Etiket arşivi: Çernobil

Ukrayna krizi neyi hatırlatıyor?

authorBAYAZIT İLHAN

Kuşkusuz savaşı ve korkunç sonuçlarını.

Dünyada savaşa karşı en samimi mücadele hep hekimlerden gelmiştir. Neden mi? Sonuçlarına en çok onlar tanık olduklarından. Kendi coğrafyamızdaki en sıcak örnek Suriye savaşı ve Türkiye’ye, neticede tüm dünyaya etkileri. Aylan Bebeği, denizlerde botlarda ölenleri, sığınmacı kamplarını, kadınları, sosyoekonomik sorunları, savaşın tükettiği, altüst ettiği yaşamları unutamayız.

Ukrayna krizinde de hekimlerin olası savaşı önlemek için önemli adımlar attıklarını görüyoruz. Karşı karşıya gelenler Rusya ve Ukrayna olarak görünse de hepimiz biliyoruz ki aslında Rusya ve ABD, beraberinde Batılı müttefikleridir. Konunun uzmanları analizlerini yapıyorlar, kimi zaman artan kimi zaman azalan savaş tehdidi altında dünyanın büyük güçlerini karşı karşıya getiren bir hegemonya ve çıkar mücadelesi var. Son olarak batıdaki hükümetler ve basın kuruluşları tarih de verip önceki gün için (16 Şubat) Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceği iddiasını ortaya attılar, iyi ki olmadı. “Sıcak çatışma” olmadan bile gıdadan enerjiye kadar etkileri olacak bir süreci yaşıyoruz.

SAĞLIKÇILARDAN SAVAŞA İTİRAZ VAR

Nobel Barış Ödülü sahibi Nükleer Savaşı Önlemek İçin Hekimler Örgütü (IPPNW) öncülüğünde hekimler ve sağlıkçılar bir araya geldiler ve sadece Avrupa’yı değil tüm dünyayı etkileyen savaş tehdidine çözüm üretmeye çağıran metni imzaya açtılar. Hekimler, Ukrayna’daki durumu pandeminin yanında mayalanmakta olan yeni bir “tıbbi acil” olarak tanımlıyorlar. Gittikçe artan gerilim, silahlanma yarışı, anlaşmalardan çekilmeler, NATO’nun genişleme stratejisi ve Ukrayna’nın sınırlarının zorlanması sorunu büsbütün tehdit haline getiriyor. Gelinen noktayı “soğuk savaş” döneminde sıcak çatışmanın eşiğine getiren krizlerle karşılaştıranlar var.

Taraflar yine silahlara milyarlarca dolar yatırıyorlar, oysa insanlık bu paraları iklim krizini durdurmada ya da salgına karşı mücadelede kullansa hepimize ne kadar iyi geleceğini biliyoruz. Biliyoruz da, kendini canlıların en akıllısı gören insanın kaynaklarının çoğunu silaha harcamaktan vaz geçememesini, buna zemin hazırlayan sömürü düzenini sorgulamamasını hayretle “izliyoruz”.

Diplomasi, güven artırıcı tedbirler, barışçıl çözümler gerekiyor. Bunun alternatifi ise korkunç: Kitlesel ölümler, yaşamsal altyapının çökmesi, milyonlarca insanın göç etmek zorunda kalması.

NÜKLEER TEHDİT

“Konvansiyonel savaş” dedikleri başlı başına yıkıcı bir çatışmanın ötesinde hep akla gelen korkunç senaryo nükleer tehditte düğümleniyor. Ukrayna Krizi’nde karşı karşıya gelen taraflar içinde “ilk saldırma” ilkesini benimsemiş nükleer silah sahibi dört ülke var. Nükleer silah meselesi o kadar sıkıntılı ki! Tüm yaşamı tehdit eden bu ölüm aygıtlarının kullanımı kararlılıkla, kazayla ya da yanlış hesapla bir düğmeye basmaya bakıyor. Bunlara sahip ülkelerin hiçbirinin Birleşmiş Milletler’de kabul edilen Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’nı (TPNW) imzalamadıklarını, sadece birbirlerini değil tüm dünyayı tehdit etmeye devam ettiklerini hatırlatayım. Türkiye’nin durumunu merak ediyorsanız onu da yazayım. Türkiye’de ABD’ye ait 50 adet nükleer silah olduğu bildiriliyor, halen TPNW’yi imzalamadı.

