Etiket arşivi: Fesli Kadir

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 12 Ocak 2022

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

HAFIZ

Nevşehir’de bir anaokulu açılışında hafız makam koltuğunda otururken vali dahil protokol mensupları misafir konumunda kaldı.

Cumhuriyet yerine Nass…

ÇALMAYAN

Akçakale/Şanlıurfa’da 18 yıl AKP belediye meclisi üyeliği yapıp görevinden istifa eden M. Denli, “Burada dürüstün yeri yok. Çalmayanın, çırpmayanın yeri yok. Onlar yüzünden bıraktım” dedi.

Çalıp çırpanlar devam…

KOVALAMACA

RTE, CHP’ye,”Utanmadan sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz dökülün 15 Temmuz’da o sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün siz de aynı dersi evvelallah alırsınız. Bizler Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katar, gideceğiniz yere kadar kovalarız. 84 milyonun her bir ferdini öz kardeşimiz olarak görerek bağrımıza basıyoruz”.

Anlayamadım;

  1. 15 Temmuz’da sadece AKP’liler mi sokağa dökülmüştü?
  2. Sokağa dökülen öz kardeşlerinizi mi kovalayacaksınız?
  3. Kimi kime kovalatacaksınız?
  4. (Ben biliyorum ama gene de sorayım) Kimin cumhurbaşkanısınız?
  5. Milletin birliği için yemin etmiş miydiniz?
  6. Yemin sizin için ne anlama geliyor?

KÖPÜKÇÜ

RTE, “döviz kurundaki üzerindeki köpüğü hızla almıştık inşallah enflasyon üzerindeki köpüğü de hızla alarak ülkemizi hak etmediği bu görüntüden kurtaracağız”

  1. Köpükleri kim köpürttü?
  2. Köpüğün altındaki ana gövdeden rahatsız değil misiniz?
  3. Sizin görüntünüz ülkeye yakışıyor mu?..

TÜPÇÜ

Kamu bankalarının parası ile medya sahibi olan, Milli piyangoyu güvenilmez hale getiren Demirören’in 20 Aralık gecesi 18 TL’den bol döviz satıp ertesi gün 10.5 TL’den geri aldığı iddia edildi.

Yalan olabilir mi?..

MÜSİAD

Halkı güldürmekten sorumlu ampul gözlü bakan Nebati, MÜSİAD üyelerinin kazancının helal olduğunu söyledi.

Diğerleri?

Vatandaşı bölmek görev olmuş…

DİYANET

Ak-Ulusal Kanal ve Ak- Aydınlık GYY’leri Ali Erbaş’ın basın davetine katılmışlar.

Başkanla çok mutlu bir de fotoğraf çektirmişler. Ama Erbaş kılıçsız.

Fotoğrafta rahmetli Fesli Kadir de olsaydı tablo tamamlanırdı.

İ. Yücel başyazısını “Diyanetin gündemi” ne ayırmış. Çanaksız çok ciddi sorular ve çok aydınlatıcı yanıtlar var!

Yücel, Erbaş’ın Atatürk sevgisini de vurgulasaydı…

DOĞRU

TÜSİAD Başkanı Kawlowski sormuş:

  • ”Atılan adımlar doğruysa neden enflasyon şiddeti yükseliyor?”

Soran hangi üniversitede ekonomi okumuş ki?..

LİNÇ

Modacı Barbaros Şansal’ı havaalanında linç edenlerden 12’si berat etti, biri para cezası aldı.

Kararı, ” Kafana göre adaleti sağla, yargıdan onay al” diye yorumlayabilir miyiz?..

ZAM

Dolar düştü zamlar geri alınmalı diye beklerken bir hafta sonra akaryakıta fahiş zam yapıldı.

“Güzel günler yakın.. Kuşa bak, kuşa bak!” diyerek cüzdanımızı çekiyorlar…

ENSAR

MEB Yardımcılığına, İH Liselerinde Türkçe’nin kaldırılmasını öneren, eski Ensar Vakıflı ilahiyatçı getirildi.

  • Her yer imam. Durmak yok geriye doğru devam…

İNÖNÜ

CSO “İsmet İnönü’yü Anma Haftası” nı konser afişlerinden sildi.

CSO’ya adım atmayan sanat düşmanları dönemi..

