Etiket arşivi: Prof. Dr. Ahmet SALTIK

SEÇME – SEÇİLME HAKKINDAN KADININ KÖLELİĞİNE

SEÇME – SEÇİLME HAKKINDAN KADININ KÖLELİĞİNE

MUSTAFA SOLAK
Tarihçi – Yazar

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

5 Aralık 1934’te TBMM tarafından kadına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıldönümünü kutluyoruz.

3 Nisan 1930’da belediyelerde, 26 Ekim 1933’te köy ihtiyar heyeti ve muhtarlık seçimlerinde, 5 Aralık 1934’te ise Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Ülkemizde, kadınlara seçme ve seçilme hakkı Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre gibi pek çok Avrupa ülkesinden önce tanındı. Öte yandan, ilk kadın Bakan 1971’de 33. hükümet döneminde görev almıştır. (AS: Prof. Dr. Türkan Saylan, Sağlık Bakanı)

Kadının bugünkü durumu nedir?

Diyanet fetvalarında kadın

Diyanet İşleri Başkanlığı “ ‘Boşarım’ demekle boşanma meydana gelir mi?” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Boşama, kişinin eşine söylediği “Boşsun”, “Boş ol”, “Boşadım” veya “Karım boştur” gibi boşama iradesini ortaya koyan “şimdiki veya geçmiş zamanlı” ifadelerle ya da mahkemenin kararıyla gerçekleşir.”[1]

  • Diyanet, mahkeme kararı olmaksızın, salt sözle de erkeğin karısını boşayabileceğini savunuyor!

Diyanet, “Boşama yetkisinin kadın eşe veya başkasına devredilmesi mümkün müdür?” sorusuna verdiği yanıtta da “boşama yetkisi prensip olarak kocaya verilmiştir” diyerek kadına bu yetkinin verilmediğini ima yoluyla dile getiriyor.

MEB kitaplarında kadın

Benzer anlatımlar İmam Hatip Lisesi “FIKIH” ve “FIKIH OKUMALARI” ders kitaplarında var. Fıkıh ders kitabında sayfa 185’te erkeğin kadını boşaması şu şekilde düzenlendi:

Talak, Fıkıh ders kitabının ifadesiyle “kocanın tek taraflı irade beyanıyla eşini boşamasıdır.” Talak, “sen benden bir talak ile boşsun” veya “kendine artık başka koca ara” gibi cümlelerle olmaktadır. Boşama yetkisi salt kocaya verilmekle birlikte koca evlenirken veya daha sonra, dilerse bu konuda karısını da yetkili kılabilecekmiş.[2]

Ders kitabında görüldüğü gibi; yalnızca erkeğin boşaması değil aynı anda eşinin kızkardeşi, halası, teyzesi ile olmamak koşuluyla erkeğin çok eşli olabileceği de dile getiriliyor.

Dahası “Fıkıh Okumaları” ders kitabında da bir erkek eşini üç kez “boş ol” veya yukarıda belirttiğimiz ifadelerle boşarsa onunla yeniden evlenebilmek için eşinin bir başka erkekle evlenip boşanması veya yeni kocanın ölmesi gerekir. Fıkıh Okumaları ders kitabında, yeni koca ile evliliğin zifafı içereceği de yazılıdır.[3]

Ayrıca ders kitaplarında şunlar da var:

  • Miras payı Medeni Yasa’ya değil ayete göre düzenlendi,
  • Kadının “açmasına izin verilen avreti; yüzü, bilekleriyle birlikte elleridir”,
  • Elbise, karşı cinsin dikkatini çekmemeliymiş,
  • Nafaka varken mehir düzenlendi,
  • Kadına bakmak haram,
  • Mezheplere göre avret yeri farklılığı,
  • Kürtaj “cinayettir” yaklaşımı, (AS: Katolik Kilisesi bile kürtaj hakkını kabul etti; PAPA, “tavşanlar gibi üremeyin” dedi!!)
  • Estetik yasak,

Tekfir eden (dinden çıkan) erkekse, Müslüman bir kadınla evlenemez,

Daha çoğu var ancak buncası yeterli sanırım. Bu fetvalar ve ders kitaplarındaki ifadelerle kadının durumu ilerler mi? Geriler mi?

Ceren Özdemir’in, Emine Bulut’un katline bir de bu yönden bakmalı.

Bu fetvalar ve eğitime nasıl yaklaşılmalı?

Peki kadının onuru, özgürlüğü için ne yapacağız?

