“Servis Edilen Yeni Osmanlıcılık ve ATATÜRK’ün Osmanlılar Hakkında Görüşleri / Recently Served Neo-Ottomanizm and Atatürk’s Opinions on Ottomans” hakkında bir yorum
YENİ OSMANLICILIK-HALİFELİK hezeyanları ülkemizde malum birilerinin hayallerini ne yazık ki hâlâ süslemekte. Çağın gerçekliğinden bu denli hazin ve derin kopukluk, akıldışılık, o ölçüde derin şizofrenik bir kişilik-kafa yapısını da kaçınılmaz biçimde çağrıştırmakta. 1999’da, Osmanlı’nın kuruluşunun 700. yılını kutlamak gibi bir abeslikle epey uğraşmak zorunda kaldık. Bir dizi TV programına katıldık (Cevizkabuğu..). Söylediklerimizi, oturup kapsamlı ve sağlam kaynaklara dayalı olarak yazdık ve yayınladık.
Ülkemizi Ortadoğu’da kanlı emelerine maşa yapmak isteyen emperyalist güçler, işbirlikçilerine de deyim yerinde ise “damardan girerek” en zayıf yanlarından vurarak, “havuçlar” göstermekteler. Yeni-Osmanlıcılık, tam da bu bağlamda BOP ile örtüşüyor..
Bu işbirlikçilere, eşbaşkanlara Allah akıl fikir, versin diye dua ediyoruz, çünkü cahil sayılmaları olanaksız değilse de çok güç..
Ya sevgili halkımız? Okumaz, okutulmaz, bilgi kirliliği ile kuşatılır, pembe dizi sersemi yapılr.. Biz de “okusun” diye çoooooooooook emek vererek sunuyoruz bu 31 sayfalık kapsamlı nesnel tarih incelememizi…
Umarız; “Osmanlı’ya Tapılmalı mı, Yakılmalı mı ?” konusunu CEVİZKABUĞU’nda 14.10.2011 günü Karadeniz TV’de Sn. Hulki Cevizoğlu’nun programında tartıştığımız, ikide bir asasını şidetle yere vurarak “ELHAMDÜLİLLAH ŞRİATÇIYIM” diye gürleyerek programı terörize eden, göğsünde devasa Osmanlı Tuğrası taşıyan Sn. Kadir Mısıroğlu ve düşündaşları da okurlar..
Ayrıca bu yazımızı;
51 yıl önce bu gün, 27 Mayıs 1961 günü, demokrasi dışına çıkarak faşistlemiş bir iktidarı, A. Menderes hükümetini halkımızın meşru direnme hakkı doğrultusunda devirerek, ülkemize dünyanın en çağdaş anayasalarından bir olan 1961 Anayasasını armağan eden 27 Mayıs Devrimcilerine bir armağan olarak da sunmak istiyoruz..
Dostlar,
YENİ OSMANLICILIK-HALİFELİK hezeyanları ülkemizde malum birilerinin hayallerini ne yazık ki hâlâ süslemekte. Çağın gerçekliğinden bu denli hazin ve derin kopukluk, akıldışılık, o ölçüde derin şizofrenik bir kişilik-kafa yapısını da kaçınılmaz biçimde çağrıştırmakta. 1999’da, Osmanlı’nın kuruluşunun 700. yılını kutlamak gibi bir abeslikle epey uğraşmak zorunda kaldık. Bir dizi TV programına katıldık (Cevizkabuğu..). Söylediklerimizi, oturup kapsamlı ve sağlam kaynaklara dayalı olarak yazdık ve yayınladık.
Ülkemizi Ortadoğu’da kanlı emelerine maşa yapmak isteyen emperyalist güçler, işbirlikçilerine de deyim yerinde ise “damardan girerek” en zayıf yanlarından vurarak, “havuçlar” göstermekteler. Yeni-Osmanlıcılık, tam da bu bağlamda BOP ile örtüşüyor..
Bu işbirlikçilere, eşbaşkanlara Allah akıl fikir, versin diye dua ediyoruz, çünkü cahil sayılmaları olanaksız değilse de çok güç..
Ya sevgili halkımız? Okumaz, okutulmaz, bilgi kirliliği ile kuşatılır, pembe dizi sersemi yapılr.. Biz de “okusun” diye çoooooooooook emek vererek sunuyoruz bu 31 sayfalık kapsamlı nesnel tarih incelememizi…
Umarız; “Osmanlı’ya Tapılmalı mı, Yakılmalı mı ?” konusunu CEVİZKABUĞU’nda 14.10.2011 günü Karadeniz TV’de Sn. Hulki Cevizoğlu’nun programında tartıştığımız, ikide bir asasını şidetle yere vurarak “ELHAMDÜLİLLAH ŞRİATÇIYIM” diye gürleyerek programı terörize eden, göğsünde devasa Osmanlı Tuğrası taşıyan Sn. Kadir Mısıroğlu ve düşündaşları da okurlar..
Ayrıca bu yazımızı;
51 yıl önce bu gün, 27 Mayıs 1961 günü, demokrasi dışına çıkarak faşistlemiş bir iktidarı, A. Menderes hükümetini halkımızın meşru direnme hakkı doğrultusunda devirerek, ülkemize dünyanın en çağdaş anayasalarından bir olan 1961 Anayasasını armağan eden 27 Mayıs Devrimcilerine bir armağan olarak da sunmak istiyoruz..
Sevgi ve saygı ile.
27 Mayıs 2012, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
http://www.ahmetsaltik.net