Etiket arşivi: Hastanemi Açın Platformu (HAP)

DSÖ sağlık hizmetleri raporu ne gösteriyor?

author

Salgın, özellikle Türkiye gibi hastalığı kontrol altına alamayan ülkelerde hayatın tüm alanlarını olumsuz etkilemeye devam ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Covid-19 pandemisi döneminde sunulması gerekli olan sağlık hizmetlerinin devamlılığı üzerine Ocak – Mart 2021 döneminde ülkelerin durumunu ortaya koyan raporunu yayımladı. Rapor 135 ülkenin verileri ile önemli değerlendirmeler içeriyor. Türkiye’yi merak ediyorsunuz, ben de merak ettim ancak gördüm ki salgınla başarılı mücadelesini kitaplaştıran ülkemiz, sağlık hizmetlerinin yaşamsal alanlarındaki durumla ilgili DSÖ’ye geri bildirimde bulunmamış.

Ülkelerin % 94’ü salgının değişik ölçülerde sağlık hizmetlerinde bozulmaya yol açtığını belirtiyor. Özellikle temel sağlık hizmetleri, rehabilitasyon ve palyatif hizmetler ile kronik hastalıkların takibindeki sorunlar en olumsuz etkilenenler arasında bildiriliyor. Acil olmayan cerrahi girişimlerin ülkelerin % 66’sında aksadığı, salgın uzadıkça sorunun büyüdüğü ifade ediliyor. Bozulma tüm alanlarda var, kırılgan grupların sıkıntıları daha yoğun.

Nedenlere gelince, sağlık hizmetlerinin sunumu ve talebi ile ilgili olarak sınıflandırılıyor. Zengin ülkelerin stratejik olarak bazı hizmetleri durdurduğu veya dönüştürdüğü gözlenirken, düşük ve orta gelir grubunda sıklıkla planlanamayan bozulmalar olduğu bildiriliyor. Ülkelerin %66’sı sağlık emek gücü eksikliği üzerinde duruyor. Sağlık hizmetini talep etmedeki azalmada hastalık kapma korkusu, koruyucu ekipman (AS: donanım) eksiklikleri, hareket kısıtlamaları, gelir kaybı ve artan maliyetler öne çıkıyor. Yüzde 57 ülke (AS: Ülkelerin %57’si) insanların korku ve güvensizlik nedeniyle, sağlık hizmeti talep etmekten geri durduklarını belirtiyor.

Bu aksamaların önüne geçilemedikçe salgın dışı hastalıklarda ve ölümlerde artışların devam edeceğini söylemek mümkün. DSÖ ülkelerin bu aksamaları azaltmak için kendi koşullarında ortaya koyduğu çözümleri ve geçen yılda yapılan çalışmalara göre iyileşmeler olduğunu da bildiriyor.

TÜRKİYE’DE DURUM NE?

DSÖ raporunda yazan sorunların çoğunun ülkemiz için de geçerli olduğunu biliyoruz. Ancak şeffaf olmayan salgın yönetiminin burada da ortaya çıktığını ve hizmetlerdeki sorunlarla ilgili Sağlık Bakanlığı’nın yalnızca kamuoyuna değil DSÖ’ye de bilgi vermediğini görüyoruz.

Hastalarımız kamu hastanelerinden muayene randevusu alamıyor, servisler ve yoğun bakım yatakları salgın hastalığa ayrıldığı için yatamıyor, acil olmayan ameliyatlar erteleniyor ve birikmiş durumda. Kronik hastalar, kanser, şeker, hipertansiyon, böbrek, karaciğer, akciğer hastaları kontrollere gidemiyor ya da korkudan gitmiyor. Hekime hastalıkları ilerlemiş olarak başvuruyor. Özel hastaneler daha çok salgın dışındaki hastaların muayene ve ameliyat oldukları merkezler durumunda ve parasını denkleştirebilen yurttaşlar buralardan hizmet almaya çalışıyor.

Kaç kişi ameliyatını erteledi, sırada bekliyor ya da özel sağlık kuruluşlarında tedavi olmak zorunda kaldı? Kaç kişi salgın nedeniyle sayılan aksamalar nedeniyle öldü ya da hastalığı ilerledi? Bunlara ilişkin resmi verilerden yoksunuz.

