Etiket arşivi: 47 Etnik köken

RİFAT SERDAROĞLU : İki İzmirli

RİFAT SERDAROĞLU

portresi3

İki İzmirli

İzmirli demokrattır. Özgürlükçüdür. Kimseden emir almaz. Bakan aracı geçecek diye yolları kesen trafik polisi ile kavga eder, arabasına “yuh” çeker, sırtını döner.

İzmirli kadınlar çok cesurdur. Ata’sına, Cumhuriyet’e, Lâikliğe, çağdaş yaşama
hakaret edene derhal müdahale eder.

İzmirli, kimsenin etnik kökeni ile ilgilenmez.
Cumhuriyetin temel ilkelerine saygı duyan herkesi kardeşi sayar.

İzmirli çalışkandır. Ne işadamları, ne öbür İzmirliler devletten avanta almazlar.
İzmir’den bir tane bile “Deniz Feneri”, “Yimpaş” , “Jet Fadıl” çıkmaz.

İzmirliler çalışırlar, vergilerini öderler, inançlarını Allah rızası için yaşarlar.
İnsan gibi eğlenirler. Rakı da içerler, ayran da. Kimse onlara ne yapacağını,
ne içeceğini söyleyemez…

Binali Yıldırım, İzmir Milletvekilidir ve kendisini İzmirli olarak kabul eder.
Fatih Çekirge ise doğma büyüme İzmirli olduğunu ve bununla gurur duyduğunu söyler.

Biz İzmirliler, “İzmirliyim” diyen her vatandaşımıza kapımızı ve gönlümüzü açarız.
Etnik kökeni, doğum yeri bizleri hiç ilgilendirmez. Yeter ki “İzmirli” duruşunu bozmasın.

İzmir’de doğup da “İzmirli duruşundan” “biat” kültürüne tenzili rütbe edeni de,
İzmirli olduğunu söylediği halde şartsız itaat etmeyi (biat) sürdüren sözde İzmirlileri anında anlarız. Bunlar artık bizler için “Çakma İzmirlidirler”, ağızlarıyla kuş tutsalar
onlar “İzmirli” olamazlar.

Çakma İzmirli Binali Yıldırım; Pazar günü İzmir’de,

“Ne pazarlığı yaptınız, diyorlar. Biz de diyoruz ki, biz bir pazarlık yaptık doğru.
Tek Devlet, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan. Bunun dışında pazarlığımız yok.
Terör nedeniyle 400 Milyar Doları aşan bir kaynağımız yok olmuş.
Bu kaynak bir hiç uğruna gitti, arkada birçok gözyaşı bıraktı” 
dedi.

Binali Bey, sizin uyanıkken düşündüğünüzü, zekâ düzeyi düşük olan bir İzmirli uykusunda düşünür. Siz İzmirlileri kendi zekânızla mı kıyas ediyorsunuz?

Karayılan denen çıyanın dedikleri ne olacak? Adam açıkça, Türkiye’yi tehdit edip Özerk Yönetim-Kürdistan’a statü- Öcalan dâhil tüm PKK’lı katillerin serbest kalmaları için anlaşma yapıldığını söylüyor.

400 Milyar Dolarımızı bu katiller harcatmadı mı?

‘Bir hiç uğruna’ dediğiniz şeye biz İzmirliler “Vatan Savunması” deriz.

Kurtuluş Savaşımız sırasında, sizlerin “Fikir Dedeleriniz” İngilizlerin-Fransızların kucağında otururken, biz İzmirliler düşmana “İlk Kurşunu” atıyorduk.
Eğer bugün siz Bakanlık koltuğunda oturuyorsanız, bunu “biat kültürü” ile yetişenlere değil, İzmirli ruhuyla yetişen “Çılgın Türklere” borçlusunuz.

Sonradan Bozulmuş İzmirli Fatih Bey; Pazartesi yazısında;

“Biliyorum çok kızgınsın. Biliyorum tartışırken karşındakine ‘bayrak açma’ diyorum diye kızıyorsun. Ve sonra ‘Türk Bayrağı açmak suç mu?’ diye sorup daha da kızıyorsun. Bir devlet kendi topraklarına bayrak dikip övünür mü?
Dünyada hangi ülke kendi dağına bayrak dikip poz verir?..” 
dedi.

Fatih Bey,

Dünyanın hangi ülkesinde bir terör örgütü 54 000 kişinin ölümüne ve o ülkenin
400 milyar Dolarlık bir ekonomik kaybına neden olmuştur?

PKK terör örgütü, bu ölüm ve kayıpları örneğin Amerika’da yapsa idi, neler olurdu? Terör örgütünden, üyelerinden bir tanesi sağ kalır mıydı?
Örgüt üyelerinin yakınlarından adaya gönderilmeyen kalır mıydı?
Bir Amerikalı gazeteci, sizin dün yazdığınız yazıyı yazabilir miydi?

Fatih Bey, bırakın bizim şanlı bayrağımızla uğraşmayı.
Eğer yüreğiniz yetiyorsa, asılan PKK paçavraları ve cani Öcalan’ın posterleriyle uğraşın.
Ama yapamazsınız, çünkü onların elinde silah var, değil mi?
Gücünüz, eline Türk Bayrağı alıp sallayan insanlarımıza yeter.
Siz mi İzmirlisiniz?

Değerli Okurlar;

AKP İktidarının 11. Yılında;

  • PKK paçavrası – Öcalan posteri taşımak serbest / Türk Bayrağı yasak.
  • Atatürk’e küfretmek serbest /Atatürk demek, O’nu savunmak yasak.
  • Hizbullah Terör Örgütünün Cumhuriyete hakaret etmesi serbest/ Cumhuriyeti savunmak yasak.
  • Tarikatlar-Cemaatler serbest/Türkiye Cumhuriyeti yani TC yasak.
  • Ümmet olmak serbest/ Türk Milleti olmak yasak hale geldi.

“Hukuksal altyapısı” olmayan ve AKP Hükümetinin adına “Barış Süreci” dediği,
“İhanet Çemberini” mutlaka kıracağız.

Türk Milleti bu tuzaktan da çıkacak ve herkese yaraşır olduğu dersi verecektir.

Konuk Yazar Rifat Serdaroğlu : Doğan Görünümlü Şahin

DOSTLAR,

Günaydın!

Sn.Serdaroğlu’nun yazısını sizlerle paylaşarak güne başlamak istedim..

Türk Tarihinin çok önemli 2 araştırıcısı Sn. Kazım Mirşan ile Sn. Haluk Tarcan’ın çalışmalarını
özenle izlemek gerekiyor.

“ÖZENLE TECAVÜZCÜ AKLANIR” başlıklı makaleyi de sizlere alıntılayacağım..

İyi bir gün dilerim..

Sevgi ve saygı ile.
13.6.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

================================================================================================================

DOĞAN GÖRÜNÜMLÜ ŞAHİN

RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
0 532 211 00 11

Türkiyeli Eşbaşkan Başbakan Erdoğan; “Kürtçülük” konusundaki ortağı “Yeni CHP” için bu tabiri kullandı.
Gençler bunun ne anlama geldiğini bilmezler. Koç grubunun “Şahin” adı ile ürettiği bir araba vardı.
Daha sonra, bir üst model olarak “Doğan” marka bir araba üretildi.

Bazı uyanıklar Şahin’e, Doğan görüntüsü vererek satmaya başladılar. Bu deyiş, o zamanlardan kalmadır.
Kökeninde aldatma-kandırma-hile vardır. Her nedense Tayyip Bey verdiği örneklerde ya “yemek”, ya “aldatmak”,
ya da “asmak-kesmek” gibi deyimler kullanır. Aklından hiç çıkmıyor herhalde… Türkiyeli Başbakan Erdoğan’a ve
“Kürtçe Eğitim” konusundaki destekçisi Kılıçdaroğlu’na, 20 yıllık bir ilmi çalışmadan söz etmek istiyorum.
Umarım yararlı olur.

İstanbul Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu tarafından “Şeref Payesi” verilen değerli bilim adamı Arkeolog-
Profesör Dr. Afif Erzen, 1967 yılında, İstanbul Üniversitesine bağlı “Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırmaları Merkezini” kurmuştur.

Bu merkezde tanınmış Türk Profesörlerin yanında, yabancı Profesörler de çalışmıştır. Bunlardan biri,
Ermeni sorununa ışık tutmuş ve ekibiyle 1984 yılına kadar bu merkeze çalışan Profesör Erich Feigl’ dir.
20 Yıllık çalışmanın sonucunda ulaşılan gerçekler;

 Türkler, yani atalarımız, M.Ö 13.000 yılında Anadolu’ya göç etmişlerdir. Yani bizler, 15.000 yıldan beri Anadolu’nun sahibiyiz.
 Türkler, GÖÇEBE değil, GÖÇMEN olarak, Anadolu’yu yurt edinmek için gelmişlerdir.
 Türkler, o tarihlerde “Yazı” sahibidirler.
 M.Ö 14.000 tarihli ORAL dağlarındaki Şölgen taş mağarasında, Rus ve Fransız araştırmacılar tarafından bulunan yazıtlarda, Türklerin Tanrının Birliğine inandıkları yazmaktadır.
 Kırgızistan Saymalıtaş Vadisi’nde bulunan eserlerde; Türklerin tekerleği icat ettikleri, tekerlekli sabanla çift sürdükleri, Geyik-At- Köpek gibi hayvanları evcilleştirdikleri kanıtlanmıştır.
 Türkler, ileri seviyede bilgi ve düşünce sahibi olarak Anadolu’ya göç ettiler ve Anadolu’nun “Dip Kültürünü” oluşturdular…

Bu gerçeklere;

• Van Bölgesi esas alınarak, Mağara ve Kaya altı- Kaya üstü resimlerin M.Ö. 13.000-6.000 tarihleri arasında olmaları,
• Bu resimlerin eşleri ya da benzerlerinin Orta Asya’dan itibaren mevcut olmaları,
• Kâzım Mirşan’ın okuduğu 40 kadar yazıtları,
• Servet Somuncuoğlu’nun, Çin’den İzmir’e kadar çekilen bir hattın kuzey ve güneyindeki, milyona erişen sayıdaki resim ve kaya yazıtlarından,
• Ankara yöresinde bulunan 5.000 kaya resminden, ulaşılmış ve kanıtlanmıştır…

Gelelim bize hala okutulan Batı Merkezli tarihe;

Batı merkezli tarih, Emperyalistlerin gereğinde çıkarlarına uygun bir “yapay devlet” kurabilmeleri için,
Doğu Anadolu’yu bilerek tarihsiz bırakmıştır. Bunlara göre Türkler, Anadolu’ya M.S. 1071 yılında gelmiştir.
Türkler, Anadolu’ya geldiklerinde kültürsüz, bilgisiz çoban sürüsünden oluşan göçebelerdir!…
Türkleşmesi M.S. 1071 tarihinden sonra başlamıştır.
Resmî, yani Batının istediği Türk Tarihi ve okullarımızda maalesef hala okutulan tarih, Batı Merkezli Tarihtir.
Bilinmesi gereken bu tarihin, maksatlı yazılmış bir tarih olduğudur.

Kanıtlanmış bilimsel gerçeklere göre, bizler Anadolu’nun 15.000 yıllık sahipleriyiz.

– Bu tarihten sonra Anadolu’ya gelenler sahiplik iddiasında bulunamazlar.
– Anadolu’nun Hıristiyanlaştırılması çalışmaları, Hazreti İsa’nı müritlerinden Saint Paul’un M.S. 7. Yüzyılda Anadolu’ya gelmesiyle başlamıştır.
– Alt kimlik, Üst kimlik, Anayasal kimlik, 47 Etnik köken iddiaları, Anadolu’yu parçalamak ve
Türkleri etkisiz hale getirme çabalarıdır.
– Bunlar Sevr’i hortlatmak için ileri sürülmüş bahanelerdir…

Bu bilimsel gerçekleri;

 “Doğan Görünümlü Şahin” deyişini kullanan, “Çağdaş Görünümlü Badem” ile “Atatürk Milliyetçiliği” ilkesine inandığını söyleyen, “Genel Başkan Görünümlü Kuzu Muhalefet” bilsin istedik. Belki faydası olur, okurlarsa.
 Bu yazıyı okuyanların veya ele geçirenlerin, “Ne Mutlu Türküm Diyene, sözünü her yere yazmak, ilkelliktir.” diyen Çankaya’daki Abdullah Bey’den saklamalarını rica ederim. Bırakın o, bildiği gibi davranmaya devam etsin…
Not; Bu çalışmayı bana gönderen Sayın Haluk Tarcan’a teşekkür ederim.

Sağlık ve başarı dileklerimle.

13 Haziran 2012

RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
0 532 211 00 11