Etiket arşivi: HASUDER Halk Sağlığı Uzmanları Derneği

OHAL KHK’leriyle devlet görevlerinden ihraç edilen Halk Sağlıkçılar…

OHAL KHK’leriyle devlet görevlerinden
ihraç edilen Halk Sağlıkçılar..

Güncelleme notu : 10 Ekim 2017’ye dek 4 meslektaşımız bize başvurarak adlarının bu listeden çıkarılmasını istediler.. Acımıza acı eklendi…
******

Dostlar,

“…. OHAL KHK’leriyle devlet görevlerinden ihraç edilen halk sağlıkçıların (hekim, hekim dışı, Tıp Fakültesi ve Sağlık Meslek YO’dakiler) aşağıdaki tabloda ve ektedir. 

HASUDER (AS: Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) yönetiminin ve meslektaşlarımızın konuyu izlemesi ve kişiye yönelik olduğu kadar genele yönelik kınama yapması, mağdur meslektaşlarımıza sahip çıkması, sahiplenmesi ve maddi manevi yardımlaşmalara aracı olması, onların iyilik haberlerini veya durum bilgilerini kendi rızaları sonrasında paylaşması gerekir.

Bugüne kadar 6 Prof., 4 Doç., 5 Yrd. Doç. ve 10 araştırma görevlimiz olmak üzere toplam 25 Halk Sağlığı akademisyeni üniversiteden ihraç edilmişler. … Yargılanmadan ve mahkemeleri sonuçlanmadan bilim insanlarını üniversiteden uzaklaştırmasının zararını ülke çeker.
Listedeki arkadaşlarımıza dayanma gücü ve sabır dilerim. Sevgilerimle.”
Yukarıdaki sözler ve aşağıdaki liste, çok değerli ve kıdemli Halk Sağlığı akademisyenlerinden dostumuz Dr. Umur Gürsoy’dan ulaştı..
 ÜNİVERSİTELERİNDEN İHRAÇ EDİLEN HALK SAĞLIKÇI AKADEMİSYENLER LİSTESİ
Sıra No Adı Soyadı Ünvanı Üniversitesi Fakülte/Yüksek Okul Anabilim Dalı/Programı KHK Sayı ve  Tarihi
1 ABDURRAHMAN SAİD BODUR PROF. BALIKESİR TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
2 ALİ İHSAN BOZKURT PROF. PAMUKKKALE TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
3 GÜLSÜM NURHAN İNCE PROF. İSTANBUL İSTANBUL TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
4 NURAY ETİLER LORDOĞLU PROF. KOCAELİ TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
5 ONUR HAMZAOĞLU PROF. KOCAELİ TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
6 FERİDE BİLGEHAN AKSU TANIK PROF. EGE TIP HALK SAĞLIĞI 679-6.1.2017
7 TEVFİK PINAR DOÇ. HACETTEPE TIP HALK SAĞLIĞI ENS. 672-673-674-2.9.2016
8 REHA DEMİREL DOÇ. AFYON TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
9 ÖZLEM ÖZKAN DOÇ. KOCAELİ SAĞ. MESLEK Y.O. HALK SAĞLIĞI HEMŞİRELİĞİ BÖL. 672-673-674-2.9.2016
10 HEDİYE ASLI DAVAS DOÇ. EGE TIP HALK SAĞLIĞI 679-6.1.2017
11 YILMAZ PALANCI YRD. DOÇ. DİCLE TIP HALK SAĞLIĞI 675-676-29.10.2016
12 MUSTAFA SEKMEN YRD. DOÇ. KARABÜK SAĞ. MESLEK Y.O. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ BÖL. 672-673-674-2.9.2016
13 YÜCE YILMAZ ASLAN YRD. DOÇ. GİRESUN TIP HALK SAĞLIĞI 679-6.1.2017
14 METİN KERTMEN YRD. DOÇ. SİİRT SAĞ. MESLEK Y.O. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ BÖL. 679-6.1.2017
15 OSMAN SALIŞ YRD. DOÇ. ONDOKUZ MAYIS SAĞ. BİL. FAK. BESLENME VE DİYETETİK BÖL TOPLUM BESLENMESİ AD. 677-678-22.11.2016
16 adının kaldırılmasını istedi ARŞ. GÖR. GAZİ TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
17 adının kaldırılmasını istedi ARŞ. GÖR. HACETTEPE TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
18 adının kaldırılmasını istedi ARŞ. GÖR. HACETTEPE TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
19 adının kaldırılmasını istedi ARŞ. GÖR. HACETTEPE İNGİLİZCE TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
20 AHMET ACAR ARŞ. GÖR. İSTANBUL İSTANBUL TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
21 ZEYNEP ÖZKAN ARŞ. GÖR. MARMARA TIP HALK SAĞLIĞI 672-673-674-2.9.2016
22 İSLİM SUNGUR ARŞ. GÖR. ANKARA TIP HALK SAĞLIĞI 679-6.1.2017
23 KUBİLAY İSMAİL ÇİFTÇİ ARŞ. GÖR. ANKARA SAĞ. BİL FAK. HEMŞİRELİK BÖL. HALK SAĞ. HEMŞİRELİĞİ PR. 679-6.1.2017
24 FAZİLET ŞENER ARŞ. GÖR. FIRAT TIP HALK SAĞLIĞI 675-676-29.10.2016
25 HASAN BOĞAZ ARŞ. GÖR. N. ERBAKAN TIP HALK SAĞLIĞI 675-676-29.10.2016

