Etiket arşivi: Ankara Dr. Ahmet Saltık www.ahmetsaltik.net

ANITKABİR’de 19 Mayıs Konseri ve AKP’nin hazin halleri..

ANITKABİR’de 19 Mayıs Konseri

ve AKP’nin hazin halleri..

Her meslekten ve her yaştan 750 korist ve 28 amatör koro, yeni bestelenen ATATÜRK marşını ve Atatürk’ün sevdiği şarkıları coşku içinde seslendirdiler..

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın efssane şefi Hikmet Şimşek’in 1998’deki konserinden 17 yıl sonra 2. kez böylesine coşkulu bir halk etkinliği sergilenmiş oldu.

Bu arada 12. CB Bay RTE, hukuk dışı biçimde bir kez daha, Aksaray’da seçim propagandasında idi. Başvezir Davutoğlu da seçim telaşında idi Zonguldak’ta. Anıtkabir’e Gençlik ve Spor Bakanı gitti Hükümet adına.. AKP’nin Atatürk’e ve Devrimlere bakışı bir kez daha
apaçık ortada.. Tayyip bey 18 Mayıs’ta Samsun’daki seçim propagandasında gene
ATATÜRK sözcüğünü ağzına almadı.. “Gazi Mustaf Kemal” dedi alışılageldiği gibi..
19 Mayıs törenlerini yasaklayanlar, sözde Samsun’da 1 gün önceden O’nu anıyorlardı..
Ne de yavan ve iğreti idi ağızlarında, içtenlikten uzak mı uzak..

Tayyip bey çok yorgun ve unutkan oldu epey.. Geçtiğimiz günlerde bir konuşmasında
asgari ücret için “Bin TL dolayında herhalde..” dedi.. Oysa 949 TL idi ve bir zamanlar
bu düzeyde bile geliri olmayan, ev kirasını RP’nin ödediğini Şevket Kazan’ın ağzından öğrendiğimiz birisi, Devlet Başkanı olduğunda asgari ücrete ve emekçinin yaşam kavgasına
bu denli yabancılaşmamalıydı.

“1 milyon da çok para mı??” diyerek Diyanet İşleri Başkanlığı’na alınan lüks otomobili savumdu. Eleştirenlerin kendilerinin ve çocuklarının “altında” Mercedes araçlar olduğuu söyledi. Bu aracın gerçek değerinin de 1 milyon TL değil 300 bin TL dolayında olduğunu ekledi. Bu veri doğru ise, söz konusu lüks makam aracı en az 300 işçinin asgari ücretine denktir..

300 000 TL / 949 TL= 316 asgari ücret…

1 milyon TL ise 1 000 000 TL / 949 TL = 1054 asgari ücret..

Bursa’da 15 bin dolayında emekçi (Renault, Tofaş, Mako vb.) ücretlerinin geçinmelerine yetmediğini bildirerek en sonunda greve gittiler..

Onlara selam olsun..

Dileriz, sermaye yanlısı AKP iktidarı, milli güvenlik vb. gerekçelerle Bakanlar Kurulu kararı ile grevi ertelemeye gitmez.. Geçtiğimiz yıl MESS grevinde Bakanlar Kurulu, skandal bir biçimde, daha grev başlamadan, Bakanlar Kurulu toplanmadan bakanlara imzalatılmış hukuksal olarak yok hükmünde bir “Karar” (?!) ile durdurma kararı vermiş ve safını emekçiden yana değil, sermayeden yana koymuştu. Hem özüyle hem biçimiyle Hukuku da hiçe sayarak..

***

12. CB Bay RTE dün de Karaman’da, seçilme yaşının 30 olduğunu, seçme yaşının 18 olması nedeniyle seçilme yaşıının da 18’e indirilmesi gerektiğini belirtti. Oysa seçilme yaşı 25 idi..
ve 13 Ekim 2006’da kendi iktidarları döneminde Anayasa değişikliği ile sağlanmıştı.

Bir de kendince “pratik zeka” önerisi oldu.. 18 yaşında TBMM’ye seçilen gençlerin askerlik sorununu, vekillikte geçen sürenin askerliğe sayılması.. Tayyip beyin akıl yürütmesi zaten “ilginç” ve “sui generis” (kendine özgü) idi; giderek bu 2 özellik daha da belirginleşiyor..

****

Daha nicelerini sayalım ???

“Necip” (soylu) milletimiz herhalde 7 Haziran 2015 seçiminde kendi celladına milyonlarca oy (20-21 milyon) boca etmeyecektir… Oysa yaklaşık 5 milyon oy, kalleş % 10 barajını aşarak VATAN PARTİSİ‘nin TBMM’ye girmesine yetecek ve ülkemizin yazgısı değişecek..

Vatan Partisi’nin 19 Mayıs Ankara Mitingi çok başarılı ve coşkulu idi bu arada..

Sevgi ve saygı ile.
20 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Prof. Dr. Aziz Konukman : EKONOMİMİZ ve EMEKÇİLERİN DURUMU

Prof. Dr. Aziz Konukman

EKONOMİMİZ ve
EMEKÇİLERİN DURUMU

Dostlar,

2 Mayıs 2015 günü, bizim de üyesi olduğumuz Ulusal Eğitim Derneği‘nin
geleneksel Cumartesi konferanslarında, değerli dostumuz ve seçkin ekonomist
Sayın Prof. Dr. Aziz Konukman’ı dinledik.
Kendine özgü sıcak ve içtenlikli biçemi ile, karşılıklı katılımı da sağlayarak en sıkıcı konuları bile, karmaşık tabloları bile bizlerle anlaşılır biçimde paylaştı.

Kendisinin de izniyle, bu değerli sunumu, geciktiğimiz için özür de dileyerek paylaşmak istiyoruz. Siyasal iktidarın halkı aldatan sorumsuz söylemleri karşısında
bilimsel verilere bu dosyadan erişmek ve beyin iğfalinden korunmak gerek..
Halkımıza da anlatarak..

Aydın sorumluluğu başka bir seçenek bırakıyor mu?

Teşekkürler Sevgili Prof. Konukman dostumuz ve Ulusal Eğitim Derneği..

Dosyaya erişmek için lütfen erişkeyi (linki) tıklar mısınız???

EKONOMIMIZ_ve_EMEKCILERIN_DURUMU_Ulusal_Egitim_Drn._2.5

Sevgi ve saygı ile.
14 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Soma maden katliamının yıldönümü

 

Soma maden katliamının yıldönümü

http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/soma-5371.html, 13.5.2015


Soma maden faciasının üzerinden bir yıl geçti.
Türkiye ve dünyayı yasa boğan faciada yaşamını yitiren 301 madenci
büyük bir acıyla anılıyor.

DİSK-KESK-TMMOB-TTB, Soma maden katliamının yıldönümü dolayısıyla 13 Mayıs 2014’te Soma’da yaşamını yitiren tüm maden emekçilerini anmak ve artık katliama dönüşen
iş cinayetlerine dikkat çekmek için Soma’da saat 12’de Madenci Anıtı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Açıklamanın ardından mezarlık ziyareti yapıldı. Aynı sıralarda mezarlıkta konuşma yapan Manisa Valisi halk tarafından protesto edildi.  Emek ve meslek örgütleri, kitle örgütleri ailelerle birlikte katliamın gerçekleştiği Eynez Ocağı’na gitti. Ocak önünde otobüsleri durduruldu. Engelleme aşıldı, ocak önünde güvenlikler basına saldırmaya çalıştı. Burada bir maden işçisi heyet adına konuşma yaparak “AKP’nin katliam getiren politikalarına karşı direneceğiz” dedi. Soma’daki anmaya TTB adına İkinci Başkan Prof. Dr. Raşit Tükel ve Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Nilay Etiler katıldı.

Bugün aynı zamanda katliamda yaşamını yitiren birçok madencinin yaşadığı Kınık’ta da
aileler bir yürüyüş düzenledi. Gün bitiminde ise saat 20.00’da Madenci Anıtı’nda buluşanlar Hükümet Konağına yürüyecek.

DİSK-KESK-TMMOB ve TTB tarafından 16 Mayıs’ta da faciayı unutturmamak ve
yaşamı savunmak için Soma’da büyük bir miting gerçekleştirilecek.

====================================

Dostlar,

Bu önemli günde elinden gelen çaba ve duyarlığı sergileyen DİSK-KESK-TMMOB-TTBye özellikle de “ortaklaşa” eylem sergileme disiplini göstermeleri nedeniyle hem teşekkür eder
hem de kendilerini kutlarız…

301 emekçinin hunharca bir toplu politik cinayete kurban edilmesini içimize sindiremiyoruz.
Sorumlularına öfkemiz büyüyor, büyüyor..

SOMA’DA 4 BÜYÜK HATA YAPILDI!

  • ABD’nin eski Maden Güvenliği Şefi Davitt McAteer, Hürriyet yazarlarından Tolga Tanış’a yaptığı açıklamada Soma’daki maden faciasını yorumladı ve yapılan büyük hataya
    dikkat çekti. McAteer, bunların; (DHA, 22.5.14)

    1. Tutuşma kaynağının denetim altına alınmaması,
    2. M
    etanın madenden boşaltılmaması,
    3. K
    ömür tozunun temizlenmemesi ve
    4. İ
    şçi sayısının yüksek tutulması olduğunu belirtti. 

    McAteer, 1968’de yapılan kapsamlı bir düzenlemeyle o döneme dek ABD’de de yaşanan
    maden kazalarında büyük bir düşüş sağladıklarını anlattı.

  • “Türkiye’deki olayda ise benim gördüğüm en büyük hata, tutuşma kaynağı baskılanmamış..” diyen McAteer, metanın madenden çıkarılmadığını (drenaj), kömür tozunun temizlenmediğini ve bunların tutuşmanın patlamaya dönüşmesinde etkili riskler olduğunu kaydetti.

Akhisar’da süren davada ADALET bekliyoruz!
Sorumluların en ağır cezalara çarptırılmalarını diliyoruz..
Salt teknik ve önde görülen değil; ardalandaki asıl politik sorumluların da..
Er ya da geç..
Ve de toplum olarak ders çıkarılmasını, benzer acıların yaşanmamasını..
GÜVENLİK KÜLTÜRÜNÜN bu topluma da yerleşmesi gerek..
ILO’nun bu yılki teması :

  • İŞ’te SAĞLIK ve GÜVENLİK! 
    (Health and Safety at Work)

    Biz de Türkiye’de istiyoruz 1932’den beri ILO üyesi bir ülke olarak..
    İş kazlarının bilimsel olarak % 98 önlenebildiği gerçeğini hiç akıldan çıkarmadan..
    Meslek hastalıklarının da % 100’ünün!
    Önce bu cinayetlerin fıtrat olarak sunan sorumsuz siyasetçilerden,
    Grizu kurbanları için utanmadan “güzel öldüler” diyen Prof. ünvanlı Çalışma Bakanlarından.. kurtulmak gerek..

  • İlk fırsatta.. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’yi alaşağı ederek..

    Sevgi ve saygı ile.
    13 Mayıs 2015, Ankara

    Dr. Ahmet SALTIK
    www.ahmetsaltik.net
    profsaltik@gmail.com

Soma katliamının 1. yılında İŞ CİNAYETLERİ ALMANAĞI – 2014 ÇIKTI..

Soma katliamının 1. yılında
İŞ CİNAYETLERİ ALMANAĞI – 2014 ÇIKTI..

“İş Cinayetleri Almanağı 2014” çıktı

İş kazaları ile ilgili istatistik ve raporların yanı sıra kazalarla ilgili insan öykülerinin de yer aldığı
İş Cinayetleri Almanağı 2014
15 Mayıs’ta kitapçılarda olacak

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
http://www.dunyabulteni.net/haberler/329636/is-cinayetleri-almanagi-2014-cikti

Adalet Arayana Destek Grubu tarafından düzenli olarak yayımlanan
İş kazaları raporları “İş Cinayetleri Almanağı 2014” adıyla bir araya getirildi.

Almanakta Türkiye’nin iş kazalarında Avrupa 1.’si, dünya 3.’sü olduğu belirtilerek kazaların esasında durdurulabileceğinin altı çiziliyor. Kitapta iş kazaları ile ilgili rapor ve istatistiklerin yanı sıra yavaş yavaş ve sessizce ayrılan meslek hastalıkları mağdurlarının öyküleri; çocuk işçiliği ve çizgilerin diliyle iş cinayetleri dosyaları; meslek hastalıkları mağdurlarının öyküleri ve işçi ailelerin adalet mücadelesinden kesitler yer alıyor.

İş kazalarında yakınlarını yitirenlerin ve yaralanarak kurtulanların oluşturduğu
Adalet Arayan İşçi Aileleri;

– Davutpaşa’dan Ostim ve İvedik patlamalarına,
– Esenyurt çadır yangınından Kozlu’ya,
– Van/Bayram Otel’den Milas/Güllük’e,
– Arka Sıradakiler dizi setinden BEDAŞ’a ve
– Doğa Hastanesi’nden Soma’ya..

büyük kazaları unutturmamak için faaliyet gösteriyor.

Bu çerçevede ceza davalarını izliyor, her ayın ilk pazar günü
Galatasaray Meydanı’nda eylem yapıyor.

Türkiye’de 2014’te en az 1886 işçi çalışırken yaşamını yitirdi.
Her gün 5 işçi çalışırken yaşamını yitiriyor. (AS: kayda girenler!)

“İş Cinayetleri Almanağı 2014” 15 Mayıs’tan kitapçılarda olacak.

Soma_kurbanlari_toplu-mezarlari


 

 

 

 

 

Soma_is_cinayeti_bilirkisi_raporu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Soma Eynes Linyit İşletmesinde 301 emekçiyi kurban alan korkunç faciadan (13 Mayıs 2014) birkaç gün önce denetim yapan (!?) ve her şeyi güllük – gülistanlık gösteren ÇSGB İş Teftiş Kurulu Denetçilerinin Savcılığa ifadeye çağrılmalarında neden izin vermedi??
Bereket Danıştay 1. Dairesi, bu hukuk dışı pervasız – gözükara Bakan kararını kaldırdı..

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı TKİ (Türkiye Kömür İşletmeler Kurumu) Soma Eynes linyit ocağını, 4857 sayılı İş Yasası‘na aykırı olarak neden altişverene (taşerona, sub-contractor) devretmiştir?

4857 sayılı İş Yasası md. 2 : “..İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez...”

Bir kömür madeninde kömür çıkartmak “asıl iş” değil de ne “asıl iş” tir?

Üstelik çok tehlikeli düzeyde içten yanma durumunda olduğu halde, bir önceki taşeron (Turgay Ciner Grubu Park Madencilik) risk almayıp geri çekildiği halde..

Bu maden sahasının yandaş özel sektöre peş keş çekilmesinin altında kimin imzası vardır?
Dönemin Başbakanı R.T. Erdoğan’ın mı?? Eğer böyle ise, Başbakan neden ilgili bakanın yetkisini üstlenmiş ve ülkedeki tüm maden işletme, arama vb. ruhsatlarını kendine bağlamıştır?? Bu uygulamanın hiç yasal sorumluluğu yok mudur?

Sorular uzayıp gidiyor…

12. Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan Almaya Karlsruhe’de yasa dışı seçim konuşması – propaganda sırasında dinleyen Türklerin önemli bir bölümünce, “Alevilik din ise ben yokum” dediğinde yuhalanıyor, yuhalanabiliyor. Hiç olay çıkmıyor.. Alman yasaları ve demokratik gelenekleri buna elveriyor.. Türkiye’de ise, Kenan Evren’in cenaze töreninde helallik istenirken “haram olsun” deme hakkı bile yok.. Başörtülü 2 kadın karga – tulumba, bir yandan da ağızları kapatılarak alandan uzaklaştırılıyor.. İleri demokrasi olsa gerek..

Biz de soruları “fazla uzatmasak” iyi olacak galiba..??
Ne diyorsunuz, 3 seçimdir AKP’ye 20 milyona yakın oy yağdıran soylu milletimiz??
Soma’da katledilen 301 kömür emekçisinin ahı da yerde mi kalsın??
Yetim kalan 432 çocuğun (ortanca yaşları 10 dolayında), 270’i aşkın eşin,
birkaç yüz anababanın… acıları adalet yerini bulmadan nasıl hafifleyebilir ki??

Ne diyorsunuz Diyanet İşleri Başkanı Prof. Görmez hoca??..
Niye görmüyorsunuz? 1 milyonluk ultra lüks makam aracı, evinize yaptırdığınız söylenen çooook lüks jakuzi sizi alıp nerelere savurdu?? 301 emekçinin topluca katliamının
1. yılınde tek bir sözcük etmeyecek misiniz??

Sevgi ve saygı ile.
13 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

“Gezi Raporu” ve “İnternet İfade Ögürlüğü” Çelenk Ödülü Aldı

“Gezi Raporu” ve “İnternet İfade Ögürlüğü” Çelenk Ödülü Aldı


Dostlar,

Bu konuda birkaç yazımız oldu web sitemizde..

Bunu da paylaşmak istedik..
Bir de Raporun tüm metnini sitemizde paylaşmak..

Hem “3 Fidan” a ve onların ölçüsüz özverili – başarılı avukatı saygın hukuk insanı
Av. Halit Çelenk Usta’ya hem de bu değerli çalışmaya emek verenlere saygımız – şükranımız büyük..

240 sayfalık 1. lik ödülü alan, Prof. İbrahim Kaboğlu önerliğinde gerçekleştirilen bu değerli çalışmayı basarak ücretsi dağıtan ve kalıcılaşmasına katkı veren Türkiye Barolar Birliği’ne de teşekkür borçluyuz..

Bu Raporun tümünü okumak / indirmek için lütfen tıklayınız..

GEZI_Raporu_Birincilik_Odulu_tam_metin

Sevgi ve saygı ile.
09 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu : Adana’daki MİT TIR’ları..


YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu,
Adana’daki MİT TIR’larına ilişkin soruşturmaların savcıları hakkındaki tutuklama kararını
SÖZCÜ‘ye değerlendi.

portresi

ASUMAN ARANCA/ANKARA
SÖZCÜ
haber portalı, 6.5.15

Hakim ve Yargıçlar Sendikası eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ”Darbe dönemlerinde bile olmayan olaylar yaşandığını” savunarak şunları söyledi:

 

”Türkiye’de artık adil yargılama adil soruşturma değil yargılamanın varlığından bile 
söz edilemez. Haklarında bu şekilde soruşturma yürütülen kişiler hakkında herhangi bir biçimde tahliye istemini inceleyebilecek bir yargıç, bu kararları denetleyemeyecek, denetleyebilmesi durumunda onlar da tutuklanacak.”

“Bu, Türkiye’de hukukun, yargının bütünüyle iktidarın bir silahı sopası haline geldiğinin
bir baskı aracı haline geldiğinin yeni bir örneğidir. Artık Türkiye’de darbelerin yapmadığı bir tahliye yasağı dönemi başlamıştır. Tutuklanan hakim ve savcıları tahliye edecek her kim olursa olsun, derhal soruşturulacağı bir sürecin varlığı Türkiye’de yargının da sonu anlamını taşımaktadır. Yapılan işlem adı geçen kişilerin şahsında, yargıya ve millet iradesine karşı yapılmış bir işlemdir. burada bütün yargıç ve savcıların ‘beni de tutuklayın, beni de soruşturun’ diyeceği bir dönem başlamıştır.”

================================

Dostlar,

Teşekkürler yürekli insan, yiğit yargıç Sayın Ömer Faruk Eminağaoğlu‘na..

Hukuk Fakültelerinin – Dekanlarının, Türkiye Barolar Birliği’nimn bile ağzını aç(a)madığı
bir ortam ve konuda hukuka ve yargıya “ama” sız, çifte standartsız yaklaştığınız için..

Bir de CHP’ye bir güzel teşekkür borcumuz var galiba!?..

Sn. Eminağaoğlu son olarak Çankırı yargıçlığı görevinden istifa ederek miltetvekili aday adayı oldu. CHP yönetimi, çooook ağır bedeller ödemiş bu birikimli savaşım (mücadele) adamını değerlendirmedi, Kontenjandan uygun bir sıraya koymadı. Emin beyin emekliliğne de daha 1,5 yıl var ve yargıçlık mesleğine yasa gereği dönemiyor. Avukatlık yaparak ekmeğini çıkarmaya çabalayacak bundan böyle.

Oysa kimler kimler CHP kontenjanlarından ilk sıralarda değil ki??
Bütün ulusalcılar tasfiye edilerek.. Prof. Süheyl Batum’lar, Prof. Birgül Ayman Güler’ler...
“Atatürk’e kefere diyen” yüzsüz sefil sağcılar,  “Sözde Ermeni soykırımı”na açıktan ve militanca destek veren Ermeni kökenli kadın adaylar, onaylı – kod numaralı  CIA ajanları,
AKP’nin sözde açılımının mimarları…. Atatürk’ün partisinde bir araya tolandılar..

Sen çok yaşa e mi, Kılıçdaroğlu’nun Y-CHP’si ve yandaş kurmayları!

CHP’nin Çileli kuvayı milliye tabanına ise dizini dövmek kalıyor galiba..
Bir de “tıpış tıpış” giderek 7 Haziran 2015 günü “mecburen – mecburiyetten” CHP’ye
oy vermek.. Bu lenetli kısır döngünün mutlaka kırılması gerek…

* Bin selam olsun Atam’a; bir oyum var Vatan’a!

Sevgi ve saygı ile.
6 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

BİLİMİN SAVUNMASI


BİLİMİN SAVUNMASI

Dostlar,

Bu gün Ulusal Eğitim Derneğimizin geleneksel Cumartesi konferansları kapsamında
ADD Bilim Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. D. Ali ERCAN‘dan nefis bir bilimsel ziyafert aldık..

Konu, başlıkta verdiğimiz gibi “BİLİMİN SAVUNMASI” idi..

Konferans, bir insanlık ayıbı olarak “türban” nedeniyle adeta gözdağı için hapse atılan
Ege Üniv. öğretim üyesi Prof. Dr. Esat Rennan PEKÜNLÜ‘ye adanmıştı.

Sn. Prof. Ercan, bir Nükleer Fizik uzmanı olarak, derin bir egemenlik ve yetkinlikle
Bilimin insanlık tarihindeki serüvenini ve günümüzdeki – gelecekteki vazgeçilmez / yaşamsal işlevini örneklerle vurguladı.

Bir fen bilimci olmanın avantajını da ustalıkla kullanarak, süreçleri uzun uzun paragraf tümceler kurmak yerine, şemalarla görsel olarak ve netlikle anlaşılabilir düzeyde sundu.
Derneğin mütevazi salonu doluydu ve sunu büyük ilgiyle izlendi.
Ardından en az 1 saat da tartışma – katkı ve sorulara yanıt bölümü oldu.

Son derece öğretici bu yansıları, kendilerinin cömertliği ile paylaşıyoruz.
İzlemek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız?

BILIMIN_SAVUNMASI_11.4.15_ALI_ERCAN

Portresi_11.4.15.jpg

 

Teşekürler Sayın Prof. Ercan..
Teşekkürler Ulusal Eğitim Derneğimizin değerli yöneticileri..

Biz de özetle,

  • “Yaşamda BİLİMSEL AKILCILIK dışında hiçbir kurtuluş ve ilerleme reçetemizin olmadığını..” belirttik..Web sitemizin başlığında da

Sevgi ve saygı ile.
11 Nisan 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

BİLİME ÖZGÜRLÜK; RENNAN HOCAYA ADALET!

 

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz Ulusal Eğitim Derneği geleneksel Cumartesi Konferansları sürüyor..

Yarın, 21 Mart 2015 günü konferansını dostumuz Sn. Prof. Dr. Semih KORAY verecekler..

Duyuru posteri aşağıda..

KONU : BİLİME ÖZGÜRLÜK; RENNAN HOCAYA ADALET!

Bilgi ve ilginize sunarız..

Sevgi ve saygıyla.
20.3.2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com 

ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ

“SOSYAL DEMOKRASİ” GERÇEKTE NE DEMEK??


“SOSYAL DEMOKRASİ”
GERÇEKTE NE DEMEK??
 

 

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Türkiye’nin yüzakı devrimci aydınlarından dostumuz Sayın Yıldırım KOÇ,
çok önemli bir yazı kaleme aldı AYDINLIK‘ta. 14 Mart 2015 günü Gazete’de yayımlandı.

Sayın Koç, ustaca – özlü bir tarihsel irdeleme ile sorunsalı günümüze taşımakta ve
şu önemli tanımı yapmakta :

  • Sosyal demokrasiemperyalist sömürü sayesinde, emperyalist ülke işçi sınıflarının, emperyalizmi ve kapitalizmi destekleyerek hak ve özgürlüklere,
    yüksek yaşam standardına ve sosyal güvenceye kavuşmasıdır.”  

Hemen ardından Devrimci seçeneği vermekte :

  • Halkçılık ve devletçilik ise emperyalist sömürünün önlenmesi sayesinde
    kaynakların ülke işçi sınıfı ve halkı için kullanılması anlayışıdır.”

    *****

Sayın Koç reçeteyi de çok net koymaktadır :

  • Çözüm sosyal demokrasi değil; halkçılık ve devletçiliktir.

Dolayısıyla bu 2 önemli ilke; HALKÇILIK ve DEVLETÇİLİK mutlaka anımsanmalıdır ki;
Mustafa Kemal Paşa’nın “6 Ok”undan 2’sidir. Yine dolayısıyla diyelim;

Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün 1919’da kurduğu parti olan CHP,
sosyal demokrat bir parti olarak kurulmuş değildir!

CHP Atatürk’ün Partisi olarak kalacaksa, -ki siyasal ahde vefa bunu gerektirir- kılavuzu, anayasası, rotası “6 Ok” tur. Bu Ok’larla oynamak, siyasal manevralarla dışlayıp etkisizleştirmek siyasal ahlaka da sığmaz, tarihsel mirasa saygıya da..

Sosyal Demokrasi, kapitalizmin sömürdüğü emekçi katmanlara sömürüsünden bir miktar
pay (Rüşvet!) vererek bu katmanları teslim almasıdır. Sömürücü ve rüşvetçi bir düzeni  meşrulaştırmaya araçtır; bu yüzden de Ahlak dışı (immoral) bir siyasal ideoloji ve rejimdir.

Büyük Devrimci ATATÜRK, bu çarpıcı olguyu daha 1920’lerde kavramış bir insandı.
Bu yüzden Liberalizmi reddetmişti :

  • “T.C. Devleti, Türk vatanında yüzyıllardan beri bireysel ve özel girişimle yapılmamış olan şeyleri bir an önce yapmak istedi ve  görüldüğü gibi kısa zamanda yapmayı başardı. 
  • BİZİM İZLEDİĞİMİZ YOL, GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ LİBERALİZMDEN BAŞKA BİR SİSTEMDİR.”

    *****

Yıllar önce Edremit’te, ADD adına bir Aydınlanma konferansımızda dinleyiciler arasında olan
ADD Edremit Şubesi kurucularından meslektaşımız Sayın Dr. Hasan İleri bize
çok önemli bir belge fotokopisi vermişti. Bu fotokopide Kasım 1925’te (belleğimizde kalan),

  • Atatürk’ün de imzasını içeren bir Bakanlar Kurulu (Hükümet) kararnamesi ile
    SOSYAL DEMOKRAT Partinin kapatıldığı 
    yazılı idi.

Sayın Dr. İleri bu tezini daha sonra da hep yineledi, yazdı, TV’lerde dillendirdi ve bildiğimiz ölçüde bir yalanlama da almadı. Biz de öyle..
Bu belgeye arşivimizde eriştiğimizde, sitemizde paylaşacağız..

Ayrıca bu sitede, Kemalist Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN‘in “Kemalizm ve Sosyal Demokrasi”
başlıklı kapsamlı irdelemesine (8 sayfa) yer verilmişti (9.8.2012).
Aşağıdaki erişkeden (linkten) bu önemli ve kapsamlı makale okunabilir :

http://ahmetsaltik.net/2012/08/09/kemalizm-ve-sosyal-demokrasi/

Değindiğimiz önemli makale şöyle bağlanıyor :

  • “Bütün bilimsel kaynaklar, Avrupa kıtasında gerçek anlamda bir sosyal demokrasi olamayacağını ortaya koymaktadır. Türkiye’de Avrupa Birliği dışında bırakıldığı içinAtatürk’ün ülkesinde gerçek anlamda bir sosyal demokrasi uygulaması mümkün görünmemektedir. Devletin kaynaklarının yabancılara devredilmesi, artan nüfusun talepleri ve Türkiye’nin kendine özgü koşulları, gerçek anlamda bir Sosyal Demokrasiyi bu ülkede mümkün kılmamaktadır. O zaman, bugünün koşullarında sosyal demokrasi diye ortaya çıkanlar,
    küresel emperyalizmin bütün dünyaya dayatmış olduğu yeni demokrasi ilkelerini uygulayacak bir neo-liberal programı üstü örtülü bir biçimde uygulamaya yönelecektir. O zaman, Türkiye Cumhuriyeti’nden ve Atatürk’ ün devlet modelinden geriye bir şey kalmayacağı anlaşılmaktadır. Artık bu konuda Türk Ulusu’nun bir karar vermesinin zamanı gelmiştir.
  • Ya Türkiye Cumhuriyetini ve ulusal – üniter devleti yaratan Kemalizm ya da
    küresel emperyalizmin merkezi coğrafyaya egemen olmasını sağlayacak
    Sosyal Demokrasi görünümlü yeni demokrasi…
  • Türk ulusu için var olma ve yok olma mücadelesi bugünün koşullarında da devam etmektedir.
    Kemalizm ve Sosyal Demokrasi tartışmalarının arkasında yatan gerçekler bunlardır.”

*****

“Sosyal Demokrat” dostlarımıza, CHP’ye… kritik bir “bilgi notu” olarak sunarız.
7 Haziran 2015 “kritik” genel seçimleri öncesinde zamanlayarak, özellikle..

Bir kez daha düşünülsün diye..

Sevgi ve saygı ile,
15.03.2015, Ankara

TÜRKİYE BÖLÜNÜR MÜ??


TÜRKİYE BÖLÜNÜR MÜ??

Orhan Bursalı


Ama Kürt meselesi salt bir iç sorun değil, dahası giderek tümüyle “dış dinamikler”denen
illetin rüzgârında gelişmektedir. Son durumu belirteyim:

Türkiye’nin Kürt meselesini birlik yönünde çözmek giderek olanaksızlaşıyor.
Çünkü, İmralı-Kandil ve BDP’nin önünde “özerk yapı” oluşuyor: Suriye!

Irak demiyorum. Irak’ta zaten ABD’nin himayesine giren Barzani’nin özerk devlet yapısı var. ABD üstelik Erbil’de askeri lojistik üs açıyor.
Suriye’de ikinci Kürt özerk yapısı biçimleniyor.
Burası PKK/PYD’nin. Kürtçe adıyla Kobani ve çevresi.

Esad yönetiminde yeni Suriye yapılanması

Batı, IŞİD’i Suriye’den kesip atmaya kararlı. ABD, müdahale birliklerini oluşturuyor;
bu kez daha hızlı davranacak. Obama’nın atadığı John Allen“IŞİD’e kara operasyonu geliyor” dedi. Ayrıca Irak Ordusu bu amaçla hazırlanıyor. Esad ile ABD arasında IŞİD’e karşı açıklanmamış bir işbirliği var. Güvenlik Konseyi’ne özel rapor hazırlayan Birleşmiş Milletler’in Suriye’de çözüm çalışmalarının Özel Temsilcisi Staffan de Misture,
Esad çözümün parçasıdır” diyor.


Bütün bunların sonucu, Suriye’de Esad yönetimi ülkeye egemen kılınacak,
PKK/PYD Kürt Özerk Bölgesi ile birlikte. Herhalde, Esad yönetimine ılımlı Şii muhalifler de entegre olacak. Yazmıştım: ABD Suriye, Irak, Libya’dan ders çıkardı: Müdahale ettiği ülke yönetimleri parçalanıp yok olursa, yerlerini terör örgütleri, üstelik onlarcası alıyor.
Şimdi devlet kurumlarını yıkma değil güçlendirme politikasına geçildi.


Yakın gelecek: Suriye’de Esad yönetimi ülkeye egemen kılınacak, tabii PKK/PDY Kürt Özerk Bölgesi ile birlikte. Herhalde, Esad yönetimine ılımlı Şii muhalifler de entegre olacak.

Kandil ve İmralı ile Suriye’de komşuyuz

Bu ne demek? Bizim iktidarın el altı-yeraltı müttefiki IŞİD kesilip atılacak,
Türkiye, Kandil İmralı-HDP ile bütünleşik bir Suriye Kürt Özerk Yönetimi ile
komşu olacak.

Kürt Silahlı ve Siyasi Hareketi ve “çözüm süreci görüşmeleri” esas olarak bu gelişmenin dinamiğine girdi. Belirttiğim gibi, PKK/PYD Batı’nın desteğini almış durumda. Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı iken alçakça Silivri’ye tıkılan İsmail Hakkı Pekin, Aydınlık’ta yayımlanan ve pazar gecesi de Habertürk’te Enine Boyuna’da paylaştığı bilgiye göre, PKK 235 uçaksavar silah aldı, TSK saldırı yaparsa kullanmak amacıyla!
“PKK ateşkes süreçlerini hep yeni silah yığınakları için kullandı” diyor.


PKK’li komutan Bersus, geçen cumartesi günü yayımlanan haftalık Der Spiegel’e konuşuyor:

IŞİD’e karşı Kobani’deki savaşlarda Alman silahları çok işe yaradı,
bunları bize peşmergeler verdi.

Almanların Barzani’nin peşmergelerini silahlandırdığı ve eğittiği haberlerini birkaç aydır okuyorduk. Almanlar el altından, beklendiği gibi, PKK/PYD güçlerini de silahlandırıyor.

Kılıf hazır: Biz vermedik, ellerine geçmiş! Silahlar yollarını şaşırmışlar!”
PKK’liler ellerindeki Alman malı bazukalarla IŞİD tanklarını çok iyi vurduklarını söylüyor.

IŞİD’e karşı tabii ki iyi silah gerek.
Ama Batı artık PKK’yi kucaklıyor ve onu terör örgütü olmaktan fiili olarak çıkartıyor

Ankara ve PKK ‘Barış için’ mi silahlanıyor?

Bu arada hükümet kanadından “barış oldu olacak” haberleri pompalanıyor.
Ortak açıklama yaparlar mı, yaparlar. Suya sabuna dokunmayan, barış-kardeşlik falanı içeren
bir açıklama beklenebilir. Kürt Silahlı ve Siyasi Hareketi’nin yapılanmasını sürdürmesi için daha zamana ihtiyacı var. Ankara’daki Meclis’e ihtiyacımız yok diyorlar. HDP’nin seçime katılıp baraja takılması pek umurlarında değil. Ordu da Güneydoğu’ya komandolar gönderiyormuş.

Görünen şu: Her iki taraf da silahlanıyor. Ankara’nın iç güvenlik paketinin bir hedefi de bu. Muhtemel çatışma hazırlıkları.. savaş, olasılıklar arasında ağırlıklı sanki.

Yeniden soralım: Türkiye bölünür mü?

Dış dinamizmin Kürt sürecini iyice kucaklamasıyla birlikte, içeride süreci kuşkusuz  hızlandıracak etki yapacak. Bazı akademisyenler de AKP’den hâlâ“sorunları kardeşçe çözmekten uzaklaşan bir Türkiye var. RTE’nin tek adam politikası yönetim bölgesel güç” olarak bahsediyor ve tecrit edilen RTE politikasını destekliyor!

Demokrasi ve hukuk yoksa, salt tek adam ve diktatörlük heveskârlığı varsa, ülkenin bölünmesi kolaylaşır. RTE çözüm sürecine “sandıkta oy devşirme mekanizması olarak” baktı.
Milletin temsilcilerinden gizli sürdürülen görüşmelerin vardığı nokta, Kürt tarafının
kazanç hanesine sürekli artılar eklemesi ile sonuçlandı.


2005’te RTE Diyarbakır konuşmasıyla aslında resmen başlattığı çözüm sürecini, 10 yılda
bu noktaya vardırdı. Ve tabii sürece gözü kapalı destek veren “liberal/sol”paydaşlarının katkılarıyla… Oysa daha başında ciddi bir süreci başlatılabilseydi, Meclis seferber edilebilseydi başka bir yere varabilirdik.

Ülkenin en büyük Ulusal Sorunu’nu “sandık ve güç alanı” gördü.
Çözümü bu noktaya getiren bir antidemokratik iktidar yapısı…
Şimdilik görünen o ki, seçimden sonra esas kaosu yaşama olasılığı artacak.

Yoksa ben rüyamda karabasanların tutsağı mı oldum?
Umarım öyledir… Yok yok, tabii ki öyledir… İnşallah…

====================================

Dostlar,

Bunca hengame içinde gözden kaçmaması gereken temel soru ve sorun budur.
Sayın Orhan Bursalı‘nın somut gelişmeler üzetinden akıl yürüterek vardığı aşama,
gerçekten bir karabasandır..

7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’den kurtulmak,
Türkiye’nin geleceği bakımından elzem olmuştur.

Sevgi ve saygı ile,
18.02.2015 

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net