ALLAHLIK

Hazine ve Maliye Bakanı Yardımcısı Murat Zaman, kur korumalı mevduat hesabı için “Dua edin de sistem tutsun” dedi.

Doktor yapılacak bir şey kalmayınca hasta için “dua edin” der ya, aynısı.

Allahlık bakan yardımcısı…

ÖLÜMSÜZ

Kabataş Erkek Lisesi’nde üç öğrenci Atatürk’ün posterini delik deşik etmişti. Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri, Atatürk’e yapılan saldırıya topluca tepki gösterdi.

  • Cumhuriyet yaşar, Atatürk ölmez…

***
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’TEN :

  • Müslümanlık namazsız olur ama ahlaksız olmaz…

 

 

 

 

 

 

 

Lozan’ı Savunmayan, Sevr’e Bile Muhtaç Olur…

portresiLütfü Kırayoğlu
Elektrik Müh. (İTÜ)

(AS: Bizim kısa katkımız yazının altındadır.)

Sevr utanç belgesinin üzerinden tam 101 yıl geçti. 10 Ağustos 1920 tarihinde Osmanlı Devletine kolayca kabul ettirilen bu utanç belgesi, 2 yıl sonra “İstiklali Tam” şiarıyla silaha sarılan Kuvayı Milliyecilerin süngüsüyle yırtıldı. Anlaşma 3. yılına bile ulaşamadan 24 Temmuz 1923’te Lozan’da tarihin çöplüğüne gömüldü.

Tarihin çöplüğüne gömüldü gömülmesine de; Sevr, işgalci emperyalistlerin aklından hiç çıkmadı. Elbette Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gençliğe Hitabını” özümseyen devrimciler de Batılıların Sevr özlemlerini hep dikkate aldılar. NATO toplantılarında “yanlışlıkla” Türk subaylarının önüne Sevr örneğindeki gibi bölünmüş Türkiye haritaları kondu. Ülkemizin çimento fabrikalarını ele geçiren Fransız şirketi dağıttığı ajandalara Sevr haritaları koydu. (AS: BOP haritası!) İnternet sitelerine egemen olan markalar yayınladıkları haritalarda Anadolu’yu “Kürdistan, Ermenistan, Pontus” gibi parçalara ayırırken de uyanmayanlar oldu. Bu konuda Sevr uyarıları yapan devrimcileri “Paranoyak” olmakla suçladıkları yetmezmiş gibi, Silivri zindanına gönderdiler. Ülkenin birlik ve bağımsızlığını temsil etmesi gereken kişi, Yunanistan ziyaretinde Lozan’ı tartışmaya açtı!!??

Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Lozan Antlaşmasının 97. yıldönümünde sanki Türkiye’yi, İstanbul’u şimdi kendileri kurtarmış gibi, Ayasofya törenleri düzenleyip ellerinde kılıçla Atatürk’e “lanet” yağdırdılar. “Keşke Yunan galip gelseydi”, “Lozan yenilgidir” diyenleri 10 Kasım günü tören kılığıyla ziyaret edip tabutuna yapışanlardan da başka bir şey beklenmezdi.

Ulusal bağımsızlığımızı ve çağdaş, laik Türkiye Cumhuriyetimizi borçlu olduğumuz büyük Atatürk’e ve Lozan’a saldıranlar unutmasınlar:

  • Bugün Lozan’ı ve onun kahramanlarını savunmayanlar, yarın, Sevr haritasına bile muhtaç olur.

Atatürk’e saldıran “Fesli Kadir” ve onun müritleri görmez ama, tarihin tozlu sayfalarını biraz karıştıranlar işgalci emperyalistlerin Türk ulusu için tasarladıklarını apaçık yazıp söylemişlerdir.

“Güneş Batmayan İmparatorluk” olarak tanımlanan İngiliz emperyalizminin en uzun süre başbakanlığını yapan “büyük yaşlı adam” sıfatlı William Ewart Goldstone (1809-98) şöyle diyordu:

  • “Türkler insanlığın insan olmayan numuneleridir.
  • Medeniyetimizin bekası için onları Asya steplerine geri sürmeli veya Anadolu’da yok etmeliyiz.
  • Türklerin yaptıkları kötülükler yalnız bir şekilde ortadan kaldırılabilir:
  • Kendileri yok olmakla…”

Lozan Antlaşması görüşmelerini İngiltere Dışişleri Bakanı sıfatı ile yürüten Lord Curzon gelecek için Türkiye’yi şu sözlerle tehdit etmişti: (AS: Baş Delege İsmet Paşa bu tehditleri reddetmişti!)

