Etiket arşivi: HAC VE KURBAN

Hac ve kurban Müslüman işi mi?

Hac ve kurban Müslüman işi mi?
Rıza Zelyut

Rıza Zelyut
Aydınlık Gazetesi, 17.8.2018

Ortadoğu’daki her dinin belli kutsal mekanı vardır. O dinin bağlıları o noktaları ziyaret ederek hacı olurlar. Müslümanlar ise Mekke şehrindeki Kâbe’yi ziyaret edip orada kurban kesmeyi hac ibadeti kabul etmişlerdir.

Hemen belirtelim ki Kâbe çevresinde yapılan bu tören, İslam ile gelmiş değildir. Müslümanlıktan önceki putperest Araplar da tıpkı bugün Müslümanların yaptığı gibi hac yaparlardı. Safa-Merve, Arafat, Müzdelife ziyaretleri; Mina’da Şeytan taşlama ve Kâbe’nin çevresinde dönüş, putperestlerin yaptığı törenlerin parçalarıydı.

Kâbe’nin içinde, bir hendeğin üstünde Hübel adlı put bulunuyordu. Mekkeli Araplar bu puta tapınıyorlardı. Bu yüzden de Kâbe’ye, “Hübel’in Evi” deniliyordu.

Putperest Araplar, hac esnasında Kâbe’nin çevresinde çıplak dolaşıyorlardı. Hz. Muhammet işte bu çıplak dolaşma geleneğini değiştirerek hacıların bir örtüye sarınarak (ihram) dönmesini zorunlu yaptı ama diğer geleneklere dokunmadı.

(Hac ve Kâbe konusundaki şaşırtıcı bilgileri, TÜRK ALEVİLİĞİ isimli kitabımızda ayrıntılı olarak aktardık.)

Kâbe çevresi, putperest Araplar tarafından 3 ay boyunca güvenilir ilan edilmişti. Meşhur “mübarek 3 Aylar” da putperest Araplar’dan İslam’a aktarılmıştır. Bu 3 ay içinde Mekke güvenli bir ticaret merkezi gibi çalışıyordu.

TOPLUMSAL ÜSTÜNLÜK GÖSTERİSİ

Hac döneminde zenginler kurban keserek bu kurbanın etini oraya gelenlere yedirerek üstünlüklerini de gösterirlerdi. Kurban kesmek, dinsel bir emir değil sosyal bir statü sahibi olmak için uygulanırdı. Hacca gelenlere su sağlamak, güvenliklerini temin etmek de putperest Mekke’lilerin görevi idi.

Müslümanlar 630 yılında Mekke’yi ele geçirdikten sonra, putperest dönemden gelen bu uygulamalar İslam içine aktarıldı.

Sonraki dönemde, Hacc’a gidemeyen Müslümanlar da kurban kesmeye başladılar. Bunun İslam ile birebir bağlantısı yoktur. Sadece kişinin kendisini tatmin duygusunu ve üstün olma arzusunu yansıtır.

Tekrar edelim ki kurban, sadece hacda, durumu iyi olan Müslümanlara farz olmuştur.

HARCANAN MİLLİ VARLIK

Müslüman olmanın şartını 5 olarak gösteren ve işin içine hac ve kurbanı da sokan anlayış, İslam’ın ruhunu anlayamayan şekilci (zahiri) bir anlayıştır. Kurban, Allah için değil, Hacc’a gelen yabancıları ve yoksulları doyurmak için kesilmekteydi. Sonraları bu iş, bir gösteriye ve yarışa çevrildi.

Kuran-ı Kerim, bu şekilci (gösterişçi) uygulamayı daha o dönemde yasaklamıştır. Hacc Suresi 37. ayeti: Allah’a ulaşacak olan kurbanlarınızın etleri ve kanları değil sizin temiz inancınız, yani doğruluğunuzdur.

Başkasına kötülük eden, kul hakkı yiyen, devletine zarar veren, hazineyi soyan bir kişi isterse bin kurban kessin, Hak, bunu asla hak defterine yazmaz.

  • Müslüman dünyası baştan başa yoksulluk ve açlık içindeyken birkaç gün içinde milyonlarca hayvanı boğazlamak ve tüketmek, Allah’ın asla istemediği bir kırımdır.
  • Bugün kurban bayramında dindar olmak adına kesilen milyonlarca hayvan, milli varlığın heba edilmesinden başka şey değildir.

