyonluk ülkede %20’nin altındadır. Bu oran yeterli olmaktan çok uzaktır. Ülkemizde toplam ölümler “resmen” 47 bine erişmiştir. Dünya Sağlık Örgütü geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir raporda gerçek sayının açıklananın 2-3 katı olduğu kaygısını paylaşmıştır. Buna dolaylı – ikincil ölümler katılmamıştır. Bu varsayımlarla ülkemizde toplam ölümler rahatlıkla 200 (iki yüz) bini aşabilir ki çok ürkütücü bir sayıdır.

  • İktidarlar, masum tek bir insanın hastalanmaması ve ölmemesi için olanaklı her şeyi bilimsel çerçevede yapmakla yükümlüdürler. Tersi, son derece ağır ve bağışlanamaz bir suçtur!AŞILAMA, varyant tipler karşısında güncellenmiş etkili aşılarla hızla yapılmalıdır.
    Zamana yayılan aşılamada varılan en son aşılama oranı, pratik olarak erişilen TOPLUM BAĞIŞIKLIĞI oranına denk değildir. “Her aşılanan bağışık oldu” çıkarımı yanlıştır.
    Nitekim Ocak 2021’de yapılan seroprevalans çalışması verileri henüz açıklanmadı!?İzlemek için lütfen tıklayınız..

Sonuç olarak; geçen yıl 1 Haziran’da, 2021’de de 1 Mart’ta yapılan ölçüsüz açılımlar yinelenmemelidir. Belirtilen Epidemiyolojik ölçütler dikkate alınarak, dünyadaki veriler de çok özenle izlenerek, Sosyal devlet sorumluluğu bırakılmadan, salgın tümüyle bilimsel yönetilmelidir.

Sevgi ve saygı ile. 28 Mayıs 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik

 

ENVIRONMENT & HEALTH

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School


All medical students,

Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 28th May 2021, we conducted a 2 hours lecture on zoom for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

ENVIRONMENT & HEALTH

Here are the 45 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 2,6 MB)

Environment&Health

With respect and love. 28th May 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Univ. Medical School, Dept. of  Public Health (Emeritus)
MSc in Health Law
BSc in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

Human Rights & Health

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 01st November 2024, we’ll conduct a 1 hour lecture for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of Human Rights & Health. 

Here are the 39 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 4,7 MB)

Human Rights & Health

 

With respect and love. 31st October 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of  Public Health
LLM in Health Law
BSc in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       X : @profsaltik

Epidemiologic Research Methods in Medicine

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School


All medical students,

Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 25th May 2021, we conducted a 1 hour lecture on zoom for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

Epidemiologic Research Methods in Medicine

Here are the 30 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 1,7 MB)

Epidemiologic Reserach Methods in Medicine

With respect and love. 25th May 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Univ. Medical School, Dept. of  Public Health (Emeritus)
MSc in Health Law
BSc in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

KORONA GÜNLERİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNİN SOSYALLEŞTİRİLMESİNİ ANIMSAMAK

Dostlar,

Bu gün, 11 Mayıs 2021 Salı günü saat 21:00’de aşağıdaki konuyu irdeleyeceğiz / İRDELEDİK..

KORONA GÜNLERİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNİ SOSYALLEŞTİRİLMESİNİ ANIMSAMAK : 60. Yıl..

BEKLENEN SALGINLAR – AFETLER NEDENİYLE SAĞLIK SİSTEMİNİ YENİDEN YAPILANDIRMA ZORUNLULUĞU


Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Sayın Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu‘nun sorularını yanıtlayacağız / YANITLADIK..

Görselde (posterde) de görüldüğü üzere tele – konferansımız HALKÇI DOKTORLAR Facebook sayfasından ya da “Neyse O” youtube kanalından canlı izlenebilecek / İZLENEBİLİR.. (Erişkeler – linkler aşağıda..)

Biz Hacettepe’de tıp eğitimine başladığımızda (Eylül 1971), 5 Ocak 1961 tarihli ve 224 sayılı “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun” 10. yılında idi. (R.G. 12.01.1961 sayı 10705).

