Etiket arşivi: Talat Paşa komitesi

SOYKIRIM DEDİKLERİ…

Ertan URUNGA
Emekli Yargıç Albay
e.urunga@yahoo.com.tr 

Antalya, 05.05.2021

Değerli okurlar,
  • Hani şu sözde Emeni Soykırımı dedikleri var ya,
  • aslında Emperyalist devletler tarafından uydurulan ve tarihe yamanmak istenen büyük bir yalandan ibarettir.
Tıpkı Ermenilerin Büyük ihanetine, yine kendilerinin uydurduğu Büyük Felaket (Meds Yeghern) dedikleri gibi… Bu yüzden biz de bu soykırıma özde değil, “sözde” diyerek, tarihsel gerçeği anlatmak istiyoruz kısaca…
Sözde Ermeni Soykırımı            : 1915 yılında yaşanan Osmanlı – Rus savaşı sırasında, Ermenilerin Ruslarla bir olup Osmanlı ordusunu arkadan vurmaları, sınır köylerinde yağma ve katliamlar yapmaları nedeniyle, isyancı Ermeni çeteleri hakkında, Osmanlı hanedanlığına karşı yapılan bir devrimle 1908 yılında iktidara gelen İttihat ve Terakki hükümetince Tehcir (zorunlu göç) Kararı verildiği, bugün herkesçe kabul edilen tarihsel ve nesnel gerçekler olup buna kimsenin bir itirazı da yoktur.
Ancak sonradan, Emperyalist devletlerin plan ve kışkırtmaları sonucu; savaş kurallarının gerekli kıldığı zorunlu ve haklı nedenlerle alınan Tehcir Kararının uygulanması sırasında Ermenilere soykırım yapıldığı yalanı, 1948 Yılı Aralık ayında Birleşmiş Milletlerce kabul edilen Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Suçluların Cezalandırılması Sözleşmesi‘nin 12. 01.1951 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, Avrupa ve ABD’de adı duyulmaya başlayan Ermeni kopuntuları (diasporası) tarafından, 1960’lı Yıllarda ortaya atılmış ve halen de bir dogma gibi dünyaya dayatılmıştır.
Oysa, Türkiye Cumhuriyeti devletini yıllardan beri töhmet altında bırakan, ancak tarihsel gerçeklerle bağdaşmayan bu savlara karşı, Emperyalist ve tarihsel bir yalan olduğu konusunda, Osmanlı ve yabancı devlet arşivlerinde birçok belge, doküman, bilimsel yayın, fotoğraf gibi nesnel ve AİHM Kararları gibi hukuksal kanıtların bulunduğu ve Türkiye’de arşivlerin herkese açık olduğu da bilinmektedir. Ancak Emperyalistlerin derdi, gerçekleri ortaya çıkarmak değil; bugün de olduğu gibi Türkiye’nin sıkıntılı günlerinde bu yalanı allayıp pullayarak, çıkarları doğrultunda kullanmaktır.
Kaçaznuni’nin Raporu
Nitekim Ermenistan’ın ilk Başbakanı ve Taşnak Partisi / Taşnaksutyun’un kurucu lideri de olan Ohannes KAÇAZNUNİ, Türk ulusunun Kurtuluş savaşını kazanmasından sonra 1923 yılı Nisan ayında partisinin Bükreş’de düzenlediği Ermeni Konferansına, bizzat kendisi tarafından hazırlanan bir Rapor sunmuştur.
Tarihsel gerçeklerle örtüşen bu Raporunda, özetle; savaş koşullarının yaşandığı 1914 – 1923 yılları arasındaki sancılı süreçte meydana gelen üzücü olaylar yüzünden Tehcir kararının alınmasına tümüyle kendilerinin neden olduğunu, dönemin Emperyalist devletleri (İngiltere, Fransa, Rusya)’nın “Denizden Denize Ermenistan” projesine aldanarak, Ruslarla bir olup Osmanlı ordusunu arkadan vurduklarını, Taşnakları denetimsiz olarak silahlandırıp sınır köylerinde yağma ve katliamlar yaptıklarını, savaş koşullarında alınan Tehcir kararının amacına uygun olduğunu, istilacı devletlere karşı savaşan Türklerin savunma içgüdüsü ile hareket ettiğini övülesi bir dürüstlükle itiraf ettikten sonra da “Taşnak hükümetinin yaşamına son vermesinden başka, artık yapacak bir şeyi kalmamıştır” diyerek, soykırım konusunda son noktayı daha o zaman koymuştur zaten.
Olayların en yakın tanığı olan Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı’nın özeleştirisi niteliğinde olan ve büyük önem taşıyan bu tarihsel Rapor, sonradan Ermeni arşiv ve kütüphanelerden toplatılıp imha edilmek suretiyle tarihin karanlıklarına gömülmek istenmiş olsa da bugün İngiliz ve Rus devlet arşivlerinde orijinalinin bulunduğunu ve 2008 Yılında da Kaynak Yayınlarınca “Taşnak Partisinin Yapacağı Bir Şey Yok” başlığı ile Rusça’dan çevrilip kitaplaştırılarak Türk ve dünya kamuoyunun bilgisine sunulduğunu da burada belirtelim.
Tarihe Gömecek Nitelikte
Bu durum karşısında, bırakınız onca nesnel ve hukuksal kanıtları bir yana; yalnızca bu Rapor bile, Ermeni kopuntularının bugüne dek bağnaz bir inatçılıkla sürdürdükleri soykırım savlarını çürütmeye yetecek ve Türk ulusunu ağır bir töhmet altında bırakan Emperyalist yalanları da sonsuza dek tarihe gömecek nitelikte olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz elbet.
Ancak ne yazıktır ki Türkiye’de gelmiş geçmiş iktidarların, değerli diplomatlarımız ASALA Ermeni Terör Örgütü tarafından yabancı ülkelerde katledilirken bile, bu soruna gereken önemi vermeyip kayıtsız kaldıkları, hatta bugün olduğu gibi ulusal davalarda kör, sağır, dilsiz olup üç maymunları oynayan sığ ve bilisiz siyasacılar yüzünden ulusal davalarımızın sürüncemede kaldığı da bir gerçektir.
Gerçeklerle Yüzleşmek
Burada şunu da belirtelim ki; 1915 yılında meydana gelen ve Ermeniler kadar Türklerin de onulmaz acılar yaşadığı üzücü olaylar sırasında, ABD gibi Ermeni soykırımı yapıldığını kabul edip laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletini töhmet altında bırakan Birleşmiş Milletler üyesi Avrupa ülkeleri gerçeklerle yüzleşmek istiyorlarsa eğer; önce kendi tarihlerine bakmalı, Ermenilerin tarihini de ilk Başbakanı KAÇAZNUNİ’nin Raporundan öğrenmelidir.
Sonra da Türklerin tarihini öğrenmek için ilk Cumhurbaşkanı ATATÜRK‘ün ‘Nutuk‘ adlı eserini okumalı, dünyada kalıcı bir barışın, çağdaş ve adil bir yönetimin nasıl sağlandığını da öğrendikten sonra bir karar vermeleri doğru olacaktır bence.
Dünyada Barış İçin…
Aksi takdirde, ABD Başkanı Joe Biden’ın yaptığı gibi Büyük İhaneti, Büyük Felaket; Büyük Yalanı, Büyük Hakikat; Büyük Göçü de Büyük Soykırım diye, aldatırlar adamı da dilinizi yutarsınız. Burada şunu da belirtelim ki;

