Etiket arşivi: Bilal Erdoğan

Diyanet ve tarikatların yıkım belgeleri

Diyanet ve tarikatların yıkım belgeleri

Rıza Zelyut
15 Ağustos 2019

Çağdaş toplumu değersizleştirmeye kalkışan… Türkiye’yi Orta Çağ Arap ölçülerine göre şekillendirmeye çalışan… Tarikat tekkelerinde tecavüze uğrayan erkek çocukları savunmak adına tek laf etmediği halde içki satılan yerlerden alışverişi haram gösterip bölücülük yapan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleri ile savaşı sürüyor. Bunu da, Türkiye’yi ele geçirmiş olan Halidi tarikat örgütleriyle birlikte yürütüyor.

Çok az insan biliyor olmasına karşın Halidilik, Türkiye’nin tek gücü şu an. Çok görüntülü tek bir tarikat var: Bu örgütlenme değişik tekkeler adı altında Sünni toplumu sarıp sarmalamış bulunuyor. İskenderpaşa Tekkesi, İsmailağa Tekkesi, Erenköy Tekkesi, Menzil tekkesi vb. büyük yapılar ile Diyanet İşleri Başkanlığı iç içe geçmiştir. Cumhuriyet düşmanı, Yeşil Kuşak Amerikancısı (anti-komünist), devleti talan etmeye çabalayan bir yıkıcı örgütlenmedir bu. Erbakan’ın Gümüş Motor’una adını veren Gümüşhali tekkesinden çıkma Mehmet Zahit Kotku’nun Halidi talebeleri bugün ülkeyi yönetmektedir.

TEK BÜYÜK ŞEYH
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu tekkedendir. Konunun ayrıntılarını yeni çıkan “TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE / Halidi Cehennemi” isimli kitabımda (Kaynak Yayınları) verdim. Bütün Halidi tekkelerin genel bir koordinatörü var: Bilal Erdoğan… Bu işi o, babası adına yürütüyor.

Bu çalışmamızda Halidi zihniyetle örgütlendirilmiş vakıf (Ensar, TÜRGEV vb…) ve derneklerin genel bir listesini ve ideolojilerini de ilk kez ortaya koyduk. Bu örgütlenmenin, Milli Eğitim Bakanlığı eliyle Türkiye’nin gençlerine tuzak kurduğunu da gösterdik.

Yine yüzlerce değişik isim altında toplumu sokaklara kadar inerek kuşatan bu örgütlerin AKP’li belediyeler eliyle nasıl beslendiğinin belgelerini sunduk. Örneğin İstanbul Belediyesi’nin hangi yobaz tekkelere ne kadar yardım yaptığını ortaya koyduk. Bunların giderek azgın ensest ilişkilerin ve oğlancılığın bir parçasına dönüştüklerini de belgeledik.

  • Yoksul çocuklarına tarikat yurtlarında yapılan tecavüzlerin bir listesini bile yayımladık.

Ne yazık ki bu ensestçi-oğlancı-yağmacı, cumhuriyet ve Atatürk düşmanı yapı ile bugünkü Diyanet İşleri Başkanlığı el altından işbirliği yapmaktadır. Diyanet İşleri’nin son yayımlanan “Diyanet’in Tarikatlar Raporu” (Kaynak Yayınları) incelenirse, Halidi tarikat ve bağlı tekkelerin korunduğu anlaşılacaktır.

BİR MASA ETRAFINDAKİ O 4 KİŞİ
Bugün medyada tarikatlar ve tekkeler “cemaat” veya “sivil toplum kuruluşu” gibi gösterilerek acı gerçeklerin üstü örtülmektedir. Türkiye’yi bir “dar-ül harb” (yağmalanacak kâfirler ülkesi) gören, millet malını belediyeler veya AKP’li bakanlıklar eliyle yağmalayan, cumhuriyetin kurucu değerlerine ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ahlaksızca saldıran ve iftiralar atan kişiler hep bu Halidi tekkelerde imal edilmiştir.

Siyasetle ve daha da önemlisi bugünkü iktidarla çok sıkı “Oyumuzu almak için malı ve parayı ver!” ilişkisi bulunan bu tekkelerin tümü Amerikancıdır. Bu örgütün elemanlarından olan Kadir Mısıroğlu 1980’lerde açıkça İngilizler için çalışmış; ABD ve BOP için çalıştığını da itiraf etmiştir. Ve bu tipi, AKP’liler kendilerinin öğretmeni kabul etmişlerdir. Nurcular da aynı ideolojinin aracı olarak bu tuzakta yer almışlardır.

Ve yine çok önemli bir gerçeği kamuoyuna sunduk: Tayyip Erdoğan, Adnan Oktar, Kadir Mısıroğlu ve Kıbrıslı Şeyh Nazım, bir masa etrafında bir araya gelebilmişlerdir. İşte bu mucizenin (!) nasıl ortaya çıktığını da açıkladık.

“TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE/Halidi Cehennemi”ni okuyun; göreceksiniz ki; insanları en vahşi biçimde katleden dünün Hizbullahçıları bile şimdi bu Halidi örgütlenmenin bir parçası olarak AKP ile al gülüm ver gülüm ilişkisi içinde çalışmaktadır.

Okuyun, “Okullardan Andımız kaldırılsın! Atatürk’ün adı çıkartılsın! Ne mutlu Türküm diyene, sözü yasaklansın!” diyenlerin kim olduklarını görüp şaşıracaksınız…

Türkiye Cumhuriyeti’nin bünyesinde metastaz yapan kanserin röntgenini ilk kez bu çalışma ile çekmiş bulunuyoruz. Bu, aynı zamanda asıl AKP’nin röntgenidir.

ÜNİVERSİTELER, MEDRESEYE ÇEVRİLDİ

  • Bugün Türkiye’yi yöneten kadro, işte bu Halidi tarikatından çıkmıştır.

Kendilerini cemaat adı altına saklayan Halidi tekkeler, artık üniversiteleri de ele geçirdiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık “Şu kadar üniversite açtık!” diye övündüğü o üniversiteler Halidi şeyhlerin eline verilmiş medreselerden farksızdır. Bu yüzden de dünyanın ilk 500 üniversitesi içinde bugün 1 tane bile Türk üniversitesi yoktur. Bunun sebebi, üniversitelerin bilim üretmek yerine saltanatçı hilafet ideolojisi üreten Orta Çağ medreselerine çevrilmiş olmasıdır.

  • Türkiye, AKP’yi sırtından atmaz ise;

geleceğin öncü ülkeleri arasında yer alamayacak ve bir yarı sömürge olarak Batılılar tarafından yağmalanıp duracaktır. Bu gerçeğin üstünü beş vakit ezan ve sıkışık zamanlarda okutulan selâlar örtemeyecektir.

