Etiket arşivi: Çanlar Kimin İçin Çalıyor

AKP’nin Suriye ile savaş çıkarma oyunları : AYDINLIK-8.4.14


Dostlar,

AYDINLIK‘ta bu gün (08 Nisan 2014). 2. sayfada yayımlanan makalemizi
sizinle paylaşmak istiyoruz. Daha önce sitemizde yayımladığımız bu makaleye
(http://ahmetsaltik.net/2014/03/29/akpnin-suriye-ile-savas-cikarma-oyunlari/)
ADD web sitesinde de yer verilmişti (28.3.14). Aradan geçen 10 gün dolayında süre
ne yazık ki yazdıklarımızı pekiştirmekte..

Suriye’deki kimyasal silah saldırısında Erdoğan’ın parmağı olduğu basında yer aldı.. ABD’li kimi yetililer de de benzer suçlamalarda bulundu. Çok kaygı verici bir durum..

  • Türkiye, Suriye’de emperyalizmin çıkardığı iğrenç iç savaştan
    kesinkes
    uzak durmalıdır.

Emperyalizmin amaçlarına taşeronluk yapmak, Atatürk Türkiyesi için
utanç vericidir.
Hele bir de yandaş bir şeriatçı rejim kurdurmak için Suriye’de
rejim karşıtı emperyalizm maşaları ile ortak davranmak asla kabul edilemez..

Sevgi ve saygı ile.
8 Nisan 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

============================================

AKP’nin Suriye ile savaş çıkarma oyunları

AYDINLIK
08 Nisan 2014
http://www.aydinlikgazete.com/guendem/37603-akpnin-suriye-ile-savas-cikarma-oyunlari.html

2akpsavas

Komşusuyla kör gözüm parmağına savaşa sürüklenen güzel ülkemiz…
Eli kanlı El Kaide, El Nusra, Hamas, Müsülüman Kardeşler örgütlerine verilen destekler.

Tekbir sesleriyle insanları canice boğazlayan katil sürüleri,
psikopatlara açılan kapılar, korumalar, kollamalar.

Tapelerde itiraf edilen 2000 (iki bin) TIR dolusu savaş mühimmatı yollamalar..

1 general ve 1000 (bin) askeri sıcak çatışmaya göndermeler..

Hepsi hepsi;

– Suriye’de iç savaş çıkarmak,

– Suriye’de emperyalizmin çıkarttığı iç savaşa taraf ve maşa olmak,

Laik Esat rejimini devirip Müslüman Kardeşler – El Nusra – El Kaide tipi
ilkel bir yandaş şeriat rejimi kurdurmak
ve

– Suriye’yi bölüp kuzeyinde PYD (PKK’nın Suriye kolu) öncülüğünde,
Kuzey Irak’ta olduğu gibi bölgesel özerk Kürt devleti kurdurmak için..

Evet… AKP iktidarı bu politikaların AB-ABD adına taşeronluğunu yaparak bir yandan Batı’nın desteğini almak için BOP Eşbaşkanlığına = Türkiye’yi bölme planına görevli atanırken, bir yandan da örtük gündemine hizmet etmekte.. Bölünmüş ve şeriatın kucağına düşürülmüş, Başkanlık rejimi ile diktaya teslim edilmiş bir Anadolu Federe İslam Devleti. Ana hedef bu..

13-14 Mart 2014 günü devletin tepelerinde Dışişleri Bakanı, Dışişleri Müsteşarı,
MİT Müsteşarı ve Genelkurmay 2. Başkanı’nın katıldığı toplantıda yapılan konuşmalar sızdırıldı. Buna Cemaat’in tek başına gücünün yetmeyeceği açık… 2 seçenek var.
Ya içerde köstebek arayacaksınız ya da uluslararası büyük istihbarat örgütleri…

Peki niçin?

Çanlar kimin için çalıyor?

Onu da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP, artık kendine sorsun.
Tükenmiş bedeni ve incelmiş sesi ile Diyarbakır ve Van’daki mitingde bu dinlemeyi yapanlara 40 tane hakaret sıfatı takarken bir de durup “Acaba neden?” demek
aklına gelmez mi?