915 yılında Ermenilerin büyük bir felaket yaşadıkları doğrudur. Ancak bu ‘Büyük Felaket’in, soykırıma uğradıkları için değil; Ruslarla savaşan ve tebaası oldukları Osmanlıya karşı düşmanla bir olup kendi ordusunu arkadan vurması, başka bir deyişle ihanet etmesi nedeniyle başlarına geldiğini de

özellikle vurgulamak isteriz.
Bu nedenlerle, yurtta ve dünyada barıştan yana birçok yurtsever aydınımızın ve bir zamanlar Talat Paşa Komitesi gibi oluşumların yapmaya çalıştığı gibi büyük felaketin de sözde soykırımın da büyük bir yalan olduğunu, devlet ciddiyeti ve sorumluluğu ile yapılacak bir kampanya kapsamında ülkemiz yararına son gelişmeleri de derleyerek yeniden anlatmak gerekiyor dünyaya…
Ancak bunun için de her şeyden önce, yönetimin içinde mevcut olan ayrılıkçı ve bölücü etnik ve ümmetçi unsurlardan temizlenerek, kendisini yenileyip millileşmesi gerektiğine de kuşku yoktur.
Bunun yolunu da yurtsever, çağdaş Türk toplumu bulacaktır elbet!

YÜZ YILLIK ERMENİ YALANI BİTİRİLMİŞTİR


YÜZ YILLIK ERMENİ YALANI BİTİRİLMİŞTİR Hiç abartı yok, gerçek budur..

portresi, Gülümseyen

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

 

 

  • … AİHM Kararının gerekçesinde, “Ermeni soykırımı iddialarının kanıtlanmamış olduğu ve 1915 olaylarının Yahudi soykırımına benzemediği” gerçeği vurgulanıyor…
Değerli arkadaşlar,
Biz ne yaparsak yapalım, ne dersek diyelim, Amerika’daki ve Avrupa’daki Ermeni Diasporasının, Ermeni lobilerinin 100 yıldır inatla sürdürdüğü mücadele sonucu şekillenen Dünya Kamuoyunu düzeltebilecek,
kendi lehimize çevirebilecek durumda değiliz. 
Dünya maalesef gerçekler üzerinden değil, algılar üzerinden yönetiliyor.
Bugün Dünyada (8’i NATO üyesi) aralarında Rusya’nın da bulunduğu
20’den çok Ülkenin Parlamentolarında 
Ermenilere 1915’te Osmanlı Devleti tarafından Soykırım uygulandığına ilişkin karar çıkmıştır. ABD’de 40’tan çok eyalet meclisinde
benzer kararlar alınmıştır.

image1. Dünya savaşında yalnızca Ermenilerin değil, tüm Anadolu’nun yaşadığı trajediyi
Dünya milletlerine anlatamadık. Her alanda olduğu gibi, bu konuda da aydın ihaneti ile
karşı karşıya kaldık.
Koyu yeşil : 1915 olaylarını Soykırım olarak tanıyan ülkeler

Açık yeşil : Adıyla resmen tanımasa da ülke içinde büyükçe bir kesim tarafından tanınıyor.

Beceriksiz, yeteneksiz ellerdeki ‘gayr-i milli’ Dış politikamız
Türk Ulusunu soykırım töhmeti altında kalmaktan kurtaramamıştır. Hele hele,
“…efendim, tarihte başka soykırımlar da oldu…” ya da
“…rakamlar çok abartılı…ölenler 1,5 milyon değil, 100-200 bin arasında…”
şeklindeki “tevil ve inkâr” ima eden yanlış söylemler, “Biz soykırım yapmadık!”
tezimizin inandırıcılığını yıkmıştır. Ve sonuçta bugünlere geldik. Emperyal odaklarca da desteklenen Ermeni Diasporası’nın 3T planı (Tanıtma – Tazminat – Toprak) işliyor;
Planın 1. bölümünü hallettiler sayılır….
  • Yana yakıla Osmanlıcılık yapanlara,“mademki, Osmanlısın, ver dedenin hesabını” derler..
    (gerçekte öyle bir hesap olmasa da )
  • Yana yakıla İslamcılık yapanlara, İslami terörist sempatizanlarına,
    “Ver bakalım Müslümanların Hristiyanlara yaptığı zulümlerin hesabını” derler.
    (gerçekte öyle bir şey olmasa da)
Unutmayalım arkadaşlar; başımıza gelenlerin nedeni, başımıza getirdiklerimizdir.
  • “…Efendiler, bu vesile ile muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki: sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i aslîyi, çok iyi tahlil etmek dikkatinden, bir an dahi feragat etmesin!…”
    Mustafa Kemal Atatürk (Nutuk)

Sevgilerimle. æ

==================================

Dostlar,

Sayın Prof. Ali Ercan hocamızın kaygıları ve eleştirileri, gerçekçi irdelemesi yukarıda..

Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek öncülüğünde Talat Paşa Komitesince 2005’ten bu yana 10 yıldır uluslararası düzlemde büyük güçlüklerle, büyük özverilerle ve
yüksek düzeyde birikim – yeti (ehliyet) ile sürdürülen poitik – hukuksal savaşım
önemli bir başarı ile AİHM‘nde sonlandırılmış, temyizde kesin karara bağlanmıştır.

Ancak daha yapılacak çok iş vardır. AKP iktidarı, seçim telaşında –ve işine de gelerek
görkemli başarının hakkını vermemektedir. Sayın Perinçek Başbakan – Bay RTE tarafından kutlanmamıştır. Bu kasıtlı görmezci davranış Devlet nezaketine ve geleneğine yakışmamaktadır.