Bunu önlemek, Müslüman olmanın ilk şartıdır. O yüzden insanları canlı hayvan kurban etmeye isteklendirmek yanlıştır.

Peki kurban kesmek isteyen Müslüman’ın bu duygusu ve inancı ne olacak?

Tekrar ediyorum: Allah, insanlardan et ve kan istemiyor; iyi niyet, doğruluk, yardımlaşma ve bölüşüm istiyor.

İslam ne hacdır, ne namazdır ne de oruçtur…

  • İslam adaletli bir dünyada kardeşçe yaşayan bölüşümcü bir toplum düzenidir.

Kurban, bölüşmektir.

Kurbanı, neden putperest Araplar gibi kan akıtmak olarak anlayalım?

Hacc’a gidemeyenler, kurbana niyet ederek onun bedelini ihtiyaç sahiplerine verebilirler.

(Büyük İslam mutasavvıfları, kurbanı, insanın nefsini öldürmek olarak yorumlamışlardır ki uzun bir konudur.)

KURBANINIZ MUNDAR OLMASIN

İşte bunu gören bazı çıkarcı takımı, İslam kardeşliği ve dayanışması duygusunu dibine kadar sömürerek halkın kurbanlarına musallat oldular.

Düşünün ki 1990’ların ortalarında Bosnalı Müslümanlara toplanan yardım paralarını iç edenler bile bugün TV’lerde reklam yaparak “Paranızı verin sizin adınıza kurbanı biz keselim!” diye inanç avcılığı yapıyorlar.

Eğer illa da kurban keseceğim diyenler var ise, onlara önerim şudur: Kurban paralarınızı, Kızılay, Türk Hava Kurumu, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı, hatta Diyanet İşleri gibi denetlenebilir yerlere verin.

Yoksa paranızla günaha girer, hayır işlemek isterken şerre hizmet edersiniz.

Herkese iyi bayramlar diliyorum efendim…

HAC VE KURBAN


HAC
 ve KURBAN

Ali_Ercan_portresi
Prof. Dr. D. Ali ERCAN

Değerli arkadaşlar,  2011 yılında Kurban vesilesiyle paylaştığım iletileri arşivimden çıkardım. Sevgilerimle. æ
Bugün dünyada 7 milyara yaklaşan insan nüfusunun yaklaşık %85 kadarı, yani büyük çoğunluğu inanan (Teist ve Deist) insanlardan oluşuyor; %10 kadarıAteist ve % 5 kadarı da Agnostik tir. Dünya nüfusunun kabaca üçte ikisi dindar ve  inandıkları bir dinin vecibelerini yerine getiren Teistlerdir” diyebiliriz.
Hemen hemen tüm dinlerde, Kutsal yerlerin ziyaret edilmesi ve Tanrıya (Tanrılara) kurban (adak, armağan) verilmesi ibadetler arasında yer almaktadır. Tarih boyunca da böyle olmuştur. Tanrı’nın gazabından korunmak, Tanrı’yı hoşnut kılmak, Tanrıya ibadet ve saygı göstermek adına, bazı dinlerde insan öldürmek şekline kadar vahşileşen, zamanla insan yerine hayvan kesimi şekline dönüşen kanlı kurban geleneği sürdürülmüştür. Özellikle bu gün nüfusu 1,5 milyara yaklaşan İslâm dünyasında, Hacca gitmedikleri halde bulundukları yerde hayvan kesmek şeklindeki “kurban” geleneği giderek artan bir yoğunlukta yaşatılmaktadır. Oysa Kurban sadece Kabeyi ziyaret (Hacc) edenler için farz kılınmıştır.
Kurban eski Türklerde de uygulanan dinsel bir törendi; ancak bu sembolik törende sadece Hakan tarafından, Hakanın en sevdiği bir at tüm “budun” adına  Tengri dağında Köktengri’ye  yollanmak üzere kurban edilirdi. Bu sembolik ibadetin içeriğinde  “Tanrı için en sevdiğinden vazgeçmek” düşüncesi vardır.
Türkler şaman inançlarını terk edip İslama geçtikten sonra,
Kurban sembolik olmaktan çıkarak “kitle halinde hayvan katliamı”na dönüşmüştür; oysa Kur’an’ınHacc Sûresi’nde gösterişten uzak içten bir ibadetin önemi hatırlatılmaktadır“Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşacaktır”
İslami bir gelenek halinde sürdürülen Kurban olayına dönecek olursak, Bu konuda referans olarak alınması gereken ana kaynak Kur’andır. “Ben müslümanım” diyenin öncelikle kendi kutsal kitabı Kur’ana uyması gerekir. Kur’anda Kurban bayramı yoktur. Arapça Adak Bayramı  (      عيد الأæyd-el adha (Adak bayramı) veRamazan Bayramı æyd-el fitr (Fitre bayramı)  İslamdan önceki Arap geleneğinin İslami dönemdeki devamıdır. Kur’anda Kurban sadece hacca gidenler  için  öngörülmüştür; yani Hacc dışında kurban farz değildir.
Aslına bakılırsa, Farsça Kurban kelimesinin etimolojisinde de hayvan veya canlı ile doğrudan bir ilişki yoktur; “Kurban” yüce bir Kutsallığa, (Tanrı’ya) adanmak üzere, özverili armağandır; ille de bir hayvan öldürmek isteniyorsa, insanlar öncelikle benliklerinde  taşıdıkları ve ilkel güdülerini yöneten “içerideki hayvan”ı  öldürseler, insanı yücelten en makbul en anlamlı kurban şeklini bulmuş olurlardı.
Bence Dinlerin asıl isteği de bu olmalıydı herhalde.

