Dostlar,
Türklüğün bir ırktan gelme ve bir kan bağı sorunu olmadığı; tersine bir millete
mensup olma ve bir kültür sorunu olduğu gerçeğinden kalkılarak,
Mustafa Kemal‘in Türk milletini tanımlayan özlü ve somut anlatımı yaşama geçirildi :
- “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”
Dikkat buyurulsun, Anayasadan “Türk milleti” kavramını silmeye kalkışan
dış güdümlü AKP-BDP ortaklığı da iyi okusun : Bu tanım kimseyi dışlıyor mu?
Bu tanım ABD’de 52 “millet” dikkat buyuruslsun gene, “etnisite” değil, 52 milletten bir AMERİKAN MİLLETİ/ULUSU yaratılmamış mıdır? Bu sayede ABD Dünyanın en büyük ve güçlü ulus devleti olmamış mıdır? Bu 52 millet kendisini “Amerika’lı” değil, “AMERİKAN” -milleti- olarak tanımlamaktadır.
O halde bu hayın tuzak halkımıza neden kurulmaktadır ??
Başbakan RT Erdoğan neyin sözcülüğünü ve ne adına yapmaktadır ??
Sevgi ve saygı ile.
24.2.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
================
BAŞBAKAN’IN YARATTIĞI KAVRAM KARGAŞASI
Değerli arkadaşlar,
Mardin Midyat’ta “Etnik milliyetçiliği kim yaparsa o sapkınlığın, fesatın ve
fitnenin peşindedir.” diyen Başbakan Erdoğan sözlerine şöyle devam ediyor:
- “Kim ki kendi ırkının, kavminin, kendi kabilesinin diğerlerinden üstün olduğunu iddia ediyorsa o kişi şeytanın izindedir. Biz, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde tek milletiz, bu millet kavramının içinde Türk’ü var, Kürt’ü var, Arap’ı var, Laz’ı var, Çerkez’i var. Etnik milliyetçiliği kim yaparsa yapsın o sapkınlığın içindedir, fesat içindedir, fitne peşindedir. Yine bir, diri olacak, bu topraklar üzerinde iri ve güçlü olacağız. Ayrımcılığa, bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçiliğe karşıyız. Bunun için de bir sürecin içindeyiz. Bu süreç bir çözüm sürecidir. Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın, kimse bizim karşımıza Türklükle de çıkmasın.
- Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.”
Değerli arkadaşlar,
Bu çok vahim bir kafa karışıklığıdır. Anadolu’da binlerce yıllık kültürler ve kavimler karışımı nedeniyle bugün, bu topraklar üzerinde yaşayan hemen hiç kimse “genetik bağlamda” kendisinin şu veya bu etnik kökenden olduğunu söyleyebilecek durumda değildir. Yine de etnik-kültürel kalıntılara bağlı olduğunu düşünen ve kendilerini şu veya bu şekilde, Arap, Kürt, Laz, Çerkez, Türkmen, Boşnak, Pomak, Yörük, Tatar, Rum, Roman vs. şeklinde betimleyen yurttaşlarımızın tümü, Anayasa ve yasalar karşısında Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit ve özgür yurttaşlarıdır. Bu liste içine bilerek ya da bilmeyerek “Türk” kavramını sokmak tehlikeli sonuçları olan mantıksal bir hatadır. Çünkü “Türk” kavramı, diğerleri gibi, bir etnik grubun, bir halkın adı değil, tüm bu varsayılan halk guruplarını, (etnisiteleri ?) kapsayan üst kimlik olarak bir milletin adıdır.
Dolayısıyla, bir cümle içinde, “Türkü var, Kürdü var…” demek gerçekten ayrımcılıktır. Türklük bir ırka aidiyet ve bir kan sorunu değil, bir millete mensubiyet ve
bir kültür sorunudur.
Biz bu Ülkenin Başbakanından;
- “Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde tek milletiz.
Bu milletin adı Türk milletidir.”
“Ne mutlu Türküm diyene!” demesini beklerdik.
- Milliyetçilik, daha doğrusu milletçilik,
ulusçuluk her şeyden önce Yurtseverliktir.
“Milliyetçiliği ayaklar altına almak…” demek Yurak demektir.
Yazık, çok yazık! æ
Prof. Dr. D. Ali ERCAN
23.2.13