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 19 Ağustos 2020

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

İNCE
Muharrem İnce, kendini Atatürk’e benzeterek 4 Eylül’de Sivas’tan “1000 Günde Memleket Hareketi” yürüyüşünü başlatacağını açıkladı.
Atatürk milleti birleştirmek için yola çıkmıştı…

ATATÜRKÇÜ
Devlet Bahçeli ‘Muharrem İnce CHP içinde Atatürk’e dönüşü başlatacaktır’ dedi.
Kendisi AKP içinde başlattı da…

AMAÇ
Amacını açıklayamayan İnce, Millet İttifakı’nda olduğunu söyledi.
Karıştırıcı olarak…

FRANSIZ
Doğu Akdeniz’de ulusal çıkarlarımız çerçevesinde sürdürdüğümüz girişimlere karşı Fransa, Yunanistan’a destek amaçlı askeri güç gönderdi. Ortak tatbikat yaptı.
Yüz yıl önce de Yunan’ı Anadolu’ya bu emperyalistler sürmüştü.
Tarih ders almak içindir…

DOLAR
Damat Bakan Dolardan endişe duyduğunu söyleyen çanakçı gazeteciye soruyor, ”Maaşını dolarla mı alıyorsun?”
Bu kadar nükte gücü ve zeka bir kişiye fazla,
Tanrım bu adamı bizden uzak tut, Tayyip’ten ayırma…

ÇÖZÜM
5,4 metrekarelik Hücredeki Murat Ağırel’e 112 TL elektrik faturası kesilmiş.
Hücreden de yalı fiyatına kira alırlarsa ekonomiye çare olur…

BİDEN
Biden yedi ay önce, “Erdoğan’ı mağlup edin. Darbeyle değil, seçim süreciyle” demiş.
Halt etmiş.
Erdoğan’a gündemlik can simidi atmış…

SARAY
Bilal Erdoğan, Nagehan Alçı’ya Ahlat’taki sarayı göstermiş. Nagehan,”Çok uzun ve unutulmaz bir gün geçirdim” demiş.
Hayırlısı…

YAPTIKLARI
RTE, 18 yıllık iktidarları için, “Yaptıklarımız say say bitmiyor” dedi.
Hesabını verirsiniz…

MİLLİ
Trump, RTE için,”Ben onunla anlaşıyorum. Beni dinliyor” dedi.
Bağımsız, yerli ve milli…

MİZAÇ
Uşşaki Tarikatı şeyhi Fatih Nurullah, müritlerine “Devletin kontrol mekanizmaları içerisinde olalım… Tayyip Reisimiz aynı bizim mizacımızda”
Benzer mizaçtakilerin Cumhuriyet sevgisinden geçilmiyor…

GÜÇ
Berat Albayrak, ekonomik krizden güçlenerek çıkılacağını söyledi.
Her seferinde birileri güçleniyor ama Türkiye ve Türk milleti değil…

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 29 Temmuz 2020

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 29 Temmuz 2020

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

SORU

 AKP’li gazeteci Süleyman Özışık, “Diyoruz ki ‘Bu gençlik nereye gidiyor?’ Gençlik de diyor ki, ‘Sen neredesin ki ben sana geleyim? Hırsızlık sende, yolsuzluk sende, namussuzluk sende. Biz bu gençlere ne veriyoruz?” 

Sorusu sorunumuz…

VATAN

Vatan Partisi’nden son iki yılda 9,275 üye resmen istifa etmiş. Kalan üye 20,900.

Anlaşılır…

FETÖ

FETÖ’den tutuklanıp itirafçı olan üç vali yardımcısı ve iki kaymakam göreve iade edildi.

“FETÖ ile mücadelemiz bitmez” diyorlar ya, bitmez…

İSTİFA

Pişman olan FETÖ’cülerin affedilmesini isteyen TTK Başkanı Ensarcı A. Yaramış istifa etti/rildi. (Cumhurbaşkanı isterse ederim demişti)

İtirafçı ol yine gel…

DAVET

24 Temmuz’da Ayasofya’da kılınan toplu gösteri namazı için DİB Erbaş, “Bütün Müslümanlar davetlidir. İsim, isim davet olmaz” demişti.

İsim isim 500 kişiye davetiye çıkardı.

Alnı secdeye değiyor, sözüne güvenilir!…

YASAK

Türkiye sosyal medyaya sansür uygulamada dünya birincisi oldu.

Bu şampiyonluk onuru da AKP’nin!…

LANET

Ali Erbaş Ayasofya’daki Cuma hutbesinde “vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar! Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” diyerek Atatürk’e göndermede bulundu.

Lanet kadir kıymet bilmeyenlere olsun!…

İNANÇ

Erbaş tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, “…bizim millet olarak vakıf mallarını koruma konusunda çok titiz olmamız gerekir. Bunu sağlamanın tek yolu kanunlarla korkutarak olmamalı. Farklı yollarla vicdanlar harekete geçirilmeli ve inanç ilkeleri de devreye sokulmalı” dedi.

Yasa kenarda dursun din öne geçsin.

Oluuuur, sen önden buyur!…

ZAFER

AKP MKYK üyesi ve Aydın Milletvekili Metin Yavuz, Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla ilgili “Bu kalabalık, 86 yıldır mukaddesata susamış kahraman Türk Milletinin vuslat anıydı. Mabedimizi müzeye çeviren vesayetçi zihniyetle 86 yıllık hesaplaşmamızda kazandığımız zaferden dolayı şükredişimizdir” dedi.

Alttan alırlar samanı, üstten çıkarırlar dumanı, zaman sallama zamanı…

CORONA

Lozan Antlaşmasının yıldönümünü kutlamaları salgın nedeniyle tüm illerde yasaklandı.

Ayasofya’ya 350 bin kişinin katılması övünç nedeni yapıldı.

Virüs işbirlikçileri…

YAŞ

YAŞ toplantısı 45 dakika sürmüş.

Sarayda pişen aş için o kadar zaman harcamaya değer mi?…

DİSİPLİN

MHP Ordu milletvekili Cemal Enginyurt, “Fındık üreticisinin hakkını savunmak vatanı savunmaktır” diye feryat etti. Bunun üzerine MHP yönetimi milletvekilini kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk etti.

Halkın hakkını arama/ma disiplini…

İŞKEMBE

Yalova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gökhan Genel,

“Sözde ülkenin fiziki bağımsızlığını düzenleyen; gizli maddeleriyle Müslüman Türk milletinin koca bir tarihi, dini ve kültürel müktesabatının ölüm fermanı olan #Lozan antlaşmasının ilk gediğini açtık”

Neymiş gizli madde? Bilim insanı işkembeden atmaz, belgeyle konuşur…

YOL

Yol yapmakla övünen AKP iktidarının 15 yılda yaptığı 11 km’lik Amasya çevre yolunun kilometresi 125 milyon TL’ye mal oldu.

Yollarını böyle buluyorlar…

BÖLÜCÜ

Hilafet yanlıları ile bölücü terör örgütünün yayın organı aynı başlıkla (Şimdi değilse ne zaman? Sen değilsen kim?) çıktı.

Amaç bir yol farklı…

FOTO

Yenikapı’da Hulusi Akar Cüppeli ile poz vermişti. Ayasofya’da da Gnkur. Bşk. Yaşar Güler,
Nur Cemaati liderlerinden Hüsnü Bayramoğlu ile poz verdi.

Yaşar Paşa, Gnkur.Bşk. oldun, bakan da olursun ama…

UYUM

Gnkur. Bşk. ve Kuvvet Komutanları Ayasofya’daki namaza resmi kıyafetle katıldılar. Atatürk’e lanet okuyan Erbaş’ın ardında saf tuttular.

İmama uydular…

BAHÇELİ

Bahçeli, DİB Erbaş’ı destekleyerek onu tenkit edenleri ağır bir dille eleştirdi.

Görevi…

TARTIŞMA

CB Sözcüsü Kalın, Meis yakınlarındaki gaz-petrol aramalarımızı durdurma kararı ile ilgili RTE’nin, “Yunanistan bizim önemli bir komşumuz. Yunanistan ile biz bütün bu konuları konuşmaya hazırız. Herkes kendi kıta sahanlığında çalışmalara devam etsin, tartışmalı bölgelerde de ortak çalışmalar yapılsın.” dediğini aktardı.

100 yıl daha çalışılsa/tartışılsa sonuç çıkmaz.

Yunan laftan anlamaz…

SORUN

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, “Baskı veya tehdit olmadan Türkiye ile diyaloğa hazırız. Türkiye ile tek sorunumuz, kıta sahanlığı ve deniz yetki alanlarının belirlenmesidir.”

Kıbrıs, işgal edilen adalar, silahlandırılan adalar, göçmenlerin geri atılması (deport), FIR hattı, hava sahası, karasuları, güvenlik koridoru, arama-kurtarma yetki sahası sorunlarını Japonya ile yaşıyoruz herhalde.

Severim seni Nikos!…

TAVUK

AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, “Kadın ve erkeği eşitliğe zorlayanlar en büyük kötülüğü yapanlardır, tavuğa horozluk yaptıramazsın.” dedi.

Eşitlik konusunda insanla hayvanı kıyaslayan, milyonlarca kadının kendisinden daha işlevsel beyin taşıdığını anlayamaz…

HARF

Bilal Erdoğan, Harf Devrimi‘ne karşıtlık sergilemiş.

Efendim babacım, hangi harfler babacım…

LİDERLER VE EŞLERİ

LİDERLER VE EŞLERİ

Rifat Serdaroğlu

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde liderler kadar, eşleri de dikkatle izlenir. Gerek liderin gerekse eşinin toplum önündeki davranışları “Özel Yaşam” olarak kabul edilmez. İzlenirler, incelenirler, değerlendirilirler ve toplum tarafından layık oldukları yere konumlandırırlar.

Liderlerin ve eşlerinin toplum önündeki davranışları, görmesini bilene çok şeyler anlatır.
Bu davranışlar hem ailenin sosyal-kültürel-görgü yapısını hem insan ilişkilerini hem yönetim tarzlarını hem ahlaki değerlerini ve görev anlayışlarını bizlere doğru olarak yansıtır!

Örneğin, Mevhibe İnönü-Berin Menderes-Nazmiye Demirel-Emel Korutürk- Semra Sezer-Berna Yılmaz için Türk Milletinin ortak kanısı; Bu lider eşlerinin kelimenin tam anlamıyla “Hanımefendi” olduklarıdır. Türk Milletinin kendilerine verdiği “Temsil Görevini” mükemmel olarak yerine getirmişler ve tarihteki mümtaz yerlerini almışlardır.

Sayın Rahşan Ecevit de değerli bir Hanımefendidir. Aktif siyasete atılması, Genel Başkanlık yapması kendisini zorunlu olarak önceki gruptan ayırmıştır.

Semra Özal’ın ve Özer Uçuran Çiller’in ise, lider eşleri olarak farklı konumları vardır.
Hal ve hareketleri, çocukları ile ilgilenme dereceleri, lider olan eşlerinin görev sahalarına yani devlet işlerine yetkisiz olarak müdahale etmeleri, akçeli konulardaki davranışları, bu ikiliyi hep kuşku ile bakılan kişiler sınıfına sokmuştur.

Yukarıda adı geçenlerden vefat edenleri rahmet ve saygı ile anıyorum.
Yaşamakta olanlara da sağlıklar diliyorum…

Değerli Okurlar;
Türk Devlet yapısında, lider eşi veya lider çocuğu diye bir kadro veya tanım yoktur!
Onlara, Türk Milletinin eşlerine veya babalarına verdiği emanet makamdan dolayı ancak saygı duyulabilir. Bu kadar. Bundan bir adım ötesi “yetki tecavüzü ve nüfuz suiistimalidir.”
Hiçbir lider eşi, lider çocuğu, bakan eşi, bürokrat eşi, Paşa eşi devlet yetkililerine emir veremez. Vermeye kalkmaları onların terbiyesizliğini, hadsizliğini o yetkisiz emre uyan devlet görevlisinin ise yalakalığını gösterir.

Geçen hafta iki olay yaşadık :
Biri, adı FETÖ’culukla anılan Turizm Bakanının eşinin, diğeri THY Yönetim Kurulu Başkanının eşinin toplumda nefret uyandıran davranışları!

Bakan eşi Pervin Ersoy, bir görüntüde beş yıldızlı bir otelde kendisine masaj yapan bir çalışana 100 avro bahşiş verirken, fotoğraf çektirip bunu sosyal medyada dağıttı!
THY Başkanının eşi Tuğçe Aycı ise, kendisini kırmızı halıda ve THY çalışanlarını sıraya dizerek karşılattı ve seyahatlerde THY parasından ultra lüks harcamalar yaptı.
Bu iki kadında “görgü eksikliği” olabilir ama ikisinin de Türk Milletini aşağılamaya hakları yoktur. Hadlerini bilmek zorundadırlar.

Özellikle AKP döneminde, rezillik derecesine varan terbiyesizlikleri çokça görür olduk. Akraba kayırmaları, ortaokul terk birinin ilmi konuda yabancılara ders vermeye kalkıp alay konusu olması, devlet kadrolarının okul arkadaşlarına peş keş çekilmesi artık günlük olaylar oldu.

Bilal Erdoğan bir İl’e gidiyor, haydiii Valisi, Garnizon Komutanı, Emniyet Müdürü, Daire Müdürleri üstelik eşleriyle karşılama heyetindeler!
Kim bu çocuk? Cumhurbaşkanının oğlu! Resmi bir sıfatı var mı? Yok.
Niye ve niçin karşılıyorsunuz a benim güzel devletimin, şapşik adamları!
Karşılayacaksanız kendi arabanızla karşılayın. Yedirecekseniz, cebinizden harcayın.
Siz nasıl devlet memurlarısınız ki, milletin parasını utanmadan harcıyorsunuz?
Sizde hiç ahlak, devlet ciddiyeti kalmadı mı?
Bunların hesabının tek-tek sorulacağını bilmiyor musunuz?
Türk Milletinden hiç mi utanmıyorsunuz?

Not;
Çoban Ateşi Harekatı programında, yetkisiz eş-çocuk davranışları, devlet memurlarının usulsüz harcamaları, vakıflara devredilen Türk Milletinin malları araştırılacak, sorumluları yargıya verilecek ve beleş dağıtılan her mal hazineye devredilecektir. Abartılı karşılamalar ise tümüyle yasaklanacaktır…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 06 Haziran 2019

Tehlikenin farkında mısınız?

Tehlikenin farkında mısınız?

Barış Terkoğlu
Cumuriyet
, 13.12.18
Farkında mısınız?

Fethullah Gülen’i 2008’de beraat ettiren kararı verenler, İlhan Cihaner’e kurulan kumpasta ise FETÖ’nün tezlerini destekleyenler bugün yargının tepesinde. 
Farkında mısınız? 
FETÖ İmamı Suat Yıldırım’ın çalışma arkadaşı, örgütün derneği KADİP’in Yönetim Kurulu Üyesi, Abant Toplantıları’nın katılımcısı, Dinlerarası Diyalog çalışmaları için Vatikan’a yol yapan Ali Erbaş bugün Diyanet’i yönetiyor. 
Farkında mısınız? 
Erdoğan’ın tehdit edildiği toplantıda en önde oturan, Bilal Erdoğan’ın ortağı Mehmet Gür TUSKON davasında ifadeye bile çağrılmadı. Bilal Erdoğan’ın Akıncı Üssü davasına Adil Öksüz ile ABD’ye gidip gelenler arasında görünen ortağına da bugüne kadar soru soran olmadı.
Farkında mısınız?
Zaman gazetesi hisselerinin 2014 yılındaki sahibi, sık sık Pensilvanya’da “arınan” Fettah Tamince, soruşturmalardan Cumhurbaşkanı avukatlarının “başarılı” savunması sayesinde kurtuldu. 
Farkında mısınız? 
15 Temmuz darbesinin beyni Adil Öksüz, kolunda Hava Kuvvetleri armalı saatle gözaltına alındı. Emniyet’e sorguya ısrarla götürülmedi. Savcının 2 kez tutuklama istemesine rağmenr “tarla bakmaya geldi” diye serbest bırakıldı. “Pes” eden savcı, “Fethullahçı zihniyet hala yönetiyor” diyerek görevini bıraktı. 
Farkında mısınız? 
Bazı davalara “para iddiaları” karıştı. Kimi savcılar görevden alındı. Polis, hapisteki FETÖ sanıklarından ifade bile aldı. Geçen hafta İstanbul’daki bir savcı, mal varlığındaki 660 bin TL açıklanamayan artış nedeniyle görevden alındı. 
Farkında mısınız?
AKP İzmir İl Binası’nın 15 Temmuz’da bile mal sahibi, Işık Sigorta’nın da Gediz Üniversitesi’nin de kurucusu Ahmet Küçükbay tutuklandıktan sonra, en bilinen markasına AKP’ye yakın Mustafa Latif Topbaş ortak oldu. Küçükbay’dan istenen bir dizi paradan sonra yandaş medyada aleyhindeki haberler durduruldu. Etkin pişmanlıkla tahliye edildi. Kaynağı örgüt olanlar hariç, serveti iade edildi. 
Farkında mısınız? 
FETÖ’de ilk akla gelen “çatı davası”nda 72 sanıktan sadece 7’si tutuklu. Kalanlar nerede? 65’i de firarda. Haklarında yakalama kararı çıkmadan isimlerini yandaş medyada çarşaf çarşaf yayımlatanlar, yurt dışına çıkışlarını da izledi. 
Farkında mısınız? 
Bank Asya’ya para yatırma suç delili sayılırken bankanın sahipleri hakkındaki iddianame yeni çıktı. Farkında mısınız? 15 Temmuz’a kadar FETÖ’nün yayın organlarında nutuk atan, “Ben Hizmet hareketini bir terör örgütü olarak görmüyorum” diyen parti lideri AKP listelerinden milletvekili oldu. Partisi Cumhur İttifakı’na katıldı. 
Farkında mısınız? 
Kot markasıyla ünlü TUSKON yöneticisi işadamı, adliyeden “İfademi verdim ve aynı gün işimin başına döndüm” diyerek çıktı. Davaya giren MASAK raporu ise Bank Asya’ya yatırdıklarının, FETÖ kurumlarına darbeye kadar aktardıklarının listesini veriyordu. Zaten koca TUSKON dosyasında bugün hapiste 10 kişi var. Tabii ki kalanlar aramızdalar! 
Farkında mısınız? 
Fethullah Gülen’le sevgi dolu fotoğrafları ortaya çıkan Nurettin Nebati, Berat Albayrak’ın yardımcı oldu. “Nasıl oldu” diye soran Nurettin Veren gazetesinden kovuldu.

Farkında mısınız? 
“FETÖ ile nasıl mücadele edilmeli” raporu yazan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’ndaki daire başkanının telefonundan ByLock çıktı. 
Farkında mısınız? 
Türkiye’de birileri “evlerinden İncil çıktı” haberleri yapıyor. Yurt dışındaki Fethullahçılar bunları kendini haklı göstermek için kullanıyor. Türkiye’deki saçmalıklar FETÖ tanıtımına malzeme oluyor. 
Farkında mısınız? 
Adalet Bakanı, birkaç gün önce yurtdışında FETÖ ile mücadelenin kaybedildiğini adeta itiraf etti. 
Farkında mısınız? 
Yargı imamları yakalanıp ceza bile alsa onlarla irtibatı ortaya çıkan bazı hâkim ve savcılara kimse soru sormuyor. 
Farkında mısınız? 
FETÖ’nün diğer tarikatlara sızarak yoluna devam ettiğini yazan Emniyet’in mahrem yapılanma raporu sumen altı ediliyor. 
Farkında mısınız? 
Medyada dün en ateşli Fethullah propagandası yapanlarla, bugün herkesi FETÖ’cü ilan ederek tutuklama listesi açıklayanlar aynı kişiler. 
Farkında mısınız? 
“Herkes” FETÖ’cü olursa aslında “kimse” FETÖ’cü olmaz. Bu sıralar “herkes FETÖ’cü” ile “kimse FETÖ’cü değil” arasında dikkat çeken uyum var. 
Farkında mısınız? 
15 Temmuz şehit yakınları ve gazileri darbeden sonra yaşananlara isyan ederek küsüyor. 
Farkında mısınız?
Hem Pensilvanya’da hem Ankara’da birileri “FETÖ ile çözüm süreci”ni fısıldıyor. “FETÖ ile mücadele”deki tesadüf sayılamayacak gidiş, Türkiye’yi ancak af ile sıyrılabileceği bir enkaza götürüyor. 

