Etiket arşivi: Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü

Prof. Dr. H. Nusret Fişek’i Saygı ve Özlemle Anıyoruz!

Türkiye’de SOSYALLEŞTİRİLMİŞ sağlık hizmetleri, çağdaş Halk Sağlığı bilimleri ve daha pek çok hizmetin öncüsü Prof. Dr. Nusret Fişek hocamızı anacağız..
Konu :
Hekim Göçü.. Nedenleri, Nasıl Önlemeli??

TTB’nin youtube, twitter, instagram, facebook sitelerinden eşzamanlı, canlı izlenebilecek.. / izlendi..
Youtube’da izlemek için lütfen tıklayınız : https://youtu.be/ayQSQp8Dw5Y
========================

Prof. Dr. H. Nusret Fişek’i
Saygı ve Özlemle Anıyoruz!

Değerli bilim ve eylem insanı, çok yönlü bir önder ve Türkiye’de Tıpta Halk Sağlığı Uzmanlığının kurucusu olan Prof. Dr. Nusret Fişek, yurdumuzda çağdaş sağlık anlayışının da yerleşmesinde önemli bir öncü olmuştur. Nusret Fişek’in yaşamı hep tek bir hedefe yönelmiştir. Bu hedef hepimizin de amacı olan “insanımızın daha sağlıklı yaşaması” hedefidir. Prof. Dr. Nusret Fişek tüm yaşamı boyunca insan ve toplum sağlığı için en üst düzeyde savaşım vermiş, bilim insanlığıyla, yöneticiliğiyle, eğiticiliğiyle, barış severliğiyle ve demokratlığıyla bizlere her zaman örnek olmuştur. Nusret Fişek, tıp bilimini toplumsal bir bilim olarak görmüş, tıp ile sosyal bilimler arasında her zaman yakın bir ilişki kurmuştur. Hepsinden önemlisi, toplumun sağlık sorunlarını çözmede bilimsel sağlık politikaları üretmiştir.

Prof. Dr. Nusret Fişek’in bakteriyoloji, mikrobiyoloji, biyokimya, biyoistatistik, demografi gibi temel bilim dallarındaki uzmanlıklarının yanı sıra tıbbi deontoloji, sağlık örgütlenmesi, sağlık yönetimi, eğitim ve iletişim gibi alanlarda da son derece başarılı çalışmaları vardır. Kısacası Nusret Fişek’in yaşamı bir bilimler mozayiğidir.

Kuşkusuz Prof. Dr. Nusret Fişek hocamızın en önemli yapıtlarından birisi “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası“dır. Bu yasa 1978 Alma Ata Bildirgesinden yıllarca önce temel sağlık hizmetleriyle ilgili pek çok ilkeyi yaşama geçirmiş, sağlık tanımına ve Evrensel İnsan Hakları Bildirgesine göndermede bulunmuştur. Sosyalleştirme uygulaması salt sağlık hizmetlerinin örgütlenmesini değil toplum katılımını da içerecek uygulamaları ülkemizde somut biçimde yaşama geçirmiştir. Ne yazık ki bu yasa yıllarca siyasal iktidarlarca bilinçli bir olarak engellenmiş ve en sonunda aile hekimliği uygulamasıyla birlikte ortadan kaldırılmıştır (2010).

İdealist bir bilim insanı olan Prof. Dr. Nusret Fişek hocamızın eğitim konusunda da çağdaş ve çok yönlü yaklaşımları vardır. Hıfzıssıhha Okulu Müdürü olmasıyla birlikte okuldaki eğitim etkinlikleri somut olarak artmış, hizmet içi eğitim programları geliştirmiş ve 1958’de başlattığı Hekimler için Halk Sağlığı uzmanlık eğitimiyle ülkemizdeki Halk Sağlığı Uzmanlarını yetiştirmiştir. Bugün kapatılmış bir Okulu, atıl bırakılmış laboratuvarları ve durdurulmuş aşı üretimiyle adeta bir ibret anıtı durumuna gelen Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünün yeniden etkin duruma getirilmesi, ülkemizdeki tüm Halk Sağlığı Uzmanlarının en içten dileğidir.