NOT: Ders kitaplarındaki ve Diyanet fetvalarındaki durumu görmek için

  • GAYRİMİLLİ EĞİTİM ve DİYANET’İN FETVALARI kitaplarımı okuyabilirsiniz.

[1] https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/839/%E2%80%98bosarim–demekle-bosanma-meydana-gelir-mi-, erişim tarihi 01.12.2017.

[2] Orhan Çeker, Saffet Köse, Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, İbrahim Yılmaz, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, Hasan Serhat Yeter, Editör: Recep Özdirek, Fıkıh, MEB Yayınları, Ankara, 2017, s.185.

[3] Abdullah Kahraman, Servet Bayındır, Recep Özdirek, Adnan Memduhoğlu, İbrahim Yılmaz, Ahmet Özdemir, Fıkıh Okumaları, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2017, sayfa 108. FIKIH OKUMALARI kitabına http://www.eba.gov.tr/ekitap?icerik-id=2626 adresinden erişebilirsiniz.
===============================
Dostlar,

Yüce Atatürk ile dava – silah arkadaşlarına çağlar ötesi uzgörüsü (vizyonu) ve eylemi için şükran ile…

Dün türbanlıların okuma hakkını gasp ediyorsunuz” diyen siyasal islamcı, günümüzde “kadının okuması zinhar caiz değildir..” batağına sürüklenerek takiyyesini ele verdi ve maskesi düştü..

  • İslamda kadın – erkek eşitliği yok!

21. yy’da aklıbaşında hiç kimseye bu olguyu kabul ettiremezsiniz..
Ne Allah korkusu, ne peygamber, ne Kur’an, ne fıkıh, ne hadis…
Ne de Cennet – Cehennem vaatleri..
O halde : Hüküm zamanla değişir, 1400 yıl öncesinin Vahabi Kültürünün çöl şeriatını DİN diye dayatmanın olanağı kalmamıştır.
Bunu sürdürenler gerçekte maskeli / maskesiz din düşmanıdırlar.
Sağduyulu (aklıselim) Müslümanlar bu çıkmazı sonlandıracaktır.
İnsanların istemi ve çağın gereği budur;

  • Tüm yollar İslamda reforma çıkmaktadır.

Oyala(n)dıkça Agnosist, Deist, Ateistler çoğalıyor, İslam eriyor..
Marmara Üniv. İlahiyat Fakültesi profesörlerinden biri, birkaç gün önce ezber bozan birkaç masum laf etti diye fetva verildi : “Öldürülmesi caizdir“.. Adamcağız apar topar emekli oldu!

İslam bu mu??

İslamda yoksulluktan kurtulma özgürlüğü / hakkı da yok : Fitre, zekat var..
Diyanet ve Erdoğan Müslümana yoksulluğa katlanma vaazı verebiliyor!?

İslamda demokrasi de yok, fikir özgürlüğü, inanç özgürlüğü yok, yok, yok..

Oysa Demokrasi, eşitlik, özgürlük, yoksulluktan kurtulma.. çağın vazgeçilmez ülküleri.

…………..
…………………..

Bilginize, vicdanınıza, gönlünüze…
Ne ölçüde kullanabiliyorsanız “inanç” bukağısındaki aklınıza!

Sevgi, saygı ve derin kaygı ile. 05 Aralık 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

KRT TV Programımız…

KRT TV Programımız…

01 Aralık 2020 günü KRT’de, değerli meslektaşımız Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ile birlikte katıldığımız programın erişkesi (linki) bize yeni ulaştığından, site okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz..

İlgi ve bilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 03 Aralık 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

HALK TV Programımız – 30 Kasım 2020

Dostlar,

30 Kasım 2020 Pazartesi günü akşam
saat 21:00’de HALK TV’de
Sn. Şirin Payzın’ın konuğu olacağız..

AKP’nin yönetemediği ve ülkemize bedeli giderek ağırlaşan salgını konuşacağız..

Bilgi ve ilginize saygı ile sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 30 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

 

TELE1 TV Programımız – 26 Kasım 2020

Dostlar,

Bu gün, 26 Kasım 2020 Perşembe günü akşam saat 18:25 dolayında TELE1’de

Sn. Murat Taylan’ın konuğu olacağız. Bakan Koca’nın “koca koca yalanlarını” ve bundan sonra ne yapılması gerektiğini konuşacağız.. / KONUŞTUK

İlgi ve bilginize saygı ile sunarız. (Güncelleme : 22:11)

Sevgi ve saygı ile. 26 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

MEDYASCOPE TV Programımız – 26 Kasım 2020

MEDYASCOPE TV Programımız –
26 Kasım 2020


Dostlar,

Bu gün MEDYASCOPE TV bizi konuk aldı..

Salgın yönetiminde yaşadığımız “tuhaf hallerimizi” konuştuk..

Sağlık Bakanlığının hazin itiraflarını ve bundan böyle ne yapmak gerektiğini..

Bilgi ve ilginize saygı ile sunarız..

Sevgi ve saygı ile. 26 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

 

KRT TV Programımız – 25 Kasım 2020

Dostlar,

Bu gün, 25 Kasım 2020 Çarşamba,
saat 16:00’da KRT TV’de olacağız. / OLDUK..

Bilgi ve ilginize saygı ile sunarız. (Güncelleme, 25.11.20, 22:23)

Sevgi ve saygı ile. 25 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

KORONA AŞILAMASINDA ÖNCELİKLER SORUNU

KORONA AŞILAMASI NASIL OLACAK?
ÖNCELİK SIRASI NASIL BELİRLENECEK?

SÖZCÜ, 25 Kasım 2020 https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/ugur-dundar/korona-asilamasi-nasil-olacak-oncelik-sirasi-nasil-belirlenecek-6139744/

Bu gün köşemde, ülkemizin en saygın bilim insanlarından birini, Prof. Dr. Ahmet Saltık‘ı konuk ediyorum.

Değerli hocam, “Korona aşılamasında öncelik kimlerde olmalı” sorumuza geniş bir perspektiften bakarak, üzerinde önemle durulması gereken şu cevapları veriyor:
***
Bilim emekçilerinin KOVİT-19 için aşı geliştirme ve üretmeye oldukça yaklaşması kuşkusuz çok sevindirici. Üstelik tarihte görülmemiş ölçüde kısa sürede ve yepyeni bir teknoloji olan m-RNA üzerinden. (Türkiye’de yerli – milli aşı geliştirme çabaları ölü virüse dayalı..). Doğallıkla, hemen ardından, salgının çok yakıcı olduğu bu dönemde, 7.8 milyarı aşan muazzam dünya nüfusunun tümüne (aşı karşıtlarını da katarak!) hemen yetişmeyeceği için, sınırlı aşı üretiminin hangi önceliklerle kullanılacağı sorunsalı öne çıktı. Üstelik 2-3 hafta ara ile 2 doz aşıla(n)ma gerekli.

Kuşkusuz, bu sorunsalı aşmada birtakım bilimsel tıbbi – epidemiyolojik verilere, ölçütlere ve Tıp Etiği ilkelerine gereksinimimiz var. Hastalığa yakalanma ve ağır sonuçlarıyla karşılaşma riski en başta dikkate alınmalı. Bu bağlamda riskli toplum kümelerinin belirlenmesi ve önceliklenmesinde Epidemiyolojik stratejiler temel yol gösterici olmalı. Sağlık sorunu (dar anlamda hastalık) kimde / nerede / ne zaman görülüyor sorusu Epidemiyolojinin klasik 3’lüsüdür (triad). KOVİT-19 için bu soruların yanıtları hemen hemen bellidir. Tüm Dünyada, eşzamanlı ve tüm yaşlarda, her 2 cinsiyette.. görülmektedir. Ancak bu soru ve yanıtları yeterli değildir. Hastalığa yakalananların meslekleri ve sosyo-ekonomik statüleri son derece belirleyicidir, elimizde bu bağlamda yeter veri birikmiştir. Öte yandan, hastalığın sonuçları bir başka temel ölçüttür. KOVİT-19 kimlerde daha çok öldürücü, iz (sekel) bırakıcı – engelli kılıcıdır? Dr. Alfred Grotjhan, 105 yıl kadar önce değindiğimiz ölçütleri tıp dünyasının önüne koymuştu Sosyal Patoloji adlı kitabında.

Neleri dikkate alabiliriz?

  • Aşının etkinliği ve değişik yaş ve risk kümelerinde yarattığı bağışık yanıtın gücü, özelliği.
  • Değişik yaş ve risk kümelerinde aşı uygulamasının güvenliği.
  • Aşının, KOVİT-19’a yakalanmada ve hastalığı yaymada önleyici etkinliği.
  • SARS-CoV-2 virüsünün (yeni koronavirüs, KOVİT-19 etkeni) ilgili ülkede bulaşma dinamiği
  • KOVİT-19’un Epidemiyolojik, Mikrobiyolojik ve Klinik özellikleri.

***
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, pek çok uluslararası insan hakları metinleri, UNESCO Etik Kodları ve ulusal hukuk sistemleri tüm insanların sağlık hizmetlerine erişimlerini hakkaniyet temelli eşitlik zemininde tanımlamaktadır. Burada söz konusu olan herkesin tam eşit olduğu ideal ve olanaksız bir durum değildir; herkese hak ettiğini verme söz konusudur. “Herkesin hak ettiğini” belirleme ise, zorunlu olarak bir öncelikleme içermektedir. Küresel ölçekte tartışmalar bu eksendedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) doğallıkla bu zor – nazik süreçte de üzerine düşeni yapma çabasındadır.

AKILDA TUTULMASI GEREKENLER

Erkeklerde hastalık kadınlara göre daha ölümcül gitmektedir.
Kimi Siyahlarda ve azınlık etnik kümelerde hastalık daha ciddi seyretmektedir.
Nüfus yoğunluğu, kırsal kesime göre hastalık riskini büyütmektedir.
(HER AİLEYE 1 ÇOCUK!)
Toplum bağışıklığına asla dayanılamaz; hastalığı geçirerek sağlanan doğal bağışıklığın süresi ve gücü belirsizdir. %3 ölüm oranı kabulüyle, önümüzdeki yıllarda 300 milyonu aşkın ölüm kabul edilemez!

Alt sosyo-ekonomik kesimler, yoksullar, işsizler, olumsuz – kalabalık konut koşulları, yetersiz – dengesiz beslenme doğrudan risk etmenleridir ve bu insanlar daha çok hastalanıp ölmektedir.

  • DSÖ kaynakları, uluslararası yazın ve Ülkemiz verilerinden kalkarak, “içinde bulunduğumuz aşamada(Epidemiyolojik verilere göre zamanla değişebilir) aşağıdaki öncelik listesi önerilebilir:

ÖNCELİKLİ RİSK KÜMELERİ KİMLERDİR?

  1. Bakımevlerinde kalan yaşlı erişkinler onlara hizmet verenler
  2. 80 yaşını aşkın tüm insanlar ve sağlık, sosyal hizmet çalışanları
  3. 75 yaş ve üstü insanlar
  4. 70 yaş ve üstü insanlar
  5. 65 yaş ve üstü insanlar (Türkiye’de %9,1 dolayında; yaklaşık 8 milyon, TÜİK, 2019 sonu)
  6. 65 yaş altında yüksek riski olanlar (ek süregen hastalığı olanlar, organ aktarımı yapılmış olanlar, bağışık sistemi baskılanmış olan, kanserli, diyaliz hastaları, KOAH, önemli organ yetmezliği)
  7. 65 yaş altında orta derecede riski olanlar (DM, hipertansiyon, kalp yetmezliği..)
  8. 60 + yaş herkes
  9. 55 yaş üstü herkes
  10. Toplumun geri kalanı (önceliklerine göre kümelenerek)

***
Öte yandan, önümüzdeki aylarda uygulamaya girebilecek olan aşıların gerçek koruyucu güçlerinin ve beklenebilecek olumsuz etkilerinin ancak uzun erimde, yıllar içinde netleşeceğini vurgulayalım. Açıklanan %90-95 koruma oranı henüz “deneysel” verilerdir. İlk dozdan 28 gün sonra bağışık yanıt başlayacaktır. Virüsün mutasyona uğraması durumunda grip gibi her yıl aşılanma gerekebilecektir, ayrıca aşı etkinliği azalabilecektir. Şimdilik, beklenen 2 aşının salt hastalığın ağır geçirilmesini önlemeye dönük olduğu, toplumsal yayılma üzerinde beklenen düzeyde etkili olmadığı akılda tutulmalıdır. Lojistik altyapıda ciddi sorunlar vardır. Maliyet bir başka ciddi sorundur. 1 dozun 30 Doların altına en azından şimdilik inemediği görülüyor. Türkiye’de nüfusun yarısı olan 45 milyona 2 kez aşı 90 milyon doz gerektirir ki, toplam bedel 3 milyar Dolara yaklaşmaktadır ve ciddi tutardır. Önümüzdeki 1 yılda dünya nüfusunun yarısının aşılanabilmesi olanaksız gibidir. Dolayısıyla kısa erimde salgından başımızı kurtarma olanağı yoktur. En az 1 yıl daha, SOSYAL DEVLET desteği ve toplumsal – küresel dayanışma ile klasik korunma önlemlerine (maske – korunma uzaklığı – hijyen) daha da özenle sarılmak zorundayız. DSÖ, dünya genelinde adil dağıtım (fair allocation) için çok çaba harcıyor. Yoksul ülkelerin akçalı (mali) olarak desteklenmesini öneriyor. Türkiye’de de aşılama önceliklerinin kesinlikle saydam, katılımcı, bilimsel ve etik ilkelere dayalı, hakkaniyetli olması kaçınılmazdır.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü açılmalı ve aşıda ulusal özyeterlik sağlanmalıdır.

  • Bu arada, DSÖ uyarısıyla, BM’in öncülüğünde, tüm dünyada 14 günlük eşzamanlı bir TAM KAPANMA son derece yararlı ve gerekli gözükmektedir.
  • Uluslararası DAYANIŞMA anahtardır!
    Sevgi ve saygı ile. 25 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIKMD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

 

 

Bir Cumhuriyet Öğretmeni : Mustafa Kemal Paşa

Dostlar,

Yarın 24 Kasım Öğretmenler Günü

ABECE tanıtımı,
İsmet İnönü ile Kayseri’de
****

Elbette BAŞÖĞRETMEN Mustafa Kemal Paşa‘yı anmak gerek..

O, Yazı / Harf Devrimi gibi görkemli bir Devrimi daha Türk Ulusuna elbette köktenci biçimde armağan ederken, Ulusun hızla bu abc’yi (alfabe) öğrenmesi için yaygın Millet Mektepleri açtırdı..
O mütevazi yerlerde Halkına öğretmenlik de yaptı..
Dünyada örneği, benzeri yok…
***
Prof. Dr. Hikmet ÖZDEMİR dostumuz, bu günün anısına bir makalesini paylaştı bizimle..
pdf olarak aşağıda…

Bir_Cumhuriyet_Ogretmeni_Mustafa_Kemal_Pasa

 

 

Sevgi ve saygı ile. 23 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

KRT TV Programımız- 20 Kasım 2020

KRT TV Programımız- 20 Kasım 2020

COVID-19 olgu sayısı son 3 haftada 2 katını aştı; 2015 iken 4552 oldu!
İstanbul’da dün 441 ölüm var, bunun 180’i bulaşıcı hastalık; görüşmüş şey değil!
Geçen Kasım’da İstanbul’da ölüm rakamları günlük 200’ü aşmıyordu.
Ülke genelinde ağır olgu sayısı 29 Temmuzdan bu yana 8 kat büyüdü..
54 bin aktif hasta görünüyor AKP yeşil ile karartılan turkuvaz tabloda ama ülke genelinde yataklar dolu. 240 bin yatağın en az 140 bini KOVİD’e ayrılmış durumda ama dolu! Üstelik 54 bin aktif hastanın bir bölümü de evlerinde sağaltımda..
Ülke açıkhava hastanesi..
Sağlık sistemi SOS veriyor.
Önlemler gene yüzeysel, örn. Cuma namazına gideceklere hiç sınırlama yok.
***
Remdesivir’e DSÖ onayı geri çekildi.
Favipravir’e direnç gelişiyor..
Elde hala etkili ilaç yok; düne göre daha olumsuz durumdayız.
Beklenen Aşılar dünden bu yana etkili çözüm konumunda değil..
İktidar yalpalıyor, masum insanlar ölüyor. 
Kış geliyor.. İnsanlar yoruldu, daha da yoksullaştı, işsizlik yakıp kavuruyor..
***
Bu tablo sürdürülebilir mi?
Hayır..
AKP ekonomi ve hukukta duvara dayandı, zorunlu çark ediyor..
AB’den yaptırımlar geliyor..
Erdoğan ve AKP en çaresiz döneminde..
Salgın yönetiminde de aklını başına alacak, almak zorunda, seçeneği kalmadı.
***
KRT konuşmamızın izlenmesi, dağıtılması, yararlı olması ve gereğinin artık, daha çok oyalanmadan yapılması dilek ve beklentisi ile.

Sevgi ve saygı ile. 20 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

BİZİM TV PROGRAMIMIZ – 20 Kasım 2020

Dostlar,

BİZİM TV programımızın erişkesi (linki) aşağıda.. 21,5 dakika..

“Toplum bağışıklığı” na oynamak, post-modern bir soykırımdır!

İzlenmesi, paylaşılması ve yararlı olması dileğimizdir.

Gereği, oyalanmadan yapılmalıdır.

Masum insanlar ölmemelidir..

Sevgi ve saygı ile. 20 Kasım 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik