Rifat Serdaroğlu : Sizin Çocuğunuz Olsaydı


Sizin Çocuğunuz Olsaydı


portresi_gulen


Rifat Serdaroğlu

 

 


*Ahmet Burak Erdoğan;

Tarih; 11 Mayıs 1998. Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı.
Yer; İstanbul- Şişli İlçesi Abide-i Hürriyet Caddesindeki Yaya geçidi.
İnsanlar, karşıya geçmek için “Yaya geçidinde” beklemektedirler.
Yayalara “YEŞİL” ışık yanar, insanlar yürümeye başlar.
Tam o sırada, 04 Temmuz 1979 doğumlu Ahmet Burak Erdoğan’ın kullandığı
34 ABR 93 Plakalı Opel oto son sürat, yaya geçidinden geçmekte olan
Türk Sanat Müziğinin Büyük Sanatçılarından Sevim Tanürek’e çarpar.

Sevim Tanürek hastaneye kaldırılır.

Belediye araçları derhal kaza yerini yıkayıp, fren izlerini yok ederler.
Sevim Tanürek hastanede ecelle boğuşup can verirken, Ahmet Burak Erdoğan
hemen babası tarafından İngiltere’ye “Dil Kursuna” gönderilir. Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi Başkanı Eyüp Çakmak, otosuyla yayaya çarpan A. Burak Erdoğan’ı suçsuz,
yeşil ışıkta yaya geçidinden geçmekte olan Rahmetli Sevim Tanürek’i 8/8 suçlu bulur!
Ahmet Burak Erdoğan kurtulur, O’nu kurtaran Eyüp Çakmak ise,
Türkiye Deniz İşletmeleri Kurumuna Genel Müdür Muavini yapılır.


Türkiye’nin gözü önünde gerçekleşen “Cinayet” benzeri “Ölümlü” bu olayda,
suç işleyen çocuk bir dakika dahi gözaltına alınmamıştır.


-Bu kişi Ahmet Burak Erdoğan değil de, sizin çocuğunuz olsaydı neler olurdu?

*Ahmet Burak Erdoğan;
Yıl 2000. Yer Kasımpaşa Deniz Hastanesi- İstanbul.
Askerliğe uygun olmadığını iddia eden A. Burak Erdoğan, “Çürük Raporu” almak için müracaat eder. Yapılan denetimlerde “Testis Kanseri” tanısıyla Erdoğan’a
“Çürük Raporu” verilir ve Askerlik hizmetinden muaf tutulur.


2001 yılında yani 1 yıl sonra Ahmet Burak Erdoğan evlenir, çocukları olur.


Şimdi Türkiye’nin en zengin kişileri arasında gösterilmektedir.


-Testis Kanseri diye askerlikten muaf tutulan fakat bir yıl sonra evlenip çoluk çocuğa karışan kişi, Ahmet Burak Erdoğan değil de, sizin çocuğunuz olsaydı neler olurdu?

*Necmettin Bilal Erdoğan;

17 Aralık 2013 tarihinde Cumhuriyet Savcısı “Yolsuzluk-Hırsızlık-Rüşvet” suçlarıyla ilgili operasyon için düğmeye bastı.

Bakan çocukları, milyonlarca Dolar-Avro ile oynarken yakalandılar ve tutuklandılar. Banka Genel Müdürünün evinde ayakkabı kutularında milyonlarca Avro bulundu, tutuklandı.

Devletten ihale alan kimi iş adamlarının, Necmettin Bilal Erdoğan’ın kurduğu Vakfa, demetler halinde milyonlarca Dolar-Avro verdikleri teknik izlemle belirlendi, belgelendi. Cumhuriyet Savcısının isteğiyle ilgili Mahkeme bu iş adamlarının malvarlıklarına
el koydu.


Üniversite Rektörlerini, TSK’nın Orgenerallerini, Bilim Adamlarını, Gazetecileri
sabaha karşı polis gücüyle gözaltına alan Cumhuriyet Savcısı, ifadesine başvurmak üzere Necmettin Bilal Erdoğan’a davetiye gönderdi.

N. Bilal Erdoğan Cumhuriyet Savcısının davetine gitmedi. Kendisini almaya giden polisler Başbakanlık korumaları tarafından tekme-tokat dövülüp, kovalandılar.
Baba Erdoğan oğlunun Savcı tarafından aranması karşısında çılgına döndü ve
adeta “Yemişim senin gibi Savcıyı” dercesine, Cumhuriyet Savcısını tehdide varan sözlerle yerden yere vurdu, hakaret etti.


-Cumhuriyet Savcısının davet ettiği halde gitmeyen kişi Necmettin Bilal Erdoğan değil de, sizin çocuğunuz olsaydı neler olurdu?

*Binali’nin Bacanağı;

Binali Yıldırım, taa İstanbul Belediyesinden beri Tayyip Erdoğan’ın sağ kolu ve sırdaşıdır. Kendisi yeni dönemin gizli zenginlerindendir. Oğlu da çabuk zengin olan,
gemi filosu sahibi bir gençtir.


Bacanağının, Binali’nin Bakanlık Memurlarıyla birlikte yaptıkları rüşvet-avanta pazarlığı ve demet halinde para aldıkları filmi gözlerimizle gördük.
Bacanak, para aldığı iş adamlarına “iş tamam” diyordu.

Bacanak önceden haber aldığı için, kaçtı. Dört gün yakalanamadı.
Bu arada on dört kişi tutuklandı. Dört gün sonra teslim olan bacanak, dosyaya hâkim olan Mahkeme beklenmeden, nöbetçi mahkemeye çıkarıldı ve serbest bırakıldı.
-Filmini seyrettiğimiz kişi, AKP İzmir Büyükşehir Başkan Adayı ve Başbakan Erdoğan’ın sırdaşı Binali’nin bacanağı değil de, sizin akrabanız veya oğlunuz olsaydı, neler olurdu?

Ekmek-su aş bekleyebilir 
Temele taş bekleyebilir,
Devlete baş dahi bekleyebilir 
Adalete mutlak uyulmalı ve bekletilmemelidir..

demişti şair.

12 yıllık AKP İktidarında yapılan her türlü yıkım onarılabilir, maddi kayıplar
zor da olsa yerine konabilir. Fakat Adalet ve Hukuk Devletinde yapılan yıkımların
tamir edilmesi, Türk Milletinin çok uzun zamanını alacaktır.

Bir Hilal Uğruna Ya Rab, Ne Güneşler Batıyor” deyişinden
Bir Bilal Uğruna Ya Rab, Adalet Batıyor” noktasına geldik.

“Hem Müslüman, Hem Lâik Olunmaz” diyen Recep Tayyip Erdoğan’a;

“Hem Müslüman, Hem Hırsız Olunur mu?” desek ne yanıt verir dersiniz?


Vah Türkiye’m vah, kimlerin eline kalmışsın!

“Bu olaylar benim çocuğumun başına gelseydi, benim çocuğum da aynen
Burak-Bilal-Binali gibi korunur, pamuklara sarılır..”
diyorsanız, hiç durmayın,
koşa-koşa 
AKP’ ye oy vermeye gidin.

Yok, benim oğlumu perişan ederler, gençliğini söndürürlerdi, diyorsanız işte size fırsat; AKP’ye ve Kürtçü-Bölücü partilere oy vermeyin, verdirmeyin…

Sağlık ve başarı dileklerimle.
14 Ocak 2014

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir