Elektrik kesintisi
neden ‘siber saldırı’ yı düşündürüyor?
bu frekans farklılığına neyin yol açtığına ilişkin bir şey söyleyemiyor. Tıpkı bakan Yıldız gibi. Dolayısıyla hala aynı olasılık geçerli olabilir. Ama olmayabilir de. Eğer değilse,
bu fırsat sayesinde, ülkenin “elektrik sistemindeki zayıf noktalar” ve “siber saldırıya karşı ülkenin savunma geliştirmesi” konularına umarız yeterince dikkat çekmiş oluruz.
Veri transferinin senkronizasyon verisinin naklinin güvensiz olması nedeniyle enterkonnekte sistemin siber saldırılara ve elektronik saldırı ve savaşa çok açık olduğu uzmanlar tarafından ifade ediliyordu.
Ancak ülkemizde her şeyde olduğu gibi başa gelmeden, anlaşılmıyor.
İlginçtir, başta Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı hiçbir şey bilmiyor.
Saat 13:30 yani 3 saat oldu ama nedenini açıklayan yok!
Neden olduğunu bilmeyince, ne zaman düzeleceğini bilen de yok.
Ama yakında yabancı bir rapordan, Türkiye’ye nasıl bir saldırı yapıldığını öğreniriz. Dünyanın geldiği noktayı anlayamayan yöneticilerle geldiğimiz nokta da bu.
çünkü “Enterkonnekte sistem” [1], çoklu kaynaklı ve çoklu taşıyıcılı bir sistem.
Teorik olarak bir yerden kesilse, diğer noktalardan sistemin devam etmesi lazım.
Birisi Gölbaşı olmak üzere 2 noktadan yönetiliyor. Yük dengelemesini enterkonnekte sistemin beyni yapar. Merkezler üzerinden sistemi yönetir. Bu beyne ulaşılmışsa,
bir sorun / zarar yaratılabilir. Normalde herhangi bir barajın, mesela Keban ya da
Yatağan barajlarının bile komple devre dışı kalması söz konusu değil. Birkaç ünitesi var. Bunların hepsinin birden devre dışı kalması, çok aykırı bir olay olmadığı sürece
mümkün değil.
Ama Türkiye’deki sistemin bir zayıf karnı var. O da senkronizasyon düzeneği. Santrallar ve şalt merkezleri arasında senkronizasyon zayıflığı var. Senktronizasyonda fiber yedeklemeler eksik.
Veri transferinin senkronizasyon verisinin naklinin güvensiz olması nedeniyle enterkonnekte sistemin siber saldırılara ve elektronik saldırıya / savaşa çok açık olduğu uzmanlar tarafından ifade ediliyordu. Ancak ülkemizde her şeyde olduğu gibi başa gelmeden, anlaşılmıyor.
Bu sebeple, bizim tahminlerimiz konunun bir siber saldırı veya ağır ihmal kaynaklı olduğu yönünde. Ve… maalesef… Bu tür olaylar için ülkemizde kriz senaryosu da yok. Örneğin GSM şebekesi bu duruma 6-7 saat dayanabilir. Su sistemi ise daha da erken sorun yaşar.
Böyle bir krizde trafik düzeninin nasıl sağlanacağı ve metroların durumu da soru işareti.
Ulusal çıkarlar gözününde tutularak, modelin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Bunu söylememizdeki kasıt, tarifenin düşük olduğu saatlerde maliyeti yüksek olan ve yükalma, bırakma süreçleri nispeten hızlı olan, başta doğal gaz olmak üzere santrallerin, gereğinden fazla ihtiyacı karşılayamayacak şekilde bırakılması olabilir (satışın düşük olduğu saatlerde kapatılıyor).
Devir Stuxnet/Flame devri
Oysa bu konuda çok daha düzgün ve stratejik anlamda çalışmalı
ve gerekten bir siber ordu yaratmalıyız. Ama bu siber ordu,
saldırıdan önce güvenliği düşünmeli. İran’lı ya da Suriye’li hackerların sistemlerimizde cirit attığına dair çeşitli raporlar var [3][4].
Binali Yıldırım zamanındaki TİB içinde başlatılan bir çalışma vardı. Siber güvenlik için USOM, SOME gibi yapılandırmaların planlandığı
bu çalışma, o gün, bugündür duruyor. Geçtiğimiz hafta Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bu çalışmaların “neden durduğu” ve “ne zaman başlatılacağı” konusunda sorular gönderdik ama
henüz cevapları alabilmiş değiliz.
Oysa devir Stuxnet, Flame ve başka bilmediğimiz virüsler dönemi. Bunlar bilgisayar kullanan çeşitli sistemlere, mesela elektrik sistemlerine sızıyor ve arıza ya da yanlış veriler oluşturuyorlar.
ifade kullanıyorlar. Çünkü enterkonnekte bir sistem kesilmez.
Bunu kesmeyi başarmak(!) gerçekten hatırı sayılır bir başarı.
Umarız bu bir arızadır (pek öyle gözükmüyor ama), umarız siber saldırı değildir. Ama önümüzdeki günlerde bunun ne olduğunu zaten anlıyor olacağız, en azından yabancı firmaların raporlarından.
Çünkü içeride siber güvenlik stratejisi diye bir şey yok maalesef.