Etiket arşivi: Prof. İlber Ortaylı

Abdulhamit Han beklerken bakarsınız ATATÜRK çıkagelmiş

Bize gelen bir e-ileti…

Abdulhamit Han beklerken bakarsınız ATATÜRK çıkagelmiş!

ÜMİT            
Mustafa ACER
macer@ttmail.com, 27. 10. 2017

(AS: Bizim katkımz yazının altındadır..)

Sayın Prof. İlber ORTAYLI,

  • Bir tarafta Abdulhamit Han beklerken, bakarsınız ATATÜRK çıkagelmiş diyor.

Siz Osmanlı dönemi özlemleri çekerken, bir de bakmışsınız ki M. K. ATATÜRK’ün fikir ve düşüncelerine hakim olan bir yönetim geleceğimize sahip çıkar.

Ülkenin geleceği ve çağdaş uygarlık düzeyine erişmesi; ancak Atatürk İlke ve Hedeflerine bağlı kadroların iktidara gelerek “Mustafa Kemal gibi düşünmesi ve yapması” ile mümkün olacaktır.

  • Atatürk İlke ve Hedeflerini silmek için uğraşan,
  • Ülke içinde ayrımcılık yaratarak toplumu geren,
  • Hırsızlık ve yolsuzlukları ayyuka çıkmış olan,
  • Egemen Dış güçlerin etkisinde ülkeyi bölmeye,
  • Totaliter Din devleti kurma yolunda değişim uygulamaya çalışanlardan

    kurtulmanın tek yolu kendi özümüze dönmektir.

Türk Milleti’nin gerilimden uzak, ortamı normalleştirmesinin yolu,
Atatürk İlke ve Hedeflerinde birleşmektir.

Türkiye’nin Huzura erişmesi için, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Fırkası (CHP)’nin, kurucu değerlerine dönmesi kaçınılmazdır.

CHP’nin; Konfiçyus’un “Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil” sözü gereğince, bir çözüm bulmak, Atatürk İlke ve Hedeflerine inanan kadroları yönetime getirerekMevzubahis Vatansa, gerisi teferruattır” diyerek ülkenin geleceğine sahip çıkması kaçınılmazdır.

  • Bugün CHP yönetimi Egemen Dış güçlerin etkisi altında kuşatılmış durumdadır.

Ülkenin içeride ve dışarıda birikmiş çok büyük sorunları bulunmaktadır. Bu sorunlar ancak Atatürk gibi düşünen ve yapan kadrolarla aşılacaktır.

Sayın Prof. Ümit Kocasakal Başkanlığında Atatürk İlke ve Hedeflerine sahip çıkan kadroların Yönetime gelmesi durumunda, Türkiye geleceğe Ümit ile bakacaktır.
=======================================
Teşekkürler Sayın Mustafa Acer..

Prof. Ortaylı’nın saptama ve uyarıları Dikkate almaya değer..

– AKP’si malum, Atlantik ötesinin proje partisi
– Bahçelisi malum, AKP stepnesi..
– HDP’si malum, PKK’nın siyasal uzantısı olmaktan kendini soyutla(ya)madı..
– İYİ Parti daha doğarken Atlantikçi – NATO’cu..
– CHP yönetimi ne yazık ki belli ölçülerde kuşatma ve işgal altında..

İş gene başa düşüyor..
Çizmeleri giymenin zamanı geldi.
Mustafa Kemal’in kutsal emanetinin bekçileri “davranmak” zorundalar..

Anadolu’da gene ve bir kez daha AYDINLANMA kazanacak..
Hiç kimse tersine bir hedefe boşu boşuna kilitlenmesin..

Cumhuriyetimizin 94. yaşı bitiyor..
Kutlu ve mutlu olsun!
O’nu sonsuza dek yaşatacağız; hem de başı dik ve onurlu..
Mustafa Kemal Paşa boşuna söylemedi; “hedefe ok attı”!

  • ..Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır..

