Etiket arşivi: Fehmi Koru

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 29 Aralık 2021

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

  • 2022’nin, ülkemizin tüm insanlarımızla güzel günler göreceği bir yıl olmasını diliyorum. 

NASS

Nasslara göre faiz haram, hüküm bu” diyerek politika faizini düşürüp TL’nin döviz karşısında değer yitirmesi ve pahalılığa neden olan RTE, “kur garantili mevduat hesabı “ düzenlemesi ile türbanlı faiz uygulamasını ilan etti.

NASSıl?..

HALİFE

AKP kurucularından Latif Cem Baran, “Bugün tüm dünyadaki Müslümanlar RTE’ yi halife olarak görüyorlar.”

Tüm Müslümanları bilmem ama, O’nun kendini Cumhurbaşkanı olarak değil, ülkesini şeriatla yöneten biri olarak gördüğü belli…

HARAM

DİB, RTE’nin açıkladığı kur korumalı TL vadeli mevduat sistemi için “haram “ dedi.

Halifenin lafının üstüne laf olur mu?…

IŞILTI

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, “Ekonomi gözdeki ışıltıdır” dedi.

  1. Dolar vurguncularının,
  2. Ampulün…

ÇARPMA

Bakan Nebati, Dolar dalgalanmaları ile ilgili,

  • “Çarpılan küçük yatırımcı oldu, büyük finansörler değil.”

Küçük yatırımcının arkasında kim var ki çarpılmasın da çarpsın…

HALAY

Dolar 18 TL’den 15 TL’ye, düşünce Malatya ve Şanlıurfa’da RTE destekçisi vatandaşlar halay çekti.

Hazine, Dolar zenginlerine ödeme yaptıkça da takla atarlar artık…

EZDİRMEZ

Dolar çıktıkça zamlanan akaryakıt fiyatlarının indirilmeyeceği, ÖTV’ye gideceği açıklandı.

Reis söz verdi; vatandaşını faize, enflasyona ezdirmeyecek.

Toz haline getirtecek…

NOKTA

RTE, “Seçim 2023’te, nokta!” dedi.

1.5 yıl daha ne kazanırsa kardır…

AYRI

Kılıçdaroğlu,”HDP ile görüşürüz, PKK ile HDP’yi ayırmak lazım” dedi.

HDP kendini ayırıyor mu?..

NANKÖR

RTE, “Ne diyor birileri? ‘İş yok’. Nankör, nankör bunlar. Yan gelip yatarak para kazanmak istiyorlar.”

Haklı. Çalışsınlar. Bilal’i, Ekrem’ı örnek alsınlar. Kolay mı para kazanmak!..

KORKU

DİB, ”Korkudan makam aracı alamıyoruz” diye yakındı.

Kul yerine kul hakkı yemekten korksalar…

ZENCİ

Bir köpek çocuğu ısırdı RTE kükredi: ”Beyaz Türkler hayvanlarınıza sahip çıkın!”

20 yıl ülkeyi yönet, köpek saldırısından bile mağduriyet ve bölücülük çıkar. Pesss…

ALIŞMA

RTE, “Benim Türk liram varken senin Dolarla, Avroyla ne işin var. Türk Lirası, Türk Lirası… Alışacaksınız buna.”

Kesinlikle garantici müteahhitlere söylüyor!..

GÜL

Gazeteci ve ulak Fehmi Koru, “Millet ittifakının adayı kim olur sorusuna, Abdullah Gül olasılığı sıfır” diyenlere gülmüş.

Gül, gül. Gül olursa AKP/Cumhur İttifakı da güler…

ULUSALCI

Utku Reyhan, “Kavalacı Ulusalcılar” başlıklı Aydınlık yazısında; O. Kavala’nın yasal haklarının verilmesini ve 28 Şubat Davası’ndan tutuklanan askerlerin savunulmasını dile getiren Balyoz-Ergenekon mağdurları ile Veryansın TV yazarlarını ve Montrö konusunda duyarlılık gösteren emekli amiralleri ulusalcı olmamakla suçladı.

Ulusalcılığı, ayaklar altına alanların kankası Ak-ulusalcılardan öğrenebilirler!..
***

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’ten :

  • Düşmana karşı savaşmış din adamı da vardır; düşmanla bir olup Atatürk’e karşı savaşmış din adamı da.. Sorun DİN’de değil adamdadır…

ABD niye ciddiye alsın ki…

ABD niye ciddiye alsın ki…

Işık Kansu

 

Saray’daki AKP’li, casusluk cemaatinin başı Fethullah Gülen’in ABD tarafından korunuyor olmasından çok rahatsız. Son ABD gezisinde, ABD’li yetkililere FETÖ konusunda 85 koli belge verdiklerini anımsatıp “Bu hain yapılanmanın elebaşı buraya çok da uzak olmayan bir yerde, Pensilvanya’da hayatını sürdürüyor. Amerika’nın pek çok yerinde bu terör örgütüne bağlı okullar, dernekler ve şirketler faaliyet gösteriyor.” diyerek yakındı durdu.

