324 günüdür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça işlerine iade edilmek için OHAL İnceleme Komisyonu’na başvurmuştu. Aylardır kararı beklenen OHAL Komisyonu, Gülmen ve Özakça’nın işe dönüş istemini reddetti.
OHAL Komisyonu’nun “İşimizi geri istiyoruz” diyerek açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça için verdiği ret kararının ardından Gülmen ile Özakça basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, TİHV Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ATO Başkanı Vedat Bulut, TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, Gülmen ile Özakça’nın hekimleri ile avukatları ve Yüksel direnişçileri katıldı. Nuriye Gülmen, Yüksel direnişçilerinin iradesini anarak açıklamaya başladı. Gülmen, “Onlara teşekkür edemeyiz, direnişimizin en yüksek aşamasını birlikte omuzladılar, açlığı paylaştılar” dedi. 9 Kasım’da Yüksel Caddesi’ne çıktığını anımsatan Gülmen, o zamandan bugüne kadar destek veren avukat, yazar, milletvekili ve Ankara Tabip Odası’na bağlı hekimlere teşekkür etti.
Gülmen şöyle konuştu:
- “Saniyeler içinde gözaltına alınan 10 kişinin duyduğu bir kişinin küçücük direnişini 444 boyunca ilmek ilmek örerek bugüne kadar getirdik. Bizim zincirlerimiz yok. Korktuk ama korkularımızın üstüne gittik. Bize onurumuzu verdiği için direnişimizi çok seviyoruz. AKP’nin KHK’larını yerle bir etti. İnancımızı halklar boşa çıkarmadı. Yoldaşlığı, vefayı, sevgiyi bu direniş yeniden öğretti. Günde iki kez gözaltına alınan ve 8 aydır her gün oraya çıkan Yüksel direnişçileriyle yeniden tanımladık. Bugün ilk günden çok daha güçlüyüz. Bugün bize kalan bir ” biz” var. Çok kalabalığız.”
OHAL Komisyonu’nun kararını tebliğ aldıklarını ve reddedildiklerini söyleyen Gülmen, “Yargı yoluna gideceğiz. Açlık grevimizi bugün itibaren sonlandırıyoruz ama direnişimiz bitmedi. Hastane süracimiz bittikten sonra mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz bitti demeden bitmeyecek” dedi.
NURİYE VE SEMİH’TEN AÇIKLAMA
Nuriye Gülmen 324 günlük açlık grevi sürecini anlattı.
Nuriye Gülmen’in açıklamasından satırbaşları şöyle:
“Bugüne kadar yanımızda olan Kamu Emekçileri Cephesi’ne teşekkür ederiz.”
“Bizim savunmamızı üstlenen ve avukatlığın nasıl yapıldığını bir kez daha gösteren Halkın Hukuk Bürosu’na teşekkür ediyoruz”
“Bizlere destek veren sanatçılara, sesimizi duyurmaya destek veren gazetecilere çok teşekkür ediyoruz.”
“Bizi bu direniş boyunca mektupları ile yalnız bırakmayan, biz tutsakken bizi hiç mektupsuz bırakmayan sevgili ‘özgür Tutsaklara’ ve ülkenin dört bir yanındaki hapishanlerden mektup yazan tüm siyasi tutsaklara çok teşekkür ediyoruz.”
“Numune Hastanesinin önünde nöbet tutan, duruşma salonlarını boş bırakmayan ve tahliye edildikten sonra bizleri ziyaret eden ve ellerimizi tutan dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz.”
“Direnişimizi her platformda dile getiren sanatçı dostlara teşekkür ediyoruz.”
“Acılarımızı dindirmek için çaba gösteren Ankara Tabip Odası’na bağlı hekimlerimize çok teşekkür ediyoruz.”
“Bu halkın evlatları ve bir parçası olarak bu halka inandık ve direnişe başladık. İnancımız boşa çıkmadı. Biz anlattık, onlar dinlediler. İnancımızı boşa çıkarmadılar. Ellerimizi tuttular, kapılarını bize açtılar. Onlara çok teşekkür ediyoruz.”