    Sevgi ve saygı ile. 27 Ekim 2017, Ankara

    Dr. Ahmet SALTIK
    Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
    www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

 

 

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 70 Yaşında

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
70 Yaşında!

70._Yil_afisi

Dostlar,

Ankara Üniversitesi Cumhuriyet’in kurduğu ilk üniversitedir.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ise Cumhuriyet’in kurduğu 2. tıp fakültesidir.

Osmanlı’dan kalan çağdışı ve karşı devrimci Medrese, Cumhuriyet Devrimi’nin genç ve idealist Tıp Doktoru Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip tarafından Üniversite Reformu ile İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürülmüştü. 1933 Reformunun ardından 12 yıl sonra da
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve dönemin
Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel‘in çabasıyla açılmıştı..

Bu seçkin Cumhuriyet kurumu 70 yılını bitiriyor..
Devasa başarılara imza attı.. Binlerce hekim ve uzman yetiştirdi..
Sayısız hastaya şifa verdi..
Günümüzde, ülkemizin TIP BİLİMLERİNDE AMİRAL GEMİSİ birkaç seçkin biriminden biri.. Hemen her alanda öncü.. Birkaç hastanesi ile, 2000’in üstünde hastane yatağı ile Türkiye’nin en büyük hastanelerinden biri, 500’e yaklaşan akademisyen tıp hocası ile neredeyse bir Fakülte değil; TIP ÜNİVERSİTESİ ölçeğinde..

19 Ekim 2015 günü bu büyük mutluluk paylaşılacak…
Program duyurusu yukarıda..
Biz de 21 Mayıs 2004’ten bu yana, 11,5 yıldır bu seçkin ve saygın kurumun öğretim üyesiyiz.
Kıvanç içindeyiz..
Ülkemizin en iyi Tıp Fakültelerinde yetişme olanağı bulduk. 1971’de Hacettepe’de tıp eğitimine başlamıştık. 1977’de İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş, yine bu 2 kurumda Halk Sağlığı dalınza uzmanlaşmıştık. Londra ve Texas Tıp Fakültelerinde de çalışma olanağımız olmuştu.. Nisan 1988 – Mayıs 2004 arasında ise en uzun (16+ yıl!) süre emek verdiğimiz Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni elbette hiç unutmuyoruz..

Ülkemizin – Cumhuriyetin eğitim kurumlarının bize verdiklerinin ürünüyüz bütünüyle.
Vefa borcumuz bitmez, bitmeyecek.. Kurumlarımızı bu aşamaya getirenlere şükranımız sonsuz.. Biz de nöbetimizi en yüksek sorumlulukla tutmaktayız.. Emeklilik Kasım 2020’de.. Daha 5 koca yıl var.. Yapacak da çooooook işimiz..

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi‘nin 70. yılı herkese kutlu ve mutlu olsun..

Program içeriği yukarıdaki afişte.. O gün saat15:00 – 16:00 arasında Prof. İlber Ortaylı‘nın da bir konferansı olacak..

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com


İlber Ortaylı’dan Erdoğan’a: Ne başkanlığı kardeşim ya??…

İlber Ortaylı’dan Erdoğan’a:
Ne başkanlığı kardeşim ya??…

Türkiye’nin önemli tarihçilerinden Prof. İlber Ortaylı, ülke gündeminden düşmeyen
‘Türk tipi başkanlık sistemi’ tartışmalarına ilişkin konuştu:
  • “Ne başkanlığı kardeşim ya? Burası Uruguay mı?”

PORTRESI_5.4.15

Prof. İlber Ortaylı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın tavsiyeleriyle AKP’nin
seçim bildirgesine de giren “Başkanlık sistemi” tartışmalarına ilişkin olarak,

“Ne başkanlığı kardeşim ya? Burası Uruguay mı?
Bizde başkanlık sistemi olmaz!
Canı başkan olmak istiyor olsun ama Türkiye o sistemi kaldırmaz.
Çöker o sistem, daha çok çatışmayı artırır sadece.” dedi.

Ortaylı, Nazi dönemine göndermede bulunarak,

“Hitler tarihin en korkunç totalitarizmiyle iktidara geliyor ve hep destek görüyordu.”
ifadelerini kullandı.

İlber Ortaylı’dan Erdoğan’a: Ne başkanlığı kardeşim ya! – VİDEO
http://www.dailymotion.com/video/x2ls89q_ilber-ortayli-dan-erdogan-a-ne-baskanligi-kardesim-ya_news

Seçim sonuçlarının çok büyük bir sürpriz olmayacağını söyleyen Ortaylı,
seçimler nezdinde başkanlık sisteminin de halk tarafından onaylanacağını kaydetti.

‘Aman canım galip gelir’

Bu millet darbe anayasasına %92 verdi, başkanlık sistemi için de aynısını yapar…”
diyen Ortaylı, ‘Aman canım’ düşüncesinin seçimlerde galip geleceğini söyleyip,
“Bu seçimde de aman canım olur. Bu ülke küçük dünyaların büyük umutların ülkesi.” dedi

Ortaylı şöyle devam etti:

“Halkın ödeyeceği borçları, kredileri, küçük dünyaları ama büyük hayalleri var.
‘Aman canım verin gitsin’, ‘aman canım’ diye ev kadınları, kahvedeki adamlar söyler.
Daha da önemli adamlara yakışmaz böyle şeyler ama maalesef bu ‘aman canımlar’
Türk siyasi hayatı için bir önem taşıyor” dedi.

‘1933’te Almanlar ne yaptı sanıyorsunuz?’

CNN Türk’te Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan Ortaylı, Hitler Almanya’sıyla,
günümüz Türkiye’si arasında benzerlikler kurdu;

“1933’teki Almanya’daki insanlar ne yaptı sanıyorsunuz? Hitler tarihin en korkunç totalitarizmiyle iktidara geliyor ve hep destek görüyor. Ne zamana kadar?
Karşısındakiler birleşene kadar. İşte bu ‘aman canım‘ düşüncesidir.
İşsizlerden çok işini kaybetmek istemeyen küçük burjuvalar bu kararı verir.”

======================================

Dostlar…

Dileriz bu kez öyle olmaz Değerli İlber hocamız..

Tarihin aptallar için yinelemesini önleme bağlamında elden geleni yapmalı..

“Aman canım” deyip oturup beklememeli değil mi değerli Ortaylı??

Bir şey yapmalı, bir şey yapmalı..

Sonuç alıcı, çok akıllı, sıra dışı yaratıcı eylem ve girişimler yapılmalı..
Bunlar için yetkin ve birikimli beyninizi zorlayın lütfen Sayın Ortaylı..
Aydın yılgınlığı, teslim oluşu size yakışmaz..

Sevgi ve saygı ile.
06 Nisan 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

ÇANAKKALE’de YARBAY MUSTAFA KEMAL’İN KATKISI

PROF. AZMİ GÜRAN’DAN PROF. CEMİL KOÇAK’A
ve PROF. İLBER ORTAYLI..

ÇANAKKALE’de
YARBAY MUSTAFA KEMAL’İN KATKISI

Lale Gurman
16.03.2015
Değerli Dostlar,

Şu an (16 Mart 2015) Ulusal Kanal’da Prof. İlber Ortaylı 100. Yılında Çanakkale Savaşları konusunda konuşuyor ve diyor ki,

“Bazı odaklar var, bunlar Çanakkale Savaşlarının Mustafa Kemal tarafından değil,
Alman General Liman von Sanders tarafından kazanıldığını söylerler. Bu son derece büyük bir safsatadır. Kaldı ki General Sanders’in Alman ordusu içinde bile değeri yoktu.”

Altta, bu “odaklardan biri” olan Sabancı Üniversitesi profesörlerinden Cemil Koçak’a
çok önemli bir yanıt da Prof. Azmi Güran’dan.

Bu odakları iyi tanıyalım ve lütfen tanıtalım.

Dostlukla,
Lâle Gürman

The Moore School of Electrical Engineering University of Pennsylvania

Yer Sabancı Üniversitesi, tarih 23 Ekim 2010, konuşmacı Prof. Cemil Koçak:

Yarbay Mustafa’nın (bu Mustafa Kemal oluyor!) Çanakkale zaferiyle uzak,yakın bir ilgisi yoktur. Zafer Alman general Liman von Sanders’e aittir. İstanbul hükümeti ve Alman general Yarbay Mustafa’yı 5-10 kişiyi bile yönetmekten aciz bularak
gözden uzak kalsın diye Gelibolu’ya göndermişti. Yarbay Mustafa döneminin
en yeteneksiz askeriydi. Tesadüfler ve şansı yaver gitmeseydi emekli olup
kahve köşelerinde sürünüp gidecekti.

Muhterem Cemil bey.

Yukarida  5 sene once soylediginiz sozunuz tesadufen elime gecti.

Cemil bey, siz guya tarih profesoru imişsiniz. Sasirdim dogrusu. Bilir misiniz,  ABD’de
Ataturk ve Turkiye icin neler nesredildigini? Her sene Ataturk hakkinda 2-3 kitabin piyasaya ciktigini.  2400 adedin ustunde Ataturk ve Ataturk Turkiye’si hakkinda yazilan ne varsa listesini su 217 sayfalik kitapta bulursunuz.

Kitap dunyanin en buyuk kütuphanesi Library of Congress tarafindan 1984’te nesredildi, BM’nin 1981 yılını Ataturk Yılı olarak ilan edilmesinden sonra.  Paylaşım Savaşları) harplerinde zafer kazanan bir Alman generalin ismini yazar misiniz lutfen?

Cemil bey, ben 1. Cihan Harbi ve İstiklal Harbini yasamis neslin evladi ve Ataturk devrini yasamis Cumhuriyet cocuguyum. Sizin bu yalanlarinizi, sacmalarinizi, uydurmalarinizi yutmam.

Siz lutfen Liman von Sanders’in Ataturk’un dehasini, vizyonerligini, ileri goruslugunu
kabul ettikten sonra kumandayi biraktigini von Sanders’in notlarindan, kayitlarindan
okuyun da ogrenin.

Ataturk hayatinda hicbir işi tesadufe, sansa birakmamistir. Sans herketin basina gelmistir.
Fakat o sansi zamaninda gormek, yakalamak, iste onu herkes yapamiyor. Hitler’in de eline
pek çok sans geçti. Hem de nasil. WW II’den önce Almanya her branşta dunyanin en ileri gelen memleketiydi. Hitler o sansi nasil yok etti, siz bilmezsiniz. Ilk basta Yahudileri ezmekle.
Ama ben bilirim. O günleri yasadigim icin bilirim. Ne kadar Yahudi sanatçı,
bilim adamlarin Turkiye’ye geldiklerini bilirim. Hatta bazilari benim hocamdi.

Asagida Fritz Neumark’in kitabi var. Zuflucht am Bosporus. (Bogazicinde İktica). Amazon.de de satiliyor. Hic olmazsa sizi cehalet hastaligindan kurtarir.

Bakin yeni bir kitap daha cikti. Tanidigim tarihci US Col. Austin Bay tarafindan:

Austin Bay : Ataturk; Lessons in Leadership from the Greatest General.
2011. 202 sayfa.

Bunlari lutfen okuyun da Cemil bey layikiyla profesor unvanini tasiyin.

Hurmetler

Dr. Azmi Güran
Ph.D. Prof. Eng.

====================================

Dostlar,

SÖZCÜ‘nün usta araştırmacı – yazarlarında Sayın Soner Yalçın tam sayfa yazdı
15 Mart 2015 günü :

Enver Paşa‘nın gazetelere baskı yaparak Mustafa Kemal’in Çanakkale kara savaşlarındaki görkemli başarısının yayımlanmasını nasıl engellediği…

Sevgi ve saygıyla.
17.3.2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Emre KONGAR : Şoke Eden Eleştiri ve …

Şoke Eden Eleştiri

portresi_resmi

 

Emre KONGAR,
17.01.2015, Cumhuriyet

 

 

Feodal kalıntıların etkisinden kurtulamamış bütün ülkelerde olduğu gibi
Türkiye’de de eleştiri yapma, eleştiriden yararlanma ve eleştiriye tahammül geleneği yerleşmemiştir.

Eleştiri geleneğinin yerleşmesi bakımından da topluma yol göstermesi, rol modeli olması gereken siyasal liderler açısından ülkemiz şu anda talihsiz bir dönem yaşamaktadır:

AKP iktidarı, yazarlara ve çizerlere en çok davanın açıldığı dönem olarak tarihe geçmiştir…

Erdoğan’ın mazlumiyet duygusuna dayalı olan ve çatışmacı yaklaşımdan beslenen
bir politika izlemesi, yapılan her türlü eleştiriyi saldırı ve hakaret olarak nitelemesine
yol açıyor…

Eleştiri ne denli efendice, ne denli gayri şahsi yapılmış olursa olsun,
Erdoğan bunu hakaret olarak niteliyor.

Son örnek, Vahdettin’in Köşkü konusunda yapılan restorasyon eleştirisinde görüldü…
Cumhuriyet internet sitesi 12 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
isim vermeden İlber Ortaylı’nın açıklamalarını hatırlattı.
başlığıyla şu ifadeyi yayımladı:


“Birileri yazıyor çiziyor. İşte Vahdettin Köşkü’nü niçin yaptınız, ne yapacaksınız?
Bunu diyor, Başbakan kendisi için kullanacak. Tabii şu an Cumhurbaşkanlığı makamındayız. Bunu ne yapacaksın? Yani bu tür şeyleri, bu eserleri ayağa kaldırmaktan, bunları yeniden kazandırmaktan rahatsız olan
maalesef güya düşünce adamı, yazıyor, çiziyor ve bunları eleştirmeye, bunun altına da arasına da her türlü hakareti sıkıştırmaya çalışıyor…”


Bu haberin arkasından İlber Ortaylı’nın yaptığı eleştirinin videosu da verilmişti:

Ortaylı son derece dikkatli bir biçimde restorasyonun yanlış yapıldığını söylüyor,
sorulara karşın, siyasal polemiğe girmiyordu…

Bırakın “hakareti”, ciddi bir siyasal eleştiri bile yoktu sözlerinde.

***

Bakın, Türkiye’nin de kararlarına uymak zorunda olduğu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eleştiri konusunda ne diyor:

“İfade özgürlüğü sadece olağan karşılanan zararsız ya da önemsiz görünen bilgiler ya da düşüncelerin açıklanması açısından değil, ayrıca devlete ve toplumun belirli bir bölümüne aykırılık taşıyan, onları şoke eden ve rahatsız eden düşüncelerin açıklanması açısından da geçerlidir.
(www.tchd.org.tr; Ümit Kocasakal, Emine Eylem Aksoy, Pınar Memiş.)

***

Charlie Hebdo katliamında, ifade özgürlüğünü savunduğu için Cumhuriyet Gazetesi‘ne
ve bazı yazarlarına yönelik olarak hukuksal soruşturmalar açılmış…

Siyasal saldırılar başlamıştır…
Bu soruşturma ve saldırılar,
AİHM kararları çerçevesinde görülüp değerlendirilmelidir…

Böylece hem toplumsal gerginlik açısından tehlikeli bir tırmanış durdurulur,
hem de Türkiye başka sıkıntılar yaşamaktan kurtulur.

===========================================

Dostlar,

İyi ki Sayın Prof. Dr. Emre Kongar var ve iyi ki Cumhuriyet‘te yazarak ülkemizin böylesine zor zamanlarında serinkanlılıkla bilimsel ve olgun, her şeye karşın sakin yazılar yazarak topluma yol gösteriyor.. Son günlerde biz de özellikle O’nun yazılarını önemsiyoruz.

Yukarıdaki yazıyı da hemen hemen tümüyle paylaşarak sizlere de sunuyoruz.

Türkiye’yi yönetenlerin çok ama çok sakin ve çok ama çok özenli olması ağızlarından çıkacak her sözü iyice tartarak kullanmaları gerekmektedir.

Demokrasinin evrensel değerlerini içselleştirmek ve
ülkemizde de içtenlikle uygulamak dışında hiç bir yol olmadığını;
 

– hem kendilerinin hızla görmesi
– hem de akıl hocalarının ısrarla, sabırla, kezlerce kendilerine anlatması,
ikna etmesi gerekiyor.

Siyasal danışmanların ve hatırı sayılan hocaların, kişilerin, eşlerin, dostların…
çok ağır sorumluluğu olduğunu buradan belki yüzüncü kez bir daha bir daha… anımsatıyor
ve ülkemizin – ulusumuzun esenliği – barışı adına rica ediyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
17.01.2015, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

MİLLİ ŞEF’E SAYGIYLA!

MİLLİ ŞEF’E SAYGIYLA!

Görsel

 MİLLİ ŞEF’E SAYGIYLA
(1884-1973)

Dr. Ceyhun BALCI

İsmet İNÖNÜ Cumhuriyet’i kuran, devrimleri yapan kadronun önde gelenlerinden!

Diğer namı İkinci Adam.

Aralıksız 12 , toplam 16 yılı aşkın Başbakanlık yapmış.
İlgili dönemde etkili, yetkili ve tartışılmaz olduğuna kuşku yok!
Buna karşın, tüyü bitmemiş yetimin kuruşuna göz dikmemiş!

Yaşıtı pek çok aydın gibi hem asker, hem devlet adamı, hem eş,
hem aile babası olma görevlerini başarıyla yürütmüş.
Savaş yorgunu bir kuşağın diplomasi ustası!
Hiç bilmediği bir konuda bile ülkesinin yüzünü kara çıkartmamış.

Soyadını İnönü savaşlarına borçlu!

Tam savaş bitip de biraz kafa dinleyecekken Lozan yolları görünmüş! Zorlu ve gerilimli bir görevi daha başarıyla tamamlamış.
Lozan’daki birkaç ayın kendisini çok daha zorlu savaşlardan daha çok yorduğunu, yaşlandırdığını söylemiş!

Lozan üzerinden saldırıya uğramasına da şaşırmamak gerekiyor!
Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet, Devrimler adına ne var ne yoksa
ateş altındayken Lozan’ın ayrıcalığı olamazdı!

Lozan hezimet mi başarı mı?

Sorunun yanıtını en iyi Prof. İlber Ortaylı vermekte.
Lozan, adı üzerinde bir antlaşma!
Bir taraf için zafer olması  öbür yan için bozgun olmasına bağlı!

Ama, Türkiye Cumhuriyeti’nin ön sözleşmesi olması ve kapitülasyonların ortadan kaldırılması bakımından düşünülürse zafer demek çok daha olası! Dört yüz yıl boyunca vazgeçilmesi bile düşünülemeyen kapitülasyon kamburundan kurtulmak bile
başlı başına bir utku sayılmalı!

İsmet İnönü, bu dünyada kendisi için pek az şey yapanların kuşağından çok önemli bir kahraman. Bu yanıyla bile saygıyla, şükranla ve özlemle anılmayı hak eder!

Devletin ve ulusun soyulduğu bugünlerde kör kuruşun hesabını tutan O’nun gibilerin ruhu şad, onların izinden milim sapmamak da
bizlere görev olsun!