Sevgilerimle. æ


***
Şurası bir gerçek ki, tarihte hiçbir liderin veya Peygamberin sözleri veya düşünceleri tam manasıyla anlaşılıp uygulanmamıştır. şiirsel bir dille yazılı Kur’an için de maalesef aynı şey geçerlidir. Arapça olduğu halde, Arap dünyasında bile  ayetler üzerinde anlayış ve yorum farklılıkları vardır. Mezheplerin ortaya çıkışı bunun kanıtıdır.
Arapça’nın dışındaki dillere tercüme konusu ise çok daha sıkıntılıdır. Tercümelerde bilerek veya bilmeyerek yapılan yanlışlıklar vardır.
Bu noktada, Kur’anın Tanrı kelâmı olduğuna inananların özellikle dikkat etmeleri gereken önemli bir mesajına işaret etmek isterim;

Kur’anda bir kaç yerde :


“ayetlerimizi  anlayasınız diye Kur’anı apaçık Arapça indirdik”

ifadesi yer alır; Yani bütün ayetler anlaşılsın diye, tek anlamlı ve açıktır. Bir sözden iki ayrı anlam çıkarılmamalıdır. (bir takım şarlatanların söylediklerinin aksine, Kur’anın şifreleri falan olmadığını bizzat Kur’an söylüyor)
Değerli arkadaşlar,
Kur’an Arap dilinde yazılıdır; yine aynı Kur’anda (İbrahim suresi 14-4) “Kendilerine apaçık anlatabilsin diye, her peygamberi kendi milletinin diliyle gönderdik” denmektedir; diğer bir ifade ile Kur’an, Arapça konuşanlar, Araplar içindir. Bir başka ayette “Her milletin bir yol göstereni vardır”  denmektedir.(Ra’d suresi 13-7) yine bir başka yerde لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ  leküm dînükûm, veliye dîn = senin dinin sana, benim dinim bana..” ifadesi var. (109-7)
Özetle, Bu ayetlerden “Arap değilseniz kendi milletinizden olan bir
yol göstericinin yolundan gidebilirsiniz”
 