İKİ KOLAY VE HAYATİ (AS: Yaşamsal) ADIM

Her şeyin çözümü değil ama ülkemiz koşullarında sağlığımıza iyi gelecek iki kolay adım var:

Birincisi kapatılan, çürümeye terk edilen hastaneleri gecikmeden açmak.

Hastanemi Açın Platformu’nun (HAP) dediği gibi bunun az bir yatırımla ve kısa sürede başarılması mümkün.

Artan ihtiyaç bilindiği için “Türkiye’nin Koronavirüsle Başarılı Mücadelesi” kitabında da pandeminin başından bu yana açılan yeni hastanelere ve yatak kapasitesinin 11 bin 792 artırıldığına değiniliyor. Oysa çok daha az yatırımla ve kısa sürede açılabilecek Ankara Numune Hastanesi, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi gibi otuza yakın hastanemiz var.

  • İkincisi de atamayı bekleyen 600 bin sağlıkçının atanması.

Böylece hem bu gençlerimiz evlerinde çile doldurmaktan kurtulacak hem de sağlık hizmetlerine büyük katkıları olacak.

Ne dersiniz, zor mu? Halkın sağlığını düşünen iktidarlar için zor olmasa gerek.

Salgın döneminde hastanemizi yıkıyorlar

Salgın döneminde hastanemizi yıkıyorlar

Dr. BAYAZIT İLHAN

Eskişehir Devlet Hastanesi’ni yıkıyorlar. Bu hastanemiz 2 yıl önce Eskişehir Şehir Hastanesi’nin açılması gerekçesi ile boşaltılmış, sağlık hizmetlerinden koparılmıştı. Merkezde kolay ulaşılabilir yerdeki bu yarım asırlık hastane kapatılıp hastalar ulaşımı daha zor olan Şehir Hastanesi’ne gitmek zorunda bırakılmıştı. Bu hastanemizin Eskişehir sağlık hizmetlerindeki yerini anlayabilmek için resmi rakamlara bakalım. Kapatılmadan önceki bir yılda (2017) bu hastanemizin 995 yatak kapasitesi ile hizmet verdiğini, 537 bini acil olmak üzere 2,1 milyon  muayene yapıldığını, toplam 20.522 ameliyat ve 6.125 doğum gerçekleştirildiğini, 56 erişkin, 10 çocuk ve 46 yenidoğan yoğun bakım yatağı bulunduğunu görüyoruz.

Bu kadar hizmetin verilebildiği donanımlı bir hastane 2 yıl boş yattıktan sonra şimdi yıkılıyor. Üstelik salgın tırmanıştayken, sağlık hizmetlerinin yeniden planlanmasına, değişik birimlere paylaştırılmasına çok ihtiyacımız varken… Yerine ne yapılacak? Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü “sağlık arazisi” olarak kullanılacağını söylüyor. Bunun anlamı nedir? Hangisine üzülelim? Bu hastanelerimizi en ihtiyaç duyduğumuz dönemde kaybetmemize mi? Buraların rant alanına dönüşme tehlikesine mi?

Hastanelerimizi yıkmayın, yeniden açın

Şehir hastaneleri gerekçe gösterilerek kapatılan hastanelerin tekrar açılması gerektiğini uzun zamandır anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye’de ilk açılan 11 şehir hastanesi için 30’a yakın hastane kapatıldı, yer değiştirdi ya da küçültüldü. Özellikle salgın döneminde bu hastanelere olan ihtiyacımız büsbütün ortaya çıktı. Ankara’da kurulan Hastanemi Açın Platformu (HAP) bu konuda yıllardır önemli bir çalışma yürütüyor, bu hastanelerimizin yeniden sağlık hizmetlerine kazandırılması için çabalıyor. Oysa Eskişehir’deki hastane yıkımı diğerlerinin akıbetinin de iyi olmadığını düşündürüyor.

Salgın artarak devam ediyor. Hem Covid hastaları hem de Covid dışı hastalar çok zor durumda. Devlet hastanelerinde acil olanlar dışındaki ameliyatlar yapılamıyor, kronik hastalar korkudan hastanelere gidemiyor, ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerini erteliyor. Pek çok kişi zamanında sağlık hizmeti alamadığı için hastalığı ilerlemiş olarak, kötü durumda karşımıza çıkıyor.

  • Kapatılan hastanelerimizin gecikmeden tekrar açılması ve doğru planlamayla sağlık hizmetlerine kazandırılması gerekiyor.

Hastaneler apar topar taşındı, başka kamu zararları da ortaya çıktı

2019 Sağlık Bakanlığı Sayıştay Denetim Raporu’nda kapatılan hastanelerle ilgili pek çok soruna işaret ediliyor. Teknik olacak ama bazı tespitleri yazmam gerekiyor. Ankara Şehir Hastanesi’ne taşınan hastanelerin nasıl kullanılacağına dair yeterli ön hazırlığın yapılmadığı belirtiliyor. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin (EAH) taşınması için 1 gün önce yazı yazıldığı ve taşınma sürecinin 5 gün içinde bitirilmesi, Yüksek İhtisas EAH’nin taşınması için 4 gün önce yazı yazıldığı ve taşınmanın 2 gün içinde bitirilmesi talimatı verildiği anlaşılıyor. “Bu kadar kısa sürede, sağlık hizmeti devam eden hastanelerin, yatan hastaların ve hastane malzemesinin taşınması hem hastalar hem de hastane çalışanları açısından oldukça zorlayıcı bir süreç olmuştur” deniyor. Taşınmadaki bu aceleye rağmen söz konusu hastane binalarının nasıl değerlendirileceği ile ilgili komisyonun 5 ay sonra kurulduğu, aldığı kararların sürekli değiştirildiği, telaşla boşaltılan Atatürk EAH binasının ne olacağının 10 ay sonra, 31Aralık 2019 tarihi itibarı ile netleşmediği anlatılıyor. Bu kadarı olmaz diyeceksiniz, hastaneler boş yatarken kiralık tesislere kiralar ödendiği, sağlık hizmetlerinden koparılan hastaneler için 2019 yılında 1 milyon 613 bin 186 TL tutarında elektrik faturası ödendiği belirtiliyor.

Sözleşmeye aykırı biçimde, kapatılan hastanelerden şehir hastanelerine tıbbi ekipman (AS: donanım) götürüldüğü, bundan ötürü sabit yatırım tutarı ve dolayısıyla kullanım bedeli revizyonunun yapılıp yapılmadığının bilinmediği, kapanan devlet hastanelerinden getirilen tıbbi ekipmanların bakım ve onarımlarının kim tarafından yapılacağı sorunu ortaya çıktığı kaydediliyor. Ankara Şehir Hastanesi’ne taşınacak hastanelerin, şirketin değişik aşamaları geç tesliminden dolayı öngörülen tarihlerde taşınamadığı, bu sürede görüntüleme ve laboratuvar hizmetleri için 2 kata varan bedeller ödendiği, kamunun zarara uğradığı kaydediliyor.

Neresinden baksak akla ziyan bir durumla karşı karşıyayız. Son olarak İstanbul ve Konya’da açılan şehir hastaneleri nedeniyle hastane kapatılmadı, demek ki olabiliyor.

  • Artık hastane kapatmayalım, kapananları çabucak açalım.

Hele Eskişehir’de yapılanı, hastane yıkma işini hemen durduralım.

Kapattığınız hastanelerimizi açın

Dr. Bayazıt İLHAN

Covid-19 pandemisinde ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın da işaret ettiği tehlikeli bir artış var. Salgın denetim altına alınamadı.

İnsanlarımız artarak hastalanmaya, ölmeye devam ediyor. Özellikle bazı illerimizde durumun kötüye gittiği açıklamalara yansıyor. Öncelikle, haklı olarak hastalığın yayılmamasına yönelik önlemlere dikkat çekiliyor, ancak tedavi edici hizmetleri de zorlayan gelişmeler var. Pek çok ilde yoğun bakım yataklarında sıkıntı yaşandığı bilgileri geliyor.

TÜM YOĞUN BAKIM YATAKLARI COVID-19 HASTALARINA AYRILACAK

Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nün değişik ortamlarda paylaşılan 28 Temmuz 2020 tarihli toplantı kararları durumun ciddiyetini göstermesi yanında, kısa sürede çözüm bulunması gereken meselelere de işaret ediyor. Buna göre devlet hastanelerinde boş yoğun bakım yataklarının tamamının Covid yoğun bakım yatağı, klinik servis yataklarının en az yarısının Covid yatağı olarak ayrılması, acil olmayan ameliyatların ikinci bir karara kadar ertelenmesi talimatı veriliyor.

Peki, tüm bu yataklar Covid-19 hastalarına ayrılacaksa, bu hastalık için yeterli olacağını düşünsek bile (bundan da emin olamıyoruz) sağlık hizmetlerini aylardır erteleyen diğer hastalar ne yapacaklar? Kalp krizi, felç, trafik kazası, iş kazası, mide kanaması geçirdiklerinde, şeker hastalığına, kansere, böbrek, karaciğer hastalıklarına yakalandıklarında, kalçaları kırıldığında, yoğun bakıma ihtiyaç duyduklarında ne yapacaklar? Parası olanlar özel hastanelere gidecekler, olmayanlar?

Sağlık hizmetlerinin ertelenemez yanı vardır, zorunlulukla bazılarını erteleseniz bile belli bir süre yapabilirsiniz. Zaten hastalar Covid-19 nedeniyle beş aydır ihtiyaç duydukları pek çok sağlık hizmetini öteliyorlar.

KAPATILMAMALARI GEREKİYORDU, ŞİMDİ AÇILMALARI GEREKİYOR

Burada çözüm için atılacak en kolay, bilimsel ve ekonomik adım bellidir. Türkiye’de on ilde şehir hastaneleri gerekçe gösterilerek kapatılmış, sağlık hizmeti veremez hale gelmiş, şehir merkezlerinde boş bekleyen otuza yakın hastane vardır.

Bunların hizmete açılması için büyük yatırımlara, havaalanı pistlerini parçalamaya, uzun zamana ihtiyaç da yoktur. Karar verilirse bazıları için yapıldığı gibi 15 günde sağlık hizmetlerine açılabilirler. Doğru planlamayla Covid-19 hastaları için ya da diğer hastaların tedirgin olmadan güvenli sağlık hizmeti alması için kullanılabilirler.

En çok hastane Ankara’da kapatıldı. Aralarında Türkiye’nin en büyük ve en köklü hastaneleri olan toplam 3415 yataklı altı hastanenin kapısına kilit vuruldu. İl Sağlık Müdürlüğü’nün de dikkat çektiği sıkışıklığı göz önüne alarak Ankara Numune Hastanesi, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi, Dışkapı Çocuk Hastanesi başta olmak üzere hastanelerimiz tekrar sağlık hizmetlerine kazandırılmalıdır.

Aynısı Bursa Memleket Hastanesi, Adana Numune Hastanesi’nin tam kapasiteyle çalışması, Mersin, Kayseri, Eskişehir, Manisa, Isparta, Elazığ, Yozgat devlet hastaneleri, kısacası kapatılan tüm hastanelerimiz için geçerlidir. Bu hastanelerimiz kent rantına kurban gitmemeli, sağlık hizmetlerine dönmelidirler. Pandemi dönemi bu ihtiyacı tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarmıştır.

ANKARALILARIN YAŞAMSAL TALEBİ

Ankara’da 120’den fazla meslek odası, sendika, siyasi parti, dernek, Ankara’nın tüm örgütlü yapıları bir araya gelerek hastanelerinin kapatılmasını önlemeye çalıştılar, şimdi tekrar açılması için Hastanemi Açın Platformu (HAP) adıyla mücadele ediyorlar. Salgının başında, 6 Nisan 2020’de yaptıkları açıklamayla, artacak sağlık hizmeti ihtiyacına dikkat çektiler. Aradan geçen dört ayda haklılıkları iyice ortaya çıktı.

Şimdi inatlaşma değil sağlığımıza iyi gelecek işler yapma zamanı. Yetkililere seslenelim, HAP’a kulak verin:

  • Ankara Numune Hastanesi’ni açın.
  • Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi’ni açın.
  • Dışkapı Çocuk Hastanesi’ni açın.
  • Ankara Fizik Tedavi Hastanesi ve Ulus Devlet Hastanesi’ni açın.

İstanbul’da kapatılmadı, demek ki oluyor, bundan sonra da şehir hastanelerini gerekçe göstererek hastane kapatmayın.

Öyle ya, sağlık bu, başka şeye benzemez.