Çok deneyimli diplomat (emekli Büyükelçi, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı) Sn. Onur Öymen‘in pek isabetli olarak öne sürdüğü üzere AB’ye gerekli Nota verilerek kararın hukuksal – diplomatik – politik.. gereklerinin yerine getirilmesi, gecikmeksizin istenmelidir.
Öbür ülkelerde de yaygın diplomatik girişimlerle kamuoyunun Diyaspora’nın
yanıltıcı koşullanmasından kurtarılmasına çaba gösterilmelidir.

Ayrıca, Sayın

Dr. Doğu Perinçek’e DEVLET ÜSTÜN HİZMET MADALAYASI / NİŞANI verilmelidir..

Gecikmeden, demir tavında dövülerek.. Böylesi bir karar, Ülkemiz içinde bu soruna ilişkin birliğin göstergesi olarak, sonraki uluslararası adımlarda Türkiye’nin elini de güçlendirecektir.

Sevgi ve saygı ile.
24 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com 

28 OCAK 2015 STRAZBURG; ERMENİ SOYKIRIMI YALANI BİTİRİYOR!


Talat_Pasa_Komitesi28 OCAK’TA STRAZBURG’DA 
ERMENİ SOYKIRIMI YALANINI KÖKTEN BİTİRİYORUZ

 

BAYRAĞINI AL GEL, TARİHİ OLAYA KATIL!

(27-28-29 Ocak 2015)

“Perinçek – İsviçre” davasında,
AİHM’nin 17 Aralık 2013 tarihinde Türkiye lehine verdiği karar,
Dışişleri Bakanlığı’nın ifadesiyle devrim niteliğindedir ve milattır.

AİHM bu kararı ile 1915 olaylarının soykırım tanımına uymadığına hükmetmiştir.

28 Ocak 2015’te Strazburg’da AİHM Büyük Dairesi’nde görülecek olan duruşmada
verilecek olumlu karar sonucunda “Ermeni Sorunu” kökten çözülmüş olacaktır.

Kazanılacak bu başarı sayesinde hiçbir ülke parlamentosu, “Ermeni soykırımı” yalanını tanıyan karar alamayacaktır. Alınmış olan kararlar da geçersiz hale gelecektir.
Artık hiçbir mahkeme “Ermeni soykırımı”na hükmedemeyecektir.
Hiçbir Avrupa ülkesi, “Ermeni soykırımı yoktur!” diyenlere ceza hükmü kesen
yasalar çıkaramayacaktır.

Talat Paşa Komitesi olarak,
Lozan-2005,
Berlin-2006 ve
Paris-2007 eylemlerinde yaptığımız gibi;

yüzlerce aydınımız, bilim insanımız ve kanaat önderimizle uçakla Strazburg’a gidiyoruz.

Avrupa’nın her yerinden binlerce Türk yurttaşımız da Strazburg’da olacak.

Bu tarihi eyleme katılmanızı ve güç vermenizi diler, saygılar sunarım.

İsmail Hakkı Pekin
E. Korgeneral
TALAT PAŞA KOMİTESİ BAŞKANI

Ek: Strazburg 2015 programı

*****

VİZE ALMA VE KATILIM ÜCRETİ

Katılımcılardan uçağa biniş anından Türkiye’ye dönüşe kadar bütün harcamalar için
toplam 2.000 TL alınacaktır.
Katılımcıların ödemenin tamamını aşağıdaki hesap numarasına yatırmalarını rica ederiz.

Nuran Görgünay – Türkiye İş Bankası Beyoğlu Şubesi Hesap No: 1011 – 1636503

IBAN NO: TR340006400000110111636503

Strazburg 2015’e katılacak öncülerimiz vize sorununu derhal Fransa temsilciliklerine başvurarak kendileri çözmelidir. Ayrıntılı bilgi aşağodaki dosyada verilmiştir.

Strazburg 2015 Program 

27 OCAK SALI / 1. GÜN  

İstanbul Atatürk Havalimanı’nda buluşma, toplu basın açıklaması ve
Strazburg’a hareket, Strazburg’a varış, Otele yerleşme ve akşam yemeği

28 OCAK ÇARŞAMBA / 2. GÜN  

07.00  Otelde kahvaltı
08.00  Duruşma için AİHM Büyük Dairesi’ne hareket
09.15  Duruşma
11.15  Duruşma bitiş
12.00  Öğle yemeği
14.00  Strazburg 2015 Konferansı
16.00  Serbest zaman
20.00  Otelde akşam yemeği.

29 OCAK PERŞEMBE / 3.GÜN

09.00  Kahvaltı
10.00  Strazburg şehir turu
13.00  Öğle yemeği
16.00  Havalimanına hareket
23.50  İstanbul Atatürk Havalimanı’nda basın açıklaması.

İletişim

Ankara:

Naci Beştepe
Telefon: 0505 856 19 07
e-posta: nacibestepe72@gmail.com

Sibel Koç

Telefon: 0312 230 59 48  – 0535 558 48 76
E-posta: sibelkocguven@gmail.com

İstanbul:

Nuran Görgünay

Telefon: 0212 251 50 90 – Faks: 0212 251 50 47 –  0532 728 30 09
e-Posta: talatpasa2015@gmail.comnurangorgunay@hotmail.com

Selçuk Özcan

Telefon: 0545 456 42 28
e-posta: aydinlikarsiv@gmail.com

İzmir:

Kevser Külahçıoğlu

Telefon: 0537 540 99 05
e-Posta: kevserhay@hotmail.com

Hasan Ali Kızılırmak

Telefon: 0506 909 51 48
e-Posta: kizilirmakhasanali@gmail.com

*****

Fransa Vizesi başvuruları için

ayrıntılı bilgiyi aşağıdaki linkten (internetten) edinebilirsiniz.

http://www.vfsglobal.com/france/turkey/istanbul/

İstanbul Fransa Başkonsolosluğu yetkisi alanında olan iller şunlardır :

Aydin, Balıkesir, Bilecik, Bursa (Yalova), Çanakkale (Imroz ve Gokceada adaları dahil), Denizli, Edirne, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli (Izmit), Kütahya, Manisa, Muğla, Sakarya, Tekirdağ ve Uşak.

İstanbul Fransa Başkonsolosluğu için vize başvuruları VFS Global Vize Başvuru Merkezi aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.

Her türlü bilgi talepleri ve randevu almak için: (İstanbul-Ankara-İzmir illeri dahil )

VFS Global Başvuru Merkezi tel: 0212 373 58 10-11

Çalışma saatleri: Pazartesi ile Cuma günleri, saat 8:30 – 12:00 ve 13:00 – 17:00 arasında,

VFS Global Başvuru Merkezi ile iletişime geçtikten sonra yine de desteğe ihtiyacınız olduğunda aşağıdaki numaradan iletişime geçebilirsiniz.

====================================================

Dostlar,

Konuya ilişkin ayrıntılı bir irdelememizi bu yazıdan hemen sonra sitemizde paylaştık..

Aşağıdaki erişkeden (linkten) okunması dileğiyle…

http://ahmetsaltik.net/2015/01/15/dogu-perincekin-yurtdisina-cikis-iznini-kim-neden-engelliyor/

Bizim 2 kişilik ailemizden, kura ile belirlediğimiz
Birsen İğci SALTIK bu tarihsel eyleme katılacak..

Sevgi ve saygıyla,
15.01.2015, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Dışişlerine Sorularımız Var..


Dışişlerine Sorularımız Var..

Türk Dışişleri ayakta uyumayı sürdürüyor..
Kendilerine sorularımız var :

1. Neden, AİHM’nin Doğu Perinçek’in “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır!”  haykırışını düşünce özgürlüğü bağlamında bir hak olarak gören ve o sözde demokrat İsviçre’yi mahkum eden kararının gereklerini yapmıyorsunuz??

2. Neden sorunu LaHaig Uluslararası Adalet Divanı‘na götürmüyorsunuz?

3. Neden, Devlet olarak sizin yap(a)madığınızı başaran yürekli ve birikimli, seçkin
T.C. Yurttaşı Dr. Doğu Perinçek‘e sahip çıkarak maddi – manevi giderim (tazminat) davası için apaçık birlikte davranmıyorsunuz?

4. Neden, İsviçre Hükümeti’ne hızla yeni yasal düzenleme yapması çağrısı yapmıyor
ve politik baskı uygulamıyorsunuz??

5. Neden, İsviçre gibi benzer yasalar çıkaran ülkelere çağrıda bulunmuyorsunuz
çağdışı ve hukuk dışı düzenlemeleri geri çekmeleri için?

6. Neden, pişkinlikle yasal düzenlemenin süreceğini üstelik de Türkiye ziyaretinde diplomatik nezaket kurallarını zorlayarak belirten Fransız Cumhurbaşkanı
Mösyö Hollande’a en küçük bir karşı ileti ver(e)miyorsunuz?? Diliniz mi bağlandı?

7. Neden, bu önemli sorunu BM Genel Kurulu’na taşımıyorsunuz??

8. Neden, 70 yaşını aşkın ak saçlı bilge, seçkin ve yürekli T.C. Yurttaşı,
Kamu Hukuku Doktoru Doğu Perinçek’e Devlet Onur Nişanı benzeri bir belge vererek O’ndan özür dilemiyor ve yıllardır sahte belgelerle zindanda tutup tahliye etmiyorsunuz??
Perinçek’in -ve öbür masumların- bu konuda da AİHM’den tokat gibi bir karar daha alarak boş bir eldiven gibi yüzünüze çarpmasını mı bekliyorsunuz ??

9. Neden, kendi yarattığınız iç yolsuzluklarınızla boğuşmaktan, ülkenin yaşamsal sorunlarına zaman ayır(a)mıyorsunuz?? 24 Nisan 2014’e ve sözde 24 Nisan 1915 Ermeni soykırımının 100. yılı şamatasına ne kaldı??

10. Neden, bu konudaki “açılımınızı” (!) kamuoyuna açıklamıyorsunuz?
Ülkemizin haksız biçimde “soykırımcı” ilan edilebilmesi olasılığının utancı
sizi ezmiyor mu? TALAT PAŞA KOMİTESİ ile neden işbirliği yapmıyorsunuz?

Siz aynaya bakabiliyor musunuz??

Sevgi ve saygı ile.
03 Şubat 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

DİDİM’DEN SESSİZ, ŞİRİNYER’DEN SESLİ ÇIĞLIK


Dostlar,

Sayın Naci Beştepe, bu site okurlarının bildiği gibi E. Tümgeneraldir.
Kendilerini ADD Bilim Kurulunda tanıdık. Son derece çalışkan, düzenli, temiz, özenli, saygılı ve alçakgönüllü bir kişlik olarak dikkatimizi çekmişti ve dostluk kurduk..

Birçok toplantıda, etkinlik ve eylemde birlikte olduk.. Özellikle Sessiz Çığlık’larda..

Kısa bir süre sonra İşçi Partisi’ne üye oldular ve Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildiler.. Dahs sonra da USMER (Ulusal Strateji Merkezi) Başkanı oldular.
Her Cumartesi 11:00 – 13:00 arası UlusalKanal‘da programlar yapmaya başladılar..

Her Çarşamba yazdıkları yüksek zekalarının ürünü ince mizah – hiciv içeren ÇARŞAMBA İĞNELERİ bütün Türkiye’de keyifle okunuyor ve biz de sitemizde yayımlıyoruz. Ayrıca Çarşamba günleri AYDINLIK’taki köşesinde de yazıyor..

Naci Paşa, Tümgeneral rütbesinden emekli..Türkiye koşullarında fena sayılmayacak
bir emekli aylığı vardır.. Orduevlerinde de pek çok mal ve hizmet çok makul fiyatlı..
Ayağını uzatır, gününü gün ederdi.. Ancak O bu yolu seçmedi.. Gece gündüz çalışıyor.. Kendi cebinden harcıyor.. Didim – İzmir çalışması da eminim böyle olmuştur..

Haksızlıklara karşı ruhu, vicdanı, kişiliği isyanda.. İçeride tutsak alınan silah arkadaşları ve aydınların haklarının sesi olmaya çabalıyor. Bu yüzden bir ödül de aldı !

Orduevlerine girişi 6 aylığına yasaklandı.. Dava etti.. Hakkını arıyor..

TSK‘da görevi sırasında hiç NATO‘da çalışmamış..

Türkiye’nin Sayın E. Tümg. Naci BEŞTEPE gibi insanlara öyle çok gereksinimi var ki..

Kendisini ülkemize verdiği değerli hizmetlerden dolayı şükranla selamlıyoruz..

Aşağıdaki yazısı da pek çok bakımdan öğretici ve düşündürücü..

Sevgi ve saygı ile.
16 Ocak 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net 

========================================

DİDİM’DEN SESSİZ, ŞİRİNYER’DEN SESLİ ÇIĞLIK

portresi_kucuk

Naci BEŞTEPE

 

 

Vardiya Bizde Platformu, BALYOZ İftirası davasının sonlandığı
21 Eylül 2012’de, İstanbul’da, SESSİZ ÇIĞLIK’ı başlattı.

Eylem zamanla Washington dahil 11 merkeze yayıldı ve katılım sürekli arttı.

Geçtiğimiz hafta sonu, 68. Hafta eylemine, 12. Merkez olarak Aydın’ın şirin ve aydınlık insanlar ilçesi DİDİM de eklendi.

İlk eylemi başlatmak için ADD ve İP İlçe Şubeleri beni de davet ettiler.

Tekrar teşekkür ederim.

ÖRNEK BİRLİK

Didim’de, MİLLİ MERKEZ’in önerdiği GÜÇ BİRLİĞİ‘nin örnek düzeyde oluştuğuna
tanık oldum.

Başta ADD olmak üzere CHP, İP, DSP tek yumruk olmuşlar.

AKP’yi yıkma hedefini ve seçimde güç birliği yolunu tespit etmişler.

Görevdeki CHP’li Belediye Başkanı’nın eşit ve olumlu yaklaşımı da
birlikteliği perçinlemiş.

Hepsi ayrı ayrı kutlanmayı hak etmiş durumda.

İZMİR GERİ KALIR MI?

Ankara’da ilk çığlığı başlattığımızda 8-10 kişi idik.

Didim 200’e yakın bir kitle ile başladı.

Ne mutlu onlara.

Takdire değer bir yan da İZMİR’den Vardiyacıların ve Latife Hanım Grubu’nun
bir otobüsle gelmeleri idi.

Bir tebrik de onlara.

UZUN TUTUKLULUĞA SON

Didim’lilere;

VARDİYA BİZDE’yi ve SESSİZ ÇIĞLIK’ı kısaca açıkladım.

TALAT PAŞA Komitesi’ne şükranlarımı ve Komite çalışmalarının
yeniden genişletilerek canlandırılacağını ifade ettim.

TBB Başkanı Metin FEYZİOĞLU’nun başlattığı girişimi desteklediğimi,

Kumpas sonucu haksızlığa uğramış yurtseverlerin en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmasının öncelikli olduğunu,

Girişimin yolsuzlukla mücadeleyi örtmesinin söz konusu olamayacağını,
iki konuda da kamuoyunun baskısını sürdürmesi gerektiğini,

CHP ve MHP liderlerinin bu konuda dikkatli ve duyarlı olmalarını,

AKP’yi yıkmanın yolunun Didim’deki gibi birliktelikten geçtiğini vurguladım.

KUMPAS İZİ ve İLGİ FARKI

13 Ocak günü, İzmir Gizli Belge Davasına ve Güç Birliği Platformu’nun
protesto etkinliğine katıldım.

20 aydır tutuklu olan silah arkadaşlarımın sesli çığlığı özetle şöyle;

–  Bu davada tutuklanmamıza esas olan belgelere göre İçişleri Bakanı E. ALA ile Artvin Valisi Kemal CİRİT’in durumları bizimle tıpa tıp aynıdır.
Biz tutukluyuz onlarsa terfi ettiriliyor.

–  Milli Eğitim Bakanlığı, sanık personelinin suçlandığı belgelerle ilgili olarak mahkemenin sorularına verdiği yanıtta, 539 belgeden yalnızca 150’sinin belge niteliğinde, onların da 334/1(hafif ceza gerektiren) kapsamında olduğunu bildirmiştir.

Milli Eğitim Müdürlükleri bu belgelerle ilgili yasal işlemi kendilerinin yapması gerektiğini yazmıştır.

Buna karşılık Gnkur. Bşk.lığı mahkemenin sorduğu 600’üzerindeki belgenin ilgili-ilgisiz tamamının (telefon rehberi dahil), gizli ve 327 ile 334. maddeler kapsamında olduğunu bildirmiştir.

–  Cumhuriyet savcısının, 4 Ekim 2012’de (16 ay önce) MİT’e, sanıkların casusluk faaliyetine ilişkin tespitlerinin olup olmadığı sorusuna yanıt verilip verilmediği bilinmemektedir.

Bilgi verilmediğine göre sanıklar lehine bir yanıt alındığı ve dosyaya konmadığı değerlendirilmektedir.

KINIYORUM

Protesto eyleminde;

Bu davanın, KUMPAS Davalarının en aşağılığı olduğunu belirttim.

Gnkur. Bşk.lığını, davaya  ve personeline ilgisizliği nedeniyle kınadığımı açıkladım.

300’ün üzerinde personelinin casuslukla suçlamasını nasıl kabullendiğini

sordum.

Savcılık başvurusu ile başlayan yeni süreçte ilgisizliğin son bulacağını umuyorum.

Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanına Mehmet Perinçek için çağrı..


Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanına Mehmet Perinçek için çağrı

Dostlar,

Sayın Naci Kaptan‘ın aşağıdaki iletisini paylaşalım..
Önemlidir..

Biz her 2 makama da yolladık iletiyi..

Teşekkürler duyarlı insan Naci Kaptan

Sevgi ve saygı ile.
05 Ocak 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net 

*****

Değerli Vatandaşım, 

Aşağıdaki mektup Cumhurbaşkanı ve
TBMM Başkanına gönderilmiştir.
Onaylarsanız siz de gönderiniz.
e – posta adresleri
Saygılarımla
Naci Kaptan
***
Sayın Abdullah Gül
Cumhurbaşkanı,
Sayın Cemil Çiçek,
TBMM Başkanı,
Sayın Cemil Çiçek’in 04.Ocak.2013 tarihinde basına yansıyan açıklamasına göre
AİHM’in Ermeni meselesi kararının çok önemli olduğu belirterek,
“Bu kararın 2015’e giderken Türkiye’nin gücüne güç katacaktır.”

diyerek bu konuda katkısı  olanlara teşekkür ettiğini öğrendim ve mutlu oldum.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Sayın TBMM Başkanı,
Sayın Doğu Perinçek‘in de önderlerinden birisi olduğu Talat Paşa komitesiyle birlikte Ülkemizin sırtında
ağır bir kambur olan ERMENİ SORUNU konusunda Devletimizin yapamadığını yaparak  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden ülkemiz lehine çok önemli bir karar çıkartılmasını sağlamış ve Ülkemizin elini Ermeni sorunu konusunda Uluslararası arenada, hukuk ve siyasi tarih bağlamında güçlendirmiştir..
2005 yılında kurulan ve ‘Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır’ diyen Talat Paşa Komitesi 2005 yılından başlayarak Fransa’da, Almanya’da ve İsviçre’de büyük çaplı çalışmalarla  bu konuda demokratik eylemler yapmıştır.
Üzülerek belirtmeliyim ki, bu çalışmalar Hükümet tarafından gereken desteği görmemiştir..
Ermeni Sorunu konusunda Devletimize ve Milletimize çalışmalarıyla büyük yarar sağlamış olan ;
Talat Paşa Komitesi üyelerine, başta Doğu Perinçek ve bu konuda büyük arşiv çalışmaları yaparak Ulusal tezlerimize alt yapı kaynakları sağlamış olan  değerli araştırmacımız Mehmet Perinçek dahil olmak üzere Devletimizin
toplum adına teşekkür borcu olduğunu düşünüyorum. Ayrıca üniversitede akademik çalışmalar yapan Mehmet Perinçek’in çalışmaları engellemektedir.Yurt dışına çıkış yasağı da konmuş olup arşiv çalışmaları için Yurtdışına gitmesi de engellendiğini de hatırlatmak isterim.
Sayın Cumhurbaşkanı ,
Sayın TBMM Başkanı,
Var olan şartlar altında Ülkemizde toplumsal barış ve huzur zorlu bir süreç içindedir.
Toplumsal barışa hizmet ve Devletimize sunulmuş olan Uluslararası bir başarıyı
manevi bağlamda  ödüllendirmek adına ;
Başta sayın Doğu Perinçek , Talat Paşa Komitesi üyeleriyle birlikte araştırmacı Mehmet Perinçek’in Devlet katında teşekkürle ödüllendirilmelerini ve ayrıca akademik çalışmalar yapmakta olan Mehmet Perinçek’in üniversitede
ve Yurt dışında arşiv çalışmalarına tekrar olanak sağlanması hususunu bir Yurttaş olarak sizlerden saygıyla
talep ediyorum.
Sade Vatandaş

Naci Kaptan