Etiket arşivi: Ertuğrul Günay

Rifat Serdaroğlu : HIRSIZ VAR!

HIRSIZ VAR!

portresi
Rifat Serdaroğlu

*Polis, Manisa’da Üniversite öğrencisi Hüseyin Tavas’ın
sırt çantasında, üzerinde sadece “HIRSIZ VAAAR” yazan afişe el koydu.

 

Öğrenci Hüseyin 12 saat gözaltında tutuldu ve Savcılığa sevk edildi.
Manisa Cumhuriyet Savcısı Ali Tuğrul Çetinkaya, üzerinde herhangi bir isim-resim bulunmayan, yalnızca HIRSIZ VAAAR” yazan afişi çantasında taşıdığı için,
Başbakan Erdoğan’ı hedef aldığı gerekçesiyle Öğrenci Hüseyin için 2 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı!…

*Seçim çalışmaları kapsamında Dikili’ye gelen Binali Yıldırım, Atatürk Meydanında konuşmasını yaparken, oradan geçmekte olan Hemşire Ülker yüzünü denize,
arkasını Binali’ye doğru dönerek “HIRSIZ VAAR” diye bağırdı.
Hemşire Ülker Polis tarafından gözaltına alınıp, yaka-paça Karakol’a götürüldü!…

*Kırkpınar’da başa güreşen pehlivanlar gibi kasılarak yürüyordu Binali.
Etrafında onlarca koruması vardı. Devlet görevlileri ve onların bindiği Devlet Arabaları dörtlü flaşörlerini yakmışlar eski Bakanı arkadan takip ediyorlardı.
Bölcek Beldesinden 75 yaşındaki Kabaşeker’in Demokrat Ahmet, elindeki bastonunu sallayarak “HIRSIZ VAAAR, KAYINÇO NERDE” diye bağırmaya başladı.
Eski Bakan’ın kanunsuz korumaları, her biri birer şahin gibi Demokrat Ahmet’in üzerine atlayıp ağzını kapattılar.

Polisler O’nu korumaların elinden zorla alıp, karakol’a götürdüler.

*Ertuğrul Günay’ın has adamı, Oslo görüşmeerinin, Habur’da T.C. Devletinin hançerlenmesinin, PKK’nın yeniden güçlenmesinin mimarı İçişleri Bakanı
Efkan Ala, Niğde İli Bor İlçesinde seçim çalışması yapıyordu. Bakan Bey’in yanında, aynı zamanda “Fahri AKP İL Başkanı” görevini yapan Niğde Valisi Necmettin Kılıç ve AKP Belediye Başkan Adayı da vardı.

Yani Bademler-Kürtçüler hepsi devletin kayığına binmişler, düğün- bayram ediyorlardı.
Cüneyt Tetik adlı bir vatandaş “AYAKKABI KUTUSU” diye bağırmaya başladı.
İçişleri Bakanı iğne batmış gibi sıçradı, Bakanın ve Valinin korumaları Cüneyt Tetik’in üzerine atlayıp, adamcağızı karga- tulumba karakol’a gönderdiler!…

Zil zurna sarhoş olan Rus, Kremlin Meydanında yüksek sesle

“Böyle Hükümetin anasını, avradını… Ulan bunların hepsi HIRSIZ be”

diye küfredip, bağırıyordu.

Emekliliği yaklaşmış bir polis, adamı ensesinden tuttuğu gibi sürüklemeye başladı.
Sarhoş adam; “Ben Amerikan Hükümetine küfrediyorum, bu da mı suç?
Beni niçin götürüyorsun?”
 diye direndi. Polis, adama dönüp şunu söyledi :

“Ulan bana bak, 25 senelik polisim ben. Sen kimi kandırıyorsun,
hangi hükümete küfredileceğini ben bilmez miyim? Yürü bakalım Karakol’a…

Bademlerin İleri Demokrasi dedikleri saçmalık sayesinde bakın neler oluyor;

-Cumhuriyet Savcıları, kim “HIRSIZ VAAAR” diye bağırırsa, dilekçedeki “Mağdur” kısmına hemen R.T. Erdoğan’ın adını yazıyorlar. Tıpkı Rusya’daki Polis gibi hepsi müneccim olmuş sanki!