  • “Şimdi hiçbir isteğimizi kabul etmiyorsunuz, ama bu konuları unutmuyorum, hepsini cebime koyuyorum. İleride, harap ülkenizi imar etmek, perişan ekonominizi düzeltmek için para aradığınız zaman bize geleceksiniz ve ben o zaman, sakladığım bütün bu istekleri cebimden çıkarıp önünüze sereceğim.”
    Aynı Lord Curzon, İstanbul’un İngilizler tarafından işgalinden 4 gün sonra 20 Mart 1920 günü şunları söyleyecekti:
  • “Türkler için askerlik mesleği tümüyle kapanmıştır. Kuşkusuz, Türkler askerlik yapmak isterlerse, başka bir yere gidebilirler. Fransız lejyonu onları kabul edecektir. Ne var ki İngilizler buna bile karşıdır.”

Emperyalizmin bu ezeli hedefini çok iyi kavrayan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Sevr andlaşması imzalanmadan çok önce, Erzurum ve Sivas Kongrelerini yapmışlar, gelecekte CHP adını alacak olan Anadolu ve Rumeli Müdafayı Hukuk Cemiyetini kurduktan sonra Ankara’ya gelerek 23 Nisan 1920 günü Ulusal Kurtuluş Savaşını yönetecek olan Büyük Millet Meclisi’ni açmışlardı. Bugün Atatürk’e lanet yağdıranların dedeleri ise, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları için idam fermanları çıkartarak işgalcilerle el ele isyanlar çıkartıyorlardı. “Keşke Yunan kazansaydı” sözü kaynağını o günlerden almaktadır.
(AS: 1. Meclis Sevr’i tanımdı ve imzalayanları  vatan haini ilan etti!)

Türkleri Asya steplerine sürmeye kalkanlar, önce Küçük Asya’dan, sonra Asya kıtasından sürülüp Britanya adasının bir bölümüne sıkıştılar. Ne yaparlarsa yapsınlar, Sevr tarihin çöplüğündedir ve imzalayanlara inat, devrimciler için bir gün bile geçerli olmamıştır. Sevr rüyaları görenlere inat, kanımızın son damlasına dek Lozan’ı savunacağız.

Bize Lozan’ı kazandıranlara elinde kılıçla “lanet” yağdıranlara yüz yıllar öncesinden Pir Sultan Abdal’ın şu dizelerinden esinlenerek yanıt veriyoruz:

Yürü bre Hızır Paşa
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin padişahın
O da bir gün devrilir.

Ben Musa’yım sen Firavun
İkrarsız Şeytan-ı lain
Kaçıncı ölmem bu hain
ATATÜRK ölür… Dirilir…
================================================
Dostlar,

Çok değerli yazısı için saygın dostumuz Lütfü Kırayoğlu‘na çok teşekkür ederiz öncelikle.

SEVR ANDLAŞMASININ 101. YILI

10 Ağustos 1920’de, son Osmanlı Padişahı hain – alçak ve soysuzlaşmış (bu 3 sözcük Mustafa Kemal Paşa tarafından SÖYLEV / NUTUK’un ilk sayfasında aynen kullanılmıştır!) 6. M. Vahdettin’in sadrazamı (Başbakanı) Tevfik Paşa tarafından Fransa’da onaylanmıştır Osmanlı’nın ölüm fermanı. Vahdettin, bu lanetli Anlaşmayı Saltanat Şurası’nda madde madde onaylatarak, sözde sorumluluktan kaçmak istemiştir.

Aşağıdaki harita SEVR’i apaçık özetlemektedir. Uzun söze gerek yoktur.
Anadolu’da Türklere bırakılan yer kırmızı boyalı ve 286 bin km2’dir. Lozan sonrası sağlanan Misak-ı Milli (Ulusal Ant) sınırlarımızın 1/3’ü kadardır ve oraların da gerek görülürse işgal edilebileceği Sevr Antlaşmasında öngörülmüştür.