Biz de yanıt olarak HASUDER kapalı iletişim öbeğimize şunları yazdık :

Görevlerinden uzaklaştırılan meslektaşlarımızın durumu büyük üzüntü ve endişe vericidir.

Politik duruşlarını, dünya görüşlerini… paylaşalım ya da paylaşmayalım herkesin HUKUK DEVLETİNİN sağladığı temel insanlık haklarını sonuna dek kullanabilmesinden yanayız.

OHAL KHK’leri ile doğrudan Anayasanın çiğnendiği bir vahim dönem yaşıyoruz.

Anayasa md. 130/7 şöyle : “Üniversite yönetim ve denetim organları ile öğretim elemanları; Yükseköğretim Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organlarının dışında kalan makamlarca her ne suretle olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamazlar.

Anayasa md. 129/2 şöyle : “Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.”

Durum böyleyken, OHAL KHK’leri en azından Anayasa’nın bu 2 hükmünü AÇIKÇA çiğneyerek hukuk dışı işlem yapmaktadır. Ve Anayasayı koruma görevli AYM, OHAL KHK’sı olmaktan çıkıp Anayasa’yı tarumar eden bu metinleri denetleme yetkisinin olmadığını karara bağlayarak kendisini yok sayıp yadsımakta ve ağır bir Anayasal bunalıma neden olmaktadır.

Biz bu filmi 3 kez gördük.. 12 Mart, 12 Eylül ve 20 Temmuz 2016…
Birkaç yıl sabır gerekebilecek.. Hukuk kendi yarasını gene kendisi saracak.
Kumpas davalarda bile bubi tuzağı çok sürdürülemedi.

Mağdur edilen arkadaşlarımızın politik görüşlerini ve eylemlerini paylaşmama hakkımızı
saklı tutarak, kendilerine dayanışma duygularımızı açıklıyoruz.

Yapılan açık hukuksuzlukların derhal geri alınmasını, arkadaşlarımızın görevlerine iadesini ve haklarında yasal işlem yapılacaksa özlük haklarına dokunmadan, aylıklarını alırken ve tutuksuz olarak, hukuk devleti normları ile idari ve/veya adli işlem sürdürülmesini diliyor
ve istiyoruz..

Bu konularda web sitemizde de sürekli olarak benzer içerikte yazılar yazdık..