Ukrayna söz konusu olunca bir başka mevzuya da dikkat çekeyim. Bu ülkede halen 15 nükleer santral çalışıyor. Bu santrallerin saldırıyla ya da kazayla hasar görmesi durumunda ortaya çıkabilecek büyük nükleer sızıntı tehlikesinden ya da bir siber saldırıda çökmesiyle ortaya çıkacak enerji sıkıntısından söz ediliyor. Bilmem hatırlatmama ihtiyaç var mı,

  • Ukrayna, dünyanın gördüğü en büyük nükleer santral kazasının, Çernobil’in yaşandığı coğrafyadır.

Şimdi anladınız mı yaşam savunucuları Mersin’de, Sinop’ta, her yerde neden nükleer karşıtı tutumda ısrar ediyorlar? Sizin ve çocuklarınızın, tüm canlıların geleceği için. Bu hafta sonu tüm dünyada tıp öğrencileri, ülkeleri TPNW anlaşmasına katılıma çağrı için bisiklete biniyorlar.

Ne demeli, iyi ki onlar, kötülüğe karşı iyiliği, ölüme karşı yaşamı savunanlar var.

Çevre ve İnsan Sağlığı / Environment and Human Health


Sevgili öğrencilerimiz,
Sevgili www.ahmetsaltik.net konuklarımız

AÜTF (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi) Dönem 2’de verdiğimiz 2’şer saat süreli
(223’er kişilik 2 alt kümeye)ÇEVRE ve İNSAN SAĞLIĞI başlıklı dersimizin güncellenmiş yansılarını izlemek için lütfen erişkeyi (linki) tıklar mısınız ??

Cevre_ve_Insan_Sagligi_Ahmet_Saltik

Cevre_ve_Insan_Sagligi_kapak_yansisi

Bundan önce
“5 Haziran Dünya Çevre Günü-2015′
e de bir armağanımız olsun..”
demiştik..
Yine güncelledik.

21. İklim Doruğu‘ndan (COP-21, Paris) olumlu sonuçlar ve uzlaşma çıkması umuduyla..
Toplantı 11 Aralık 2015’te bitecek..

HER AİLEYE 1 ÇOCUK; Başka çare yok!

Bir de tasarruflu ve çevreye saygılı yaşamı mutlaka uygulamak..

Sevgi ve saygı ile.
06.12.2015, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD

www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

TTB ve NÜSED’den Akkuyu Nükleer Santrali temel atma töreni hakkında açıklama

Türk Tabipleri Birliği ve Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED), Akkuyu Nükleer Güç Santrali‘nin temel atma töreni ile ilgili olarak ortak açıklama yaptı. 15 Nisan 2015 tarihinde yapılan açıklamada, Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin
temel atma töreninin hukuksal zemini olmadığı vurgulanarak,

“Ayıplı bir nükleer santralin ayıplı yatırım kararının ayıplı bir uygulamasıdır.” denildi.

TTB_logosu

Akkuyu Nükleer Santrali Temel Atma Töreni
Hakkında Basın Açıklaması 

1 Nisan 2015’te askeri, deneysel, araştırma, gemi tipi vb. özel santraller dışında dünya üzerinde halen 437 çalışmakta olan, 65 adet  yapımı süren ve Akkuyu’daki 4 reaktörün de içinde olduğu 164 adet yapımı planlanan atom santralı bulunmaktadır. Eğer hâlâ kamuoyundan saklanan kazalar yok ise, 1954 yılından bu yana dünyadaki santral yerleşkeleri içinde halen çalışan
437 santral biriminde – reaktöründe) sekiz adet çevreye zarar verecek büyüklükte (referans)
kaza olmuştur.

1- [İngiltere-Windscale (1957’de oldu 1982’de açıklandı),
2- ABD-Three Miles İsland (1979),
3- Sovyetler Birliği (Ukrayna)-Çernobil-4 (26 Nisan 1986’da oldu, dört gün sonra duyuruldu), 4- Japonya-Tokaimura (1999) ve
5-8 Japonya-Fukushima -1., 2., 3., 4. üniteleri (2011)].
Fukushima kazası 1 değil, 4 santralın kazasıdır ve tehlike düzeyi olarak Çernobil kazasından
daha büyüktür.

Bu nedenle Çernobil kazasından sonra üç kaza üzerinden Dünya Sağlık Örgütü’nce “bin ile
on bin santral çalışma yılında bir”
şeklinde yapılan büyük (referans) kaza sıklığı riski hesapları, Çernobil’den sonra oluşan 5 yeni kaza nedeniyle 2,7 kat (% 266) ve “374 ila 3759 santral çalışma yılında 1”e yükselmiştir. Bunun daha anlaşılır ifadesi, var olan çalışan santrallardan herhangi birisinde 312 gün ila 8,6 yılda bir, ortalama 4.7 yılda bir büyük nükleer kaza olabilir demektir.

Türkiye, işletmeye soktuğu her santral brimi ile 3,1 yılda kendisine çıkacak bu felaket piyangosundan bilet alacaktır. Akkuyu ve Sinop’taki toplam sekiz reaktörü bitince de
bu piyangonun Türkiye’ye (ve dünyaya) çıkma şansı 8 kat daha artacaktır.

Bu riski alanlar Türkiye sağlıkçılarının görüşünü almamışlardır,
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun tavsiyelerini de kamuoyundan saklamışlardır.

Türkiye’ye nükleer santral yapımı kararı, Türk Tabipleri Birliği, Halk Sağlığı Uzmanları, Nükleer Tehlikeye Karşı Sağlıkçılar ve kamuoyuna karşın alınmış siyasal bir karar olmakla birlikte; yürürlükteki seçim yasalarına göre oy kullanma yaşında olmayan ve/veya nükleer santrala karşı olan 2011 Türkiye nüfusunun % 63,9’u hiçe sayılmıştır. Nüfusun %36’sının oylarıyla iktidar olmuş bir parti, ülkenin büyük çoğunluğunun istemediği bir risk almıştır.
Bunu vebali karara “evet” oyu için parmak kaldıranlarındır.

Halen ÇED raporunun yürütmeyi durdurma ve iptal kararı sonucu kesinleşmemişken,
14 Nisan’da yapılan Akkuyu Nükleer Santralı projesi temel atma töreninin hukuksal temeli yoktur.

Dünyada uygulaması olmadığı için tasarımı hâlâ bilinmeyen ayıplı bir nükleer santralın
ayıplı yatırım kararının ayıplı bir uygulamasıdır.

Türk Tabipleri Birliği ve Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği olarak halkımızın sağlığından kaygılı olduğumuzu bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyor,
ilgilileri kararlarından vazgeçmeye  çağırıyoruz.

Türk Tabipleri Birliği  (TTB)
Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre için Sağlıkçılar Derneği (NÜSED)

========================================

Dostlar,

Hem TTB Ankara Tabip Odası hem de Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre için Sağlıkçılar Derneği (NÜSED) üyesi (ve eski 2. Başkanı) olarak,
yukarıdaki açıklamayı aynen ve derin kaygı ile biz de paylaşıyoruz.

Bir AKP klasiği ile daha karşı karşıyayız.. Seçim öncesi oy yatırımı / avcılığı girişimidir ve somut – açık – yakın risklerinin yanı ssıra, AKP’nin tarzı bakımından da mide bulandırıcıdır.
Vebali gerçekten çok büyüktür..

Üstelik seçenek varken.. Yenilenebilir temiz enerji kaynaklarından yararlanmayı dışlayarak??

Niçin, ne adına??
AKP yetkililerinin bu sorulara bilimsel – doyurucu yanıtlar vermesi zorunludur.

Sevgi ve saygı ile.
19 Nisan 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Fukuşima, Nükleer Santral, Kanser ve Türkiye / Fukushima Disaster, Nuclear Power Plant and Turkiye

DOSTLAR,

Japonya, 11 Mart 2011′de yaşadığı dev felaketin ardından nükleer santrallarını kapıyor. Basından öğrendiğimize göre geçtiğimiz haftalarda, yani tarihsel felaketin 1. yılında bunu yaptı. Yani musibetten gerekli dersi çıkardı..

Türkiye’ye gelince.. Harıl harıl koşturuyor. Almanya’da geçen yıl köktenci bir kararla
10 yıl içinde nükleer santral enerjisini bırakacağını açıkladı. Üstelik Türkiye, halkının yoğun protestolarını, direncini de faşistçe baskı ile karşılıyor. Öte yandan, Rus hükümeti ile yaptığı anlaşmayı TBMM’den geçirerek Anayasa md. 90/son fıkra korumasına aldı. CHP, “Anlaşmayı uygun bulma yasasını” Anayasa Mahkemesine götürdü..
Bu Eylül’de 2 yıl olacak.. Yeni Anayasa Mahkemesi henüz gündemine bile al(a)madı öğrenebildiğimiz kadarıyla.. Anlaşmayı iptal olanağı da kalmadı,
çünkü milyar dolarlık tazminat söz konusu..

Bu sunuyu 2011 Nisan ve Mayıs aylarında birçok yerde paylaştık.
Gözden geçirerek sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Bu kez bir de NÜSED 2. Başkanı olarak..

NÜSED: Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği

TÜRKİYE NÜKLEER SANTRAL SEVDASINDAN YOL YAKINKEN VAZGEÇMELİ!

Kapsamlı sunuyu izlemek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??

Fukushima_Kanser_Nukleer_Santral

Sevgi ve saygı ile. 25.5.12

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net