K O N F E R A N S’a ÇAĞRI
Tel. 0312 434 37 16
BURUK KUTLAYIŞ
Değerli arkadaşlar,
90 yıl önce Emperyalizmin işgaline başkaldırarak, büyük özverilerle, kanla, irfanla kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bugün kuruluş felsefesiyle uyumlu olmayan bir gidiş içindedir.
diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerine, düşüncelerine ve gelecek için beslediği umutlarına milletçe yaraşır olabildiğimizi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını
bu anlamda sevinçle, övünçle kutlayabildiğimizi söyleyecek durumda mıyız?
Hayır !
Ülkemiz değişik eksenlerde sürekli ayrışmalara, çatışmalara itilmekte, bilimden, teknolojiden, sanattan, üretimden alıkonmakta, gelecek kuşaklarımızın
gideremeyecekleri çok değerli zaman yitirilmektedir. Hemen bütün alanlarda
Dünya ortalamasının altında kalan ve İnsansal Gelişmişlik Sıralamasında (HDI)
90 ülkenin ardından gelen Türkiye;
Emperyalizmin “Demokrasi, insan hakları, özgürlük” kavramlarıyla süslü siyasal, ekonomik, kültürel tuzaklarına düşerek, Kurucu felsefeden, Bilimsel akıldan,
“Bilimin Rehberliğindeki Ulus Devlet anlayışından” gitgide
“Yurtta Barış, Dünyada Barış” idealinin seçkin (mümtaz) temsilcisi
Mustafa Kemal Atatürk’ü anladığını sanan, “Atatürkçü geçinen” aymazların,
Atatürk’ü hiç anlamak istemeyen sapkınların ve Atatürk düşmanı işbirlikçilerin,
hainlerin elinde adım adım karanlığa, belirsizliğe, çöküntüye giden, gelişkin uygar milletler arasındaki onurlu yerini alamayan “ortalama” ve “sıradan” bir ülkenin*
Kuruluş Bayramını gönül burukluğu ile kutluyoruz.
Sevgilerimle. æ
*) Şimdi -ortalama ve sıradan- oluşumuz bile 90 yıl önce atılan temellerin üzerinde bulunduğumuz içindir; yani Laik Cumhuriyetin sayesindedir. Eğer Cumhuriyet Kurulmasaydı, şimdi daha da aşağılarda, Bangladeş, Afganistan veya Sudan, Mısır ayarında bir ülke olurduk..
Dostlar,
AKP, Marmaray‘ın boğaz altındaki kritik tüp geçidini açıyormuş..
Gönülden dileriz ki;
BİNYILIN EN BÜYÜK FACİASI İLE
MARMARAY SANİYELER İÇİNDE ONBİNLERCE YURTTAŞA MEZAR OLMASIN!
Ve de iktidar partisini, aşağıdaki “fantastik ötesi” başarıları için,
Cumhuriyetimizin 90. yılında kutlarız..
(Fotolar Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan’dan(
Sevgi ve saygı ile.
29.10.13, Ankara
Cumhuriyet’imizin 90. Yıldönümü
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
Dostlar,
Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan‘dan önemli bir yazı daha..
Çevre Bakanlığı’nın “İklim değişikliğ
Bize göre de en önemlilerinden biri artık anti-natalist (nüfus artışına karşı!) demografi politikaları benimsemek.. Pro-natalist (nüfus artışı yandaşı!) demografi politikalarını terk etmek! TÜİK anormal hatalar yapmayı sürdürüyor..
Bu sitede TÜİK’in hünerleri (!) konusunda bizim ve Sayın Ercan’ın birkaç makalesi yayımlandı..
Çok yazık, TÜİK, tarihinin en az saygın olduğu dönemleri yaşıyor..
Bu fahiş hatalar bitmiyor.. TÜİK, kendi verdiği yıl sonu nüfus rakamlarından (2011 ve 2012) yıllık nüfus artış hızını bile % 1,68 yerine % 1,35 olarak hesaplamayı becerebiliyor! (TÜİK’in Tehlikeli Hataları.. Başbakan da Yanıltılıyor.., http://ahmetsaltik.net/?s=T%C3%9C%C4%B0K%2C+n%C3%BCfus+art%C4% B1%C5%9F+h%C4%B1z%C4%B1%2C+%25+0%2C33&submit=Ara, 3.1.13)
Uyarılara karşın da kendini düzelt(e)miyor!?
Kurumu imamlar yönettiğinden mi acaba??
Bu durumda kılavuzu karga olanların burnu ??
Sevgi ve saygı ile.
26.10.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
=======================================
İklim değişikliğ
Prof. Dr. D. Ali ERCAN
Değerli arkadaşlar,
Çevre Bakanlığı’nın iklim değişikliğine (nedense küresel Isınım demiyorlar! sanki iklim değişikliğinin Küresel ısınımla ilgisi yokmuş gibi) karşı önlemler listesi yayınlandı. æ ***
*** Bakanlık en önemli önlemi unutmuş;
not. 1 litre benzin ≡ 3,2 kg. CO2 tir.
Dostlar,
“Hayvanlarda annelik…”
Olağanüstü güzellikte fotoğraflar..
Anneleri ve yavruları..
Müthiş bir annelik içgüdüsü, sevgi, kollama – koruma..
Keşke insanlar da birbirini riyasız, çıkarsız sevebilse..
Sevgi, cinsiyeti de aşabilse, cinsiyetsiz olsa..
Cinsiyetsiz; kamil insandan kamil insana olabilse..
Tüm felsefi iyi dileklere karşın insanoğlunun en büyük aşkı (!) neye biliyor musunuz?
Yanıtımız sizi çok şaşırtacak..
– Yerçekimine!
Deneyin isterseniz.
Nasıl mı?
Çok yalın (basit) : Sıçrayarak..
Kaç saniye ayrı kalabildiniz??
Üstelik “klasik aşk” gibi ömrü birkaç yıl da değil!
Yaşam boyu!
Son söz :
Doğa bizim fahişemiz değildir, ona hükmedilmez; yasaları öğrenilir
ve saygı gösterilerek karşılıklı dayanışma içinde (simbiyozis) birlikte yaşanır..
Geldiğimiz kritik aşama “sürdürülebilir kalkınma” değil, “sürdürülebilir yaşam” dır!
Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan‘ın paylaştığı güzelim yansları görmek ve hoş bir müzik eşliğinde izlemek için lütfen aşağıdaki kısa erişkeyi (linki) tıklayınız..
Sevgi ve saygı ile.
26.10.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
HAC ve KURBAN
Değerli arkadaşlar, 2011 yılında Kurban vesilesiyle paylaştığım iletileri arşivimden çıkardım. Sevgilerimle. æBugün dünyada 7 milyara yaklaşan insan nüfusunun yaklaşık %85 kadarı, yani büyük çoğunluğu inanan (Teist ve Deist) insanlardan oluşuyor; %10 kadarıAteist ve % 5 kadarı da Agnostik tir. “Dünya nüfusunun kabaca üçte ikisi dindar ve inandıkları bir dinin vecibelerini yerine getiren Teistlerdir” diyebiliriz.Hemen hemen tüm dinlerde, Kutsal yerlerin ziyaret edilmesi ve Tanrıya (Tanrılara) kurban (adak, armağan) verilmesi ibadetler arasında yer almaktadır. Tarih boyunca da böyle olmuştur. Tanrı’nın gazabından korunmak, Tanrı’yı hoşnut kılmak, Tanrıya ibadet ve saygı göstermek adına, bazı dinlerde insan öldürmek şekline kadar vahşileşen, zamanla insan yerine hayvan kesimi şekline dönüşen kanlı kurban geleneği sürdürülmüştür. Özellikle bu gün nüfusu 1,5 milyara yaklaşan İslâm dünyasında, Hacca gitmedikleri halde bulundukları yerde hayvan kesmek şeklindeki “kurban” geleneği giderek artan bir yoğunlukta yaşatılmaktadır. Oysa Kurban sadece Kabeyi ziyaret (Hacc) edenler için farz kılınmıştır.Kurban eski Türklerde de uygulanan dinsel bir törendi; ancak bu sembolik törende sadece Hakan tarafından, Hakanın en sevdiği bir at tüm “budun” adına Tengri dağında Köktengri’ye yollanmak üzere kurban edilirdi. Bu sembolik ibadetin içeriğinde “Tanrı için en sevdiğinden vazgeçmek” düşüncesi vardır.Türkler şaman inançlarını terk edip İslama geçtikten sonra,