“444 süren bir direnişi adım adım büyüttük. Biz direnişimizi çok seviyoruz. Direnişimiz bize özgürlüğümüzü verdi. Bize dayatılan teslimiyeti reddederek, bize dayatılanı kabul etmeyeceğimizi söyleyerek o alana çıktığımız ilk gün özgürleştik. Her geçen gün daha da özgürleştik. Bizim zincirlerimiz yok. Korktuk mu, evet korktuk. Ama geri adım atmadık. Bize özgürlüğümüzü geri kazandırdığı için bu direnişi çok seviyoruz.”
“Bugün anlatmaya ve yaşanmaya değer hikayeler yaratma vaktidir. Zulüm varsa direnmek haktır” diyerek bu direnişe başlamıştım. Yüksel Direnişi bu direnişin adıdır. Tarih sahnesini boş bırakmamak için gerekirse bir mum olalım. Geleceğin öğretmenleri bugüne baktıklarında gördükleri bir boşluk olmasın. Mücadele eden eğitimciler olsun. Bu direniş onurumuzu korumak için başladığımız bir direnişti. Böyle başladı ve bugüne kadar da böyle devam etti.”
“Direnişimiz başka direnişlere örnek oldu. Başka şehirlerde başka direnişler başlattı. Direnişimiz OHAL karanlığını yardı, KHK meşruiyetini yerle yeksan etti, sokağa çıkmanın fitilini ateşledi, direnmenin her şartta mümkün olduğunu gösterdi. ‘Hiçbir şey yapılamaz’ dendiği, vekillerin, gazetecilerin tutuklandığı çok çetin bir süreçte başlamış bir direniş. Bugün sokağa çıkmanın fitilini ateşleyen bir direniş oldu Yüksel Direnişi.”
“KHK’lerin hükmünü yerle yeksan etti bu direniş. Onların televizyonları, kanalları var. Bizim televizyonumuz, kanalımız yok, nasıl anlatalım bu direnişi demedik. Bir kişiyse bir kişiye anlatalım diye sokağa çıktık. Önce bir kişiye, sonra iki kişiye anlattık. Sonra milyonlara ulaştı bu direniş.”
“Direnişimiz pek çok değeri bize yeniden öğretti. Sevgiyi, sadakati, aşkı, bağlılığı. Bunları biz yeniden tanımladık. Nazife ile Esra ile yeniden tanımladık. Aylarca her gün oraya iki kez çıkan ve gözaltına alınan Yüksel direnişçileri ile yeniden öğrendik.”
“AKP iktidarı, iktidarın kullanabileceği tüm araçları kullandı. İçişleri Bakanlığı’nın her türlü imkanları ile saldırdılar. Terörist olduğumuza yönelik açıklamalar varana kadar. Dava devam ederken davayı etkilemeye yönelik açıklamalar yaptılar. Ama bu saldırıların hepsinden güçle çıkmayı bildik. Bu saldırılar bizi yıldırmadı. Mücadeleye başladığımızdan bugüne baktığımızda bugün çok daha güçlüyüz. Bunu direnişimiz sayesinde başardık.”
“AÇLIK GREVİNİ SONA ERDİRİYORUZ”
“Bugün bize kalan bir biz var 444. günde. Biz bu direnişte kendimizi hiç yalnız hissetmedik. Tarihten aldığımız güçten ve hissettiğimiz bizden dolayı yalnız hissetmedik.”
“OHAL Komisyonu işe iade talebimizi reddetti. Yargı yoluna başvuracağız. Bugün açlık grevimizi sonlandırıyoruz. Ama direnişimiz devam ediyor. Hastane süreci bitip sağlığımıza kavuştuktan sonra mücadelemiz devam edecek. Bu mücadele biz bitti demeden bitmeyecek. Mücadele etmekten, direnmekten bizi vazgeçiremediler. Hepinize teşekkür ediyorum.”
SEMİH ÖZAKÇA: BU DİRENİŞ UMUT OLDU
“Bizce bu direnişin en büyük kazanımı dünya halklarına bir umut olmasıdır. Hem de en kötü ve ağır koşullarda. Bu direniş, irademizi teslim etmezsek bir şeyler başarabileceğimizi gösterdi.”
“Bu direniş tarihsel bir direniştir. Bu direniş tarihe bir not düştü. Bu direniş iktidarın ne kadar acımasız ve pervasız, aynı zamanda güçsüz ve haksız olduğunu teşhir etti.”
“Direnmeyen, direnmeyi ısrarla seçmeyen, baskında ve başına geleceklerden korkarak geri duran kurumlar oldu. Bunları teşhir etti aslında. Kaçacak yer yok, saklanacak yer yok. Tweet atan insanlar bile tutuklanıyor. Halkın kaçacağı saklanacağı hiçbir yer yok.”
“Bizim kişiliklerimizi ezmeye çalışıyorlar. Biz kişiliklerimizi ezdirmediğimzi için hapse atıldık. Terörist olduğumuzu kanıtlamak için kitapçık yayımlandı. Tarihte bir ilkti bu.”
“Bizim ailemizi parçalamak istediler. Ailemizi parçalayıp bizi bölme çabaları boşa düştü. Ailemizle bir olduk ve onlarla birlikte bu mücadeleyi yürüttük. Annem, eşim, kayınvalidem ve eşimin kardeşleri bu süreçte hep yanımda oldu. Bu süreçte daha da bir birimize bağlandık.”
“Bizim dava sürecimizde dışarıda verilen mücadele sayesinde, gerek benim gerek Nuriye ablanın tahliye olması, dışarıdaki direniş sayesinde olmuştur. Bu da direnişin neler başarabileceğini göstermiştir.”
“Biz kazandık. Bu kazanılmış bir direniştir.”
“BU DİRENİŞLE SEVDAYI DA BÜYÜTTÜK”
“Sevgili eşim Esra ile birlikte beraber sevdayı da büyüttük. Yozlaşmanın, bencilliğin sevda diye yutturulmaya çalışıldığı bir sistemde, sevdanın ne olması gerektiğini gösterdik.”
“Sevgili eşim benim açlığıma ortak oldu. Beraber acıları, umutları ve hayatı paylaştık.”
“Küçük Prens’ten bir not almıştım. ‘Sevgi birbirinin gözünün içine bakabilmek değil, beraber aynı yöne bakabilmektir.’ Biz hem bir birimizin gözünün içine baktık, hem de aynı yöne baktık.”
“Biz sevgimizle, halkımıza duyduğumuz sevdayla, biz halkımızı, vatanımızı seviyoruz. Onun için mücadele ettik. Direnişimizi de o sevgiyle büyüttük.”
“Annem, anneler. Veli Saçılık‘ın annesi Kezban Ana. Annem ilk defa hayatında gözaltına alındı. Şu anda birçok davası var. Bir anne çocuğu için ne yapabilirdi? En fazla bunu yapabilirdi. Gerçekten gurur duyuyorum. Çocuğu için büyük bedelleri göze alarak, büyük korkuları göze alarak nasıl bir ana olunması gerektiğini göstermiştir. Bizim bu direnişimizin güzelliklerinden biri de, kazanımlarından biri de ailemiz oldu. “
“Somut kazanımlardan bahsettik. Bir şeyler yapılması lazım. Komisyonun red kararı yargı yolunu açtı. Yargı adaletli mi? Hayır. Ama bir kanal açılmış oldu. Bu direnişten önce böyle bir ihtimal dahi yoktu. Komsiyonu bir oyalama olarak sürdürmeyi düşünüyorlardı. Aslında direniş bu komsiyonun gerçekten çalışmasına da neden oldu. İşe iade veya ret kararı vermesi bile bir kazanım. KHK ile alabilirlerdi bu kararı ama binlerce insanı sürüncemede bırakmak için bu yolu tercih ettiler. Bu süreçte intihar eden, psikolojisi bozulan insanlar olmamızı istediler süreci uzatarak. Hayır biz intiharı seçmiyoruz, psikolojimizi bozmuyoruz. Sonuç olarak biz kazanacağız ve direnişimiz sürecek.”
“Şunu da belirtmek isterim ki, tam olarak teyit etmedim ama bulunduğum ilçede ihraç edilen tek insanım. Daha sonra açıktaki sendikadaki arkadaşlarımız ve eşim geri döndü. Şubat’ta çıkan KHK ile sadece eşim yeniden ihraç edildi. Bu da gösteriyor ki, bana destek olduğu için ya da sadece benim eşim olduğu için ihraç edildi. Komisyondan eşimle ilgili de bir karar çıkmadı.”
“Mücadelemiz devam edecek. Emekçiler sömürülüyorsa, işlerinden atılıyorsa direnmek haktır. Biz sonuna kadar direneceğiz. Herkese teşekkür ederim.”