Dışişleri Bakanı Davutoğlu da, Erdoğan da konuşmaların içeriğini yalanla(ya)madı.. “Ulusal Güvenlik” gerekçesi ile zorlama biçimde Youtube’dan görüntülü kayıtlara halkımızın erişimini engelleme kararı aldılar. Ama dünya alem izliyor..

Temel soru şudur        :

Siz o engellediğiniz görüntülü kayıtlardaki konuşmaları – planları niçin yaptınız?

Yeryüzü ve de insanlık tarihi bu denli mide bulandıran “siyaset” (!?) görmedi!

Bunun sonu felaketin de felaketidir!

Yarın BM Güvenlik Konseyi’nde Türkiye savaş suçlusu ilan edilebilir.

O zaman gelsin askeri – ekonomik – diplomatik – ticari.. ambargolar..

Bedelini bu garip – yoksul halk ve batırdığınız ülke ekonomisi ödesin..

Bu arada Başbakan Erdoğan da savaş suçlusu ilan edilsin ve
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmak istensin..

Güneydoğuda bölücü taşeron örgütle savaşan kahraman komutanlara kurulan kumpas sizin başınıza çöksün..

Çanlar kimin çalıyor dersiniz?

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@mail.com

Müslüman Kardeşler ve Şeriata Gömülen Mısır…


Dostlar
,

Mısır’da Müslüman Kardeşleri iktidarda ve artık Mısır açık, resmi bir şeriat ülkesi.

Son seçimleri, Müslüman Kardeşlerin de desteğini alarak kazanan Mısır Devlet Başkanı Mursi, ülke anayasasını değiştirdi ve bu ülke dinini “islam” olarak ilan etti.
Bundan böyle ülke hukukunun kaynağının laik hukuk değil, İslam şeriatı olacağı da anayasal kural (hüküm) oldu.. Tarih 30 Kasım 2012..Hayırlı mı olsun diyelim,
“yola devam” mı diyelim?

Şunları sormayalım mı   ??

– Din insanlar için değil midir? Ülkenin-devletin dini olur mu?
82 milyonluk Mısır’da bu dini benimsemeyen milyonlarca insanın hukuku ne olacaktır?
– Birincil İslam kaynaklarında (Kuranda) zorlama var mıdır, tebliğ ile sınırlı mıdır?
– ……………………..

BOP ve türev araçlarından Arap Baharı, Ortadoğu’ya demokrasi getirecekti
değil mi??

Bir dinin (demek ki başka dinler de var!), dahası bu dinin yorumlarından biri olan bir mezhebin (demek ki başka mezhepler de var!) şeriatını (dinsel kurallarını,
şer’i hükümlerini) yaşamın tüm alanlarında egemen kılmak; tek sözcükle demokrasiyi “katletmek” demektir.

Bir kez daha, BOP yandaş ve işbirlikçilerinin, eşbaşkanlarının, şeriata hoşgörülü yaklaşan tatlı su demokratlarının suratlarında şaklayan tarihin tokatıdır Mısır’daki şeriatçı darbe.. Göz göre göre, Batı emperyalizmince taşları döşenmiştir. O Batı ki;
bir yanda İslamofobi ile kendi halklarına ve rejimine çok gereksindiği düşmanını yaratmakta, öbür yanda da Ortadoğu halklarını şeriatın dipsiz kuyusunda sonsuza dek karanlığa itmekte, dünyada bir iddiası olamayacak, halkları köleleştirilmiş – müritleştirilmiş kukla devletlere dönüştürmektedir.

O ikiyüzlü Batıdır ki, Avusturya’da geçtiğimiz yıllarda seçim kazanan Haider’in faşist partisine hükümet kurdurtmamıştır..

Evet.. “kravatlı şeriat” artık Mısır’da iktidardır.
84 yıllık kadim cihad irşad edilmiştir.

 

 

 

 

 

 

“Arap Baharı”, nehrin yatağını,
kabul ve itiraf edelim ki değiştirmiş, değiştirebilmiştir.
*****************
Müslüman Kardeşler’in tarihine kısaca göz atmak öğretici olacaktır.. (http://www.ikhwanweb.com/,
The Muslim Brotherhood Official English Website, 2.12.12)

Müslüman Kardeşler örgütü 1928’de Hasan el Benna tarafından kuruldu. İsrail’in kurulmasının ardından (1948), Mısır rejimini, “Siyonizme karşı pasif” olmakla suçlayan ve Filistin safında mücadele veren örgüt, kuruluşunu izleyen 20 yıl içinde büyük gelişme gösterdi.

Gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle Mısır yönetimi tarafından etkinlikleri yasaklanan örgüt, 1948’de Başbakan Mahmud Fehmi Nukraşi’yi öldürdü. Örgütün kurucusu Benna da 1949’da öldürüldü. Mısır hükümeti, örgütü
1948’de yalnızca dinsel bir örgüt olarak yasal düzlemde kabul etti ancak 1954’te, Mısır’da şeriat yasalarında ısrar ettiği gerekçesiyle yeniden yasaklandı.

Aynı yıl, dönemin Devlet Başkanı Cemal Abdül Nasır’a suikast girişiminde bulunan Abdül Munim Abdul Rauf ve 5 arkadaşı idam edildi.

  • Dört yüz bin” yandaşı tutuklandı.. Ama yetmedi..

Binlercesi de Suriye, Suudi Arabistan, Ürdün ve Lübnan’a kaçtı. Nasır’ın başbakanlığa atadığı Enver Sedat’ı, Mısır hukukuna şeriat maddeleri ekleyeceği sözü vermesine ve örgüt üyesi binlerce mahkûmu serbest bırakmasına karşın, 1979’da İsrail’le barış anlaşması imzaladığı için suikast sonucu öldüren bu örgütün, resmi olarak 1954’ten bu yana etkinlikleri yasak olmasına karşın, Mısır meclisinde 17 sandalyesi var. Müslüman Kardeşler’in 7 ülkede temsilciliği bulunuyor.
*************
Müslüman Kardeşler’in 1928’den bu yana 84 yıldır sürdürdükleri dar-ül harp kavgası başarıya ulaşmış gözükmektedir. Ağır silahlı 1,2 milyon polisi (Türkiye’de yaklaşık 250 bin), buna karşın 550 bin kişilik ordusu olan Mısır’da, dakikalar içinde, Mursi öncülüğündeki şeriatçı rejime Ordu’nun selam çakması gelmiştir. Mısır laboratuvarından öğrenilecek dünya dolusu dersler vardır.

1979’un Şubat’ında da İran’da Şah Rıza Pehlevi’ye dinci Humeyni darbesi vurulmuştu. Orada da Ordu, “müslüman kardeşleri” ne silah doğrultamamıştı. Humeyni yıllarca Paris’te sürgün “çile” sini doldurmuş ve artık ikbal zamanı gelmişti. Şah rejimini tasfiye etmek için şeriatçılarla ittifak, vinçlerde binlerce idam demekti..

Şah’ın ordusundan kaçan bir general Çubuk’ta sığınmacı iken, Genelkurmay Başkanı Hikmet Karadayı, o dönemde -kendisi Tuğgeneral iken- bu kişi ile söyleşisini aktarmıştı basına. Karadayı sormuştu, nasıl farketmediniz bu şeriatçı kalkışmayı.. diye.
İranlı generalin yanıtı çok çarpıcı idi :

Bir çiçek her gün gözünüzün önünde büyürse bunu farkedemiyorsunuz!
*********
Türkiye bölgesinde giderek yalnızlaştırılıyor.

İran ve Irak rejimleri demokratik değil. Suriye’deki iyi kötü laik rejimi yıkmak üzere Türkiye, eli kanlı Batı’nın yüz kızartıcı taşeronluğunu yapıyor.. Bir bakıma koçbaşılık ya da mezbaha koçluğu..
Ortadoğu mezbahasına sürülecek başka sürü kalmadığında, kesim sırası koçbaşı ya da mezbaha koçuna gelecek..

Ernst Hemingway’in ünlü romanının adını çağrıştırarak soralım :

* Çanlar Kimin İçin Çalıyor??
* Türkiye, Devr-i AKP’de “Türk Baharı” doğum sancılarında mıdır??
– Atlantik ötesinde “çile dolduran” ve ilahi irşadı sabırla bekleyen Türk vatandaşı, ilkokul mezunu emekli vaizler var mıdır?

 

 

 

 

 

Ve ekleyelim :
Quo vadis Türkiye’m!?

Ne dersiniz Türk halkı ve aydınları??

Sevgi ve saygı ile.
2.12.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net