HASUDER olarak bir maddi fon oluşturmayı ve gereksinimli arkadaşlarımıza
karşılıksız destek olmayı öneriyoruz. Bu fondan yardım alacak arkadaşlar dilerlerse desteği,
göreve döndüklerinde Derneğimize bağışlamak üzere ödünç de sayabilirler…

Sevgi, saygı, dayanışma ve UMUT  ile.
09 Ocak 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD – HASUDER Üyesi
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net
   
profsaltik@gmail.com

Not : 10 Ekim 2017’ye dek 4 meslektaşımız bize başvurarak adlarının bu listeden çıkarılmasını istediler.. Acımıza acı eklendi…

HASUDER’den SALDIRILARA KINAMA

..HASUDER logosu
Uzmanlık Derneğimiz HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) aşağıdaki açıklamayı web sitesinde biz üyeleri ve kamuoyu ile paylaştı…

barış1

Sevgi ve saygı ile.
18 Ocak 2016, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

17. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ

 

hasuder

 

 

17. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ
SONUÇ BİLDİRGESİ

 

Dostlar,

20 -24 Ekim 2014 arasında Edirne’de, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim Dalı‘nın ev sahipliğinde, Uzmanlık Derneğimiz HASUDER
(Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) ile birlikte düzenlenen bilimsel kongreye katıldık ve
bir açıkoturumu yönettik (Konusu : Üretim, Tüketim, Paylaşım ve Sağlık).

Kongrenin konusu : “Sanayileşme Çevre ve Halk Sağlığıidi.

600’ü aşkın katılım ile rekor kırıldı ve çok başarılı bir kongre oldu.
Tüm emek verenleri bir kez daha kutluyoruz, teşekkür ediyoruz.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı,
8 Nisan 1988’de bizim Yrd. Doç. olarak atanmamızla kuruldu. Bu Birimde 16 yıl
1,5 ay görev yaptık ve akademik ilerlemelerimiz gerçekleşti (17 Ocak 1996’da Profesörlüğe yükseltildik.. Mayıs 2004’te Ankara Üniv. Tıp Fak. ne geçtik).
Şu an akademik kadroda olan 5 öğretim üyesini de asistanlıklarından başlayarak biz yetiştirmeye çaba gösterdik. 3 profesör, 2 doçent söz konusu Anabilim Dalı’nda görevde ve hocaları olarak kendileriyle övünüyoruz.

Kongre sonunda yayımlanan kapsamlı sonuç bildirisini paylaşmakta yarar var.
Bu bildiriye katkı koyanlara da teşekkür ederiz. Önerilerimizi değerlendirerek
metne koyan meslektaşlarımız sağolsunlar. Metni aşağıda sunuyoruz
(anlama dokunmadan dili bir parça arılaştırılmış ve birkaç maddi hata düzeltilmiştir.
Özgün biçimine metnin altındaki erişkeden ulaşılabilir.)

Sevgi ve saygıyla.
17.11.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

=========================================

17. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ

17_UHSK_logosu

Sanayileşme Çevre ve Halk Sağlığı” ana temasıyla 20-24 Ekim 2014 arasında Edirne’de gerçekleştirilen
17. Ulusal Halk Sağlığı Kongre’sinde 17 panel, 3 konferans, 2 ikili konferans,
2 forum ve 4 kurs düzenlenmiştir. Kongre’ye 600 dolayında kişi katılmıştır. Kongrede ana temanın “Sanayileşme Çevre ve Halk Sağlığı” olarak seçilmesinin temel nedenlerinden biri, sanayi
ve çevre kirliliği konusunda resmi makamların raporlarında da yer aldığı gibi, Trakya ve Edirne’nin sanayileşmeye bağlı kirliliğin derinden hissedildiği bir bölge olmasıdır.