Kurban sembolik olmaktan çıkarak “kitle halinde hayvan katliamı”na dönüşmüştür; oysa Kur’an’ınHacc Sûresi’nde gösterişten uzak içten bir ibadetin önemi hatırlatılmaktadır: “Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşacaktır”İslami bir gelenek halinde sürdürülen Kurban olayına dönecek olursak, Bu konuda referans olarak alınması gereken ana kaynak Kur’andır. “Ben müslümanım” diyenin öncelikle kendi kutsal kitabı Kur’ana uyması gerekir. Kur’anda Kurban bayramı yoktur. Arapça Adak Bayramı ( عيد الأæyd-el adha (Adak bayramı) veRamazan Bayramı æyd-el fitr (Fitre bayramı) İslamdan önceki Arap geleneğinin İslami dönemdeki devamıdır. Kur’anda Kurban sadece hacca gidenler için öngörülmüştür; yani Hacc dışında kurban farz değildir.Aslına bakılırsa, Farsça Kurban kelimesinin etimolojisinde de hayvan veya canlı ile doğrudan bir ilişki yoktur; “Kurban” yüce bir Kutsallığa, (Tanrı’ya) adanmak üzere, özverili armağandır; ille de bir hayvan öldürmek isteniyorsa, insanlar öncelikle benliklerinde taşıdıkları ve ilkel güdülerini yöneten “içerideki hayvan”ı öldürseler, insanı yücelten en makbul en anlamlı kurban şeklini bulmuş olurlardı.
Bence Dinlerin asıl isteği de bu olmalıydı herhalde.Sevgilerimle. æ
***Şurası bir gerçek ki, tarihte hiçbir liderin veya Peygamberin sözleri veya düşünceleri tam manasıyla anlaşılıp uygulanmamıştır. şiirsel bir dille yazılı Kur’an için de maalesef aynı şey geçerlidir. Arapça olduğu halde, Arap dünyasında bile ayetler üzerinde anlayış ve yorum farklılıkları vardır. Mezheplerin ortaya çıkışı bunun kanıtıdır.
Arapça’nın dışındaki dillere tercüme konusu ise çok daha sıkıntılıdır. Tercümelerde bilerek veya bilmeyerek yapılan yanlışlıklar vardır.
Bu noktada, Kur’anın Tanrı kelâmı olduğuna inananların özellikle dikkat etmeleri gereken önemli bir mesajına işaret etmek isterim;Kur’anda bir kaç yerde :
“ayetlerimizi anlayasınız diye Kur’anı apaçık Arapça indirdik”
ifadesi yer alır; Yani bütün ayetler anlaşılsın diye, tek anlamlı ve açıktır. Bir sözden iki ayrı anlam çıkarılmamalıdır. (bir takım şarlatanların söylediklerinin aksine, Kur’anın şifreleri falan olmadığını bizzat Kur’an söylüyor)Değerli arkadaşlar,Kur’an Arap dilinde yazılıdır; yine aynı Kur’anda (İbrahim suresi 14-4) “Kendilerine apaçık anlatabilsin diye, her peygamberi kendi milletinin diliyle gönderdik”denmektedir; diğer bir ifade ile Kur’an, Arapça konuşanlar, Araplar içindir. Bir başka ayette “Her milletin bir yol göstereni vardır” denmektedir.(Ra’d suresi 13-7) yine bir başka yerde “لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ leküm dînükûm, veliye dîn = senin dinin sana, benim dinim bana..” ifadesi var. (109-7) Özetle, Bu ayetlerden “Arap değilseniz kendi milletinizden olan bir
yol göstericinin yolundan gidebilirsiniz” anlamı çıkıyor…***
Değerli arkadaşlar,Bu Kurban bayramında yine 2 milyon civarında hayvanboğazlanacak. Hicri (kameri) takvime göre kutlanan Dini bayramların, mevsimlere göre değişen dengeli biyolojik döngüyle uyumlu olmaması (İki takvim arasında 11 günlük far var) ve Türkiye’nin ~ 3 aylık et ihtiyacını karşılayacak miktarda hayvanın üç gün içerisinde kesilmesi hayvan varlığımızda onarımı mümkün olmayan yıkımlara yol açmaktadır. (bkz. Tablo) Örneğin, son yıllarda kırmızı et üretimi % 20 azalmış durumdadır; demek ki hayvan katliamı çok büyük boyutlardadır. Umarım, islâm dinini zahiri (görüntüsel) olarak değil batini (içsel) anlamda algılayıp yorumlayan aydın, yurtsever din önderleri KURBAN kavramının ARMAĞAN olduğunu hatırlayarak, dini vecibelerin daha nezih bir üslupla, kansız eda edilmesine önayak olurlar. Çünkü artık sadece hayvanlarımızı değil, Hayvancılığımızı da bütünüyle kurban eder duruma geldik. Saygılarımla. æ—————————–— Tablo .Türkiye’de sığır, koyun, keçi, manda sayısıYıllar Toplam Türkiye’nin Kişihayvan nüfusu başınasayısı hayvan(milyon) (milyon) sayısı———————————————–
1970 71,4 35,8 2,001980 84,6 45,4 1,861990 63,3 56,3 1,121995 54,9 62,0 0,892000 46,6 67,9 0,692005 42,5 73,8 0,582008 40,5 77,3 0,522010 39,7 79,6 0,50Not. Bu tabloya göre, “kişi başına hayvan sayısı” 40 yılda 1970’lerdeki değerinin dörtte birine düşmüş; Buna rağmen koruyucu hiç bir önlem alınmadan katliam davam ettirilmektedir. Bu bayramda kesilecek hayvan sayısını gözünüzde canlandırabilmek için, Edirne’den Kars’a kadar olan yolun 6 katı, 10 bin km. uzunluktaki bir yol düşünün; işte bu yolun üzerinde, her 5 metrede bir hayvan boğazlanacak demektir. Bu tablodaki verilere göre, Türkiye’de adam başı günde 20 g et, 200 g süt (ve yarım yumurta) düşmektedir. Bu bilanço, Emperyalizmin bir ülkenin ekonomisini, tarım ve hayvancılığını otuz yılda nasıl çökerttiğine tipik bir örnektir. Bugün AB ve ABD de 1 kg. et 10 dolar, Fert başına ortalama geliri bu ülkelere göre 5 kere daha az olan Türkiye’de ise 15 dolar! Bir zamanlar “Bu ülke 200 milyon insanı besler” diye bolluk bereket propagandası yapanların, “Devlet üretim yapmaz, kamu üretimini özelleştirmek gerekir” diye yaygara koparanların, bir yandan da nüfus artışını destekleyenlerin akıl dışı yönetimlerinde varacağımız yer belliydi.Hicri takvime göre dinsel günler :10.01 Aşure günü
12.03 Mevlid
27.07 Mir’ac gecesi
15.08 Berat gecesi
01.09 Ramazan başlangıcı
27.09 Kur’anın inişi
30.09 Kadir gecesi
01.10 Fitre bayramı (ramazan/şeker bayramı)
10.12 Adak bayramı (kurban bayramı)Hicri takvimin ayları :1. Muharrem, 2. Safer, 3. Rebî’ul-evvel, 4. Rebî’ul-âhir, 5. Cemâzil-evvel, 6.Cemâzil-âhir, 7. Receb, 8. Şa’bân, 9. Ramazan, 10. Şevvâl , 11. Zilka’de, 12.Zilhicce.
*****************Kurban Bayramı nedeniyle yapacağınız bağışlarınızı,
üniversiteli gençlerimize burs desteğinde kullanılmak üzere, bulunduğunuz yerdeki Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şubelerine veyaADD Genel Merkezi’nin Vakıflar Bankası Ankara-Maltepe ŞubesindekiIBAN:TR 1200 0150 0158 0072 8771 2934 No.lu hesabına yatırabilirsiniz.Teşekkürler.
Bilgi için : 0533 259 78 79, 0532 510 30 22ADD Çankaya Şubesi Burs hesap numarası:Ziraat Bankası Kızılay Şubesi 0685/390 325 38-5002********
Dostlar,
Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan‘dan çoook yaratıcı ve de bol (!) matematikli bir yazı daha.
Hacı adaylarını artırabilmek için Kâbe’yi dolanırken izlenecek rotanın matematikel eniyieştirilmesi (optimizasyonu) da içinde olmak üzere, dönüş (tavaf) hızını artırmak üzere yürüyen bantlar ve tunelle çıkış (iç kulakta olduğu gibi 3 boyutlu salyangoz kurgusu)…. tasarlaması..
Bu arada bantlar “hızla” (4 km/s’ten bir miktar fazla) dönerken Hacı adaylarının
baş dönmesi ve denge sorunları, düşmeler.. o yaşlarda sonuçları ciddi oluyor..),
Menieré hastalığının tetiklenmesi, yaşlılığa bağlı serebral arteriyosklerozise ikincil zaman – yer yönelimi bilincinin yitirilmesi ve konfüzyon.. gibi olası tıpsal (medikal) sorunları da biz anımsatalım ki; Ali hoca yaratıcı zekâsıyla bunları da tasarlasın..
Örn. acil tıbbi yardım ekiplerinin de konumlanması ya da dönen bant üzerinde
optimal aralık ve sayı – donanımda yer alması gibi..
Ali hocanın bu bağlamda tasarımını daha da geliştirmesini umarız..
Bu arada, Ali hocanın ek olarak iliştirdiği (bizim arşivimizde de bulunan) yansıları izlemeyi de unutmamak gerek..
MİLLİ MÜCADELEDE İŞBİRLİKÇİLER
Milli_Mucadelede_isbirlikçiler
Teşekkürler Sayın Ercan..
Düşündürerek öğrettiğiniz için, düşünmeyi – sorgulamayı öğrettiğiniz için..
Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 11.10.13
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
====================================
Değerli arkadaşlar,
2 yıl önce 2011’de gönderdiğim “Haccın matematiği” konulu iletiyi güncelliği nedeniyle yeniden yolluyorum. Ayrıca Kurtuluş Savaşımız sırasında yabancılarla işbirliği içinde olanlarla ilgili bir sunum var ekte.
Sevgilerimle. æ
Prof. Dr. D. Ali ERCAN
Yani Müslümanların %80 kadarı Hac’dan yoksun durumdalar..
Tabii bu arada 60 milyon kişiyi 4-5 gün süreyle konuk edebilecek bir kent olabilir mi,
o da ayrı bir sorun..
Dostlar,
Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan aşağıdaki dosyayı paylaşıyor..
Bir toplum nasıl oya gibi, nakış gibi dantel dantel işlenerek inşa ediliyor..
Disiplinle, çalışkanlıkla, erdemle, üretkenlikle.. Toplum mühendisliği ile.
Vahşi ve hiç de cömert olmayan çok sınırlı (yakl. 380 bin km2 ile Türkiye’nin yarısından az, dağlık, çok sayıda ada ve sürekli depremler..) bir coğrafyada insan azmi ve çabasının akıl ve bilim öncülüğündeki inanılmaz utkusu..
Üstelik 1945’te Hiroşima ve Nagasaki kentlerine ABD tarafından 2 atom bombası atılarak 200 bin dolayında insanını yitiren, önemli toprak parçaları tarım yapılamaz duruma gelen, 68 yıldır süregelen radyoaktif ışıma ve artmış hastalık
(kanser ve doğumsal anomaliler, yaşamın kısalması..) yükü..
Farklı etnisiteleri, dinsel inanç kümelerine karşın
Bir halkın JAPON ULUSU – JAPON MİLLETİ – JAPON ULUS DEVLETİ olma azmi.