Farkında mısınız? 
Bütün bunlar olurken Necati Doğru’ya ve Emin Çölaşan’a FETÖ davası açılıyor.
Tehlikenin farkında mısınız?

K.P.S.S. : Kamuya Palavra Sıkma Sınavı

K.P.S.S. : Kamuya Palavra Sıkma Sınavı

portresi_kravatli

 

Rifat Serdaroğlu

 

 

-Başörtülü Bacıma saldırdılar! Yanında bebeği olan bacımı dövdüler, yerlerde sürüklediler. Belden üstü çıplak olan 50 kadar erkek, bacımın üzerine işediler. Elimizde görüntüleri var. Mübarek Cuma günü açıklayacağız.

Soru; a)Doğru mu? b)Yalan mı?

-AKP tarafından göreve getirilen ve 8 senedir Diyarbakır Dicle Üniversitesi Rektörü olan Başörtülü Bacımız Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, elleri ters kelepçelenerek gözaltına alındı!

Başörtülü yüzlerce Bacımız, Zaman Gazetesi önünde Polis tarafından coplandılar.

TOMA’lar Başörtülü Bacılarımızın üzerine ilaçlı su sıktı!
Başörtülü Bacılarımız, sudan çıkmış sıpaya döndüler!

Soru; a) Doğru mu? b) Yalan mı?

-Bu seçim zaferinde büyük payı olan Pensilvanya ’ya ve
muhterem Hocaefendiye şükranlarımı sunarım.
(Dönemin Başbakanı Erdoğan)

-Cemaat ateşte pişmiş bir hizmet hareketidir. Yıllardır beraberiz! (Erdoğan)
-Cemaatle AK Parti arasında fitne ateşi yakmayı başaramayacaklardır.
Biz biriz, bir! (Adalet Bakanı Bekir Bozdağ)
-Ankara’yı Cemaate parsel-parsel sattılar! Bülent Arınç (Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç)
-Muhterem Hocaefendiye iftira atanlar, bir gün oOnu çiçeklerle karşılayacaklar! (Bülent Arınç)
-Terbiyeni takın. Fethullah Gülen Hocaefendiye FETÖ diyemezsin, terbiyesiz!
(İ. Melih Gökçek)
-Cemaat bir terör örgütüdür. Bunlar Haşhaşindir, katildir, vatan hainidir. (Erdoğan)
-Cemaat, bizim stratejik ortağımız olan ABD’nin CIA’sının adamıdır. Yani haindir. (İ. Kalın)

a) Hangisi Doğru? b) Hangisi Yalan?

15 Temmuz 2016 Silahlı Kalkışmayı inceleyen Sayın Savcılarımız;

Sizler şimdi “Sırat Köprüsünden” yaşarken geçen faniler gibisiniz. Allah her kuluna bunu
nasip etmez. Ya işinizi düzgün yapıp, yaşarken cenneti hak edeceksiniz, ya da cübbenizi faşistlere kiralayıp, adınızı Zekeriya Öz gibilerin yanına yazdıracaksınız.

Bu katilleri ve onları yönlendirenleri araştırıp mahkemeye sevk ederken,

14 yıldr T.C. Devletini FETÖ’cuların emrine veren siyasetçileri-bürokratları unutmayın!

Dün, Cemaate her türlü desteği veren Gazetecileri ve Sivil Toplum Örgütlerini bu soruşturmanın içine almazsanız, işinizi hakkıyla yapmamış olursunuz…

Hem Türk Devletinin tepesinde 14 senedir oturacaksın, hem 30-35 senedir Cemaatle işbirliği içinde olacaksın, sonra da mağduru oynayıp bir gecede 50 binden çok insanı ve ailelerini
aç bırakacaksın.

Hangi vicdan, hangi kanun bu haksızlığı kabul eder Sayın Savcı?

Gel beni dinle, yalnızca hukukun ve adaletin emrinde ol.
Bugünlere gelmemizde kimin suçu varsa, makamına-mevkisine bakma, yakasına yapış ve
adını Türk Hukuk Tarihine altın harflerle yazdır…

Soru; a)Yapar mı? b)Yapamaz mı?

15 Temmuz’un EN NAMUSLUSU;
Hepimiz tek yürek, tek vücut olacağız. Dimdik duracağız! (Bilal Erdoğan)
-Aynı anda aşağıdan bir ses gelir; “Cüzdanlar da tek olacak mı Bilal!”

15 Temmuz’un EN KOMİĞİ;
Devlet, milletine değil kendisine olağanüstühal ilan etti. (Kayınço Bin Ali)

-Üst aklın alt sesi; “O zaman sen niye oturuyon orda garip Bin Ali?
Hadi in Ali…

Sağlık ve başarı dileklerimle
22 Temmuz 2016

Rifat Serdaroğlu : KAYIŞ SIYIRDILAR GALİBA

 

KAYIŞ SIYIRDILAR GALİBA

Rifat Serdaroğlu
05.03.2016

Kayış Sıyırmak: Saçmalama özgürlüğünü kullanmaya karar vermek!

Bademlerin tamamına yakını çok zorda!
En tepeden en aşağıya kadar olanların hepsini bir korku sarmış!
Hâlbuki korkacak bir şey yok ki! Türkiye’de siyasetçileri artık asmıyorlar, üstelik besliyorlar. Aynen Evren Amca zamanında olduğu gibi!
Gidecekleri en uzak yer ise ya Silivri Kampüsü, ya da İmralı Turizm Adası!
İki yerde de içeri tıktıkları kendi arkadaşları, dostları var nasılsa!