-Eskiden Polis rüşvet aldığında sürülürdü. İleri Demokrasi de polis, rüşvetçiyi yakaladığında sürülüyor.

-İleri Demokraside yetişkin bir Bakan Bebişi, aylık kirası 60 Bin TL olan evde oturabilir ve günde 3 milyon Dolar rüşvet yiyebilir.
-İleri Demokraside, Devletin 3 temel organından biri olan “Yürütme” ,
“Yol Bulma” olarak anlaşılır.
-İleri Demokrasi de, Erdoğan’ın “Milyonları evde zor tutuyoruz” dediği
milyonlar, ayakkabı kutusundaki milyon “Yeşiller” olarak anlaşılmalıdır.
-İleri Demokrasi de “Yedirmeyiz” demek, yalnızca biz yeriz, başkasına yedirmeyiz demektir.

“Ben ne yaptıysam, Başbakan Erdoğan emrettiği için yaptım. Esas O’nun istifa etmesi gerekir.” diyen Bakan Erdoğan Bayraktar, İstanbul Belediyesi Kiptaş Genel Müdürü İsmet Yıldırım’a 24 Temmuz 2013 te aynen şöyle diyordu;

“Ben bu imar değişikliğini neye istinaden yapayım. Bizi asarlar ya
!”

Rivayet bu ya, Badem Bakan Erdoğan hakkın rahmetine kavuşmuş.
Zebani bunun koluna girmiş ve Cehennemi gösterip, “Buyrun sizi böyle alalım” demiş.
Erdoğan; “Benin yerim burası olamaz, ben bana emredileni yaptım. Ben masumum.” diye feryat etmiş.

Zebani; “Siz tabii ki suçsuzsunuz, burası da zaten Cehennem değil,
Solaryum Salonu, hadi içeri” diye Erdoğan’ı içeri atmış…

Senelerdir yazıyoruz, söylüyoruz. Çok şükür ki, bazıları yeni-yeni anlamaya başladı.
Haydi, şimdi yüksek sesle bir daha tekrar edelim;

“Yamuk Ağaçtan, Düz Baston,
Topal Katırdan, Yağız At,
Bademden, Demokrat Olmaz…”

Yaradılışa ters, değil mi Türkiyeli delikanlı!…

Not 1: 02 Mart 2014’te adaylıklar kesinleşiyor. O tarihten sonra partilerin aday değiştirmeleri de, bağımsız aday olunması da olanaksız duruma gelecek.
2 Mart’tan sonra, ne bantlar- ne “yeşiller” ortalığa saçılacak. Ağzınız açık kalacak. Büyükşehirlerde iki tanesinin AKP adayları kaçıp saklanabilirler.
Demedi demeyin, lütfen bekleyin…

Not 2: R.T. Erdoğan ile Bilal Oğlan arasında dün gece milyonlarca kişiye ulaşan ses kaydı, üzüntüden beni sabaha dek uyutmadı. Böyle bir pespayelik
olabilir mi? Başbakanlık bu ses kaydını da “montaj” diye yalanladı.
İddia şu: Bu yalanlama bekleniyordu. Şimdi bu ses bandı “görüntülü” olarak
doğrulanacak. Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler…

Sağlık ve başarı dileklerimle.
25 Şubat 2014

Naci Beştepe : Çarşamba İğneleri


ÇARŞAMBA İĞNELERİ

Naci_Bestepe_portresi

Naci Beştepe

03 Temmuz 2013

DİNDAR

Dolmabahçe Camisi Müezzini Fuat YILDIRIM, altı saatlik sorgulamasında
“camide içki içildiğini görmediğini, din adamı olarak yalan söyleyemeyeceğini” ifade etti.

Bu müezzin için doğru seçenek hangisidir?

a. ERGENEKONCU,
b. Faiz lobisi, dış mihrak ajanı,
c. Sünni vatandaşlardan değil,
d. Dinci olamamış, dindar kalmış marjinal, hatta çapulcu,
e. RTE’nin makamında gözü var,
f. Türkiye’nin ilerlemesini istemiyor…

ÜSTÜNLÜK

Afyon Milli Eğitim Şube Müdürü,
din bilgisi öğretmenlerinin müdürün üstünde olduğunu söyledi.
Yobazdır, ne dese geridir…

HAZIR

Akiller, “Türkiye barış sürecine hazır” diyerek bölünme reçetesini RTE’ye sundu.
Umduğunu buldu…

KUDUZ

Alman F.A. Zeitung Gazetesi, Egemen Bağış için” Erdoğan’ın bekçi köpeği” diye yazdı.
Almanca bilmediğimden okuyamadım,
Kuduz olup olmadığı konusunda bilgi de var mı?…

DOPİNG

Akdeniz Oyunlarına katılan sporcularımızdan 16′sında doping çıktı.
Atatürk sporcunun ahlaklısını severdi,
Şimdikiler ilaçlısını…

DESTAN

Gezi eylemcilerine karşı sopalı-bıçaklı saldırılar artıyor.
Polisin destanına yobaz gençlik şiirle katkı yapıyor…

NERELERDEYDİNİZ?

Ertuğrul Günay, RTE’yi 35 gündür dinlemiyormuş.
Bakan olmak için ve bakanlıkta kalmak için yeteri kadar dinlemiştir..

İTHAL

Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, Cizre’deki yerel asayiş birimi törenine ait fotoğrafların başka bir yere ait olduğunu düşünüyormuş.
Biz de vali için aynı düşüncedeyiz…

PERİLERİMİZ

Avrupa üçüncüsü olan bayan milli basketbol takımı oyuncuları maçtan sonra
Atatürk’lü Türk Bayrakları açtılar.
Bunlardan umudu kestim, Osmanlı olamayacaklar…

MEHTER

Bülent Arınç’ın katıldığı sünnet töreninde bu kez mehter marşı çalındı, mutlu kılındı.
Sünnet bıçağı olarak da PALA kullanılmalıydı…

BAĞIMLILIK

MİT’in, vatandaşlık bilgilerini ABD Güvenlik Ajansı’na (NSA) verdiği açıklandı.
Devlet her yerinden bağlanınca vatandaş bağımsız mı kalacaktı…

DARI

Hırvatistan’ın AB’ye girişi nedeniyle Egemen Bağış, “DARISI BAŞIMIZA” tweet’i attı.
Başımızdan badem düşse kolay buluruz darıyı…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE
İLK KURŞUN

Haziran ayaklanması AKP-PKK’yi böldü!

Haziran ayaklanması AKP-PKK’yi böldü!

MEHMET ALİ GÜLLER

25 gündür aralıksız süren Haziran ayaklanması Türkiye’yi bölme projesinin aktörlerini böldü: 1. AKP’yi böldü. 2. PKK’yi böldü. 3. Açılım’ı böldü ve AKP ile PKK’nin arasına girdi.

1. AKP’yi böldü

a. Cemaat, Gezi eylemlerinde adım adım Tayyip Erdoğan’ın izlediği “şiddet” politikasını eleştirdi. Erdoğan ise, Türkçe Olimpiyatları’na katılarak, Gülen’e “bu süreçte kavga etmeyelim” mesajı verdi.

b. TSK karşıtlığı nedeniyle AKP’ye destek veren liberal, piyasacı kesimler, “yetmez ama evetçiler” ve AB sürecinin destekçileri, son birkaç aydır işaretleri beliren ayrılıklarını, Haziran ayaklanması ile netleştirdiler. Hemen hepsi AKP’nin tramvayından indi.

c. Abdullah Gül, Haziran ayaklanmasını fırsat bilerek ön plana çıktı ve polis şiddetini eleştirdi. Gül, Erdoğan Kuzey Afrika’dayken devlet adına “mesaj alındı” dedi; Erdoğan’ın yanıtı ise özetle “alınacak mesaj yok” şeklindeydi. Gül, bu süreçte Rize, Artvin, Ardahan “seçim” gezisine çıkarak, her gün medya önünde olmaya çabaladı.

d. Erdoğan’a vekâlet eden Arınç’ın Gezi eylemleriyle ilgili kimi “olumlu” mesajları Erdoğan’ı kızdırdı. Erdoğan’ın kapalı kapılar ardında “altının oyulmaya çalışıldığından” şikâyet etmesi ve ardından yaptığı konuşmalarda “partisine nifak sokulmaya” çalışıldığından şikâyet etmesi ve hatta son olarak “içimizdeki hainler” vurgusu yapması durumu göstermesi bakımından önemliydi.

Gerçi yalanlandıysa da, bu süreçte Erdoğan’ın kendisine yönelik ağır sözleri nedeniyle Arınç’ın istifa ettiği fakat Gül’ün ısrarıyla vazgeçtiği de iddia edildi.

Bu süreçte Ertuğrul Günay’ın polis şiddetine tepkisi, Erdal Kalkan’ın “Yeter! Söz gençliğin” çıkışı, İbrahim Yiğit’in “iç savaş uyarısı” yapması partideki kırılmalara işaret ediyordu.

Şamil Tayyar ile Kutalmış Türkeş’in tuvalette kavga etmesi ise partinin içine düştüğü gerilimi yansıtıyordu.

e. AKP’yi destekleyen en önemli örgütlerden Mazlum-Der Haziran ayaklanmasına bakış nedeniyle bölündü. Eski milletvekili olan Dernek Başkanı Ahmet Faruk Ünsal’ın bir kısım dernek yöneticisi ve üyesiyle birlikte imzaladığı Gezi Parkı bildirisi, Yönetim Kurulu’nu böldü.

2. PKK-BDP-DTK’yi böldü

a. Haziran ayaklanmasının ilk günlerinde dozer önüne yatan BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in girişimi şahsiydi. Nitekim bu köşede daha önce de belirttiğimiz gibi BDP’liler durumu “Sırrı’nın kendi eylemi” diye niteliyordu.

Zaten sonrasında BDP hiç yoktu ve hatta BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “BDP olarak hiçbir sebep ve durumda biz bu ırkçı, ulusalcı, cinsiyetçi, tekçi, militarist kesimlerle yan yana durmayacağız.” diyerek partisinin pozisyonunu özetliyordu. Öyle ki Bülent Arınç BDP’ye şöyle sesleniyordu:

  • “BDP’nin olayın ilk anından itibaren takındığı tavrı takdir ediyor ve
    kendilerine teşekkür ediyoruz.”

Ancak BDP’nin örgütsel tavrına rağmen, Taksim’e gelen ve eylemlere destek veren BDP’liler vardı.

b. İlerleyen günlerde BDP heyeti İmralı’ya gitti ve Öcalan’ın “Taksim’i ulusalcılara bırakmayın” talimatını getirdi. Ardından BDP Taksim’e çıkmaya ve Apo posteri açmaya başladı. Erdoğan’ın “can simidi” gibi sarıldığı bu görüntüler üzerinden her gün “ulusalcılarla bölücüler yan yana” propagandası yapması, Öcalan’ın talimatının gerçek sahibine işaret ediyordu: Hakan Fidan!

Amaç, Apo posterleri açarak halkın Taksim’e sahip çıkmasının engellenmesiydi. Nitekim BDP İstanbul’da eylemlere katılıyor, İzmir’de katılmaya çabalıyor fakat Diyarbakır’da eylem yapmıyordu! Fakat Fidan’ın hedefinin tutmadığını önemle belirtelim!

c. Haziran ayaklanması Sırrı Süreyya Önder’i DTK ile de karşı karşıya getirdi. Önder Nuçe TV’de açık açık DTK’yi suçladı: “Türkiye yanıyor, dünyanın en büyük isyanlarından biri… DTK tek cümleyle destek açıklaması yapmadı.”

DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Önder’in sözleri karşısında “Ben ve Aysel Tuğluk Gezi hakkında kişisel açıklamalarda bulunduk.” yanıtı verdi.

3. Açılım’ı böldü

a. Halk hareketi ile sallanan Erdoğan, rüzgâr karşısında durabilmek için söylem değiştirdi. Kendisinin “İmralı”, kurmaylarının da “barış elçisi” diye isimlendirdiği Öcalan, ansızın bölücü başı ve terörist başı oldu. BDP, Erdoğan’ın asıl niyetini bilse de, tabanda rahatsızlık yarattığı için Erdoğan’ın bu sözlerine tepki göstermek zorunda kaldı.

b. BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş başta olmak üzere pek çok yetkili, bu süreçte hükümetin Açılım konusunda ev ödevlerini yapmadığını vurgulamaya başladı. Sürecin kesintiye uğradığı hem Ankara’da, hem de Diyarbakır’da fazlasıyla dile getirildi.

c. Daha ilginci şu iki haberdi: PKK, TSK’nin çekildiği bir askeri üsse yerleşmiş ve küçük çaplı bir çatışma yaşanmıştı. PKK, komutanları taşıyan bir helikoptere ateş açmıştı.

d. AKP ve PKK’nin akil adamları da bu süreçte bölündü. Polis şiddetine itiraz edenler olduğu gibi Açılımın tavsadığından şikâyet edenler de vardı. Örneğin, Baskın Oran ,“Erdoğan barış sürecini buruşturup attı” diyordu artık.

Erdoğan’ı Türk bayrağına sarılmaya mecbur eden sürecin farkında olan deneyimli isim Ahmet Türk ise bu tür açıklamalara itiraz etti ve “bu hükümetle barış olmaz” sözlerini şu aşamada gerçekçi bulmadığını söyledi.

Hatta Türk, daha da ileri giderek Erdoğan’ın yardımcısı gibi konuştu ve Gezi eylemlerinde demokrasi talebi olduğu gibi hükümeti yıpratmak isteyen ve çözüm sürecine karşı olan bir senaryonun da devrede olduğunu savundu.
(Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Haziran 2013 20:10)

Dil, Kültür ve Yabancı Dilli Üniversite

Dostlar,

Üstad Doğan Kuban’ın Cumhuriyet Bilim Teknik ekinde 31 Ağustos 2012 günü yayaımlanan

Dil, Kültür ve Yabancı Dilli Üniversite
başlıklı makalesini paylaşmak itiyoruz..

Gençlerimizin, us almaz bir yabancı dil özentisi hatta takıntısı ile
nasıl kendi öz ekinlerine (kütürlerine) yabancılaştırıldıklarını acı ile izliyoruz.

Bu gidişin durdurulması gerek.

Yabancı dil öğrenmeye ve öğretmeye elbette evet..

Devlet, geçerli yabancı dilerin yurttaşlarca yeterli düzeyde öğrenilmesi için
elbette çaba göstersin ama

YABANCI DİLLE EĞİTİME HAYIR!

Bu ancak sömürgelerde olur.

Türkiye, örn. Rusya’dak gibi bir Dil Akademisi kurmalı.
Aslında alasını büyük Atatürk 1932’de Türk Dil Kurumu olarak kurmuştu. 12 Eylülcüler devlet dairesine dönüştürdü ve işlevsiz kıldılar.

Böylesi bir kurum, seçilen bilimsel-kültürel kaynakları yabancı dilerden Türkçemize çevirirken, karşılığı olan Türkçe söcükleri de türetir..

Böylece isteyen o yabamcı dillerden okur ama Türkçeleri de dilimze kazandırılır
yeni kavram ve terimlerin.

Bunun için ulus devlet / ulusal devlet olmak gerekir;
bir ulusal dil politikası olması gerekir devletin ?

Türkiye’de 12 Eylül 1980’den bu yana giderek yozlaşan ve çoraklaşan çok tehlikeli bir savrulma yaşanıyor..

Ve de dile kolay, en az 3 onyıldır bu tehlikeli erozyon süregelmekte..

AKP’nin CHP’den dönme Kültür Bakanı Ertuğrul Günay‘ın düşün dünyasının ufukları bu sorunlara erişemiyor mu?

Doğan Kuban’ın makalesi için lütfen tıklar mısınız ??

Dil, Kültür ve Yabancı Dilli Üniversite

Sevgi ve saygı ile.
Datça, 10.9.12 (Tatil için)

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net