Etiket arşivi: www.ahmetsaltik.net

KRT TV Programımız – 4 Ağustos 2020

Dostlar,

4 Ağustos 2020 günü katıldığımız KRT TV programında Sn. Çiğdem AKDEMİR’in konuğu olduk..

Kurban bayramını izleyen ilk günde KORONAVİRÜS SALGINI PATLADI!

Ankara dahil, ülkemizin pek çok yerinde kamu hastanelerinde ve yoğun bakım birimlerinde yer kalmadı!

Hazin tabloyu irdeleyen 12,5 dakikalık özlü değerlendirmeyi izlemek için lütfen tıklayınız..

İzlenmesi ve paylaşılması dileğiyle..

https://www.youtube.com/watch?v=4O1UvsNF3X8
****

Geçelim niteliklisini, standart bir filyasyon çalışması ile Ayasofya kökenli hastaların teker teker kaynakları bulunur.. Çok kötü de yapsalar kimi ipuçlarına Sağlık Bakanlığı ulaşır, ulaşmıştır.
Bilimsel Danışma Kurulu üyelerine ne denli veri “koklatılır” bilemiyorum..
**
Sağlık Bakanı da önceki gün “ön almak” için “endişeliyim” buyurdular..
Bal gibi göze aldılar bu sonuçları..
Turizm sektörü, hayvancılık pazarı..
**
İşte hendek, işte deve..

İşte CEO / RTE işte AŞ / Türkiye..

*
Ankara’da ve Türkiye genelinde bir hastalık patlaması yaşanıyor..
Yataklar doldu..
Söylemedik mi; bayramdan önce en az 4 gün KAPATIN!
Demedik mi??
Çok yönlü kurban “bayramı” !!??
Masum hayvanları boğazla kurban sanarak.. derin dondurucu satışları patlasın;
Karayollarında trafik canavarı ve kurbanı ol..
Koronaya da kurban ver ve koronaya bayram ettir..
*
Tüm bunların aktörü / öznesi şu “insan” denen, zekasıyla aptalca şişinen yaratık mı?

Sevgi ve saygı ile. 05 Ağustos 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

TELE1 ve HALK TV Programlarımız

TELE1 ve HALK TV Programlarımız..

3 Ağustos 2020 Pazartesi günü (bu gün);

Saat 11:00’de TELE1’de olacağız / OLDUK..
Saat 16:00’da HALK TV’de olacağız.. / OLDUK…

    • Korona salgınını konuşacağız.. / konuştuk
    • Açıklanan rakamlar doğru mu?
    • Neden salgını sönümlendiremedik?
    • Bayram sonrasında hasta ve ölüm sayıları artacak mı?
    • Okulların açılması / açılmaması sorunsalı??
    • Aşı ufukta görünüyor mu?
    • COVID-19 ilaçları tunelin ucunda mı?
    • Yurdum insanı ne yapmalı?
    • Kamu otoritesinin anayasal yükümlülükleri..
    • Eylül sonlarında Ekonomik bunalım ve alevlenen Salgın örtüşürse??
    • Türkiye yeni bir OHAL’e mi sürükleniyor??sorularına yanıt arayacağız.. / YANIT VERDİK…
      Program sunucuları Sn. İsmail Dükel ve Sn. Şule Aydın‘a teşekkür ederiz.
      Program erişkeleri aşağıda :

İzlenmesi, paylaşılması dileğiyle..

Bilgi ve ilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 03 Ağustos 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Çağrımızdır

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Çağrımızdır :


Saygın bilim insanı Prof. Dr. Sencer İMER, what’s up iletisi ile şunları yazdı :

Değerli arkadaşlar,
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı Ayasofya’nın açılışında Atatürk’e karşı yorumlanacak hutbesi dolayısıyla istifaya davet ediyorum.
Bu talebe katılmanızı bekliyorum.
Sevgi ve saygılar, 26.07.2020

Sencer İmer

*****

Biz de Sencer İmer hocamıza katılarak aşağıdaki gibi içimizi dökelim istiyoruz :

Ayasofya'da kılıçla cuma hutbesi okuyan Diyanet Başkanı, Atatürk'ü ...

1. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru, tüm ulusumuzdan ve Yüce ATATÜRK’ün
aziiiiiiiiiiiiiz anısından açıkça özür dilemelidir.
2. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru, derhal görevinden istifa etmelidir.
3. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru hakkında derhal, halkı kin ve düşmanlığa teşvikten ve Atatürk Hakkında Yasayı çiğnemekten adli işlem / ceza kovuşturması başlatılmalıdır.
4. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru hakkında derhal 657 s. yasa kapsamında disiplin soruşturması başlatılmalı ve hak ettiği en ağır ceza, DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA yaptırımı uygulanmalıdır.
5. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru, AKP = RTE / Partili Cumhurbaşkanı tarafından görevinden azledilmeli ve Erdoğan da halktan ve Atatürk’ten özür dilemelidir.
6. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memurunun söz konusu konuşması YOK HÜKMÜNDE SAYILMALI, yerine Büyük ATATÜRK’e açık şükran ve minneti de ifade eden yeni bir metin tarih kaydına geçirilmelidir.

Sevgi ve saygı ile. 26 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

 

MARŞ MARŞ, YERLERİNİZE!

MARŞ MARŞ, YERLERİNİZE!

Mustafa Aydınlı - BiyografyaMustafa AYDINLI
Eğitimci – Yazar

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya’daki ilk cuma hutbesinde

  • “Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” sözleri ile ad vermeden Atatürk’e lanet okudu!

Birlik ve beraberliğe, en çok gereksinimimiz olduğu şu günlerde, dinin sevgi ve hoşgörüye dayalı iletilerini vermesi gerekirken; Vatanın kurtarıcısı ve Cumhuriyetin kurucusu M. Kemal Atatürk’e lanet okumak ülkede infial / isyan yaratmıştır.

İstanbul 4 yıl, 10 ay, 23 gün İngiliz işgalinde kalmış (13 Kasım 1918, 6 Ekim 1923), kentin anahtarını İngilizlere Padişah Vahdettin teslim etmişti. İstanbul’u da, Ayasofya’yı da işgalden kurtaran Mustafa Kemal, Diyaneti kuran da O! Ali Erbaş da oturduğu koltuğu O’na borçlu. Ayrıca Murat Bardakçı’nın açıklamalarına, göre vakfiyede öyle bir metin de yok.

Bir din adamı neden yalan söyler? Neden gerçekleri çarpıtır? Neden kurucusuna ve kurtarıcısına hakaret eder? Çok düşündürücü değil mi? Bu tutum nankörlük değil de nedir? Peki, İslam inancında nankörlüğe yer var mıdır, nankörlük eden “neye uğrar” ??!! Dahası ahlak dışı bir davranış değil midir bu iftira; özünde İslam dini “iyi – güzel ahlak” odaklı değil midir??

Mustafa Kemal’in bir bölüm sözde din adamlarınca saldırıya uğraması ilk değil. Şeyhülislam ve İngiliz Muhipleri Cemiyeti, İslam Teali Cemiyeti’nin kurucusu Mustafa Sabri, Mustafa kemal Paşa hakkında idam fermanını kaleme alan kişi ve Sevr’in imzalanması için özel çaba harcadı.

  • “Mustafa Kemal ve Ankara hükümeti kahpedir… Kudurmuş haydutlar, caniler…
    Eyy Allah’tan korkmayan, eyy peygamberden haya etmeyen mahluklar… Bunların dinsizlik derecesi tasavvur edilemez, cenabı hakkın gazabı ve laneti bunların üzerine olsun… Yunanlara fazla zayiat verdirmek bizim için hayırlı ve menfaatli olamaz, İngilizleri kızdırırız, İngiliz gibi muazzam devlete karşı katiyen kazanma ihtimali yoktur… Yunan ordusu halifenin ordusudur, asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara’dadır..”

Fesli Kadir Mısıroğlu da “Keşke Yunan galip gelse” diyenlerdendi. Belli ki Ali Erbaş da bunlardan el almış.

