Kategori arşivi: Hekim Saltık

İzmir Tabip Odası Deprem Sonrası Değerlendirme Raporu

İzmir Tabip Odası,
Deprem Sonrası Değerlendirme Raporunu Açıkladı

İzmir Tabip Odası İzmir Depremi Değerlendirme Raporu from İzmir Tabip Odası on Vimeo.

Prof. Dr. Nusret Fişek, ”COVID-19’un Toplumsal Yansımaları” etkinliği ile anıldı

Prof. Dr. Nusret Fişek,COVID-19’un
Toplumsal Yansımaları” etkinliği ile anıldı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) eski başkanlarından Prof. Dr. Nusret Fişek, doğumunun 106, ölümünün 30. yılında TTB, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) ve Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı tarafından düzenlenen “COVID-19’un Toplumsal Yansımaları” başlıklı etkinlik ile anıldı.

COVID-19 pandemisi nedeniyle webinar yöntemiyle yapılan etkinlikte açılış konuşmasını Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Cavit Yavuz Işık yaptı. Pandeminin, bir ülkenin kendi aşı ve ilacını üretmesinin önemini gösterdiğini belirten Yavuz, Nusret Fişek’in Türkiye’de “sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi” anlayışının yerleşmesinde çok büyük pay sahibi olduğunun altını çizdi.

Açılış konuşmasının katılımcıların sunumlarına geçildi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ahmet SaltıkCOVID-19 Salgınının Halk Sağlığı Açısından Küresel Ekonomi-Politiği” başlıklı sunumunda pandeminin gerek dünyadaki gerek Türkiye’deki sınıfsal niteliğine ağırlık verdi. Eşitsizliğin derinleştiğini, zenginin daha zenginleşirken yoksulun daha yoksullaştığını uluslararası indeksler eşliğinde aktaran Saltık, pandemi karşısındaki mücadelede Nusret Fişek’e atıfla “sosyal devlet desteğiyle toplumsal dayanışma” vurgusu yaptı.

TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyesi ve Kocaeli Dayanışma Akademisi’nden Doç. Dr. Yücel Demirer “Toplum Bilimleri Gözüyle COVID-19 Pandemisi” başlıklı sunumunda pandemiyi önce toplumsal bilimler, ardından da siyaset bilimi gözüyle ele aldı. Bir yüzyıl arayla yaşanan iki pandemi sürecinin benzerliklerini olduğunu, özellikle sınıf, ırk ve cinsiyet ayrımcılığının arttığını dile getiren Demirer, pandemi yönetimindeki “merkeziyetçi popülizm”e karşı kamu sağlık politikalarının ayrımları gidermesi ve kapsayıcı olması gerektiğini kaydetti. Demirer, Nusret Fişek’in de belirttiği üzere alanın olgusal bilgisinin ve geri bildirim kanallarının gerekliliğine dikkat çekti.

Türkiye Psikiyatri Derneği’nden Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım ise “COVID-19’un Toplum Ruh Sağlığına Yansımaları” başlıklı sunumuna afetlerin öğreticiliğinden bahsederek başladı. Pandeminin oluşturduğu travmaların diğer doğal afetlerin yarattığı travmalardan farklı olduğunu ifade eden Yıldırım, çaresizlik ve belirsizlikten beslenen kaygının kuşaktan kuşağa aktarıldığını söyledi. Yaşam, bilgi, iş, gelecek gibi konulardaki belirsizlikler, tamamlanmamış vedalar ve yaslar, destek sistemlerindeki bozukluklar gibi çoklu bir belirsizlik sürecinden bahseden Yıldırım, depremlerden alışık olunan “Orada kimse var mı?” sözünün pandemide mücadele eden sağlık emekçileri için “Orada benim için biri var” sözüne çevriminin travmayı aşmak için katkı sunabileceğini dile getirdi.

Etkinlik, düzenleyici kurumların yöneticilerinin Nusret Fişek’i anma mesajlarıyla son buldu.
****
İzlemek için altaki görseli tıklayınız.. Bizim konuşmamız 4-30 ve 1 saat 48. dakikadan sonra 1 saat 55. dakikaya dek toplam 33 dakika.

Sevgi ve saygı ile. 04 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

Prof. Dr. H. Nusret FİŞEK Anması / 30. Yıl – 3 Kasım 2020

Prof. Dr. H. Nusret FİŞEK Anması /
30. Yıl – 3 Kasım 2020

Dostlar,

3 Kasım 2020 Salı günü akşam 19:30’da, Prof. Dr. H. Nusret FİŞEK hocamızı, aramızdan ayrılmasının 30. yılında anacağız. Sanal ortamda, bir zoom oturumu ile..

