Etiket arşivi: emekçi

Meslek Hastalıkları – Occupational Diseases

logo_AUTF

Sevgili AÜTF Dönem 5 Öğrencilerimiz ve asistanlarımız,
Emekçilerimiz, Site Okurlarımız…

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem V’te işlediğimiz
MESLEK HASTALIKLARI konulu dersin güncellenmiş yansılarını
(202 yansı, 7,5 MB) pdf olarak incelemek için lütfen tıklayınız. (27 Aralık 2019)

Bu yansıların ilk 104’ü sınav kapsamındadır
. Sonrakiler ek bilgi edinmek isteyenleredir.

Türkiye ve Dünya emekçilerini saygı ve şükranla selamlayarak!

Meslek_hastaliklari

Bu sunu, 13 Mayıs 2014’te Soma maden faciasında, iktidarın göz yumması ile sermayenin dizginsiz kâr hırsına göz göre göre kurban edilen 301 (üç yüz bir) masum emekçiye
ve ailelerine adanmaktadır…
 Karadon_faciasi_5._yil_17.5.15

ATA_Ergani'de_Kaza_Kader_Talih_Tesaduf_Arapcadir

Yüreğimiz Siirt – Şirvan – Maden köyü bakır madeni göçüğü kurbanı 16 emekçiye yandı.. Heyelan diyorlar ama Maden Mühendisleri Odası raporuna göre resmen şiv kayması ve işletmenin hatası – ihmali sonucu.. Sitemizde işledik :

Soma kırımının (katliamının), 301 masum maden emekçisinin ilkel ve vahşi – rezil sermaye birikimine kurban edilmesini lanetliyoruz..

6 yıl sonra sorumluların hak ettikleri yaptırımı görmemeleri sonucunu esefle kınıyoruz..

2017 sonunda kayda giren meslek hastalığı sayısı yalnızca 691…

İşle ilgili hastalık” kaydı yok! ILO toplam 160 milyon meslek hastalığı + İşle ilgili hastalık kestirimi yapıyor her yıl. Türkiye Dünya nüfusunun %1,1’i; kabaca 1,6 milyon / yıl meslek hastalığı + İşle ilgili hastalık tanısı beklenebilirdi. 2018’da kişi başına yaklaşık 9 kez hekime başvurduk.. 700 milyonu aşıyor toplam hekim – başvuran görüşmesi (muayene!?).
Meslek hastalığı sayısı toplam muayene sayısının milyonda 1’i bile değil..

  • Örtük/örtülen, saklı/saklanan açık ama gizli meslek hastalığı salgını için için sürüyor..
  • Emekçiler sermayeye post-modern vahşi mi vahşi “yeni” bir vergi (!) daha ödüyor :
  • KAN VE CAN VERGİSİ!

Sorunların çözümünün BÜTÜN EMEKÇİLERİN BİRLEŞMESİNDEN GEÇTİĞİNİ
bir kez daha anımsıyor ve anımsatıyoruz.

Ama patron, sendika değiştiren emekçiyi bile işten atıyor; değil ki sendika kuran / üye olanı..

Siyaset kurumu seyirci olan bitene : Ölçüsüz-tarifsiz bir aymazlık ya da sermaye iktidarı..
3. seçenek ufukta görülüyor mu??

Yaklaşık 7 milyon emekçi için asgari ücret 2020 yılı için dün, net 2324 TL olarak belirlendi.
400 Dolar bile değil..

Sevgi ve saygı ile. 27 Aralık 2019, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK, MD, MSc, BSc
AÜTF Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı –
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

EMEKÇİNİN ALINTERİ, YALAKALIĞIN DEĞİL MÜCADELENİN HAMMADDESİDİR!

EMEKÇİNİN ALINTERİ, YALAKALIĞIN DEĞİL MÜCADELENİN HAMMADDESİDİR!

Kamu emekçisinin Toplu İş Sözleşmesi hakkı için yetkili konfederasyon Türk-İş ve hükümetin kurduğu pazarlık masası, işçi sınıfı için ortaya çıkan hezimet kadar skandallarıyla da ibretlik olmuştur.
Bilindiği üzere; kamu işçisi için % 15 zam istemiyle masaya oturan Türk-İş, isteminin neredeyse yarısına, % 8 zamma razı olarak masadan kalkmıştır. Ancak daha vahimi, masanın sonucunu açıklamak için yapılan toplantıda, Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay‘ın, mikrofonun açık olduğunu unutarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a fısıldadığı o sözler olmuştur.  Atalay’ın Bakan Selçuk’a mahcup bir ifadeyle “Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle” demesi ve Bakan’ın da bu sözün üstüne memnun bir ifadeyle kafasını sallaması, emekçinin alınterine nasıl ihanet edildiğinin kanıtı olmuştur.
Halihazırda aynı basın toplantısında Bakan’ın “Bizi en ilgilendiren şey, kamunun genel yararı. Mali ve sosyal dengeleri korumaya dikkat ettik. Bunları göz önünde bulundurarak işçi sendikalarımızla uzlaşı ve anlayış içinde geçmişteki gibi hareket ettik” ifadelerini kullanması, karanlık tabloyu daha da anlaşılır kılmıştır. Yani AKP’li siyasetçilerin neredeyse hepsinin liyakatı bir yana atarak kamuya doldurdukları akrabalarının aldığı 3’er 4’er maaşla bozulmayan kamudaki “mali ve sosyal dengeler”, sıra kamu emekçisinin hakkına gelince birden hassaslaşmıştır!

Hükümet ne şanslı ki, bu kıymeti hükümetten menkul “hassasiyetleri”, adına konuştuğu emekçilerden daha önemli bulan Türk-İş imdadına yetişmiş ve “işi uzatmadan” kendi tabiriyle “bağlamıştır”.

TÜRK-İŞ TABANI ÖRGÜTE SAHİP ÇIKMALIDIR

Buradan sesleniyoruz: “Bağladığınız” tek şey kendi bileğinizdeki prangadır ve bunun anahtarını seve seve Saray’a vermiş bulunmaktasınız! O koltuklarda sendika ağalığı yapmak, sarı sendikacılığın yeni markası olmak için değil, size güvenmiş bulunan emekçilerin haklarını savunmak için oturmaktasınız. Bu rezil davranışınızla, hem koltuklarınızı değersizleştirmiş, hem de Türkiye İşçi Sınıfı’na ihanet etmiş oldunuz.

Emekçinin durumu ortadayken Anlaşmaya göre; ücreti 3500 liranın altında olan işçiye yalnızca 150 TL iyileştirme, tüm işçilere ise bu yıl ilk 6 ayı için % 8, ikinci 6 ayı için %4, 2020’nin ilk ve ikinci 6 ayı için % 3’er ve enflasyon farkı oranında zam yapılacaktır. Yani en temel tüketim maddeleri-nin bile son bir yılda % yüze yakın zamlandığı ülkemizde, kamu emekçisinin payına yine sefalet düşecektir. Hükümetin dalga geçer gibi  pinpon topuna göre belirlediği enflasyon oranının gerçeği yansıtmadığını bile söyleyemeyen, koltuğunu her değerden daha kıymetli bulan, işçinin emeğini üç kuruşa Saray’a satan Türk-İş Genel Başkanı derhal istifa etmelidir!
İşçi sınıflarının mücadelesi öğretmiştir ki “özgürlük ve adalet önündeki en büyük engel, gönüllü kölelerdir.” Seve seve bu sistemin muktedirlerine köle olmuş, emekçinin alınterinin kutsallığını unutmuş bir isimden işçi temsilcisi değil, ancak  patron yardımcısı olur.
Kamu işçilerini masada satan zihniyetin benzerini memurlar geçmiş yıllarda yaşamış,  genel başkanları mecliste koltuk alırken, halefleri buçukların bağışlanmasına razı olarak imza atmışlardır.
Kısa bir süre sonra sona erecek memurlara yönelik toplu sözleşmede aynı oyunu oynayacaklara da Türk-İş başkanına da en büyük dersi emekçiler vermek zorundadır. Aksi halde ilk olmayanın tekerrürü (AS: yinelemesi), kalıcılığı kaçınılmazdır.
(http://www.egitimis.org.tr/guncel/sendika-haberleri/emekcinin-alinteri-yalakaligin-degil-mucadelenin-hammaddesidir-3149/#.XVh8y-MzZ1s)

MERKEZ YÖNETİM KURULU

TÜRKİYE’de İŞ KAZALARI : Son Durum

Turkiye’de_is_kazalarinda_son_durum_8.5.12