Yurtsever din bilgileri de var elbette, Ankara Müftüsü Rıfat Börekci ilk Diyanet İşleri başkanı idi. Günümüzün aydın din bilginlerinden Sayın Cemil Kılıç gibi. Kılıç, attığı bir tivitte şöyle diyor :

  • “İnsanlığın dincilere tutsak düşen dinlerden çektiği nedir Allah aşkına?
  • Tıpkı Muaviye’nin cami kürsülerinden Ehlibeyte lanet okutması gibi,
    bu gün de kürsülerden Cumhuriyet’in kurucusuna ad vermeden lanet okunuyor.
  • Unutma! Bu gün minberden isim vermeden Kadir Mısıroğlu’na rahmet,
    Atatürk’e de lanet okundu.
  • Bu gün Atatürk’ün kurduğu devletin bir memuru, Atatürk’e lanet okudu.
  • Susanın kanı kurusun.”
    Can Yücel ; “Bana ‘Şiirlerinde küfretme.’ diyorlar usulsüz. Ulan nasıl anlatayım bu kadar o….. çocuğunu küfürsüz?” demektedir.

Neyzen Tevfik ise bir şiirinde;

Ben sana _ok demem,
_oklar duyar ar eder.
Bir zerren düşse _oka,
Onu da mundar eder..

diye başlayan ancak 2. dörtlüğünü buraya almaktan bizim de “hâyâ” edeceğimiz dizelerle içinden taşan ölçüsüz ve haklı isyanı dile getirir..

Geldiğimiz yer tam da burasıdır ve halkın duyarlığı, sinir uçları ile neden bilerek ve isteyerek, adeta kör kör gözüm parmağına oynanır; anlamak ve anlatmak olanak dışıdır!
Anlaşılan AKP = RTE “gidici” olduğunu kesin ve net olarak görmektedir.. Bu çöküşü geciktirme  derdindedir. Kısa günün kârı yanı sıra, ehh, bir miktar daha kutuplaşma ve tabanını bir arada tutma çırpınışı..
Yalnızca batmıyorlar, insanlık tarihinde utanca da boğuluyorlar..
****
Edebiyat dersinde öğretmen yazılı yoklama yapıyor, öğrenci noktalama işaretlerini nereye koyacağını bilmiyor. Kompozisyon bitince tüm noktalama işaretlerini en sona yazıyor ve “Marş marş yerlerinize” diyor.

Biz de Can Yücel ve Neyzen Tevfik’in sözlerini nereye koyacağımızı bilmiyoruz,
nereye yakışıyorsanız oraya, marş marş yerlerinize diyoruz.
=============================

Dostlar,

Biz de dökelim içimizi                       :

1. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru, tüm ulusumuzdan ve Yüce ATATÜRK’ün
aziiiiiiiiiiiiiz anısından açıkça özür dilemelidir.
2. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru, derhal görevinden istifa etmelidir.
3. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru hakkında derhal, halkı kin ve düşmanlığa teşvikten ve Atatürk Hakkında Yasayı çiğnemekten adli işlem / ceza kovuşturması başlatılmalıdır.
4. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru hakkında derhal 657 s. yasa kapsamında disiplin soruşturması başlatılmalı ve hak ettiği en ağız ceza, DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA yaptırımı uygulanmalıdır.
5. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memuru, AKP = RTE / Partili Cumhurbaşkanı tarafından görevinden azledilmeli ve Erdoğan da halktan ve Atatürk’ten özür dilemelidir.
6. Ali Erbaş adlı DİB Devlet Memurunun söz konusu konuşması YOK HÜKMÜNDE SAYILMALI, yerine Büyük ATATÜRK’e açık şükran ve minneti de ifade eden yeni bir metin tarih kaydına geçirilmelidir.

Sevgi ve saygı ile. 26 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

 

15 Temmuz Destanı (!)

15 Temmuz Destanı (!)

Bak kardeşim;

Yıllardır devletin, kamunun ve askeriyenin her kademesinde kök salmış, uğrunda göz yaşları dökülerek vatana davet edilen, yıllarca Hoca Efendi diye çağırdığınız bir yaratık tarafından kandırılmak DESTAN değildir!

Siz kendinizi ve paydaşlarınızı uyutmaya devam edin. Ancak daha ne olduğunu, neden orada olduklarını bile bilmeyen 21-22 yaşındaki çocukları linç etmek DESTAN değildir!

Kendi halkına zarar vermemek için mermi sıkmayan, tankının topunu ateşlemeyen çocukları katletmek DESTAN değildir.

F16 ile darbe yapacaklar ama koskoca sarayı vurmayıp duvarını yıkacaklar öyle mi? Meclisi un ufak edemeyecek ama bir bölümünü yıkacaklar öyle mi? Cuma akşamı iş çıkış saatinde, hem de köprünün tek tarafını tutup diğeri tarafına el sallayan askerlerle darbe yapacaklar öyle mi? Cumhurbaşkanı’nın çoktaaaan terk ettiği otele baskın yapıp “aaa burada yokmuuşş” diyen bordo bereliler var, öyle mi? Bunca salağın yapmaya kalkıştığı darbeyi önlemek DESTAN değildir ki canım kardeşim.

Darbeyi enişteden öğrenmek DESTAN değildir.

Darbeyi 5 saattir bilip de Cumhurbaşkanı’na haber vermeyen bir MİT müsteşarının olması DESTAN değildir.

Darbe olacak denmesine rağmen düğünde halay çeken komutanların olması DESTAN değildir.

Böyle bir kalkışmadan bihaber olmak DESTAN değildir.

Darbenin 1 numaralı ismini yakalayıp elinden kaçırmak, hala yakalayamamak DESTAN değildir.

2 sene OHAL ilan edip, darbenin nasıl planlandığını, gerçek yüzünü, gerçek faillerini bulamamak, ülkeye getirtememek DESTAN değildir.

Koca tankı çöp kamyonu ile durduracağını sanmak DESTAN değildir.

F 16’ya sopa fırlatmak DESTAN değildir.

Dualarla, iman gücüyle tank durdurduk, F 16 düşürdük, helikopter indirdik sanmak DESTAN değildir.

Suçsuz, günahsız insanları yargılamadan hapislerde çürütmek DESTAN değildir. Onları işlerinden etmek, onları damgalamak DESTAN değildir.

Bir film posterini hazırlayacaksın ama o postere baş rol oyuncusunu koymayacaksın öyle mi? Orduyu küçük düşürecek o afişleri hazırlamak DESTAN değildir kardeşim.

FETÖ FETÖ diye kendini yırtıp, Fettullah’ ı kullanmadığın afiş hazırlamak DESTAN değildir.

Devlet görevini yapmadığı için, MİT görevini yapmadığı için, Genelkurmay görevini yapmadığı için, anca enişte görevini yaptığı için öldü o garibim 247 kişi, bu yüzden linç edildi gariban er. Bu yediğin nane DESTAN değildir.

DESTAN’a meraklıysan Kurtuluş Savaşını öğreneceksin .

İman gücü oradadır, akıl oradadır, cesaret oradadır, zafer oradadır,

DESTAN oradadır!

Emre Dölcel

==========================
Biz ekleyelim :

İyi güzel de, bu tablonun gerçek sorumluları kimler?
TBMM 15 Temmuz Araştırma Komisyonu Raporunu kimler, nasıl ne neden yok etti?
Hiçbir yerlerde kopyası yok mudur? Gün olur, gerçekler ortaya çıkar.
Ve “Bu olay bize Allahın bir lütfu” söyleminin yaman kodları da çözülür.
*
Son 4 yıldır 15 Temmuz gecesi baslayan, birkaç gün süren mide bulantısı yaşıyoruz!
Kendimizi Reichstag yangını içinde buluyoruz, karabasanlardan kurtulamıyoruz..

Halbuki taa 27 Şubat 1933’te yaşanmıştı o senaryo..
Tarih ve arşivler unutmuyor!!??

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Koronavirüs’ün Altın Anahtarı

Koronavirüs’ün Altın Anahtarı

Ayşegül ÇAKMAK

https://www.haberekranda.com/2020/07/19/koronavirusun-altin-anahtari/ 19.07.2020

Elazığ doğumlu. Gakkoş yani.

Bilmeyenler için yazmak gerek…

Gakkoş; kardeş, ağabey, amca, kendini bilen yiğit, mert, delikanlı demektir.

İlk ve ortaokulu Gaziantep’te, liseyi ise Van’da okudu.

Van Lisesi’ni birincilikle bitirdi.

NATO bursunu birinci olarak kazandı. İngiltere’de dil eğitimi aldı.

Hacettepe Tıp Fakültesi’ne girdi. Halk Sağlığı Uzmanı oldu. Cüzzam Hastanesi’nde Başhekimlik yaptı.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü’nü de bitirdi; hem Tıbbiyeli hem Mülkiyeli Türkiye’de tek kişi.

Sağlık Hukuku alanında da uzmanlaştı.

Gazetelerde tıbbi ve politik köşe yazdı.
****
Kimden mi söz ediyorum?

Prof. Dr. Ahmet Saltık’tan…

Gerçekte O’nu Korona salgını ile ekranlarda sıkça görmeye başladık. Gazetelerde de demeçlerini okuduk.

Kendisini izleyen ve okuyanlara, en yalın ve anlaşılır bir dille birikimlerini, bildiklerini, deneyimlerini bir Gakkoş edasıyla anlattı, paylaştı.

‘Gözünü budaktan, sözünü dudaktan‘ hiç esirgemedi. 

Doğru bildiği neyse yalnızca onu söyledi…

Kimi kez övüldü, kimi kez de eleştirildi.

Korona virüs nedir? diye sordum, çoğumuzun bilmediği;

-Virüs, bakterilerden çok daha basit yapıda boyutu 100 nanometre, bir mikronun onda biri, yani metrenin önce milyonda birini düşünelim, bunu da 10’a bölelim yani bir metrenin on milyonda biri diye yanıt verdi.

-Çıplak gözle görülmesi hayal ötesi. Mikroskopla, ışık mikroskobuyla bile göremiyoruz. Ancak, elektron mikroskobuyla görebiliyoruz diye ekledi.

Yani canlı diyemiyoruz, ölü diyemiyoruz; ancak insan hücresi içinde varlığı söz konusu.

-Koronavirüs Ailesi’nden olan bu virüs geçirdiği bir mutasyonla (=EVRİM ile!) çok hastalık yapabilir, çok yayılabilir… Çok öldürücü olma nitelikleri kazandı. Dünyada büyük bir hızla yayıldı.

Prof. Saltık’ın dediği gibi; Bu virüs, mutasyon (=EVRİM) geçirerek, hastalık yapma özelliği kazandı. Şimdilerde bir yandan da keşke tersine bir mutasyon (=EVRİM) geçirse de, hastalık yapma ve yayılma yeteneği azalsa diye umut ediyoruz!

  • Çözüm ise, bilimsel akılcılıktan ayrılmamakta…

Prof. Dr. Ahmet Saltık, “Türkiye’nin kurullara değil, kurumlara sahip olması gerek. Kurumlarımız olmadığı için ad hoc “kurul” oluşturuluyor; siyasetin güdümünde..”

“Öte yandan, Türkiye olarak bu virüse karşı bir ilaç ve aşı geliştirmemiz olanaklı değil. BSL4 düzeyinde viroloji laboratuvarımız yok. Bunun için de yeni Koronavirüs’e karşı aşı ve ilaç üretimi yapamıyoruz” diyerek acı bir gerçeği gözler önüne serdi.

Koronavirüs’ten ve ileride yaşanması olası olan bu tür salgınlar için, yönetimsel (idari) ve akçalı (mali) açıdan özerk, bilimsel olarak özgür, saydam kurumlara gereksinimimiz olduğuna dikkat çekti.

Yani, salgın hızlanıyor. Eldeki anti-viral ajanlar çok etkili değil. Aşı için bir güvence yok. Uzun yıllar aşı geliştirilemeyebilir. Bu hastalıkla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekebilir. Virüs, tersine bir evrim (mutasyon!) geçirir, hastalık yapma yeteneği ya da doğada var olma yeteneği yok olursa dünyamızdan çekip gidebilir…

Maske konusunda da Prof. Ahmet Saltık, TSE’nin (Türk Standartları Enstitüsü) asgari maske standardı tanımlaması, üretilmesi, kullanılması ve denetlenmesinin koşul olduğunu söyledi.

Market ve AVM’lerde ise ‘Tek Yönlü Müşteri Trafiği’ uygulamasına geçilmesini önerdi.

  • Altın Anahtarın “İnsanlararası Koru(n)ma Uzaklığını 1.5 metre olarak tutmakolduğunu belirtti…

İşimiz kolay değil ama başarabiliriz…

Önce millet olarak birbirimize kenetlenmeliyiz, ardından da küresel işbirliğine gereksinimimiz var.
===================================

Dostlar,

Genç ve yetenekli yazar Sn. Ayşegül Çakmak‘a, değerbilir yazısı için teşekkür ederiz..

