Kategori arşivi: Hekim Saltık

Angarya Çalışmayacak; Angarya Nöbet Tutmayacağız!

TTB_logosu
Dostlar,

Bu gün yapılacağınız web sitemizden duyurduğumuz
basın açıklaması gerçekleştirildi. Biz de katıldık.
Sözü uzatıp gereksiz yinelemeyelim.. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın ilkesiz biçimde savrulduğunu, Türkiye sağlık ortamını yönetemediğini, doğrudan kendisinin ciddi sorun kaynağı durumuna geldiğini vurgulamak isteriz.

Kapsamlı Basın açıklaması metnini aşağıda ilgi ve bilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile.
1.7.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

==============================================

Angarya Çalışmayacak; Angarya Nöbet Tutmayacağız!

01 Temmuz 2014, Ankara

Aile hekimleri, aile hekimlerinin hastane acillerinde ve 112 istasyonlarında nöbete zorlanmasına ek olarak ASM ve TSM binalarında da nöbet tutmasını içeren
yasa tasarısına karşı 1 Temmuz 2014’te yurt genelinde basın açıklamaları yaptı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimleri Kolu, 1. Basamak Sağlık Çalışanları
Birlik ve Dayanışma Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği’nin çağrısıyla Tabip Odaları ile
sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri bulundukları illerde düzenledikleri
basın açıklamalarında, zorunlu acil nöbetlerinin yanı sıra yeni tasarıda yer alan
angarya ve esnek çalışma dayatmalarına karşı tepkilerini dile getirdiler.

TTB Aile Hekimleri Kolu, 1. Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, SES, Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği ile Ankara Tabip Odası üye ve yöneticileri ise Türkiye Halk Sağlığı Kurumu önünde bir araya geldi.

TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Filiz Ünal İncekara tarafından okunan
ortak basın açıklaması metni  şöyledir:

BASIN AÇIKLAMASI
1 Temmuz 2014

Hipokrat’ın Yeminine Sadık Kalarak
Mesleğimize ve İşimize Sahip Çıkacağız!

Sağlık Bakanı Dr. M. Müezzinoğlu ‘Acil Nöbet’ konusunda, “Aile hekiminin
muhatap olduğu kitlenin karşısında daha çok zamanda bulunmasını istiyoruz.” diyerek asıl niyetini ortaya koymuştur.

Sağlık Bakanlığı, ASM çalışanları için uzun ve esnek çalışma modelini yaşama geçirmek adına, hastane acillerinde yaşanan sorunları ya da ‘acil nöbeti’ olmadan hekimlik yapılamaz gibi türlü bahaneleri gerekçe göstererek kamuoyunu yanıltmak istemiştir. Ancak her kezinde bu gerekçelere sığınarak çalışanların kazanılmış haklarını elinden almaya çalışan Sağlık Bakanlığı inandırıcılığını yitirmiştir.

Neden Bu Uygulamaya Karşıyız?

Bu konuda kezlerce yapılan basın açıklamaları ve kitlesel eylemlerle sesini duyurmaya çalışan ASM çalışanları, yalnozca kendi hakları için değil, toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkı için de bu savaşımı kararlılıkla sürdürdüğünü ve sürdürmeye
devam edeceğini kamuoyu ile paylaşmıştı.

Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri Çökertiliyor

1978 yılında ‘Alma-Ata Bildirgesi’ ile ‘Herkese Sağlık’ sloganıyla Temel Sağlık Hizmetleri‘nin önemi tanımlanmış, Dünyaca kabul görmüş, 2008 yılında bu Bildirge’nin güncelliğini ve önemini koruduğu Dünya sağlık otoritelerince bir kez daha ilan edilmişti. Bu Bildirgede yer alan, 1. basamak sağlık hizmetlerinin bütün toplumu kapsayan, nitelikli, takım çalışmasına dayalı, ulaşılabilir, koruyucu hekimliği önceleyen kuralları, hükümetin yürüttüğü sağlığı piyasa koşullarına terk eden politikalarla
olumsuz etkilenmiştir.

Sağlık Bakanlığı, TBMM’ye getirdiği yeni yasa tasarısıyla, ASM ve TSM’lerde
esnek çalışmanın önünü açarak, bir yandan Basamaklı sağlık hizmetlerini, öte yandan 1. Basamak hizmetlerinde çalışanların enerjisini bitirmek için vargücüyle çalışıyor.

1. Basamağa en çok gereksinim duyduğumuz bir dönemde; İstanbul gibi 39 ilçesi olan bir mülteci (AS: sığınmacı) kentinin ancak 6 ilçesinde, hedeflenen nüfusun 2/3’üne çocuk felci aşısının yapıldığı, onlarca ASM biriminin yıllardır doldurulamadığı, yönetilemeyen bir 1. Basamak ortamında var olanı da tahrip edecek politikalarda
ısrar ne anlama gelmektedir?

Acil Sağlık Hizmeti Niteliksiz Hale Getiriliyor ?

Acil servis hekimliği farklı bir mesleki eğitim süreci gerektirmektedir. Acil birimlerde sağlık hizmeti sunan çalışanlar, belirli periyodlarda bilgi becerilerini yinelemek için bir takım eğitimlerden (İleri Yaşam Desteği, Çocuk İleri Yaşam Desteği, Travma Resüsitasyon Kursu ve Temel Modülü) geçerler. Acil sağlık hizmetlerini bu alanda yeterli mesleki eğitimi ve deneyimi olmayan sağlık çalışanlarıyla gidermeye çalışmak halkın sağlığını tehlikeye atmak anlamına gelmektedir.

Acil sağlık hizmetlerindeki sorunların, birinci basamak sağlık hizmetlerinin içinin boşaltılarak giderilemeyeceği, hastane acillerinde her an şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının güvenliğini bile sağlamada acizlik gösteren bir yönetimin bu kararlarla şiddeti ASM ve TSM’lere taşıyacağı bilinmelidir.

Sağlık Bakanlığı’nın ASM çalışanlarına dayattığı hastane acillerinde ve 112 istasyonlarındaki nöbet uygulamaları ne çalışanlar ne de toplum nezdinde kabul görmemiştir. Sağlık çalışanlarıyüzde 90 oranında bu haksız görev ve sorumluluk kavramlarıyla bağdaşmayan, hukuka uygun olmayan nöbetlere gitmemişlerdir, gitmeyeceklerdir.

Hastane acillerine konan nöbetlere giden hekimler ise nöbet başına 2,5 hasta bakmışlardırYıllardır kanayan yaramız olan “Sağlıkta Şiddet Yasası” bir türlü çıkarılamazken nöbet konusunda neden bu kadar ısrarcı olunduğu da anlaşılamamıştır.

Konuyla ilgili yasa tasarısı Meclisin Sağlık ve Bütçe Komisyonlarında görüşülürken, sağlık çalışanlarının en büyük meslek kuruluşu TTB ve öbür sağlık örgütlerimiz
sürece müdahil olmuş, tasarıyla ilgili itirazlarını vekillerimize ve Sağlık Bakanlığı’na kezlerce iletmiş, gerekli uyarılarda bulunmuşlardır.

Birçok yerde hasta-hekim ilişkisi güven ve saygının ötesine geçmiştir.

Uğruna çalıştığımız, yıllarımızı verdiğimiz halkla karşı karşıya getirilmek isteniyoruz.

Bütün olup bitenler bizim canımızı acıtıyor. Hekimlik çok sıkıntılı ve çok zor bir süreçten geçiyor. Şu anda hekimlerin geldiği yer hiç de iyi bir yer değildir. Sağlık Bakanlığı’nın sorunlara çözüm odaklı bakmasının önemini, çalışanların görüş ve önerilerini
dikkate almadan yapılacak düzenlemelerin yaşam bulamayacağının bilinmesini
bir kez daha anımsatıyoruz. Biz hekim ve sivil toplum kuruluşları olarak toplumsal olayların da bir parçasıyız. Güven ve saygı üzerine inşa edilmiş bir toplum ve hekim ilişkisi istiyoruz. Bizlere kulak verildiğinde halka da kulak vermiş olunacaktır.

Kendi haklarımız, mesleğimiz, geleceğimiz ve halkın nitelikli sağlık hizmeti alma hakkı için kararlılıkla sürdürdüğümüz savaşımımızı büyüterek devam ettireceğiz.

Hipokrat’ın yeminine sadık kalarak, mesleğimizin gerekenlerini yerine getireceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Saygılarımızla. 01.07.2014

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ AİLE HEKİMLERİ KOLU

BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARI BİRLİK VE DAYANIŞMA SENDİKASI

SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI

TÜRKİYE AİLE HEKİMLERİ UZMANLIK DERNEĞİ

SSPE Derneği Ölüme Terk Edilen Çocukları İçin Eylem Yaptı


Dostlar,

Siyasetçiler Türkiye gündemini hoyratça yönlendiriyor. Bu gündem genellikle yaşamın gerçeklerinden kopuk oluyor. Siyaset kurumu öyle yozlaşmış ki, sanki kendisi için var!? Oysa bu kurum, halkın sorunlarını çözmek için geliştirildi.. Çok yazık..

SSPE hastası çocukları olan aileler için durum daha da “böyle” korkarız..

SSPE, tıpta “Subakut Sklerozan Panensefalit açılımlı bir merkez sinir sistemi hastalığı.
“Subakut” hastalığın yavaş başlangıçlı ve ilerlemeli olduğu anlamında.
“Sklerozan”, dokuların, katmanların zamanla bir tür sertleşme ile (sklerozis) doku – hücre yapısının bozulması ve işlevini yitirmesi anlamında.
Ağır ve ilerleyici hastalığın yeri ise Beyin..
Beyinde tüm (pan) katmanlar ve beyin dokuları bir tür özel sertleşme – kavrulma ile
yapı ve işlevlerini yitiriyor (pan-ensefalit). Bir tür mikrobik olmayan yozlaştırıcı (dejeneratif), tüm beyini tutan ilerleyici hastalık.. .

Temel nedeni ise, çocukluk çağlarında geçirilen Kızamık enfeksiyonu.

Bu hastalığın nedeni olan Kızamık virüsü, hastalıktan birkaç yıl sonra yeniden etkinleşerek SSPE hastalığını tetikliyor. Kalıcı çözüm elbette yaygın – etkili kızamık aşılaması ile 0-14 yaş diliminde tüm duyarlı çocukları bağışıklayarak hastalığa yakalanmalarını engellemek. Giderek Kızamık hastalığının kökünü kazımak.