Öyle şeyler yapıyorlar, öyle şeyler söylüyorlar ki, sanki hepsi kayış sıyırmış!
Cumhur’un Başı hukuktan, özellikle “Ceza Hukukundan” çok iyi anlar.
Bilmeyenleriniz için söyleyeyim, en iyi Cezacı avukat hapishanede yetişir. Onlar adamı
ipten alırlar! Onlara diplomasız avukat denir. Eee bizimki de az emek çekmedi hapishanelerde! Hukuk bilgisi oradandır yani, boru değil!
Cumhur’un Başı Afrika’dan hem Anayasa Mahkemesine hem de UEFA ya ayar verdi.

Ve dedi ki;
AYM (Anayasa Mahkemesi) Galatasaray’a nasıl ceza verir yahu? Ceza şahsidir, takımın ne kabahati var? Kişiye ceza versinler. Mesela Ali Sami Yen veya Metin Oktay’a verebilirler! Olmazsa 40 yaşına gelmesine rağmen hala top oynamakta direnen Sabri’ye de
ceza kesebilirler.
Yanlış hesap Şam’dan döner. (yoksa Bağdat mıydı?) Galatasaray’a önerim,
Diyanet İşleri Başkanına başvurmalarıdır.
Ona Görmez derler ama ben şahidim, çok iyi görür…

UEFA’ya ise;
Arkadaş sen kimsin de, bizim içeri tıktığımız adamları salıyorsun yahu!
Alt kattaki mahkemeyi dinlemedin be! MİT Yasasındaki bazı maddeleri de iptal etmişsin.
Sen çok oldun. Seni kaldırmak farz oldu farz, dedi… (Galiba AYM ile UEFA yı karıştırdım. Adamda kafa bırakmadılar ki. Lütfen siz AYM’yi alın UEFA’ya koyun,
UEFA’yı da AYM’ye koyun, farketmez yani, nasılsa ikisine de karşıyız.)

Erkan Mumcu’nun Türkiye’ye hediye ettiği, sonradan olma bir Badem var;
Efkan Ala! İçimizdeki işlerin Bakanı!
Biz bu kişiyi 17/25 Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet olayları sırasında polis müdürlerine verdiği kanunsuz emirlerden tanıyoruz. Ne demişti bu Ala Badem?

-Bana bak, o Savcının emrine uyma! Şimdi gönderirim 3-5 adam,
o Savcıyı gözaltına aldırırım!
-Bilal Erdoğan’ın olduğu yere yaklaşanları kim olursa olsunlar vuracaksınız!
Size vur emri veriyorum.

Ala Badem TBMM’de şunları söyledi;

  • Arkadaş, ben de bu Anayasa’yı tanımıyorum. Bu Anayasa darbecidir.

    “Tam PKK’lılar yurtdışına çekiliyorlardı, Gezi olayları çıkınca vazgeçti, çekilmedi!”
    Adam olacak çocuk bokundan, Bakan olacak adam ise kayış sıyırmasından belli olurmuş! Badem’deki zekâ pırıltısına bakar mısınız? PKK tam çekilecekmiş, bir bakmışlar Taksim
    Gezi’de eğlence var,

    “Hadi Kekolar, dağdan inelim Geziye gidelim. Onun adı Gezi, Gezi içine çeker bizi.
    Biji Gezi, Serok Gezi” diye dışarı çıkmaktan vaz geçmişler!

Zaten başımıza ne geldiyse Gezi’den geldi;
Bombalar, silahlar Gezi yüzünden Türkiye’ye girdi. (İnanmayan MİT’e sorsun)
Askerler, Polisler Gezi yüzünden şehit oluyorlar!
Barikatlar, tüneller, bombalı tuzaklar hep gezinin marifeti!
Endonezya’daki depremin bile sebebi Gezi’dir Gezi!
Ah ulan Gezi, rezil ettin bizi…

Değerli Okurlar;
Lütfen bu yazıyı yurt içinde dağıtalım. Çünkü bu yazı yurtdışına kapalıdır.
Adamlar bizim siyasetçilerimizin ne olduğunu anlamasınlar!

Garibanın biri işsiz ve parasızdır, barınacak yeri de yoktur. İş bulma umudu da kalmamıştı.
Yakınındaki meydanda kendi ülkesinin Başkan’ı miting yapmaktadır! Gariban şöyle düşünür; “Ben bu Başkan’a hakaret edersem 6-7 aylığına içeri atarlar, ben de kışı geçirir,
yaza doğru da çıkarım!”
Meydana gidip, kalabalığı yara, yara en öne gelir ve bağırmaya başlar;
Hırsız Başkan, Hırsız Başkan.” Derhal yakalanır ve mahkemeye çıkarılır.
Yargıç, garibanı 20 yıl 6 aya mahkûm eder.
Gariban sorar; “Başkana hırsız demenim cezası bu kadar ağır mı Hâkim Bey?”
Yargıç; Yoo, Başkana hırsız demenin cezası 6 ay,
20 sene ise devlet sırrını açıkladığın içindir… Gariban donar kalır…

Amman yazıyı içerde tutalım, başımız yanmasın…

Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Mart 2016

=======================================

Siz çoook yaşayın ve çoook yazın e mi  Sayın Rifat Serdaroğlu!
Yüreğinize ve de kaleminize sağlık…

Sevgi ve saygı ile.
05 Mart 2016, Ankara


Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

2014-15 ÖĞRETİM YILI BİTERKEN ÇÖKÜŞ: TAMAM MI – DEVAM MI?

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz Ulusal Eğitim Derneği, 2014-15 dönemi çalışmalarını tamamlayarak 2 aylı bir yaz dinlencesi arası verdi. Sn. Genel Başkan Nazım Mutlu imzası ile aşağıdaki açıklama kamuoyu ile paylaşılarak.. (biraz gecikmeli de olsa yayımlıyoruz..)

Artık “ulusal” olduğunu söyleme olanağı kalmayan yozlaştırılmış – dincileştirilmiş – gericileştirilmiş eğitim sisteminin mutlaka ve hızla onarıma alınması zorunlu..

Çünkü AKP’nin bu sistemi; partilerine yandaş, ezberci, militan ruhlu ama biat kültürü ile beyni yıkanmış…. milyonlarca diplomalı cahil ve oy deposu yetiştirme hedefli..

İnsanı insan yapan temel öge ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİDİR.. İnsanın özgürlüğünü
aldınız mı, orada çoooook yoğun koşullandırıcı dinci eğitim – öğretim yapsanız da,
ahlaklı olamamış, erdemden yoksun yığınlar – kalabalıklar elde edersiniz.
Bu güruh ile göstermelik seçimler de kazanabilirsiniz ancak uygarlaşamazsınız, kalkınamazsınız; insanlarınız, demokrasinin temel gereği olarak yurttaşlaşamaz,
tersine niteliksiz ve kalabalık bir sürü olur..

Murat tam da budur!
Tehlike yakın, açık ve ciddidir..
Hızla savuşturulması zorunluğu vardır..