  • https://www.haberekranda.com

adresli sitede birbirinden değerli makaleler, haberlere yer vermekte..
Önceki gün bizimle de 35 dk. dolayında bir telefon söyleşisi yaptı.
Çözümledikten sonra onu da web sitesinde yayımlayacak
Biz de bekliyoruz heyecanla.

Sevgi ve saygı ile. 19 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Siyaset Bilimci – Kamu Yönetimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

KRT TV PROGRAMIMIZ – 17 Temmuz 2020

Dostlar,

Dün, 17 Temmuz 2020 Cuma günü 19:00 haber kuşağında KRT TV’de Çiğdem Akdemir’in konuğu olduk. Gene “Koronavirüs salgınını” konuştuk…

  • Günlük yeni olgu sayıları gerçeği yansıtıyor mu?
  • 1000’in altına inen yeni tanılar ve 20’lerin altına gerileme eğilimindeki ölüm rakamları doğru mu?
  • PCR (-) korona hastalarını ve ölümlerini de katarsak gerçek rakamlar açıklananın 2 katı dolayında mı?
  • Bu doğru ise; her gün 2000 dolayında yeni hasta ve her gün 40 dolayında ölümle bir ülke nasıl “normalleşebilir”??
  • Sağlık Bakanlığı’nın günlük turkuaz tablosundaki veriler neden çok çelişkili? Örneğin yoğun bakımdaki hasta sayısı toplam yatan hastaların yaklaşık 1/10’una neden tırmandı? Hasta sayılarında artış olmadan bu durum nasıl açıklanabilir? Üstelik dünyada bu oran bizdekinin 10’da 1’i iken???
  • Ayrıca yatan hastalarımızın 10’da biri gibi çok yüksek bir oranı yoğun bakımda iken ölüm oranı nasıl %2,5 gibi ve dünya ortalamasının yarısı düzeyinde??
  • Bunca çok yoğun bakım hastası neden ve bunca düşük ölüm hızı neden??
  • Bu çelişkiler nasıl açıklanabilir? Sağlık Bakanlığı yetkilileri görmüyorlar mı bunları ya da nasılsa halk anlamaz.. diye mi düşünüyorlar? Kendilerine nasıl yakıştırıyorlar?
  • Kurban bayramında ne yapmalı?
  • Okullar açılmadan önce neler yapılmalı??
    *******
    İzlenmesi, paylaşılması dileğiyle..

Sevgi ve saygı ile. 18 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Siyaset Bilimci – Kamu Yönetimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

TELE1 TV Programımız – 16 Temmuz 2020

Dostlar,

Bu gün, 16 Temmuz 2020 günü
saat 17:00 haber kuşağında TELE1 TV’nin konuğu olacağım.. / OLDUK..

İlgi ve bilginize sunarım..

Sevgi ve saygı ile. 17 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

Eskişehir’de 18 kızıl geyiğin para karşılığında avlanmasına izin veren karara ilişkin hayvanseverleri sevindiren karar geldi

Kamuoyunun tepkisini çekmişti… İdare mahkemesi geyiklerin yaşamını kurtardı

Kamuoyunun tepkisini çekmişti... İdare mahkemesi geyiklerin hayatını kurtardı

Eskişehir’de 18 kızıl geyiğin para karşılığında avlanmasına izin veren karara ilişkin hayvanseverleri sevindiren karar geldi

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Eskişehir’de 18 kızıl geyiğin para karşılığında avlanmasına izin veren karara ilişkin hayvanseverleri sevindiren karar geldi. Av kararı şimdilik durduruldu.

Eskişehir’de 18 kızıl geyiğin vurulması için ihale açılması yoğun tepkiyle karşılaşmıştı. Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği’nin başvurusu üzerine Eskişehir İdare Mahkemesi konu hakkında yürütmeyi durdurma kararı aldı. Mahkeme kararında, “Davalı idarenin savunması ve ara kararı cevabı verme süresi geçip, yeni bir karar verilinceye kadar, dava konusu işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verildi” denildi.

Tarım ve Orman Bakanlığı 5. Bölge Müdürlüğü Eskişehir Şube Müdürlüğü, Eskişehir’de kızıl geyik acente kotalarının avlattırılmasına ilişkin ihale açtı. İhale kapsamında kentte, 6 ayrı bölgede yapılacak 18 geyik vurma ihalesi için 513 bin lira muhammen bedel biçildi. İhalenin ardından Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği, Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği üyeleriyle birlikte Milli Parklar Şube Müdürlüğü önünde eylem yaparak ihalenin iptal edilmesini istedi.

Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Sadık Yurtman, kızıl geyik sayısını arttırmak için çalışmalar yapılmasına karşın avcılık ihalesinin açılmasına anlam veremediklerini söyledi. Kızıl geyiklerin av yasağı kapsamına alınmasını ve ihalenin iptal edilmesini istediklerini kaydeden Yurtman, “İhale kapsamında avlanacak olan 18 kızıl geyiği yanı sıra nesli tükenmekte olan çok sayıda yavru ve genç geyiğin de bu arada yaşamı elinden alınacak.

Bir geyiğin en fazla 15-16 yıl yaşadığı düşünülürse 2004 yılı ve sonrasındaki av turizmi kapsamındaki av organizasyonlarından en az 2’sinin yabancı avcılar için düzenlendiği biliniyor. Geyiklerin para karşılığı öldürülmesine özendirilmesini ise ayrıca bir dram ve vahşet olarak düşünüyoruz” dedi. İhale Arifiye Mahallesi Bilir Sokak’ta 20 Temmuz 2020 tarihinde saat 10.30’da açık teklif usulüyle yapılacaktı. 513 bin lira muhammen (AS: kestirilen) bedel biçilen, 6 ayrı bölgede yapılacak ihale hayvanseverlerin tepkisini çekmişti.
========================================
Dostlar,

Ne oldu bize?
Bir akıl tutulması mı yaşamaktayız?
18 kızıl geyik vahşetle vurulacak, adı “av sporu” olacak bu vahşetin ve karşılığında Devletin kasasına 513 bin TL geçecek!

Sayısı çok  azalmış, neredeyse “endemik tür” diyebileceğimiz bu hayvancıkların çoğaltılması yerine vahşice yerli ve yabancı hayvan katillerine (yoksa siz hala avcı mı demektesiniz!!??) izin verilmesi nasıl açıklanabilir?

Bizce 2 seçenek var :

1. Dünyada örneği görülmemiş bir biçimde “akıl tutulması” / Devlet aklının (Raison d’etat) uçması..
2. Türkiye’nin içten işgal altında olması, “emellerini yabancıların emelleriyle birleştirmiş” birilerinin iktidarda olması.. Tıpkı Mustafa Kemal Paşa’nın Söylevinde, bitirirken Gençliğe Seslenişinde uyardığı gibi..

Tunceli’deki vahşet yeni durduruldu, askıya alındı, derken Eskişehir..
Artık mevzi mevzi vatan savunması zorunlu oldu, üstelik iktidara karşın!

Bu ablo sürdürülemez.. Mutlaka bir “hal” yolunu bu Ulus / Halk bulacaktır..

Yanılıyorsak iktidar halktan açık özür dilemeli ve bu tür “vatana ihanet” ile eşdeğer uygulamalara kesin ve kalıcı olarak son verilmelidir.

Sevgi, saygı ve KAYGI ile. 17 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

HALK TV PROGRAMIMIZ – 13 TEMMUZ 2020

Dostlar,

Bu gün, 13 Temmuz Pazartesi günü saat 14:00’te,
HALK TV’de Sn. Şule AYDIN’ın konuğu olacağız..
Gündemden düşmeyen KORONA SALGININI KONUŞACAĞIZ.. / konuştuk..

Bilimsel Danışma Kurulu üyelerinden “acı itiraflar” gelmeye başladı..

– “Yanılgıya düştük!” 
– Sonbaharda 2. dalgaya hazır olun..
– Milli Eğitim Bakanından çark : Okulları açılışını erteleyebiliriz..
– Sağlık Bakanı havlu atmış durumda, artistik tümceler kuruyor : “Salgına karşı kaç kişiyiz?
– Merkezi hükümet Valiler eliyle sıkılaştırma girişimleri sergiliyor..
– Yurdum insanı büyük ölçüde boşvermiş – gamsız : Biz zaten yanmışız abi, ha virüs ha işsizlik!

Bunları konuşmaya ve öneriler sunmaya çabalayacağız / çabaladık..

İlgi ve bilginize sunarız.

https://youtu.be/9AMIVxQtkmE

Sevgi ve saygı ile. 13 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı, Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com