Gelin şimdi, AKP’nin iktidara geldiği ilk günlere dönelim: 

2004 yılının nisan ayı: Casusluk cemaatinin, sık sık Abant’ta topladığı “yetmez, ama evetçi” takımın da “para karşılığı” katılıp sallabaşlık yaptığı “Abant Platformu”nun yedincisi Washigton’da yapılır. Platformun konusu, İslam, Demokrasi ve Laiklik: Türkiye Tecrübesidir. Toplantının açılışını, sömürgen küreselleşmeciliğin ideologlarından Francis Fukuyama yapar ve toplumun dindar olmasının demokrasi ve laiklik ilkeleriyle çelişmediğini vurgulayarak, okyanus ötesinden Türkiye’ye akıl verir: 

  • ABD, Batı’daki en dindar toplumlardan biri. Ancak, bu durum yönetimin laik ve demokratik olmasını engellemiyor. Türkiye, AKP tecrübesiyle hem Müslüman, hem de demokratik olunabileceğini gösteriyor.

    Fukuyama böyle der de, vaiz Fethullah ile Erdoğan’ın arası açılınca, Pensilvanya’ya gidip mektupçuluk yapacak olan Fehmi Koru durur mu? Toplantıdaki konuşmasında, esas modelin ABD olması gerektiğini salık verir: 
  • Amerika’nın anayasasında ifadesini bulan kuruluş felsefesi, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi evrenselleşen ilkelere bağlılığı, bazen adaletsiz ve aşırı davransa dahi genellikle baskıcı olmaktan uzak üslubu, dünyanın her tarafında takdir görüyor, taklit edilme hevesi uyandırıyor.

    15 Temmuz FETÖ’cü cunta girişimi sonrası, casusluk cemaatinin ikinci adamlığından emekliye ayrılan Hüseyin Gülerce ise, – ki Washigton’daki platformu düzenleyen kişidir öneriyi bir adım öteye götürür ve toplantının amaçları arasında Büyük Ortadoğu Projesi için hazırlıklar yapan ABD’ye, bölgeye ilişkin birinci elden mesajlar vermenin de yer aldığını söyler.

    Ne rastlantı ki, AKP’den Mehmet Aydın ve Ali Babacan’ın bakan düzeyinde katıldığı Abant Platformu’ndan hemen birkaç ay sonra, Haziran 2004’te, İstanbul Çırağan Sarayı’nda yapılan ABD-TESEV (bir Soros örgütüdür)- Alman Marshall Fonu Toplantısında

  • Recep Tayyip Erdoğan, BOP eşbaşkanlığının kendisine verildiği açıklar
  • Üstlendiğimiz misyon gereği, Ortadoğu ve Avrasya ülkelerine yöneleceğiz.” 

    Yani, BOP eşbaşkanlığını FETÖ sayesinde almıştır. 
    Şimdi, kendisine BOP eşbaşkanlığı görevini veren ABD’ye, FETÖ yüzünden dikleniyor. ABD de, ciddiye almıyor…

Referandum sonucu 
Yapamazsın, edemezsin, başına dünyayı yıkarım filan… Ne oldu? Barzani, istediği referandumu yaptı. Sonuç: Türkiye, ABD ve İsrail mandası kuran bir aşiret reisine söz geçiremeyen ülke konumuna düştü.
==========================================
Teşekkürler sevgili dostumuz Işık Kansu..
Çok önemli belirlemeler (tespitler) var kısa ve özlü yazıda..

Sevgi ve saygı ile. 01 Ekim 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Yanıtlanmayan ve sorulmayan sorular

Yanıtlanmayan ve sorulmayan sorular

Naci BEŞTEPE
E. Tümgeneral

(AS : Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

Yine şehitlerimiz var (AS: 31 Mays 2017 gecesi helikopter kazası).
Oysa halk oylamasında “evet” çıktı! 13 yiğit. Kahramanlar yatağı Türk Ordusunun 13 aslanı. Saygı onlara, selam onlara. Türk milletinin kahramanları tükenmez. Yiğitler sırada bekler. Nice şehitler veririz bu vatan ve millet uğruna. 15 Temmuzcular kadar kıymetleri bilinmese de.

1 Haziran 13 00 haberlerinden sonra TRT Radyo-1’de “15 Temmuz Programı” nı dinliyorum. Vatandaş kahramanlığını anlatıyor;
Yollar tutulmuş, köprüden atlamış. Araba iterken elini cam kesmiş, gazi olmuş. Gnkur’un önüne gelmiş “Allahu ekber!” diye bağırmışlar, silahlı askerler korkup kaçmış.
Gerçi duvardan içeri girememiş ama olsun, gene de kahraman gazi…
13 şehidimiz üç gün sonra unutulur. Temmuz yaklaşıyor, görün tantanayı. TSK, terör, sınır ötesi, moral hepsi bir yana atılır…

AÇIKLAMA-MA

Soner Yalçın 31 Mayıs’ta (AS: 2017) köşesinde; 15 Temmuz öncesi “FETÖ askeri darbeye hazırlanıyor” diye yazanların “Genelkurmay PKK ile mücadele ediyor, bu tür yazılar moral bozuyor” diye eleştirildiğini yazdı. Aynı söylem artarak sürüyor
Gnkur. Bşk. Org. Akar’ın TBMM Araştırma-ma Komisyonu’na yazdığı mektup açıklandı.