Nusret Fişek’in tıp eğitimine olan yaklaşımı da çağdaş ve çok boyutludur. Tıp öğrencisini hastanenin dışında, toplum içinde eğitme konusunda hep özel bir çabası olmuştur. Bu çabalarını Hacettepe Üniversitesinin Etimesgut ve Çubuk Sağlık, Eğitim ve Araştırma Bölgelerinde somutlaştırmıştır. Müdürlüğünü yaptığı Hacettepe Üniversitesi Toplum Hekimliği Enstitüsünde tüm öğrencilerin mezuniyet öncesi ve sonrası dönemlerde ve çok disiplinli (multi disipliner) yapı içinde bu bölgelerde eğitim görmesini sağlamıştır. Hem tıp öğrencileri, hem Halk Sağlığı uzmanlık ve doktora öğrencileri bölgede toplum içinde çalışmış, hizmet sunmuş, eğitimler yapmış ve bölge halkının da katılımıyla birlikte ortak çalışmalar, hizmetler üretmişlerdir. Gene üzülerek belirtmek gerekir ki; bu bölgeler de Sağlık Bakanlığınnca üniversitelerin elinden alınmış ve Sağlık, Eğitim ve Araştırma Bölgeleri kapatılmıştır.

Nusret Fişek hocamızın en önem verdiği konulardan birisi de Demografidir. Sunulan hizmetin iyi planlanabilmesi için güvenilir bir nüfus ve sağlık verisine gereksinim olduğunu vurgulamış, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü‘nü (HÜNEE) bu amaçla kurmuştur. Nüfus Planlaması Hakkında Kanunun (2827 sayılı, 1965 tarihli) çıkartılmasına öncülük etmiş, Aile Planlaması kavramının ve hizmetlerinin geliştirilmesini sağlamıştır.

Prof. Dr. Nusret Fişek hocamız bireyin ve hekimin hakları konusunda da tıbbi deontolojiyi gündeme getirmiş, deontoloji ve tıp etiği kavramlarını salt hekimler açısından değil bütün toplum açısından ele almıştır. Aynı yaklaşımla yasal hekim örgütlenmesi olan Tabip Odalarını da gerçekte hekimlerin en doğal örgütlenme hakkı olarak kabul etmiştir. Bir barış ve sevgi insanı olan Prof. Dr. Nusret Fişek, uzun yıllar TTB Merkez Konseyi Başkanlığı yapmıştır.

Prof. Dr. Nusret Fişek sağlık hizmetlerinin sunulmasında her zaman kamu ağırlıklı bir modeli savunmuş, koruyucu hekimlik ilkelerinin öne çıkarılmasını istemiş ve toplumun tümüne hizmet götürecek geniş bir takım (ekip) anlayışına sahip bir model (Sağlık Ocağı) kurgulamıştır. Türkiye’nin sağlık sistemindeki sorunlarını çözmede Prof. Dr. Nusret Fişek hocamızın bu modelini günümüzde yeniden anımsamak gerekmektedir. Sağlık yönetimi konusunda da uzman bir kişi olan Nusret Fişek, Türkiye’nin sağlık yönetimi alanındaki sorunlarını şöyle tanımlamıştır:

  • “Türkiye’de sağlık yönetimi alanında yaşanan sorunları aşabilmek için halk sağlığı alanında hekimlere mezuniyet sonrası halk sağlığı uzmanlık eğitimi verilmeye başlanmıştır. Her yöneticinin sağlık mevzuatını ve bürokratik düzeni bilmesi gerekir ancak bu yeterli değildir. Sağlık hizmetleri ancak sağlık yönetimini bir bilim ve sanat olarak öğrenmiş kişilerin elinde gelişebilir”.

Bu nedenle eğer Sağlık Bakanlığı politika yapıcıları Halk Sağlığı Uzmanlarının öncelikle bölge sağlık yöneticisi konumunda görevlendirilmesini (istihdam edilmelerini) hedeflerlerse, ülkemizin sağlık düzeyinin hızla iyileşmesine de önemli bir katkıda bulunmuş olacaklardır.

Nusret Fişek hocamız artık yanımızda değil. Bizlere ders anlatamaz ancak yazdığı kitap ve makaleler, oluşturduğu ilkeler ve yaşamı boyunca yaptıklarıyla bizlere yol göstermeyi sürüdürmektedir. Nusret Fişek’i anmak ancak O’nun savunduğu ilke ve uygulamaları yaşatmakla olanaklı olabilir. Bu çağdaş ve demokrat insana yaraşır olamayanların ise, O’nun insanca yaşam öğretisini anlamaları beklenemez.