Kongrede gerçekleşen bilimsel toplantılardan elde edilen çıktılar
aşağıdaki biçimde özetlenmiştir:

Sanayileşme, hem doğrudan hem de dolaylı yollardan çevreyi ve yaşamı etkilemektedir. Bu etkilerin çoğu canlılar ve insan için olumsuz etkilerdir. Olumsuz etkiler, anne karnındaki dönemden başlayıp, yaşamın tüm evrelerine yayılabilmekte; hastalıklarda
ve erken ölümlerde artışa yol açabilmektedir.

Çevre sağlığını savunan politikalar, yalnızca çevre korumacı yaklaşımlar demek değildir. Artık çevre savunucuları olarak ekolojik politikaları tartışmak gerekmektedir. Ekoloji politikaları, doğadaki ekosistemlere saygı duyan, onların bozulmaması ve sürdürülebilmesi için gerekli politikalardır. Salt para kazanma amaçlı verili politikaların bu yaklaşımdan çok uzak olduğu açıktır.

Sanayinin çevre üzerinden insan yaşamına etkili olduğu önemli bir başlık, bulaşıcı olmayan hastalıklardır. Çevresel karşılaşmanın etkisi uzun süreli olduğu için bu etkiyi hastalıklarla ilişkilendirmek oldukça zordur. Bilinen en yaygın etki, hava kirliliğinin başta solunum sistemi olmak üzere hastalık ve ölümleri önemli ölçüde artırdığıdır. Madencilik, tarım ilaçlarının kullanımı, sanayi atıkları ve su ve besin kaynaklı karşılaşmalar (maruziyetler) sanayinin insan sağlığına etkilerinde temel araçlardır. Bu alanda herhangi bir siyasal ve sosyal baskı olmaksızın bilimsel araştırmaların desteklendiği, bilimsel kanıtların paylaşıldığı ve tartışıldığı demokratik ortamlar yaratılmalıdır. Süreç halka karşın değil, bilimsel kanıtların ışığında kamuoyu yaratarak halk ve demokratik kitle örgütleri ile birlikte yürütülmelidir. Halk Sağlıkçılar yereldeki çevre savaşımının doğal bir parçası olmak zorundadır. Korumanın sağaltımdan (tedaviden) üstün olduğu akılda tutulmalıdır.

Bugün epidemiyolojik yöntemlerle sanayi-üreme sağlığı sorunlarını ortaya koymak olanaklıdır. Uygun izleme sistemleri kurulmalı ve risk değerlendirmeleri yapılmalıdır.

Sanayileşme ve sağlık ilişkisi dikkate alındığında, eldeki kalkınma anlayışı artık yürütülemez duruma gelmiştir. Hem kalkınma, hem de sağlıklı bir çevrede sağlıklı bir yaşam için verili ekonomi anlayışının çözüm üretemediği ve yeni yolların olanaklı ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğu ortaya çıkmıştır.

Üretim kavramı putlaştırılmamalı, bir gönenç aracı olarak görülmelidir.

“Sürdürülebilir kalkınma” bir aldatmacadır ve yerini “sürdürülebilir yaşam”a bırakmalıdır.

Sağlık hizmetleri sömürü düzeninin alınıp satılabilen bir malı değil,
en temel insanlık hakkıdır.

Yurtta ve dünyada barışın sağlanması, kışkırtılmış sağlık hizmetleri üretim
ve tüketimini engelleme
de başlıca araçtır. Üretim-tüketim-paylaşım süreçleri, merkezine insanı ve çevreyi koymalıdır. İnsan gereksinimlerini ve ekosistemleri
göz önüne alan üretim ve tüketim anlayışı, gereksiz, aşırı üretim ve tüketim anlayışı ile değiştirilmelidir.

Var olan tabloya doğru biçimde müdahale edilmezse, ağırlıklı olarak sanayinin neden olduğu küresel iklim değişikliği çevreyi ve yaşam alanlarını etkilediğinden; yoksulluğun artması, biyoçeşitliliğin azalması, doğrudan ve dolaylı olarak insan sağlığının olumsuz etkilenmesi beklenmektedir. Günümüzde kimi hastalıkların yeniden ortaya çıkışı ya da sıklığındaki hızlı artışın (AIDS, Kuş Gribi, Ebola, Kolera, Tifo, TBC vb.)
küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği ile ilgili olduğu belirtilmektedir.

Enerji politikaları çevre ve tüm canlıların sağlığını gözetir biçimde oluşturulmalı,
en zararsız enerjinin enerji tasarrufu olduğu akılda tutulmalıdır. İnsan ve çevre sağlığına zararlı etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış hidroelektrik ve nükleer güç santralleri yerine, çok daha az zararlı seçenek enerji kaynaklarının kullanımının artırılması / teşvik edilmesi yönünde bilimsel, halk ile birlikte, örgütlü ve eylemsel politikalar geliştirilmeli, kamuoyu oluşturulmalıdır.

Sanayileşme tarımsal alanda çalışan ve kırsal bölgelerde yaşayanların kente göçünü zorlamaktadır. Günümüzde modern toplumdan küresel topluma geçiş ile gelişmiş ülkelerde dünya kentleri; gelişmekte olan ülkelerde sağlıksız kentleşme, yoksulluğun yüksek olduğu dev kentler ortaya çıkmaktadır. Dev kentlerde (metropollerde) yaşanmakta olan eşitsizlikler, toplum katmanları arasında büyük uçurumlar oluşturmuştur.

Bütün bu gelişmeler kayıt dışı emek gücü ve emeğin sömürüsü, niteliksiz işçilik, kötü çalışma koşulları ve yoksulluk, madde bağımlılığı, şiddet ve sağlıksız yaşam koşullarına yol açmıştır.

Küresel güçlerin kendi çıkarları için yarattığı savaş ortamı ülkemizde de sığınmacılar ve ilişkili sorunları ortaya çıkarmıştır. Sığınmacıların sağlık, eğitim, çalışma hakkı, çocuk ve kadın hakları bakımından yaşadıkları, eşitsizlik olarak ele alınmalı ve başta kamu kurumları olmak üzere ulusal ve uluslararası kuruluşların işbirliği ile ivedilikle çözülmelidir.

Sağlığı etkileyen bir başka sanayi tütün endüstrisidir. Tütün şirketleri tütün salgınının, aracıları, nedenleridir ve günümüzde tütün ürünleri nedeniyle insanlığın en büyük programlı kırımı (katliamı) tütün salgını üzerinden yaşanmaktadır. Tütün pazarlama politikaları ile konu, tüm dünya için önemli bir sorun oluşturmaktadır. Sağlık hakkı, yalnızca hastalık olduğunda sağlık hizmetlerine ulaşmak değil, sağlığı bozacak etmenlerin denetimini de içermektedir. Bu kapsamda Devlet; önlem alıcı, koruyucu, önleyici önlemler almakla sorumludur. Tütün, daha güvenli bir ürünün olanaklı olmadığı durumda hukuksal olarak yasa koyucunun koruma kapsamına aldığı “güvenli ürün” tanımı içinde yer aldığı için, bu durum savaşıma engel oluşturmaktadır.

Dünyada bağışıklama hizmetleri, aşı takviminin çocukluk dönemine odaklı Genişletilmiş Bağışıklama Programı’nın (EPI) erişkinlerde gebe Td, yaşlılarda
grip ve pnömoni, riskli kümelerde özel aşılamadan yaşam boyu bağışıklama gereksinimlerini karşılamaya doğru evrildiğini göstermektedir. Çocukluk dönemi aşılama oranlarının yüksek bildirimine karşın, kızamık salgınının ortaya çıkması ve birkaç yıldır varlığını sürdürmesi, hizmet sunum biçimi değişikliği ile birlikte aşılama oranlarının gerçekliğinin sorgulanmasını gerekli kılmaktadır. Ülkemizde kamuoyuyla paylaşılan verilerle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verileri arasındaki uyumsuzluk dikkate alındığında, bu alanda bağımsız araştırmaların yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca erişkin aşılamaları ile ilgili izleme sistemi de kurulmalıdır.

Aşı ile önlenebilir hastalıkların izlenmesinde; duyarlılık ve saydamlık ile ilgili sorunlar vardır. Toplanan verilerin işlenmesi ve toplumla paylaşılması konusunda
Sağlık Bakanlığı gittikçe daha kısıtlayıcı ve sınırlı bilgi sunucu olmaktadır.

Ülkemizde ne yazık ki aşı üretilmemektedir
.

Bu konuda kimi girişimlerin varlığı bilinse de, sürecin bilimsel ve teknolojik alt yapısının geliştirilmesi gerekliliği vardır.

Halk Sağlığı Uzmanlığı ve Halk Sağlığı Uzmanlarının görev tanımına uygun alanlarda görevlendirilmeleri, toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi bakımından stratejik önemdedir. Bu amaçla Halk Sağlığı Uzmanlık eğitimi, nitelik ve nicelik bakımından evrensel bilimsel temellerde, ülkenin durumu ve beklentileri dikkate alınarak planlanmalı ve uygulanmalıdır. Halk Sağlığı eğitiminin niteliğinden popülist yaklaşımlar nedeniyle ödün verilmemeli, Halk Sağlığı Uzmanlık eğitimine seçenek arayışlara girilmemelidir. Halk Sağlığı Uzmanlarının özlük hakları iyileştirilmeli ve yetkileri tanımlanmalıdır. Eğitimde önemli bir yeri olan Sağlık Eğitim Araştırma Bölgeleri’nin işlevsel duruma getirilmesi, Sağlık Bakanlığıyla Üniversiteler arasında bağıtlanan Protokol’ün Halk Sağlığı biliminin alanda daha etkin uygulanabilmesi için Halk Sağlığı akademisyenlerin bilgi ve deneyimlerinin alana aktarılabilmesi amacıyla geliştirilmeli, ancak en azından bugün eldeki olan hükümlerinin uygulanması sağlanmalıdır.

Tıp ve hemşirelik eğitimi yetişek (müfredat) programında, çevresel sorunları tanılama, sağlıklı çevre oluşturma ve bireyleri çevresel zararlardan korumaya yönelik uluslararası hemşirelik ilkelerine daha geniş yer verilmeli, öğrencilerin çevre sağlığına yönelik etkinliklere katılımları yüreklendirilmelidir.

Çalışan sağlığı ve güvenliği kapsamında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, çalışanların sağlığı ve güvenliğini koruma bağlamında yetersiz kalmaktadır. Hizmete
en çok gereksinim duyan kesimlere erişim sağlanamamakta, temel iş sağlığı hizmetleri anlayışı alana yansıtılamamaktadır.

Küreselleşen dünyada üretim, tüketim ve paylaşım politikaları yeniden değerlendirilmelidir. Tüketimi körükleyen hatta kışkırtan tutum ve davranışların sürmesi durumunda, daha çok üretime bağlı olarak çevresel bozulma sürecek ve başta insan olmak üzere bütün yaşam tehdit altında kalmaya devam edecektir. Plansız sanayileşme, tarım politika ve uygulamalarıyla eşgüdümlü olmayan sanayi,
alıcı ortama saldığı atıklarla yüksek fiyat – düşük çiftçi geliri örneğinde olduğu gibi
temel bir insanlık hakkı olan yeterli ve dengeli beslenme sürecini engellemektedir. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler 3. Binyıl Kalkınma Hedeflerinde de (The 3rd Millennium Developmental Goals – MDG) çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve mutlak yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması temel amaçlar arasında yer almaktadır.