Terörle mücadele devam ederken komisyon çalıştığına göre biz de değerlendirme yapabiliriz. Yeni bir şey yok.
TSK içindeki FETÖ’cü yapılanma bilgileri son dönemdeki MİT-Emniyet raporu ile sınırlı imiş de 30 Ağustos’taki YAŞ’ta gereken yapılmak üzere hazırlık yapılıyormuş.
Org. Özel döneminde yağmaya başlayan ihbarlar, şikayetler, makaleler, kitaplar ne olmuş?
Yok sayılmış. Mektup öyle diyor.
MİT’e giden binbaşının ihbarından büyük bir olay olacağını anlaşılmış.
Ne yapmış? Hava sahasını kapatmış, uçuşları durdurmuş. 30’dan çok askeri uçak indirilmiş. Güzel. Olması gereken yapılmış.
Peki, Malatya’dan kalkış yapıp “Alana dön!” çağrısına uymayan helikopterlerle ilgili bilgi gelmiş mi, gelmemiş mi, ne yapılmış?
Kara Havacılık Okulu’ndaki helikopterler kontrol ettirilmiş. Hangarlar kapalıymış. Ala.
Açıkta park durumundaki helikopterlere ne yapılmış?

SORMA-MA, ARAŞTIRMA-MA

Komisyonun sorup yanıtı geçiştirilenler yanında sormadığı pek çok soru var.
İşte birkaçı :

Fehmi Koru bile Korg. Aksakallı’nın değindiği konuyu sordu. Komisyon sormadı.
Neden personele “mesaiye devam” emri verilmedi?
Hatta alarm verilip dışardakiler de göreve çağrılsa daha uygun olmaz mıydı?
Gnkur. Bşk. ÖKK. lığındaki töreni neden bir gün öne aldırdı?
Törenden sonra MİT Başkanı ile baş başa saatlerce ne konuştular?
“Aile sohbeti, özel yaşam” kabul edildi ki oraya girilmedi.
MİT Bşk. Cumhurbaşkanı’na ulaşmaya ve uyarmaya çalışırken Gnkur. Bşk. en azından Başbakan’ı neden aramadı?
Bir binbaşı MİT’e gitmiş. Asker şahıs başvurusunu kime yapacağını bilmez mi?
Neden üst komutanlığa gitmemiş?
O binbaşının MİT’ten öğrenilip hemen çağrılması ve sorgulanması gerekmez miydi?
Tümg. Dişli’yi 17 yıl neden yakınında tuttu?
Tuğg. Partigöç hakkındaki MİT-Emniyet raporlarına neden itibar etmedi?

Derdest edilen birinin içerdeki odaya geçip namaz kılmasına izin verilir mi?
Derdest edilen birinin emri dinlenir mi?
Derdest edilen diğer generallerin elleri, ayakları, gözleri bağlı iken Gnkur. Bşk.
neden bağlanmadı?

Akıncılar’dan dönerken neden Tümg. Dişli ile birlikteydi? Dişli’ye “Ne anlatacağız?” diye neden sordu? ve neden “Teşekkürler evlat” dedi?

Son ve en önemli soru : Darbe girişimi sırasında komuta katını işgal etmekteydiniz?
Komutan sorumluğunu yerine getirdiniz mi?

Komisyonun görev alanı dışına çıktığı için ben devam ettireyim :

  • Getiremediyseniz istifa etmeniz gerekmez miydi?

TSK’da derdest edilen bir komutanın otoritesi sarsılmaz mı?
Göğsünüzü gere ger komutanlık yaptığınızı düşünüyor musunuz? (02 Haziran 2017)
==========================================
Dostlar,

E. Tümg. Sayın Naci Beştepe, TSK’da önemli görevler üstlenmiş ama NATO misyonu olmamıştır.. Bu husus, altı çizilmesi gereken bir özelliktir.

Emekliliğinden sonra köşesine çekilmemiş, yurt savunmasını sivil yurttaş olarak yürütmüştür.
Pek çok demokratik – yasal hak arayışında sokaklarda yay yana yürümüş, hukuk dışı polis şiddeti ile karşılaşmışızdır.. Tümüyle anlamsız – gereksiz hatta açık suç oluşturan orantısız polis müdahalesi.. Basınçlı su ve biber gazı.. Bolca.. Yakın uzaklıktan, yüzüne yüzüne…
Olmadı copları konuşturmak, hede gözeterek plastik mermi kullanmak..
Yerlerde ezerek sürüklemek..Düşman hukukunu bile aşan gaddarlıkla..

İnsanlık suçu gerçekte bunlar…
Bir ülkenin profesörü, emekli generali.. sokakta yürümeye zorlanmış ve bu demokratik hakkını kullanmaktan başka çıkar yol görememiş ise orada zaten olağandışı bir durum vardır.. Geçelim sonrasını.. yürüyüşte polisin faşist zihniyetle yönlendirilişini, kin – intikam aracı yapılışını..

İşte böyle bir kişi E. Tümg. Naci Beştepe ve bu yazısında son derece önemli soruları var
TBBM Araştırma-MA / Sorma-MA Komisyonuna.. (Acı veren ironi kaçırılmasın..)
Geçmişte birlikte çalıştığı şimdiki Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar‘a da elbette.

  • Ne yazık ki TBMM Komisyonu tam bir fiyaskoya imza attı ve 15 Temmuz felaketini örtbas etti.Ama FETÖ ile savaşım (mücadele) gerekçesiyle ülkede tam bir cadı avı, ne denli karşıt (muhalif) varsa, yaratılan bu fırsatla tasfiyesi tam gaz sürüyor.. 11. ayı bitmek üzere OHAL’in, 140 bin dolayında insan açığa alındı – ihraç edildi.. 40 bine yakını cezaevlerine kondu fakat hala sonu gelmedi, getirilemedi nedense (!)Fakat böyle kalmayacaktır, gerçekler inatçıdırlar ve 1’den çok yerde belgeleri bir biçimde arşivlenmiştir.. Mutlaka uç, hatta patlak verirler vakti – saati geldikte..

    Tıpkı Ergenekon – Balyoz ve türevi kumpas davalardaki iktidar – FETÖ işbirliğinde olduğu gibi. Erdoğan o karanlık zamanlarda Başbakan olarak gürlüyor ve ”Ben bu davanın savcısıyım!” diyordu.. Şimdi durum daha az ürkünç (vahim) değil;

  • FETÖ gerekçesiyle, OHAL çelik yumruğu ile akla – hayale gelen gelmeyen ne varsa yapılıyor Türkiye’ye.. Örn. Üniversite hocaları kendi dekan – rektörlerini seçmekten acizdirler ve tüm rektörleri tek başına partili Cumhurbaşkanı atamaktadır. Ama seçimlerde Cumhur’un oyu kutsal!
  • Tüm yollar, kadir-i mutlak TEK ADAM’a, 21. yy. padişahına çıkıyor!
    Adı Cumhurbaşkanlığı sistemi ve dünyada eşi benzeri olmayan bir ucube..Demokrasi, hukuk devleti, temel insan hak ve özgürlüklerini geçiniz efendim;
    can güvenliği bile kalmamıştır, bırakılmamıştır bu ülkede AKP iktidarının 15. yılında..

    Dünya, söylenceye (efsaneye) göre 900 yıl yaşayan Sultan Süleyman’a bile kalmadı..
    Atatürk Türkiye’sinin muazzam devrimci birikim ve bilinci, Cumhuriyeti emanetçisi 21. yy. kuşakları bu kumpası da yarmayı mutlaka başaracaktır.

  • Zamanın ruhu, Türkiye’de çağdışı bir rejimi sürgit kılmaya ne yazık ki (!) / ne mutlu ki
    el ver-me-mek-te-dir.. Bu böylece bilinmeli ve herkes haddini bilmelidir!Sevgi ve saygı ile. 09 Haziran 2017, Datça

    Dr. Ahmet SALTIK
    Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
    www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Not : Sn. Beştepe’nin 2 Haziran 2017’de yazdığı yazı bize yeni ulaştı…

Bilderberg, CHP, AB, Devlet Bahçeli ve MHP

 

Bilderberg, CHP, AB,
Devlet Bahçeli ve MHP

portresi

 

Amiral Soner Polat

 

 

ulusalkanal.com.tr
spolat102@outlook.com
AYDINLIK, 14 Haziran 2015

 

Gizli dünya hükümeti olarak da adlandırılabilecek bu oluşum,
kimi zaman hükümetlerin içinde, kimi zaman yanında, kimi zaman ensesinde, kimi zaman da üzerindedir. Bu yapılanmanın ayrıntıları bu yazının konusu olmamakla birlikte, Bilderberg’in bu oluşumun en alt basamağı olduğunu söyleyebiliriz.

Adını 1954’te ilk kez düzenlenen toplantıya ev sahipliği yapan Hollanda’daki Bilderberg otelinden alır. Avrupa ile Kuzey Amerika arasındaki bağları güçlendirmek için yola çıktığını ilan etmiştir. Ancak Avrupa’daki ulusçuluk fikirlerini kademe kademe aşındırarak, kendi denetiminde birleşik bir Avrupa yaratmak için çaba götermiştir. İngiliz ulusçuluğunun kalesi kabul edilen Lordlar Kamarası 1988 yılında bunlar tarafından dağıtılmıştır.

Ulus devletlerin yıkılması, küresel düzeyde sermaye ve mal dolaşımı için
tüm engellerin ortadan kaldırılması temel hedefleri arasındadır.

Bilderberg grubu yılda bir kez toplanır. Finans kapital ve silah sanayisinin çıkarları doğrultusunda dünyanın nasıl yönlendirilebileceğine ilişkin politikalar saptanır. Toplantı görüşmeleri ve çıkarılan sonuçlar gizlidir ve asla kamuoyu ile paylaşılmaz. Hiçbir katılımcı görüşme içeriğini açıklayamaz; aksi halde özel cezalandırma mekanizmalarının muhatabı olur!

Türkiye gibi ülkelerden,işlerine yarayacak siyasal partilerin ve oligarşik yapıların temsilcileri davet edilir. Geçmişte AKP’li ya da AKP’ye yakın
Ali Babacan, Cengiz Çandar, Fehmi Koru gibi mümtaz şahsiyetler (!)
davet ediliyordu. Bu yıl ise CHP’den Genel Başkan Yardımcısı
Selin Sayek Böke ile milletvekili İlhan Kesici davet edildi.

Peki, bu ne anlama geliyor? Emperyalist merkezler ve küresel çeteler Türkiye ile ilgili sinsi emellerini gerçekleştirmek için artık yeni CHP’yi
bir vasıta olarak görüyor! Yıkıcı ve bölücü projeler bundan böyle
yeni CHP üzerinden yürütülecek! Bu nedenle, tüm yurtseverler,
oylarını CHP’ye verenler bile projektörlerini bir an olsun yeni CHP üzerinden ayırmamalı! Bu parti Türkiye’ye her an bir gol atabilir!

Bilindiği gibi Avrupa Parlamentosu son dönemlerin en sert belgesi olan
2014 Türkiye İlerleme Raporu’nu 94’e karşı 432 oyla kabul etti.
Ermeni soykırım yalanını savunan, Kıbrıs’ta Türk askerini geri çekilmeye davet eden rapor, AKP hükümeti tarafından bile “kabul edilemez” bulundu!

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Magherini, seçim sonrasında Türkiye’deki liderlerden
Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Selahattin Demirtaş’ı arayarak tebrik etti. Bayan Magherini, MHP lideri Devlet Bahçeli’yi ise aramadı!

Devlet Bahçeli, seçim sonrasında en tutarlı ve en sorumlu demeçleri vererek kendisini TBMM’deki öbür liderlerden farklı bir konuma koydu. Kırmızı çizgilerini net bir biçimde belirledi:

– “Bir ihanet süreci olan açılıma son!”
– “Tayyip Erdoğan’ın Anayasal çizgiye çekilmesi!”
– “17-25 Aralık dosyasının yeniden açılması!”

AB emperyalizmi ise küstah, kibirli ve saygısız tavırlarına bir yenisini ekleyerek, milli birlik ve beraberlik yönündeki tavrı nedeniyle Bahçeli’yi hedefe koydu!Açılım ve bölünme projelerine destek veren liderleri bağrına basan bağnaz Avrupalı, ülke bütünlüğünü savunan liderlere aklınca gözdağı veriyor. Aslında Avrupa’nın bu hareketi Devlet Bahçeli’nin ülke içindeki saygınlığını artıran bir girişim olmuştur.

AB, ülkedeki bölücülük (HDP/PKK desteği) ve gericiliğin (cemaat ve
ılımlı İslam desteği) en büyük hamisi olduğunu her vesile ile gösteriyor.

Türkiye ve Türk düşmanlığını bir alışkanlık haline getiren, Ermeni yalanında kendi hukukunu bile çöpe atan çirkin Avrupalı, maalesef hâlâ bazı
çıkar odakları tarafından medeniyet projesi (!) olarak pazarlanıyor!

TBMM içindeki partilerden sadece MHP ve lideri Devlet Bahçeli açılım ve bölünme politikalarına karşı çıkıyor.

Bu konuda en radikal parti, sırtını emperyalist merkezler ve Bilderberg gibi küresel gizli örgütlere dayayan yeni CHP!

HDP’yi (PKK) arkasına alarak açılım bayrağını dalgalandırmak,
Güneydoğu’ya en geniş anlamda özerklik getirmek istiyor.
Bu konuda AKP’den bile bir adım önde!

Ülkemizin içinde bulunduğu olağanüstü ağır koşullarda en öncelikli sorun, sanıldığı gibi ayakları yere basmayan bir hükümet kurmak değil; emperyalizmin dayattığı bölünme sürecini en az kayıpla savuşturmaktır. Sistem aslında,“ülke hükümetsiz kalmamalı!” söyleminin arkasına gizlenerek, bir bölünme hükümeti dayatmak istiyor! Ülkemizde onlarca hükümet kuruldu; yine kurulur.
Ama ülke bölünürse, kurulacak hükümetlerin bir anlamı kalmaz!

Seçim sonucunda bir husus gözden kaçırıldı. PKK (HDP) her ne kadar hükümet kurmak için anahtar konumdaysa, MHP de bölücülük politikalarını engelleme konusunda kilit konumdadır.

AKP’yi ve özellikle CHP’yi frenleme görevi MHP’nin üzerindedir. Bölücü bir rota için geriye tek bir olasılık kalıyor:

“AKP-CHP Koalisyonu!”

Böyle bir girişim ülkenin tüm milli güçleri devreye sokularak
mutlaka engellenmelidir. Böylece emperyalist merkezler ve
küresel çetelerin hevesleri bir başka bahara kalır!

TBMM dışında Vatan Partisi vatan nöbetindedir.

TBMM içinde vatan nöbetini MHP, kararlı bir şekilde, ABD ve AB’ye
hiçbir ödün vermeden sürdürdüğü takdirde, AKP ve CHP’nin
yurtsever seçmenlerinin ve parlamento dışı güçlerin de koşulsuz desteğini alacaktır. Çünkü AKP ve CHP’li seçmenler ülkenin bölünmesi için
oy vermediler! Ve ilk seçimde bu büyük Millet MHP’ye, vatan nöbetinin karşılığını KDV’si ile birlikte fazlasıyla ödeyecektir.

MHP ve Devlet Bahçeli, tarihin kendilerine yüklediği bu ağır görevi,
yüksek bir sorumluluk bilinci ile başarı ile yerine getirmek zorundadır.
Aksi halde, bunun vebali ağır olur!

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 5 Mart 2014


ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 5 Mart 2014

Naci_Bestepe_portresi


Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE
 

KOYUN

Burhan KUZU, “Kasetler doğru olsa bile vatandaş inanmaz”,

 

Fehmi KORU, “ İspatlansa bile inanmam”.

Kuzu büyür koyun olur,
Koyunlar birleşir sürü olur…

KURTULUŞ (Sayın PERİNÇEK’in yazısından)

Erdoğan bataktan nasıl kurtulur?

Yüce Divan’a çıkarak…

DALGACI

Dünya RTE’nin yolsuzlukları ile dalga geçiyor.

O da yandaşlarıyla…

GÖREVLİ

Abdullah GÜL demokrasiye aykırı tüm yasaları onayladı.

Görevde işte…

YOLSUZ

RTE, cemaatin yolsuzluklarını hesabını soracağını açıkladı.

Ayna, ayna!..

KEFİL

Binali YILDIRIM, “Bilal ERDOĞAN ile iş yapmadım ama Başbakan’a kefilim”.

Alış veriş beraber yapılınca…

ALÇAKÇA

RTE, “Alçakça montaj” diye kendini ve yakınlarını savunurken aynı yöntemle cevap vereceklerini açıkladı.

Yani alçakça…

GÖREV

Polisimiz hırsızlığı protesto eden vatandaşları engelliyor.
Gazlıyor, copluyor, suluyor.

Görevi hırsızlığı savunmak mı oluyor?

ÖZÜR

Ukrayna’da polisler diz çöküp halktan özür diledi.

Sıra gelecek…

KAÇIRTMAYIZ

Kılıçdaroğlu,”Ya istifa, et ya yurt dışına kaç” diyor.

Hesabı kesmeden nereye?

SIFIRLAMA

Cezaevinde rüşvetçiler sıfırlandı.

Büyük düşün, büyük götür,

Büyüklerin gereğini düşünür…

ADALET

Rüşvetçiler bırakılınca Başbakanlıkta oturan adam “Adalet yerini buldu” dedi.

Haramilerin adaleti…

YAKIŞMAZ

AKP’li Metin KÜLÜNK, CHP’li  vekili yumrukladı, sonra da “Yüce meclise yakışmadı” dedi.

Doğru, çünkü arka kapıdan giremeyecekler vekil edildi…

SAF!

RTE son günlerde sürekli, ” aldanmışım, safmışım” diyor.

11 yıldır sürekli aldanana saf mı denir?..

PARAZİT

“Türkiye bağırsaklarını temizliyor” demişti, Arınç.

AKP’li bağırsak parazitlerini mi işaret etmişti?

TARAK

AKP’li Midyat belediye başkan adayı Nasıroğlu  için maliye müfettişleri, ”TEFECİ” dedi.

Böyle baş(çalan)a, böyle tarak…

SAHTECİ

RTE, Burdur’da sahte belge üzerinden CHP ve TSK’yi suçladı.

Sahtecilik nöbetine yakalandı…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

“TÜRKİYE İTTİFAKI” KOCATEPE BİLDİRGESİ

KOCATEPE'de_ATA

Dostlar,

26 Ağustos 2005 günü Büyük Taarruz’un 83. yılını Afyon Kocatepe’de kutlayalım önerisini ADD yönetimine Genel Başkan Yardımcısı olarak sunmuştuk. Kabul gördü..

Pek çok kişi ve kuruma çağrı yapıldı..

“TÜRKİYE İTTİFAKI” KOCATEPE BİLDİRGESİ hazırlandı (metin için bize görev verilmişti).

Bu metin, Büyük Taarruz‘un başlatıldığı yerde, 1974 rakımlı Afyon Kocatepe’de, sabah şafak sökerken başlatılan topçu ateşine gönderme ile, çakmakların ışıltısında okundu.

[ Malatya’dan özel aracı ile gelen dönemin İnönü Üniversitesi rektörü, değerli arkadaşımız Sayın Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun aracının içinde uykudan kapanan gözleri beleğimizde iz bırakmış.. ]

Bildirgeyi 2004-6 dönemi ADD Genel Başkanı Sayın Ertuğrul L. Kazancı çakmakların loş ışığında güçlükle ama heyecandan sesi titreyerek okudu. Biz de Ağostos diye güvenerek Ankara’dan kısa kollu gömlek ile gelmiştik.. Soğuktan dişlerimiz birbirine vuruyordu. Birden Mustafa Kemal Paşa’nın Kocatepe’deki ünlü fotoğrafı gözümüzün önüne geldi.. Kalın kumaştan Mareşal üniforması vardı üzerinde.. Nedenini anlamıştık.

Metin basına dağıtıldı, yayımlandı.. (Cumhuriyet’in haberi aşağıdaki erişkede – linkte..)

Kocatepe_bulusmasi_Cumhuriyet_28.08.2005

“TÜRKİYE İTTİFAKI” KOCATEPE BİLDİRGESİ..

Ülkemiz, Kocatepe’den bit ULUSAL İTTİFAKA çağrılıyordu söz konusu bildirge ile.

Bu tarihsel bildirge metnini, power point yansıları olarak pdf formatında (41 yansı) aşağıda sunuyoruz. Lütfen tıklayınız..

ADD_KOCATEPE_BILDIRGESI-2005

*****

Günümüzde de “ulusal birlik çağrıları” sürüyor. Uluaslcı direnişin doruğa ulaştığı bir kesitte de, yaklaşık 2 yıl sonra “Ergenekon tertibi” ile karşılaştık..

Gündüz Afyon’da, Kocatepe Üniversitesi’nde etkinlikler düzenlemiştik..

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı şimdi rahmetli Sayın Rauf Denktaş da onur verdiler..

Afyon Kocatepe Üniversitesinde, birini bizim yönettiğimiz (Büyük Zafer’in 83. Yılında Türkiye’de Siyasi Konular) 2 panel yapıldı.

“TÜRKİYE İTTİFAKI” KOCATEPE BİLDİRGESİ üzerinde ayrıntılı duruldu, çağrı pekiştirildi.

* 2006 Haziran’ında ADD Genel Başkanlığı’na aday olduk..

Sayın Kazancı da yine adaydı (bize centilmenlik sözü olmasına karşın..)

Yeni emekli ve 15 günlük üye Şener Eruygur Paşa ekibi salt olmayan çoğunluğu aldı. Biz de destek verdik ve yönetime geldiler (Sn. Kazancı ekibi destek vermediler). Ertesi yıl da malum planlar devreye kondu.. Başbakan RTE‘nin 5 Kasım 2007’de ABD Başkanı GW Bush ile görüşmesinin ardından.. Fehmi Koru apaçık yazdı Yeni Şafak’taki köşesinde.

“TÜRKİYE İTTİFAKI” KOCATEPE BİLDİRGESİ, günümüz MİLLİ MERKEZ oluşumuna da büyük ölçüde temel oluşturdu..

Şimdi tema : ATATÜRK’te BİRLEŞTİK..

* Bir kez daha başaracağız..

* Emperyalizme teslim olmayacağız!

Sevgi ve saygı ile.
Tekirdağ, 27.8.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

SORUN İSLAM DEĞİL; İSLAMIN BULUNDUĞU COĞRAFYANIN ACINASI HALİ !

Dostlar,

9 Eylül Üniversitesi tarih bölümünden Sayın Prof. Dr. Kemal Arı‘nın son derece öngörülü bir yazısı..

İslam Bilimden uzaklaştı, sefillik başladı, emperyalizme alet edildi..

Lütfen okur musunuz??

Teşekkürler Sayın Arı..

Sevgi ve saygı ile.
19.8.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=============================================

SORUN İSLAM DEĞİL; İSLAMIN BULUNDUĞU COĞRAFYANIN ACINASI HALİ !

portresijpg


Prof. Dr. Kemal ARI

Herkes, Mısır olaylarına kilitlendi kaldı…

Mısır’da demokrasi varmış da, mış mış da, sonra gene mış mış mış…
Kimse işin özüne değinmek istemiyor.
Hepimizin katıldığı ortak nokta şu:

Mısır’da öldürülen binlerce kişinin acısını yüreklerimizde yaşıyor ve bunu gerçekleştirenleri şiddetle lanetliyoruz.

İnsan yaşamı kutsaldır; ve

    en temel hak, yaşama hakkıdır

. Askeri darbe zihniyeti ise hep, altını çizerek söylüyorum; emperyalizmin aleti olmaktan öte anlam taşımaz.
Konu bu değil zaten:
Konu, Mısır’ın bulunduğu kültür coğrafyasının;

    güya bilim olarak topluma yutturulan nakilcilik

ten sıyrılamaması, aklın önünü tıkamasıdır.

İmam Gazali ile birlikte artık aklın devre dışı kaldığını (A. Saltık : Gazali 13. yy’da İslam’da İÇTİHAT KAPISINI kapadı.. yeni açılımlar olanksızlaştı, dondu!), oysa aynı zaman diliminde Avrupa’da Rönesans’ın başladığını ve İslam dünyasındaki geriye gidişin tersine, aklın yükselişi, bilimin önemini kavrayış gibi süreçlerin yaşandığına vurgu yapmıştım.

Sonra ne oldu?

Aklın önü tıkanırsa; akılla yapılacak bilim yerine; hep eskiyi aktarma yöntemi bilim diye yutturulursa ne olur?

Açık söyleyelim; o toplum tarihin belli bir dönemine çakılır ve kalır… Akılsız bir insan, nasıl ki başkaları tarafından istissmar edilir; her yandan itilip kakılırsa; bu tür toplumlar da emperyalizmin aleti olmaktan öte yol alamaz. Özgürlükler gelişmez. Akıl işlemez. Hep itaat kültürü ve eskiye özlem duygusu ile toplum diktatör yönetimlerin istismarı altında kıvranır durur.

İşte İslam dünyasının sorunu budur…

Fehmi Koru, kendince entel dantel açıklamalarda bulunmuş.

Ancak bunların hiçbirine değinmemiş…

Pekala; İslam coğrafyası, bu temel yanlışı aşmak için çaba göstermiş, hatta buna cesaret edip yol alabilmiş mi?

Hayır…

12. asırdaki o söyleme çakılıp kalmıştır.

Hala akıl devre dışıdır; geçmişten aktarılan bilgilerle toplum düzenlenmeye çalışılır… Bu nedenle; Sudan, Sudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri; Katar ve pek çok öteki Arap ülkesinde kadının ve hatta sıradan insanların hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur.

Can alıcı soru şu:

Sorun İslam olabilir mi?

Kesinlikle hayır!

İslamiyet, akıl dinidir. Bilimi kutsar. Bilim, Çin’de de olsa onu oradan gidip almayı önerir.

Sorun şurada:

İslamiyet onca bilime, öğrenmeye, akla vurgu yaptığı halde, niçin İslam coğrafyası dünyanın en geri coğrafyalarından biridir?

Çünkü; sözünü ettiğim tarihten sonra, bilim diye algılanan şey; düşünceyi soyutlayıp, bilimi önemsemeyen; yalnızca geçmişteki birikimleri aktarmakla yetinen bir algıdır da ondan…

Çünkü aklın kapısı kapatılmıştır.

Bunu nereden biliyoruz?

Gündelik yaşamınıza bakın. Türkiye gibi, İslam coğrafyasının en ileri ülkesinde bile, bir konu hakkında bir yorum yapmak istediğiniz zaman; her an azarlanmanız söz konusu olabilir:

“Sen sus bakayım! Büyüklerden iyi mi bileceksin? Sus, senin bildiğini koca koca alimler bilmeyecek mi? Bak, şu tarihte bu kitap bunu yazmış; şu müçtehid, şu yorumu getirmiş. Sana mı kaldı bunlara kafa yormak? Sen otur, ibadetini yap; Allah’a sığın ve O’ndan yardım iste….”

Bunların içinde yeri ve ortamına göre doğrular da olabilir; bunu tartışacak değilim. Ancak, işte bu kültür, İmam-ı Gazali’nin içtihat kapısını kapatan kültürün günümüze izdüşümleridir. Toplumları güçleri karşısında esir ve zebun etmek isteyen katı diktatörlükler ve onların sömürgeci efendileri için, düşünmeyen, aklını kullanmayan; temel haklarını bile kullanmaktan uzak; ancak birilerinin işaretiyle hareket edeilen kalabalıklar, arayıp da bulamayacakları şeydir…

* Dolayısıyla, İslam’ın, yeniden gerçek İslamla buluşması; akıl ve bilimle kucaklaşması,
din diye dayatılan dogmalardan derhal uzaklaşması gerekiyor.

Bu buluşma sağlanabildiğinde, İslam dünyası yeniden yükseliş dönemine geçebilir.
Sorun İslamiyetin kendisi değil, onun temel değerlerini akıl almaz safsatalar olarak, topluma satma yarışında olan din bezirganlarıdır.

O halde çare?

Açıklaması kolay, ancak uygulaması son derece zor bir şey:

Aydınlanma
Yani İslam dünyasının bir aydınlanma dönemine girmesi

Aklı ve bilimi yeniden kutsama
Bireysel anlamda gerçekten özgürleşme… Özgür beyinler yaratma…
İtaatçi ve hep başkalarının irşadıyla hareket eden bireyler yerine; düşünen, araştıran, sorgulayan ve kendi bedeninin, ruhunun ve vicdanının özgür olması gerektiğini kanıksamış kuşaklar yetiştirmek…

Zor mu bunu yapmak?
Çok, çok zor; çok…
Ancak bu kesin olarak başarılmalıdır.

İslam coğrafyası ya bunu başaracak ya da emperyalizmin oyuncağı, diktatörlerin de yağlı lokması olmayı sürdürecek; daha nice kanlar yoksul ve günahsız kitlelerin bedenlerinden sızacaktır.

Buna izin verilemez…

———-
Bazılarının vicdanı işin içinde Araplar ya da Kürtler olunca harekete geçiyor!
Yıllardır

    Karabağ’da – Kerkük’te – Doğu Türkistan’da Türkler katledilirken neredeydiniz!

Erdoğan: İmralı ile görüşme olabilir..

Erdoğan: İmralı ile görüşme olabilir

Bir televizyon kanalında soruları yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Oslo görüşmeleriyle ilgili soruları yanıtladı. Erdoğan, “İmralı ile görüşmeler yine olabilir.” dedi.

Kanal 7 televizyonunda soruları yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir Oslo görüşmeleriyle ilgili şunları söyledi: “Ben MİT Müsteşarım Emre Bey zamanında başlattım görüşmeleri. Ve şu anda kesilmenin bazı sebepleri oldu. İletişimdeki samimiyetsizlik nedeniyle burada bu işi keselim dedik. Burada çok ciddi yanlışı bölücü terör örgütü uydurma bir metin ortada ama bunu belge olarak sundular. Oradaki görüşmelerin içerisinde yok mu? Vardır. Ama tarafların imzası yok. Bunu yazılı ve görsel medyaya pas ettiler. Bakıyorsunuz hemen yargı devreye gitti hemen ardından benim üzerime geleceklerdi. Onun üzerine niye gidiyorsunuz benim üzerime gelin dedim.Eğer imzası olsaydı niye attın diye sorardın. Görüşmelerdeki detaylar bize anlatılıyor. Biz devlet yönetiyoruz bakkal dükkanı yönetmiyoruz.”

Erdoğan, Star gazetesi yazarı Fehmi Koru‘nun “Oslo görüşmeleri ne noktaya gelmişti? CHP’liler bir metinden bahsediyorlar son zamanlarda?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “O aslında bir belge değil, kendilerine göre uydurdukları bir yazı ama bunu belge olarak sundular, burada o görüşmelerden şeyler varmıdır? Vardır elbette ama bir belgenin belge olması için altında tarafların imzası olması lazım. Terör örgütü bir takım medyaya, çevrelere servis ettiler görüşmeyi. İntikal edince bu olaylar benim müsteşarımın üstüne gittiler, bende dedim ki; Ne yapacaksanız bana yapın, onu oraya gönderen benim’ dedim. Adayla ilgili olarak bunların her görüşmeden sonra görüşmeler bize geliyor, özetleniyor dünyanın neresinde istihbarat teşkilatları yan gelip yatar? Onlar sadece terörü bırakın, adi suçlar, anarşi ile ilgili herşeyde istihbarat elemanları kullanılır. Biz şimdi burada çözüm için yapılması gereken neyse bunu yapmak durumundayız. Biz medyadanda yazılı, görsel bu konuda istifade etmek isteriz. Onların da bu konuda bize katkısı olabilir.”

“İmralı ile görüşmeler olabilir”

“CHP’ye iki parti arasında ortak çalışma yapılması teklifde bulunduk. MHP’den olumsuz tavrına karşın, CHP hala bir cevap vermedi. Biz yine de CHP’ye aynı teklifi yineleyeceğiz. Bu arada İmralı ile görüşmeler yine olabilir. İmralı’da avukatlarını kendisi de kabul etmiyor, zaman zaman bizim de kabul etmediğimiz de oldu. Çünkü görüşmeleri manüple edilerek dışarıya haberler aktarıldı.”

(Cumhuriyet portal, 26 Eylül 2012)