Sayın Prof. Bozkurt Güvenç bu ülkeye giderek yerinde gözlemlerle
JAPON KÜLTÜRÜ adlı koca bir kitap yazmıştı en az 30 yıl önce..
Ne kadar okundu acaba??
Türkiye’de ise Batman’da KESK / SES Öncülüğünde Kürdistan Tıp Kongresi
ve Kürt Ulusal Marşı okunması..
Dayatarak.. Gererek..
Başbakan RT Erdoğan’ın ANDIMIZIN kaldırılmasına göğsünü siper etmesi..
Bir yandan ANDIMIZ‘ın “Türk Milliyetçiliği” yaptığı suçlaması -ki gerçek değil-
öte yandan göstere göstere Kürt milliyetçiliği yapma..
Bu arada 9. Cumhurbaşkanı Sn. Süleyman Demirel’den gelen uyarıya
dikkat edilmelidir :
Tarih, bu tablolara sürüklenen toplumların ülke ve ulus birlikteliğini yitirdiğini ve
küçük devletlere parçalandığını, bu devletçiklerin ise kısa ömürlerle tarihten silindiğini belgeliyor.
Yazık.. Çok yazık..
Bu halk, Anadolu halkı ölüm-kalım savaşını vererek kendisini yoktan var edeli 100 yıl bile olmadı. Ama Yüce Atatürk‘ün öngörüleri geçerlidir. Türkiye Cumhuriyeti
bu zorlukları da aşacak ve sonsuza dek yaşayacak, yaşatılacaktır.
Bu da,
ANDIMIZ’ın yazarı, asla ırkçı olmayan ama özgüvenli, değerleri olan bir millet yaratmak üzere yaratıcı zekâsının ürünü olan sözleri kaleme alan saygın meslektaşımız, Atatürk‘ün T.C. Milli Eğitim Bakanlarından Sn. Dr. Reşit Galip’i saygı ile anıyoruz.
Sevgi ve saygı ile.
06.10.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
======================================
Japan – some interesting facts
These practices set a high standard for young people . . . . .
Some thing to think about…
Dostlar,
Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan, birbirinden öğretici ve düşündürücü yazılarıyla
sitemizin en çok ağırladığımız konuğu neredeyse..
Küresel ısınma – iklim değişikliği temalı, enerji sorunları ve çözüm seçeneklerine ilişkin çoook sayıda makalesi sitemizde çok okunanlar içinde..
Sn. Prof. Ercan; Dünya ve sakinleri için korkunç bir yıkımdan söz etmekte..
Durum ciddi, hatta “kritik..
4 temel uyarısı var.. mutlaka dikkate alınmalı :
Sevgi ve saygı ile.
04.10.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
======================================
KÜRESEL ISINIM
Bir yandan yaşam kaynaklarının hoyratça kullanımı ve yıkımı (tahribatı), öbür yandan Savurgan Tüketim ve Sera etkisi yaratan
CO2 salımı
hız kesmeden sürüyor.
Dostlar,
Sayın Prof. Dr. D. Ali ERCAN“Bilim aşığı” bir insan..
Yaşamın akla ve pozitif bilime / bilimsel akılcılığa dayanması
belki de en temel özlemi..
Atatürkçülüğü de çok özgün olarak özetle aşağıdaki gibi tanımlıyor :
Geniş bir ilgi alanı var, Nükleer Fizik ana uzmanlık alanının yanı sıra..
Bu site okurları kendisini çok yakından tanıyorlar.. Çooook sayıda yazısını keyifle,
hep yeni bilgiler edinerek ve de bizimle paylaşmasından onurlanarak yayımladık..
Aşağıda keyifle okunacak başkaca kısa bir sunumu var..
Teşekkürler Ali hocam; dostluğunuz keyif verici ve ayrıcalık..
ADD Bilim Kurulu’nda Başkanlığınızda çalışmak da bir başka hoşluk..
Keşke yazılarınız ADD web sitesinde de tümüyle yayımlansa..
Sevgi ve saygı ile.
25.8.13, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
==================================