Geleneksel olarak, emekli olduğu Hacettepe Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nın
ev sahipliğinde yapıyoruz.

Fişek hocamız TTB’nin (Türk Tabipleri Birliği) Merkez Konseyi Başkanlığını da yaptığından,
TTB de düzenleyici, katılımcı.

Merhum Prof. Fişek Hacettepe Tıp’ta çağcıl (modern) Halk Sağlığı Bilimlerini kurduğundan,
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği – HASUDER doğallıkla sacayağının 3. ayağı..

Bu yıl, bizim de doğal üyesi olduğumuz tıp uzmanlık derneği HASUDER,
bizi onurlandırarak, Derneğimiz adına konuşma görevini bize verdi.
O’nun Hacettepe Tıp Fakültesinde öğrencisi ve asistanı olma onuru ile, konumuz olan

  • «COVID-19 Salgınının Halk Sağlığı Açısından Küresel Ekonomo – Politiği»

başlığını sunacağz. / SUNDUK…  Yansılarımızı görmek için lütfen tıklayınız :

30.YIL_N.FISEK_ANMASI_COVIT-19_SALGINININ_HALK_ SAGLIGI_ACISINDAN_EKONOMO_POLITIGI

Bu program bu gün, 3 Kasım 2020 Salı günü akşam 19:30’da başlayacak ve 2 saat sürecek.
3 konuşmacı 30’ar dakika kullanacak. Sonunda sorular da alınacak. / ALINDI
Anma etkinliği TTB’nin youtube ve twitter hesaplarından canlı yayınlanacak : / Yayınlandı..

https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=4f4f642a-1e04-11eb-9f63-b7e1409e57db&utm_source=dlvr.it&utm_medium=twitter

https://www.youtube.com/user/turktabipleribirligi
htEtiketlertps://twitter.com/ttborgtr

Duyuru posteri aşağıda, lütfen tıklayınız : 30. yıl Nusret Fişek anması, 2020

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sevgi ve saygı ile. 03 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

Salgın döneminde hastanemizi yıkıyorlar

Salgın döneminde hastanemizi yıkıyorlar

Dr. BAYAZIT İLHAN

Eskişehir Devlet Hastanesi’ni yıkıyorlar. Bu hastanemiz 2 yıl önce Eskişehir Şehir Hastanesi’nin açılması gerekçesi ile boşaltılmış, sağlık hizmetlerinden koparılmıştı. Merkezde kolay ulaşılabilir yerdeki bu yarım asırlık hastane kapatılıp hastalar ulaşımı daha zor olan Şehir Hastanesi’ne gitmek zorunda bırakılmıştı. Bu hastanemizin Eskişehir sağlık hizmetlerindeki yerini anlayabilmek için resmi rakamlara bakalım. Kapatılmadan önceki bir yılda (2017) bu hastanemizin 995 yatak kapasitesi ile hizmet verdiğini, 537 bini acil olmak üzere 2,1 milyon  muayene yapıldığını, toplam 20.522 ameliyat ve 6.125 doğum gerçekleştirildiğini, 56 erişkin, 10 çocuk ve 46 yenidoğan yoğun bakım yatağı bulunduğunu görüyoruz.

Bu kadar hizmetin verilebildiği donanımlı bir hastane 2 yıl boş yattıktan sonra şimdi yıkılıyor. Üstelik salgın tırmanıştayken, sağlık hizmetlerinin yeniden planlanmasına, değişik birimlere paylaştırılmasına çok ihtiyacımız varken… Yerine ne yapılacak? Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü “sağlık arazisi” olarak kullanılacağını söylüyor. Bunun anlamı nedir? Hangisine üzülelim? Bu hastanelerimizi en ihtiyaç duyduğumuz dönemde kaybetmemize mi? Buraların rant alanına dönüşme tehlikesine mi?

Hastanelerimizi yıkmayın, yeniden açın

Şehir hastaneleri gerekçe gösterilerek kapatılan hastanelerin tekrar açılması gerektiğini uzun zamandır anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye’de ilk açılan 11 şehir hastanesi için 30’a yakın hastane kapatıldı, yer değiştirdi ya da küçültüldü. Özellikle salgın döneminde bu hastanelere olan ihtiyacımız büsbütün ortaya çıktı. Ankara’da kurulan Hastanemi Açın Platformu (HAP) bu konuda yıllardır önemli bir çalışma yürütüyor, bu hastanelerimizin yeniden sağlık hizmetlerine kazandırılması için çabalıyor. Oysa Eskişehir’deki hastane yıkımı diğerlerinin akıbetinin de iyi olmadığını düşündürüyor.