Ulusal Eğitim Derneğimize bu uğurdaki değerli katkıları için şükran borçluyuz.
Bu nedenlerle direnişi daha da güçlendirmek ve ne yapıp edip
AKP’siz bir koalisyon hükümetine kavuşmak zorundayız…

Sevgi ve saygı ile.
12 Temmuz 2015, Tokat

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

========================================

ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
Necatibey Cad. No: 13/13 Sıhhiye/Ankara
Tel: (0312) 229 43 25 Belgeç: (0312) 229 45 26
e- ileti: ogdunyasi@gmail.com
Web: ulusalegitimder.org.tr

2014-2015 ÖĞRETİM YILI BİTERKEN… 
ÇÖKÜŞ: TAMAM MI, DEVAM MI?

Güzel beklentilerle, iyi dileklerle başladığımız; ama ne yazık ki yine karşıtıyla
yüz yüze geldiğimiz bir öğretim yılını geride bırakıyoruz. Yaklaşık 18 milyon anaokulu, ilk ve ortaokul, lise öğrencisinin üç aylık yaz dinlencesi başlarken, geriye bakıldığında görünümü özetleyecek fotoğraf şudur:

1. Yaşadıkları ve karşılaştıklarına bakarak, okul denen yer demek ki böyleymiş diyen öğrenci,

2. Programıyla, kitabıyla, sınavıyla, garip uygulamalarıyla kafası allak bullak olmuş öğretmen,

3. Çocuğunun geleceğini kurtarmak için hangi yola başvuracağını bilemeyen,
şaşkın gözlerle sağa sola bakan veli,

4. Kimisi olup bitenden memnun, kimisi olanı biteni izlemekten öteye gidemeyen
eğitim örgütleri,

5. Bunlarla bir ilgisi yokmuş pişkinliği içinde bir Milli Eğitim Bakanlığı…

Yeni sonuçlanan genel seçimlerle (AS: 7 Haziran 2015) 13 yıllık yükselişi durup artık inişe geçen bir iktidarın hemen her yılı, bir öncekini aratacak biçimde sonuçlandı.
2014-15 öğretim yılı, 2. Dünya Savaşı sonrası koşullarında başlatılan bağımlı, gerici,
bilim dışı ülke ve toplum oluşturma programının 3 Kasım 2002’de yola konmuş
yeni kadrolarla yaratılan yıkımın yeni bir halkası oldu. Bu yıl boyunca da, nitelikten yönteme, araçtan uygulamaya yapılacak bir artılar-eksiler toplamından olumlu, güzel,
iç ferahlatıcı hiçbir kazanımın olmadı.

Özetle             :

  • Bilimi dışlayan, hatta en üst temsilcisi aracılığıyla aşağılayan bir bakışla bu yıl da
    “dinci-kinci nesil” hedefi, iktidarın en çok ilgilendiği meslek olmuştur. Alandaki etkilerini gizlilikten açıklığa çeviren dinci sendika – vakıf ve derneklerin 4+4+4 programıyla başlattıkları az zamanda çok imamhatipli amacına beklenen süreden önce ulaşılmıştır (AS: Bu ders yılında İmamhatiplerde öğrenci sayısı, RTE’nin açıklaması ile 1 milyonu bulmuştur!). Bilal Erdoğan (AS: RTE’nin oğlu), özellikle geçen öğretim yılında, sınırsız iktidar gücünün cesaretiyle okul yöneticilerine doğrudan hükmeder, buyruklarıyla okulları birinci elden yönlendirir/yönetir olmuştur. Yöneticisi olduğu vakfın yeni kurulan üniversitesi, hedefleriyle ilgili son kazanımlarından biridir.
  • Bu çerçevede, din adına içi hurafelerle doldurulmuş “değerler eğitimi”ne hız verilmiştir. Bu adla yürütülen etkinlikler kimi okullarda cami imamları eliyle, kimi okullarda öğrencileri camilere taşıma yoluyla yürütülmüştür. Eğitim sürecine doğrudan dahil edilen bir başka devlet kuruluşu, Diyanet İşleri Başkanlığı, din eğitimini 4-6 yaş dilimine
    indiren uygulamaları başlatmıştır. Mescit açmanın bütün okul binaları için zorunluluğa dönüştürülmesi de bu yoldaki çalışmaların bir parçası olmuştur. (AS: Tümüyle bilim ve hukuk dışı beyin yıkma girişimi olup, bize göre İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR!)
  • Sonbaharda toplanan Milli Eğitim Şûrası’na damgasını vuran, fakat kamuoyu tepkisi nedeniyle karara dönüştürülemeyen “karma eğitime son verme” isteği, yıl boyunca
    kimi okullarda uygulamaya dönüşmüştür. Kız ve erkek öğrencilerinin koridorları, bahçeleri ayrılan okullara bu yıl yenileri eklenmiştir.
  • Önceki yıllarda gerçekleşen kadrolaşma operasyonlarıyla zaten önemli ölçüde “yandaş”laştırılan okul yönetimleri, bu öğretim yılı boyunca sürdürülen yeni operasyonlarla bütünüyle iktidarın yerel örgütlerine dönüşmüştür. 12 Haziran günü Danıştay’ın bu konuyla ilgili verdiği yürütmeyi durdurma kararı, bugüne dek hiçbir yargı kararı ve hukuk kuralı tanımayan iktidarın tutumuna itirazdır. Yönetici atamada
    tek ölçüt, yıllardır olduğu gibi, iktidar yanlısı olup olmamaktan ibarettir.
    Geride bıraktığımız öğretim yılında bunun en somut yansıması, iktidar mensuplarının seçim meydanlarını doldurmak için her düzeydeki eğitim yöneticilerince gizli-açık yürütülen çalışmalardır.
  • Dershanelerle ilgili dönüştürme kararı her ne denli önümüzdeki öğretim yılında uygulamaya geçecekse de, bu işlemin tam anlamıyla eğitimi özelleştirme-kolejleştirme kanalını genişleteceği ortadadır. Üst ve alt gelir dilimleri arasında hızla açılan makas, gelecek öğretim yılında daha çok özel okul-kolej seçeneği olarak karşılığını bulacaktır. Sınav odaklı eğitim süreçlerinin yeni dershaneleri, artık daha fazla maliyetle işleyecek olan özel okullar olacaktır.
  • Sayıca artan, ama niteliği ve işlevi geriletilen öğretmenlik mesleği, bu yıl da birçok olumsuzlukla sürdürülmüştür. Örgütlenme, karar ve yönetim aşamalarında gücü kalmayan öğretmenin sayısal ağırlığının bir işe yaramayacağı, bu öğretim yılında da okullardan yansıyan irili ufaklı olaylarla gözlemlenmiştir. Ataması yapılmayan 300 bini aşkın genç meslektaşımız ise yılı, karın tokluğuna başka işlerde çalışma arayışıyla geçirmiştir.
  • Üzerinde en çok oynanan, sürekli çalınan soruları ve uygulamada karşılaşılan yığınla acemiliklerin sergilendiği alan olan sınavlarla ilgili durumda da olumlu anlamda atılmış herhangi bir adım yoktur. Genel karışıklığın içinde öğrencileri en çok zarara uğratan sınavlarda artık bir “sistem”in değil, sistemsizliğin örnekleri bu yıl da sıkça yaşanmıştır. Bakanlık, giderayak, bu alanda yeni değişikliklere, yani yeni karmaşaya hazırlandığını da duyurdu.

