Etiket arşivi: Nagasaki

Ülke bir eşikte

Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu
ergin.yildizoglu@gmail.com
20 Şubat 2023, Cumhuriyet

Rejim, deprem felaketini bir trajedi olarak sunmaya çalışıyor. Çünkü, trajedide suçlu yoktur; “kontrol edilemez” bir güç (Tanrı/doğa) ile güçsüz insan arasındaki çelişki, çoğu kez iyi niyetle yapılan hataların sonuçları vardır. Buna karşılık, kimi büyük felaketler, örneğin soykırımlar, “Hiroşima”, “Nagasaki”, birer trajedi değil, insanlığa karşı işlenmiş suçlardır.

BİR TRAJEDİ – BİR İNSANLIK SUÇU

Depremzedelerin başına gelenler, işledikleri bir suçtan değil, iyi niyetle yapılmış bir hatadan kaynaklandı: Dinci siyasetçilerin gerçekten dürüst olduklarını varsaydılar. Bu nedenle deprem olayı, ölenler, acı çekenler, kurtulanlar için trajik bir boyuta sahiptir ama bu olayın bir de suç boyutu var.

  • Büyük sermaye, ABD emperyalizminin yardımıyla siyasal İslamı iktidara taşıdı,
    sonra cebini açtı, gözlerini kapadı, kulaklarını tıkadı.

Siyasal İslamın egemen sınıfı, rejimini rant ekonomisi üzerine kurdu, inşaat sektörünü destekledi, rant sermayesini, açgözlü müteahhitleri serbest bıraktı, hatta hızlandırmak için liberal entelijensiyadan öğrendiği vesayet kavramına sığınarak (“Mimar ve mühendis vesayeti bitti… Bundan sonra projeler, hiçbir (!?) kurumun vize ve onayına tabi tutulmayacak” -Yeni Şafak, 10/07/2013) denetçi uzmanların elini; kolunu bağladı, iskâna uygun olmayan çürük binaları imar aflarıyla yasallaştırdı, bu arada deprem felaketi riski artarken, deprem için toplanmış kaynakları “kaybetti”.

  • Karşımızda bir insanlık suçu var! 

VE BİR MÜSTEHCEN KOMEDİ

Depremden sonra halk açısından trajedi, derinleşerek sürerken rejimin sorumluluktan kaçma çabaları hızla müstehcen bir komediye dönüştü. Bu müstehcen komedinin iki unsuru (ögesi) var biri iktidarsızlığını örtme telaşıyla yaptığı inandırıcılıktan uzak açıklamalar, saçma tepkilerden oluşuyor. İkincisi de bu iktidarsızlık karşısında, halkta yükselen öfkeyi savuşturmak için ürettikleri “algı yönetimi” dedikleri, bir yalan haber furyasından

Birincisinin en iyi örnekleri, “kader” edebiyatı, yapmak, gereken ama yapamadıkları işleri yapanları baskı altına almak, susturmaya çalışmaktır. İkincisine de “bir yılda yeniden yapacağız” saçmalığını, AFAD’ın her kurtarma anını sahiplenme telaşının ilkelliğini, halkın parasının kamu bankaları aracılığıyla halka “bağışlanmasını”, bu arada rejimden daha çok güvenilir oldukları için daha çok bağış toplayan bağımsız kurumların kasalarına “sulanmayı” örnek gösterebiliriz.

Yukarıdaki trajedi ve insanlık suçu ikilemine ek olarak“Kim bağış toplayabilir-kim toplayamaz”; “Kim yemek dağıtır-kim dağıtamaz”, “Çocuklara ne oluyor”, “Oteller dururken niye öğrenci yurtlarını boşaltıyorsunuz”, “Ekonomik kriz derinleşirken özel emeklilik fonlarını borsaya itmenin sonucu ne olur” sorularına, kurtarma işlemlerini, aksatma pahasına, tekeline alma çabalarına ek olarak, “seçimler yapılabilir-yapılamaz”, “ ‘şahıs’ aday olabilir-olamaz”, “Anayasa kutsal değil delinebilir-bunun adı darbe olur”, gibi tartışmaları, “evlat edinmek değil ama evlenmek caizdir” anlamında gelen açıklamayı da ekledik mi 

  • Ülkenin, ekonomik, ideolojik/kültürel hatta ahlaki boyutlara sahip bir siyasi eşiğe gelmiş olduğunu görebiliriz.

Ya toplum, siyasal İslamın rejimini, “süreç olarak faşizmi” geriletme şansını yakalayacak;
ya da siyasal İslamın rejimi, “süreç olarak faşizm” bir sıçrama daha yapacak.

Fukuşima, Nükleer Santral, Kanser ve Türkiye / Fukushima Disaster, Nuclear Power Plant and Turkiye

DOSTLAR,

Japonya, 11 Mart 2011′de yaşadığı dev felaketin ardından nükleer santrallarını kapıyor. Basından öğrendiğimize göre geçtiğimiz haftalarda, yani tarihsel felaketin 1. yılında bunu yaptı. Yani musibetten gerekli dersi çıkardı..

Türkiye’ye gelince.. Harıl harıl koşturuyor. Almanya’da geçen yıl köktenci bir kararla
10 yıl içinde nükleer santral enerjisini bırakacağını açıkladı. Üstelik Türkiye, halkının yoğun protestolarını, direncini de faşistçe baskı ile karşılıyor. Öte yandan, Rus hükümeti ile yaptığı anlaşmayı TBMM’den geçirerek Anayasa md. 90/son fıkra korumasına aldı. CHP, “Anlaşmayı uygun bulma yasasını” Anayasa Mahkemesine götürdü..
Bu Eylül’de 2 yıl olacak.. Yeni Anayasa Mahkemesi henüz gündemine bile al(a)madı öğrenebildiğimiz kadarıyla.. Anlaşmayı iptal olanağı da kalmadı,
çünkü milyar dolarlık tazminat söz konusu..

Bu sunuyu 2011 Nisan ve Mayıs aylarında birçok yerde paylaştık.
Gözden geçirerek sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Bu kez bir de NÜSED 2. Başkanı olarak..

NÜSED: Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği

TÜRKİYE NÜKLEER SANTRAL SEVDASINDAN YOL YAKINKEN VAZGEÇMELİ!

Kapsamlı sunuyu izlemek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??

Fukushima_Kanser_Nukleer_Santral

Sevgi ve saygı ile. 25.5.12

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net