Salgın artarak devam ediyor. Hem Covid hastaları hem de Covid dışı hastalar çok zor durumda. Devlet hastanelerinde acil olanlar dışındaki ameliyatlar yapılamıyor, kronik hastalar korkudan hastanelere gidemiyor, ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerini erteliyor. Pek çok kişi zamanında sağlık hizmeti alamadığı için hastalığı ilerlemiş olarak, kötü durumda karşımıza çıkıyor.

  • Kapatılan hastanelerimizin gecikmeden tekrar açılması ve doğru planlamayla sağlık hizmetlerine kazandırılması gerekiyor.

Hastaneler apar topar taşındı, başka kamu zararları da ortaya çıktı

2019 Sağlık Bakanlığı Sayıştay Denetim Raporu’nda kapatılan hastanelerle ilgili pek çok soruna işaret ediliyor. Teknik olacak ama bazı tespitleri yazmam gerekiyor. Ankara Şehir Hastanesi’ne taşınan hastanelerin nasıl kullanılacağına dair yeterli ön hazırlığın yapılmadığı belirtiliyor. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin (EAH) taşınması için 1 gün önce yazı yazıldığı ve taşınma sürecinin 5 gün içinde bitirilmesi, Yüksek İhtisas EAH’nin taşınması için 4 gün önce yazı yazıldığı ve taşınmanın 2 gün içinde bitirilmesi talimatı verildiği anlaşılıyor. “Bu kadar kısa sürede, sağlık hizmeti devam eden hastanelerin, yatan hastaların ve hastane malzemesinin taşınması hem hastalar hem de hastane çalışanları açısından oldukça zorlayıcı bir süreç olmuştur” deniyor. Taşınmadaki bu aceleye rağmen söz konusu hastane binalarının nasıl değerlendirileceği ile ilgili komisyonun 5 ay sonra kurulduğu, aldığı kararların sürekli değiştirildiği, telaşla boşaltılan Atatürk EAH binasının ne olacağının 10 ay sonra, 31Aralık 2019 tarihi itibarı ile netleşmediği anlatılıyor. Bu kadarı olmaz diyeceksiniz, hastaneler boş yatarken kiralık tesislere kiralar ödendiği, sağlık hizmetlerinden koparılan hastaneler için 2019 yılında 1 milyon 613 bin 186 TL tutarında elektrik faturası ödendiği belirtiliyor.

Sözleşmeye aykırı biçimde, kapatılan hastanelerden şehir hastanelerine tıbbi ekipman (AS: donanım) götürüldüğü, bundan ötürü sabit yatırım tutarı ve dolayısıyla kullanım bedeli revizyonunun yapılıp yapılmadığının bilinmediği, kapanan devlet hastanelerinden getirilen tıbbi ekipmanların bakım ve onarımlarının kim tarafından yapılacağı sorunu ortaya çıktığı kaydediliyor. Ankara Şehir Hastanesi’ne taşınacak hastanelerin, şirketin değişik aşamaları geç tesliminden dolayı öngörülen tarihlerde taşınamadığı, bu sürede görüntüleme ve laboratuvar hizmetleri için 2 kata varan bedeller ödendiği, kamunun zarara uğradığı kaydediliyor.

Neresinden baksak akla ziyan bir durumla karşı karşıyayız. Son olarak İstanbul ve Konya’da açılan şehir hastaneleri nedeniyle hastane kapatılmadı, demek ki olabiliyor.

  • Artık hastane kapatmayalım, kapananları çabucak açalım.

Hele Eskişehir’de yapılanı, hastane yıkma işini hemen durduralım.

İngiltere’de 2. kez ülke çapında karantina ilan edildi

İngiltere’de 2. kez ülke çapında karantina ilan edildi!

İngiltere'de ikinci kez ülke çapında karantina ilan edildi

Başbakan Boris Johnson, düzenlediği basın toplantısında, kısıtlamaların ekonominin yanı sıra akıl sağlığı üzerinde de etkisi olduğunu bildiğini belirtti. Ancak virüsün öngörülerden daha hızlı  yayıldığını söyleyen Johnson, önlem almazlarsa durumun çok daha kötü olacağı uyarısında bulundu. Bazı bölgelerdeki hastanelerin haftalar içinde kapasitelerini doldurma tehlikesi bulunduğunu ifade eden Johnson,
Can kaybı yüksek olacak ve sağlık uzmanları
kimin ölüp kimin yaşayacağına karar vermek zorunda kalacak” dedi.
KARANTİNA KARARI ALINDI
“Şimdi harekete geçme zamanı, çünkü başka seçenek yok” ifadesini kullanan Johnson, 5 Kasım Perşembe gününden başlayarak 4 haftalık bir karantina kararı aldıklarını duyurdu.  Bu yıl Noel‘in çok farklı olacağını söyleyen Johnson, ancak şimdi alınacak sıkı önlemlerle insanların Noel’de birbirlerini görebileceklerine inandığını belirtti. Başbakan Johnson, karantina konusunda “yalnız” olmadıklarını da ifade ederek, öbür Avrupa ülkelerini örnek gösterdi.
ÖNLEMLER
Evde kalın.
Ulusal Sağlık Hizmetlerini koruyun.
Hayat kurtarın

çağrısı yapan Johnson’ın açıklamasına göre, karantina 2 Aralık’a dek sürecek. Karantina kapsamında temel ürünlerin satıldığı marketler ve eczaneler hariç tüm perakende mağazaları kapatılacak. Bar ve restoranlar yalnızca paket servisi sunacak. Mart ayındaki ilk karantinanın aksine okullar ve üniversiteler ise açık kalmaya devam edecek. İnsanlar evlerinden yalnızca eğitim, iş, yiyecek alışverişi ve egzersiz gibi belirli sebepler kapsamında çıkmalarına izin verilecek. Farklı hane halkı üyeleri bir araya gelemeyecek.

GÜNLÜK 4 BİN ÖLÜM TEHLİKESİ
Öte yandan karantina kararı öncesi İngiliz basınına sızan hükümetin raporlarına göre, İngiltere’nin daha çok kısıtlamaya gitmemesi durumunda ilk dalgaya oranla çok daha yüksek bir ölüm sayısına ulaşılacağı öngörülüyordu. Hiçbir önlemin alınmaması durumuna ölümlerin günlük 4 bini geçebileceği, çok sıkı olamayan önlemlerde ise günlük sayının 2 bini bulacağı değerlendiriliyordu.
TOPLAM VAKA BİR MİLYONU GEÇTİ
Bu arada Sağlık Bakanlığının açıklamasına göre, son 24 saatte 21,915 yeni vaka tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 1 milyon 11 bin 660’a çıktı. Can kaybı ise, 326 artarak 46 bin 555’e ulaştı.
BÖLGESEL KARANTİNA UYGULAMASI YETERLİ OLMADI
Daha önce bölgesel karantina politikası izleyen İngiltere, salgının oranına bağlı olarak “orta”, “yüksek” ve “çok yüksek” olmak üzere 3 aşamalı bir plan uyguluyordu. 1. aşama, kapalı veya açık alanlarda buluşmanın 6 kişiyle sınırlandırılmasını, barlar ve restoranların yerel saatle 22.00’de kapanmlarasını içeriyordu. 2. aşamada farklı hane üyelerinin kapalı mekanlarda görüşmeleri yasaklanırken, 3. aşama ise bu önlemlerin yanı sıra barlar ve restoranların kapatılmasını öngörüyordu.
“İKİNCİ KARANTİNA FELAKET OLUR” DEMİŞTİ
Salgında Avrupa’da en çok ölümün görüldüğü ülkede son haftalarda günlük 20 binden çok vaka görülürken, can kayıpları da 300’ü geçmeye başlamıştı. Başbakan Johnson, 16 Eylül’de yaptığı açıklamada 2. karantinanın “felaket” olacağını söylemişti. İngiltere’de mart ayında da karantinaya gidilmiş ve önlemler aşama aşama büyük ölçüde temmuz ayında kaldırılmıştı.

AŞI TEKNOLOJİLERİ ve COVID-19 AŞILARINDA GÜNCEL DURUM 

Dostlar,

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Enfeksiyon Hastalıkları ve
Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı değerli meslektaşımız Prof. Dr. Necla Tülek,  2020-2021 ders yılı açılış dersini sundu Fakültesinde. (07 Ekim 2020)

Konusu aşağıdaki gibi idi:

  • AŞI TEKNOLOJİLERİ ve COVID-19 AŞILARINDA GÜNCEL DURUM 

36 yansıdan oluşan kapsamlı ve güncel sunumu, konu kamuoyunda da merakla izlendiği için, kendisinin izni ile, çok teşekkür ederek paylaşıyoruz..

 

 

 

 

 

 

 

Yansıları pdf olarak izlemek için lütfen tıklayınız.. (1,62 MB)

ASI_TEKNOLOJILERI_ve_COVID-19_ASILARINDA_GUNCEL_DURUM

Sevgi ve saygı ile. 01 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

 

 

 

 

 

COVID-19 SALGINI ile BAŞETMEK İÇİN : TÜM DÜNYADA EŞ ZAMANLI 14 GÜN TAM KAPATMA Çağrımız

COVID-19 SALGINI ile BAŞETMEK İÇİN :
TÜM DÜNYADA EŞ ZAMANLI 14 GÜN
TAM KAPATMA Çağrımız

Dostlar,

Geçtiğimiz 24 Ekim 2020, BM’nin (Birleşmiş Milletler) kuruluşunun 75. yıldönümü idi. O gün, sanal ortamlarda önemli yayınlar yapan KARANTİNA TV sahibi Sn. Recai AKSU bizimle bir söyleşi daha yaptı ve konuyu aşağıdaki gibi belirledik :

Birleşmiş Milletlerin 75. Kuruluş Yılında Küresel Sorunlarımız: Korona Salgını Örneği

65 dakika süren program daha sonra çok izlendi ve olumlu geribildirimler aldık..
Aşağıdaki erişke (link) ile izlenebilir, izlensin ve paylaşılsın dileriz..
http://ahmetsaltik.net/2020/10/26/katrantina-tv-programimiz-24-ekim-2020/
****
Ardından web sitemizde aşağıdaki yazıyı Türkçe ve İngilizce olarak yayınladık :

  • COVID-19 SALGININ DENETİMİ İÇİN ULUSLARARASI ÇAĞRI
    http://ahmetsaltik.net/2020/10/27/covid-19-salginin-denetimi-icin-uluslararasi-cagri/

Salgın, vahşi kapitalizmin kâr hırsıyla denetlenemiyor.

BM-DSÖ çağrısıyla, TÜM DÜNYADA
EŞ ZAMANLI 14 GÜN TAM KAPATMA
çağrısı yapıyoruz… Bu tarihsel bir adımdır.

INTERNATIONAL CALL FOR CONTROLLING
COVID-19 PANDEMIC

The COVID-19 pandemic cannot be controlled
by the brutal capitalism’s ambition for profit!

With the UN-WHO call, call for 14 DAYS FULL CLOSURE CONCURRENT ALL OVER THE WORLD. This is a historical step..

*****
Türk Toraks Derneği’nin düzenlediği, 2 gün süren halk için akciğer sağlığı sanal kongresinde de, çağrılı konuşmacı olarak aynı temayı paylaştık. Oturum başkanı Sn. Prof. Dr. Fuat Kalyoncu’ya BM Genel Sekreterliği rolü yükleyerek, biz de DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) Genel Başkanı rolünü üstlenerek (!) hülyamızı / ütopyamızı bir parça somutlayarak canlandırdık!

https://www.youtube.com/watch?v=cAX3WkFzbHw&feature=youtu.be
(Bizim sunumumuz 1 saat 20. dakikadan başlıyor, 25 dakika sürüyor..)
***
Bu önerimize, Sn. Prof. Dr. Bilsay Kuruç‘tan da değerlendirme geldi. Saygın bilim insanı
Prof. Kuruç’a teşekkür ederek özlü ve hep olduğu gibi öğretici what’s up iletisini izni ile
aşağıda paylaşıyoruz:
***
Değerli Dostumuz,

Sizin, Erinç’in yazısı ve TV söyleşinizden başlayan öneri ve çağrınız üzerine yorum yapmakta geciktim. Bazen zaman hızlanıyor galiba, yetişemiyorum!

Dünyanın 14 gün kapanması‘ insanın yaşama hakkının sahibince yapılabilecek
mükemmel öneridir.

Ancak, Bunu benimseyecek ülkeler arasında Türkiye’nin (onu yönetenlerin) yer alacağını sanmıyorum. Sosyal devlet için kaynak ayırma konusunda da! Rejimin özelliklerine aykırıdır.