anlamı çıkıyor…
***

Değerli arkadaşlar,
Bu Kurban bayramında yine 2 milyon civarında hayvan boğazlanacak. Hicri (kameri) takvime göre kutlanan Dini bayramların, mevsimlere göre değişen dengeli biyolojik döngüyle uyumlu olmaması (İki takvim arasında 11 günlük far var) ve Türkiye’nin ~ 3 aylık et ihtiyacını karşılayacak miktarda hayvanın üç gün içerisinde kesilmesi hayvan varlığımızda onarımı mümkün olmayan yıkımlara yol açmaktadır. (bkz. Tablo) Örneğin, son yıllarda kırmızı et üretimi % 20 azalmış durumdadır; demek ki hayvan katliamı çok büyük boyutlardadır.
Umarım, islâm dinini zahiri (görüntüsel) olarak değil batini (içsel) anlamda algılayıp yorumlayan aydın, yurtsever din önderleri KURBAN kavramının ARMAĞAN olduğunu hatırlayarak,  dini vecibelerin daha nezih bir üslupla, kansız eda edilmesine önayak olurlar. Çünkü artık sadece hayvanlarımızı değil, Hayvancılığımızı da bütünüyle kurban eder duruma geldik. Saygılarımla. æ
 —————————–
Tablo .Türkiye’de sığır, koyun, keçi, manda sayısı
Yıllar      Toplam    Türkiye’nin       Kişi
             hayvan      nüfusu         başına
              sayısı                          hayvan
             (milyon)    (milyon)        sayısı
———————————————–
1970        71,4         35,8            2,00
 1980        84,6         45,4            1,86
 1990        63,3         56,3            1,12
 1995        54,9         62,0            0,89
 2000        46,6         67,9            0,69
 2005        42,5         73,8            0,58
 2008        40,5         77,3            0,52
 2010        39,7         79,6            0,50
Not. Bu tabloya göre, “kişi başına hayvan sayısı” 40 yılda 1970’lerdeki değerinin dörtte birine düşmüş; Buna rağmen koruyucu hiç bir önlem alınmadan katliam davam ettirilmektedir. Bu bayramda kesilecek hayvan sayısını gözünüzde canlandırabilmek için, Edirne’den Kars’a kadar olan yolun 6 katı, 10 bin km. uzunluktaki bir yol düşünün; işte bu yolun üzerinde, her 5 metrede bir hayvan boğazlanacak demektir.  Bu tablodaki verilere göre, Türkiye’de adam başı günde 20 g et, 200 g süt (ve yarım yumurta) düşmektedir. Bu bilanço, Emperyalizmin bir ülkenin ekonomisini, tarım ve hayvancılığını otuz yılda nasıl çökerttiğine tipik bir örnektir. Bugün AB ve ABD de 1 kg. et 10 dolar, Fert başına ortalama geliri bu ülkelere göre 5 kere daha az olan Türkiye’de ise 15 dolar! Bir zamanlar “Bu ülke 200 milyon insanı besler” diye bolluk bereket propagandası yapanların, “Devlet üretim yapmaz, kamu üretimini özelleştirmek gerekir” diye yaygara koparanların, bir yandan da nüfus artışını destekleyenlerin akıl dışı yönetimlerinde varacağımız yer belliydi.
Hicri takvime göre dinsel günler :
10.01 Aşure günü

 

12.03 Mevlid
27.07 Mir’ac gecesi
15.08 Berat gecesi
01.09 Ramazan başlangıcı
27.09 Kur’anın inişi
30.09 Kadir gecesi
01.10 Fitre bayramı (ramazan/şeker bayramı)
10.12 Adak bayramı (kurban bayramı)
Hicri takvimin ayları :

1. Muharrem,  2. Safer,  3. Rebî’ul-evvel, 4. Rebî’ul-âhir, 5. Cemâzil-evvel, 6.Cemâzil-âhir, 7. Receb, 8. Şa’bân, 9. Ramazan, 10. Şevvâl ,  11. Zilka’de, 12.Zilhicce.
*****************
Kurban Bayramı nedeniyle yapacağınız bağışlarınızı,
üniversiteli gençlerimize burs desteğinde kullanılmak üzere, bulunduğunuz yerdeki Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şubelerine veya 
ADD Genel Merkezi’nin Vakıflar Bankası Ankara-Maltepe Şubesindeki 
IBAN:TR 1200 0150 0158 0072 8771 2934 No.lu hesabına yatırabilirsiniz.

Teşekkürler. 

Bilgi için : 0533 259 78 79, 0532 510 30 22
 
ADD Çankaya Şubesi Burs hesap numarası: 
Ziraat Bankası Kızılay Şubesi 0685/390 325 38-5002
********
YouTube – Videos from this email

https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=mYS6FsTMRO8
https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=d5cs8LL0fl8