Dikkat buyurulsun, kurallarına uygun aşılamadan söz ediyoruz. Tersi durumda aşılama hastalığa karşı bağışıklama (muafiyet) sağlamaz. Nitekim SSPE Hastaları Diyarbakır Şubesi başkanı Ercan Akto,

“.. Soğuk zinciri kırılmış ve etkisiz kızamık aşısının işlevini yerine getirmemesinden kaynaklandığı kestirilen SSPE hastalığının %90’ının Güneydoğu ve Doğu’da bulunduğuna dikkat çekiyor..” Akto, yatalak olan ve ölümcül hastalığa yakalanan çocukların ailelerinin de yoksulluğa mahkum olduğunu söylüyorEvde bakım ücreti dışında bir sosyal destek alamadıklarını da ifade ediyor Dernek Başkanı Akto
(http://ozdiyarbakirgazetesi.com/index.php/home/news/3650)..

Bir kez daha görüyoruz ki, koruyucu sağlık hizmetleri vazgeçilmezdir.
Etkili b,r Kızamık aşılamasının = Baışıklamanın bedeli çocuk başına 10-15 doları bulmaz. Ama tek 1 SSPE hastasının sağaltımı hem olanaksızdır hem de onbinlerce Dolara mal olur.. Hem Devlete hem de topluma..

Büyük ATATÜRK‘ün sözünü unutmayalım :

  • “Devlet olma savındaki siyasal kuruluşların EN BİRİNCİ görevi halka sağlık hizmetidir.”

Sevgi ve saygıyla
1.7.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

=========================================

SSPE Derneği Ölüme Terk Edilen Çocukları İçin Eylem Yaptı

Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen SSPE Derneği üyeleri,
kızamık mikrobunun (AS: virüsünün) yol açtığı bir beyin hastalığı olan SSPE hastası çocuklarına sahip çıkılmamasını ve Sağlık Bakanlığı ile TÜBİTAK’ın SSPE hastalığının tedavisine yönelik araştırma projelerini reddetmesini protesto etti.

Abdi İpekçi Parkı’nda 24 Haziran 2014’te düzenlenen basın açıklamasına
TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Filiz Ünal İncekara da destek verdi.

Dr. İncekara burada yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nın önce SSPE hastalığının oluşmaması için önlem alması gerektiğini belirterek, etkin bir aşılama yapıldığında
SSPE hastalığının sayısının düşeceğini söyledi.

Çocukları SSPE hastası olan aileler daha sonra Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın tutumunu protesto etmek üzere Sağlık Bakanlığı’na ardından da TBMM’ne yürüdü.

BASIN AÇIKLAMASI

Bugün burada bulunmamızın tek bir amacı var: Dünya’da tıbben çaresi olmayan, ölümcül bir hastalık olan kızamık virüsü (AS: nedenli) SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit) hastalarının yaşayabilmesi için sunulan tedaviye yönelik projenin TÜBİTAK ve Sağlık Bakanlığı’nın basit gerekçelerle projeyi reddetmesi, bu çalışmayı kabul etmemesi ve SSPE hastası çocuklarımızı ölüme terk etmesidir. Yaklaşık 2 yıldır SSPE dernekleri öncülüğünde, konunun uzmanları, değerli bilim insanları tarafından hazırlanan bu projeler, milletvekilleri ve Bakanlık yetkilileri tarafından destek görmüş, toplantılar yapılmış ve bu toplantılar sonucunda hastalığın araştırılması için tedaviye yönelik projelere destek sözü vermişlerdi. İlk aşamalarda onay verilerek oyalama politikasıyla biz kandırıp, ümitle hevesle beklenen son aşamada projemize TÜBİTAK tarafından ret yanıtı geldi ve proje onaylanmadı. Bizler SSPE hasta aileleri olarak TÜBİTAK’ın gerekçeli kararını kabul etmiyoruz.

Unutulmamalıdır ki, TÜBİTAK’ın hiçbir gerekçeli kararı SSPE hastası çocuklarımızın ölümünden daha önemli değildir. Hiç kimse çocuklarımızın yaşama haklarını elinden alamaz. TÜBİTAK projeyi reddetmekle yalnızca çocuklarımızı ölüme terk etmedi,
SSPE hasta ailelerinin yaşama tutunma amaçlarını da yok etti.

Adeta, “Siz bu hastalığın tutsağısınız. Sizinle de, sizden sonra hasta olabileceklerle de ilgilenmiyoruz. Sayınız çok az, yazgınıza küsün.” diyorlar.

Yeter artık daha kaç çocuğumuzun ölümüne seyirci kalacağız.?

Bizler de çocuklarımız da bu devletin insanları, evlatlarıyız. 2013 yılında Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu Libya devletine 100 milyon Dolar hibe para yardımı yaparken, SSPE hastası çocuklarımız için 500 bin Dolar bütçemiz yok demekteler. İnsanlık adına Devletimiz nasıl başkalarına sahip çıkıyorsa, kendi vatandaşlarına da sahip çıkmasını bizleri desteklemesini istiyoruz. Yazgımıza terke dilmek değil yazgımızı biz çizmek istiyoruz. Yaşamak, iyileşmek bizim çocuklarımızın da hakkı. Sesimizi duyun,
verdiğiniz sözleri tutun. Projelerimize destek olun, hastalığımız araştırılsın.

SSPE hastalığı, araştırılsın, başka analar babalar ağlamasın, çocuklarımız ölmesin, iyileşsin.

SSPE Nedir?

Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE), kızamık virüsü enfeksiyonunun (beyin iltihabı) sebep olduğu bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Kızamık virüsünün sebep olduğu az rastlanan, tıbben çaresi olmayan ölümcül bir nörolojik hastalıktır. SSPE hastalığı, kızamık aşısı olmayan çocuklarda daha fazla görülmektedir. Hastalarda sırasıyla spastiklik, koma ve 6 ila 12 ay içinde ölümle sonuçlanan ilerleyici beyin kaybı görülür. Modern tıpta henüz kesin bir tedavisi yok. Ancak hastalığın seyri yavaşlatılabilmektedir.

Hastalığın başlangıç bulguları: Hafıza kaybı, iritabilite (uyarılara yanıt vermede görülen bozukluklar), nöbetler, istemsiz kas hareketleri ve/veya davranış değişiklikleri.”

SSPE hastalığının ilerlemesi ise 4 aşamada meydana geliyor:

1. Dönem: Unutkanlık, sinirlilik, bellek yitimi, ders başarısının düşmesi

2. Dönem: Sıçramalar başlıyor, tek başına yemek yiyemiyor, konuşması yavaşlıyor, yürümede güçlük çekiyor.

3. Dönem: Hasta yatağa bağımlı duruma geliyor, burundan veya sondayla
sıvı yiyeceklerle besleniyor.

4. Dönem: Komaya giriyor, yıllarca sürebilecek koma ölümle sonuçlanıyor.
(http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/sspe-4636.html, 24.6.14)

Ankara Tabip Odası’ndan Angarya’ya Direnme Çağrısı


Ankara Tabip Odası’ndan Angarya’ya Direnme Çağrısı

ATO_logosu

 

 

 

Değerli Meslektaşımız;

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmekte olan Torba Yasa kapsamında
Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanlarının nöbetlerinin de yeniden düzenlendiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Tasarının bu biçimiyle yasalaşması durumunda
Aile Sağlığı Merkezi çalışanları, hastane acilleri ve 112 istasyonlarına ek olarak
Aile Sağlığı Merkezleri ve Toplum Sağlığı Merkezleri‘nde de ayda en az sekiz saat zorunlu nöbet tutacaklar.

ASM çalışanları iki aydır süre giden “acil nöbet” dayatmasına karşın nöbetlere çoğunlukla gitmeyerek direnç göstermiş ve angarya çalışmaya karşı haklı tepkisini ortaya koymuştu. Yeni Torba Yasa ile birlikte dayatmanın kapsamının daha da genişletildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Tasarının TBMM Komisyonundaki ilk biçiminde ASM çalışanları için yalnızca acil başvuran hastalara hizmet vermek üzere gerektiğinde nöbet verilmesi düzenlenirken, AKP Milletvekillerinin verdiği değişiklik önergesi ile ASM çalışanlarının çalışma saatleri dışında acil olmayan hastalara da hizmet vereceği anlaşılıyor.

Zorunlu acil nöbetlerinin yanı sıra yeni tasarıda yer alan angarya ve esnek çalışma dayatmasına karşı,

  • 1 Temmuz Salı günü saat 12.30’da Türkiye Halk Sağlığı Kurumu önünde

(Eski Hıfzısıhha binası) alanımızda örgütlü sendika ve derneklerle
ortak bir basın açıklaması gerçekleştireceğiz.

Basın açıklamamıza katılımınız gücümüze güç katacaktır.

Saygılarımızla. 30.6.14
Ankara Tabip Odası

Tüm Çalışanların İş Sağlığı – İş Güvenliği Eğitimi


Tüm Çalışanların İş Sağlığı – İş Güvenliği Eğitimi

Dostlar,

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 30 Haziran 2012’de RG’de yayımlandı.
Aşamalı olarak yürürlük alıyor.

30 Haziran 2014’te hemen hemen tümüyle yürürlüğe girmiş olacak.
Bu bağlamda TÜM ÇALIŞANLARIN temel iş sağlığı – güvenliği konularında eğitilmesini zorunlu kılıyor. Bu eğitimin sürekli olmasını da..

Ankara Üniversitesi de bu bağlamda bir program kapsamında söz konusu
yasal yükümünü yerine getirmeye çabalıyor.

Binlerce çalışanını (Profesörler dahil!) eğitime aldı bir takvimle.
Bu kapsamda bize bir görev verildi ve toplam 7 ayrı kümeye 7 saat eğitim vermemiz Rektörlükçe istendi. Bunlardan 3 saatini 3 ayrı kümeye 21 Haziran 2014 günü gerçekleştirdik.

28 Haziran günü de farklı kümelere eğitim görevimiz ve çabamız sürdü.

Son hafta olarak 5 Temmuz’da görevimiz şimdilik yamamlanacak.
Daha sonra da yineleme eğitimleri..

Bu eğitimlerde kullandığımız power point sunusunu sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Büyük emek ve toplumsal maliyet yükleyen bu çalışmanın yararlı olması dileğiyle..

Dileriz daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına erişiriz.

  • Temel sorunun KüreselleşTİRme = Yeni emperyalizm olduğunu
    hiç ama hiiiiç akıldan çıkarmadan..

İzlemek için lütfen tıklar mısınız??

