Etiket arşivi: AB Müzakere Çerçeve Belgesi

Lozan Andlaşması 100 Yaşında : YAŞATMAK ULUSAL GÖREV ve SORUMLULUK

Dostlar,

Poyraz Gurup / Boğaziçi Deniz Kulübü Çevre ve Spor Platformu bizi Lozan Barış Andlaşması‘nın 100. yılı nedeniyle  bir zoom oturumuna çağırdı. 25 Temmuz 2023 günü (dün) 21:30’da başlandı. Eşzamanlı olarak Gurubun youtube hesabında canlı yayınlandı. İzlemek için lütfen tıklayınız..

https://youtu.be/I_-7y_Da55o

100. yıl çok özel bir dönüm noktası olduğundan, kapsamlı bir hazırlık yaptık. Lozan görüşmelerinde ilk dönemde İsmet Paşa‘nın danışmanları içinde yer alan Prof. Dr. Veli Saltık aile büyüklerimizdendi. Bu konuyla özel olarak ilgileniyorduk. Daha önce de pek çok konferans verdik ve makaleler yazdık bu konuda. Web sitemizde bulunabilir bir bölümü. En son22 Temmuz 2023 günü Dikili’de Sn. Sinan Meydan ile “İkili Konferans” vermiştik. Bu çalışmamızı da web sitemize yükledik :
Dikili Konferansımız : Lozan Barış Andlaşması 100 Yaşında, Dikili konferansımız :

Lozan Barış Andlaşması 100 Yaşında! | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM

11 yıl önce 89. yılında ise, AB ile bağıtlanan Müzakere Çerçeve Belgesinde yer alan tuzak hükümlere vurgu yaptık ve Lozan Andlaşması dahil birçok ikili – uluslararası sözleşmelerimizin diplomasi oyunları ve tuzak metinlerle geçersiz bırakılabileceği uyarısını yaptık :

AB Müzakere Çerçeve Belgesi ve
Lozan Andlaşması’na ciddi diplomatik tuzak

3 Ekim 2005’te AKP hükümetince AB ile imzalanan Müzakere Çerçeve Belgesi’nin (MÇB) 6. paragrafında, ülkemizin bugününü ve geleceğini kritik durumlara düşürebilecek kimi anlatımlara yer verilmiştir. Metinde;

  • “Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkileri konusunda açık taahhüdü ve BM Şartı doğrultusunda uyuşmazlıkların ve önemli sınır uyuşmazlıklarının gerekirse Uluslararası Adalet Divanı’nın zorunlu yetkisini de içeren barışçı yollarla çözülecektir.” anlatımı yer almıştır.

Buna göre, Türkiye’nin sınır sorunlarının (!?) çözümünde La Haig’deki Uluslararası Adalet Divanı yetkili kılınmaktadır. Böylece “Misak-ı Milli sınırlarının sorun olabileceği”, inanılmaz bir aymazlıkla kabul edilmektedir!

Bu düzenleme, özelikle Yunanistan, Ermenistan ve Kuzey Irak için avantajlıdır.
Ancak süreç içinde oyuncular artabilir de! Türkiye ile sınırdaş olan başka ülkeler de ülkemizle sınır anlaşmazlığı olduğunu savlayabilirler!

➢ BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında Irak’ın kuzeyinde de facto yaratılan siyasal oluşum, gelecekte Türkiye’ye yönelik sınır istemleri bildirebilir. Bu durumda AB MÇB 6. paragrafa göre “anlaşmazlık” Uluslararası Adalet Divanı‘na taşınacak ve ABD ve AB’nin tutumu belirleyici olacaktır.

Gelişmeler ülke bütünlüğümüzü tehdit eden nitelik kazansa bile, bu paragrafa göre Türkiye, “güç kullanma” hakkını işletemeyecektir.

  • TSK, “güç kullanMAma” olarak düzenlenen 2 sözcükle devre dışı bırakılmıştır!

Ülke bütünlüğünü korumak için tersi yapılırsa, bu kez AB, MÇB’nin çiğnendiğini ileri sürerek Türkiye ile görüşmeleri askıya alabileceği gibi, yaptırım da uygulayabilecektir. Bu paragrafın derin tuzakları, usa (akla) bir başka sorun daha getirmektedir :

BM’nin İkiz Sözleşmeleri TBMM’de onandığına göre, 6. paragraftaki düzenlemeler,
bu Sözleşmelerin olanak sağlayabileceği siyasal haklar, Türkiye sınırlarını yeniden çizmeye dayalı güvence olarak kullanılabilir!

  • MÇB‘nin 11. paragrafı ise;A
  • AB mevzuatına uymadığı gerekçesiyle Türkiye’nin daha önce taraf olduğu ikili antlaşmalarla uluslararası antlaşmaların sona erdirileceğini kurala bağlıyor!

Bu paragrafa göre Türkiye’nin hangi ikili veya uluslararası antlaşmalarının geçersiz kılınacağı açıkça belirtilmiyor fakat;

KKTC’nin kuruluşu, 1959-1960 Londra ve Zürih Andlaşmaları, bu maddeye dayanılarak Türkiye açısından geçersiz sayılabilir!

Açılımın Lozan’a, Montrö’ye dayanmayacağını kimse güvenceleyemez!
Türkiye, ne yazık ki, AB serüveni yolunda son derece tehlikeli adımlar atmayı sürdürmektedir. Bütün Türkiye’yi uyarmak isteriz :

  • Lozan Barış Andlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin TAPUSU ve TABUSUDUR,
    gereğince koruyup kollamak tüm ulusun tarihsel sorumluluğudur.

100. yılı kutlu ve mutlu olsun!…
***
120 pp (power point) yansısı hazırlamıştık. 1,5 saat boyunca bu içeriği belgeli olarak sunduk.
Ardından soru – yanıt ve katkı bölümü oldu : https://youtu.be/I_-7y_Da55o

Lozan Andlaşması 100 Yaşında : YAŞATMAK ULUSAL GÖREV ve SORUMLULUK

Yansıları izlemek için lütfen tıklayınız..

Lozan Andlaşması 100 yaşında, YAŞATMAK ULUSAL GÖREV ve SORUMLULUK, Ahmet Saltık

İzlenmesi, paylaşılması ve gereklerinin yapılması dileğiyle..

Sevgi ve saygı ile. 26 Temmuz 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik

ADD’den açıkoturum : Lozan Andlaşması’nın 100. Yılı

Dostlar,

Bu gün, 24 Temmuz 2023 günü, Lozan Barış Andlaşması‘nın 100. yılını ADD Genel Merkezinde Ankara’da da kutladık. Etkinlik içeriği aşağıdaki görselde (posterde)..

Uğur Mumcu Sokak 24 numaradaki yeni tarihsel binanın avlusunda duyarlı bir kitle toplanmıştı. AYM önceki başkanlarından, ADD genel başkanlarından Yekta Güngör Özden ve ADD kurucularından, önceki genel başkanlardan Av. Arif Çavdar ve Ankara dışından da gelen yurtseverler vardı bahçede.

Saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından ADD Genel Başkanı Dr. M. Hüsnü Bozkurt, kısa bir açış konuşması yaptı.

Lozan kahramanı İsmet İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan Toker, Lozan sürecine ilişkin dedesi ile canlı anılarını aktardı.

Ardından, ADD Bilim Kurulu yazman üyesi Em. Alb. Doç. Dr. Mehmet Balyemez, Cumhuriyet tarihçisi olarak Lozan Barış Andlaşması’nı irdeledi.

Gülsün Bilgehan Toker, Safa B. Yenice ve Doç.Dr. Mehmet Balyemez / 24.7.23, ADD

ADD kurucularından ve önceki genel başkanlardan Av. Arif Çavdar, 90+ yaşına karşın zinde belleği ile Lozan sürecine ilişkin köşe taşlarını, epeyce süre kullanarak aktardı.

Son olarak biz söz aldık ve kısaca, Lozan Barış Andlaşması’nın 100. yılına erişmenin gururunu vurguladıktan sonra, bu görkemli tarihsel başarıda emeği geçenleri başta M. Kemal Atatürk, İsmet İnönü….. görüşmelerde ilk dönem İsmet Paşa’nın hukuk danışmanlarından ailemizin büyüklerinden Prof. Dr. Veli Saltık.. olmak üzere şükranla andık.

Ülkemizin uluslararası hukuk katında kuruluş belgesi – tapu senedi olan bu Andlaşma’nın birtakım diplomatik oyunlarla tuzaklanmaması gerektiğini vurguladık ve somutladık kaygımızı ve uyarımızı aşağıdaki gibi aktardık :

AB Müzakere Çerçeve Belgesi ve
Lozan Andlaşması’na ciddi diplomatik tuzak

3 Ekim 2005’te AKP hükümetince AB ile imzalanan Müzakere Çerçeve Belgesi’nin (MÇB) 6. paragrafında, ülkemizin bugününü ve geleceğini kritik durumlara düşürebilecek kimi anlatımlara yer verilmiştir. Metinde;

  • “Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkileri konusunda açık taahhüdü ve BM Şartı doğrultusunda uyuşmazlıkların ve önemli sınır uyuşmazlıklarının gerekirse Uluslararası Adalet Divanı’nın zorunlu yetkisini de içeren barışçı yollarla çözülecektir.” anlatımı yer almıştır.

Buna göre, Türkiye’nin sınır sorunlarının (!?) çözümünde La Haig’deki Uluslararası Adalet Divanı yetkili kılınmaktadır. Böylece “Misak-ı Milli sınırlarının sorun olabileceği”, inanılmaz bir aymazlıkla kabul edilmektedir!

Bu düzenleme, özelikle Yunanistan, Ermenistan ve Kuzey Irak için avantajlıdır.
Ancak süreç içinde oyuncular artabilir de! Türkiye ile sınırdaş olan başka ülkeler de ülkemizle sınır anlaşmazlığı olduğunu savlayabilirler!

BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında Irak’ın kuzeyinde de facto yaratılan siyasal oluşum, gelecekte Türkiye’ye yönelik sınır istemleri bildirebilir. Bu durumda AB MÇB 6. paragrafa göre “anlaşmazlık” Uluslararası Adalet Divanı‘na taşınacak ve ABD ve AB’nin tutumu belirleyici olacaktır.

Gelişmeler ülke bütünlüğümüzü tehdit eden nitelik kazansa bile, bu paragrafa göre Türkiye, “güç kullanma” hakkını işletemeyecektir.

  • TSK, “güç kullanMAma” olarak düzenlenen 2 sözcükle devre dışı bırakılmıştır!

Ülke bütünlüğünü korumak için tersi yapılırsa, bu kez AB, MÇB’nin çiğnendiğini ileri sürerek Türkiye ile görüşmeleri askıya alabileceği gibi, yaptırım da uygulayabilecektir. Bu paragrafın derin tuzakları, usa (akla) bir başka sorun daha getirmektedir :

BM’nin İkiz Sözleşmeleri TBMM’de onandığına göre, 6. paragraftaki düzenlemeler,
bu Sözleşmelerin olanak sağlayabileceği siyasal haklar, Türkiye sınırlarını yeniden çizmeye dayalı güvence olarak kullanılabilir!

  • MÇB‘nin 11. paragrafı ise;A
  • AB mevzuatına uymadığı gerekçesiyle Türkiye’nin daha önce taraf olduğu ikili antlaşmalarla uluslararası antlaşmaların sona erdirileceğini kurala bağlıyor!

Bu paragrafa göre Türkiye’nin hangi ikili veya uluslararası antlaşmalarının geçersiz kılınacağı açıkça belirtilmiyor fakat;

KKTC’nin kuruluşu, 1959-1960 Londra ve Zürih Andlaşmaları, bu maddeye dayanılarak Türkiye açısından geçersiz sayılabilir!

Açılımın Lozan’a veya Montrö’ye dayanmayacağını kimse güvenceleyemez!
Türkiye, ne yazık ki, AB serüveni yolunda son derece tehlikeli adımlar atmayı sürdürmektedir. Bütün Türkiye’yi uyarmak isteriz :

Lozan Barış Andlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin
TAPUSU ve TABUSUDUR, gereğince koruyup kollamak
tüm ulusun tarihsel sorumluluğudur.

100. yılı kutlu ve mutlu olsun!…

Sevgi ve saygı ile. 24 Temmuz 2023, Ankara
 
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
ADD Bilim kurulu 2. Bşk.
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik

KAN ve CAN PAHASINA, EMPERYALİZME KARŞI KAZANILMIŞ TAM BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZ VAR, FAKAT NEDEN TAM BAĞIMSIZLIK BAYRAMIMIZ YOK?

Prof. Dr. Halil ÇİVİ
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

Bundan tam 100 yıl önce , 24 Temmuz 1923 günü İsviçre’de imzalanan LOZAN BARIŞ ANDLAŞMASI, Türk Vatan’ının ebedi (sonsuza dek) varlık tapusudur.

Ayrıca demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak da Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası alandaki temel siyasal, diplomatik, hukuksal ve ekonomik özgürlüklerini perçinleyen tam bağımsızlık belgesi ve andlaşmasıdır.

Bu nedenle, başta yüce önderimiz M.K. Atatürk, Lozan kahramanı Sayın İsmet İnönü ve Kurtuluş Savaşı’mızın öbür tüm şehit ve gazilerini, bize kurtulmuş bir vatan, tam bağımsız ve özgür bir ülke ve çağdaş bir devlet bıraktıkları için ne denli minnet ve şükran duysak azdır.

Kanımca Lozan Andlaşması‘nın imza günü olan 24 Temmuz (1923) gününü, vatanımızın ve ulusumuzun varlığını düşmanca hedef almış tüm emperyalist tuzakları boşa çıkaran TAM BAĞIMSIZLIK BAYRAMI olarak ilan etmek çok yerinde olacaktır.

Böyle bir ulusal bayram gününün varlığı, Lozan Andlaşması’nın tarihsel, siyasal, ekonomik ve hukuksal önemine ek olarak, başta gençlerimiz olmak üzere, toplumumuza tam bağımsızlık anlayışı aşılama konusunda da çok önemli ve gerçekçi katkılar sunabilir.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki önerisini yürekten destekliyorum.