Sevr Anlaşması gerçekte sıradan bir yenilgi – barış anlaşması değil, Büyük ATATÜRK‘ün SÖYLEV‘inde (NUTUK) pek yerinde vurguladığı üzere,

  • .. SEVR gerçekte, Batılı emperyalistlerce yüzyıllardan beri hazırlanagelmekte olan, Türk Ulusunu tarihten silme (apaçık SOYKIRIM!) planıdır!

Dolayısıyla, Sevr Anlaşmasını tanımadığını, yırtıp çöpe attığını ve imzalayan Padişah taifesini  de lanetlediğini açıklayan TBMM; Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa önderlik ve öncülüğünde başlattığı Ulusal Kurtuluş Savaşımız (İstiklal Harbi)  ile salt bize Misak-ı Milli sınırları ile tanımlı, Lozan Barış Antlaşması ile onaylı / tapulu yurdu kazandırmakla kalmamış, SOYKIRIMA UĞRATILMAMIZI, TARİHTEN SİLİNMEMİZİ de engelleyerek varlığını sürdürme – yaşama hakkı sağlamıştır.

Günümüzde Atatürk düşmanlığı takıntısı ile hasta insanlarımız, Sevr kalsa idi bugün belki de doğmamış olacaklardı. Başına gelecekleri, iktidar olacakları bir yurt – ülke de bulamayacaklardı.

  • Saltanat artıklarının soyları akıllarını başlarına devşirmeli ve ihaneti bırakıp sadakat ve vefayı anımsamalıdır.

Sevgi ve saygı ile. 10 Ağustos 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik

Kırmızı çizgi

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
Cumhuriyet, 07 Haziran 2021
Mustafa Demirkan adındaki bir emekli imamın, Kurtuluş Savaşı’nın lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Aydınlanma Devrimlerinin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk için, “zalim” ve “kâfir” ifadelerini kullanarak hakaret etmesi, ülke çapında büyük tepkilere neden oldu.
Vatanı ve halkı için ölümü göze alan, yaşamını vatanına ve halkına adayan, namuslu, şerefli ve onurlu bir insan olan Atatürk’e hakaret edilmesi, büyük bir ahlaksızlık, saygısızlık, terbiyesizlik, vefasızlık, nankörlük ve alçaklıktır.
Bu davranışı sözde bir din görevlisinin ve imamın sergilemesi, bazı kişilerin sadece (AS: yalnızca) insanlıktan değil, dinden de nasıl uzaklaştıklarını bir kere (AS: kez) daha ortaya koymuştur.
Bizans döneminde Rum Ortodokslarının en önemli kilisesi olarak kurulan, Osmanlı’nın Bizans topraklarını işgal etmesinden sonra zor kullanılarak camiye dönüştürülen Ayasofya’nın, Atatürk tarafından bir dünya kültür mirası olarak müzeye çevrilmesini, ancak insani ve ahlaki değerlerini yitirmiş birisi, “zalimlik” ve “kâfirlik” olarak nitelendirebilir.

Atatürk, ülke çapındaki tüm camileri kapatıp müzeye çevirmiş gibi bir izlenim yaratmak için yapılan bu hakaretler, bu sözde din görevlilerinin, dürüstlükten de ne kadar (AS: denli) uzaklaştıklarını bir kere (AS kez) daha göstermiştir.
***
Ancak asıl önemli olan, bu vatanı kurtaranlara hakaret ederek vatana ihanet edenlerin, bu cesareti nereden aldıklarıdır. Bu kişi, “Cumhurbaşkanı” ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde bu hakaretleri yapma cesaretini nereden almıştır? Erdoğan, bu kişiye neden müdahale etmemiştir ve bu kişi hakkında hukuksal bir sürecin yürütülmesinin yolunu açmamıştır? Savcılar bu kişi hakkında neden hâlâ harekete geçmemişlerdir?

  • Erdoğan neden hâlâ bu kişinin sözlerini kınayan bir açıklama yapmamıştır?

– Daha önce Atatürk’e “ayyaş” diyerek hakaret eden; 
– “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen tescilli Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu adlı şarlatanı* Cumhurbaşkanlığı’nda ağırlayan;
– Ayasofya’da Atatürk’e lanet okuyan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı o makama getiren;
– Anayasadaki laiklik ilkesini fiilen ortadan kaldıran

Erdoğan olduğuna göre, buna fazla şaşırmamak gerekir!

Ama konuyu tek bir imama indirgeyip AKP’yi ve Erdoğan’ı bu olayda aklamaya çalışanlara şaşırmak gerekir!
***
Daha önce de Ali Erbaş’ın Ayasofya imamı olarak atadığı Mehmet Boynukalın, laiklik ilkesinin Anayasadan çıkarılması çağrısı yapmış, toplumdan büyük tepki görmüş ve görevden ayrılmak zorunda kalmıştı. Anlaşılan Atatürk’e hakaret etme ve laiklik karşıtı söylemde bulunma işini şimdi, resmi bir görevi olmadığı için görevden alınması olanaksız olan emekli imamlara verdiler.

  • Ayasofya, AKP hükümeti tarafından bir camiye ve dini ibadet alanına değil,
  • laiklik karşıtı hareketlerin ve dinci siyasetin merkezine dönüştürülmüştür.

AKP’nin iktidardan düşmesi durumunda yapılması gereken ilk iş, hukuk dışı bir yolla yok hükmünde sayılan Atatürk’ün resmi hükümet kararına sahip çıkılarak Ayasofya’nın tekrar müzeye çevrilmesi olmalıdır. Ayasofya’nın “camiye” dönüştürülmesi anayasaya, yasalara ve hukuka aykırı olduğu gibi, dinle de uzaktan yakından ilgisi olmayan bir durumdur.
***

Türkiye’deki şeriat ve teokrasi sevdalısı köktendinciler,
Kurtuluş Savaşı yıllarında işgalci İngiltere ile işbirliği yapan ve Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı mücadelesine karşı çıkan şeriat ve teokrasi sevdalısı köktendincilerin uzantılarıdır.  

Mustafa Sabri ve İskilipli Atıf gibi vatan hainlerinin kurduğu Teali-i İslam Cemiyeti, günümüzde farklı biçimlerde varlığını sürdürmektedir.

Bu insanlarda vatan ve halk bilinci diye bir şey yoktur. Onlar sadece din üzerinden halkı kandırırlar, halkın dini inançlarını suiistimal ederler, ruhban sınıfının, teokrasinin ve monarşinin çıkarlarını korurlar, vatanı emperyalizmin eline teslim ederler.

Bu nedenle, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Atatürk kırmızı çizgimizdir” açıklaması, AKP’ye ve Erdoğan’a destek verdiği sürece, hiçbir anlam ifade etmez.
===============================
* Fesli Kadir’in ipliğini pazara çıkaran, Prof. Dr. Ahmet Saltık ile Cevizkabuğu programında tartışmasını izlemek için tıklayınız (veya kopyalayıp google arama motoruna yapıştırarak..)
https://youtu.be/Z_dNl4oEXY4?t=2489
https://youtu.be/Z_dNl4oEXY4

Bu video 1,2 milyondan çok kez izlenmiştir.

ACINACAK İNSANLAR

ACINACAK İNSANLAR

Rifat Serdaroğlu

Türk toplumu, çok farklı sosyokültürel düzeyde insanlardan oluşur ve bizler bu vatanda birlikte yaşarız.
Zengini-fakiri, işçisi-köylüsü, okumuşu-okumaması, akıllısı-delisi!
Bunlar Türk Milletinin, birbirine hem çok benzeyen hem de birbirinden çok farklı doğruları, farklı inanışları, farklı dünya görüşleri, farklı alışkanlıkları olan insanlarıdır.

Tabii ki hoşgörü, farklı fikirlere saygı duymak demokrasinin ve birlikte yaşamanın ilk koşuludur.
Fakat, kimi insanları anlamakta gerçekten çok zorlanıyorum.
Eminim ki bu tiplerin kişilikleri, sevgisiz- ilgisiz- dayak yemek-aşağılanmak ile geçen çocukluk yıllarının eseridir.