Değerli Dostumuz,

Dünya merkez bankaları (başta ABD’nin FED’ i olmak üzere) 2008’den bugüne dek 972 kez faiz indirimi yaparak ‘para’ yı ucuzladıkça ucuzlatmışlar. Ve bu ucuzlayan paralarla satın alınmış 19 trilyon Dolar tutarındaki mali varlıkları (borç senetlerini) para basarak kendi bilançolarına alarak borçlanmayı teşvik etmişler!

Çünkü kapitalizm son 10 küsur yılda gitgide daha çok borç yaratarak işleyebiliyor! Dünyada da bizde de. Ve bu ilginç süreç sermayenin yaşam koşulu oldu. Bu senaryo sosyal devlete (ona pay ayrılmasına) olanak vermiyor, vermeyecek. Düşünün, bu süreç 17 trilyon Dolarlık bir ‘negatif getiri’ li  borç senedi hacmi yaratmış! Yani, ‘havadan’ yaratılan para ile. Bu para nereye gitmiş? Şirketlerin hisse senetlerine ve konuta. O nedenle, covid salgını Marttan sonra ABD’de kurban sayısını önce 100 bine, sonra 200 bine çıkarırken  Wall Street’te hisse senedi ve borç senedi piyasaları coştukça coşuyordu. Çoşku sürüyor, çünkü FED para basmayı sürdürüyor ! Sosyal devlet ? diye onlara sorarsanız, “O nedir ?” diyeceklerdir.

  • Kapitalizmin saygısız ve acımasız olduğunu öğrenemezsek, işte o zaman Cumhuriyeti kaybederiz.

Sevgi ve saygıyla, iyi akşamlar. 31 Ekim2020
*****
Büyük ATATÜRK uzuuun onyıllar öncesinde tarihe not düşmemiş miydi?

  • Bizi mahvetmek isteyen emepryalizm ve bizi yutmak isteyen kapitalizm ile savaşımı (mücadeleyi) meslek edinmiş insanlarız…

Sevgi ve saygı ile. 31 Ekim 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

Dünya Tasarruf Günü

Raporlara göre, 2050 yılına dek küresel ısınmadan yılda 100 milyon kişi ekonomik olarak etkilenecek.
250 bin kişi ise hastalıktan yaşamını yitirecek. Kaynakları tükenen dünyada tasarruf her zamankinden daha önemli.

cumhuriyet.com.tr   31 Ekim 2020   (AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Dünya Tasarruf Günü iklim, sağlık ve ekonomik kriz gölgesinde kutlanıyor

Yıl 1924… Dünya, tarihin en büyük ekonomik krizlerinden birine yaklaşıyor. 1929’daki Büyük Buhran… Uygulanan politikalarla halkın birikimleri yok olmuş. Sisteme güven kalmamış…

İnsanların birikimlerini yastık altında tutmak yerine bankada değerlendirmelerini teşvik için Milano’da Uluslararası Tasarruf Kongresi toplanıyor. Ve o toplantıda Dünya Tasarruf Günü ilan ediliyor.

Türk bankalarından bazıları ise 1935 yılında Türkiye’nin gündemine getiriyor tasarruf gününü. O tarihten başlayarak 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü olarak Türkiye’de de kutlanıyor.

Bugün dünya yeni bir krizin ortasında.

  • Hem ekonomik hem sağlık hem de iklim konusunda büyük yıkım yaşanıyor. 

Önümüzdeki 50 yılda küresel iklim kriziyle birlikte 250 bin kişinin hastalıktan yaşamını yitirmesi de söz konusu. 100 milyon kişi ise ekonomik olarak etkilenecek. O nedenle özellikle enerji tasarrufu ya da enerjiyi etkili ve verimli kullanmak için tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gerekiyor. Çünkü küresel ısınmayı enerji tasarrufu yaparak önleyebiliriz. Enerji tasarrufu sayesinde doğa ve çevre büyük ölçüde korunmuş olur.

BÜTÇE YÜKÜ ARTIYOR

Tasarrufun öbür boyutu kaynakları yetersiz Türkiye için tabii ki ekonomik. Türkiye enerji alanında dışa bağımlı bir ülke. Yıllık 45 milyar $ enerji ithalatı yapılıyor. 2020 içinde dövizde %30’ları bulan artış nedeniyle vatandaşın elektrik ve doğalgaz faturaları katlanıyor.

Artık yaşamın her alanında anahtar kelime tasarruf!

AVRUPA’DA SIFIR ENERJİLİ BİNA ZORUNLU

Avrupa Birliği’nde 1 Ocak 2021’den bu yana “sıfır enerjili binalara” dönüşümü başlatılıyor. Birçok ülkenin eylem planında yer alan bu dönüşüm Türkiye’nin de gündeminde. Çünkü Türkiye’nin 45 milyar dolarlık doğalgaz ithalatının 15 milyar dolarlık bölümü binalarda tüketiliyor.

  • Sıfır enerjili bina, yıl boyunca en az tükettiği kadar enerjiyi yenilenebilir enerji kaynağı kullanarak üreten binalar demek.

Yenilenebilir enerji kaynağı olarak güneş, toprak ve rüzgâr enerjisi kullanılıyor.

Bu konu geçen ay İstanbul’da düzenlenen uluslararası bir toplantıda ayrıntılı olarak tartışıldı.

“Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Sanal Forumu ZeroBuild Forum 20”ye, 35 ülkeden konuşmacı katıldı. Forum Genel Sekreteri Özgür Kaan Alioğlu, “Sıfır Enerji Binalar’a dönüşüm, hem ülke ekonomisine hem birey ekonomisine hem çevreye hem de enerjide dışa bağımlı olan ülkemizin milli güvenlik alanına da büyük bir kazanım sağlar” diyor.

Türkiye’de Sıfır Enerji Bina örneğinin henüz yok denecek kadar az olduğunu da ekleyerek şunları söylüyor:

“Türkiye’de Sıfır Enerji Bina örneği maalesef iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar düşük bir seviyede. Bu hem üzüntü verici hem de bir taraftan alınacak aksiyonların getireceği kazançlar hesaplandığında çok umut vaat eden bir durum. Teşvik konusu sanırım bu altyapısal ve mevzuatsal düzenlemeler tamamlandıktan sonra gündeme gelecektir ve gelmelidir de bence. Bütün dünya, özellikle gelişmiş ülkeler tüketicilerini bu konuda teşvik ediyor ve yönlendiriyor. Geçmiş yıllarda birçok konuda treni kaçırmış ve arkasından kovalamak zorunda kalmış bir ülke olarak bu konuda hem kamu hem de kamuoyu olarak fırsatları iyi değerlendirmemiz gerekiyor.”

=================================

Dostlar,

Öncelik NÜFUS PLANALAMASINDA :

  • HER AİLEYE 1 ÇOCUK! Başka hiçbir yolu yok!Küresel bir seferberlikle.. zamanı geldi de geçiyor da..
    Dünya sonlu, tükendi / tükettik.. Sonsuza dek hesapsız üreme olanağı yok!Sonra EN ÜST DÜZEYDE TASARRUFLU YAŞAM

    3. olarak da yabanıl (vahşi) kapitalizmin HER DURUMDA ENÇOK KÂR saldırısının gemlenmesi.. Bunun da aracı, SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA ilkesinin artık çöpe atılması ve NÜFUS PALNALAMASI ilkesine sarılmak..

O zaman İzmir / Bayraklı’da alüvyon zemini tarımsal alan olarak kullanabilecek, oraları kentleşmeye açmayacak, üstüne üstlük çok katlı bina yapımına izin vermeyecek ölçüde aklımızı başımıza toplamış olabiliriz…

Kendim ettim / kendim buldum / gül gibi sararıp soldum…

Yüreğimiz acı dolu, AKLA VE BİLİME DAYALI BİR YAŞAM ise tek reçetemiz.

  • Bu arada; beklenen İSTANBUL DEPREMİ büyük – yıkıcı olursa, ÜLKEMİZİN EKONOMİK – YÖNETSEL BAĞIMSIZLIĞINI YİTİRMESİNE NEDEN BİLE OLABİLİR!!

Abartılı görülmeyip gerekenler yapılmalı.. Yapılmıyor ise KASIT ARANMALI!

Sevgi ve saygı ile. 31 Ekim 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

HALK İÇİN AKCİĞER HASTALIKLARI  ve COVID-19 KONGRESİ

HALK İÇİN AKCİĞER HASTALIKLARI 
ve COVID-19 KONGRESİ

29-30 EKİM 2020 | 12:00-17:00

Güncelleme (30.10.2020; 23:33) :
29 Ekim günü yapılan tüm konuşmalara şu adresten erişmek olanaklı :

https://www.youtube.com/watch?v=cAX3WkFzbHw&feature=youtu.be

Bizim sunumumuz 1 saat 20. dakikadan başlıyor, 25 dakika sürüyor..
****
Dostlar,

29 Ekim 2020 Perşembe günü (bu gün), Cumhuriyetimizin 97. yıldönümünde,
bu kongrede bizim de, çağrılı olarak
bir konuşmamız olacak saat 13:00’t
e..

Ardından soruları yanıtlayacağız. / Yanıtladık
Şu başlıkları irdeleyeceğiz: / İrdeledik

Dünya pandemiyi nasıl yenebilir ???

  1. 8 aydır evlere kapandık, maskelerle dolaşıyoruz ama pandemi hız kesmek yerine
    her gün günlük vaka sayısında rekorlar kırıyor. Biz artık böyle mi yaşayacağız?
  2. Aşı geliştirme çalışmaları, ilaç çalışmaları doğal akışından çok daha hızlı ilerliyor,
    bu sizce umut verici mi yoksa tam tersine kaygı mı uyandırıyor?
  3. Aşı dışında umudumuz yok mudur?
    Aşının ne zaman işe yarar şekilde kullanılmasını bekleyebiliriz?
  4. Bu pandeminin bitişinin ne denli süreceğini kestiriyorsunuz?
  5. Bu pandemi bitikten sonra yeni pandemilerin de gelebileceği söyleniyor.
    Bu olasılık ne denli gerçek ve olmaması için ne yapılabilir?
  6. Pandemi ile savaş salt tıbbi önlemlerle olanaklı mı?
    Değilse hangi ekonomik, toplumsal, kültürel önlemler alınmalı?
  7. Halk sağlıkçı olarak şu anda bütün dünyanın yönetimi sizde olsa pandemi denetimi için
    ne yapardınız?

 Kongre ile İlgili Tüm Bilgiler için Tıklayınız

Halk Kongresini ve daha fazlasını aşağıdaki sosyal medya kanallardan izleyebilirsiniz

*****
Türk Toraks Derneğinin çok değerli yöneticileri meslektaşlarımızı, TTD üyelerini, emekçilerini, bu Halk Kongresine destek verenleri… içtenlikle kutluyoruz.
Bize de konuşma fırsatı verdikleri için teşekkür ediyoruz.
Bu etkinlik tam anlamıyla bir HALK SAĞLIĞI HİZMETİDİR.
  • Zaten asıl sağlık hizmeti hastaya değil sağlama verilendir!

Konuşmamızda kullandığımız 10 yansı aşağıda..

TTD_sunumu_Ahmet_SALTIK_29Ekim2020

Ulusumuzun sağlığını korumak için yararlı olsun dileriz.
(13:30’da biten söyleşimizi, 16:18’de salt youtube’da 20 bin ayrı kişi izlemişti..)

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yılını coşku ve onurla kutlarken, Büyük ATATÜRK‘ün  bu kutsal emanetini sonsuza dek başı dik ve saygın olarak yaşatma kararlılığımızı, bir kez daha Ulusumuz ve tarih önünde vargücümüzle haykırarak duyuruyor ve ilan ediyoruz!
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ!
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ!
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ!
  • YAŞATACAĞIZ, YAŞATACAĞIZ, YAŞATACAĞIZ!

    Sevgi ve saygı ile. 29 Ekim 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

KRT TV Programımız : 30 Ekim 2020

Dostlar,

Bu akşam, 30 Ekim 2020 Cuma,
saat 17:20 sonrasında KRT TV’de olacağız.

Yine salgını konuşacağız.. /

Konuşamadık…  İzmir depremi nedeniyle…

Ulusumuzun acısını yürekten paylaşıyoruz.

Depremlerde en çok hasar gören binalar kamu binaları oluyor.
İzmir’de 2 hastane binası hasar nedeniyle boşaltılıyor.
Depremde en çok gereksinim duyulan binalar..
Bu vicdansız yükleniciler / denetçiler / siyasetçiler nedeniyle hasar görerek boşaltılıyor.. Ne acı..

  • Bu arada; İSTANBUL DEPREMİ büyük – yıkıcı olursa, ÜLKEMİZİN EKONOMİK – YÖNETSEL BAĞIMSIZLIĞINI YİTİRMESİNE NEDEN BİLE OLABİLİR!!
  • Abartılı görülmeyip gerekenler yapılmalı..
  • Yapılmıyor ise KASIT ARANMALI!

Öte yandan; Deprem + COVID-19’un ciddi, birikimli olumsuz etkileri oluyor.
Bunları da gecikmeden, uygun zamanda TV’lerde konuşmalı ve yaşama geçirilmeli.
(Güncelleme; 30.10.2020, 23:28)

İlgi ve bilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 30 Ekim 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com