Ana çizgileriyle özetlemeye çalıştığımız 2014-15 öğretim yılıyla birlikte görevi sona eren mevcut hükümet ve bakanlığın yerine gelecek hükümet ve bakanlığa, öncelikle eğitimimizi bu kirden arındırma, bilim ve sanatın ışığına yeniden kavuşturma görevi düşüyor.

Cumhuriyetin laik, aydınlanmacı ve halkçı yurttaş yetiştirme yolunun, bağımsızlığı ve çağdaşlaşmayı amaçlayan yönetimler için her çağ ve koşulda vazgeçilmez yol olduğunu bir kez daha anımsatarak öğrencilerimize ve meslektaşlarımıza iyi bir yaz dinlencesi diliyoruz. (13.06.2015)

Nazım Mutlu
Yönetim Kurulu Başkanı

Yeni Sağlık Bakan Yardımcısı 33 yaşında bir inşaat mühendisi


Yeni Sağlık Bakan Yardımcısı 33 yaşında bir inşaat mühendisi!

33 yaşında, Bilal Erdoğan‘ın arkadaşı, Sakarya Üniversitesi İnşaat Müh. Mezunu,
AKP eski İstanbul gençlik kolları başkanı..

Sağlık Bakanlığı’nda 2. adam olmayı hakedecek, bakanlığa ve sağlık sistemimize
katkı sunacak ne özellikleri vardır?

TTB ve İTO biz hekimler adına bunu sorgulayacak mı?
Merak ediyorum.

Sevgiler, 9.10.14
Dr İbrahim Sözen
SOZEN8241@YAHOO.COM

=========================================

Dostlar,

Sağlık Bakanlığı’nda bir süreden beri boş olan Bakan Yardımcılığı pozisyonuna atama yapılacak.Medimagazin.com.tr’nin haberine göre, yeni Sağlık Bakanı Yardımcısı
belli oldu. Boş olan Sağlık Bakanlığı Yardımcılığı’na 1981 doğumlu, AKP
İstanbul İl Gençlik Kolları eski Başkanı, Sakarya Üniversitesi Mühendislik bölümü mezunu Erkan Kandemir atandı. İddiaya göre bu atamanın kısa süre içinde yapılması bekleniyor.

*****

Yazıklar olsun Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzionoğlu‘na…

Bu utanç AKP’ye de, Sağlık Bakanına da, o zat-ı muhtereme de yeter..

Silinmez bir leke olarak duracak, tarihe de not düşülecektir..

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Etik Kurulu’nu göreve çağırıyoruz..

Sayın Naci Beştepe, 8.10.14 günlü “Çarşamba İğneleri” balıklı yazısında bu bağlamda şu 2 tümceyi yazdı :
(http://ahmetsaltik.net/2014/10/10/turk-vatandasi-nacibestepe-carsamba-igneleri-8-ekim-2014/)

*****

MAYMUN

Bilal’in bir arkadaşı da bakan yardımcısı oldu.
Mahdumcuk, Devlet kapısına maymuncuk…

*****

Sevgi ve saygı ile.
09.10.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Naci BEŞTEPE : ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 12 Mart 2014


Naci BEŞTEPE : ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 12 Mart 2014

Naci_Bestepe_portresi

 

 

 

 

HIRSIZ

Başbakan ve AKP’i bakanların gittiği yerlerde “HIRSIZ VAR!” diye bağıran vatandaşları polis tartaklıyor ve gözaltına alıyor.

Bakanlar Kurulu’nu hırsız kabul ediyor?…

YERLEŞTİRME

Evindeki ayakkabı kutularında 4.5 milyon dolar bulunan Halk Bankası eski müdürü Süleyman hapisten çıkarıldı, bankaya yönetim kurulu üyesi yapıldı.

Kutulama işi eksik kalmış…

CİDDİYET

Bilal Erdoğan, TÜRGEV’e arsa bağışı işini konuşurken KİPTAŞ Genel Müdürü Yıldırım’a “Kanunu çok ciddiye alıyorsunuz..”  diyor.

Kanunun sökmediğini babadan biliyor…

SALAK

AKP’li  milletin vekili (maalesef) Külünk,”17 Aralık, günah işleme özgürlüğüne darbedir.”

Salakça açıklama özgürlüğü geçerlidir…

YÜZSÜZ

Erzincan davasını gizli tanığı, yargını yüz karası, eski İliç Savcısı B. Bozkurt’un yüzünü değiştirip yeniden savcı yapmışlar.

Yüz kez de estetik yüz yapılsa, yüzsüzlük kalıcıdır

GERÇEK

RTE, Eskişehir’de “evlatlarıma helal lokma yedirmediğim halde…” dedi.

Dil sürçmesi dendi.

Neresi sürçme, gerçekleme…

GERİYE

MAGNA CARTA ile 800 yıl önce hukukun üstünlüğü kabul edildi.
(AS: İngiltere’de, 1215’te bir tür erken meşrutiyet; Osmanlıda 661 yıl sonra 1876!)

800 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı yargıyı yönlendiriyor ve kararlarını dinlemiyor.

Bu kafayla Türkiye hangi yüzyıla gidiyor?

BAŞ?

RTE, ODTÜ’lüleri “ateist ve terörist” olarak niteledi.

Başbakan mı, başbölen mi?

Baş da ne başı?

AŞAMA

“Ben bu davanın savcısıyım” dan  avukatlığına geldi.

Sonraki aşama kısa süreli tanıklık,

Sonuç sanıklık…

DİKTATÖR

RTE,nin “diktatör” dediği İsmet İNÖNÜ, bütün gelir giderini özel defterine yazmış.

Kendisinin hesaplarına bankalar yetmiyor, evlat, hısım akraba seferber ediliyor…

HATIRNAZ

RTE, tahliye olan Org.BAŞBUĞ’u aramış.

“Terörist yapıp biraz yatırdık, rahat etmişsinizdir inşallah” demiştir, yüzü kızarmadan…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE