Büyük beklentilerle girdiği son seçimde CHP başarısız olmuştur; seçmenlerini de düş kırıklığına uğratmıştır. Kuşkusuz ki başarısızlığın nedenleri, bakış açısına göre değişebilir; farklı görüşler ileri sürülebilir.
Her seçim yenilgisinden sonra CHP örgütünden haklı olarak tepki gelir. Son seçimden sonra beklenenden daha az tepki geldiği görülmekte; üstelik yüksek beklentilerle seçime girildiği halde! Büyük bir olasılıkla yaklaşan genel yerel seçimlerin etkili olduğu düşünülebilir.
Öncelikle örgütten beklenen ve dillendirilmesi gereken tepkinin -ilginçtir ki- CHP üst yönetiminden gelmekte oluşudur. İlginç olması, üst yönetimin birkaç cılız ses dışında sorumluluğu almamış olmasıdır. Gerçekten de liderlik etrafında yer alanlar, dahası seçim öncesi belirleyici olanlar, seçim sonrası içeriksiz, ideolojisiz değişim söylemine sarılmışlardır. Karşılarına ise yenilenme kavramı konulmuştur.
Uzun bir süredir “kul hakkı” son zamanlarda “helalleşme” gibi dinsel referanslı (kaynaklı) söylemlerin kurucu değerlere aykırı olduğu gecikmeli olarak da olsa cesaretle söylenmelidir. Başta laiklik ilkelerine, Cumhuriyetin niteliklerine, çağdaş hukuka aykırıdır. Bu bağlamda üzülerek belirtilmelidir ki örgütten de bu yönde direnç gelmemiş, sessizce kabullenilmiştir. Varlığı kuşkulu medyada görebilmiş değiliz; Cumhuriyet gazetesi dışında göremediğim varsa özrümü peşinen belirtiyorum. Düşüncemi “merkez medya” ile de sınırlamak istiyorum. Örgüt belki iyimser bir yaklaşımla, liderliğe ve yönetime saygı düşüncesiyle suskun kalmıştır.
Örgütün dışlandığı bir gerçektir. Ne var ki son söylemlerde örgüte değer verildiği de görülmekte. Onlarla ifade edilen belirleyici kişiler adayları saptamıştır. Ayrıca adeta sınava girmiştir aday adayları. Onur kırıcı olmadığını savunmak olası mı? Özellikle üç büyük kente oy kaçışları olduğu bir gerçektir. Bu konuda araştırma, istatistik vb. yöntemlere gerek yok; bilinmektedir!
Seçim kazanılsaydı, liderlik çevresinde olacakların yenilgiden sonra etik olmadığı belirtilen toplantılar yaptıkları görülmekte. Olası bir liderlik değişiminde potansiyel liderin yanında önceden konumlanılmak istenildiği söylenebilir (mi?) Başarısızlıktan bu kadro içinde yer alanlar sorumlu değiller mi? Parti meclisinden alınanlar ve gönderilenlerin birlikte yenilgiden pay sahibi olmamaları mümkün mü?
YENİDEN YAPILANDIRMA
Başkalaşıma uğramış CHP’yi yeniden yapılandırmak gerekmekte. Seçimlerdeki beklentinin karşılık bulmaması inandırıcılıkla birlikte sorgulanmalıdır. Ücretsiz konut yerine yıllara yayılan ödemeyi kabul eden depremzedeler ile bayram ikramiyelerinin yüksek olmasını isteyen emekliler vd. Anlamak gereklidir.
Bu bağlamda son yakıcı zam getiren yasanın yasama organındaki oylamasına milletvekili çoğunluğunun katılmamasının yurttaşları haklı kıldığı düşünülmektedir. “Nasıl olsa iktidar bloku yasayı çıkaracaktı” şeklinde bir görüş mevcut (var) ise mazeretsiz oylamada bulunmayanların Parlamentodaki varlıkları gerekli mi? İktidar olmak için verilen oylar, muhalefet olmaya da yaramamış ise bu soru haklıdır! Bu tespit (saptama) ve çözümlemelere ilave edilecekler (eklenecekler) kuşkusuz ki vardır. Gazete yazısında bu kadarı yeterli görülmeli.
- CHP örgütü en olumsuz koşullarda bile gücünü korur.
Yeter ki örgütün özgür istencine saygı duyulsun; gereksiz görevden almalara vb. uygulamalara son verilsin! Görevdeki CHP örgütlerinin yanı sıra önceki il, ilçe başkanları ile gençlik ve kadın kolları başkanlarına, milletvekilleri ve bakanlarına, hatta eski genel başkanlara görev ve sorumluluk düşmektedir. Değişim/yenileşme gibi yanılsamaya yol açacak söylemelerle zaman yitirmeye gerek yok!
- CHP, temel ilkelerine dayalı olarak yeniden yapılanmalıdır.
Salt/katı, antidemokratik tüzük kuralları belki hukuksal olarak doğru görülebilir ancak meşruiyetinin tartışmalı olduğu bir gerçektir. Hukuksallığı da kendinden menkuldür. Güçlü parti meclisi ve genel sekreterlik zorunludur; gelenek de budur!
Yenilgiden sorumlu olanlarla yürünemeyeceği açık. Aynı kadronun, değişim söylemine katılanlar dahil, liderliği/yönetimi almaları olasılığında sonucun değişmeyeceği noktası iddialı bir öngörü olarak görülmemelidir.
- Yerel seçimlerin yaklaştığı gözetilerek
- örgütün mevcut yönetime/lidere saygıyı dışlamadan,
- teşekkür de ederek yeni CHP’yi oluşturmak yükümlülüğü vardır.
CHP kurucu partidir. Bu söyleminden dolayı CHP seçmeni olmayanlar bile CHP üzerine düşünce üretmektedirler. Yalnızca CHP seçmenleri ve üyeleri tarafından değil, devlette de saygınlığı olan, entelektüel ve siyasal birikimli, başarılı kişiyi örgüt bulmalıdır.
Bulmak ve seçmekle karşı karşıyadır. Var mıdır? O da CHP örgütüne düşer!