ESRA ÖZAKÇA
“Teşekkür ederken unuttuklarımız oluyordur. Ama Nuriye ve Semih İçin Dayanışma hiç pes etmedi. Özel dayanışmaya ayrıca teşekkür etmek gerekiyor. Ailelere de teşekkür ediyorum.”
ACUN KARADAĞ: İKTİDAR NURİYE VE SEMİH’İN ELİNİ ÖPMELİ
“Aylarca arkadaşlarımıza bir şey olursa korkusuyla direndik. Ama bugün çok mutluyum. En azından arkadaşlarımızı kaybetme korkusunun yerine umudu koyarak direnmeye devam edeceğiz.”
“İktidar yönetemeyen bir iktidar. Yönetemediği için OHAL ilan ediyor. Biz yönetemeyen iktidardan daha iyi bir karar beklemiyorduk. Yapabileceklerinin en iyisini yaparak yargı yolunu açmışlardır.”
“Beş insan bedenleri ile çok büyük bir irade ortaya koymuşlardır. Yüksel Caddesi onlardan, onlar Yüksel Caddesi’nden güç almışlardır. Her gün kazandık aslında, her gün iktidardan bir parça kopardık.”
“İktidarın yerinde olsam bu insanlara temsilci gönderir ve ellerini öptürürüm. Tarihe katil olarak geçen bir iktidar olmalarını engelledikleri için, bu direnişe teşekkür borçlular.”
“Veli’nin sözü ile bitirelim. ‘Direniş daima‘ diyelim. Nuriye ve Semih arkadaşlarımızı da sağlıklarına kavuştuklarında Yüksel’deki direnişe bekliyoruz.”
Ankara Tabip Odası’ndan hekimler, bundan sonra benzeri bir eyleme girişebilecek direnişçileri ve karar haklarını göz önünde bulundurarak karara ilişkin bir yorum yapmayacaklarını dillendirdi ve bundan sonraki tıbbi sürece ilişkin bilgi verdi.
=======================================================
Dostlar,
Bu direniş, İnsanlık Tarihine çok çarpıcı bir örnek olarak kaydedilmiştir.
Bir siyasal iktidarın kendi yurttaşlarına bu ölçüde zulmünün örneği sanırız tarihte yoktur.
Nuriye ve Semih’in direnişlerini taa balarından bu yana hemen hemen her gün gelişmeleri de yansıtarak web sitemizin manşetinde tuttuk. Bu 2 insanı ve ailelerini daha önce tanımıyorduk. Dünya görüşlerini de bilmiyoruz, belki de örtüşmüyoruz? Ancak haksızlığa isyan etmek için insan olmak yeter de artar bile!
Biz, insanı insan yapan en üstün erdem olan “Yüce ADALET” uğruna konum aldık ve yargı kararı olmadan kamu görevinden atılmalarına karşı çıktık. Ancak AKP’nin OHAL KHK’ları Anayasa Mahkemesince “dokunulmaz” kılınınca yollar tıkandı. Korkarız bu hukuk garabeti de hukuk tarihine geçecektir. Bir hekim olarak da, uzayan açlık grevinde bu mazlum ve masum (Evrensel hukuk kuralı : kesinleşmiş yargı kararı çıkana dek herkes masum ve masundur!) insanları yitirebileceğimiz ya da kalıcı sağlık sorunları gelişmesinden hep endişe ettik. Açlık grevinin 324. günde sonlandırılması başlı başına bir sorundur çünkü süre son derece uzundur. Şimdi çooook özenli bir tıbbi – psikolojik sağaltım (tedavi) ve esenlendirme (rehabilitasyon) süreci kendilerini bekliyor. Dileriz bu sağaltımın giderleri için SGK tarafından sorun çıkmaz.
İdare Mahkemesi, Bölge İdare Mahkemesi, Danıştay, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru ve sonra da AİHM süreci önümüzde. Birkaç yıl daha sabır gerekecek. Bunun için de beden ve ruh sağlığı ön koşul. Nuriye ve Semih ile onların açlıklarını paylaşan 3 yakınları, insanlık onurunun benzersiz direniş örneğini vermiştir. İktidar bu tablodan dersler çıkarmalı ve benzeri yargısız infazlara derhal son verilmelidir. OHAL Komisyonu kararlarını hızlandırmak zorundadır. Yargı da..Çünkü geciken adaletin içinin boş olduğu tartışma dışı..
Sevgi ve saygı ile. 26 Ocak 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com