Düşünebiliyor musunuz?
Bir çocuk babasından çok korkuyor ve babası eve geldiğinde korkudan ayakkabısını öperek karşılıyorsa, ufak bir yaramazlık ettiğinde babası onu evin damında asmaya kalkıyorsa, o çocuk ileride elbette ki toplumla uyum sağlayamayan, saldırgan biri olur çıkar.
Dünya tarihini incelediğinizde, diktatörlerin tamamının çocukluklarının acı ve eziyet içinde geçtiğini görürsünüz. Bunlar ellerine güç geçirdiklerinde, insanlık tarihinin en büyük işkencecileri olurlar…

T.C. Devletinin bir Diyanet İşleri Başkanı var.
Bu kişi, bizlerin vergileriyle oluşan bütçeden maaş alan, 7-8 Bakanlık bütçesi kadar bütçeyi kullanan ve Anayasamızın emirlerine göre hareket etmesi gereken biridir.
Anayasamızın emirlerine yalnızca kendisinin uyması yetmez!
Üstlendiği görev gereği, emrindeki kadroların da şartsız-şurtsuz Anayasa emirlerine uymaları gerekir.
Bir kurumdaki “Anayasa İhlallerinden” başta o kurumun yetkilisi sorumludur.

Hatırlarsanız, Fesli Deli Kadir diye biri vardı;
“Ne kendi etti rahat ne millete verdi huzur, defolup gitti cihandan dayansın ehli kubur” deyişine tam uyan bir zavallı idi. Öldü, gitti. Akıllardan hiç çıkmayacak sözü; Kurtuluş Savaşını keşke Yunan kazansaydı sözüdür.
Kezlerce de Büyük Atatürk’e hakaret etmiş idi.
Diyanet İşler Başkanı denen kişi, bu meczubu evinde ziyaret etti!
En son Gaziantep-Şahinbey İlçesi İyinacar Camisi İmamı da Fesli Deli Kadir gibi konuştu!

“Keşke Kurtuluş Savaşını Yunan kazansaydı, o zaman hilafet geri gelirdi” diyerek sap yedi, saman çıkardı!
T.C. Devletinden maaş alan bir memuru Bayram namazı vaazında, ülkemizin Kurtuluş Savaşına, Cumhuriyetimizin kurucularına, uymak zorunda olduğumuz Anayasamıza binlerce insanın gözü önünde hakaret ediyor ve o toplumdan tek ses çıkmıyor!

Bir kişi bile “Ey Hoca, O kadar meraklıysan işte Yunanistan, oraya git. Hilafete meraklıysan aha Suudi Arabistan git orada yaşa. Burası Atatürk Türkiye’si, burada böyle konuşamazsın” diyemedi!

Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Şahinbey’in adını alan ilçenin çocukları bu kadar mı duyarsız oldular? O Şahinbey ki, 8 bin kişilik toplu-ağır makineli sahibi Fransız ordusuna 25 kadar yiğitle çarpışıp şehit olan kahraman!

Değerli Okurlar;
İşte toplumlar böyle böyle bozulur, çöker gider!
İnandığı fikri söylemekten ve savunmaktan korkan zavallılar kadar tehlikelisi yoktur.
Doğrusu şu değil midir?
Madem ki, Kurtuluş Savaşını Yunan kazansaydı diyen adamla aynı düşünüyorsunuz, çıkın Türk Milletine bunu söyleyin. Hem Yunan’ı, Türk’e tercih eden adamı yücelteceksiniz hem de sıkışınca Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurucumuzdur diyeceksiniz ve huzurunda sap gibi duracaksınız!
Yazık, çok yazık!

Sayın İstanbullular;

  • 23 Haziran’daki seçim, Atatürk düşmanı acınacak insanlarla, Türkiye’yi ortak vatan kabul eden ve herkesi kucaklamaya hazır olan vatanseverlerin arasındaki seçimdir.
  • Herkes sandığa gidecek, oyunu kullanacak ve gidemeyenleri sandığa götürecek…

Benim her yazımı satır satır inceleyen Sayın Cumhuriyet Savcıları;
Bu açık beyanlar sonucu oluşan Anayasayı İhlal suçunu görebiliyor musunuz?
Yoksa bir gözünüz Anayasa’da diğeri Saray da mı? Tahmin etmiştim…

Not;
Çoban Ateşi Hareketi programında, “Diyanet İşleri ve TRT Kuruluşları” Anayasal Kurum” olmaktan çıkarılacaktır. Böylelikle bu kurumlar anayasal zırhtan arındırılacak ve Türk Milletinin kurumları haline getirileceklerdir…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 05 Haziran 2019

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 06 Şubat 2019

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 06 Şubat 2019

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE


FAZİLET
Devlet Bahçeli, “Yıldırım’ın istifa kararı faziletidir.”
RTE, “Dersinizi çalışmamışsınız, istifaya gerek yok, ”demişti,
Yıldırım ,” Seçim siyasi faaliyet değildir” diyerek istifa etmeyeceğini açıklamıştı. Fazilet ve fazilet sözcüsü o zaman neredeydi?..