27 Mayıs 1960 Devrimcileri, ülkemize – ulusumuza pek çok armağan sunmuşlar; her şeyden önce meşruluğunu yitirerek ceberrutlaşan DP (Demokrat Parti) iktidarının başındaki Başbakan Adnan Menderes – Cumhurbaşkanı Celal Bayar‘ın şerrinden halkımızı kurtarmışlardı.

Dünyanın en demokrat – uygar Anayasalarının arasında – başında yer alan 1961 Anayasasını  halkoylamasına sunarak Türkiye’ye armağan etmişlerdi! 1961 Türkiye anayasa referandumu Türkiye’de yapılan ilk halk oylamasıdır. 27 Mayıs Devrimi‘nden sonra hazırlanan 1961 Anayasası için yapıldı. 9 Temmuz 1961’deki halk oylaması ile 1961 Anayasası, %38.3 ‘hayır’ oyuna karşılık, % 61.7 ‘evet’ oyuyla kabul edildi.

Temmuz 2010’a dek bu yasa ülkemizde uygulandı ve Aile Hekimliği sistemine geçildi. Küresel egemenlerin sopası Dünya Bankası – IMF eliyle ülkemize dayatılan “Sağlıkta Dönüşüm” programını AKP iktidarı, kazandığı 3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından (Haziran 2003) uygulamaya koydu ve sağlık hizmetleri hızla piyasalaştırıldı. 7 yıl sonra, 224 sayılı “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası” nın simge kurumları olan Sağlık Ocakları kapatılmış oldu.

Kalpaksız Kuvayı Milliyeci Prof. Dr. H. Nusret Fişek‘in mimarı olduğu efsane sistem, HALKIN YARARINA olmaktan, SERMAYENİN ÇIKARINA olmak üzere yozlaştırıldı, çürütüldü.

Biz 40 yıl bu sistemin içinde olduk (1971-2010). Son 10 yıldır ise;

1. İnsanı, doğuşta kazanılan sağlık hizmetlerinin
saygın – onurlu öznesinden MÜŞTERİYE indirgeyen;

2. Genel Sağlık Sigortası cilalaması ile halkın sağlığının sigortası olmaktan çok, sermayenin kazancının sigortası olan
bir yoz sağlık sisteminde bulunmaktayız.

Sağlık hizmetlerinin omurgası olan 1. Basamak bile özelleştirilerek sözleşmeli Aile Hekimliği birimlerine dönüştürülürken, sağlık hizmeti şatafatlı hastanecilik hizmetlerine, MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ALDATMACASINA savruldu.

ŞEHİR HASTANELERİ, “Sağlıkta Dönüşüm” sürecinin “gerdanlığı” idi; ana TALAN aracı idi; 5 yıldızlı hastane, 5 yıldızlı otelcilik – lokantacılık hizmetine denk tutuldu; o da yapılamadı. Muazzam bir kaynak aktarımı sağlandı yerli – yabancı sermayeye; siyasetin kirli finansmanına!

Türkiye, böylesine bir ortamda Covid-19 salgınına yakalandı; çok kırılgandı sağlık altyapısı. AKP = RTE iktidarının alaladığının tam da tersine.. O yüzden çok ağır bedel ödedik salgında ve hala ödemekteyiz. Örneğin bulaş zincirini toplumun içinde kıramadık; bu, güçlü bir Birinci Basamak Sağlık Örgütlenmesi gerektiriyordu ama Sağlık Ocakları kurban edilmiş, Aile hekimliği birimleri kurulmuştu.

Cumhuriyet Kurumu Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü 2011’de tümüyle kapatılmış, yerli aşı geliştirme olanağı yitirilmişti; aşıda özyeterliğimiz kalmadı, tümü ile bağımlı olduk. Üstelik, 19 yıllık AKP = RTE iktidarında ekonomik olarak da çökertilme eşiğine sürüklendiğimizden, salgın finansmanı için yeterli, kamusal akçalı (mali) kaynaklara sahip olmaktan da çok uzağız. ama Salgınlar bitmeyecek, afetler de.. Yerküre “imdat” çığlıkları atmakta.
Bu tablo sürdürülemez ve köktenci girişimleri zorunlu kılıyor.
Sağlık sistemi de bunların başında, kritik sektörlerden biri.

Sevgi ve saygı ile. 11 Mayıs 2021, Ankara (Güncelleme : 25.5.21)

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter  @profsaltik