Değerli bilim ve eylem insanı, çok yönlü bir önder, ülkemizde çağdaş sağlık hizmetleri anlayışının yerleşmesinde “Sosyalleştirme Yasası“yla önemli rol oynamış; Hıfzıssıhha Okulu müdürlüğü sırasında Türkiye’de tıpta Halk Sağlığı Uzmanlık eğitimini başlatan ve Hacettepe Üniversitesi’nde Toplum Hekimliği Enstitüsü‘nü kurulmasıyla birlikte, ülkemizde Halk Sağlığı Anabilim Dallarının açılmasına öncülük etmiş olan hocamız Prof. Dr. Nusret Fişek’i, bu gün ölümünün 32. yıldönümünde saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.

O’nun savunduğu ilke ve uygulamaları yaşatmak temel görevimiz olacaktır.

HASUDER olarak Halk Sağlığı alanındaki savaşımımız (mücadelemiz),
Nusret Fişek hocamızın saygın ve sevgin aydınlığıyla güçlenerek sürecektir.

03 Kasım 2022
HASUDER Yönetim Kurulu

Türkiye 4. Nüfusbilim Konferansı

Dostlar,

Türkiye 4. Nüfusbilim Konferansı, 2015

Ana tema :

“Yarım asırlık demografik araştırma deneyimi ile Türkiye’de nüfus politikalarının dünü, bugünü ve yarını”

olarak belirlenmiş olan Türkiye Nüfusbilim Konferansı, 2015, ilki 1968 yılında (Türkiye Nüfusbilim Konferansı), ikincisi 1975 yılında (Türkiye İkinci Nüfusbilim Konferansı) ve üçüncüsü de 1997 yılında (Üçüncü Ulusal Nüfusbilim Konferansı) gerçekleştirilen konferans serisinin dördüncüsü olarak 5-6 Kasım 2015 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi’ndeki Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecektir.

Türkiye’nin en güncel ve can yakıcı sorunlarının başında gereksiz – yersiz – akıl dışı
çok hızlı ve hatta yıkıcı NÜFUS ARTIŞIDIR!

Geçtiğimiz yıl (2014) Türkiye’nin nüfusu 1 030 000 kişi artmıştır ve % 1,34 (binde 13,4) düzeyinde bir nüfus artış hızına karşılıktır. AB ortalamasının 4 katından daha büyüktür.

Ulusal gelirde büyüme geçtiğimiz yıl % 2,9 olmuştur. Bunun yarısı hızlı nüfus artışı ile yutulmuştur. Geriye kalan yaklaşık % 1,5 büyüme hızı ile gelişmiş ülkelerle aradaki farkı kapatmak olanak dışıdır. Hele 2023’te ilk 10 ekonomi içine girmek matematiksel olarak
kesin biçimde olanaksızlaşmıştır. Hatta G20’den düşme riski ciddidir.

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü‘nün kuruluşunu ve ilk Müdürlüğünü
Prof. Dr. Nusret H. FİŞEK yapmıştır. Prof. Fişek, o sırada, İstanbul Tıp Fakültesinden
sınıf arkadaşı Prof. İhsan Doğramacı‘nın rektörü olduğu Hacettepe Üniversitesi’nin
rektör yardımcısısıdır.

Prof. Fişek, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesindeki görevinden ayrılarak yaklaşık 5 yıl
Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı yaptıktan sonra 1965’te 3. yılındaki Hacettepe Tıp Fakültesine atanmış ve Türkiye’de çağdaş anlamda HALK SAĞLIĞI  – TOPLUM HEKİMLİĞİ BÖLÜMÜNÜ kurmuştur. Biz de Hacettepe Tıp Fakültesinde Prof. Fişek’in öğrencisi ve
daha sonra TOPLUM HEKİMLİĞİ BÖLÜMÜ’nde asistanı olma onurunu yaşadık.
Bunu sıklıkla yazarak site okurlarımızı bıktırmak istemeyiz ama bizim için coşku vericidir.
Toplum Hekimliği Bölümü’nde tıpta uzmanlık eğitimimiz sürerken, adı geçen Enstitü’de
eş zamanlı olarak master yapma dileğimizi, “temel demografi bilgin yeterli değil..” diyerek
geri çevirmişti. (Merhumu, bu olumsuz yanıtı nedeniyle hala eleştirmek isteriz..) Bu sitede, başta Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan‘ın olmak üzere çok sayıda demografik irdelemeye
yer verilmiştir. Bizim Ankara Üniv. Tıp Fak. Dönem 2’de işlediğimiz

DÜNYADA ve TÜRKİYE’de NÜFUS SORUNLARI ve POLİTİKALARI

konulu dersin yansılarına da sitemizde yer verdik.. Erişkelerden çağrılarak incelenmesi dileğimizdir.

Nufus_sorunlari_ ve_ politikalari

http://ahmetsaltik.net/2014/11/30/hizli-nufus-artisi-sorunu-the-chaos-of-huge-population-growth/
(HIZLI NÜFUS ARTIŞI SORUNU / The CHAOS of HUGE POPULATION GROWTH)

*****

Nusret hoca, Mezuniyet Sonrası Eğitimi Fakültesi’nin dekanlığını da üstlenmişti.
Bu fakültede lisansüstü eğitim veriliyordu (yüksek lisans/ master ve doktora).
Günümüzde Sağlık Bilimleri Enstitüleri bu görevi üstlenmektedir.

Prof. Fişek, eldeki sağık verilerinin çok yeteriz olması karşısında Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü‘nde TÜRKİYE NÜFUS ve SAĞLIK ARAŞTIRMALARINI (TNSA) başlattı. İlk çalışma 1968’de yapıldı ve her 5 yılda bir kararlılıkla, sebatla sürdürüldü.
Sonki 2013’te 10. kez tamamlandı ve yayımlandı (TNSA 2013). 5 yıllık dönemler için
nüfus ve sağlık politikalarının belirlenmesinde çok önemli katkılar sağladı bu veriler.
Nusret hoca, 1965’te, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı iken ülkemizin devrim niteliğinde ilk
Nüfus Planlaması Yasasını (557 sayılı yasa) çıkaran kişidir. Hacettepe Tıp Fak. Toplum Hekimliği Bölümü Başkanı iken de 1983’te yine devrim niteliğinde yeniliklerle bu yasanın 2827 sayılı yasa ile yenilenmesini sağlamıştır. (10 haftaya dek gebeliklerin istemli düşükle sonlandırılması hakkı başta olmak üzere!).

İlginçtir, dün, 3 Kasım 2015 günü Kalpaksız Kuvayı Milliyeci Prof. Nusret Fişek’in ölümünün 101. yılıydı ve biz Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde O’nu ama etkinliklerine katıldık. Duyuruyu kapsamlı olarak web sitemize koymuştuk.
(http://ahmetsaltik.net/2015/11/02/prof-dr-nusret-h-fisek-25-anma-yili/)

5-6 Kasım 2015 günlerinde söz konusu Enstitü, Türkiye 4. Nüfusbilim (Demografi) Konferansı düzenliyor.. Bu geleneği yaratanlar ve sürdürenlere şükran doluyuz.
Konferansa ilgi yeterli olsun ve R.T. Erdoğan’ın – AKP iktidarının akıl dışı nüfus artışı zorlamalarının bilimsel olarak geçersizliği – yerindesizliği – yanlışlığı kanıtlansın dileriz.
Türkiye bu stratejik yanlıştan hızla dönsün, nüfus artışını frenlesin ve içinde bulunduğu DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİNİ kaçırmadan hakkıyla değerlendirsin.
Yani eldeki nüfusun niceliğine (sayısına) değil niteliğine öncelik versin..
Sağlık ve Eğitim en başta!  21. yy’da Türkiye’yi kalabalık ve niteliksiz bir nüfus değil; sağlıklı ve iyi eğitilmiş bir nüfus taşıyabilir..

HER AİLEYE 1 ÇOCUK, BAŞKA YOLU YOK!

Konferansın kapsamlı duyuru ve programına aşağıdaki erişkeden ulaşılabilir :

Nufusbilim_Konferansi4_Kasim2015

Son olarak Anayasanın 41. maddesini aşağıya alıyoruz… İktidarlar, AİLE PLANLAMASI HİZMETİ VERMEK ZORUNDADIR.. bu Anayasa hükmüne göre..
Dünya görüşünüz farklı olsa da.. Anayasal yükümlülük bunu gerektiriyor.

1982 Anayasası   : 
I. Ailenin korunması
MADDE 41 (Değişik: 3.10.2001-4709/17 md.) : “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin erinç (huzur) ve gönenci (refahı) ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve   aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli önlemleri alır, örgütü kurar.

Peki; >250 AÇS-AP Dispanseri neden büyük ölçüde hizmet dışı??! ASM’ler Aile Planlaması hizmeti için yeterli değil ki! Toplum AP hizmetini nereden alacak? Siyasal iktidar nüfus artışından yana ise bu hizmeti vermeme = Anayasayı çiğneme hakkına sahip mi?
Bedeli gene alt katmanlar ödüyor ne acı ki..

12 yıl önce Trakya Ünversitesi Tıp Fakütesi’nde verdiğimiz Nusret Fişek dersinin yansılarını görmek için lütfen tıklar mısınız??

Nusret_Fisek_03.11.03

Sevgi ve saygı ile.
04 Kasım 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

TNSA 2013 Verileri “3 çocuk” söyleminin etkisini ortaya koyuyor.. ve çağrışımlarımız..


TNSA 2013 Verileri 

“3 çocuk” söyleminin etkisini ortaya koyuyor

_nufus-insan

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünün 1968 yılından bu yana 5 yılda bir yaptığı Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na (TNSA-2013) göre
Türkiye hala genç nüfusa sahip.

Ankra Tabip Odası Hekim Postası

Ocak 2015, sayı 65

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nce (AS: 2009’dan bu yana son birkaç yıldır sürüyordu bu son çalışma..) yürütülen araştırma için 11794 hane halkı ve doğurgan yaşlardaki 9746 kadınla görüşme yapıldı. TNSA-2013 sonuçlarına göre nüfusunun yarısı
30 yaşın altında olan Türkiye
hala genç nüfusa sahip.

Nüfusun %26’sı 15 yaş altındayken, yaşı 65+ nüfus ise %8 düzeyinde. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Ahmet Sinan Türkyılmaz,

“Sonuçlara göre evet nüfusumuz yaşlanıyor ama henüz yaşlı nüfus diye nitelenecek sınıflamaya girmiyoruz. Avrupa’nın deneyimlediği yaşlı nüfus, geriye dönülmez düşük doğurganlıkları şu an deneyimlemiyoruz ama bunları deneyimlememek için de politikaları buna göre belirlemekte fayda var. Çok yüksek doğurganlık da en az yaşlı nüfus kadar problemlere yol açabilir.” açıklamasını yaptı.

Son araştırmada azalmaya devam eden hane halkı büyüklüğü kentte 3.6,
kırda ise 3.9 olarak belirlendi. Hanelerin %9’u ise tek kişilik
(AS: Toplam yaklaşık 20 milyon hane var.. 1,8 milyon hanede tek kişi yaşıyor..)

İstenilen çocuk sayısı artıyor

Doğurganlık oranının düşmesi beklenirken bir durağanlaşmayla karşılaşıldığını belirten Türkyılmaz, “En az 3 çocuk” söyleminin bunda payı olabileceğini sözlerine ekledi.

“Çocuğun olmadığı döneme dönseydin kaç çocuk isterdin?”
türünden niyet sorularına aldıkları yanıtların söylemin olası etkisini ortaya koyduğunu belirten Türkyılmaz, 2008’de 2.5 olan istenen çocuk sayısının TNSA 2013 araştırmasında
2.9’a yükseldiğini belirtti.

Türkyılmaz, nüfusta bir durağanlaşma veya geriye düşüş olup olmadığı ve söylemlerin etkisinden net söz edebilmek için 5 yıl sonraki araştırmayı beklemek gerektiğini
sözlerine ekledi.
(AS: Gerek yok 5 yıl beklemeye.. 2013 yılı NAH %o 13.7 iken 2014 için bu rakam %o13.4.. Halkımız sağduyusuyla akıl ve bilim dışı kışkırtmalara gelmiyor, tuzağa düşmüyor sağ olsun.. Frene basmış durumda.. Gene de bu rakam AB ortalamasının 3,5 katı… Hala 1 milyonu aşan yıllık nüfus artışı muazzam bir rakam, gereksiz, yersiz ve kaldırılamayacak ölçüde ağır yük!
Her aileye 1 çocuk.. Başka yolu yok.. Dünyayı tükettik… Nüfusu azaltmak zorundayız..)

Gebeliği önleyici yöntem kullanım düzeyi sabitlendi

Doğurganlığı etkileyen etmenlerden olan ilk evlenme yaşı ve gebeliği önleyici yöntem kullanım oranlarında da 2013 araştırmasında büyük değişiklikler görülmedi. Evli ve doğurgan çağdaki kadınların % 74’ünün gebeliği önleyici yöntem kullandığını
ortaya çıkaran araştırmaya göre en yaygın kullanılan modern yöntem %17 ile rahim içi araç (AS: spiral, RIA-IUD), en yaygın kullanılan geleneksel yöntem ise %26 ile geri çekme
(AS: coitus interruptus) olarak tespit edildi. Araştırma %9’a ulaşan tüplerin bağlanması
(AS: kadınlarda Tüp ligasyonu) ve %16’ya ulaşan kondom (AS: kaput, kılıf, prezerfatif) kullanımında da artış olduğunu gösterdi. (AS: Kadın kondomu yok gibi..Erkeklerde cerrahi sterilizasyon – kısırlaştırma Vazektomi de..)

Hem hastanede doğumlar, hem sezaryen arttı

Doğum öncesi bakım, doğumun yapıldığı yer ile doğum öncesi ve sonrası bakımda iyileşmeleri gösteren araştırma sonuçlarına göre her 100 doğumdan 97’si artık bir sağlık kuruluşunda ya da sağlık personeli yardımıyla yapılıyor.
(AS: Kalan %3 önemli bir oran çünkü 1,4 milyon yıllık doğum içinde % 3 yaklaşık 42 bin doğum demektir.42 bin doğum, sağlık kuruluşu dışında -sağlık personeli yardımı olmadan gerçekleşmektedir!)

Araştırma sonuçlarına göre son 20 yıl içinde nüfusa kayıtlı olmayan 5 yaş altı çocukların oranı %26’dan %1’e geriledi.

(AS: Yaşamın ilk 4 yılı, 5 yaş altındaki nüfus 2013 verileriyle 6.206.415 kişidir. Bu rakamın %1’i 62 bin çocuk demektir. Oranların küçük görünmesi yanıltıcı olmamalıdır çünkü 80 milyona yakın muazzam bir nüfus büyüklüğünden söz ediliyor.. 62 bini aşkın çocuk, 5 yaşına varana dek kayıt dışıdır.. Bu çok ciddi bir sorundur. Çocuk kaçaklığı, organ ticareti, cinsel istismar, bulaşıcı hastalıklar, okul öncesi eğitim, bağışıklama ve öbür sağlık hizmetlerine erişememe vb.. Ekonominin kayıt dışı oranının ulusal gelirin % 26’sını aştığını bu sabah NTV’de Maliye Bakanı Mr. Mehmet Simsek  açıkladı!)

Beş yıl önceki araştırmaya göre %11’lik bir artışla sezaryenle doğumlar %48’e ulaştı.
2008 araştırmasında %40’larda olan ilk 6 ayda yalnızca anne sütüyle emzirme davranışı
son araştırma sonuçlarına göre %31’e düştü. Türkyılmaz, bu düşüşte sezaryenle doğumlarının artmasının payı olabileceğini belirtti. (AS: Ya serbest bırakılan örtük mama reklamları??)

================================================

Dostlar,

Önemli bir değerlendirme yukarıdaki yazı..

Ankara Tabip Odası‘nın (ATO) aylık yayın organlarından HEKİM POSTASI‘nın
Ocak 2015 (65. sayı) sayısında yayımlandı.

Bu konular (Demografi – Nüfus Bilim Politikaları…) ilgi duyduğumuz bir konu..
Tıbbiyeye başladığımızda, Hacettepe’de, 1971’de, Hocamız Prof. Dr. Nusret H. Fişek Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü‘nü kurmuştu ve Müdürü idi.
İlk TNSA çalışması (farklı adlarla..) 1968’de yapılmıştı ve verileri derslerde bize aktarılırdı. Sürece nerdeyse 40 yıldır tanığız.. 9.’su 2013 TNSA Raporudur.. 50 yıla koşan kurumlaşmış bir yapı ve gelenek Türkiye adına sevinç veriyor..

Emek verenlere, başta Türkiye’ye çağcıl (modern) Halk Sağlığı hizmetlerini getiren ve kurumlaştıran Prof. Nusret Fişek‘e şükranla..

Türkiye ve Dünya çooooooooooooooooooook kalabalık..
Dünya kaynaklarının kaldıramayacağı ölçüde..
Nüfusu azaltmak zorundayız..

  • HER AİLEYE 1 ÇOCUK!
    Başka yolu yok…

Sevgi ve saygıyla.
30.01.2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net