PATLI/CAN
Sebze meyveyi pahalı satmakla suçlanan marketler patlıcan-biber satmama kararı aldı. RTE ayar vereceği tehdidini savurdu.
Patlıyacan…

RANT
Camilerde toplanan paraların nerelere harcandığını bilemediğini ve camilerin rant kapısı olduğunu söyleyen İmam Ebubekir Karsan açığa alındı.
Rant başka, iman ve imam başka…

DERS
Konya Bölge İdare Mahkemesi; din dersi müfredatının değiştirilmesinin dersin anayasaya aykırılığını ortadan kaldırmadığına karar verdi.
Bu ülke bir gün laik olacak…

YE/DİR/ME
İhlaszedeler, “Reis hakkımızı yedirme” diye inliyorlar.
Reis başkasına yedirmez…

ŞEFFAF
RTE, İBŞB için şeffaflık sözü verdi.
Başta sözün sahibi 25 yıldır İstanbul’u yöneten AKP’lilere karalamadır…

SEHVEN
Avrasya Tüneli işletmecisi %40 zam yaptı, iktidar uyarınca “sehven” diyerek geri aldı.

  1. Seçim bitti sanmıştır,
  2. Geçirme garantisi almıştır…

ÇÖKÜŞ
30 milyona yapılan Emet-Tavşanlı yolu bir yılda üç kez çökmüş.
Çürüme ve çöküş, yolun sonu görünmüş…

İŞÇİLER
2018 yılındaki iş kazalarında 1923 işçi yaşamını yitirmiş.
İktidardakilerin akrabası yoksa sorun sayılmaz…

SEFALET
Türkiye dünya sefalet sıralamasında 5.liğe yükseldi.
AKP’nin istikrarlı yönetiminin verisi!…

FETÖCÜLER
Denizli BŞB Başkan adayı Osman Zolan, Feto’yu öven açıklamalar yapmış.
Hangi AKP’li yapmadı ki?…

DİRENÇ
RTE, “15 Temmuzda direnenler AKP ve MHP tabanıydı”
Gözüne dizine durur…

YERLEŞTİRME
AKP Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem kuzenlerini, yeğenlerini ve bacanağını belediyeye yerleştirmiş.
Doğal. Yoksa AKP’de ne işi var?…

ŞANS
30 Ocak 2019’daki Loto ve Şans Topu çekilişinde 3 rakam müşterek çıktı. Uzmanlara göre bu olasılık 6 milyar 950 milyonda bir.
Sloganı anımsayalım “Onlar konuşur AKP YAPAR”…

MECLİS
RTE, TBMM’nin yasa çıkarmasından rahatsızmış.
Demokratik rejimde Meclis mi olur canım!…

FESLİ
Fesli Kadir, “Şeriat gelsin de Türkiye batarsa batsın” dedi.
Feslidir, ne dese yeridir…

TOPAÇ
AKP Iğdır Belediye Başkan adayı Adil Aşırım, 25 yılda yedi parti değiştirmiş.
Bir zamanlar Fırıldak Kubi (rahmetli) vardı bu aşmış, pervane olmuş…

TORPİL
ALES’te sonuncu olan Bakan Çavuşoğlu’nun yeğeni yüksek lisansa kabul edilmiş.
Sınav sonuç listesi kaldırılıp erişim yasaklanmış.
Günlük olağan işlem, neden haber edilmiş?…

ÖLMEK
Bilal Erdoğan’ın istişare kurulu üyesi olduğu TÜGVA Vakfı üyesi erkekler “Yalnız Allah için öleceğiz” diye yemin ediyor.
“Vatan” bilinmeyince…