Kategori arşivi: Hekim Saltık

TELE1 ve HALK TV Programlarımız

TELE1 ve HALK TV Programlarımız..

3 Ağustos 2020 Pazartesi günü (bu gün);

Saat 11:00’de TELE1’de olacağız / OLDUK..
Saat 16:00’da HALK TV’de olacağız.. / OLDUK…

    • Korona salgınını konuşacağız.. / konuştuk
    • Açıklanan rakamlar doğru mu?
    • Neden salgını sönümlendiremedik?
    • Bayram sonrasında hasta ve ölüm sayıları artacak mı?
    • Okulların açılması / açılmaması sorunsalı??
    • Aşı ufukta görünüyor mu?
    • COVID-19 ilaçları tunelin ucunda mı?
    • Yurdum insanı ne yapmalı?
    • Kamu otoritesinin anayasal yükümlülükleri..
    • Eylül sonlarında Ekonomik bunalım ve alevlenen Salgın örtüşürse??
    • Türkiye yeni bir OHAL’e mi sürükleniyor??sorularına yanıt arayacağız.. / YANIT VERDİK…
      Program sunucuları Sn. İsmail Dükel ve Sn. Şule Aydın‘a teşekkür ederiz.
      Program erişkeleri aşağıda :

İzlenmesi, paylaşılması dileğiyle..

Bilgi ve ilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 03 Ağustos 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman’dan olay yaratan koronavirüs iddiaları

Türk Tabipleri Birliği Başkanı
Prof. Dr. Sinan Adıyaman’dan olay yaratan

koronavirüs iddiaları

https://www.internethaber.com/turk-tabipler-birligi-baskani-adiyamandan-olay-yaratan-koronavirus-iddialari-2118063h.htm  02.08.2020

“Her gün binin altında vaka açıklıyorsunuz ama yoğun bakımda yatan hasta oranı yüzde 10. Dünyada bu ortalama yüzde 1. Bölgede ise yüzde 15.” diyen Türk Tabipler Birliği Başkanı Sinan Adıyaman, “Yüzde 80 hasta semptom vermiyor. Türkiye için en büyük tehdit bu. Saatli bomba gibi vatandaşın içinde bu hastalar.” görüşünü savundu.

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Sinan Adıyaman Türkiye’deki koronavirüs salgınına ilişkin iddialar ve vaka sayılarındaki artışa ilişkin açıklamalarda bulundu.

T24’ten Gökçer Tahincioğlu’na konuşan Adıyaman, “Sağlık Bakanlığı mücadeleyi tamamen yurttaşlara bırakmış durumda. Artı bu verileri vermeyerek dünyadan, bilim insanlarından gizleme çabasında” ifadelerini kullandı.

“Biliniyor ama test yapılmıyor”

Başkan Adıyaman, şu açıklamaları yaptı: Sağlık Bakanlığı, temaslılara teste kota koydu. Hasta geliyor, o hastayla temaslı olanlar da biliniyor ama test yapılmıyor. Testler azaldıkça yeni hasta sayısı da azalıyor. Hiç test yapılmazsa hasta sayısı sıfır olur zaten. Test miktarını artırmanız lazım. Yoksa hastayı bulamazsınız.

Her gün binin altında vaka açıklıyorsunuz ama yoğun bakımda yatan hasta oranı yüzde 10. Dünyada bu ortalama yüzde 1. Bölgede ise yüzde 15.

Bu oranlar ortaya çıkmasın diye bu testler kaldırıldı. Sağlık Bakanlığı halkı paniğe sevk ediyor. Hastalar eve gönderiliyor çünkü yer kalmadı bazı kentlerde. Şimdi evlere yolluyorsunuz ama evlerden çıkıp çıkmadığını bilmiyorsunuz ki.

“Birinci dalga tüm hızıyla devam ediyor”

TTB Başkanı Adıyaman, bazı kentlerde koronavirüs vakalarında yaşanan artışla ilgili olarak gündeme gelen, “Sağlık Bakanlığı’nın il müdürlükleri aracılığıyla, hastanelere, 50 yaşından genç, hafif hastalık tablosuyla başvuranların evlere gönderilmesi, bu kişilere ilaç tedavisinin evde başlanması talimatı verdiği”, “hastanelere gönderilen talimatta, yatış endikasyonu olmayanların servislere sevk edilmemesi, evde izolasyon ile takibi, filyasyon ekipleri ve aile hekimleri aracılığıyla günlük semptom sorgulaması yapılmasının istendiği” iddialarına ilişkin kendilerine de benzer bilgiler geldiğini belirterek, şöyle konuştu:

Bu ikinci dalga değil.

Birinci dalga tüm hızıyla devam ediyor. ,

Başta Şanlıurfa ve Diyarbakır olmak üzere yoğun bakımlar gerçekten dolmuş durumda. Sadece Türkiye değil, dünyada da yeniden artmaya başladı. Ankara’da yoğun bakım yataklarında ciddi sıkıntı var artık. Güneydoğu’da, Doğu’da hasta sayısında ileri derecede artış var. Muhtemelen Türkiye’nin sağlık kapasitesi bölgelerde bunu kaldıramayacak duruma gelebilir. Bundan korkuyoruz. Başından beri söylüyoruz, hem bireysel hem kamusal tedbir alınmalıdır. Siz sadece bireylere bırakırsanız olmaz. Şimdi Sağlık Bakanı da kurallara uyulmazsa yeni tedbir gelebileceğini söylüyor” dedi.

