Etiket arşivi: “Ekonomik büyüme” (Economic growth)

YARINI OLMAYAN BÜYÜME..

Dostlar,

Van Atatürk Lisesi’nden (1969-71) arkadaşımız Mustafa Sönmez önemli bir yazı
kaleme (kalvyeye mi desek?!) aldı. web sitesinde de yayımladı SÖZCÜ‘ye ek olarak.

11.6.12 sabahı TV’leri izlerken yurt dışından DB’ndan (Dünya Bankası) buyruk gibi istemler geldiğini ve Türkiye’nin bu yıl için öngördüğü yıllık kalkınma (aslında büyüme demek gerek) hızının % 4’e yakın bile gerçekleştirilemeyeceği, aşağılara çekilmesi gerektiği belirtiliyordu.. Dünya Bankası bu yıl için Türkiye’nin “Büyüme” rakamını
% 4,5’tan, % 2,4’e düşürdü.

Yani dış alem, içeriye dönük balonu yutmadığı gibi AKP’ye izin de vermiyor..

  • AKP’nin ipleri tümüyle dışarıda!

Sayın Sönmez’in bu gelişmeyi de dikkate alarak, yeni bir değerlendirme yapması
bize göre iyi olur..

Sevgi ve saygı ile.
13 Haziran 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Not : Ekonomik büyüme (Economic growth) salt ekonomik göstergelerde büyüme anlamında. Ekonomik kalkınma (Economic development) ise büyüyen ekonomik göstergelerin halkın gönencine (refahına) yansıması, örn. bir yandan kişi başına
yıllık ulusal gelir artarken, gelir dağılımının da iyileşmesi…. anlamındadır. Örn. Türkiye toplam ulusal gelir (GSMH – GNP) bakımından dünyada 18. sırada iken, bu rakam
çok ve yersiz kalabalık nüfusa (80+ milyon!) bölündüğünde birden 59-60. sıraya düşmektedir. Bu bağlamda en yetenekli ölçütlerin başında yaklaşık son 20 yıldır kullanılagelen İnsansal Kalkınma İndeksi (HDI – Human Development Index) belirtilmeli ve kullanılmalıdır. BMKP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) tarafından (UNDP : United Nations Development Program) geliştirilen bu çok değişkenli
temsil gücü yüksek ölçüte göre Türkiye, son 12 yıllık AKP iktidarında 80.-90. ülke aralığında yalpalamaktadır. Gerçek (reel) bir ilerleme söz konusu değil.. Dünya ile aradaki gelişmişlik farkını kapatamıyoruz! Yerimizde sayıyoruz (patinaj yapıyoruz).
Halk gene kandırılmaya çalışılıyor ama artık eskisi gibi kolay değil.
AKP’nin harami masal düzeninin sonu yaklaştı..

======================================================

YARINI OLMAYAN BÜYÜME..

portresi

 

Mustafa SÖNMEZ
http://mustafasonmez.net/
11 Haziran 2014

 

 

TÜİK, 2004’ün ilk çeyreğinin yani, ilk 3 ayının büyümesini %4,3 olarak açıkladı.
Yıllık hedef %4 büyüme olarak belirlenmişti. Tabii ki iyi bir sonuç ilk bakışta.
Aslına bakarsanız, yılın ilk 3 ayının tozunu dumanını dikkate aldığınızda, iktidarı epeyi memnun edecek bir sonuç. 17 Aralık, 25 Aralık (AS: 2013) rüşvet rezaletleri ile
ortalık dalgalanıyordu.

Kur patladı, Dolar 2.40 TL’yi gördü. Bunun üzerine Merkez Bankası repo faizini 6 puanın üstünde artırdı %10’a çıkardı. Türkiye’ye ilk 3 ayda değil yeni dış para akışı, var olanlar çıkınca, cari açığın finansmanı için pamuk eller cebe atıldı. Bir yandan Merkez Bankası rezervden bozdurdu, bir yandan yastık altı, yurt dışı zulalar ile “net hata noksan” patlaması (AS: kaynağı belirsiz döviz girişinin teknik, makyajlı, örtük adı) ile açık,
finanse edildi, dövizin daha çok tırmanışı frenlendi. Bütün bunlar olurken ekonomi
%4,3 büyüdü. Hem de önceki çeyreklerden pek geri kalmadan…
Peki nasıl oldu?

Katkılar…

Büyümenin rüzgarı nereden geldi diye bakıldığında ihracat (AS: dışsatım) öne çıkıyor. %4,3’lük büyümenin 2,7 puanı ihracattan gelmiş, iç tüketimin payı ise %1,6…

2003’ün ilk çeyreğinde Dolar kuru 1.80 TL dolayındaydı. 2014’ün ilk çeyreğinde ise % 22 üstünde, 2.20 TL’lerde…Avro 2.35 TL’den 3.05 TL’ye zıpladı; neredeyse %30 artış!…Dahası, içeride faizler yükseldi, tüketici beklemeye geçti, banka kredileri daraltıldı,
kredi kartlarına disiplin getirildi, ne otomobil satılıyor ne beyaz eşya, konut satışları bile yerlerde…Bu durumda işadamı ne yapar? Can havliyle kendini dışarı atar, hele ki
döviz kuru bu kadar cazip (AS: denli çekici) hale getirmişken ihracatı… Nitekim öyle oldu. 2013 ilk 3 ayında ihracat 37 milyar Dolar iken, bu yılın ilk çeyreğinde 40,2 milyar Dolara çıktı. Fiyat kırma pahasına otomobilden tekstil-giyime AB pazarının kapılarına dayandı ihracatçı, o sayede stokları azaltıp çarkları iyi kötü döndürdü. Hizmet ihracı olarak da turizm, yine kur avantajı ile katkısını yaptı.

İç tüketim

Han tüketimleri büyümeye biraz olsun katkı yaptı. Detaylara (AS: aytıntılara) bakıldığında mutfak harcamalarının %2 artışta kaldığı, otomobilin içinde olduğu ulaştırma harcamalarının neredeyse artmadığı görülüyor. Ama kampanyaların da etkisiyle ev eşyası yenileme, giyimde önemli tüketim artışları olmuş ve bunlar büyümeye katkıda bulunmuş. Bir de kamu giderleri var tabii ki. 2014 seçimler yılı olduğu için AKP, mal-hizmet alımında, kamu yatırımında pek hız kesmiyor. Bu harcamalar da büyümeye iyi-kötü rüzgâr oldu.

Hükümet memnun;  Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıklama yapmış, diyor ki;
içeride siyasal istikrarı yakaladık, dışarıda ABD ve AB’de iklim bizden yanadır,
%4 büyüme hedefini yakalarız…

Kırılgan…

Yakalamasına yakalarsınız da, değişen ne? 2014’ün ilk 3 ayının cari açık toplamı 11.5 milyar Dolar. Peki, %4,3 büyümüş ulusal gelirin Dolar karşılığı ne? 185 milyar Dolar
(ilk çeyrekteki). Bu ne demektir biliyor musunuz ? %6,2 cari açık/ulusal gelir oranı!..
Hâla yüksek…

Şuraya geliyoruz; AKP rejiminin ekonomi vizyonu yok.

Tümüyle RTE’nin siyasal hedeflerine odaklı bir araç, ekonomi. Gün bulup gün yiyor. İçeride daralınca can havliyle dışarıya, hem de üç on paraya satarak çarkı döndürüyor. Ama her yönden bağımlılığını sürdürerek ve ulusal gelirinin %8-9’u tutarında cari açık vererek…Bunun adı, yarını olmayan büyümedir. İlk 3 ayın büyümesinin ihtiyacı olan döviz, dış kaynaktan değil, rezervlerden, yastık altından bulundu…
Ya sonra? Belki ikinci, hatta üçüncü çeyrekte de bir yerlerden bulunur…
Ya sonra?

Böyle bir kırılgan ekonomi ile resmisi 3 milyonu, gerçeği 5 milyonu bulan işsiz kitlesine nasıl bir gelecek taahhüt edebilirsiniz ki?

ÇİN ABD’ni Geçer mi??

Dostlar,

Bu sitede, Cumhuriyet’imizin 100. yılında, 2023’te Türkiye, AKP sözcülerinin masalsı anlatımları ile Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içine girebilir mi.. sorunsalını kapsamlı bir makale ile matematiksel olarak işlemiştik..
(Top 10 Biggest Economies in the World 2013; http://ahmetsaltik.net/2013/09/19/top-10-biggest-economies-in-the-world-2013/, 9.10.13)

Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan da bizim görüşlerimize destek veriyor..

Matematiksel olarak Türkiye’nin Hindistan’ı (2 Tr $) yakalaması, Hindistan’ın bu tempo ile gitmesi (ort. %7 büyüme) durumunda, araya başka bir ülkenin de girmeyeceği varsayımı ile, Türkiye’nin 800 Bn $’dan +2 Tr $’a erişmesi 2023’e dek 10 yıl boyunca sürekli, yaklaşık % 20’ye yakın (yıllık!) büyümesine bağlı… Böylesi bir ekonomik performasn Dünya iktisat tarihinde yok… diye değerlendirmiştik..

Ne var ki, İktisat eğitimli Başbakan R.T. Erdoğan’dan Maliya Bakanı Mr. M. Simsek ve Kalınma Bakanı Cevdet beye dek AKP öncüleri bu masalı halka anlatmayı sürdürüyorlar..

“Apaçık yalan söylüyor” ve az eğitimli, matematik bilmez ve kullanmaz,
halkı kandırıyorlar.. desek suç olur mu?

“Matematiksel düşünce” diye bir olgunun düşsel kaldığı bir kalabalık ülke halkına
bu yolda fantezileri politika adına sunmak mı daha ahlak dışı, bizim bunu yapanlara “yalan söylüyorlar” dememiz mi??

Son olarak;

“Ekonomik büyüme” (Economic growth) ile
“Ekonomik Kalkınma” (Economic Development)

kavramlarının aynı olmadığını belirtelim..
İlki, ekonomik göstergelerin büyümei – şişmesidir; halkın gönencine adaletli yansıması dikkate alınmadan..

İkincisi ise; “Ekonomik Kalkınma” (Economic Development)” büyüyen ekonominin nimetlerinin hakkaniyetle paylaşımı; Gelir Dağılımının Gini katsayısı üzerinden iyileşmesi (küçülüp kuramsal olarak sıfıra yaklaşması; Lorenz eğrisinin tam lineer-doğrusal oluşu – bel vermemesi), UNDP‘nin (UN Development Programme)
BM Kalkınma Programı) İGİ (İnsansal Gelişim İndeksi – HDI; Human Development Index) sıralamasında yukarılara tırmanması.. demektir..

Türkiye Kasım 2002’de HDI sıralamasında 82. sırada idi AKP iktidar olduğunda..
Kasım 2012’de .722’lik skor ile  84. sırada (http://countryeconomy.com/hdi);
yani 11 yıldır ilerlemek şöyle durun, 2 sıra daha gerilemiş durumda..

AKP ekonomisinin somut sınavı bu ölçüt.. gerisi boş laf..
AKP’nin eski Maliye Bakanı ve Başbakan Yrd. Abdüllatif Şener‘in söylemiyle 17 Aralık 2013’te patlayan yüzyılın devlet soygununda mali portre 630 milyon Dolardır..
Prof. Sinan Sönmez’e göre 10 yılın toplam soygunu 342 milyar Dolardır..
(342 Milyar Doları Kim Yedi ??, http://ahmetsaltik.net/2014/01/09/342-milyar-dolari-kim-yedi/, 09.01.2014)

Bu muazzam soygun ile 2013 ve 2014 Türkiye HDI verileri kaç çıkar dersiniz??
Ve de 2023’te hala ilk 10 ekonomi içine girebileceğimizi hülyasına inanıyor musunuz?

Sevgi ve saygıyla
07.02.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

================================

Çin ABD’ni geçer mi? 

 Portresi_gulumseyen

Prof. Dr. D. Ali Ercan
 

“2023’te Türkiye’nin Dünyadaki ilk 10 Büyük ekonomi arasında yer alacağı” yönündeki resmi demeçlere karşın, IMF tarafından yayınlanan kestirimler arasında büyük farklılıklar var. Örneğin IMF‘nin 2018 kestirim listesi (yuvarlatılmış yaklaşık rakamlarla) aşağıdaki gibidir. Türkiye 1 trilyon 200 milyar $ GNP (AS: GNP, İngilizce “Gross National Product” ın uluslararası kısaltması olup GSMH ile eş anlamlıdır..)
ile 17. sırada; daha doğrusu şu andaki sıralamada büyük bir değişiklik yok.
21 trilyon $ ile ABD yine başı çekiyor.

İki ay önce sizlere Çin’in ekonomik sıralamada ABD’yi yakalaması üzerine bir öngörümü yollamış ve şunu sorgulamıştım;

Çin ABD’ni geçer mi?

Çin’in zaman ortalamasında kararlı bir biçimde ilerlediğini,
her yıl ABD ekonomik gücüne biraz daha yaklaştığını söyleyebiliriz.

Cin_ABD_ekonomik_yarisi1975’te Çin’in GSMH’sı ABD’nin 1/5’i kadardı, şimdi yarısına geldi. Dünyanın 2. büyük ekonomisi oldu. Böyle giderse en geç 2040’ta Çin’in ABD’ni yakalayıp geçeceğini söyleyebiliriz. Bir yandan nüfusunu “kadın başına 1 çocuk” programıyla dizginlemeye çalışan Çin, gönenç katsayısını kesinlikle daha da yükseltecektir. Bu koşullarda, 2050’de Çin’in ABD ayarında bir süper güç olacak görünüyor.

Şimdi 1,35 milyar olan  Çin nüfusunun 2050’de 750-800 milyon ve kişi başına
ulusal gelirin 50 bin $ düzeyinde olacağını kestiriyorum. 

IMF’nin bu kestirimine göre 2040’ta değil, çok daha önce,
2030’larda Çin ABD’nin önünde olacak demektir.

Ve iletiyi şöyle bitirmişim:

Çin, kuruluşunun 100. yılında Dünyanın doruğunda olacak.
Peki, Türkiye kuruluşunun 100. yılında hangi düzeyde olacak dersiniz? (æ)

Doğallıkla, hüner Dünyanın ekonomisi en büyük ilk 10 ülkesi arasında olmak değil;
hüner Dünyanın en gelişkin ilk 10 ülkesi arasında yer almaktır.
Türkiye bugün 90-100 arası bir yerde bulunuyor gelişmişlik sıralamasında. æ

 

2018’de Ülkeler ve GNP

ABD 21,0  trilyon $
AB 20,0
Çin 15,0
Japonya 6,0
Almanya 4,0
Brezilya 3,4
Rusya 3,2
Fransa 3,1
İngiltere 3,0
Hindistan 3,0
İtalya 2,3
Kanada 2,2
Avustralya 1,8
G. Kore 1,7
Meksika 1,7
İspanya 1,5
Endonezya 1,5
Türkiye 1,2
Hollanda 0,9
S. Arabistan 0,9
İsveç 0,7
Tayvan 0,7
İsviçre 0,7
Polonya 0,7

Not        : Şu anda ~800 milyar $ GNP olan Türkiye’nin 5 yıl içinde 1200 milyar $’a çıkması için yıllık %8,5 gelişme hızı varsayılmış ki, hiç gerçekçi değil.

2018 Dünya GNP toplamı ~100 trilyon $, 2000 rakamı olan ~40 trilyon $’la kıyaslanırsa,
18 yılda ortalama % 5,2’lik gelişim var demektir; ~ %1,2 nüfus artışını çıkarırsak, küresel ölçekte net % 4/yıl gelişim hızı varsayılmış demektir.

İktisatçılar ne der bilmiyorum ama, bence bu  küresel finans balonunun ~% 4/yıl oranında şişirilişi ve Doların değer yitiğinden başka bir şey değil. Eğer Doların değer yitiği (enflasyon) %2,5/yıl dolayında ise o zaman küresel ölçekte yaratılan gerçek artı değer %1,5/yıl olurdu… æ