Günümüzde “olağandışılık” istisna olmaktan çıkmış, sürekli durum olmuştur. Sorun son derece yaygın ve önemlidir. Dolayısıyla risk iletişimi disiplinlerarası bir konu olarak ele alınmalı bu kanaldan gelişimi desteklenmelidir. Sağlıklı çevre politikaları için toplumcu bakış açısına sahip olunmalıdır. Anayasanın 56. maddesinde herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı ve çevreyi koruyup geliştirme yükümünün devletin ve yurttaşın ortak görevi olduğunun vurgulandığı akılda tutulmalıdır.
Halk sağlığı alanında yapılan bilimsel çalışmalar toplum için önemli ve toplumun gereksinim duyduğu konuları kapsamalı, bu konuda yöneticilere bilimsel kanıt ve çözüm seçenekleri oluşturulmalıdır. Bilimsel yollarla elde edilen bilgiler toplumla paylaşılırken, bu paylaşımlar uzmanlık derneklerince izlenmeli ve paylaşımda güvenli ortam ve kanallar kullanılmalıdır.

KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYURULUR..
http://hasuder.org/anasayfa/index.php/33-news/292-uhsk17sonucbilgirgesi, 6.11.14

Metnin pdf örneği için : 17._ULUSAL_HALK_SAĞLIGI_KONGRESI_SONUC_BILDIRGESI

Not : Sonuç bildirgesi için yetkili kurula aşağıdaki önerileri sunmuştuk :

Sonuç bildirgesi için önerilerimiz aşağıdaki gibiydi : 

1. Üç metin hazırlayalım. İlki 1 A4 dolusu basın için 2. si yönetici özeti, 3-4 sayfa;
3.’sü kapsamlı teknik metin, 8-10 sayfa olabilir..
2. Kapsamlı metinlerde tematik alanları A, B, C.. diye ayıralım, alt başlıkları da
A1, A2, B1, C1  gibi numaralayalım ki paragraflara gönderme yapmak
kolaylaşsın..
3. “Üretim bir gönenç aracı olarak algılanmalı”..
4. Anayasanın 56. maddesindeki sağlıklı ve güvenli çevrede yaşama hakkı ve
çevreyi koruyup geliştirme yükümünün devletin ve yurttaşın ortak görevi
olduğunun vurgulanmasında yarar var.
5. MDG kapsamında Çevre hedeflerine değinilmesi uygun olur.
6. BM’nin Millennium Ecososystem Assessment – 2005’ten anlamlı bir alıntıya
metinde yer verilebilir :

In 2005, the largest ever assessment of the Earth’s ecosystems was conducted by a research team of over 1,000 scientists.  The findings of the assessment were published in the multi volume Millennium Ecosystem Assessmentwhich concluded that in the past 50 years humans have altered the earth’s ecosystems more than any other time in our history.

7. Bu bağlamda; çevresel toksisite son 50 yıldır insan bedeninde özellikle artarak –
hızlanarak birikmekte. Bu nedenle de pek çok sakıncalı kimyasalların
stokastik
(birikimli) etkileri için “uygun” bir zamanlama  – dönem içindeyiz..
Çevresel kökenli hastalıklarda patlama düzeyinde artış beklenebilir,
belli ölçülerde yaşanıyor da…
8. Ayrıca ILO bu yıl 28 Nisan Dünya İş Sağlığı Günü temasını İŞYERİ KİMYASALLARI olarak belirledi. Bu olguya da bir gönderme yapılmalı.
9. Hızlı ve gereksiz nüfus artışının çevreye başlıca olumsuz etmenlerden biri olduğu vurgulanmalı ve Anayasa md. 41 uyarınca Aile Planlaması hizmetlerinin Devletin yükümü olduğu; son yıllarda bu hizmetlerin TR’de iktidarın siyasal tercihleri ekseninde aksatılarak anayasa suçu işlendiği…
10. Küresel kapitalizmin çöp endüstrilerinin çevre ülkelerde yapılandırılması
bu kapsamda TR’de çimento sanayisi..

Elden geldiğince arı Türkçe lütfen….. “Alternatif” yerine “seçenek”… gibi..

************

17. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi 20-24 Ekim 2014’te Edirne’de


17. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi 20-24 Ekim 2014’te Edirne’de!

Dostlar,

Yıllık Uzmanlık Alanı Kongremizi 2014’te Edirne’de yapıyoruz..

20 – 24 Ekim 2014 günlerinde..

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ve
Uzmanlık Derneğimiz HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği)
geleneksel olarak birlikte sorumlu.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı,
8 Nisan 1988’de bizim ilk öğretim üyesi (Yrd. Doç.) olarak atanmamızla kuruldu.

Şimdiki AnabilimDalı Başkanı Sevgili Prof. Dr. Faruk Yorulmaz 1988 sonlarında Bölümümüzün ilk asistanı oldu..

16 yılı aşkın bir süre bizim çoooook zor koşullarda hizmet vermemizin ardından
20 Mayıs 2004’te bu görevden ayrılarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim
Dalı‘na geçmemizden sonra Sevgili Prof. Yorulmaz
AbD (Anabilim Dalı) başkanı oldu.

Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak Bölümümüze Uzman Dr. olarak Samsun’dan gelmişti..

Prof. Dr.  Galip Ekuklu Fakülteden de öğrencimizdi ve AbD’mızda tamamladı
tüm kariyerini..

Doç. Dr. Ufuk Berberoğlu da Bölümümüzün emektarlarından..

Doç. Dr. Burcu Tokuç da öyle.. AbD’mızda PhD (Doktora) yaptı..

Bizim için çooook heyecan verici bir tablo..

Bizim öğrencilerimiz, asistanlarımız bir Ulusal Kongre düzenliyorlar..

Tek 1 oda ile başlayan Edirne Halk Sağlığı Anabilim Dalımız,
günümüzde yetkin bir kadroye sahip..

Bizim Bölümümüzden yetişen daha pek çok öğretim üyesi var ki, saymaya yer yok..

Yalnızca 3 tanesi :

Prof. Dr. M. Sarper Erdoğan.. Bölümümüzde Uzmanlık eğitimi aldı ve
Almanya’da İş Sağlığı PhD (Doktora) eğitimi sağlandı..
Halen Cerrahpaşa Tıp Fak. Halk Sağlığı AbD Başkanı..

Doç. Dr. H. Çetin Ekerbiçer.. Maraş’tan sonra Sakarya Üniv. Tıp Fak.
Halk Sağlığı AbD Başkanı..

Doç. Dr. Gamze Varol Saraçoğlu, öğrencimiz de, Tekirdağ Namık Kemal Üniv.
Tıp Fak. Halk Sağlığı AbD Başkanı..

Sevgili Doç. Dr. Tacettin İnandı da pırıl pırıl bir kıdemli Halk Sağlığı Doçentimiz..
Uzmanlık Derneğimiz HASUDER’i (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği)
son birkaç yıldır yetkinlikle, başarı ile, özveri ile yürütüyor..

Her 2 Kongre ortağına partnere) engin başarılar diliyoruz.

Edirne’den ayrılışımızın 11. yılında Edirne’de önceki Anabilim Dalımızda
17. Ulusal Halk Sağlıpı Kongresi’ne katılmak bizim için çoook farklı ve keyif verici olacak.

Kongre düzenleyicilerine elimizden gelen tüm desteği vermek ise boynumuzun borcu..

İlk çağrı mektubu aşağıda..

Cagri_yazisi_29.12.13

Sevgi ve saygı ile.
30 Aralık 2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net 

Kürtaj, Sezaryan Hakkında Türk Tabipleri Birliği Basın Açıklaması 30.5.12 / Press Release By Turkish Medical Association on D&C and Caeserian section as a human right

Kurtaj_Sezaryen_basin_aciklamasi.TTB_30.5.12