“Kapasite yetmeyecek”

Adıyaman, şu değerlendirmeleri yaptı: Fiziksel mesafenin önemini baştan beri söylüyoruz, o şartları ortadan kaldırmazsanız fiziksel mesafe korunamaz. Kapalı yerlerde yemek yenilmesi, toplumsal aktiviteler, toplu ibadetler, düğünler mesela. Büyük örnek olduğu için söylüyorum, 350 bin kişi Ayasofya’nın açılışında vardı. Sadece bu değil tabi ki toplumsal hareketliliğin genel olarak azaltılması lazım.

Yoksa korkuyoruz ki birçok ilde sağlık sisteminin kapasitesi yetmeyecek.

“Kazanımlarımızın birer birer kaybolmasına yol açacak”

Sağlık Bakanlığı, temaslılara teste kota koydu. Hasta geliyor, o hastayla temaslılar biliniyor ama test yapılmıyor. Testler azaldıkça yeni hasta sayısı da azalıyor. Hiç test yapılmazsa hasta sayısı sıfır olur. Test miktarını arttırmanız lazım. Yoksa hastayı bulamazsınız. Bu virüs hala çok bulaşıcı. Siz bir hastayı buluyorsunuz, 10 temaslısı var, temaslılara test yapmazsanız yeni hastayı bulamazsınız. Bu da tabelaya yansıyor. 1’in altında kalıyor. Temaslılara yapsanız iki üç misli çıkacaktır.  Yaşamsal öneme sahip bu test endikasyonu. Tabip odalarından gelen bilgiler, bunun yapılmadığını gösteriyor. Kazanımlarımızın birer birer kaybolmasına yol açacak bu. 6 bine yakın hasta vefat etti. 45 sağlık çalışanı, 24’ü doktor, kaybettik. Sağlık Bakanlığı’nın filyasyon faaliyetlerini yeniden sürdürmesi gerekiyor. Halk paniğe kapılıyor. Her gün binin altında vaka açıklıyorsunuz ama yoğun bakımda yatan hasta oranı, yüzde 10. Dünyada bu ortalama yüzde 1. Bölgede ise yüzde 15. İnsanın aklına geliyor. Bu oranlar ortaya çıkmasın diye mi bu kaldırıldı? Açık söylüyorum Sağlık Bakanlığı halkı paniğe sevk ediyor.

“Saatli bomba gibi vatandaşın içindeler”

Eve gönderme de şundan oluyor, ilaçlar veriliyor çünkü yer kalmadı bazı kentlerde. Filyasyonda, evlerin önünde polisler bekliyordu çıkmasın diye. Şimdi evlere yolluyorsunuz ama evlerden çıkıp çıkmadığını bilmiyorsunuz ki. Yüzde 80 hasta semptom vermiyor. Türkiye için en büyük tehdit bu. Saatli bomba gibi vatandaşın içinde bu hastalar. Plajlarda, barlarda, kafelerde dolaşıyorlar. Birçok kişiye de bulaştırıyorlar. Hızlı biçimde yayılıyor ama Sağlık Bakanlığı mücadeleyi tamamen yurttaşlara bırakmış durumda. Artı bu verileri vermeyerek de dünyadan, bilim insanlarından gizleme çabasında.

 

Hekime saldırı yaşama saldırıdır

Hekime saldırı yaşama saldırıdır

Öner Yağcı
Cumhuriyet, 01 Ağustos 2020

Koronayı ve virüsü fırsat bilen baskıcı düzencilerin gemi azıya aldığı günlerde tüm sağlıkçılar zorlu bir savaşım veriyor. Mesleklerinin gereği insanları, sağlığı korumak için uğraşırken yaşamı özgürleştirme savaşımının da ön cephesinde özverileriyle yer alıyorlar.

Bu, tıp tarihimizin özünden gelen bir nöbetin devralınışıdır.

Yakın tarihimizde hekimler

Hekimler, özgürlükler konusunda her zaman öncü oldu.

1897’de Abdülhamit, kendisine başkaldıran birçok hekim ve tıbbiye öğrencisini Fizan’a sürdü. Tıbbiyeliler, okullarının odunluğunda kurduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti (1892) ile padişahlığı sarstı, 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanını sağladı.

Tıbbiyeli Hikmet, Sivas Kongresi’nde adını duyuran bir askeri tıbbiye öğrencisiydi (Tıbbiyeli Hikmet-B. Suat Çağlayan-2019).

Balkan ve Çanakkale savaşlarının Tabip Yüzbaşı, 1919’da Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF) kurucusu, 1920’de TKP Merkez Komitesi üyesi, 1945’te Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi (TSEKP) kurucusu, 1951’de TKP Genel Sekreteri olan Dr. Şefik Hüsnü (Aydınlık İçinde Dr. Şefik HüsnüGökhan Atılgan, 2020) ile “Eski tüfek” Dr. Hikmet Kıvılcımlı (Hikmet Kıvılcımlı Hayatı ve Eserleri, Tarkan Tufan, 2008, Dr. Hikmet: Savaşçı Bir Hayat 1902-1971, Cenk Ağcabay, 2015) ülkemizde sol muhalefetin önemli önderleriydi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)

Hekimleri temsil eden, hekimlerin haklarını ve hekimlik ahlakını korumayı, tıp eğitimine katkıda bulunmayı, halk sağlığını geliştirip yaygınlaştırmayı amaç edinen meslek örgütü TTB, 1953’te İstanbul’da kuruldu. Doç. Dr. Ahmet Rasim Onat’ın başkanlığında (1953- 61) DP hükümetinin baskılarına karşı koydu.

(Dr. A. Saltık : İstanbul Tabip Odası, 11 Nisan 1928 tarihli Tababet ve Şubatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 14. maddesine dayanarak 6 Mart 1929’da kabul edilen Etıbba Odaları Nizamnamesiyle kuruldu. O dönem 9 Etibba Odası kuruluyor, bunlardan 3. Mıntıka Etıbba Odası da İstanbul‘da… 1953’te 6023 sayılı yasa ile kurulan, üst ya da çatı örgütü olan Türk Tabipleri Birliği’dir..)

TTB’nin 1966’dan 12 Eylül 1980’e dek uzun bir dönemine damgasını vuran başkanı, seçildiği kongredeki konuşmasında “Hekimlik gerçeği ile memleket gerçeklerini birlikte değerlendirerek başarıya ulaşılacağını, hekim özlük hakları ve halk sağlığının tam sağlanmasına çalışacaklarını” belirten Dr. Erdal Atabek’ti.

Birlik, genel sağlık sigortası, grevli toplusözleşmeli sendika, insan hakları, demokratik üniversite, silahlanma karşıtlığı, 1 Mayıs hakkı konularında başarıyla savaşım verdi. 1979’daki kongrede, “günümüzün en yakın sorunu olarak tüm demokrasi güçlerinin faşizme, emperyalizme, şovenizme karşı güç ve eylem birliğinin sağlanmasının ertelenmez bir görev olduğu”, demokratik haklar ve özgürlükler, halk sağlığı, hekim hakları, tıp eğitimi ve sağlık hizmetinin denetiminin öncelikli olduğu belirlendi. (23 Mayıs 1980 günü sayman Dr. Sevinç Özgüner evinde faşistlerce öldürüldü.)

  • 12 Eylül döneminde TTB kapatıldı, yönetim 141-142’ye muhalefetten Diyarbakır’da yargılandı.

1980’lerden bugüne

1983’te Ankara’ya taşınan TTB’de ertesi yıl Prof. Nusret Fişek başkan oldu. 1985’te ölüm cezasına, 1986’da işkenceye, 1991’de Körfez Savaşı’na karşı açıklama yapan yönetimler hakkında dava açıldı. 1987-88 yıllarında yoğun hekim eylemleri oldu.

1990’lı ve 2000’li yıllarda Dr. Selim Ölçer, Dr. Füsun Sayek, Dr. Gençay Gürsoy dönemlerinde TTB, demokratik, etik ve bilimsel değerlere uygun, her zaman emek güçleriyle birlikte hareket eden, insan hakları konusunda aktif tutum izleyen bir çizgi izledi. “Herkese eşit, ücretsiz sağlık ve iş güvencesi” istedikleri için yargılanırlarken Dr. Sayek, “Dünyanın en güzel suçlularıyız” dedi.

TTB, Dr. Özdemir Aktan, Dr. Beyazıt İlhan, Prof. Dr. Raşit Tükel ve şimdiki başkan Prof. Dr. Sinan Adıyaman yönetimleriyle direnmeyi sürdürürken inatla halk sağlığını öne çıkarıyor.
***
Prof. Dr. Kayıhan Pala, insan sağlığını ve yaşamı her şeyin üstünde tutan bu tarihsel özün nöbetini devralmış gerçek bir hekimdir.

Sıra Havai Fişek Gösterilerine Gelmeden!

Sıra Havai Fişek Gösterilerine Gelmeden!

Prof. Dr. Çağatay GÜLER
Halk Sağlığı Uzmanı
Cumhuriyet, 11 Temmuz 2020

Havai fişek fabrikasındaki patlamanın ardından “taşıma” kazası… Oysa havai fişek güvenliğinin hammaddeden son kullanıcıya ve gösterileri izleyenlerle, havai fişek yağmuru altında kalabilecek tüm “ortamları” kapsadığını anlatıp durmuşuz. Sorun hem işçi sağlığı ve güvenliği hem halk sağlığı hem çevre sağlığı hem de ergonomi sorunu.

Sakarya Hendek’te Havai Fişek Fabrikasında meydana gelen patlamayla ilgili olarak başlatılan idari soruşturmada “İçişleri Bakanlığı’nca 1 Mülkiye Başmüfettişi, 1 Polis Başmüfettişi, 1 Jandarma Müfettişi” görevlendirildi. Elde pek kalmamış herhalde “eskinin” iş müfettişlerinden! Bu patlamalar kaza değil; bilgisizlik, sorumsuzluk ve umursamazlık yumağı.

Tek temel neden sınırsız kazanç hırsı! Zaten işçi sağlığı iş güvenliği ile ilgili halk sağlıkçıların adı yok! Bu konularda yazacağım yazı gündemi ne kadar aralayabilirdi ki! Konunun halk sağlığı boyutunu bilmeyenler kırk yıllık bir halk sağlığı hocasının ünlenme merakına bile bağlayabilirler bu konuda yazacaklarımı. Nitekim başıma gelenleri 5 Ekim 2013 tarihli Cumhuriyet’in “Olaylar ve Görüşler” sayfasında “Yoksul ve Kör Bir Halk Sağlıkçısı!” yazısıyla anlatmaya çalışmıştım.

BÜYÜK TEHLİKE

Korkum sıranın yaz günlerinin havai fişek gösterilerine gelmesi. Bu konuda alınması gereken önlemleri sıralamak istiyorum, ola ki birileri bir köşeye not eder umuduyla. Her yıl binlerce çocuk havai fişek kazasında yaralanıp berelenir bütün dünyada. Temel kural çocukların fırlatma alanının dışında, izleme uzaklığında kalmaları. Havai fişeklere erişimleri ve bunlarla oynamaları engellenmeli. Yoksa çocuklarımız bunlara ulaşabiliyorlar mı?

Havai fişek fırlatma araçlarının üzerine el, kol, ayak dayanmamalı. Gözleri kıvılcım ve kalıntılardan koruyacak gözlükler takılmalı. İşaret fişekleri gösteri amaçlı kullanılmamalı. Bunların atış yörüngeleri çok dengesiz ve kararsızdır. İşaret fişeği ateşleme araçları da kimi zaman patlayarak çevreye cam ya da metal parçaların fırlamasına neden olabilirler.

Konuyla ilgili teknik uzmanlardan biri olunsa da evde ya da okulda havai fişek yapmaya kalkışmamalıdır. Havai fişekler çanta ya da cepte taşınmaz. Asla çocuklara havai fişek taşıtılmaz. Havai fişek ateşlenmesi bir uzman işidir. Tarif üzere havai fişek fırlatmaya kalkışmamalıdır. Alerji ilacı ya da alkol almış olanlar havai fişek ateşlememelidir.

Ateşleyiciler, ateşleme işleminden önce çevredeki tüm izleyicilerin uzaklaştığından emin olmalıdır. Yapı içinde havai fişek ateşlenmez. Bir ağaca, binaya, kişiye yöneltilerek ateşleme yapılmaz. İnsanlardan, yanabilir ve tutuşabilir nesnelerden uzakta ateşlenmelidir. Aynı anda birkaç havai fişeği ateşlemeye kalkışmamalı, her seferinde biri ateşlenmelidir. İlk seferinde ateşlenmemiş olan fişekleri yeniden ateşlemeye çalışmamalıdır. Yangın olasılığına karşı bir kova su ya da hortum bağlantısı kurulmalıdır. Ateşleme kap içinde yapılmaz. Ateşlenen fişek elde tutulmaz.

İŞ İŞTEN GEÇTİKTEN SONRA…

Gözlerde bir yaralanma ya da etkilenme olursa etkilenim ne kadar küçük olursa olsun hemen acil sevişe götürülüp muayenesi sağlanmalıdır. Gözü yıkamaya kalkışmamalıdır, bu uygulama göze daha fazla zarar verebilir. Gözler ovulmamalı, bastırılmamalı, yaraya dokunulmamalıdır. Ağrı için aspirin, ibuprofen türü ilaçlar kullanılması kanamayı artırabilir. Evde bulunan merhem ya da damla da kullanılmamalıdır. Evde bekleyen gözle ilgili bu ilaçlar büyük bir olasılıkla kirlenmiştir ve zararlı olacaktır.

Kullanılmış ya da kullanılmamış, yanmamış havai fişekler çöpe verilmeden önce birkaç saat suda bekletilmek zorundadır. Bunların havai fişek atığı olduğu çöp toplama görevlilerine söylenerek teslim edilmelidir.

Havai fişek üretimi, depolanması, taşınması ile ilgili önlemlere gelince…

Her patlamadan sonra müfettişler gönderiyoruz işte!

 

TELE1 TV Programımız – 16 Temmuz 2020

Dostlar,

Bu gün, 16 Temmuz 2020 günü
saat 17:00 haber kuşağında TELE1 TV’nin konuğu olacağım.. / OLDUK..

İlgi ve bilginize sunarım..

Sevgi ve saygı ile. 17 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

Halkın Sağlığı Rating Kaygısına Kurban Edilmemeli

Halkın Sağlığı Rating Kaygısına Kurban Edilmemeli


  • Temmuz 10, 2020, İSTANBUL TABİP ODASI
    https://www.istabip.org.tr/5978-halkin-sagligi-rating-kaygisina-kurban-edilmemeli.html

Televizyon ve radyo kanallarında genel sağlık ve pandemi ile ilgili yapılan tartışma programlarında konu ile yakın ilişkisi bulunmayan ancak tanınırlığı ve rating artırıcı tutumları ile seçilen hekimlerin yer alması ve Odamıza konuyla ilgili gelen şikayetler üzerine, TV kanallarına konuyla ilgili kaygılarımızı ifade eden bir yazı gönderildi.

Yazıda şunlar söylendi:

“Uzun zamandan beri TV ve radyo kanallarında genel sağlık ve pandemi ile ilgili yapılan tartışma programlarında sıklıkla konu ile yakın ilişkisi bulunmayan ancak tanınırlığı ve rating artırıcı tutumları ile seçilen hekimlerin yer aldığı görülmektedir.

Daha da vahim olanı, bu kişilerin tanıtımında inanırlıklarını artırmaya yönelik olarak, bilerek
ya da bilmeyerek, sahip olmadıkları uzmanlık ve/veya akademik unvanlar kullanılmaktadır.

Bu kişilerin gerek konu hakkındaki bilgilerinin yetersizliği, gerekirse seyredilme oranlarını artırmak için bilimsellikten uzak, kişilerin sağlığına zarar verebilecek sözler sarfettiklerini kaygı ile izlemekteyiz.

Halkın sağlığını korumak da görevleri arasında olan İstanbul Tabip Odası olarak bu programlara tartışmacı olarak katılacak hekimlerin seçiminde dikkatli olunması ve bu kişilerin yanlış bilgilerle insan sağlığı üzerinde oluşturabileceği olumsuzluklara ortak olunmaması konusunda duyarlılık gerektiğini düşünmekteyiz. İstanbul Tabip Odası olarak hiçbir karşılık beklemeden sağlık programlarınızın hazırlanmasında destek olabileceğimizi de bilmenizi isteriz.”

Aynı yazı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği’ne de gönderildi ve konuyla ilgili gerekli duyarlılığın oluşturulması için destek istendi.

DSÖ : Pandemi gittikçe kötüleşmeye devam edecek

DSÖ’den flaş Covid-19 uyarısı: Pandemi gittikçe kötüleşmeye devam edecek

  • “Birçok ülke yanlış yöne saptı, virüs hala bir numaralı düşmanımız olmaya devam ediyor. Eğer temel önlemler uygulanmazsa, pandemi gittikçe kötüleşmeye devam edecek”

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsviçre’nin başkenti Cenevre’de düzenlenen toplantıya video konferans yöntemiyle katıldı. Ghebreyesus, yeni tip koronavirüse (Covid-19) ilişkin yaptığı açıklamada,

  • “Doğrusunu söylemek gerekirse, birçok ülke yanlış yöne saptı, virüs hala bir numaralı düşmanımız olmaya devam ediyor. Eğer temel önlemler uygulanmazsa, pandemi gittikçe kötüleşmeye devam edecek. Ancak bu şekilde olmak zorunda değil.” ifadelerini kullandı.

Ghebreyesus, liderleri, hükümetleri ve tüm insanları “salgının yayılması zincirini kırmak için” ellerinden gelen her şeyi yapmaya davet etti. “Sizinle dürüst olmak istiyorum; öngörülebilir bir gelecek için ‘eski normal’e dönüş olmayacak.” uyarısı yapan Ghebreyesus, ancak salgını kontrol ederek hayatın sürmesini sağlayacak bir yol haritası olduğunu ifade etti. Ghebreyesus, bu yol haritasını ise ölüm oranlarının düşürülmesi, virüsün yayılma hızının bastırılması, bireysel tedbirlerin alınması ve geniş kapsamlı stratejiler uygulayacak güçlü iktidarlar olduğunu kaydetti.

“OKULLARI AÇMAK POLİTİK BİR KARAR OLMAMALI”

DSÖ’nün Sağlık Acil Durumları Programı’nın Yönetici Direktörü Michael J. Ryan ise, pandemi esnasında okulların açılmasını değerlendirdi. Ryan, “Okulların açılamasının politik bir karar olmamalı. Bu çocuklar için adil değil. Eğer pandemiyi bastırabilirsek, okullar güvenle açılabilir” değerlendirmesini yaptı. Bununla birlikte DSÖ direktörü, Çin’in Hubey eyaletindeki Vuhan kentinde görülen ilk vakayı bulmaya çok yaklaştıklarını açıkladı.

DÜNYA GENELİNDE SON DURUM

Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs tespit edilen kişi sayısı dünya genelinde 13 milyon 49 bin 106’ya ulaştı. Covid-19 görülen ülke ve bölgelerdeki yeni vakalara ilişkin güncel verilerin derlendiği “Worldometer” internet sitesine göre, dünya genelinde virüs nedeniyle 571 bin 807 kişi öldü, virüs saptanan 7 milyon 591 bin 913 kişi iyileşti. Dünya genelinde tedavisi süren 4 milyon 885 bin 386 vaka bulunuyor. En fazla vaka ve ölümün görüldüğü ülke ABD’de 3 milyon 413 bin 995 kişide Kovid-19 tespit edilirken, salgın nedeniyle 137 bin 782 kişi yaşamını yitirdi

HALK TV PROGRAMIMIZ – 13 TEMMUZ 2020

Dostlar,

Bu gün, 13 Temmuz Pazartesi günü saat 14:00’te,
HALK TV’de Sn. Şule AYDIN’ın konuğu olacağız..
Gündemden düşmeyen KORONA SALGININI KONUŞACAĞIZ.. / konuştuk..

Bilimsel Danışma Kurulu üyelerinden “acı itiraflar” gelmeye başladı..

– “Yanılgıya düştük!” 
– Sonbaharda 2. dalgaya hazır olun..
– Milli Eğitim Bakanından çark : Okulları açılışını erteleyebiliriz..
– Sağlık Bakanı havlu atmış durumda, artistik tümceler kuruyor : “Salgına karşı kaç kişiyiz?
– Merkezi hükümet Valiler eliyle sıkılaştırma girişimleri sergiliyor..
– Yurdum insanı büyük ölçüde boşvermiş – gamsız : Biz zaten yanmışız abi, ha virüs ha işsizlik!

Bunları konuşmaya ve öneriler sunmaya çabalayacağız / çabaladık..

İlgi ve bilginize sunarız.

https://youtu.be/9AMIVxQtkmE

Sevgi ve saygı ile. 13 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı, Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

Korkutan uyarı: Yanılgıya düştük, sonbahara hazırlanın!

Korkutan uyarı: Yanılgıya düştük, sonbahara hazırlanın!

(AS: Bizim katkılarımız yazının altındadır..)

  • Türkiye’de virüs vakalarının görülmeye başlandığı 11 Mart’tan bu yana geçen süreyi değerlendiren uzmanlar yaz ayları konusunda uyarıda bulundu. Toplum olarak ‘Virüs bitti, her şey normale döndü’ yanılgısına düşüldüğünü dile getiren Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, ‘Önümüzdeki 2 aylık süreci iyi değerlendirmeliyiz’ dedi. Prof. Dr. Haluk Eraksoy ise ‘Sonbahara hazırlanın’ uyarısı yaptı.
Korkutan uyarı: Yanılgıya düştük, sonbahara hazırlanın!

Yeni tip koronavirüs pandemisi konusunda uzmanlardan uyarı geldi. Türkiye’de Kovid-19 pandemisinin görülmeye başladığı 11 Mart’tan bu yana geçen dönemi değerlendiren uzmanlar önümüzdeki aylara dikkat çekerek uyarıda bulundu.

‘YANILGIYA DÜŞTÜK’

Milliyet Gazetesi’nin aktardığına göre Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, 120 günlük tabloyu şöyle değerlendirdi: “Yeni normalleşme dediğimiz sürece girerken, toplum olarak ‘Virüs bitti, her şey normale döndü’ yanılgısına düştük. Maske ve sosyal mesafede uyarılarımıza rağmen aksamalar olduğunu görmeye devam ediyoruz. Düğün, asker uğurlama, taziye, hasta ziyareti gibi bazı alanlarda sıkıntılarımız var. Özellikle 20-30 yaş gençlerimiz virüsten etkilenmeyeceklerini düşünüyorlar ama bu son derece yanlış bir algı. Sosyal mesafe ve maske kuralını AVM’ye girerken uygulayıp taziye evinde veya misafir ağırlarken uygulamadığımız noktada sıkıntılar baş gösteriyor. Maske ve sosyal mesafe kuralının her alanda uygulanması gerektiğini öğrenmediğimiz sürece vaka sayıları bir türlü istediğimiz rakamlara gerilemez.”

‘TOPLU ORTAM RİSKTİR’

Prof. Dr. Kara, şu bilgileri paylaştı: “Her toplu ortam risklidir. Mesafe ve maske kuralına uyulmadığı noktada ciddi sıkıntılar yaşarız. Dünyanın en basit kuralını söylüyoruz, ‘Maskeni tak, insanlarla aranda 1.5 metre mesafe bırak.’ Bir de İstanbul başta olmak üzere nüfus yoğunluğu çok yüksek kentlerimiz var. Kalabalık kentler salgını yönetme açısından ciddi engeller çıkartıyor. Akdeniz toplumu olmanın da getirdiği alışkanlıklar söz konusu. Sosyal teması seviyoruz. Bu durum İspanya ve İtalya için de geçerli. Son iki, üç gündür yeni vaka sayısında azalma eğrisi söz konusu. Eylül ortasına kadar toplum olarak en disiplinli şekilde kurallara uyarsak vaka sayısı 100’ün altına iner. Bizim hedefimiz Temmuz ortası bu rakamı yakalamaktı. Sonbahar, solunum yolu enfeksiyonları başlayacak. Önümüzdeki iki aylık süreyi çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Virüsün dezavantajlı diye tanımladığımız yaz dönemini, en az hasar ve kurallara uyarak geçirmek yerine günlük vaka sayısı maalesef sabitlenmiş seyrediyor.”

‘SONBAHARA İYİ HAZIRLANMALIYIZ’

İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, dört aylık tablo ve geleceğe ilişkin öngörülerini şöyle anlattı: “Önümüzdeki iki aylık süreci iyi değerlendirip, sonbaharda başlayacak olan grip sezonuna hazırlıklı olmamız gerekiyor. Grip sezonu başladığında, tablo daha kötüye gidebilir. Şayet Kovid-19 vakaları azalmaz, üzerine yoğun bakımlık grip hastaları eklenirse, sağlık hizmeti sunan kurumlar zorlanabilir. Şimdiden kişisel önlemlerimizden taviz vermeden, disiplinli davranmak zorundayız. Mayıs sonunda yakaladığımız tabloyu ne yazık ki normalleşme döneminde kaybettik. Sağlık Bakanlığı ve sağlık çalışanları olanca güçleriyle çalışıp mücadele verirken, maalesef bir kesim vatandaş maske takmamakta, sosyal mesafe uyarılarını dikkate almamakta. Kovid-19’un yayılımı devam ediyor ve bir türlü baskılanamıyor. Bu durumda biraz da vatandaşımız aynaya bakıp kendini sorgulayacak. Son 40 günlük süreyi, yaz fırsatını iyi değerlendiremedik. Önümüzdeki 40 günü iyi değerlendirip, 100 vaka saysının altına düşmek bizim elimizde. Toplu ulaşımda yüzde 90 uyduğumuz maske kuralına diğer alanlarda uymuyoruz. Dört aylık tablo istediğimiz gibi olmadı. Hedef Temmuz ortasında 100-150 vakanın altına düşmekti. İstanbul’da sayı yüksek derken, bazı Anadolu şehirlerinde yoğun bakıma alınan hasta sayısında artış yaşanıyor.”

GRİP SALGINI UYARISI

Türk Tabipleri Birliği’nin raporunda Kovid’de birinci dalganın sürdüğü ve sonbaharda ortaya çıkacak Influenza (grip) salgınının etkisiyle ciddi sıkıntıların yaşanabileceği aktarılarak şu ifadelere yer verildi: “Influenza aşıları şimdiden hazırlanmalı ve başta risk grupları olmak üzere ücretsiz yapılması sağlanmalıdır. Sağlık çalışanlarının Influenza ve Kovid-19 ayrımını tereddüte düşmeden yapabilmeleri için tanı testlerinin artırılması ve ücretsiz olarak temin edilmesi sağlanmalıdır. Okulların açılması için radikal önlemlere ihtiyaç bulunmaktadır.”
==========================================
Dostlar,

Çoook uyardık çook değil mi?? “Haklı çıktık” diyecek ortamda değiliz.. Prof. Dr. Ateş Kara ile katıldığımız TELE1 programında da “ihtiyat” önermiştik ancak duyulmak istenmedi (17 Nisan 2020). Bilim Kurulu’nun hali şimdilerde nicedir acaba? Sizi kullanır ve sonra da bilimsel danışma kurulu ne dedi ise biz onu yaptık.. derler.. Ağır tarihsel sorumluluk üstünüzde kalır.. diye anımsattık.. “Tepedeki adam”, eleştirenleri “şeamet tellalı, şom ağızlı” olarak niteledi. Aydının çilesi işte; çırpınır, yalnız ve yalnızca BİLİMSEL GERÇEKLERİ halkına anlatmak için çabalar.. TV’ler ne denli olanak verirse.. Bize salt HALK TV, TELE1 TV, KRT TV ve 1 kez de FOX TV olanak verdi.. Bir de yerel kanallar ve Youtube’dan yayın yapan yurtseverler.. Web sitemizden de duyurmaya çabaladık sesimizi.. (Günlük 25 bin ziyaretçi rakamlarını aştık!)

Şimdi durum budur.. Mayıs’ta AVM’ler açılırken, masum insanların yaşam hakkının sermayenin kârına kurban edileceğini haykırdık. Bu tercih, AÇILIM – SAÇILIM sorumsuzluğu, Epidemiyolojik verilere dayanmaksızın sürüyor.. Yitirilen insanların hesabını kim verecek? Bu ölümler engellenebilirdi.. Sağlık Bakanı da birkaç gün önce bu yalın ve çarpıcı gerçeği itiraf etti. Durdurun bu faciayı, durdurun.. Lütfen izleyin son değerlendirme ve önerilerimizi..

TELE1 TV Programımız

  • Kurban bayramında kurban kesimini yasaklayın, 4 gün kapatma uygulayın..
  • Okulların açılışını Ekim başına erteleyin ve bu arada gerekli tüm hazırlıkları yapın.
  • Kalabalık insan toplulukları oluşmasını en aza indirin, sınırlamalar koyun.
  • Halkı eğitip – uyarın; nitelikli maske sağlayın ve kullandırın : EĞİTİM + DENETİM + YAPTIRIM!
  • UNUTMAYIN; Fırat’ın kıyısında 2 kuzusu yiten garip çobana karşı bile hükümet / iktidar olarak tam sorumlusunuz..
  • Gündem oyunlarını bırakın; SALGINI CİDDİYE ALIN; bu salgın Türkiye’ye diz çöktürebilir..
  • Sonbaharda, şimdiye dek kaçtığınız 14 günlük kapatma için şimdiden hazırlık yapın..

Gözden kaçmasın : Türkiye’deki gerçek rakamlar, resmen ilan edilenin en az 2 katıdır..

Bu gerçeği de en başta ve en iyi iktidar biliyor / bilmeli; halktan da saklanmamalı.

Sevgi ve saygı ile. 12 Temmuz 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

TTB’den “COVID-19 Pandemisi 4. Ay Değerlendirme Raporu”

Türk Tabipleri Birliği COVID-19 İzleme Kurulu’nun “COVID-19 Pandemisi 4. Ay Değerlendirme Raporu” açıklandı

Prof. Dr. Sinan Adıyaman, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 4 ay sonra “tek bir vaka salgın değildir”le başlayan sürecin hem bilimsel kavrayış hem de yönetsel hazırlık olarak -ne yazık ki- zayıf kaldığının daha net görüldüğünü söyledi. Böyle bir aşamada, TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala hakkında, bilim insanı ve Kurul üyesi kimliklerinin gereği olarak yaptığı bir açıklama dolayısıyla Bursa Valiliği’nin talebi üzerine Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü tarafından “halkı yanlış bilgilendirme ve paniğe yönlendirici” açıklamalar yaptığı iddiası ile soruşturma açıldığını belirten Adıyaman,

  • Bu soruşturmayı açanlar/açtıranlar bilim insanının toplumsal sorumluluğunu yerine getirmesini engelleme, akademik özgürlüğü tanımama, örgütlü bilim insanına saldırma fiillerinde bulunma suçunu işlemiş oluyor. Bunu değerlendirecek hukukçuların olmadığı yerde insanların vicdanlarının olduğunu, olacağını biliyoruz.” diye konuştu. Adıyaman,
  • Pala hakkındaki soruşturmanın 21 Temmuz 2020 tarihinde Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’nde saat 11.00’de gerçekleştirileceğini belirterek, tüm tabip odalarını, hekimleri, akıldan, bilimden ve bilimsel özgürlükten yana olan tüm kesimleri Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü önüne davet etti.

Türkiye’de 29 Nisan’dan bu yana sağlık çalışanlarına ilişkin yeni veri yok

Ardından söz alan Prof. Dr. Özlem Azap, 4. ay itibarıyla Türkiye’de ve dünyada pandemiye ilişkin gelişmelerin aktarıldığı raporda öne çıkanları aktardı. Raporda, dünya çapında yaklaşık 2 milyon sağlık çalışanının katıldığı internet bazlı bir araştırmanın ortaya koyduğu verilere göre, sağlık çalışanlarının COVID 19’a yakalanma riskinin 12 kat fazla olduğuna dikkat çeken Azap, Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye’de sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu duruma ilişkin 29 Nisan’dan bu yana yeni veri paylaşmadığına dikkat çekti.

Sosyal sınıflar üzerinden değerlendirme yapılması zorunludur

Prof. Dr. Kayıhan Pala da, Türkiye’de salgının yayılma hızına ilişkin olarak bölgesel farkın açıklığına dikkat çekti ve salgının yayılma hızının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, batı bölgelerine göre 12 kat fazla olduğunu belirtti. Pala, bu verinin, salgınla ilgili olarak sosyal sınıflar üzerinden bir değerlendirme yapma zorunluluğunu ortaya koyduğunu, ayrıca sığınmacılar ve göçmenlerle ilgili olarak Türkiye özelinde çalışma yapılmasına ihtiyaç bulunduğunu belirtti. Kayıhan Pala, salgının yaratacağı olumsuzlukları ortadan kaldırmak için yurttaşa indirgenmiş sorumluluklar yerine; yurttaş, merkezi hükümet, yerel kurum ve kuruluşların birlikte çaba göstermesinin önemli olduğunu hatırlattı.

Sonbalarda yeni bir grip salgını ve okulların açılmasının yaratacağı şartlar birlikte değerlendirilmelidir

Basın mensuplarının sorularının da yanıtlandığı basın toplantısında ayrıca şu vurgular öne çıktı:

  1. Salgının 1. dalgası halen sürmektedir ve sonbaharda ortaya çıkacak İnfluenza (grip) salgının etkisiyle birlikte düşünülmelidir. İnfluenza aşıları şimdiden hazırlanmalı ve başta risk grupları olmak üzere ücretsiz yapılması sağlanmalıdır.
  2. Sağlık çalışanlarının İnfluenza ve COVID-19 ayrımını tereddüte düşmeden yapabilmeleri için tanı testleri artırılmalı ve ücretsiz olarak sağlanmalıdır.
  3. Kişisel koruyucu donanımların (KKE) kalitesi ve niteliği artırılmalı, sağlık çalışanlarına standartlara uygun, yeterli KKE sağlanmalı, risk gruplarının maskeye ücretsiz erişmesi sağlanmalıdır.
  4. Okulların açılması için radikal önlemlere gerek bulunmaktadır ancak okulların açılacağının duyurulacağı tarihe dek bunun yapılması mümkün değildir. Konu Epidemiyolojik veriler doğrultusunda eğitim emekçileriyle birlikte değerlendirilmelidir.
  5. Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye’ye gönderdiğini duyurduğu ekipmanın nerelere dağıtıldığı açıklanmalıdır.

Basın açıklaması için tıklayınız.

Prof. Dr. Özlem Azap’ın rapor hakkındaki sunumu için tıklayınız.

TTB COVID-19 İzleme Grubu’nun 4. Ay Değerlendirme Raporu için tıklayınız.