  • Hastalıklardan Korunma İlkeleri ve Uygulanması 

Hastaliktan_Korunma_Ilkeleri_Tekniklerinin_Uygulanmasi

Sevgi ve saygı ile.
28 Haziran 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

 

 

 

 

 

TTB : Evrensel Hekimlik Değerlerine Gerici Müdahalelerin Karşısındayız


Dostlar
,

Bizimde üyesi olduğumuz Türk Tabipleri Birliği’nin (Ankara Tabip Odası)
yukarıdaki basın açıklamasını aynen paylaşıyoruz..

Meslektaşımız olmasından çok da haz duyAmadığımız Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Bay Prof. Dr. Haydar Şahinoğlu‘nu kınıyoruz.

Kendisine Anayasa’nın 24. maddesini anımsatıyor ve bir yurttaş olarak
Anayasaya sadakat borcu olduğunu, dahası bir Devlet memuru olarak da
Anayasaya uygun yönetim sergilemek zorunda olduğunu anımsatıyoruz.

AY md. 24 / son :

  • Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. 

Ayrıca YÖK‘ün ve Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü’nün,
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Şahinoğlu hakkında Anayasanın başta 24 olmak üzere 2. maddesi (Değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek Devletin 6 temel niteliğinden biri olarak LAİKLİK) vd. ne aykırı davranmaktan yasal işlem yapmasını diliyoruz.

Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın oluşları veri kabul ederek kendiliğinden (res’en) bu kişi hakkında soruşturma başlatarak ceza davası açmasını istiyoruz. 

TTB yönetiminin de bu yönlerde yasal girişim başlatmasını bekliyoruz.

Yazıklar olsun…

Yaşamda en gerçek yol göstericinin akıl ve bilim (Bilimsel akılcılık!) olduğu
evrensel gerçeğini kavramaktan uzak kalmış bir Tıp Profesörü…

Oysa Batı, bu evrensel gerçeği kavrayalı birkaç yüzyıl oldu..
Bu yüzden AYDINLANMA Devrimini yaşadı.
Dinde reform yaptı, Endüstri (Sanayi) Devrimini başardı ve Dünyaya egemen oldu.
57 İslam Ülkesini de apaçık sömürgeleştirdi.
Türkiye iyi kötü yol aldı, yarı buçuk Laik rejimiyle..

Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Şahinoğlu 

hangi devirde yaşıyor? Zaman tunelinde kendisini bunca geriye savuran olgu nedir?

Dekan, zaman – mekan algısını mı yitirmiştir ki, Hipokrat’ın da gerisine savrulmuştur?

*****
Akıllarını – fikirlerini DİNCİLİK (Din ya da dindarlık değil!) sarmış..
İflah olmaz gibi görünüyor..

Ama Anadolu AYDINLANMASI, bu çetin cevizleri de eğitecek güç ve birikimde..
Tarihin şaşmaz diyalektiğinin buyruğu böyle, Dekanın işgüzarlığı da nafile

Sevgi ve saygı ile.
27.6.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

================================================

TTB_logo

Türk Tabipleri Birliği :

Evrensel Hekimlik Değerlerine Gerici Müdahalelerin Karşısındayız

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Şahinoğlu‘nun tıp fakültesi mezuniyetinde öğrencilere Hipokrat Andı’nı değiştirerek okuttuğunu basındaki haber ve haberi belgeleyen videolardan öğrenmiş bulunuyoruz.

Evrensel hekimlik değerlerine bağlılık yemini olarak içilen Hipokrat Andı, hekimlerin meslek yaşamları boyunca bağlı kaldıkları etik değerler bütününün bir simgesidir. Mesleksel değerlerine sahip çıkan hekimlerin yargılandığı ülkemizde en yüksek sesle söylenmesi gereken tümce, yani

  • “Din, Milliyet, Irk, siyasi eğilim ya da toplumsal sınıf ayrımlarının
    görevimle hastam arasına girmesine izin vermeyeceğime” 

cümlesi anddan çıkarılmış ve “şerefim üzerine yemin ederim” bitiriş cümlesi
“Allah’ın huzurunda yemin ederim” diye değiştirilmiştir.

Hekimlik üzerine hem yasal düzenlemelerle hem de pratik dayatmalarla uygulanan
gerici saldırılar yoğunlaşmış, dinin hekimlik değerleri arasına girmesi için
müdahaleler ciddi boyuta ulaşmıştır.

Üzücü olan, bilim ve aydınlanmanın yuvası olarak bilinen üniversite bünyesinde de
bu saldırıların görünür olmasıdır ve hatta bizzat bir hekim tarafından yapılmasıdır.

Her ne olursa olsun hekimlik mesleği, bilimsellikten asla ödün vermeyecek,
gerici saldırılara boyun eğmeyecek, etik değerlerine her koşulda sahip çıkacaktır.

Hastalarımızı, birileri andı değiştirmeye çalışsa da, “din, millet, ırk, siyasal eğilim
ya da toplumsal sınıf ayrımlarını” gözetmeksizin eşit göreceğimize
ve öyle davranacağımıza bir kez daha şerefimiz üzerine and içeriz.

Saygılarımızla.
24.6.2014

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi

SOMA FACİASI ÜZERİNE KAPSAMLI TIBBİ DEĞERLENDİRME


SOMA FACİASI ÜZERİNE KAPSAMLI TIBBİ DEĞERLENDİRME

Dostlar,

SOMA Faciasının üzerinden 43 gün geçti..
6 hafta ya da 1,5 ay..

  • 301 masum emekçinin derin acısı yüreğimizde..

Onlar için “bir pulsuz dilekçe – reçete” yazdık..
Uzun süre sitemizin manşetinde tuttuk.
Birkaç gün önce de “Soma’yı unutmayalım – unutturmayalım” diye yine yayımladık..

(http://ahmetsaltik.net/2014/06/21/is-cinayetlerine-kurban-verdigimiz-onbinlerce-emekci-adina-bir-pulsuz-dilekce/, 21.6.14)

Bu ay, AÜTF (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi) son sınıftaki (6. sınıf) intörn öğrencilerimize Halk Sağlığı Stajları sırasında (1 ay) seminer konusu olarak
“SOMA‘yı; 301 masum emekçiyi kurban alan toplu kırımı” verdik.

Sağolsunlar, sevgili öğrencilerimiz emek vererek bir hazırlık yaptılar.
Biz de gözden geçirerek katkı verdik ve 102 yansıdan oluşan kapsamlı bir sunu oldu.
25.6.12 günü sabah 08:30 – 09:30 arasında sınıfta tüm arkadaşlarına sundular.

Gelenekleştirdiğimiz üzere  bu sunuyu sitemizde yayımlayarak yararlanmaya açıyoruz.

Sevgili genç meslektaşlarım – çocuklarım

İnt. Dr. E. Direnç KÜLÜNK
İnt.Dr. Y. Ezgi KÖSTEKCİ
İnt. Dr. H. Nejat KÜÇÜKDAĞ..

Sizlere teşekkür eder, bu ay sonunda mezun olacağınız için kutlarım.
27 Haziran 2014 akşamı mezun olma töreninizde görüşeceğiz.
Belki de diplomalarınızı size ben sunacağım??

“EMEĞE SAYGININ İNSAN OLMANIN BAŞ KOŞULU” olduğunu hiç unutmamanız dileğiyle..

Sunuyu izlemek için lütfen tıklar mısınız??

Haziran 2014, SOMA

Sevgi ve saygı ile.
26.6.2014, Gölbaşı – ADIYAMAN

Adıyaman – Gölbaşı Harmanlı beldesinde yapılması tasarlanan bir termik santral ile ilgili olarak sağlık – çevre sakıncalarını panelde konuşmak üzere çağrılı olarak bu ilçedeyiz..

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

 

The Physician (Hekim) Filmi ve Çağrıştırdıkları

The Physician (Hekim) Filmi ve Çağrıştırdıkları..

Dostlar,

Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan hocamız, “The Physician” (Hekim) filminin gösterime girmesi üzerine İbni Sina‘dan başlayarak bir tarihsel irdeleme ve eleştiri yazmış..

  • “Hekim (The Physician)” Film Eleştirileri Üzerine

İbni Sina’yı yerden yere vurmaktan da geri durmamış.

  • … “Ayrıca, “İbn-i Sina” adının Türkiye’nin en büyük Hastanelerinden birine
    verilmiş olmasını da utanç verici bir talihsizlik olarak görüyorum.
    æ, 24.6.14″ diyor..

Fotoğraf – resimlerle de desteklemiş yazdıklarını..

Biz yazının özgün biçimini koruma adına pdf olarak size sunuyoruz.

Her zamanki gibi dilinde arılaştırma yapmak gerekti..

Lütfen tıklar mısınız??

Hekim_The Physician_Film_Elestirileri_Uzerine..

Sevgi ve saygı ile.
24 Haziran 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

 

 

NÜSED’den ULUSLARARASI KONFERANS : NÜKLEER SİLAHLARIN YASAKLANMASININ İNSANİ ZORUNLULUK BOYUTU


ATO_logosu

 

 

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz (önceki 2. Başkan) NÜSED (Nükleer Tehlikeye Karşı
Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği) uluslararası bir konferans düzenliyor
Ankara Tabip Odası ile (yine üyesi olduğumuz) birlikte.. 

Ankara’da, 21 – 22 Haziran 2014 günlerinde ve Kızılay’da Alba Otel’de..

Program aşağıda..

Dünya Türkiye gündemine kilitli değil..
İlgi ve bilginize sunarız..

Sevgi ve saygı ile.
20 Haziran 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

=====================================================

NÜSED’den ULUSLARARASI KONFERANS :
NÜKLEER SİLAHLARIN YASAKLANMASININ İNSANİ ZORUNLULUK BOYUTU

Değerli Meslektaşımız,

Kara mayını, misket bombası ve nükleer test mağdurları ‘nükleer silahlar yasaklansın demek için uzmanlar Türkiye’ye geliyor.

ICAN (Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya) tarafından 21 – 22 Haziran 2014’te Ankara’da düzenlenecek

‘Nükleer silahların yasaklanmasının insani zorunluluk boyutu’ başlıklı konferansa

Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Kafkasya’dan toplam 20 ülkede yaklaşık 40 sivil toplum kuruluşu temsilcisi, uzman ve nükleer karşıtı aktivistler katılacak.
Konferansta özellikle mevcut ve olası çatışmaların giderek arttığı günümüzde
nükleer silahların bilerek ya da kaza ile kullanılması durumunda insanlık ve gezegen için oluşturacağı olası tehlikelere ve sonuçlara dikkat çekilecek ve tüm dünyaya
bu konuda harekete geçilmesi için çağrıda bulunulacak.

Konferans herkesin katılımına açık olup ücretsizdir.
Konferans boyunca simultane (AS: eşzamanlı) tercüme (çeviri) yapılacaktır.
Aşağıda etkinlik programını inceleyebilirsiniz.

Saygılarımızla.

Ankara Tabip Odası

ULUSLARARASI KONFERANS:
NÜKLEER SİLAHLARIN YASAKLANMASININ İNSANİ ZORUNLULUK BOYUTU

ANKARA, 21-22 HAZİRAN 2014 [1]
Alba Ankara Otel, Yüksel Caddesi No:19Kızılay / Ankara
Tel : 00 90 312 419 10 20

21 HAZİRAN 2014 

Toplantıda İngilizce-Türkçe eşzamanlı çevir yapılacaktır.

12:30–14.00 Nükleer Silahların Yasaklanmasının İnsani Zorunluluk Boyutu

ModeratörDr. Özen Aşut  IPPNW Türkiye 

Nükleer silahların sağlık üzerindeki etkisi
Dr. Ahmed Saada– IPPNW Mısır

Nükleer silahların çevre üzerindeki etkisi
Hilal Atıcı– Greenpeace Türkiye

Evrupa – Akdeniz bölgesinde kitle imha silahları
Dr. Aytug Atıcı – CHP Milletvekili

Nükleer silahların yasaklanmasına sivil toplumun katkısı
Ms. Arife Köse- ICAN Türkiye

Çözümsüzlüğü aşmak – nükleer silahsızlanmaya yeni yaklaşımlar-
Mr. Richard Lennane,
– Uzman– Biyolojik Silahlar Anlaşması’nın Uygulanmasına Destek Birimi eski başkanı

14:00 – 15:00: Varlığı Kabul Edilemez Silahlara Daha Fazla Kurban Vermek İstemiyoruz!

Kara mayını ve misket bombaları kampanyalarından dersler
– 
Ms. Jelena Vicentic, Assistance Advocacy Access

Fransa’nın yaptığı nükleer denemelerin sonuçları
Prof. Smail Debeche Cezayir Üniversitesi

Kabul edilemez silahların kurbanlarından konuşmalar:
Mr Branislav Kapetanović: Misket Bombası Koalisyonu Sözcüsü
Mr. Karipbek Kuyukov– Atom Projesi Elçisi- Kazakistan

Kahve arası

15:20-17:00 Nükleer Silahsızlanma Tartışmalarında Bir Sonraki Adım
Chair: Yard. Doç. Selin Bölme

  • Ms. Martha Barcena Coqui – Meksika Büyükelçisi
  • Ms. Sabine Kroissenbrunner – Avusturya Büyükelçisi Yardımcısı
  • Ms. Susi Snyder – Pax /ICAN
  • Dr. Derman Boztok – IPPNW Türkiye

17:00 Kokteyl

İŞ CİNAYETLERİNE KURBAN VERDİĞİMİZ ONBİNLERCE EMEKÇİ ADINA BİR PULSUZ DİLEKÇE ve REÇETE


22 Haziran 2014 Pazar,

S O M A   M İ T İ N G İ N E  Ç A Ğ R I...

******************

13 Mayıs 2014.. SOMA KURBANLARINI UNUTMAYALIM…

İŞ CİNAYETLERİNE TÜRKİYE’de KURBAN VERDİĞİMİZ
ONBİNLERCE EMEKÇİ ADINA BİR PULSUZ DİLEKÇE ve REÇETE

SOMA_icimiz_komur_karasi_13.5.2014

ÇOK RİSKLİ YERALTI MADEN OCAKLARI BAŞTA OLMAK ÜZERE,
ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ ILO’nun BELİRLEDİĞİ
ENAZ SAĞLIK-GÜVENLİK KOŞULLARINA UYMAYAN İŞYERLERİ
HIZLA BELİRLENEREK, STANDARTLARA UYANA DEK İVEDİLİKLE KAPATILSIN!
BURALARDA ÇALIŞAN EMEKÇİLERİN İŞ GÜVENCESİ MUTLAKA SAĞLANSIN.

TÜRKİYE ARTIK YENİ İŞ CİNAYETLERİNE SAHNE OLMASIN.
BU KAZALAR KADER – FITRAT DEĞİL DÜPEDÜZ EMEKÇİ KATLİAMIDIR.
TOPLU CİNAYETİ SERMAYE ADINA ÖRTMEK İÇİN DİNCİ SÖMÜRÜ YAPMAK KAHREDİCİDİR; BU SİYASETÇİLER LANETLENMELİDİR, LANETLİDİRLER!
BİLİMSEL OLARAK İŞ KAZALARININ %98’i ÖNLENEBİLİR.
KÜRESEL KAPİTALİZM ARTIK EMEKÇİLERDEN “KAN ve CAN VERGİSİ” ALMASIN!
EMEKÇİLER DE YAŞASIN; ÇOCUKLARINI BÜYÜTEBİLSİN ve YAŞLANABİLSİNLER

SAĞLIKLI – GÜVENLİ – ONURLU – SENDİKALI İSTİHDAM İNSAN HAKKIDIR!

ÖZERK BİR TÜRKİYE İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KURUMU KURULSUN..
ÇALIŞMA ORTAMLARININ ENAZ STANDARTLARI, DENETİMİ, YAPTIRIMLARI..
BU ÖZERK-DEMOKRATİK-KATILIMCI KURUMA BAĞLANSIN.
ABD’de, AB’de, Japonya’da.. pek çok uygar ülkede (NIOSH, OSHA) örnekleri var..

İŞ CİNAYETLERİNİN ADLİ-İDARİ CEZA YAPTIRIMLARI AĞIRLAŞTIRILSIN..
BAŞTA SİYASETÇİLER, TÜM SORUMLULAR MUTLAKA HESAP VERSİN.

TÜRKİYE ve DÜNYA İŞVERENLERİ, ARTIK BU UTANÇ VERİCİ DURUMDAN KURTULSUN; MERKEZE ENÇOK KAZANÇ DEĞİL EMEĞE SAYGI KONSUN.
İNSAN OLMANIN BAŞ KOŞULUNUN EMEKÇİYE SAYGI OLDUĞU UNUTULMASIN!
SAĞLIKLI – GÜVENLİ – ONURLU BİR İSTİHDAM İLE DE SERMAYE KAZANABİLİR VE EMEKÇİLERLE – YAŞAMLA TOPLUMSAL BARIŞ BU UZLAŞMAYA BAĞLIDIR.

KüreselleşTİRme = YENİ EMPERYALİZM
 ARTIK DURDURULSUN;
ÖZELLEŞTİRME – TAŞERONLUK – SENDİKASIZLAŞTIRMA SON BULSUN!
BU AMAÇLA;
DÜNYANIN BÜTÜN EZİLEN – SÖMÜRÜLEN EMEKÇİLERİ BİRLEŞSİN;
D İ R E N İ Ş    K Ü R E S E L L E Ş T İ R İ L S İ N !

İş Cinayetlerine her yıl kurban verdiğimiz 2+ milyon emekçi adına
Tüm Dünyalılara  kısa bir pulsuz dilekçemiz ve de reçetemizdir;
hükümsüz kalmasın, şifa versin  dileriz.

SOMA_da_toplu_mezarlar_15.5.14

Sevgi, saygı ve derin ACI ile.
21 Mayıs 2014, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
İşçi Sağlığı – İş Güvenliği ve Meslek Hastalıkları Kıdemli Öğretim Üyesi
Eski Yeraltı Maden İşletmesi (vd.) İşyeri Hekimi

MİLLETLERİN AKRABALIĞI


Dostlar
,

Sn. Prof. Dr. D. Ali ERCAN hocamız, MİLLETLERİN AKRABALIĞI
başlıklı çok ilginç, heyecan uyarıcı bir yazı kaleme almış. 5 A4 sayfası tutuyor..
Görsel ağırlıklı. Bu çalışmayı pdf olarak sunacağız..

Milletlerin_akrabaligi1

Şöyle giriyor :

Portresi_gulumseyen

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

 

 

Değerli arkadaşlar,

National Geographic ve IBM işbirliği ile 2005 yılında  uzun soluklu bir
genetik antropoloji çalışması başlatılmıştı. Kısaca “NG Genom Projesi” olarak adlandırılan bu mega-projenin amacı tüm Dünya ülkelerinde binlerce insandan alınacak DNA örneklerini analiz ederek, Afrika’dan yaklaşık 70 bin yıl önce tüm Dünya’ya yayılan Homo sapiens (İnsan) türünün göç yollarının bir haritasını çıkarmaktır…

Yüksek hızlarda işlem yapabilen, büyük kapasiteli bilgisayarlar ve çok duyarlı
yeni kuşak fiziksel aygıtlar (spektrometreler, elektron mikroskopları) sayesinde binlerce yıllık geçmişimizi artık tüm ayrıntıları ile yeniden canlandırabiliyoruz. Bu ölçümlerden öğrenebildiğimiz kadarıyla, ilk atalarımızın genetik yapısı Evrim süreci içinde
kezlerce mutasyon geçirerek değişimlere uğradı. Örneğin başlangıçta yalnızca tek tip olan Kan grubu (O Grubu kan) zamanla çeşitlendi; ~30 bin yıl önce A, ~15 bin yıl önce B ve sonunda ~2 bin yıl önce de AB kan grupları ortaya çıktı.

*******************

Ve şöyle bağlıyor Sn. Prof. Ali Ercan hocamız:

Milletlerin_akrabaligi2

Bu örneklerden de görüldüğü gibi

  • Irk (uruk) kavramı yerini Millet (Ulus) kavramına bırakmış durumda.

Genetik Evrime koşut Dil evrimini bir başka kez ele alacağım.
~70 bin yıl önce Afrika’dan yola çıkan insan, 30 bin yıl öncesine gelindiğinde,
gerçi oldukça farklı renklere bürünmüş, ırklara bölünmüştü; ama, ağırlıklı olarak
son 2 bin yıldan bu yana, tüm renklerin karışımı ile yine başa dönüyor ve renksizleşiyor.

  • Çağdaş Dünyada “Millet” kavramının Genetik yapı ile bir ilgisi yok!

Sevgilerimle. æ

**************
Yazının tümünü okumak için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??

Milletlerin_akrabaligi

Ali hocamızın DİL EVRİMİ‘ni işleyen makalesini de merakla bekliyoruz..
Büyük ATATÜRK’ÜN DİL DEVRİMİ‘ni unutmadan..

Sevgi ve saygı ile.
19 Haziran 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net